25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 2 Temmuz 1970 CUMHURİYET SOFU TUGRUL Erozyon sahasına tavüz edeıılerin cezası: 7 oiiıı hapis ve 10 lira «Nerden gelirsin? Karaman dan Nere gıdersınî Karapınar'a Deveyin adı ne? Karamaja Yukün ne? Kara bo>a Karardın mı behey fnkara, babtın gibı! » Bahtınm karalığı, adıyla baslamış Karapınar ın Yıllar geçmış, deve kervanları jennı, kamyon konvoylarına bırakmış ama, Anadolu'nun kaden, bahtı değışmemış Devecıler kervanlarını alıp çıkmışlar yola; kadın, kız, çoluk, çocuk Karapınar'da kalmış Kojunu, kuzusu, (fevan, kısrağı ve de «kum tlplsi»>le ba^başa Gun olmuş, rüzgâr esmış dell gıbı, obek obek kum yığınlanm evlere, ahırlara doldurmuş. Gun olmuş, davarlar, kuzular boğulmuşlar «kım tipisi» ne tutularak . Bu bahtsızlık yuzyıllar sıireıek 1959lara gehnmiş. yı bulmuyor, yazlar sıcak kuru, kıslar kuru ayaz. • NİHAYET İŞ, RESMİYETE DOKÜLDU 959'DA YÜREKLÎ bır kavmakam gelmış ılçeye: A. Na cı Ekşioğlu. Erozyon âfetını ilk kez üst makamlara duyurayım, demıs ve durumu resml bır yazıyla Konya Vahlığıne bıldırmış 9 7.1959 gun ve 21 sayı taşıyan kaymakamlık yazısına gore Karapınar'da «manıara1 umumiye» şojlec . Erozyonun devamı müddetınce erozyon sahası dahıhn • BİR BOZKIR İLÇESt ARAPINAR blr ılçe Kon ya'nın guney doğusunda, step ortasında, çevresl volkanık toprak ortusuyle kaplı, koyunculuğu fle tamnmış, ılçe nufusu hayli kalabalık (15 000) tıpık bır bozkır üçesi. Turkıyenın en az yağıs alan bolgesl. Yılhk yağış ortalaması 250 mm K 1 de hayat felce uğramaktadır. Gerek insan, gerekse butun hayvanlar toz fırtınasından bo ğulacak bir hale gelmekte, evlere sokulup kapı ve pencerelerı kapatarak, burunlannı tıkayıp saatlerce oturmak mecbunyetinde kalmaktadırlar. Okul çağındakı çocuklar olcul lanna gıdememektedîrler. Erozyon, kapı ve pencere aralıklarından sızarak meskenler dahılınde de tesır ıcra ettıği ıçın kuçuk yaştakı çocuklar erozjon muddetince ya yataklara sokulmakta, veya yüzükoyun buluncruklan yerde uzanarak kendisıni ve teneffus cıhazını bu tahrıp edıci âfetten korumağa çalısmaktadırlar. Erozyonun devamı müddetince hayvanlar otlayamamakta, koyunlar kuzularını emzırememekte, her bırı blr kuytu yere başını sokup kalmaktadırlar. Bılcumle nakıl vasıtası erozyonun devamınca ışleyememek tedır. Butun trafık, sessız ve rukleyıp getirdığinden tesır sahası dahılmd'ekı butun ekırvlerl ve meraları kumla örtmekte veya kokunden sokup atmak suretıyle zıraatı, âdeta toptan ımha etmektedır. Bu durum karşısında kövlu ve çıftçı ıçın bır ıskân ve rauhaceret başlamak uzeredır » GÜRLL GLîRÜL Karapınar erozyon alanına 1968 yıhnda çoken korkulu ruya artık sona crmiş, o gunlerde taşla doldurulan kuyular bugun yeniden eski neşesıne kavuîtnuştur • rozvon sahasındaki yeni pronın boy verdığl bır emek alanın bu konuda Jyıyı kotuyu sâkln, olduğu yerde kalmaktanıdır. ayıracak şekılde bılmçlenme;e\e ışık tutacak . dır. Erozyon fırtması kum susı, her neyse, bugun erozvon sahası «her turlü tecavüz den masun», normal çalışmaların suregeldîğl, morallerı ^ukselmış ve haysıyetlen kur tulmuş toprak su ekıplenn a gecelı gundvlzlu çabalarıKarapınar'da ruzgâr eroz\onu dıje bır şey jok artık Bu, >uzde yuz btr kesınhkle onlenmıştır Turkıye'nın ilk erozvon projesı olan Karapınar'dakı çalışmalann başarısı, onumuzdekı yıllarda Iğdır e YARIN Biraz da bilimsel yönden erozyon • KARAPINAR KIMIN UMURUNDA DİP ••••• 23 ı m ı ı ı ı ı ı ı n » •••• konu veresim: AYHÂ.N BAŞOĞLU g l C E M SULTAN TESUM OLü« SUUTAlsPM 0 DEVRİN valisı merhum Cemll Keleşoğlu'nun, durumu yerinde gorup hemen hükumete ulaştırdığını hatırlarım. Ama, DJ> ıktıdarı o gunlerde muhalefetı susturmak, gazetecılerı hapse atmak ve tahkıkat komısyonu kurmak gıbl çok önemlı yurt sorunlarnla ugraştığı Içın, Karapmar'ın adını dahı anan olmamış, Ekşıoğlu'nun tum çabası da dosyajla bırhkte rafa kaldırılmış . 27 Majıs devrimmden sonra bır yureklı kaymakam daha gelmı; Karapınar'a Sadrettın Surbahan, sorunu daha cıddı, daha gerçekçı \onden ele almış, yazjlar yazmış, bıhmsel çalışmalar yaptırmı? Bu ara basın, ozelhkle «Cumhurlyet», erozyonu tum ayrıntılar >le ka muovuna duyurmuş Karapınar'ın penşan durumu resımlerıjle, >azılarıyle gozler onune serılmıs olafin haşlangıcı \ MUZAFFER BUYRUKÇU n Dofan pnlladıtı gazetelerl postaneye föturdu, beşyuz tane bır kamaluk pal aldı. Anadolu Ajansına ugradı, gazeteye ayrılan kntn>a konmus bultenleri koltuğunun altına kıstırdı, ızmaritlerden birini yaktı ve yokuşu çıkmaja koyuldu. Akşamı, saat vediyi, Humeyra ıle bnluşacakları sokaği, tnttu|u elini, kalın kaslannı göılerinin Bnüne getırdi. Nereve çıdeceklerdi* Cebınde ıkıbuçnk lira para vardı. Hümeyra'nın elini tntan elıyle hikâvevi Resat beve verdığıni aklına setirdı ve Hümevra'njn kendine şan» getirdifinı düsündü Emınonu Halkevi"nin önünde Hikmet bevin karısıyla karşılastı. Kadın guIttmsedi, «Hikmet bey yennde mı*» dedı. «Evet efendim.» Tanvana vflrümeve basladılar. Daha doğrnsu o kadını çfçip vurumek isterken kadın onı a>ak n>dnrdo ve birlıkte yürumek istedigtnı belırttı. Herkes donüp dSnflp kadına bakıyor, vavas ve vüksek »esle dusündüklerını so^Idyorlardı. Kadın «öylenenlen ışıtıyor, hiç tepkı göstermiyor, tam tersi memnnn memnnn gfildmsdyordn. Dogan, herkesın vatmak ıstedl|i bir kadınla van vana vurüduğü ve onnn her vanını çok yakından seyrettiğı ıçın anlatılmaz bır tnut Inlnk dnvnyor ama bır yandan da sıkılıvor, öfkeleniyor, kendini adam verine koymadan bakanlann üstlerine yünıvnp dövmek istivordn. Anasına, ablasına bakıldığını bilen, ama çnçsüz oidağu içın elınden kıskanmaktan ve kızmaktan başka bir sev gelmeyen bir çocnk ınbivdi. «Sen oknla çiaiyor tnu»nn?» dedi kadın, vflzfine baktı tri kars gSzleri ve ytftnuşak, ılık. içe işleyea bir sesi vardı. Altla» çtrflmüş g&ılerındeki bakıslann tam gözbebe|inin fistfinde hızla döndüğunfi gördfl Doğan ve sarsıldı, eliayaih kesilir gibi oldn, gflçlâkle, «Hayır» dedi. «Neden?» dedi kadın, durdu, «Yazık degil mi?» «Babam okntmnyor.» «Olmaz» dedi kadın, «Ben Hikmete sSylerim, babana sövlesinjt Dogan karsılık vermedi ve kadının bn IIgisinden cesaret alarak hemen belli olan bir açıkla gözlennın altındaki kışkırtıcı çfirfiklere, iri gSfOslerine,fcarmna.dolgnn bacaklanna, attığı her adımda tir tir titreyen kalçalanna bakmava basladı. Onnn bakişlannı tam sa; memesınin fistfinde yakalaynn kadın anlamlı anlamlı gfilümsedi ve matbaadan içeri girdi. Dofan. merdiveni gıcırdatarak çıkan kadı••••••••••••••••••••••••llll MM • YÜREKLİ BİR SAVCI • Kl TIL once, taşla doltfuI rulmuş ve tuvalet halıne • getırılmıs kuyulan, talan ol muş otlakları, kırılmış kapı pencerelerı, sökulmus fidanlan ve kovun salmak ıçın jer le bır edılmiş tel çıtlerı lle gorduğum, gezdığım Karapınar erozyon alanı benı çok duygulandınnıstı, ağlamaklı ol muştum ,„ , Ta, basındanberı izledlğım bunca emek, bunca çaba boşa mı gıdecektl» Karapınar yıne «knm tipisi»yle başbaşa kotu kaderine mı bırakılacaktı' Toprak su örgütunün, soruna gonul vermış, genç, ulkucu teknisyenlen başları önlerıne eğık masa başına mı doneceklerdı7 Çok şukur, hıç bırl olmadı. Erdoğan Işık adında bır Savcı çıktı Mesleğının 7 yılını Karapınar*a vermıs yurekll, tutarlı bır savcı Muevyıde yokluğu, ya da yetersızlığl elı nı kolunu bağlamadı savcı Isık'ın. Tum vasaları zorladı İlk bakışta olumsuz gorunen dâvalar açtı TCK.'nun 518 maddesinı uygulama çabasına gınştl Ve sonuçta basarılı ol du butun bu emekler. Erozyon alanına koyun salan, fıdanları söken, kuvulan dolduran, otlaklan hırplayan, ger çekte iyl nıyetli, fakat bılinçsız, cçirkin politikacunın kıskırttığı zavalh Karapınarlınm basında patladı kabak . 518 maö*de uyannca «baska»ının arazisine otlatmak maksadıvla hayvan sokmak» tan sanık olarak 453 dosyayla mah kemeye gıden Karapınarlı, 97'si sonuçlanmış ve Yargıtavca da onanmıs suçunun kefaretlnı, «7 çün hapis, 10 Hra para ceIMI ve 650 lira vekâlet ticretl odeyerek» çekmekte sımdı .. DİŞİ BOND AP A'Liamz tcu&ına atoMıe I i i K ^ Î T Î ^ T ' ^ 5,Jrr.ı Ü&İ3UTIAB nın çok arkasında kalarak, kalçalannı, eteklerinin altından görfinen çıplaklıklan gövdesıni aıgınlaştıran igteklerle sevre koynldn ve kadını Vaso'nnn gfil esansı kokan bfiyuk yatagında çırılçıplak gördu. Kncakladı, operken kadın Vaso oldu ve Vaso omnzlanndan bastırarak «çocngum benim!» dedı ihtırasla. Bultenlen Resat be>e verdı, bir istegı olnp olmadıgını sor. do. Resat bev idare mudurünun yukarıya kadar gelmesını rıca ettı. «Sızı Resat bey istiyor.» «Bır vere kavbolma, lş Bankasına gıdeceksin» dedı ıdare mudurü, altın çerçevell gozlüklerıni dnzelttı. «Başnstune^» dedi Dogan ve onnn raerdi\enden duşflne dfisüne çıkışına baktı, «Günâhım kadar sermı\orum şu herifi> Murettip Salib usta, «Nerde?» dedi, çenesivie idare müdurunun odasını gosterdi. «Tnkan çıktıj. Bir sfire önune baktı, sonra yavasça. «Para \ar mı*» dedı. «Bilmem ki, sımdi tş Bankasına gideceğım > «Para getirirsen bana haber ver, avans alacagım » «Olnrj» «Unutma ama» dedi, mürettıphaneye girdL Tlcaret muhabıri ömer, selâm verdı, gazetesıni aldı, hızlı hızlı merdivenlerden çıktı, üst basamaga gelmisken durdu, döndu, «Tut!» dedi, cebinden çıkardıgı kâfıtlı bir çıkolatayı fırlattı Doğan havada vakaladı, «Teşekkür.» dedı. Bo herkesle sıkı fıkı olmayan, arada sırada yauından geçerken avak fizeri bes dakika konnsan ve dışarda gözüne çarpan bir oları, kendısini çok gfildflren \c çok ılgilendiren bi> fıkrayı anlatan adama vakınlık duynvordn. Stajver olarak çalıştınldığı altı ay Içinde ordan orava kostnrnlan, Dogan'ın işi oldnğiı zamanlar postane\e, Anadolu Ajansına, tlâncılıfa. Bankalara, kâ£ıt depoianna vollanan, ancak vazı islerı müdurunun onayladığı masra] pusalalariyle harcadığı yol parasının vuzde yetmisinl, en azından bir hafta idare müdflrünfin ardından koşnp valvararak bır sonnç alamaymca idare müdurunun sözlenni dınledıği kıdemli mnhabırlere, vazarlara telefonlar ettırerek alan ve ıki ay önce maa$a geçer geçmeı birden kendisıni dev aynasında gormeve baslayan Şekip içeri've girdi, «Nasılsm bakalım kapıeı efendi?» dedi, gazetesıni aldı. karsılık verilmestni beklemeden çıktı ynkan. (Arkaaı var) 54 Tanık, ilıştığı koltukta kıpır kıpır.. Huzursuz olduğu, «ınırlerını kontrol altına alamadığı muhakkak .. cGeçen Ocak ayının ylrml yedınci günu neredeydınız? .. Yanı sabahın saat yedısıne doğru?...» «San Jacınto tepelerınde cfolaşıyordum...» «Junnın sayın uyelenne orda nıçrn bu lundugunuzu ızah eder mısınız lütfen . » cA\a çıkmıştım efendim ..» 7 «Her zaman ava çıkar mısınız .. Dijer bır deyımle eskı bir merak mı bu »ızde?.. » «Evet » «Genellıkle o çevrede mı avlanırsınızî...» «Evet.» «Şu halde ilk defa gıtmlyordunuz söz konusu yere?.» «Hayır . Daha 6nce de çok gıtraiştım...» «Sık sık gıttığınize g5re San Jacinto v« dolavlarmı gayet iyı bılıyorsunuz demektir... Bılhassa tepelerın Plne Woods'd'aki vıllâ ıle sınırlandığı bolumu' » Tanık hâlâ kendini toparlamıs değıl ama, cevapiarı kesın . «Hem de nasıl. » «Evet ya da hayır şekhnde cevap verırsenız daha ıyı olacak » «Evet» «Çevredekı bır evm veya bır vıllânm kapısını baska bır yapının kapısı ıle kanştırmayacağınızdan emın mısiniz? > «Şuphenız olmasm . Evet demek lstıyorum yanı » Hoover, Savcı masasına yaklaşarak Fletcher'm kendısıne uzattığı büyük bovdaki fotografı alıyor sonra tekrar tanığa yönelıyor Fotoğrafı tutusunda rfıkkate değer bır özellık var . Bunu, juri uyelennın görmeyeceğl bır şekılde goturuyor tanığa doğru .. Ve burnuna sokuyor adetâ «îşte o çevrenın bir fotoğrafı. Olay sabahı bulunduğunuz noktaya bır çarpı ışareti koyar mısınız lutfenî.. » Medley, şaşkın bir davrani'la fotoğrafı alıyor Dızlennın ustüne yerlestınyor, işaret parmağını uzatarak bır noktayı göstenyor Biraz oncekme kıvasla şımdl çok daha çeklmser: «Şurada olmam lâzımdı . Çam ağaçlannm arkasmdan geçen yolda » «Orada mıyJınız?.. Orada olmanız mı lâzımdı? » «Oradaydım »7 «Emın misınız . » «Evet » Hoover tanığın gosterdıği noktava bir çarpı lsaretı koyuyor «Şımdı bize, o «abah çördujhınuz kimsenın hulundugu noktavı da go^terebihr misınız'» Tanığın ısaret parmagı fotografın başka bır noktasına kavıyor «Şuradaydı Tam kapının Onünde » «Sız "ÎÖZ konusu kımseden ne kadar uzaktavdınız Aranıza'akı mesafe ortalam8 olarak ne kadardı' Tahmınen' » Cevap vermeden önce bır ıkı lanlye du«unııvor TİFFANY JONES | • •*• ?~Ef!:f 0 Peeı BlP LIMIN /MUTUJ SOMUMA • TASAK BÖLGE E «îr \ GARTH ROZTON proje alanının talan edıldığı gunlerde, vani 1968 vılının Ekıra avı sonlarında, Konva Vahsı Alı Rıza Aydos'un lller ldare>=ı Ka nununun kendısme verdığı jet knı ö*e aşarak, erozyon proıe sahasım «yasak b6lge> ılan etmesi gıbı cesur bır karan, talanın onlenmesmde buvuk olçude etkılı oldu Bugun bile, otlaklar daha kısır. kuraklık çok daha bujuk, vem sıkmtısı ıse «had safhada» olduğu halde, erozyon alanına tek bır tecavuz dahi yok Ister cezaı mueyvıdemn uygulanması, ıster «vasak bolge» korkusu, isterse KarapmarlıK.4DIKÖY tKINO NOTERLtGtNDEN 1970/41 Dairerrüzde 20 Hazlran 19S9 tarlhinde 12264 sayı ile re1. sen umuml mal ortakhgı mukavelesi (evlenme mukavelesı) akd eden Selçuk öztap ıle Patma Sennur öztap ikametRâhlannı 3 Mayıs 1970 tarlhlnden ftıbaren Kadıköy Suadiye Bağdat caddesi No. 371 Selçuk Apt Daıre 4 e nakletMklertnl Noterliğimizin 12085 savılı ve 30 Hazlran 1970 tarihli ek beyanna raesi ile bevan etmişlerdır Üçüncti şahıslarcs malumu olmak Uzere Medenl Kanunun 239 uncu maddesl gereStnce kevfivet tlân olunur Kadıköy tkinci Noteri Fazlı Ertekln H. u Dugal YARINSIZ ADAM Türkçesi: Adnan TAHİR «On beş yırmı metre kadardı... Daha faz> la olamaz.. > «O kımsenin çehre hatlannı net olarak gordunuz değıl mi?... Rahatça . » «Evet » «Rahatça gormenlz ıçın hava yetert ka> dar aydınlık mıydı? ..» «Gun doğmuştu .. Ortalık aydınlıktı...ı «Saat kaçtı aşağı yukarı?..» «Yedı otuztfu efendim asağı yukan...» Hoover, bulunduğu yerde «öyle bir dalgalanıyor Kendınden memnun olduğu her halinden belli «Şimdi bu salondaki kalabalık arasında bıze o gun, olay yennde gordüğunüz kimsenin bulunup bulunmadığını söyleyebılır misıniz?...» «Evet» «Yanılmak gibi bir Ihtımale düsmeyeceğınizd'en emin olarak ..» «Evet..» «Gösterın şu halde .» «Kendisl şu anda dinleyidler arasında oturmuş durumda Bınnel sıradaki dınleyicıler arasında Şu genç ka<iın Gn bır tayyör gıymıs bır de vesıl fuları war » Bu sözler üzerine baçımı çevirip balnyonım. tşte hemen oracıkta Tam arkama rasthyan bir yerde oturuyor Tas gibi Kucağındaki çantasını ellerinın lklslyle birden tutmu?.. Sıms> kı Oysa prdığini eönnemlştlm Juri üyelerlnin bakışlan da benimklleri I» liyerpkten ayni noktaya ybneliyor # AYLÂK MUSA ,^Z I M KroPEıî »KİÜ "^ iULUBEQA/I C%rYıtf >c f J ). o Jm ^9^X v BSK. 4 İ > İ t i 6 \ ıî >i h
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle