Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA: Î Ö Cumhurîyet •21 Haziran 197C Tarihten Camors'un u YARENLIK Ellf NACI vasiyelnamesi tnssa, çocuklufiunda okuîugu kitaplann bütün ha I yat boyunca etkisl altmda kalıyor. Meselâ, Octave Feuıllet'nln «Monsienr Camora» adlı romanım on leklı yaçında iken okudum. Onda baba Camors'un Blürken oğluna yazdıgı vaslyetnameılnden hatınmda kalan ban latırları sunacağım: «Insanlar ksdınlsrdan ds|dnkça knsnrln olmaktan knrtnlam»yacaklardır...» «Kadmlara kendlnl levdirmek, erkeklrre ssydırmak, blrinln göıyaşlanna, ötfkinln »cıklı bir dnrnmnna karşı t»ş gibl teessürsüı kalarak nihayet blr fırtıns ftleminde tertd taayat etmek .. tşte benim mnvaffak olamadığım bir şey ki tamamiyle «iıe terk ve tavsiye etmek lsterlm . * «A» gfllflnnz, hlç ağlanuyinız, asla dostnnnz olmasın, Sezar'ın blr dosta vardı, o da Brütfis oldn ..» ÎLATTAN 400 MD* «Tvel yasamış ve llk çıplak Alrodit'» model olduğu »oylenen, Phryne adın i da AtinaTı blr dilber vardır. Meşhur heykeltra» Praksltel'dan, e»erl«rinden birinl keadisine hediye «tmerfni teter r% «ralannd» §öyl« blr kouujma geçer. Hepal »nln füzellm ,"»>*•'''« iaterscn... Kadın: Han(l«l tf»h» krymetli Ua, hanfftslnl daha çok b«Jer.ıvors&n. Sanatkâr: Hepsl benim uılııı. hepri benlm için «yn» taymetiedlr. ' Tam bu rrada h«yk«ltraft> Uımetçiri koş« kosa tu feUketll haberi getlrir: Üitet! AtSİTenlrde y»ngın T«r. Pr»kJİt«l telaşla »or«r: Blr «ey knrtammadınıı nuT Hayır. • Eros'n olann kurtaramar dıruı mı? Bu sorunun arkasından Phry ne'nin kahkahası işitilir. Telâ» etmeyin azlı üstat, •angın falan yok. Bn benim uydurmamdı. Maksadım eserleriniıden hangisine daha çok kıymet verdifcinizi öğrenmekti. Kachn Eros'u alıp kendı vatanına göturuyor, tonra RoAsagı Tukan ma'ya getiriyorlar. Başından butün büyük •uzun maceralar geçtikten son damların hayara heykel gunün binnde san <*2vm\)s. lerle dolurfur hicı bır yangında harap oluyor. Bir düğmenin marHeti | NADINA soğuktu • hava, ayazdı, apayaz... Gökteki yıldız lar donuk donuktiL Bir göğe baktı, bir yere, sonra uzaklara baktı, ışü ışıl yanan vitrinle re.» Bir çift gördü o sıra, sımsıkı birbirlerine yapışmışlar. Kalkık yakalan ile, sanki içic^ gibiydiler. Bir şeyler mırıldanıyorlardı bir • birlerine. Kimbilir, belki de: «Biraz sonra eve gidince, yakar sobayı, geçeriz karşısına. Bir iyice ısındık mı, gireris yatağa!» diyorlardı. «Evet evet, mutlak böyle düşünüyorlardır içlerinden» dedi. «Belli olmaz, belki pirzola da pişirirlerdi. Kıpkınnızı bir de şarap!.. Kadın da içer... Kadının içeni nasü olur ki?» Bir an bunu düşündü . «Isıtır adamı, dedl, aler gibi ımtır. Deydiğl yerl k6z eder.. » Kadın sanşın mıydı, esmer miydl, onu anlayabümek için gerlye döndü ama, çtft çoktan kaybolmujtu ayaa tüten caddede. Klmbilir hangi sokağa sapıp, hangl anahtan kilıtine sokmak için can atıyorlardı bu dondurucu ayazda , Serçe aradı gozlerl deliceslrıe. Kara kunı, karanlık dallara bak tı sankl bu gece vaktl olurmu» glbl . Yoktu .. «Yuvalan var» dedi lçlnden. Ve bır şarkı geldl aklına: «Serçe kadar obunadıru» Sonra, Allah'ı duşündü, o donuk yıldızlardan ötede' «Yürüten Allah, riirflt bakalım!» dedl. Ellenni ceplerıne soktu, omuı başlarını b'raz daha kaldırdı. Ayak parmaklaruu oynattı yırtık çorabının içınde. Parmaklar oynadı mı, oynamadı mı farkana varamadı .. «Namussuilar, dedl, onlar d* restl çeklyorlar galiba?» Yazan: Rest rest restl.. «Namussuzlar» dedl duyamayacagı sesle... Önoe sol kolunu, sonra sag kolunu kıvırdı hızlı hızlı. TatU blr ılıkhk yayıldı omuz başlarından bileğıne dek. Blr daha kıvırdı, blr daha tavrr dı... «HSst, dedi birl, gözümfl çıka racaktm, yavaş ol be!> Baktı, tombalak bir KAfı^v^^ bu. Kalm blr paltoGU, kapkara Muzaffer İZGÜ lah"ı aradı. Sırıttı: «Accık ısıtsan ya havayı, dedl. Elinde değil mi, düymesini ta%ınver. KıvınFer de laınsın kulun .» YurüdU, parkı geçtl, sola dönd'in. Geniş bir caddeye çıkü. «Madem ısıtnuyorson, para koy yere, dedl Bir Ura, evet bir Ura koy!» Halden anlamazdı kl garsonlar, daha sobanın başına var domur domur sıcagı. «Ya r»T9on Iti?» diye mınldandı tekrar. Bir kahve gördü, camlan bu ğulu. Ve de kahvenın camında iliği lâınmış birlnln bugulu cama yazdıklarını. Okuyamadı. Yalnız, S harfınin kıvrımından içerisine bir göz atü şoylece. Garsonu gordü... Yürudu... Tombalak blr adam gorunce, tekrar kollannı kıvırmak geldi aklına. Ama bu kez, tatlı bir sıcaklık yayılmadı omua başlarından.. «Kol da restl çekiyor galiba» Biyografi 1933 yılında Adana'da blr ge cekonduda dunyaya geldi. İlk ve ortaokulu Adana'da okudu. Bu ara, ekmek parası uğuruna gırmedıği lj kalmadı. Şu anda Turkçe öğretmenlıği yapnrıaktadır. Mizahi hikâye ve roman d'alında çok eserı vardır. «Gecekonda», «tt Adagı»,«Sıpa», «tl yas Efendi» ısımli romanlan Akbaba'da yayımlanmıştır. Ev 11 ve üç çocuk babasıdır. «Samua Yerlilerinde Birey tllşkileri. Konuşmacı, Prof. Hayrullah Dağtaşojlu. Glrl? Serbest tir.» «Samua da ne ld?» diye düsundü bır an. «Hamam gibi birjey mi acep?» Kapıdan girdl, koridoru korka korka geçtl. Tatlı bır kaio rıfer sıcaklıgı ürpertti içınl. Sagdakl kocaman kapının önündekı adam parmağıyla sus işaretl yaptı ona. O da aynı ışa reti yaptı kapıcıya. Ayaklannm ucuna basarak sa lona glrdL Bombostu arka taHemen •arjdalyelerden birıne lllşıverdl. Oh, sıcacıkb burası. hülyalı bir sıcak... Ayak parmaklarını oynattı usulca. Ötekl aandalyeye kaydı. Blr daha, blr daha kaydı... Sımsıcak duvara verdl sırtını, ayaklarını uzattı aandalyerjm bırıne. Profe3ör: «Samua kadınlanndaki turçın lığın psikolojik etkenleri» derken, çoktan dalmış gltmışü o... Rüyasında donuk donuk yıldızlar görüyordu, bir de dev ka naüı kocaman blr serçe,.. Eski cezalar Davntpasa ctvannda Hristo acfında bir bak kal varmıa... Kendlsıne bir çok defalar yapılan tenblhlere rağmen tarafı ş«ri'den tayın olunan narhdan fa7İaya mal sattığı ve nok^an dirhem kullandığı için dukkânın onünde ıdam edilmiş ve lhret olsun diye birkaç gun övlece asıh bırakılmıştır. 1167'de Minar Sman Mahallesınde oturan bir hırsız da Sandal Becfesteni yakınlannda bir kârgır dukkânın üzerine çıkarak, kazma ile kubbesinın camlannı kırrnıs, lçeri girmiş ve eşya kaçırırken yakalanıp dlvana getirilmiş. Bu da, kazma bojîazında olduju halde dukkânın 6nüne asılmıştır. yuk Alman Fılozofu Emanuel Kant'ın da oldukça garip bir tabıatı varmıs. önce Prusya'h rengın aile çocuklanna ders vermeğe başlamıs. Nedense en ön sırasındakl çocuklardan birinin ceketinde kopuk blr duğme yeri dıkkatini çekmiş. Her gun bu duğmesiz boş iliğe goz lerini rlıkerek dersini anlatırmıs. Birkaç gün sonra çocuğun ana«ı bu dıigmeyi dikıvermiş. Ertesi gün rTerse gelen filozof. çocııSun dıkilmis duğmesini gorunce fena halde şaşırmış ve kekelemeğe başlamış, o gün ders veremeden sınıfı terketmege mecbur kalmış. Bu saşkinlık bir muddet devam etmiş ve bu yuzden epeyce bir zaman çocuklar onun dersinden mahrum kalm şlardır. «« tmyzmm ya . ıs. «Snn bu Antikacı Antikaeı bir dostum var . Bır min ona uğ ramıştım. Tenl ne var? diye sor rat. (Resım: A. ARAD) bir çantası vardı. Traşlı yanalc larından sankl buharlar çıkıyor du. «önüne arkana baksana biraz! Dağ başında mısın?» Cevap vermedl. Sadece: «Karnı tok, aırtı pek» dedi 1çinden. Sonra çantayı düşündü. «Dolap çantası» dedl. Tekrar, donuk yüdızlann ötesinde Almazdan o monoton seslerlyle b« ğınrlardı: «Çay mı, kahve mi agbl?» Garsonu unuttu, soba geldl ak hna. Nar glbl, kıpkırmızı blr soba. önce, kendisine rest çeken parmaklarını ısıtırdı, sonra sırtını donerdi sobaya. Sonra bağnnı verlrdi. Açardı gomleğinın düymelerinl, doldururdu tenln» dedl. Karşı ksJdınma geçtl. înadına, aynı sogugun soluk rengi glbl bır yıgın neon lâmba vardı bu tarafta. «Karşı kaldırun daha ncak» diye düşündü. Tekrar aştı eaddeyi. Kaldmmı çıktı. îşte o zaman gördü, o karton Uzenne yazılmış yazıyı: dum. Adamına eBre, dedl. Ha«retl Âdem'in elma sovdutu (a kı, Kleopatranın manikür takımı, Timnrlengin radyosu, Muhiddin1 Arabinin stılosu, Musanın piposu .. Benim soylememo meydan bırakmad'an da llâve ettı: Her antikaeı biras da antikadır. BULMAC2, 1 Inebahtı Deniz Savaşuv da. lkl yanına rampa eden Venedik gemilerine tesllm olmamak için gemlsinl ateşe vererek A A A A A A ordarla leventleriyle yanıp seBAR BO CI CIM DA hıt olan buyük Türk kaptanı; MılU oyurüanmızdan; Kılçük DAP DET E E Kur'an. 2 TERSt bir çıçek; FE FET FÎ 1 İŞ Nefes darhğı şeklınde blr hasKA KE Kl L A L E tahk; Mlchelangelo'dan sonraki LÎ MA ME ME NA lkincl büyük heykeltraş. 3 Volkanlk bir külte; Bulgar pa NA NE NÎT RA rası; G. Carlo ön adı ile ttalRA RAÛ RE RET ya'dan göçmen, Amerika'da RIM RtT SİZ Sl modern operalarıyla (Konsolos, Telefon . ) ünlü bestecl. 4 ŞIM TE Tî O YA Bir isteğin olması lçln arzulu bekleyiş; Hayvan ve bıtkılerde Zî. orKanlan inceleyen blllm dalı: Yukanda gördttğünüs dafınık TERSt duyurma. 5 TERSt heceleri aşagıdaki sorulann kar jumru: TERSt boş, havadan suşılığı olarak bır kerede kullanıp dan; Kabuklu blr derJz hayvanumaralı çızgüeıe yazınız. Mey ra. 6 TERSt bir deniz; Lsdana gelecek kellmelerin sıra kl edebtyatınuzda Veysi rW ıle yukardan aşağıya ÎKtNCt ve süslU, ağdab nesirde UnlU bir BEŞtNCİ harflerını okudugunuz raünşî; Bir nota. 7 TERSt da, harp yülarmda, Paris't uşa tspanya'da şehlr; Fransa ihtılâğını almadan zlyaretl sırasında, lınde Cumhuriyetçl olup terror trenden inıp karşüayıcüan hız idaresine karşı çıkışıyla arkala geçerek elçilik arabasına ken daşlan tarafından idama gondını atan W. Churciirin sonra derılmiş, vatan haini sayılmış dan bu telâşuu soranlara: Her ıhtılâlcl (Georges Jacques); işimi kendim yapıyordum. îs Alaturka musikide blr makam. tasyonda tam.. » diye başlayan 8 Irlanda'nın başkenti; Felkonuşmasının arkasıru bulacak sefesını edebî lâflarla belirtsınız. miş, acımaz, kendınl Ustün sal Blr Uimlz. 2 Gemller van, yaşamasını seven kişiyl dekı sandallar. 3 îçkl. 4 ıdeal snvmış bir Alman fllozofu dedi ki ); Sanat. Maden hahtası. 5 Bir mülkü fZerdüşt başkasına bırakma. 6 Pasıla 9 Kimyada nıkel; TERSt 1sız. 7 Ince ıp. 8 Çocuklan ran'ın petrol iskelesi; Kann bır korkutmak ıçın uydurma tıp 9 yağışı; Bir devietln idaresl ve ıradesl altmda olan. 10 Şolen. 10 Hatın sayılır TERSÎ fcımvaGa giırauş; Franolma 11 Habeşıstan'ın bır e sa'da şehır: TERSİ kimyada yaletı. 12 Tekrarla kazamlan helyum: TERSt Ustü kapalı pael ustalığı. 13 Gelenek. 14 îar ypri. 11 Asya'da bir neYabancı dilden esen çevınp, hır; G Bernard ön adı ve himahallileştirme 15 Imdat. 16 cıv dehası ile büyük trlandalı Kükurtu çok sert kauçuk 17 pives yazarı fPygmallon, Can Kuzey Karadenız'de bir va dıda J; B:r tıp sava? gemisi: nmada. 18 Fasıla (Uç harf). Kimyada rr.anganez. 12 TERSt D. Almanya'da şehlr; Kapı; 1 Bır müzik eserlnin çahnması; 2 Mütaallik. 13 TERSÎ kimyada radon; Bır akarsuyun taksi3 ma'a uŞratıldı&ı yer; Bitkiler4 den elde edılen güzel koku. 5 14 Pisboğazlığının gerç yaş7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 1 2 12 13 14 15 16 17 18 19 20 ERKEStN gayet iyl bildığl fakat yanlı? anlattıgı bır hikâye var. l?te doğru^u: Yer kazanrnak amacı ıla sadece kadın ressam diyecegirrız Betzy Margarehth Cristowıch tablolarından birini daha satmağa muvaffak olmuştu. Bunun şerefıne 24 ırkadaşına aıt 21 lçkımn parasını odedlkten sonra onlan atölyesıne dâvet ettı. Madison Avenue'deki goktırmalayanın 75'incl katında oturuvordu. Guzel baçlayan ve iyı devam eden bu aksamki top lantıyı mükemmel bitirebillrdiler. Asansör en çok 230 klşıllktl. Bır kışı daha bındl mi kalktıktan sonra derhal duruyordu. Onlar 25 kişı olJuklan halde 50'ncı katta durdu, bir daha da kalkmadı. « Ben lniyornm» diye aralanndaki tskoçyalı homurdandı. Psıkilojl profesörü genç bir Siyamlı, nukleer fızık profejöru guzel Siyamlı kadının beline sarılmıştı. Şoyle bır hesap yaptı: « Çıkmak için iistümüzde 25, inmck için altımızda 58 kat var. Kalori kaybı bakımından dunış eşit orantılı. Bence çıkmak daha M. Çünkü vukarda \iski içfbiliriz. Asagıda ise sadece hava alınz...» « Başım ağrıyor» diye mınldandı. Kadın ressam araya gırdi: « Yukardaaspirin de bnlnnur.» Çmlı Lı si7'anıp duruyordu: « Iskarpinlerim «ıkıyor Ayaklarım mahvoldn^» « Kolayı var. Çıkar Eline al...» « Ben yatıp avoraayı tereih edertrn.» Bunu soyleyen Lı Isımli dığer bır Çınlı ıtft. (Dort Çinlıden bırinın adı muhakkak Lı' dir.) « Benim yataîıma yatar Istediğin kadar uynrsun.» « Şn merdivenin dar çevresi beni bognyor. Sıkıhyornra.» « Ynkarı çıktıŞımız zaman bütün New York'n svafınm al tında bnlacaksın. Hem dnrnn bakavım... Merdivenlerı kolayca çıkmak için aklıraa bir fikir geldi.» « Ne dâhiyâne şeydir kim bilir?..» « Önümüzde ZS kat var de|il mi?..» « Evet 25 kat.» « Biz de 25 kisiyiı.» « Evet 25 kişi.» « Tamam... Her kat için içi Hece Bulmacası SOLDAN SAĞA: H EVET... NE DİYORDUK? 75. Kal mlzden biri bir fıkr» • Mükeramel...» • Kim başlıyaeakf.j» Ses sanatkân parmağmı kaldırmıştı: « Ben basUyabUirim. Genç kadını mnayene ettikten ıanra doktor çöyle diyor: «Sıze çok guzel bir haberim var madam.» Genç kadın kaşlarını çatarak itiraz ediyor: Madam degıl matmazel...» Doktorun cevabı: «Öyle ise matmazel sıze çok kotu bır haberim var.» Alkış seslerı arasında Sl'incl kata çıkmıştılar. Sozü dans oğretmenı aldi: « Gırtlagına düşkttn biri, hazır bnlundatn ziyafetten son ra söyle demiş: «Et suyu şarap gıbi sıcak, şarap hindi kadar yajlı, hındı de hızmetçı gıbi korpe olsaydı lyi bır yemek yedığimi pekâlâ soylıyeb.lırdım.» 52'ncı kat. Sıra lzak'ta: « Mevsim kış. Isı derecesl sıfır altında dört. Sıcacık kah\ede otnran iki Yahudi arUalarından kapıyı açık bırakarak çıkıyorlar. Içerdekiler bağınyor: «Eliniz mi kırık Kapıvı kapasanıza yahu . » Tahudiierden biri öbürünün kulatına eğiliyor: «Ben sana demedım mı?.. Bunların hepsı Yahudı aleyhtarıdır.» Kat 53. llızahçı Cami konuşuyor: « öldükten sonra dogru cennete giden bir gazetecıve «Sen buraya giremezsın... Çunku saghğır.da çok yalar, sovledm» demişler. Kalkıp cehenneme gitmiş. Aldığı t?.vap şu : «Sen katolık bır gazeteje yazı yazıyordun .. Sana burada >er yok.» Gazeteci bakmıs olacak gıbi değil . En yakın yıldızlardan birıne eiderek oııce bir gazete çıkarmı^ sonra bir hasın kartı almış, daha sonra da aklına estiğı zaman hcm cennete, hem cehenneme, hem de Araf'a girıp çıkmaja baslamıs.» Kat 54 Sıra Sımıth'de. (Her 10 Amerıkalının ıkısı daımd Smıth'dır.) « Bir koca, karısının sipariş ettiği sutyeni almak ıeın mafazava sirmıs ölculprı sormnşlar. Adamca|ız bilmiyor. Tezgâhtar yardım olsun diye «tkı portakal gıbi mı'» diy« sormuş. «Hayır.» «tkı mandahna gıbi mı7» «Hayır.» «tkı lımon gıbi mi?» «Hayır.» «tkı yumurta gıbi mi?» «Evet, evet.M Sahanda pişmiş iki vumurts gibi.» Kat 55: « Sarını tarayan bir Iskoç. yalı birdenbire basıyor küfürü. «Yeni bır tarak almara lâzım... Bunun bir dışı kırıldı » Karısı ( o da tskoçyalı) itiraz ediyor: «Bır dışı kırıldı diye jenı tarak mı alınırmış?..» Erkegin cevabı: «Haklısın ama bu kırılan dış tarajm sen dışı ıch. Kat 56: « Mavl bir tilki, küçük bir mavl tilkiye sabıp olmak istemnsunnz?.. Gayet basit . Mavi diği zaman ne yapar biliyor bir tilkiye sabip olmak isteyen kadınlann yaptıgını yaparjt Kat 57: Mahçup aile kızlarını dıkkate alarak bu fıkrayı atlı>oruz. Kat 58: « Otobüste avakta duran bır genç kadın, oturan bır genç adama eğiliyor: «Yeıınızı rıca etsem Avakta duracak halım >ok Gebe\ıtı dp • Adam >erıııi hemen kadına terkcdi\or. Fakat onda sfbelı*e henzer bır durum goremedıSı ıçın: «Afeder^ınu . Ne vakıtten berı hamllesınız diye sorm?ctan kendını alamıyor Cevaba dikkat; «Yanm saatten ben efendm O\ıe >orgunum, o>le yorgunum kı ..» Kat 59Bır Ingılız fıkrası Gulriurmek ıçın bırinın sızı en hasja= verıerınızden gıdıklamaîi lâ/ım Kdt 6UBır Japm fıkrası Alfabesi ma'ı.m Arıiavrf IH askoUun Kat öl Bıj fıkra ba<ın Kanunundakl en tehiıkelı marlripler? gırıyor. Kat 62 « L'çağa nmmPkten korkan bir adam uça{a binmekten korkmavan hır adama so\le dı>or; «Azra 1 ın'anı on Kere aramaya goısvırı Uçakta bıle bulur » Diğennın cevabı: «Ya benı değıl de Mdeıe pılotu drıyorsa O ;anıan re olaı.'k1'..» 63'uncu kattnii 74 unru kata kaddr anlatılan fıkralaı >erınLe soguk arası Kat 75 Kadın ressdm e\\elâ çantasını. sonra tayyorunun ceplerını arıyor Tekrar çantasına bakıyor Ceplerını bu kere daha araştırıvor ve arkadaşlarına donuyor « Çok özür dilerım >ana aspirin veremıyece^im Sen viskiden vazgeçeceksin Senin iskarpinlerin elinde kalaeak . Sen yatagıma azanıp yatamıyacaksın Sen Ne» Vork' a knvhakışı sevredemneceksin. Ren de hiç hirinızı ağırlıyamı\aca£ım tste hı^nım fıkram da bu » « Ne demek ıstıyorsan?..» « Demek istiyorum ki Ka pının anahtarını asaiıda. kapıcı dairesinde unatmuşum^ ta kurbanı olmuş, fılm de çevırmiş büyuk ttalyan tenoru (Marıo); Kastamonu'da llçe; Gelır; Lâhza. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Hındistan'da Türk Hind lmparatorluğunu kurmuş, adını taşıyan (Çagatay Türkçesı ıle hatıratı vazmış, edebıyatta ilimde olduğu kaaar askerlıkte ve ımarda başarılı bır hukumdar; Hayatm acı yönlerinl gerçekçı b:r uslup Ue «ölü canlar, Taras Bulba, Mufettış» gıbi eserlennde belirtmış bir Rus yazan (Nıkolay). 2 Miguel De ön adı ve proîesörlüğü, aşın fi kirlerınden sunılüşü, (Sürgun, Romancero, Yurdumdan...) eserlerıyle bır tspanyol edibi; Bir dıvan şaıri. 3 10. asırda 1 rarJı buyuk t:p, kımya âlımı; Kel Hasan'ın hocası olup Abdulhamıd'ın saray sahnesinde tuluat yapmış, sanat tahsıli ve terbıyesınm noksan oluşuna ragmen tuluatçılığı İle şohret kazanmış bır halk komıgi, Efendı. 4 TERSt blr deniz taşıtı; TERSİ Almanya'da şehir. 5 Büyuk TUrk hekıml, alımi ve hlozofu. 6 TERSt Arap yarımadasında bir emîrlık; Çın' de dogmuş, Rusya'da bulunmuş, Stravınsky etkisinde kalmış, modern Alman müzığımn, sağlam teknığı ıfade kudreti alaycı üslubu (Romeo Juliette, Su baskını, Gece kırlangıcı) oparalanyla bır bestecısl (Borıs). 7 Notada duraklama ışaretı; Cllve; Ülku. 8 Yoketme; TERSÎ Peru'yu sarsan dağ; TERSt kimyada osmıyum. 9 Çek millî müziğınin babası sayılan, sahne eserlenyle (Satılmış nişanlı) tinlü bestecl; Kim Bulmacaların çözümü bugünkü CUMHURİYET ' te yada brom; Erkek sesınde bır perde. 10 TERSİ cografi şekıllerden; TERSt valde; Madencl lâmbasmın mucıdl büyük Ingılia kimyacısı (Sir Humphry). 11 TeselU mükâfatı: Tokat'ta llçe. 12 Utanma hıssi; Almanların en büyuk şaırl. 13 Blr içki; Cimri; Kimyada tıtan. 14 Klâsıkte îngres'ın, modernde Manefnm etkisinde kalmışsa da kışılığinl dansoz, balerln resımleriyle belirtmış bır Fransız ustası (Edgar); llım dallarınm tekâmulünu zıhni faalıyetın dışındakl mekamk kanunlara baflamıs blr İngılu: mühendıs fılozofu (Herbert). 15 TERSİ yarım; Leonardo Da ön adı ile ronesansın dev ressam ve heykeîcisi; Yelkenlerı mumkiın olduğu kadar rüzgâra venp seyretme, 16 Bırleşmiş MiUetler Teşkllâtı"nın rümuzu; TERSt kimyada helyum; Soz dınleme. 17 Korpelık, tazelık. 18 Bir ilımız; Çok pahalı bir karbon. 19 Bıldirme; Uzerl sarı ıpek ışlemelı beyaz renkte değerll kumas. 20 Kunyada demır; Buyuk halk şaırlerimızden; Vücudumuzun dış örtlısu CİNAYET BULMACASI KAflîİL ömer, paketlenmlş lçkl şişeleriyle kapının onüne geldıgınüe saat 24 ıdı. O gun akşama dogru bir aksılık çıkmış ve bu yüzden arkadaşı Cemıl'in içkılı dâvetıne vaktınde yetışememlşti. Karanlıkta el yordamı ile bulduğu zıle bastı. tçerıden hıç ses çıkmadı. Halbukl pencerelerden ışık sızıyordu. Bır daha bastı. Sonra ell kapı uzerınde bırakılmış anahîara tesadüfen değtnce çevlrdi ve yabaneısı olmadığı eve girdı. Oda kapısını açtıgında ortada gördügü masanın halınden mukellef bır içki aleminin ancak sonuna yetıştığını anladı. Odanın karşı sağ koşesinde, lftmbası hâlâ yanık teypın durduğu masaıun dıbinde, sofradakı iskemleslnln arkasında, sırtl duvara dayalı Cemıl'in göğsüne düşmüş başını gördü. Tam karşıdakı duvarın önündekı dıvanda lse Alı, arka üstil sızmış horluyordu. Sol duvarm ve pencerenm önündeki koltuğun bir kenanna kolu dayalı Orhan da tıpkı Ali gıbıydi. Acayıp blr hava ıle karşılaşmıştı. Bır adım daha attı. O zaman Cemll'ln çenesinden aşağı tarafı, kan ıçmdeki sol göğsünü, yere sarkmış sağ elınin ucundakı tabancayı ve silâhın etrafmdaki tabak kınklannı da gördü. Dehşetle geriledl ve kendlnl dışanya attı. Şef, odan aynen ömer'ln anlattığı sekllde bulmuştu. Şımdı de Ali ile Orhan'ır ayıltılmasıru bekliyordu. Adll tabip ölüm saatinı 23 olarak belırtmışti. Blr süre sonra kendine gelen Ali, şunlan anlattı: «Çok fazla lrmiştlk. Bense alkole hiç dayanıklı değilimdir Bir ara telefon çalmıştı. Cemil açmıs ve konuştukça slnirlenmişti Galiba konustugu sevgülsiydı. Yeter be! Derhal gelmezsen hiç gelme! Blterse bitiinl detpirtl ve ban» dönerek teypl dnrdarmamı •öylemlşti. Sonrm Evet, ftlem yapıyonıı. Ne olacak rani? diyerek telefunu Kapatnu^tı. irKasından masadan aldığı tadehini bir dikişte bitirmis ve bana dönerek: Sen hıç ıçmii'orsun. Hadı! diye ısrara başlarruştı. Orhan, araya girmişti. Onn da Iteleyen Cemil, kadehi bana uzatmış Yoksa .. diyerek nereden çıkardıysa bir tabancayı burnuma dayamıştı. Çaresiz üstiiste içtim. Sonra Cemil kalkıp teypi açmıştı. Işte o rnuzik arasında dalmışıra...» Ali'den sonra biraz önce ayılan, Cemil ı farketmıyen Orhan, söyle konuştu: «Cemil'in sinirli hallerine ben de şaşırmıştım. Ali, sızdıktan sonra bir ara önündeki tabajh kalrtırıp karşı duvara fırlatmıştı Ben gosterırım ona, paranıı başka erkeklere yedırmeyı dedikçe kızçınliç: artıjordu. Tevp, Syhia Vartan'ın Abra Kadahra'sını çalarken kalkıp gitmek istemiştim. Tabanoayı bu defa bana çe\irmişti. Çarnâçar tekrar oturmuş ve Cemil'in emri ile arkası arka>a içmeye başlamıştım. Elimizden çüginlığına mâni olaoak bir sov gelmediğine üzülüyorum. Bu hale düşüp canına kıvacak çocuk muydu? .» Şef, teypıeia bandm, herhangı bır ses Kavdı olabüir diye, baştan sona kaaar çalınmasını lstedi. Bir konuşma bekliyordu aletten. Ama Abra Kadabra'ya kada • yanm saat suren bant, 45 dakika sonra bitmıştı. Hıç bir konuşmaya da rastlanmamıştı. Bir tek kurşunu eksik tabancadakı parmak lzlerı de Cemıl'e aitti. Şef, her ıçüne teker tekeı baktı ve' «Cemil, tek kurşıunla canına kıvacak kadar ayık değildi» dıypT'eK vnrdımrılarına dindu. «^unu Kıml? N Kartvizit Bulmacası KAMURAN AYSUN DUNDALIK Yukarda Kartvızıtınl gorduğünuz Bayan, Hıiseyin Rahmi Gurpınar'ın romanlarından bır tane sıne hayrandır. Eserin adı kartvlzitl teşkil eden harflenn arasındadır. HAZIRUYAN Son kaU (elmıslerdı. Fık ra anlalma sıraa ressamdaydı. .. Fakat... kadın