19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA tKİ sCTTMHURİYET 19 Mart 1972 eryüründe, «lle kunılduğo llk gfinden beri bir kaynana gelin ilijkilerl sorunu kendini gösterdi. Birçok komedi, drant yazarlanna konu olan kaynana gelin anlajamamazlıkları, çekismeleri, çatışmaları ortaya çıktı. Sonu gelmiyen ve bn gidişle de sonu kolay kolay gelmiyecek olan bir gelin kaynana kavgası sürüp gitti. Bu sürekli anlaşamamazlıkhır, kavgalar yüzünden birçok yuvalar mutiulukian uzak kalddar. Mutsuzluk içinde bocalayıp dutdu lar. Dağrdmak zornnda kaldılar. Y BİTNİYEN KAVGA Dr. Halis ÖZGÜ etmekle. unutmakla, sadece eşleriyle ilgilenmekle, nankörlükle suçlarlar. Oğulannı eşlerinden ayırabilmek, uzak tutabiloıek amacryle eeşitli çarelere baş\Tirurlar. Sık sık rahatsızlanırlar, lıas talanırlar veya öyle görünürler. Oğullannı mutlu yapan gelinlerine, mutsuzluk içinde yaşatanlardan daha fazla kızarlar, içerlerler. Kızariar; çünkii böylelikle oğullannı bütün bütün kendilerinden ayıracaklannı, uzaklaştırabileceklcrini sanırlar. lml kaynanalar, bazı ballerde, sırf gelinlerini ogullanndan uzak tutabilmek. ogul lanyle geçmijteki eski ilişkilerinin yapuıtılarıyle kendilerini avutabilmek için evin bütün işlerini üzerlerfaıe alırlar. Geline bir is yapmak olanağını vermezler. Kendilerini bn davranış şekline zorhyan gerçek nedeni saklamak, gizlcmek amacıyle, başkaları tarafından kolaylıkla kabnl edilebilecek gerekçeler ortaya atarlar. Gelinin. 1; konumnda yeter derecede becerikli olmadıguıı, işe alısmadığını. bazan da sır arkadajlarına, lembel oldnğunu söylerler. Yakınmalar azı kaynanalar oğullan evlendifcten sonra değişirler. özellikle tek oğullan olan ban kaynanalar gelinleri ile anlaşmakta zorluk çekerler. Onlara kolav kolay ısmamazlar. OnIan, evlâflannı, kendi deyimleriyle, «yavrularını» ellerinden almakla, kendilerini yavrularmdan ayınnakla, uzaklaştırmakla suçlarlar. Onlan, kendilertni en önemli, en deferil bir varlıktan yoksun bırakan. bırakraak Istiyen kimseler gibi görürler. Onlarla ilgili gerçek düşüncelerini, duygulannı olduklan gibi açığa vurmanın çarelerini ararlar. Gelinleriyle ilgili dnvramşlarmı haklı göstermeğe uğraşırlar. Bilinç alUarmdaki gerçek nedenleri gizliyebileeek bazı davranış gekillerinl benimserler. Gelinlcrinin, «yavnılanna» iyi bakamıyacaklanndan. kendileri gibi, kendileri kadar iyi bakamıyacaklanndan endişe ertiklerini söylerler. Banları ise burnda değişik bir yol tutarlar. Bir başka kadının oğullanyle fazla ilgilenmesini oğullannı kendilerinden daha mutlu bir hale getirmesini iyi karşılamazlar. Kendilerinin yapamadıklarını yapanlara öfkelenirler, sinirlenirler. Onlann, y»vrolannı daha mutlu yapmalarını önlemeğe çalışırlar. Gelinleri ile oğullannın aralannı açmağa çaba gösterirler. Oğullannın mutlu görünmclerine de göz yumamazlar. Bu mutluluğu kendileri Jçta bir vrfasıılık. lhanet gibi sayarlar. Y.ılnız olduklan, bajbaşa yaşadıklan zamanlarda mutluluklarmı en çok istedikleri oğullannı mut suz yapabilecek davranış şekillerini benimsemek ten uzak kalamazlar. Onlan, kendilerini ihmal B K güzel bulduklan için gelinleriyle anlaşamaılar, Onlan çekemezler. Onlann, gençlikleri, güzellik leri ile oğullannı ellerinden aldıklarını düşünürler. Onlann yanında kendilerini oldnklan gibi kabul etmekte güçliik çekerler. Bunun da sonu eu olarak, onlan beğenmekte zorluklarla karşılaşırlar. Onlan her fırsatta eleştirmek. yermck arznnınu duyarlar. Onlann yaptıkları işlere kanşırlar. Kusuriannı alabildiğine büyütürler. Kı sacası. onlan oğullannın gözlerinden düşürmeğe çalısırlar. Gelinlerinl eksik, kasurlu göstercbildlkleri ölçüde ogallannda kendilerine döumek arzusunu yaratabileceklerini sanırlar. nıyabilir. Su veya bu nedenle annestnl sevemlyen, annesinden nefret eden btr kız evlendiği zaman kaynanasmı, bilinçaltındaki «fena> anne hayaliyle değerlendirebilir. Kaynanasını gorünce çocukluğunda sevemedjği annesiyle karşılasmış gibi oiabiiir. Onunla ilgili tepkilerinl kayna nasına karşı gösterebilir. Kaynanasının bütün uyanlannı bir müdahale sekline sokabilir. Kaynanası ile bir çatı altında yasamaktan sıkılabilir. Başka bir deyişle. yuvasını, annesinin evi gibi düşünebiHr. Çocukluğuna ait huzursuz hayatını şimdiki hayatıyle bir arada yaşıyabilir. Bir çocuk gelin oiabiiir. ÜNDEN UNF Hayıılı yolculuk Sonuç anne, kolay kolay oğlundan, özellikle tek oğlundan. kopamaz. Onu, yavaşça ilcrlemesine rağmen, kendisine, sadece kendisine ait bir varlık gibi görmekten birden bire va7geçemez. Kendi dünyasım yalnıı O'lu bir dün\a gibi diisünmekten kendini alamaz. Onunla. do kuz ay on gün süren ortak hayatının yarattıjh bir bütün halinde yaşamak, ölünceye kadar bu bütünlüğü devam ertirmek arzusunu bilincaltında duymaktan, onu varlığınuı bir savunucuüu. koruyucusu, tamamlayıcısı, yoksunluk duygusunu telâfi edebilecek tek varlık gibi tanımaktan uzak kalamaz. Gelin de. kendisîni adadğı ve bütünii ile kendisinin olmasim dilediği eşini. nnnesi ile bile olsa, bir baska kadınla paylaşmak lsteğjni duymai' Eşinin bir başka kadına daha yakın görünmesi karşısında bir terkedilme duy gusunu duymaktan kurtulamaz. Verlığınd» »azı şeylerin eksildiğini sezmekten. dolayısıyle. kendisini yadtrgımaktan kurtulamaz. Buııun için. geçmiste olduğu gibt gelecekte de daima bir kaynana gelin sorunu kendini çöstereccktir. Komedi, dram yazarlan konu bulmakta zor1 luk çekmiyeceklerdir. Geçmiste. zamanımızda o duğu gib! gelecekte de birçok yuvalar huzursuz luk içinde yaşıyacaklardır Birçoklan bu hunırsuzluğa davanamıyacaklardır ve yikılıp Rİdoceklrrdir. Bu, insanoğlunun bitmiyen çilcierinden biridir. A Gelinin tepkileri imi psikanalistlere göre. kaynana cclln arasmdald sonsuz anlasamamazlıklarda, kavgada gelinler de önemli bir rol oynarlar. Birçok gelinler çesjtli nedcnlerle. kaynanalannı istemezler. Özellikle, oğullannın iistüne fazla düşen. oğullannın evliliklerini kabul rtmekte zurluklarla kaı>ılaşan kaynanaları pek sevmezlcr. Onlan kendileri için bir rakip gibi görürler. Onlan zanıan zaman, eşlerini kendilerinden avırmağa çalışan, yuvalarmı yıkmağa ugrasan kimseler gibi görürler. K Kimi kaynanalar da, daha karmaşık bir ynlu işlerler. Gelinlerine karşı aşırılığa kaçan bir yakınlık gösterirler. Bu yakınlığı, onlan evin ijlerinden. dolayıslyle. oğullanndan uzak tutmalarının haklı bir gerekçesi gibi tanıttrlar. Onlarla ilgili olumsuz duygulannı, düşüncelerini, bazan da nefretlerini, bu şekilde gizlemeğe çalışırlar. Değer Kavgası A dlerdlere göre, kiml kaynanalar. kendllerinden daha genç, daha canlı, harekctli. Kimi gelinler de, eşlerini gerektiği gibi sevcmedikleri için kaynanalanndan soğurlar. Onlan, bağlanamadıklart eşlerlnin •nneleri olmakla suçlarlar. Onlarla ilgili olumsuz davranısları yoln ile eşlerinden öç almağa uğraşırlar. Gelin • kaynana arasındaki anlaşamamazlıklarda gelinin geçmisteki olumsuz hayatı da rol oy Cumhuriyet'e mektuplar 3ıV 40&CJk. Ankara havasmın temizlenmesi için teklii Ankara havasmın kirlenmesi bugün ciddî bir sorun olmustur. Bu hayati sorun üzerindeki düşüncelerimi ifade etmeğe çalısacağım. Bu konuda daha çok bilgi ve söz sahibi olan kisilerin, bu ijle ilgili kuruluşlann ilgi göstereceklerini umuyorum. Hava kirlenmesinin nedeni bel Bu tünellerin baslangıçlarındali: Soba, kalorifer bacalarından, ki hava basmçları ile kuzey ccpegzoslardan havaya atılan ze hedeki hava basıncı arasında dehirli gazlar ve is, merkezi yervamlı bir fark olacaktır. Bu nedeki Havagazı Fabrikası da bu denle de kirli hava basıncı aiçak kirlenmeye esaslı katkıda buolduğu tarafa akacaktır. Bu akım, lunmaktadır. Bu hava akamadıAnkara ovasma doğru, tünellerin ğı, birikip kaldığı için zararıbaşlangıcına doğru zaman zaman süreklidir. yön değiştirerek olacaktır. Işte bu akım hava birikmesini önleBu havayı temizlemek için trer yecektir. kezi ısıtma sistemi düşünüldiiğü nü biliyorum. Buna rağmen egBu düşüncem şüphesiz teorikzos ggzlan havayı yine kirletetir. Akla yatkm bulunduğu takcek, istenilen sonuca tam olarak tirde akımın mümkün olup olma \arılamıyacaktır. Havagazı Fabdığını anlamak için ölçüler yap rikası için ne düşünüldüğünü bil mak gerekir. Bunun için, raermiyorum. Bu fabrikanın «ehir kezde, Etlik, Keçiören önlerınde, dışına çıkanlması gerekir. açüacak tönellerin başlangıçlarmda hava basıncı değişimini bir Bu konuda iki problemle k?rsüre ölçüp karşılaştırmak gereçılaşıyoruz: Kirli hava niçin birıkir. kir, nasıl akıtılır? Bunları sıra sıyla cevaplandırmak gerekir. Eğer akımı sağlayabilecek baKanımca Çubuk vadisinden, Kt sınç farkları bulunursa, bu ısin lik ve Keçiören sırtlarından >ehfinansmanmdan kaçmmamak ge re doğru akan soğuk hava, şehir rekir. Bu ölçü ve incelemeleıde, merkezindeki kirli havayı oepbelki Hatipdere boğazır.daki hava heden Çankaya ve Kavakhdere'barajı ve tüneline de lüzum k:ıl ye doğru itmekte, Çankaya ve mıyacaktır. Bu tüneller, ilerde Kavaklıdere sırtlarından asarak trafik için de kullanılabilecek gelen soğuk hava da üstten aşağı şekilde açılırsa bir taşla iki kus tıastırmaktadır. Bu etken sltm\Tirulmus olur. da kirli hava sıkışmakta ve akaAnkara havasmın temirlenmemamaktadır. si sorunundaki düşüncemi ifadeye çahştım. İlgi göreceği umudııAnkara havasmın temizlenmes'", mu tekrarlıyorum. Eikışan havaya akmtı sağlarnakla mümkün olacaktır. Bunun için Mehmet ALT1OK şoyle düşünüyorum: Emekli Öğretmen • tstanbul • 1 Hıdırtepe ile Ankara Kalesi arasında Boğazm daraldığı, yani sığınakların bulunduğu yerde, Asrimezarhk düzeyine kadar bir hava barajı yapmak, bu barajın Belediye Basın Yaym ve TuDoğu tarafmda uygun bir yerdpn rizm Müdürlüjü, bu sütunda çı Cebeci'ye doğru, kan 16.2.1972 tarihli, «Milyonluk 2 Çankaya veya Kavaklıdecadde pislik içinde» baslıkli şire arkasradan Bakanlıklara doğkâyete gönderdiğı karşılıkta, ru. «Tesvildye Hüsrev Gerede Cad3 Gölbaşı taraflarından yine desinin çöplerinin her gün ahnBakanlıklara doğru uygun yerdığını» bildirmektedir. lere hava tünelleri açmak. en İstanbul'da doğ dum, tstanbul'da büyüdüm, tstanbul'da yaşadım. Ankara, Izmir, Bursa, Ayralıktan başka Anadolunun hiçbir yerini bilmem. Bunun için yazüanmda hep İstanbulu, burada yaşayanlan yazar söylerim. Ne yapalım Kaptan efendi oflum, paketim kaldı paketim!» diye kaptan her horozun kendi çöp kune dogru feryacu basmış. koş lüğünde ötmesi gibi, aptan da bakmış ıhtiyar hatuncağız çırpınıp duruyor, herkes bildiği, gördüğü uısaia gelmiş, «Taahu belki şeyleri yazar, anlatu*. kadıncafız mühim bir şcy unutAnadoluyu da yazan, mustur, mücevher tilin olmasın!» dıye, açılmak Uzere olan çizen, orada yaşamış nice değerli yazarlanmız var. Onlar orayı, biz burayı anlatarak geçinip gidiyoruz işte. B Bacımız Fatma Hanım yuvermışu. Bütün çarşıya kepaze olduktan sonra o vaziyette eve gelerek kapıdan ıçen girer girmez, zavallı bacıcığım kendini tutamadıydı da hepimizin yanında, «Tuuuu Beyazıt orospusu!» diye adamın yüzüne bağınverdıydı. Bacımın bu alevlenrnesi bizi hem güldürdü. hem de vaktiyle Beyazıtta bu çeşit kadınların bulunduğunu bize öğretliydi. Hafız ondan sonra bir daha sakal bıyık koyvermedı, öylece Beyazıt biımemnesı gibi, tabii aılıksız podrasız tarafından. dolaştı durdu. kadar zaman geçtı tıaurlamıyorum, işte sarhoş bir adamın iki kat merdıveni çıkış z&manı kadar bir sey olacak, sofada bir şakırtıdır koptu. Ama ne şakjrtı, oluklar boşanıyor sanki. Hatırludıkça hâlâ çüleriz. Zavallı bacıcığım, «Hay gözii kör olası zerfos, testiyi devirdi» diye söylenerek davrandı. Biz gtilüşüp geçtık. Meğer testl olsa ne mutlu canlara imiş. Me^er Hafız giiç hâl ils merdiveni çıktıktan sonra, sağa, ayak yoluna sapıyorum dıye, sol tarafa trabzanın bittigi yere dönmüş ve kendisini tuvalette sanarak, basımızdan asagı şakır şakır... Anlıyorsunuz ya «fendim... imdi burada Refik Hilid üstadm, vaktiyle, (zannederim) «Tsnıdıklarun» isimli kitabında okudugum bir makaleyi hatırladım. Üstad, hayattaki dönüşlertn insan için ne kadar önemlı olduğunu belirtmek sadedinde iki güzel misâl veriyordu. Bunlardan blri şöyleydi: Talebelıginde bir kolayını bulup Galatasaray Sultânisinden kaçmış. Kapıdan çıkıp hUrriyet havasıru söyle bir ciğerlerine doldurduktan sonra, Taksim tarafına doğru dönmüş. Fakat 1520 adım atmış atmaznıs, yandaki sokaktan mektebin mubassulanndan bilmem ne Ağa, ezrail gibi zuhur ve huruç edip küçük Refiğin kulağına yapışı vermiş. «Aaaah» diyor kıtabında üstad, «Mektepten çıktığımda sağa döneceğime «ola, Tünel tarafına dönmüş olsaydın, yakayı elı> verrnİTecektim.» Meşrutiyette de gene böyle olmuş: Eğer falanca partlyi tutacağına filânca partiyi tutsaymış başına fişmekânca felâket gelmiyecekmiş. tşte rahmet11 bacımın kocası Hafız Efendi de merdiveni çıktığında şu tarafa sapacagına bu tarafa sapsaydı bizim basımıza şeyetmiyecekti. Ona gene neyse ne de bi de merdivenin altında bulunan bizlere ne demeli? Aman sapaeagınız tarafa dikkatli sapın Atlah rızası için sevgili okurlanm. Çünkü her yenilen herze bir gecede merdivenlerin, sofalann sartlanıp şurtlanmasıyla geçiştirilmiyor. Başbakan resmen Amerika'yı ziyaret ediyor, İyi baberlerle dönmesini temenni edelim. Fakat o ne kadar iyi haberlerle dönerse dönsün, asırı sol propagandası, bu ziyaret hakkında söylemedifini bırakmayacak. Çıkarmayacagı dedikodu olma. yacak. Türkive'de Amerikan düsmanlığınm yognnlugunn kimse inkâr edemez. Aslında bn düsmanlıfın gerçek sebebi, Dogn ve Batı arasındaki s o | n k harp v e bn «oğnk harpte aldıklan talimat üzerine kampanyaya girismis olan Türk komünistleridir. Ama şunu da kabul etmek lâzımdır ki, Johnson'nn bn dusmanlığa yesil ısık açan haysiyet kıncı. dostlnk yıkıcı mektubu olmasaydı, Slav empfrvaiizminin Turkiye'deki temsilcileri bu dostlugu hırpalamak icin kendilerine bn kadar rahat ve meseleyi ideolojiden sıyırdı^ınız zanıan. bn kadar mesrn bir seben bulamazlardı. Gerçekten Türkive, Johnson'nn Isbasına gelmesiyle Trumanın kendisine dönük olan sevimll Te dost «ehresini kaybetti. Çok temenni ederiı ki, Nihat Erim. Nixon"nn yfizünde politika adamının «rictu» lerini degil, dostluson sevlnçli tebessümünü bnlsnn.. Acık söviemek lâzım ?elirse, Kore savaslan zamanında Türklüğün Amerika'da gördüfcü itibar ve sevei. hemen bir süre sonra kayıtsızlığa ve onun arkasmdan da Johnson'on mektnbundaki kaba sözlere intikal edince. bötün vatandMİarın kalbinde bir kırıklık duvcusu belirdi. TOrk mizacı. Amerika'nın toplum ve millet olarak TOrkü sevdigine <"* takdir ettiih'ne. Kore savaslan 7amanında irtenlikle inanıvermisti. Bn işin Amerika bakımından geciei bir flört oldnSnnu hiç düsünmemisti. Orada vüzbinlerce Tunanlının. onbinlerce Ermeninin Türklük alevhinde ortalıiı zehirlediklerini. kendi ka«abasında isi ile eücii ilr mesrul olan orta captaki Amerikalının. cofran bileisinin haritada Türkive'vi bnlacak kadar *enis nlmadığını nereden hatırına tretirmis olabilirdiRojazların safında solnnda oturan ve «Missouri» temisi seldi^i zaman Okvanuslann Türkive ile Amerika'vı buyfik ve sivah dalcalarl» avırmak «öyle dursun. iki memleketi birbirine ç«k vaklastırdıdna nedense inanıvermisti. Dostlnk. mertlik vardı ama sivasette bu dostlujun flbet davanakları. vani eıkarları olsa rrrekirdi. ö v l e romantik muhabbet devirleri artık kalmamıstı. Ondan sonra. Türklert varalayan. onlann lcten sevtilerini zedeleyen olavlar devri ha«ladı. Adalrtten adam kaçırmalar suçlnyn knrtarma ioin kapitfllasvon kafası. sahte heUeler tan. zimi. Törkleri kücök eörme mnameieleri. bavrak vırtmalar hâlâ dı»vam ettitine kani oldn^nmnz «PX» rezaletleri ve ka. çakrılıklan. »U2» meselrsi. Lühnan bnhranında. Adana H«vaalanının Tnrkive'den haher'îiz kullanılısı. üslere Türk a«kerinin girememesi ıribi.. Bu sefer sevgide süpheler baıladı. Taa demek muhabbet. dostlok hep bn nedenlerle imi», üvle mi? Bnnnn üzerine bir de Johnson'nn mektnbn jeiince. a s m sol Srgütün yüzü güldü.. «Dost dediBimiz Amerika bir eün Türkiye'yi havada paraşütsÜ7 bırakabilirdi». Ve basladı kazan kaynamata.. Bntfln bn kazanın altında küllenmis olarak. fakat hâlâ ates vanmaktadır. Açık konnsmanın erdemliji vardır. Ben vazar ve »ornm. s n ı insan olarak, diploma<ide vüıvüze gövlenemivecek meseleleri bnrada masanın üzerine kovarsam. helki Bay Nison'a. kınlanı tamir yolnnda hizmet etmis olorum. *** Sayın Başbakanın Amerika ziyareti. iki memleket iliskileri ni daha iyi bir hale getirmek için en iyi siyasi iklim sartlan içinde yapılmaktadır. Afyon meseleslnln önemli bir konn olduguna da kanl değiliz. Bİ7 bir kere bn Isi medenl dünyaya kar şı taahhüt ettifimiz. inunlık vecihelerini verine getinnek amacıyla çokUn yapmalı idik.. Kaldı kl. bueunün ekicisi kendiMne verilen tazminattan da memnundur. Gfirnltü edenler. solcn Amerika düsmanlan ile ne verseniz fazlasını Istemek mizacında olan kişilerdir. Hükümet Türk vatandaşının refalıın) istedifi İçin afyon tazmirtatını verirken köylünün afvondan kazandığinın faılasını da temin etmistlr re etmelidir Türkiye ile Amerika arasında. bugün için büyük meseleleı yoktur: fakat birdenbire ortav» çıkabilecrk meseleler de vofc değildir. Umanz ki, savın Erim Işte varın karşımıza çıkması muhtemel meseleler üzerinde derinlijine (tnrüsmeler vapabilsin Meselâ oynak stratejide NATO cephesinin yanlan nasıl «avunulacaktır? Meselâ Ortadoğuda buhranı çSzecek ve bu bölgeye sfikfinet T « huzılr verecek bir politika getirilerjaea ml? Mısir*ın dertleri bir nisbet içinde dostça ele alınamaz mı? Yani Mısır'ın merrmuniyetsizli|lnî bntırmak için İsrail 8cü olarak kullarulacafına, dofrndan dognıya Mısır'ın yaruı sanlamaz mı? Biı büyük Amerika milleti ile. Türk milletinin knrmn« olduklan doıtlnğun devamını istiyoruz ve çok temenni edlyoruz ki, knvretin, lenginligin zaman zaman kendisini jösteren ve hİMettiren «ımarıklıgı artık kalpleri kırmakta devam etmesin... Zira milletçe küslere, hükümet bir şey yapamaz. Hatti Amerika'ya sempati besleyen Insanların Iktidan dahi olsa, Erim'in ziyaretl ve Nlıon'm tutumu Türk milletinin tarfinlıemı berUraf edecek bir sonuca ulasırsa. hepimiz millete ulasan dostlugun meyvelerini beraber toplanz.. R Bu kiiçUk başlangıcı slzlere, eski tstanbul ailesınin nezdindeki emektarlardan söz açmak için yaptım. Evet efendim, eski lstanbul ailelerinde «Alle emektarlan» denilen bir sınıJ vardı. Bu, aıleye vaktiyle emeğı, hızmeti geçmış bir takım insanların onunla kaynaşması, ailenın bünyesi içinde erimesi sonunda husule gelmiş bir sınıftı Bunlara hürmette, saygıda lcusur ediU mez, terbiye dairesinde verlı yer siz her şeye kanşmalarır.a, her tasm altından çıkmalarına göz yumulur, sözlerı, arzuları mümkün mertebe yerıne getirilmeye çalışüırdı. Bacım Fatma Hanım da bunlardan biri ldl. Çok küçük yaşta ailemize intisâb etmış, dayımla annemin, hattâ tey B vapuru yeni baştan vanastırmış. Bacım da teker meker vapura ginp kıymetli paketini aldıktan sonra, «Hay Allah ne murâdın varsa versinl» Ier'e kendmı d:sarı atmış, bu sefer de tıkana tıkana trene koşarmiş. Tam İstasyonun merdivenlenne sardığı sırada, yanında yürüyen bir efendi sormuş: «Çöpler, hergün alınmaktadır» İlânen Tebligat Sosyal Sigorlalar Kurumu Diyarbakır Şnbesi Miidiiriüğiinden Şubemizde 4.4008.00866.45.01 sicil sayüı dosyada işlem gören; Mardin Keşif Taburu Elektrik Tesisatı işyerinden dolayı Bilâl oğlu Diyarbakır/1333 dogumlu yüklenici Neşet Zeydanlı'nın Kurumumuza 2.048.25 İira (İKİBİN KIRKSEKİZ LİRA YİRMİBEŞ KURUŞ> trorcu bulunmaktadir. İşbu Kurum alacagımızın ödenmesi hususunda adı geçenin mevcut adreslerine müteaddit defalar tebliğat çıkanlmışsa da tebliğatlanmız; borçlunun gösterilen adreslerde bulunmaması nedeniyle bilâ tebliğ iade edilmiştir. Mezkur Kurum alacağımızın kanunî yollardan tahsüi için borcun adı geçene tebliği gerekti|inden keyfiyet; 7201 sayüı tebligat kanununa göre tebliğ yerine kaim olmak üzere ve ilân tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılması kaydiyle ilânen tebliğ olunur. zemin de dadılığım yapmıştı. Yusyuvarlak, tostoparlak, zekı bakışlı, belki ellâ sene İstanbul' da oturmuş olmasına rağmen diIi hâlâ tatlı tatlı Oıta Anadolu şıvesine çalan, Safranbolulu, iyi kalpli, saf bir kadıncagızdı. Evet sevgili okurlanm, bacımız Fatma Hatum, Arap degildi. Annemizin dadısı olmak hasebiyle, ona, hürmeten (Anadoluda abla anlamına gelen) «Bacı» dedirtmişlerdi bize. Topluca târif etmek gerekirse: Hüseyin Rahmi' ye has İstanbul hâtununun Anadoludan gelmişi idi. Bu târife bir misâl oLmak üzere ?u vakasını anlatayım: zaman Göztepe'de oturuyorduk. O tarihte oralarda taze balık güç öulunurdu. Bunu bllen babam merhum, bir gün îstanbul'dan dönmekte olan bacıma bir miktar bakk alıp vermiş, <Aman Fatma Hanım dikkat et, safcın vapurda filân unutnu haa!» diye de sıkı sıkı tenbih etmiş. Sanki tenbih edilen o degilmiş gibi, Bacım, Haydarpaşada balık paketini sen vapurda unut çık, istasyonun merdivenlerine varmadan da hatırla. Haydi efendim yuvarlana joıvarlana geriye dbn, vapur da kalkmak üzereymış, bacım olanca kuvvetiyle, etinden et kopmuş gibi: «Kaptan efendi ogluuuum!. «Ne kosuyorsun hanım?» «Nasıl koşmayayım evlâdım baksana çimendifcr kaçacak.» «Hiç bosuna koşma öylfyse!.» «Neden voksa kalktı mı ki?. «¥ok kalkmadı, daha kalkmadı ama, kalksa da zarar yok. Koskoca vapuru yanaştırdıktan sonra treni haydi haydi durdurursun sen!» İşte bacımız Fatma Hanım, böyle bir Fatma Hanırndı. Benim çocukluğumda annemle dayım dadılık yaşJarım çok geride bıraktıkları için, bacım da dadüıktan tekaüt olmuş, bahçede pek sevdiğı tavuklarla veya mutfakta yemekle fılâc meşgul olmaya başlamıştı Gayet güzel yemek pişirır, insana parmaklannı da beraber yedirirdi. Bir kelime ile eli pek tatlı ıdi. Kocası Hafız Efendiyle beraber, Göztepedekı evin bançesmdeki müstakil odada otururlardı. Hafız, Lâleli Camiinın eski kayyumianntlandı. Vaktiyle pek efendi, pek rabıtaJı bir adamcağızken Birinci Cihan Harbi sırasmda işrete aJjşmış alkolik olmuş, lşten filân çekilmış, kendini tamamen ıçkiye vermıştı. Sabahtan içmeye başlar, gece yatana kadar rakı masası kurulu dururdu. Bir keresinde hiç unut ir yaz gecesı aşağıdaki oturma odasmda ailece oturuyorduk: Annern, 'mbam, ablalanm, bacım hattâ rlelkl de akraba ve ehibbâ'dan bazı kimseler de vardı. O yaz bacımla Hafız, ne sebeptense bahçedekı odadan çıkmışlar, evin çatı katındaki bir odada yatıyorlardı. O katta başka bir odayla bir de a\akyolu vardı. tkı kat merdivenl çıkinca bacımın odası karşıya, ayakyolu da hemen sağa gelırdi. Sol taral ıse merdiven trabzanının devamı tdı. oradan bakılınca zemin kata kadar görülürdü. Bacımla Hafızın su testileri de üzerine ıslak bir bez sarıh olarak o trabzan bitımının hemen vanıbaşındala poyraza nâzır küçük pencerenin yanında dururdu. tşte b:z böyle ailece otururken Hafız bir yerden gelmiş olacak kı. kapıyı araladı ve içkıden pelteleşmiş diliyle bızlere: S ACI BİR KAYIP Şirketimizin değerli tşletme Müdürü, iyi insan ve çok sevgili arkadaşıraız ADNAN ALDORA'yı âni olarak kaybettik. Cenazesi 19 mart pazar (Bugün) öğle namazını müteakıp Kadıköy Osmanağa camiinden aunarak Karacaahmet mezarkğuıda toprağa verilecektir. Kederli ailesine, mesai arkadaşları ve bütün dostlanna başsağlığı dileriz. Allah rahmet eylesin. SADIKZADE RUŞEN OĞULLARI Denizcilik Ltd. Şti. AKİF VE TALÂT SADIKOĞLD palayarak merdivene dayandı. Biz tekrar meclisimlze daldık ve onu unuttuk tcbiî. Aradan ne «Allah ömürler versin, Allah rahatlık versin!» deyip yal TEŞEKK ÜR 0 HftGI NEZAKET âlEMOâR'm vefatı dolayısıyla cenazesine iştirak eden; evimize teşrif eden; telgraf; telefon veya mektupla acımızı paylaşan akraba; dost ve arkadaşlanmıza minnet ve şükranlarimızı sunariz. EVLATLARI VE 3 Muhterem annemiz ve aile büyüğümüz ^^»^%^*^^fc Cumhurlyet 1888 fr^fr^^1 BÜYÜK yıldanberi E y ü p AVRUPA gün, 4.600 LJra TURU AVRUPA GEZtLEFİNÎ Cusarı 11e gerceklestlren L i ı ı ı l K ü l t U r K o ı u ' mın « z i s l ALKMDAR AtLESİ Cumhuriyet 1880 (Basm: 12393/1874) mam saçını kestirmeye berbere gitmiş, berber de bunu öyle dut gibi görünce saçıyla beraber sakalını da kesmış. yüzüne gözüne allıkiar. podralar sürerek ko Haceltepe üniversilesi Rekiörlüğünden Üniversitemiz Sosyal v e Idarî Bilimler üe Tıp Fakültelerinin aşağıda yazılı bblümlerine, karşılannda gösterilen tarihlerde yapılacak sınavlarla ASİSTAN alınacaktır. Sınava katılmak isteyenlerin ilgili Fakülte Sekreterliklerinden alarak dolduracakları müracaat formlanyla aynı yere başvurmalan gerekmektedir. Duyurulur. F a k ü l t e Sosyal ve Idarl Bilimler » » » » TIP » » B ö 1& m Eğitim Tarih Nöroşirürji Toplum Hekimliğl Anatomi Mikrobiyoloji Sınav tarihi 4/4/1972 4/4/1972 Î9/3/1972 30/3/1972 31/3/1972 31/3/1972 Otel Şehiı gezileri Vergl ve resimler fondra feribot ücretleri Öjtretmenlere pasaport v.b dahildir.> Hareket: 16 Temmu» 1»72 Pazar ÎSTANBUL FİLIBB SOFYA N İ S BELGRAD TRÎYESTEt VENEDÎK ROMA NAPOLI POMPEÎ FLORANSA PÎSA CENOVA CENEVRE PARjS LONDRA BRÜKŞEL AMSTERDAM KÖLN FRANKTURT STTTTGART MÜNİHSALZBURG VİYANA BUDAPESTE BÜKRES KIZANLIK Her gece otellerde yatılacak, bü\TJk sehirlerde 23 «ün kalmacaktır. Bütun otel rezervasyonlan Tapılmıstır. Müracaat: Eyüp Liseıi Kültlir Kolu Baskanı: REHA KÖSEOÖLU Ev: Pangaltı Ergenekon Cad. 65 Pınar Ap Tel: 48 86 99 Cumhurlyet 1881 (Yol 31 NİMBÜS MEVLİT Canar alieslnln kıymetli varlığı. sevjriü annelerl FAHRtTE CANAR HANIMEFENDt'ntn vefatının 19 »Jrt 1972 Pazar ffünu (Buşun) Racı Bayraro camil serifinde tkindl namazını müteakıp okunacak Mevüdine dost, yakın ve dln kar. dejlerlnln tesrlflerl rica olu nur. Cvlatlan Poyrazlar: 96S1892 Kartal Devlet Binalaruu Yaptınna ve Bakım Derneği Başkanliğından: Kartal'dı tnsı edilmekte olan Hükümet Konaüıntn tahmlner 200 bin Itrs tutan cam is) pazartıkla Ulibine verllecektir tstekliierin 27/3/1972 Pazartet) KünGne kadar Dernek Baskan. lıjına müracaatları 11in olu • nur. Tel: 534032 • 534041 • 5336(8 Cumhurlyet 1S8I (Basın: A . 6566 . 12422/1875) 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle