29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8AHİFE İKt CUMHURİHKT DOĞAN NADÎ ÎÇÎN ti Bir gün hepimizin gideceği yere sen çok erken gittin,, ŞEVKET RADO ojsn Nadı'nın olduğunu Cumhunyet Gazetesınden bana telefonla haber verdiklerı zaman vurulmuşa dondum Zaten yüreğim haftalardan beri kuskuda ıdı Bir an ne dıyeceğımi lasırdığımı itiraf ederım. Sevglh Doğanı yere yıkan olum sanki benım de bir taratımı alıp goturmuştu Bu «cıklı haben esefler ıçınde kalan ruhuma kabul ettirmeğ» çahjtığım }u sıralarda, yaşamasına alışık olduğura Doğan'ın olümü uzerine bir y»zı yazmak bana çok ağır gelıyor. Doğan'la pek yakın, hattâ içten bir arkadaşhğımız vardı. Aramızda hiçbir menfaat alışverışı olmadığı ıçın bu arkadaşlığa yıllar yılı en ufak bir golge duşmemış, birbırımizı daıma ozlemiş, aramış; buluştuğumuz zamanlar samımı dostluğun butun lezzetlerını tatraiîizdır. Aynı yaşta, aynı meslekte oluşumuz bir yana, zevklenmızle alâkalanmızın da >akın oluşu, oyle sanıvorum ki, birbinmizın dılını kolayca arüamamıza sebep oluyordu. Ancak pek yakınlarına soyleyebıldıği gıbi, a^lında anla;ılmamaktan şıkâyetçi. ve anlatamamaktan dertli olan Dcğan'ın beraber olduğumuz zamın dunyayı umursamaz bır anlatan kendire yakın bulduhal alarak kendıni kapıp koyuvensi her halde bundaıvdı. |u, soylemek ısteyıp de dilt IYt BÎR ÎNSAN getıremedığı duygulardı. BunI er seyden önce, çok ivi lan okurken en çok kendııi I bir ınsandı Doğan. Babaolduğunu hıssederdim. ıından, annesınden basZavaüı Doğan! Benım aziz layarak ailesinin butün fertlerine »on derece düskundü. Arkardeşım. Bir gun hepimizin kadaslığımız boyunca kımseye gıdeceği yere sen çok erken îenalık etmevi dusunduğune gıttın: Kederım daha fazla jahıt olmadım. Sevmediğı myazmak için bende takat bısanların bahsinı etmek istemez, rakmıyor. Yureğım kan ağlayasevdıği insanların ı«e aleyhmrak bu satırian karalarken, sede konuşulmasına tamammul edemezdl. Kendıne yakın bildını daıma ufacık bir çocukmujğı kimselerle düşüp kalkmak, sun g»bı sevmış olan annene, onlarla sakalaşmak, sakadan kardeşlerıne, eşıne, kızlarına anlamayanlara ınce esprılerle Allahtan sabır, sana da rahtakılıp sonra dört duvarı çınlamet dıhyorum. tan kahkahalarla gülmek Doğan'ın başlıca eğlencesini teskıl ederdi. Fakat kımseye fenalık etme | mıs olusu kendisine fenalık et j mesine mâni olmamıştır. tçkiyi ! çok seviyor, hattâ içkiye kar i sı olan bu sevgisi o pek sev ' Dofan Nadi ve Elif Naci.. dıği annesme, pek bağlı olduIkisinin eünde de birer çakğu çoluk çocuğuna, hatti kenmak var.. Fakat bunlar bidisine olan sevgisini bile asıri garsona bağışlanan, diğevordu ri de Elif Naci'ye hediye İYt BİR GAZETECÎ edilen çakmaklar değil. Saoğan çekırdekten çetısdece bir tesaduf... Bir hâtıme ıyi bir gazeteci ıdi. ra... Yıllar sonra acı bir Bır patron oğlu olmasına vesileyle yâdedilen tatlı bir rağmen gazeteciliğin her sekhatıra... «ıyonunda çalısmıs, en sıkıntılı saatlerini uykusuz kalmalara dayanarak, muhabırlığın, sekreterliğın tehlikelerini, mesuliyetlerinı yuklenerek zevkle yaşamıştır. Kendı gazetesı rfahıl, Türk gazetelerini yeter derecede işlenmış bulmaz, bilhassa dıs haberlere çok az yer verilişini gazeteciliğin dünyaö"an haber verme vazifesivle bır türlu bağdastıramazdı. Ha\alinde yasattığı ideal gazete için çok isabetli fıkirlen vardı. Fakat son zamanlarda kendisinin rahatını kaçıran has fe oğan Nadi öldü. talıklar onun bizzat çahsmak, P Ağlayamıyorum. u*rasmak gucunü azaltmıştı. m Onu incitmekten çekinAma daıma en guzel gazeteyi Ç diğim için kalemimin duşunerek lasamıştır £ Tek tesellimiz yine sensin Naci SADULLAH emek, bu kırk yıllık dostun, dlima p ı n l pırıl nukteler altında gormeye alıştığım:z cana yakın, bafa yakın, fönle yakın ımzâsı. artık bır mezar tajının adı olacak öyle mı? Sız, bu hıç beklenmedik 4kıb«tin ardından kaç defa• Yank!..» diye inleseoiı yeridır. Zirâ: •Doğan Nâdi> adının yanında, başka htç bir kelime: «Ölum» kadar yaraşıksız kalamaı. O ismın, hırçınlıklan bile rintlıği kadar »eviaıli olan sâhıbini, yakınhğma gırmı| olan hepimiz, ölumü yanından kolayca itebilecek kadar sıhhat dolu. neş'e dolu. hayat dolu bir üstun kişilıkli tatiı kimse olarak tanımış değil miydık' Genç sayılacak bir ya?ta ölümü, bu yüzden hepimıze, tıpkı, etrüına ı^ıklar »açan bir koca ampu'.ün, ânl bır kontakla lonuverip, ortalığı karanlıkta bırakıp gibi «afirtıeı gelmedı mi? .. Haydi hodbinliği bir kenara itip İÜraf edeyim: Hele. kendi hesabıma ben, •Doğan Nâdl» nin şahsında, s&de bır akraba, sâde bir meslekdaş değil, fakat ayni zamanda, şu nankörlukler dunya^ında ender bulunur bır candan \e sevgılı dost ka\bettım. Kendı kuçuk dünyacığımda Doğan'ı da kaybetmış olmanm içımde kabarttığı valnızlık batmak üzere bu'unan bır hayat gemısinde, sayılı bir cankurtaran sımidıni daha elden kaçırmif olmak kadar müthış! D D metü «Tunus Nâdi. nin o gerçekten güzıde evlâdı, daha ilk nefesjıde matbaa murekkebı koklayarak içinde doğdugu basın âleminden, ancak tahsıl, ve askerlik vesJelerıyle uzak kaldı. Babası. Büyük Ostadımız rahmetli «Tunna Nâdl» nin müstesnâ gazetecılık ve yazarlık istidatlanna yaradılıştan tevârüs etmış bulunduğu da, daha yedek subaylığı çağmdayken, çok sevilen ve çok okunan bir yazar sohreti kazanabilmi; olmasmdan bellidir. Biz, bugün ve yarın, sevgıli «Dofan NadU yi, genç sayılacağı bır yaşta kaybetmış bulunmamıza ne kadar yansak yendır O nun şahsında, derın acılanna bürün kalbımızle katıldığımız aılesi, blr vefâh v« değerlı evlât kaybettı. O'nun şahsında, Türk basını, gerçekten orijinal yeri daima bof kalacak bir müstesnâ kalem kaybetti. Ve O'nun şahsında, bizler, yokluğunun büyük kederini daima içimizde duyacağımız, ve keskın özlemi bızlere nice bezmleri zehredecek bir sevgıli ve unutulmaz do"t kaybettik. akat bütun bunlar bile bır başka, ve saydıklanmın hepsınden buyuk kaybın yanında hiçbir şev say^mazZıra O sevgı 1 «Doğan Nâdi» nin şahs'nria, bence en buj*uk kayıp, O'nun kadar güzide evlâtları pek ender yetıştirebılen 5u fukara memleketindır! Çunkü •Doğan Nâdl», en olgun meyvelerini vereeeğı çaca ulasmısken, dib.ne nankör bir yıldınm duşmıiş tâlıhsız bır ağaç gıbi devrildı' Gerçi. hicranlı sâır, sevgili ölmüşünün merarı basında• O kadar göz> aşı doksem ki toprağa, «Nihayet sen de fışkırsan!» diyen bır acı umitle, bır çâresiz hlcranla inleyip ağlamış. Fakat yazık! Ve ne kadar yazık desek nafile' Toprak, aldığmı geri vermiyor! Ancak bizim, adma «blüm» denılen çu dehhaş bfidıre karsısında bir tek avuntumuz var: Sen, sevgili «Doğan Nâdi!» Son ve sonsuı u\kunu, arkanda tertemız hâtıralar, ve kuşaklardan kuşaklara ıntıkal edip, her zaman duygulu, düşuncelı, ve içten bır tebessumle anılacak pırlanta nukteler bırakmıs bulunmanın, her kula muyesser olmaz huzuru içinde ujuvacaksın' Her zaman bir çocuk mâsumiyetiyle inandığın Allah, senı sevenlere sabır, ve o bılmedığımız âlemde sana da, lâyık olduğun kadar rahatlık versın!. 1 1 BÜYÜK IL\YIP Simdi allak bullak olmu? hafızamda, müşterek nice unutulmaz hatıralanmızm, baş döndurucu resmi geçitı var Nice günleri, nice geceleri, beraber çekilmiş acüar, ve beraber tadılmış coşkun neş'eler ıçınde geçınlmış koskoca bır kırk yıl bu! H sevgill cDoğan Nâdı», kendısinden bil« genç yajta topraja kanjan kardejım •Tevflk Sadullah» m da en yakın dostlarından bıri olmuştu. Rahmetli karde^im, «Doğan Nidi» ile beni tanıştırdığı zaman, yaşça benden kuçük olan çocukların her ıkisi de, henüz dehkanhlık çağlarına bile basmamışlardı Sımsıyah saçları, «biz zekânm ta kendljl>iz!» der gıbi pırıldayan gozlerı, ve o zaman bile, bır olgun ınsan vekarı taşı>an guzel bajı ıle çocuk •Doğan NidU yı jımdı bır uzun tahta tabut ıçınde düşunmek! Doğrusu! tüyler ürpertıci bir müthis tecell! bu! •Doğan Nâdl» nin basına intısap tarıhi, kendi doğum tarıhıne eçıttı dayebılınm: Zıra rah DtLE KOLAY! O Arşı alâya güldürü ve muhabbet sanatmm kanatları ile yükseldi DR. İHSAN ÜNLÜER Kt sene kadar olmuştu Cumhunyet yazı aılesıne katüdığım. Bir gün «Alkolixm» Uzerine bir yaza serira çıkmıştı beşinci sayfada. Bakus'lu Hayyam'lı, Baudeaire'll, Bekn Mustafa'lı, Longfellow'lu, Orhan Veli'li nüktell bir yaaydı bu. AlkoIU hiç de kötülemiyordum bu yazımda. Hattâ Baküs törenlerıne daır, şaraba dair yazılan şurleri ballandırmıçtım da, Yanmın sonunda: «Bu konuds bezmi mey erbabını danltacak seyler yaaznuşsam benl affetsinler. Zirs bu yaayı ya. z&rken ben de sarhostum.» diyordum. D İ Doğan Nadi'den hkralar D Elif NACİ na seslendim. Tam «Al bunu da sen kullan» dıyecekken Doğan Nadi hemeı garsona : «Al buna benzin kov, getir» dedı. Benzin konup getırıldlkten sonra taşı ıslanmı? olduğu ıçın yine yanmadı. Doğan Nadi : «Adam bir varil benzin koymns, tabii \anmaz» dedı ve çakmağı bar.a hediye ettı. Üsr tunde adının j azılı olduğunu hatırlattım «Daba iyl ya, kimin tarafından hedive edildiğini nnutmazsın» dedı. Ben ~ «O kadar aksilik yapıyor ki, bu çakrnatın Doğan Nadi'ye ait olduğu derbal anlaşılıyor» dedim. O, aksi a(fam değildi Ama şakayı severdi. di katına çıkmazdı. O sene kış mı erken gelmiş, kalonferler mız mız yanıyordu, üsüdum Arkamda omuzlanmdan topuklarıma kadar babamın eskı samur kürkü vardı. Kapı çalındı. Açtım. Doğan Nadi : «Affedersiniz, yanlıf geldim» deyip gidiyordu, seslendım: «Neden gelmlyorsunuz?». Şu cevabı verdi : «Efendim, ben Elif Naci've relmistim, karşıma Alemdar Mnstafa Pass çıktı!» "Bir gün 0 durağa ben de geleceğim sevgili Doğan,, Safiye AYLA oğan'ın bu dunyadan goçtu ne inanmak istemiyorum. E haberi O'nun en >akın dc larından, Elif Naci bey'den dını. 4ma >ine de inanmak u mi^orum. Doğan'la 30 sene ev\el tanış Hem de ka\ga dosıış... Ama so oyle se\iştik. ovle anlaştık, o dost olduk ki!.. Simdi Doijan için hi«isi>atını deyince ona ilk aşk mektubu. ^azmak gelhor icimden. Aşkın, jalmz bilinen anlar üstun bir kuvvet olmadığını, Doğan'la tamştıktan sonra oğ dim.^^îercek bir \akınlık, tad doyulmaz bir samimiyet yaratı ğa muvaffak ounuştuk aramız Temiz. neşeli ve içten... Yaşadığımız sürece de\am e eideceğinden hic şııphemiz yo bu benzersız dostluğun... Giıze ği de henzersiz olmasından i geli>ordıi zaten... Onun beni anhıdığı kadar ' de 011u anlıyordum.... Gayet anlaşı>orduk kısacası .. Duygı ra dajanan ıdeal bir anlaşma bu... Kımse bunu başka mâııâda lama<ın . Doğanla aramızda li asla başkalaıma benzemij ozelliji hi?e mahsus dostluj jarattığı bİT aşk jaşardı. Onu pek sc\rek gorurdum P Oteli. Divan Oteli. bcnim icin nız Doğan'ın sesini duyabilt ğim \e se\imli >ıizunü gbreb ceğim yerlerdi. Pek seyrek radıjım bu iki durakta, onu runce: • Aaaa' Safı\e geld '» dcyi ve beni karşılarken içinde d duğu. özcllijri bize mahsus o ka benzer se\inci unutamıja fım Bana cok catardı Ve catışli nin ceşnisinde >ine o se\Bİı gi/lice anladığım ifade«i \ard Seveili Doean. şimdi bence 1 hul bir duraktasın Ama, ruhl \e ahirct ffuıııme inaımorunı îiın o duıağa ben dc eelecee Ve >ine seniıı tatlı Mizunu gr cek. se<;ini duvacağım. • Aaas' ^sfıc geH.'» diyec i ri Istanbul'un bir parçası idi FARUK YENER e\rek kahkahaları kend.ne ozgıi kıkır kıkır güTUşü kulaklanmda . Kaynağı sussa da gıtmez, kaySDİmaz bu sesler kolay kolay. «Neş'e» ıçm doğmuş, «nükte» ıle joğrulmuş, <mizab»la orulmustu o kaynak . Yaşam goruşu bu açılardan uzanır, bu görüşe golge duşurenlere kızar, kaılmı\anlan kınardı. Yakından taaımak gerekırdı Doğan Nadı'yı. Arkadaş'ığındakı tathlığı işte o zaman anlar, dostluğundakı sıcakhgı o zaman sezerdıniz. Doyulmaz sohbetlermde olağanustu zekâsı \e duypfusunun olçüsünü adeta içgüdüyle tartarakbulur. bılgısmı en gosterıssız anlatımlarla açıklar, sıtaldı mı «mizah» a basvurup yanından ayrılmasına dırenemediğı «neşe» Ile buluşuverırdı Istanbulun bir parçasıydı Doğan Nadi... Kendince îstanbulda nasıl Vüşanması gerekıyorsa oyle yaşadı, daha uzun sure yaşayabihrdı de Ama Shakespeare'm «Falstaff» ında yer almıs bir dizedeki anlama bağlanmıştr. «Dünyada herşey mizahtan ibarettir...» Ve gene Shakespeare'ın ülkesınde kaybettık onu .. Çok arayacağız... G Hocam Doğan Nadi, bu yaayı okumuş, beni çagırdı. Neyzenin şu şilnni tekrar okudu oradan. «Hacı Bekta*. Cenabı MevlftnA Meyle neyden kanat takınca bana Eger ki varsa bende kalbi sellm Arşı Âlân» körkütük gelirim.» Dıyordu şiirde Neyzen Tevflk. Bunu okuduktan sonra« Doktor!» dedı. Bu ne blçün alkolizm yazm? Ben de bunn okuduktan sonra artık Içkiden nefret edeceğim, diye korkmuştum.» Hocam Doğan Nadi arşı ftlaya espri, gülduril ve muhabbet sanatının kanatları ile yüceldi. Bınlerce rahmet. Benim için ölmedi DÜRNEV TUNASELİ ınl pınl bir zekft, erişilmez espri gücü ıle Doğan Nadi benım için ölmedi... Binlerce h&tırası çok sevdıği îstanbul'un, sevdigi köşelerinde bizimle beraber yaşayacaiL oğan Nadı'nın kuvvetü edebıyat kultüru, genış ' alâkaları, bilhassa şiir 3 de bir okuyucu olarak çok ın J ce bır zevki vardı. Aldırmaz 1 gorünuşu ıçmöTe mantlmayaeak « kadar hassas bir insan karak 's terı taşıyordu. Bizim neslm en '/ lyi şairleri olan Necip Fazıl' £ dan, Cahit Sıtkı'dan, Ahmet f Muhip'ten diline takılmış olan */ şıirler muhakkak ki bu şaır % Masa başındajız Sıgarasını lerin en güzel parçalan idiler yakmak için çakmağımı çıkarBunları okurken hazdan âde ^ dım. Benzini kalmamış olacak ta eridiği hıssedilırdı. Birkaç ki, yanmadı. Elimden aldı ve defa beraberce tedavi olmaya garsona seslendı : gittiğimiz Fransa'nın Evıan ,* «Al bunu sen kullan» dıve sehrinde, bahsı sııre ddktuğu JJ çakmağımı garsona bağışladı, müz zaman en tatlı anlarımızı , cebmden kendı çakmağını çı yaşamışızdır. Dehkanhlık çağkarıp onume koydu. lanmızm çılgınlıklannı, artık ^ «Çakmak dediğin bövle ohiçbir zaman geri gelmeyecek § Iur» tîedi. Bu, ustunde «Doğan olan gunlenn hâtıralarını yâ * Nadı» yazılı bir Ronson çakmadecferken birden coşar, sesme £ ğı idi. Çaktım, çaktım, o da en tatlı Shengı vererek ve eliy ; yanmadı. Bu defa ben garsole şiirin uçusunu temin. etmeğe çahşır gibl isaretler vaoa <$, rak, derin bir hasret içinde şa # irleşir ve okurdu. HASSAS BİR RUH | D ucuna kadar gelen bütün hazin, acı, ve hisli kelimeleri de silkip atıyorum. Sevmezdi bunlan. Bu yüzden aşağıdaki satırlar, gözyaşı yerin dökülmüş ikimiz arasındaki esprilerden biı kaç damladır. D İYİ OLUR Yedi Dakıka'sım ben resımlerdim. Bir gün bana nedense : «Elif» dedl, «bundan sonra resimleri ben yapayıra, yazılan len yaı.» Ben derhal: «Aman çok lyl olur» dedim. «Anlamadım» dedi, «Reılmltr ml. yazılar mı İvi olur?» «Tabiî yazılar» dedim. Dedim ya, sakayı severdi, kızmazdı. AUHMDAR MUSTAFA PAŞA Sene 1940. öğet Apartmanının bırınci katmda ben, beşinci katında Doğan Nadı otururdu. Gazeteden eve geldiği zaman bana şöyle bir uğramadan ken ELİF DUYMASIN Mekki Saıt (Esen> m evine hırsız gırmis. Olayı Doğan Nadi'ye şöyle anlatmıs : «Eve geldik. salon tamtakır. tçindeki bütün gümüs ve kristal takımlar çalınmıs. Sa . de bos bir büfe ve üstünde ası I Iı Elif Naci'nin tablosu». Doğan Nadi : «Aman» de I mis «Elif duvmasın, üzülür. | Hırsız bile tenezzül edip almamı« diyeji I Bir de (D) Grupunun serei I sindeki meşhur şakası vardır. • Bu, Tünel'de bir şapka mağaza I sında açılmış (D) Grupunun ço * ğu abstre olan ilk sergisi ıdi 1 Arif Dino'yu nöbetçi olarak bı I rakmıştık. O sırada Doğan Na I di gelir : «Hadi Arif kalk, hava füZPI, sövle Takslm'e kadar bir vürnvelim..» Arif. tabloları bırakıp gidemivecegini sövlevince Doğan Nadi : «Yant hunlann çalınmaiından mı korkuvor«unnz? Avol bnnlan sokakta bulsalar şetirip vine «ize tenlim ederler. N> vapsınlar bunları?» tçte bövle bır Doğan idi 0 YALANSIZ RİYASIZ P îkimizın de çok yakın dos ^ tumuz olan, gençlığımızı bir z, arada geçırdığımız Cahıt Sıtkı' ^ yı, o lâtıf insanı hatırladığımız ^ anlar erken olumu bızı kahre 4 der, bir arahk Doğan, onun fkendisine en yakın bulduğu şı v, ırini hatırhyarak feryat eder % Oyun, çok tatsız bitti TARIK GÜRCAN ir Dakika'lar gıbi dopdolu, «Bir Dakika» lar gibl tasacık stlrdü omru Ve bızler hıç hazır olmadığımız bir sona boyun eğmek, onu da çevrerruzden eksilenlerın arasına katmak zorundayus. Doğan Nadı, varlığıyla çevresım renklendıren klşilerden biriydı Park Otel salonlarında belırlı zamanlarda hazırladığımız programlara başlamadan once arkadaşım Orhan Boran'la çıkar, bara uğrsrdık Her zamankı yerınde çevresı dost yuzlerle çevrlli oturur bizi gorur gormez çok memnun olur, takılırdı. «Gene ikiniz bir arada burada bulunduğunuza gore oyun \ar. Neyi ovmıyorsumız bngfin?» Programdan sonra vukarı çıkınca onu biraz daha neşeli bulurduk Asağıda olan bitenle yakından ılgılenir, anlattıklanmıa dinlerdi. Çok acı bir raslanü, bugun gene program var... Orhanla go»lenrruz onun zekı, dost bakışlannı boşuna arayacak. Ve o bize «ovun»u soramayacak artık. Çunkü oyun bitti Oyun çok kfttfl, çok tatsız bıtfı. Londra da kapandı anlam veremediğimia lon ve kısacık perdel gibi: B Çok canlı bir renk ALTAN Ne doğan güne hukmüm gecer, p Ne halden anlayan bulunur! Ah aklımdan ölümüm feçer. \ Sonra bu ku», bu bahçe, bu nur. f ? nutamayacağım bir yazar ve dost için, bu acı kellmeler birbirtne lstenmeden eklenlyor. Uluslararası v« çok canlı bir renk aramızdan aynldı. Tann kalanlan, ona ysnsıtsın.. u POYRAZ Diye leslenırken ftdeta ağ |. lamaklı bır insan olurdu. Son ^ ra Ahmet Muhib'in: «Vakit dar olsa gerck!» diye başlayan şıirinl okumaya ginşirdık. Onun hatırhyamadığı mısralan ben tamamlardım. Ama son kıtasını okumayı bana bırakmazdı: Bınmlsim blr gemly* Ve b5yle blr teviye Gidiyorum Bır dlyar olss gtrtkl Bunlar hep Doğan'ın hallnl lif Naci dostumuzu ben pek sevmem. Bunu kendisi bilir. O da benden hoşlanmaz. Onu da ben bilirim. Böylece, ben diveyim 15, siz deyin 20 «enedir güzel güzel geçinip gideriz, Zira geçinmemek, anlasamamak, kavga gürültü etmek, yalnıı birbirini gü>a seven insanlar arasında olur. Bundan dolayı, münakaş» edip birbirine küsenler daima kan kocalar, sevgililer, nisanlılar, arkadaslar, hattâ kardeşlerdir. Bu vasıflar olmaymo* da (misal : Elif Naci ile bendeniz) esasen zınltıys, dınltıya lüzum kalmıyor. Imdiiiiii, gel gelellm üstadın ressamlık tar»hna Naci'ye, bir fikir olarak, daima söylemişimdir : Senin bayatta bir kusurnn varsa, o da restm yapman ! Hakikaten Elif'ln bu raünasebetslz huyundan 5tedenberi sikâyetçiyim. O da bana, her sitemimde »Byle mukabele eder : Senin de dünyada bir kusurun varsa, 0 da relimden hiçbir şey anlamamandır.. Böylece ikimiz de, amma tekrar edeyim, kavjranz, gürültüsüz bir çıkraaza «aptık : O, resim yapmakta inat edlyor, ben anlamaraakta. Ne yapmab bilraem kiT DOCAN NADİ E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle