03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ÜÇ CUMHURIYET «Çok ince ve duygnlıurandnr.. Benden de tebrikler ye en iyi dilekler .» *** elefonu kapadıktan sonra derin dusuncelere dalmıştım. Garip adamın birıydım ben doğrusu ya... Aklıma eseni yapmazsam rahatsız oluyordura. Ama bir de meziyetıra vardı.. Aklıma eseni yaptıktan sonra bir kerecik bile pişmanlık tfuymamıştım şimdiye kadar. Birinci sınıf gece lokallerinden birinde on gün öncesinden yerim hazırdı zaten. Sabahleyin traş olmustum, fakat banyoya girip aynı şeyi bir kere daha yaptım.. Yeni yıh taptaze ve pınl pınl bir suratla karşılamahydım. Koyu renk bir elbise... Bir de beyaz balıkçı kazağı... Tatnam .. Endam aynasma şoyle bir gö'z attım: «Yakısıklı adamsındır vesselâm... Haydi hayırhsı ..» *** azino, gazino olmak niteliğmi kaybetmış, mitmg yerine donmuştü sanki.. Butün masalar doluytfu .. Tık lım tıklım .. Her kafadan bir ses çıkıyor, orkestra kıyametler koparıyordu. Gardrop, fiş, bahşiş, fılân fa lan derken metrdotel yerden ne dert anlatacaksm... Çatalını mezeden meıeye geıdir, bosalt kadetaini, yak bir sigara, savnr dnmanım havaya..» Salcndaki kalabalık suratle artıyor, pist ağzına kadar dolu .. Mıllet cTans etmiyor, olduğu yerde ancak dalgalanabilıyor.. Bunun da başka iurIj bır tadı olmalı... Besinci sigarayı tablada ezmiş, uçuncü kadehe yeni baslamıştım. Garson tepeme dikıldi. Ellerini ovuşturuyor, yal varan bir if adeyle sırıtıyordu : «Af buyıırun beyefendi.» Sizi rabatsız ediyorom...» Işin içinde bir hınzırlık var ama dur bakalım: «Estağfurullah.. Çekinme.. Söyle...» «Eski ve itibarlı bir müşterimiz vardır efendım...» «Evet...» «Yer ayırtmıştı... Fakat geciktiler... Gelmeyecek sandık . Başkalarına verdık... Biraz önce...» «... geldiler değil mi?..» «Evet efendim... Onlara muhakkak bır >er bulmamız gerekiyor... Siz bu koca masada tek başınasınız... Şayet... Dıkkatinızi çekerım beyefendi .. Şayet diyorum, musaade buyurursanız şuracığa ilışiver sınîer . » «Al getir be kardeşim™ sonra bir kere daha donattı. Onlar baştan aldılar, ben de bıraktığım yerden devama koyuldum Sadece yarım saat sonra kırk yıllık ahbaptan farkımız yoktu artık. Sohbetin en tatlısına dalmış, durmaksızın gevezelik edıyor, kahkahalar atıyorduk. Nermin yalrıız çok güzel değil, aynı ölçüde neşeli bir kadındı. Zaman zaman dizkapağım dizkapağıma değdirmesi de gerçekten mânidardı... Boyle yaparken göz sıizüyor, alt dudağını da hafifçe ısınyordu .. Masa altı zamparahğı bence aşa ğılık bir şeydı ama, yılbaşı gecesindeydık... Hoş karşılamak, durumu idare etmek lâzımdı. *** Saat kimbilir kaç olmuştu. Biz boyuna kadeh tokuşturuyorduk. Bir arahk mıkrofondan giir bir ses yükseldi: • Sayın doktor Akif... Sayın doktor Akif... Telefona liıtfen Sayın doktor Akif'i telefondan istiyorlar.» Doktor önce genç kadından sonra da benden özür düeyerek kalktı. Fırsattan istifade Nerminin dizini, dizlerimin arasına kıstırarak kulağına eğildim: • Onnnla evli olmadığuııza fföre size bayıldıyımı açıkça soy leyebilirim artık... Benzersiz bir kadınsınız... Gelin bu harikulâde tesadüfün şerefine içelim...» « îçeüm...» Burun buruna vermiş konusu 37 Arahk 1%9 Bir Yılb^şı^ T 6 (Realm: A. ARAD) « Ben doktor Akif... Sorma ba şıma gelenleri... Bir hanım ahpabım var... Uıun süredır birbırimizi gormüyorduk... Hızmetçiden nerede olduğumu öğrenmış. . Israrla çağjrdı... Baştan savulacak cinsten bir şey olsa boşverirdim ama, imkânsız... Çün ku nefis bir kadın .. Siz Nermin'i eğlendiriverin lutfen... Şayet gelemezsem onu istediği zaman evıne de Dırakıverirsiniz .. Benim için de ağır bir hastaya çağırmış lar, şımdı orada uğraşıyor dersıniz... Sağoîun. varolun... Şey, bir dakika.. Az kalsın unutuyordum. Bu geceki butün masraflar benden... Rehberde adresim var.. Bir gun muayenehaneye uğrarsınız, borcumu takdim ederim...» *** ERMINİN yanına dönerken sevinçten uçuyordum: « Senin doktoru ağır bir hastaya ça(innıslar» • Onun ağır hasta dediği ku mar masasıdır .. Yılbaşı geceleri oynamadan duramaz...» * Bu tedavi sabaha kadar bitmez öyle ise...» diye mırıldandım.. •Ne şatıs değil mi ikimiz için de?.» Boyle söylerken bir kolumu omuzuna atmış, israrla dudaklarma bakıyordum: « Merak ctme..» diye fısıldadı. •Rujum sâbittir....» « Tıpkı sana karjı duyduğum hayranlık gıbı...» dedım. Cumlenin sonu boşlukt* kaldı. Elektrıkler sorunüştü. Saat ikiye doğru Nermin ortaya güzel bir fikir attı: İstersen çıkıp butün lokalleri teker teker dolaşalun. Var mısın?...» «^ Varun tabiî...» Dekor'.ar değişiyor, çehreler değışıyor, ışıklar değişıyor, fakat çılgınlık her yerde aynen devam edıyordu. Çalgınlar kafilesine ben ve Nermin de dahildık şuphesız. Uğradığımız son iokaîde Nermm makyajını tâzelemek için tuvalete girmişti. Ben de salonun ön tarafında bir yere dıkilerek sı gara tuttürmeğe, mahmıır gözlerle etrafı seyre koyuldum. Ortalık an kovanından farksız du« Girenler, çıkanlar, bağıranlar, çağ.ranlar ve tepine tepme dansedenler... Evet dans edenler... Allah Allah .. Rüya olamazdı bu... Şeşi beş görecek kadar sar hoş da sayılmazdım... Pistin ortasındaki şu adam bizim doktor Akif in ta kendisiydi. Bağrına sun sıkı basarak yanak yanağa dans ettiği genç kadın da Macide idi. « Vay kaltak vay...» diye homurdanmaktan kendimi alamadım. Nermin yanıma gelmiş hayretle bakıyordu: « Ne dedin, anlayamadım...» « Tesadüfler...» diyordum... «Aktl sır ermiyoı şa tesadüflere. Ne iş> ne i§...» « Haklısın... Boyle bır geceyi beraber geçireceğımiz kımin aklına gelirdi değil mi?.. Evet tesadüf... Yözünün ya rısı meçhnllerde kaybolan bir Nermin basuu kaldırarak bir kere daha sajkın gozlerle bana baktı: « Sen oldun galiba?.. Burada istasyon >apmaktan vazgeçelim de eve eidelim... Sana bir sade kahve pisireyim... Haydi...» Sâde kahveden başka evde başka şeyler de pışirdik. Günes doğarken oradan ajTildım.. • KÎ gün sonra meşhur bir ku• yumcudan iki kolye alarak ' yeni yıl hediyesi olmak üzere birini Macide'ye, dığerini Nermin'e. faturayı da doktora gön derttim. Genç kadınların ikisi de bana hararetle teşekkür ettıler.. Ama doktordan ses çıkmadı. K aranm karardı. Kadınsız, kumarsız ve danssız bir yılbaşı gecesi geçirecektım. Oysa Macıde benden haber bekhyordu. Son riakikada telefona sarıltfım : «Sevgilim, hani benim şu âsabi...» « . başağrılann...» «Tam üstüne bastın yavrucuğum.. Bu seferki korknnç.. Beynimde kıyaraetler kopuyor âdrta.. Ne \apacagımı şasırdım.. Dördüncü kompritneyi biraz önce yuttugntn halde bana mısın demedi namnssuz.. Ayakta nasıl dardagnmu bir ben bilirim bir de Allah.. Yatmaktan baska çare yok., Proçraım da berbat ettim.. Oysa ne giizel eglenecektik.. Çok özür dilerira..» tim...» «Sana iyl efclenceler.. Bana da eeçmis olsun . Yalnız dikkat et, oradaki hen"fçio£ul larına pas vermek hevesine ka pılma sakın..» «Sen de dikkat et...» «Anlayamadım...» «Kendme ve başağrına de mek istiyorum...» «Haaa . Evet .. Tabiî . Na sıl zonklnyor bilsen sakaklarım .. Ben seni ilk fırsatta aranm .. Olur mn?...î «Niye olmasm?... Haydı gulegule... Âcil şıfalar dilerim.. Şey, bir dakika...» «Seni dinliyomm...» «Yeni 5'ilını şimdiden tebrik ecferım...» lÜzrae kendini boş j'ere.. Saglık olsun... Baska bir gece buluşur, yeni yılı başbaşa kut larız...» Macidenin sesi biraz ekşiydi ama gayet sakindi. Ters orantılı yonleri bol bir kadındı zaten.. Kızdıkça sakinleşen, sa kinleştikçe de kızan bir tip işte... «Bana kınlmadın ya sevgilim?..» «Ne munasebet?.. Bunda kırılacak ne var?..> «PeUi sen ne yapacaksın bu gece tek başına?..» «Ayten, dörtbası mamur bir toplantı hazırlamış.. Ben d'e oraya giderim.. Zaten çağırmı^tı ama, beraber olacağımızı düsunerek soz vermemiş bitercesine karşıma dikiliverdi. «Hanımefendi biraz sonra teşrif edecek herhalde..» «Hayır, hanımefendi bu gece tesrif etraevecfk.j» «Nıçın efendim?..» • «Başafnsı tuttu da onnn için... Âsabi basagnlan vardır hanımefendinin... Berbat... İlâç milâç favda etmez... Çaresi yatıp uynmak..» «Vah vah... Geçmiş olsun.. Tek basınıza sıkılacaksmız bü tun gece...» «Tok canım.. KalabalıSa baksana... Sadece eğlenenleri seyretmek bile eğlenmek için yeterli bence . » Biraz sonra ma'ayı donattılar .. Başladım ufaktan ufağS1 çekmeğe: «Oh . Dünya bnna derler iste .. Ne dert dinleyeceksin, BIR TESADUF \E 1KI SEVGIU Masa onlara da yeter bana da. » Garson bir hamlede kayboldu.. Son>.a yeni gelenlerle tekrar göründu. Iki kışiydıler. Genç bir kadmla, kırk yaşlarında yakışıklı bir erkek. Nezaket kuralları gereğınce ayağa kalktım. Kendini takdrnı ett.: « Ben doktor Akif..j. Sonra yanındaki genç kadma donerek cümlesini tamamladı: « Nermin hanım...» Belirli deyimleri sadakatle tekrarlayarak ben de ajnı şeyi yaptım. Oturduk. Garson, masayı şöyle bir derleyip toparladıktan yorduk. lkıde bir elini yakalayarak dudaklanma götürüyordum. « Önünüzde bir siiriı meze varken neredeyse parmaklarımı yiyeceksiniz...» « Mümkün olsa cîediğinizi de yapardım ama...» Cümle yarım kalmıştı .. Mikrofonda yıne biraz önceki gür ses duyuldu. Yine birini telefona ça ğırıyorlardı. Tuhaf şey... Bu seferki d» bendim .. Ancak o zaman doktorun yokluğunu farkettik. . Gideli yarım saat olduğvı halde dönmemişti. Nermin'den izin alarak kalktım: « Alo, buyurun efendim...» M Adnan TAHİR Taş devri funç devri sonra boykoi devrî MiJyonlarca insan kııcaklayın birbirinizi biitiin dünyayı sarsın öpüşmeniz sevinç, giizeliıa kıvılcımı tannlann... tLİYORUM kl şu satırlan okurken okuyucuların çoğu «Aksamdan kaJma» Daha doğrusu «Geçen yıldan kalma» durumundadırlar.. Bedroşlarda ne eylendik ne eylendik... En fakır Apostolun ayak meyhanesinden en «azık lokallere k»fiar... Bu gece «kontajyon sosyal» yani toplumsal bır salgın halinde neş'e birbirine bulaştı «engin fakir her tosanın. Ve şımdl yeni senenin ilk sabahında mahmur gözJerle, bozıık midelerle yıllar yılı tekrarlanan şeyleri göreceğiz gazetelerde.. Meselâ bir yaşlı insan karikatürü. Bu 1969 dur. Ve sırtmda 1970 yazılı bir delikanlıya, iktidan devreder gibi geçmış yılı devretmektedir. Çeşitli soğuk esprili karikatürlerden sonra zadegân sımfının dedikodu sütunu fotogTafları, gecenin tam 24 ünde ışıklar sönünce objektiften Kaçmayan vazife yapar gibi öpüşmeler. Orta sayfada yine Gürcü Bacı'run fallan kehanetleri.. Bu sene neler olacak?.. Ünlü bir yıldız bir kere daha intihara kalkacak, Onasis karısına bır aâayı daha «Enosis» yapacak, Mao yumuşayacak, Nikson sertleşecek, Kosıgm mülâyemet kazanacak. Daha sonra Kurabiye hastanesınde gece yarısında doğan çocukların poz veren ebe ve doktorların ırkasmda goztikme 69 seıtesiıtin Sanat Panoraması Selmi ANDAK Acı ve tatlı yönleriyle i B Yazan • Çizen: İhsan ÜNLÜER Noel Baba bizim tarafa da ZAMlarla uğradı bu kez. Yılbaşımn elbette ki dinsel, kronolojik ve insanlann eğlenmesine vesile olan bayramsal yonleri var. İnsanlann bölücülügü ANRI yeryüzünü 6 günde yarattı. Önce boşluk «Kaos»tan ibaretü herşey. Ilkin «GAIA» Yeryüzij yaratıldı sonra yeryüzünü parselleyip karaborsa «KÜMES EVLER» yapı kooperatifini kuran Cenabeddin beyi yarattı Tanrı. Daha sonra Aşk Tannsı rROS'u yaratıp yallah dedi Allah. Eros'tan sonra yaratılan insanlar da taş devri, tunç devri. boykot devn; ilkçağ orta çağ diye zamanı böle durmuşlar. Daha sonra çağlan asırlara, asırlan senelere. seneleri aylara böldüklen yetmiyormuş gibi haftalan da günlere ta saniyelere kadar hızını almadan böl babam böl. bölmüşler. Gazetelerde bazı sıvri akıllılar da insanın ömrünü dakıkaya vururlar. Kaç dakikasını yemekte, kaç dakikasını tuvalette, kaç dakikasını karıyle kavgada geçırıyor insan diye hesaplarlar. T Tannnın verdıği şu ha^tl bölmeden. sanki hiç ölmeden ya ylnce uygun düşüyor. Amma Dllirüba hanımefendiye «Yaşınız kaç?.. . 56 «Tam bana göresinlz» dersek. kafiye olarak da uymuyor değil mi? İnsan psıkolojisinln degişık etkiler altındaki reaksiyonundan Tanh doğmuş. Zamanın belirlenmesi de tarilıin en önem1 gereği oîmuştu. însanlan il1 kin kâh büyük kıtlıklan, kâh sel felâketlerinl, ayın yıldızlann durumlarını, Isanın doğumunu, Hazreti Muhammedin Göçünü tarüısel bir başlangıç yılı olarak almışlar. Yeni nisanlanan Veznedar İzzettin'e nişanlısı: « Kaç yaşındasınız» diye ilk sorduğunda o: « Ben 451iyün Necmiye hamfendi» şeklınde cevap vermışti. Doğum tarihinin ilk iki rakamını saklayarak . Herkes 1945 Ii zannetsin dıyt. Halbuki onun Rumî tarihe gör^ 1345 li olduğunu öğrenınce Necmiye: « Küçül küçül de cebime gir bari» diye alayla cevap vermıştı. Montör Sabri'ye ise «Kaçlısın? Sabricim» diye sorulunca: « Ben takvim yılı kullanmam amma vine de 49 luyum» yen fotoğraHarı. Karşı sayfada geçen yılın icmalleri dökümlen 1969 da kaç otomobil Boğaza uçtu. kaç cinayet iş'.endi ve ar kasından heraencecik «970 in ilk cinayeti». Bır kısım Babıâli basını bu «Gâvur icadı geceyi» lânetlerken bır kısmı «Yazık olnyor bu çam katliamına» diye yaygarayı bası yorlar. Büdim bilesi torbasından çocuklan sevindirmek için oyuncak tüfekler uçeklar jetleı ve de ağlayan 'ebekler bırakan sayacakmışız gibi yaşımızı bile hesaplamadan yaşajnvennek yer;ne ne diye bebeklik, süt ço cukluğu oyun çocukluğu genç lik, orta yaşlılık, ortanın solu vaşlılık, ıhtıyarlık mcrukluk çagı diye böleriz.. «Yaş 35 ömrün varısı eder» diye yaşını cetvelle tam 70 olarak hesaplayan zavallı Cahit Sıtkı 45 yaşlannda vefat etmiştl. Haydi diyelim ki ' Muallâ'ya: « Yasınız kaç?.. İS Tam bana göresiniz» De diyor. Rakının «49 lu oldugu. Yani şişesinin 49 kuruşa satüdığı yılda doğmuş o. Ne hicrl ne milâdî değil de Sabri şimdi rakıya vapılan «ZAMMl» takvimi kabul ediyor. • tNSANLAR NÜFÜS KÂĞTDINDAKt YAŞTA DEĞİL DE ARZDLADIKLARI YAŞTADIRLAR BENCE. Sevinç rüzelim kıvücınıj tannlann Cennetin km. Yanıp tntnşarak coşkunlnkla giriyonız Yurduna senin. Büyülerin birleştiriyor yeniden Zamanın kıyasıya ayırdıklannı Temiz kanatlannın sflzfildüğS her yerde Kardeş oluveriyor insanlar. însanlar lster istemez her yoruldufu alınteri döktüğü günün akşamında veni bir yıhn başındaymış gibi eğlenmek lstiyor.. Şiller'in şıirindekiı Beethoven'in dokuzuncu senionisindeki gibi tüm insanlar kardeş olarak.. Şarap tannsı Diyonizos'un: «Bir kadehten içtiler şarabı Bir Badenin oldular harabı» dediği gibi... însanlar yalnız doğum günlerinde d e p «DOĞMADIKLARI GUNVN» şarefine da eğlenmeli.. Lamartin'in GÖL şiirındeki gibi tüm insanlar blrlikte zamanı durdurmaya çalışmalı, mutluluk içinde saatı ve takvimi unutmalı mutlu bir dünyada «SAAT KAÇ?» diye sorulmanıalıdır. Milyonlarc» insan kucaklayın birbirinizi Bütün dünyayı sarsın öpüşmeniz Sevinç. gfizelim kıvılcımı tannlann. Amma gelin de bu yeni yılın ilk, eski yıln son dakıkasında Albert Camns gibi düsünmeyin.. «İnsanlann Releceğe kapalı yaşamalan ilk kez bugün olmuyor , elbet. Amma insanlar eskiden konuşarak bağnşarak bu duvan aşarlardı. Kendilerine ıımut veren başka değrrleri yardıma çafırırlardı. Bugünse klmse konuşmnyor.» tnsanlar arasındaki sürüp giden uzun diyalog bitti. İnandınlmayan adamlardan elbette korknlur. Bu korku ile hesaplaşmak için onun ne demek istediğini, neden kaçtığını bilmek gerektir. Onun demek istediği de kactığı da ayni şeydir: öldürmenin haklı görüldügü, insan hayatımn biçe sayıldıği bir dünya... Hiçbir şeyl kurmaya başlamadan önce şu iki sorn fizerinde ' durmalıyız: öldürülmek ya da işkence görmek ister misiniz? Istemeı misiniz?... Ve de öldiinnek ya da işkence etmek ister misiniz? îstemez misiniz?» Bu sorulara «HAYIR» diyen insanlann hepsi de ister istemez davranışlarını desiştirecek bir sürü mutlu sonuçlara sürfikleneceklerdir». Sözümüzü yine kardeşlik üzerine, mutluluk üzerine Beethoven ile bitirerek yeni yıla girelim.: Kim ermisse yüce mutluluguna Bir dogt İle dost olmanın Khn bu yeryüıünde bir cana canım diyehilmişse Gelain katüsuı gevüıclmite. H er yıl gibi, geçtiğimiz yılın da sahne açısından olumlu olumsuz. sevinçli • üzüntülü, iyi • kö.tü taraflan oldu. Biz burada yerimızin darlığı nedeniyle, geçen mevsimin geniş tiyatro bilânçosunu değil, sadece ışık saçan bazı olaylann kısa bir panoramannı tekrar izliyoruz: • MUHStN ERTCGRÜL Tiirk tiyatrosunon temel direğl Muhsin ü]rtuğrul"un 60. Sanat Yılı'nı kutlamak üzere bütun tıyatrolarımızda 2229 Aralık arasında bzel programlar düzenlendi. Kültür Sarayı'nda «Muhsin Ertugrul Gecesi» yapıldı. Aynca sergiler hazrrlandı, kitaplar resimler, yazılar, röportajlar, belgeler jayınlandı. • KANLI OLAYLAR, RECEP BtLGİNER GRE\T>ER Toplum t»ir bütün olduğuna göre, onu etkileyen olaylar da her tarafa sıçrar. önceki yıllardaki piyes yasaklamalardan sonra, geçen mevsim de Tunceli'de Halk Oyunculan'nuı oynadığı «Pir Sultan Abdal» oyununun yasaklanmasından sonra çatışmalar oldu, sanatçılarrian halktan ve ;ocuklar arasından yaralananlar gbnildü. Olaylar sert polemiklere yol açtı. Öte yandan Belediye Şehir Tıyatroları sanatçıları ve ışçileri, bu yıllanmış müessesenın kuruluşundan bu yana ilk defa Grev karan vererek bunu Tl SEN yönetiminde uyguladılar. • YILIN SANATÇILARI 1968 1969 mevsimi «İlhan Iskender Armafanı»nı en iyi oyun yazan olarak «Ltanç Dünyası» piyesıyle Recep Bilginer, «en iyi erkek oyuncu» olarak Erol Günaydın, «Oliver»deki rolüyle, «en iyi kadın oyuncu» olarak Suna Selen Sizi Seviyorum Madam»dakl rolüyle, en başanlı rejisbr olarak Haldun Dormen «Oü?er»deki mlzanseniyle • HALDUN DORMEN BALDVVİN'İN SOKT Bütiln tiyatrolarda 60, sanat yılı kutlanan Türk tiyatrosunun temel direği Muhsin Ertugnü ve Hâmit Akınlı «Ay Battı» mizanseniyle kazanmışlardır. 9 YENt TİYATROLAR Gülriz Süruri Engin Oızar ve Ortakları Şlşli'de Ümıt Tıyatrosu bınasında yeni ve kendilerine özgü bır sahneye kavuştular. Munir özkul ve arkadaşları L. C. C. binasmda «Bizim Tiyatro» topluluğunu kurdular. Nisa Serezli ve Tolga Aşkıner Şişlı'deki Ümit Tiyatrosunda yeni bır topluluk kurdular. Genco Erkal ve arkadaşları Harbiyede «Dostlar Tiyatrosu» adı altında faaliyete geçtıler. «özlem Tiyatrosu» Adil Şengün yönetiminde Kocamustafapaşada kuruldu. Kadıköy Opera Tiyatrosu Ayten Kayalı ve arkadaşları tarafmdan çalışmağa başladı. thsan Yüce «Direklerarası Kabare Tiyatrosu» nu kurdu, amma ömürlU olmadı. » DAMDAKİ KEMANCI Devlet Tiyatrosu sanatçılannın başrolde Cıineyt Gokçerle bırhkte oynadıkları «Anatevka Damdaki Kemancı» müzikali, Aleichem Bock Stein Harnidk'in bu dünya çapmda iin salmış oyununa uygun seviyede temsil edılerek buyük ilgi topladı. » MİDAS'IN KTJLAKLARI 'Güngör Dilmen'in önce tiyatro eseri olarak oynEjnış bu piyesi, ilJt defa Devlet Opera ve Balesi tarafından, Ferit Tüzun'ün bestelerıyle, Aydın Gün'ün mızanseni ve Muhıddin Sadakm koro ve Ferıt Tuzun'ün orkestra yönetıminde oynandı ve gerçek ^ır başanya ulaşarak Turk Opera ve Sahne Müzıfine parlak sahıfe ekledi. • TEKRAR OPERETE Cemal Reşit Rey, kardeşl merhum Ekrem Reşıt Rey'le birlikte operetler besteledığınden bu yana 30 yıl sonra tekrar operet dunyasına yonelerek Dormen Tiyatrosu'nda «Yaygara 70» oyununun müziklerini besteledi. EROL GÜNAYDIN ENGİN CEZZAR Yurdumuzda yakından tarunrruş zenci yazar James Baldwin'in ilk rejısörlük denemesı olan John Herbert'in «Düşenin Dostu» piyesimn Gülriz Sürurl Engin Cezsar Tıyatrosiında oynaruşı, konusuııda hapishanedeki «homoseksüelnlerin hayatını bütun çıplaklığıyla verişı bakımından seyircileri olumlu olumsuz çetin vanfcüara sürukledı! • HALDUN TANERİN BAŞARIS1 Uluslararası Tiyatro Enstitüsü (İTl) dergisi, çağm en il^nç yazarlan sayısırda «Keşanlı Ali Destanı» oyunu dolayısiyle Haldun Taner'ı Ve GJİriz Sururı Engin Cezzar topluluğunu jazı ve fotoğraflarla ovdii. m KAYBETTİKLERtMİZ Şehır Tiyatrolarınuı 38 yıllık sanatçısı Hadi Hjin'ü; halkın sevdiği komedyen Vahi öz'ü, öliim sahnelerimızden ayırırken; genç idealist sanatçı Ergin Kolbek de Blledk'te olumiu sanat hamlesine glriştlkten îosa bir süre sonra madd! sıkıntıya dayanamayarak hayatına son verdi! HAMİT AKINLI SCNA SELEf!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle