26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JUMHURtYET 12 Ekim 1969 SAHİFE BEŞ RöportaJ: Şükran SONER 19 saatlik tren yolcnlugundan üç portre : 87 yasındakl Htdiye Fatma nine, oğlnna ka\usaca|ı için sevinçli; 17 yasındaki Neriman, okula de\am edebilme umidi içinde, \e olanlardan habersiı bir bebck, annesinin kncağmda yaramazlık yapıyor.. Göç treni polis kordonunaalındı Şumnu'nun tren istasyonu gidenlerı uğurlamaya gelenlerle dolmuşhı . Goçmenleri Edırneye getırecek olan ozel tren hazırlanrruş, polıs kordonu altına alınmıştı. Akrabalannı, arkadaşlarını uğurlamak İçin Şumnu'nun koylennden gelenler, sevgüerını ispatlamak ve unutulmamalarını sağlamak için son çabalannı gosterıjorlardı .. Gidenlere adresler veriliyor, mektup yazılma 61 konusunda söz alımyor, sıgara paketlen, lokum, çıkolâta kutulan ceplere yerleştırılıyordu Yaşhlar küçük çocuklan bağırlanna basıp, opüyor, kokluyor, sessız gözyaşlannı akıtmaya devam ediyorlardı . Amcalan. dayılan gidecek olan ktlçük çocuklar, «Ben de Türkiyeye gidecem» dıye ağhyarak bagınşıyorlar dı. da. «Ev de yaparız, kömfir de çıkannz. Ne iş olursa olsun çalışırız» diyorlar Mustafa Ali Hasan Dralla'lı Babası ile bırlikte çıitçılık, an cılık, hajvancılık yapmışlar. Tur kıyeye gelecegi sevinci ile tren yolculugu boyunca gozlenrun ya şarmacını bnhyemıyen Mustafa Ali Has&n, arıcıhk yapmayı u mit edıyor, fakat sozlerıne hemen ilave ediyor: «Çiftçilik de, ancılık da, hayvancılık da yapa c bilirim. Kadınım, çocukJanm, kı1 zanlarım her i?i yapartt. Bn ka ' d*r Bulgara hizmet ettik, birazcık da Türke Turk kumaşım Y tanıtan Altınyıldız'ın saf yunden mamul cesitlerine Uluslararası Yun Birligi(Londıa) SAATLER İLERLEDİKÇE.. Gece herkes heyecanını yenebıldıği kadarı üe bır parça uyumaya çalıştı. Fakat buyukler uyumayı pek başaramadılar. Ço cuklar büe tren her istasyonda durdukça, nereye geldıklerini anlamaya çalışmak için camlara fırlıyorlardı. özel tren, program gereğınce Dımıtrograd da başka bolgelerden gelecek vagonlarla bırleştırıleceğı için, istasyonlarda oldukça fazla bekletıliyor, yolcuların dışan çıkmasına ve dısa» ndan kımsenın trene yaklaşmasına izın verilmiyordu. Sabah olup da saatler ilerlemeye devam ettikçe, heyecan ve sabırsızlık artmaya başladı Herkes kompartımanından dışan çıkıp dolaşıyor, kaç saat kaldıgını soruyor, çocuklar sevinç çığlıklan atıp duruyorlardı. İRADENİN YOK OLDUĞU AN.. Saat 19 30 sıralarında yolculara trene bınmeleri emri verıldi lstasyonun bekleme salonlannı dolduran kalabahk, bır çığ gıbı perona fırladı. O ana kadar acılarını büyuk bır sessızlık ıçıne Bommeyi başaran kalabalıkta sessız ağlama'.ar. hıçkınklara, ınlemelere donmüştü. Trenın etrafındaki gdrevll polısler, yakın akrabalarından kopamıyan yolculan güçlukle trene bındirebüiyordu . Camdan son vedalaşmalar, trenın demır parmaklıklarına yapışıp, gıdenlere, «beni bırakma» şeklinde yalvarmalar, ;ocuğundan ayrılan ananın yere nğılması, çocuklann çığlıklan . Hepsi de öten tren düdüğunün gensınde kaldı ve bır kaç sani>e ıçınde kuçülerek görunmez, * duyulmaz oldu .. garanti damgasını basti: SİNİRLER GERGINLEŞIYOR.. Trenin bir saat Dımitrograd ve ıkı saat kadar Bulgarlstanın sının olan Svılingrad'da durması sinırleri iyıce gerginleştlrmıştı. Hıç kimse saaatlerın çabuk geçmesınden başka bir şey arzıılayamıyor, düşünemiyordu. O kadar ki koridorlarda, dışan. ya bakarak saatın geçmesini bek lıyen yolcuların yuzlerindekı ger gınlık, Svılingrad'da Ankaradan ıkı temsılcimn bındıklerı, Bulgar gorevlılerının treru terkettıklerı zaman bıle geçmedı. Bul gar sınınnı geçtiğınuzı, Yunan topraklanna gırdığımizi haber verdığım zaman ıse, iki tiç saat once ne zaman geleceğımıai sabırsızlıkla soran insanlann yüzunde sadece şaşkınlık gördüm. TÜRKİYEDEKİ HAYATLA İLK BAĞLANTI Türkiyeye kaçta vanlacağı, na.ıl karşılanılacagı, orada yapıacak ışler, kavuşulacak akrabaar konuşuldukça, aynlma üzünusü azalıyor, yerını heyecana, evınce, sabırsızlığa bırakıyordu. Kompartımanlardakı sohbetleın agırlık noktası, ış bulmarf e çocukların okul dururalannla toplanıyordu. Herkes akraba ının bulunduğu ve gıdecegı şeıir, ya da koyde, kendı meslegiıı devam ettirıp edemıyeceğıni ığrenmek ıstıyordu. 78 yaşındakı Ibrahim Ahmet'in ıer bırı çocuk sahıbı ıki oğlu e damadı, urun yıllar teknık nadencıhk yapmıslardı. Turkıye le kendılerine madende çalışma mkânımn venlıp verılmıyeceğıru oruyorlardı. Ali Hasan'ın kızı ^eriman 8 sınıfı brırmış, de•am etmek ısfedığı olcula yer ok bahanesı ıle, babası ve anlesının anlattıklarına gore Turk ılduğu içm alınmamıstı. Nerinan Türkiyeye gıdecegı ve orala okuyacagı ıçın çok sevınçlı lı. Ayru zamanda da endışevle nlatıyordu . «Ben Türkçe iyi lilmeym. Okulda konuşmayı beeremezsem? Ya sülediklerimi an ımazlarsa? Beni okula salacak»r mı ki?» Mustafa Hasan'ın derdı ıse ok daha buyuk; «Tırgovş'de Dprakta çalişirdim. Türkhede j bulacak raı>ım? Ben de kaınım da her işe gireriz. Yalnız ç kızancağızınu okutabilsek. Pa a kazanıp okutamazsak giinah lur. Bi tanesi sekizinciyi bltiri. Bi tanesi teknikumun üçunüde. (Ortaokuldan sonra gıdıîbılen ziraat okulunun son sııfı)». VE NİHAYET BOŞALIYORLAR 82 yolcunun şaşkın ve bir sey anlamıyormuş hıssını veren yüz ifadeleri ancak saat 15 sıralann ( da Edırne ıstasyonuna girdıği1 mız zaman değıştı. Karşılama torenı ıçın istasyona toplanan , kalabalıgın alkış ve tezahüratı, na ılıc once aynı şaşkın ıîade ıle baktılar. Sonra da hep bırden j boşalarak bırbırlenni kucaklama ' ya, aglamaya başladılar. Dillen açılrr.ıştı, mıkrofonda konuşa nın kım oldugunu soruyor, Va lıyı tanımak ıstıyor, folklor gos terısını seyredebümek için, cam larda yer kapmaya uğraşıyorlar dı. Boylece Bulganstan Türklerı ntn ruyalarına gıren yolculuk 19 saat sonra başladıgı gıbi goz yaş ları ıle fakat çok daha farkl' bır duygunun etkisınde sona e rıyordu. Bır karı koca yere eğılıp toprağı öpüyor, bir diğen bayraga sarılıyor, bir başkası da karşılamaya gelen akrabası ıle kucak.aşıyordu... Woolmark'm 38 dildeki anlamı tektir: "Saf Yeni Yün" ; * Saf Yeni Yün"den imal edilen kumaşların içinde hiçbir sunî veya sentetik elyaf bulunmaz! t: Saf Yeni Yün'den imal edilen kumaşlarda daha önce kullanılmış yünlülerden elde edilmiş iplik kullanılmaz. : Woolmark, "Saf Yeni Yün 'ün ve onun üstün kalitesinin bütün dünyada geçerli garanti damgasıdır. Woolmark damgası taşıyan kumaşlar solmaz. Yıkama veya kuru temizlemede renk haslığını muhafaza eder; yünün tabiî güzelliğinden hiçbir şey kaybetmez. Woolmark ancak, kılı kırk yaran incelemelerden, analizlerden sonra, bu üstünlükleri tesbit edilen mamullerde kullanılabilir. Ve mutlak lisansa tabidir. Bundan böyle Altınyıldız'ın "Saf Yeni Yün'den mamul çeşitleri, yurt içi ve yurt dışmda evrensel bir kalite ve garanti belgesi olan Woolmark damgasını taşıyacaktır. Zevk sahibi beylerin ve sayın tüccar terzilerin bilgisine saygıyle sunulur. ÇALIŞMAKTAN KORKMUYORLAR Akif Hasanof otonıobıl ımalât ıbrıkasında teknısyen Turkıvee otomobıl ımalâtınm başladıını duyunca çok sevındı En enı teknikle çalışan bır îabrıada vıllarını geçırmiş, çok iyi > yapabıleceğıne ınanıyor. Zaıt Serıf Mehmet Kütahyaya erlpşe'ek üç çocuğu \ar tşten ıç korkmuyorlar. Karısı da, o YARIN: Medeniyetin öldüremediği duygu; Milliyetçilik DIKKAT ESKÎ KIYMETLt H A L I L A R I N I Z değer fıatıyla evmiaden ı l ı n ı r TEL: 47 36 İT U 31 51 Türk kumaşım dünyaya tanıtan marka. (Cumhurıyet: 12323) 2994/12309
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle