26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKf MIUET, ORDU ve ASKERLİKTE BEDEL Yazan: Av. Baha AKEL insaa hazerde ve seferO rdul&nnolmalıdır?adedi,bunüvnn1 millet nfide ne ve fusuna orantısı ne şekilde 1 1 1 * 1 edilmelidir? 1171 sorusn bugün uzmanlann en gtiç cevaplandırdıklan bir konu olmaktadır. İlk bakışta bunun cevabı «düşmanı yenecek kadar olmalıdır» çeklinde düşünülebilirse de bn basit bir cevap olmaktan ileri geçmez. önce gelecekteki düşman tdm olacaktır? Karşımıza ne güçle çıkacaktır? sualleri baştan kestirilemez. Sonra ds insan adediyle Ordn gücfi arannda, her zaman dofru nygulanacak, bir oraotı kurulamaz. İkinci Cihan Harbinde hsvad» ve nrhlı birliklerde üstünlük kuramayan Ordn'lann silih atmadan yenildikleri çok görulmfi?tür. (Alman • Fransız Harbi, Alman • Rus Harbi'nin ilk safhaları). Buna göre tkinci Cihan Harbinde kural, havadan korunabilecek ve zırhlı birliklerle desteklenebilecek kadar inganı cepheye sevketmek şeklinde ortaya konuldu. Şimdi ise durum baştan başa değişmiştir. Atom çağına ve feza yarışmasına girifildi£i bn zamanlarda ordn mevcutlan, yenl gerçekler gözönüne alınarak baştan düıenlenmelidir. bıthr. Bn •anayiin knralması Için laznn olan para da (en kolay olarak) Ordu'daki insan mevcodu ve değerlerinin ayarlanmasıyla bolnnablUr. skerUk çağı ve askerUk m&ddeti tâyin olunurken, ekseriya peşin ve belirli 61çülere dayanılmaktadır. Meselâ 18 yaşını bitiren erkeklerin silâh altına »hnm«ı, iki sene müddetle silâb altında tutulması, yüksek mektepten mezun olanlarm yedek subay olması... gibi. Bunun neticesi olarak ber sene Mllli Savunmanın emrine gittikçe adedi artan fakat hanrlnmış kadrolara tamamen uymayan bir insan malzemesi ğeçmektedir. Ojsa Ordu kad rolannın ihtiyacı bn insan adediyle orantılı değildir. Meselâ Hava Kuvvetleri, Zırhlı Birlikler, Füxe Tabnrlan, Gözetleme ve Dinleme Haber Ahna Birlikleri, Ordu'nun atıcı ve vurucu kaabiliyetini artırmakta, bunun yanında da insan adedine daha az ihtiyaç hissedilmektedir. Ancak insan adedi eksildiği nisbette uzman asker ihtiyacı artmaktadır. Diğer bir deyimle bn teknik kadrolarda çalışan askerlerin iki senelik hizmet müddeti yetmemekte ve kendilerinden istifade edileceği bir xamanda terbis olunmaları <erekmektedir. Geçenlerde Boğazlardan geçip, Karadeniz'e açılan iki Amerikan Füze Gemisinde sadece snbay ve assubayın bulunduğu ve hiçbir erin olma&ğı haberi bn hnsusta oir fikir verecek niteliktedir. Bu dnrumda ortaya çıkan problem şudur: Bugün Ordu kadrolan daha çok bilgili ve kaliteli ve daha fazla müddetle hizmet edecek daha az sayıda askere ihtiyaç röstermektedir. Bunnn neticesi olarak askerlik çağına gelmiş erkeklerden bir kısmı, vatanî hizmetlerini 6 ay gibi kısa bir müddet yapmalanna karşılık, diğerlerinln hizmet müddetlerinin en aşağı 4 ilâ 5 seneye çıkması rerekmektedir. A Mittet ekonomisi ile ordu urasındaki üişki rfiuyu millet ayakta tutar. Binaenaleyh milletin besleme fücfl yeterli olmazsa en büyflk ordular bile ayakta duramaz. Şn balde ordunun insan adedini tâyin edecek nzmanlann yalnız askerî uzman olması yeterli değildir. Bunlann aynı zamanda lyi birer iktisatçı olmalan da gerekmektedir. Bu hükikati ilk kavrayan Amerika oldujfu < • çindir H, Millî Savunma Bakanlannı daba riyade şöhretli ekonomistler arasından aeçmeye cahşmıştır. BUiyoruı ki, çalışan her insan mllli ekonomide bir güç yaratır. Bn güçlerin toplanu millî rantabliteyi meydana getirir. Aynca bu insan yarattığı artık değer yanında devlete de bir vergi ödediğinden «ekonomi ile yakın ilgıs. bulunan» millî bütçeye de yardım etmektedir. Ayni insanı sivil hayattan çıkanp silâh altına aldığınızi düşünün. Bn insan millî istihsal kapasitesine yardımcı olmaktan çıkacak, miUî istihsali tüketenler grubuna girecektir. Yâni köprünün öbür tarafına geçecektir. Bu insan sivil hayatta çalışırken günde 10 lirayla geçinebiliyorsa, askere alındığında günlük masrafı 40 liraya çıkacaktır. Hele kendisine askerî araçlar teslim edilmiş <• * lap bunları kullanmakta da yeterli bilgisi ve iyi niyeti yoksa bu insanın devlete maliyeti çok pahalı olacaktır. Ayrıca, Askere aldığınız kimsenin milletin iktisadî gücünde mühim rol oynayan bir fabrikamn kilit noktasında bulunan bir uzman olduğunu ve bu sahsın vatani hizmet borcu düşüncesiyle bir Piyade Takım Kumandanlığına getirildiicini düşünelim. O zaman kaybımızın ne kadar büyük oldufcu daha kolayca anlaşılır. Kısacası, btr devlette ne tsman ve ne kadar inaanı «ilâh altına almak lâzım geldiğini ayarlamak, çok dikkat isteyen bir konu oldugu kadar, aynı zamanda yetismiş uzmanlann nerede çalısırlarsa devlete ve orduva daha yararb olacaklannı kestirmek de çok nazik bir konudur. Askerlikte bedel meselesi ~\ Ck Asnn başlannda ücretli askeriik •*• * ' • mefhumu ortadan kalkıp milletin eli silâh tutan bütün fertlerinin vatan borcunn yapmalan mefhumu yerlestiğinde, askerlikte bedel fikri de kıymetini kaybetti. Bizde de Birinci Cihan Rarbinden sonra bir müddet daha sürdürülen askerlikte bedel hikiyev sonradan tamamen ortadan kaldmldı. Bufrünlerde gerek Büyük Millet Meclisinde cereyan eden konuşmalardan ve gerekse gazetelerdeki nesriyattan bu müessesenin yeniden canlanmak üzere olduğu anlaşılmaktadır. Yukanda verdiğimiz bütün Izahat bn fikrin dofru olduğunu ispatlaraak içindir. Ancak kurulacak sistemin adalet fikrine ve millet ve ordu ihtiyacına en uygun prensipleri ihtiva etmesi bu konunnn en nazik cephesinl teşkil eder. Her kiilfet bir nimet mukabili karşılanabileceğine göre az hizmet edenden karşıUçını alıp çok hizmet edene vermi gari adalet düşüncesinin bir sonucndnr. kadar ki, askeriik bedeli tâyin olunurken bu ünkânı sadece belirli bir mutlu zümreye hasretmemeli, bn konuda daha ziyade oynak sistemler kabul edumelidir. (Malî kudret, tahsil, meslek. bölge vs. gibi unsnrlann esas alınacağı bir sistem). Ancak takdire baglı sistemlerin uyırulanmasmda da suilstimalleri önleyecek tedbirler annmalıdır. Diğer taraftan az müddetli askeriik yapacaklardan almacak bedel devlet kasasın» girip genel bütçe sarfiyatı arasmda kaybolacağı yerde ayrı bir fonda muhafaza edilerek, normal askeriik sürelerinin üstünde fazla hizmet görmeyi kabul edileceklere tatmin edici bir ücret olarak verilmeli ve bn suretle hem adalet fikri yerine getirilmeli ve hem de ordu kadrolanna ihtiyacı karşılayacak uzman askerler temin olunmalıdır. Kanaatimizce bu konnnun münakaşası tabu olmaktan çıkanlmalı ve bütün mesleki teşekküllerin mütalâası almdıktan sonra memleketimizin ve ordumuzun b&nyesine en uygnn sistem tesbit edUmelidir. ehmet Barlas, înönü'nün Orta Doğu meselesine atBîr soru fettiği düşüncelerini olumlu bir şekilde yorumlamıştır. Dır soru geliyor akla. Bu oyunYurdunvuzu îkinci Dünya Sava" d a n kim kazançh çıkacak?.. şı'nm korkunç kaderinden uzak Bir kere A.P. iktidan için görıikılmayı maharetle başarabilmiş nürde bir kazanç. fakat gercekbir liderin bu yerinde uyarması, te bir kayıp soz konusu. Bunu gelecek için şiradiden tedbirli olise zaman gösterecek. Ergenekon mayı salık vennektedir. arslanlan için de fırsatı ele geçir••• Devleti ydneten fertlerin yurt ••• me yonünden güzel bir kazanç! !••• !••• dışuıda çalışan kutuplardan biri!••• Zaten başka yollan da yoktu. Böy !••• !••• ne olan sempatisi, hiç bir zaman !••• le bir fırsat çıkmasaydı nasü var!••• lık gösterebilirlerdi?^ Kime, na millî menfaatlerüı üstüne çıkma••r !••• mah ve millet için en yararlı olu• •• sıl duyurabilirlerdi seslerini?.. !••• şumlar peşinde koşulmalıdır. Kamu oyunun ilgisini çekmek ko:::: • ••• Her an patlamaya müsait bir •••• lay şey mi?.. •••• •••> barut fıçısı halinde bulunan Or«••• Burada şu noktayı belirtmek *••• •••• ta Doğu'nun gelecekteki vahim •••• isteriz. Nedir bu komando ekip•••• •••• olaylanndan kendimizi U2ak kıl#••• lerinin gücü?.. Sayıca ya da fikirmanuı politikasmı şimdiden tesbit ce ne durumdadırlar?.. Ashnda etmek gerekiyor. •••• >••• bu sorular bile gereksiz. Bugün *••• •••• înönü'nün, Demirel ile yaptığı herkes biliyor ki, ne sayı bakı•••• görüşmede bu önemli noktaya •••• •«•• mından, ne de fikirce bir güçleri •••• parmak basması dıs politikamızm •••• vardır. Bu ekiplere sahip çıkan•••• •••• geleceği için önemli bir isaret•••• lar baskm. vurmak, kırmak şek•••• «••• tir. linde olan eylem üzerinde duraToplumsal menfaatlerde tavizcaklanna biraz da teori üzerinde •••• sız bir politika gerekir. Aksi hal•••> çaba gösterseler, bu yönden mili•*»• •••• de Barlas'ın da dediği gibi, küçük tanlarmı eğitseler çok iyi olurtavizlerden, büyük tavizler doğadu. Gönül isterdi ki, devrimci cepcakür. henin karşısmda yer almış bu zihATİK • '««niyet de di«ftrlen«de daiha kültüri " lü, hjb^U^jIsJBJn^ünJtü hasmın böylesiyle ugraşmak savaş vermenin güzel bir ölçüsüdür. urcuna «dlı başyazısının son bölümünde sayın Ecvet Güresin, komando ekiplenne değinmekte, genellikl« bu ekiplere sahip çıkanlar üzerinde durmaktadır. Gerçekten meselenin asıl önemli yönü, siyasi yönü olmak gerekir. Bu ekipleri günün konusu yapmanın daha doğrusu gereğinden fazla şişirmenin önemli kazançlar sağladığına şüphe yok. Bir kere bunda AP. iktidarının, onun dayandığı çevrelerin hatırl sayılır çıkan var. Her şeyden önce, her meseleyi fazla kurealayan solu tepelemek. onu susturmak için bir ortam hazırlamak gerekir. Ekipleri el altından desteklemesi başka türlü yorumlanamaz. Kaldı ki, bu tür oyunlar zaman zaman oynanır, oynanmıştır. tkinci olarak gelişme süresini bir türlü tutturamamış küçük bir parti hesabına bulunmaz fırsatlar doğmuştur. Partiye bir canlılık.^ militanlara ise bir ümit verilmiştir. Hayâllere hayâller eklenmiş, böylece büyük turana, daha doğrusu her araeı meşru kılan amaca bir adım daha atılmıştır. Demek ki her iki taraf da bir şey. ler ummuştur bu anlaşmadan. [ARTIŞMA C Komando ekipleri ve tahripkftr hareket tasavvnr dilemeE. (î) Demokrasilerde iküdarm yalnız bir partinin elinde kalamıyacağına, her partinin iktidara geçmeğe namzet olduğuna inanarak bu kötü davranışlarınuzı terkettiğimiz ve aynı milletin fertleri ve partileri olarak sadece hizmet ödevi ile yükümlü olduğumuzu bilip hırçınlaşmadan dürüstlük ve hoş görürlükle ve centilmence iktidar mevkiini birbirimize devretmek alışkanlığını elde ettiğimiz zaman demokrasimiz gerçek ve ideal şeklini bulacak ve bütün milletçe en büyük mutluluğa kavuşacağız. Aksi takdirde gerçek demokratik düzende olduğumuzu iddia etmek güç olduğu gibi. siyasî huzur ve istikrardan da soz edilemez. Avni YUHTSEVER Ankara CEBECİ na gelecek bir harpte Türkiye de zarar görebUeceğine göre, gemileri Türk milleti olarak neden denetlemiyelim?.. Bu hususta andlaşmadaki 24. madde bize bir düzenleyici devlet havasmı veriyorsa da, çok hafif kalmaktadır. Ancak hâdiseleri ve bölgeleri akit devletlerin Ankara'daki temsilcilerine vermekle yükümlüyüz. Bun dan da şu kanı ortaya çıkıyor; Türkiye. bir bağımsız devlet midir. değil midir?.. Yani boğazlardan iki süper devlete ait savaş gemileri geçecek ve biz de bakacağız. Bu Atatürk'ün bağımsızlık ilkelerine tamamen aykırı düsrnektedir. Yakın tarihimizde buna benzer bir de Hünkâr tskelesi Andlaşması var. Ruslara büyük tavizler veren. Bunu tarih kitaplarımız yerin dibine batırırlar da, biz Montrö Andlasmasınm eskidiğini anlayamayız. îlle de yüzyıl geçmesi mi lâzımdır. Dı? politikamtz bu gibi çelişkilerle dolup taşmakta ve Bakan'ımız turisiik gerilerde boy göstermektedir. Bılindiği gibi, Montrö Andlaşması 20 yü için carî idi. Fakat fesih için son iki ytlda yapılan bir müracaat (akit devletler tarafındant Andlaşmayı defiştirebiliyordu. Böyle bir müracaat olmadığı içindir ki, halen bu karmakarışık durum hüküm sürmektedir. Türk milleti derin bir uyku içindedir. Biz uyuyorken Amerikalılar bütün dünyayı ekonomik bağlarla bağlarken, bir yandan da Ay'a gitmektedirler. Yine bizden habersiz, bizim konu olduğumuz pazarlıklar yapılmaktadır. % 1 if X WMZSSS 27 Ocak 1969 CUMHTRtVET Si S a 1 i 888888 r :; İ llâç sömürösö ortasında bir millî şirket... Masamın üstünde küçük bir kitap duruyor. Lâclvert renkte klâsik kapağında «Onuncu Yılında D.E.V.A.» yaolı. DEVA'yı kısaca tanıtmak istersek «Millî bir ilâç şirketidir» diyebilirta. Yabancı kumpanyalarm, (ve yerli maskesi takmış yabancı kumpanyalann) elindckl Türk ilaç plyasasında güclü bir millî kurulusıın önemini belirtmek lüznmsuzdur. Tazılanmızı izliyenler, yargılarımızi verirken millî bafcımsızhk endazesini elimizden hiç bırakmadığımm biHrler. Bir komprador kumpanyası (payrimillî'6%e\teşebbüs> İle bir milli kumpanyayı (millî özel teşebbüs> hiçbir zaman aynı kaba koymayız. Te ikisi arasmdaki farki titizlikle belirtmek zorundayız. Antiemneryalist politikanın şiarlanndan biridir bu tntum... Bneün Türkiye ilâç emperyalizmine boynu bükük bir mazlum iilkedir. Dünyanın en kabadayı ilâç knmpanyalan İstanbul'da pşişeleme. kutulama. paketleme» ustüne sözde imaiât kollanna sahîptirler. tstün bir reklâm tekniği ve alabildi&ine bir propaeanda kampanyasıyla Anadoludnki hekimleri etkilerl altma almava calışmaktadırlar. Hastayı ölüm dö^eğinde «ömüren fiyatlanyla sa&lık pazarımızı ellerlne reçlrmişlerdir. tMkemizde 1 tutan bir Amerikan knmpanyasının Ma$ caristan'dan aldıgi tetracycline sınifmdan bir antibiyotli& kendi dameasını vurarak yüzde 1200 kârla sattığı lsDatlanmıştır. Elindeki hadsiz hesapsız sennayeyle kafalara : Benim llâcım daha üstündflr.. reklâmmı nakşedebilen yabancı kumpanyalar mazlum halktmtzı sömürmekte ve sonra kâriannı kendi memleketlerine aktarmaktadırlar. R>7alM övleslne ayviıka cıkmıştır ki. Terll tlâç Endüstrisi Meclis Araştırma Komisyonn Başkanı Sabahattin Savacı (Adalet Partilidir) demistir ki : « Memleketimizdeki yabancı ilâc firmalanrun ismi büyüktür. fakat kendileri fabrika niteli&inde bile değildir Bir nevi ambalâ} merkezi durumundadırlar. Mukaveleleri esas ham madde imaline dair bir hüküm ihtiva etmiyor, Mukavelesinde bu hüküm bulunan firma da buna uymuyor...» tşte bu ortamda bir Törk ilâc fîrmasınm yabanct kumpanyalara kafa tutarak yaşaması. fiyatları kırmaya çalışması. iilkemizde eercek bir ilâc sanayiinin kurulrnası Için çaba göstermesi öveüye lâyıktır. Diyebiliriz ki DEVA. Türkiye'de ilk defa anktan acığa yabancı kumpanyalara kafa tntabilen, ve millî Iktisat alanında Türk müteşebbisinin sözü oldu&unu isDatlıyan flrmadır. Nitekim «10'uncu Yılında DEVA» kitabında bu gerçek şöyle dile gehnektedlr : Tarafsızlık N »ü İ Sonuç ::: ::: Sanayi ile ordunun ilişkisi milli Atorr bombası, füze, uçak, tank, top vs. yapamayan milletlerin orduları hiçbir zaman güçlü olamaz. İnsan cesareti, insan bilgisi ancak eline yeterli silâhlar verildiği zaman bir mâna taşır. Hariçten almacak silâhlarla orduyu güçlendirmeye çalısmak; dökme su ile dejprmen döndürmeye benzer. Tarihimizde, Osmanlı tmparatorluğu, iktisadî üstünlüğiiniı kaybettiği andan itibaren, ordulartnın da güçleri kaybolmaya başlamıştı.. Ordular güçlerini millî sanayiden aldıfı kad&r millî savunma sanayii, ulusun ekonomik kalkınmasına da destek o'maktadır. Millî Savunma Sanayii için sarfedilen para «hariçten mal ahnmadığı mıiddetçe» milletteu grlen ve yine millete dönen faydah yağmur sulan gibidir. Bu konuya bir raisal vennek lâzımsa, Amerika'mn füze araştırmalan ve feza yanşması için sarfettiği milyarları gözönüne alabiliriz. Son günlerde herkesin bahsettigi APOLLO • 8, Amerikan Hükümetine, 310 milyon dolara malolmuştur. Bu sarfiyat deği' bütün dünyada. degil Amerikan halkı * • rasında aynı zamanda Amerikan Parlâmentosunda bile bir tenkit konusu olmaktadır. Vietnam Harbinin devam ettiği, dolar krizinin heınız atlatılmadığı bir devirde bu sarfiyat «milyonerlere iâyık bir oyuncak yapn.ak için yapılan israf» şeklinde nitelendirildiği zaman aldıklan cevap şöyledir: «Siz milletçe kalkınmayı ne zannediyorsnnuz? Amerika bu programı uygulamakla gerek dünya tarihinde ve gerekse Amerika tarihinde şimdiye kadar hiçbir milletin ulasamadığı teknik nstünlüğun şahikasına çıkmaktadır. Bu suretle Computer (elektronik beyin), radar. fotoğraf tekniği, radyo ve telsiz tekniği, kimya, fizik, feza ilimlerinde akılların alamıyacağı yenilikler bulunmuş ve esW bilgiler "geliştirümiştir. Bfitfin bu bügiler her seyden evvel Amerikan milletinin refah ve saadeti (tabii kudreti) için kullanılmaktadır. Diğer bir deyimle, milletten alman vergiler, muhtelif kaynaklardan aiınan sular gibi bir yerde toplanmakta ve fıskiye şeklinde tekrar toprağa verilerek yine millete dönmektedir. Ancak bu devri daimde toprak yeşermekte, meyvalar olmakta ve mahsul alınarak ekonomik gficümfiz artmaktadır» Zannedersek, bu sözlerdeki hakikat payım kimse inkâr edemez. Şu halde Genel Kurmay Baskanımızın önderlik ettiği Milli Savunma Sanayii kurmak fikrine en kısa yoldan dört elle sanlmak hepimizin menfaati icv rdulann O ekonomik kudreti temsü ettikleri güçleri ile ifade olunur. iz bu curcunadan fazla endişe duymuyoruz. Bu çelışkiler, patlamalar herhalde sosyal ve iktisadî yapının kaçınılmaz sonuçlandır. Bunlan önlemenin yolu kanunî tedbirler olmasa gerek. Komando ekipleri için endişemiz sadece şu noktada: Solu silindir gibi ezme azminde olan, kelle koltukta birkaç yüz kişi kafasma ve uysallığına güvenen binlerden daha etkıli, daha ılgi uyandıncıdır. Süleyman BOZBIT1K Huknk FakiUtesi JSTANBUL B Partizanlık faalivelleri • ••I Sonuç kanaatimirce, bu düşünce dahi ciddî bir mani değildir. Evvelâ Anayasamızda bu fikre karşı ciddî bir muhalefet yoktur. Zira Anayasanın 60. maddesi (Yurt savunmasma katılmak, ber Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bn ödev ve askeriik yükümü kanunla düzenlenir) demiş olmakla sadece ber Türk'ün askerliğe katıhnasının ödevi oldnğunu söylemiş ve ancak bu ödevin ve askeriik yükümünün : : : : müddetiU tayin etmemiş, bu hususu kanunlara bırakmıştır. Diğer bir deyimle durnm şöyle ounaktadır: Her sene silâh altına çağırılması mümkün gençlerin adedini 500.000 farzedelim. Soz gelişi devletin ihtiyacı 200.000 kisidir. Bunlardan 40.000 adedine uzman asker olarak 4 sene müddetle, normal piyade ••• eri olarak da 160.000 adedine 6 ay müddetle • *•• • :!•: ihtiyacı olduğunu düşünelim. Bu takdirde ya bir tasım vatandaşları askere almak veya abnamak ve>shut da askere alınanlan az veya çok müddetle silâh altında tutmak sistemlerin] tatbik edebilmek için belirli bazı ölçfiler kullarulacaktır, veyabnt da yukanda belirttiğimi • şekilde askerük yapmıyanlar veya az yppanlardan bunnn karşıhğı aiınan para, askerliği çok yapana ve Milli Savunma Endüstrisine sarfedîlecektir. Şunu söyliyelim ki, içtimai hayatta hiç bir sistem hatasız de •••• •••• •«•• ••• ğildir. Hele askere almak veya almamak ve • ••• • ya az veya çok müddetle silâh altında tutmak ölçüleri ne kadar iyi olnrsa olsun, daima suiis timallere açık olacaktır. Binaenaleyh böyle bir ıdstem yerine sosyal adaleti başka biçimde saflayacak ikinci sistemin daha faydalı : • ; Hi: • • • • « tMMMlllHHHMMtmMMMmmlMMIimilMHmllllMIHM^'M •>••>••••••••«•••••••••«••««•«•*BaB«B>BaaBBas«a*BBBB*a*a*aBaa*aa>B*BB*S HI MI IM II (•••••••••••ııııııııı •••ııııııiMiııııınıır bedel konusunnn Anayasamıza A skerlikteolduğu fikri akla gelebilirse de, aykırı olacağını düşünmekteyiz. ;;:: aym Senatör Sadi Koçaş'ın; •Partizanlık FaallyeÜeri» bajlığı altındaki yazısulı çok Ugınç buldum. Sayın Koçaş, bu yazısında partizanca faaliyetlerle aiâkalı tutum ve olaylara değinerek sağ duyu sahibi bütün vatandaşları zarar ve tehlikelerıne işaret ettiği bu kabil davranışlarla mücadeleya çağırmaktadır. Yazann görüşlerine katılıyor, bu vesile ile konuya dair nâçiz düşüncelerimi de belirtmek istiyorum: (T) Şunu kabul etmek gerektir ki, milletçe ve devletçe var olmamız her seyden evvel demokrasimiıi ideal şekline ulaştırma suuruna sahip olmamızla mümkiindür. (5) Milletçe bu şuura sahip olma gücü ve yeteneği ise, bütün seçim problemleri dahil, tekmil siyasi haklarla ilgili faaliyetlerimizde tarafsız, endişesiz, kaygısız ve daima âdil bir tutumla mevcut yasalara uymak ve bu yasalardan kıl kadar aynlmamak itiyad ve erdemliğini kazanmamıza bağlıdır. (3) Hangi partide ve hangi 1nançta olursak olalnn, istisnasn olarak bilmeliyiz ki. iktidarda kalmak endisesiyle oy avcıhğı ve vatandaşlara farklı muamele yapmak. çeşitli akımlan tahrik veya onları istismara kalkıçmak kadar demokrasi İçin zararlı, tehlikeli S « Yabancı firmalar. sayıca az olmakla beraber, başeden hllâ akit devlet hakkını lanpçtan beri Türkiye ilâc piyasasındaki paylarını artan cullanarak Andlasmanın fesh bir hızla çoğaltmaya başlamışiardır ... Yabancı firmalar. •dilmesine gitmiyonız da, milmillî ilâç sanayiini zedelemekle kalmamışlar, bunlardan letimizin geleceğini pamuk ipliğibir kısmı aynı zamanda Türk ilâc piyasasına dünya fine ve süper devletlerin insafına bırakıyoruz!.. Atatürk; O, büyük yatlanna nazaran cok yüksek savılabilecek bir fiyat seinsan görseydi memleketin duruviyesini kabul ettirmişlerdir. Bu firmalar. Türkiye'ye, ilâc munu. neden kurtardığma yanarimalâtı icin gereken ham maddeleri. bağlı olduklan ar.a dı Türkiye'yi. firmalardan ve dünyadaki rekabet fiyatlannın çok üstünDaha sonra ortaya çıkan senın* de keyfî bir fivatla ithal etmekte ve bu işlem neticesinde lar daha ilginçtir kanımca... bir yandan Ttirkiye'deki müstahzarlann anormal bir fiBir Amerika Birleşik Devletleri yatla satılmasına sebep olurken diger yandan ana firki, Karadenizie uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. Böyle ol malara ham madde fiyatlan üstünden fahiş kârlar sağlamaktadırlar » duğu halde, iki harp gemilerini Karadeniz'e gönderirler. Bu geDEVA, doktor ve eczacılann tesebbüsüyle kurulmuşmilerin bu ziyareti, dost bir memtnr. Bazı antibiyotiklerle bazı Ilâçlar yabancı kumpanyaleketin dost bir limanmı ziyarete lar tarafından yirmi liranın üstünde satilırken on liranm matuf değildir. Ya nedir? denirse; J Bu .ancak tahrik, ve. boy Röster » i. altına tndirmişU,r. Bir tür B vitamini yabancı kumpanya/ıedenleri ile izah •diliiyöyle bir • Ur tarafından otuı liraya satılırk*^ pFVA y^edl llradan :. "zaman gelecek ki yurd"umuz psrsel •"P'yasaVasflrmüş^niâTn! vitamlhi...parsel satılacak, biz hâlâ uyuyaBu örnekler de Türkiye'de halkın sa&liRinm alabildlcağız ve uyandığımızda AB.D. gine sömürüldüğünü sröstermektedir. Kârlar dışan transne dua edeceğiz. Şimdiki «Sefalet fer edilmekte. mllli ekonomi kan kaybına ngrramaktadır. Burjuvazisinin» yaptığı gibi!.. Biz Atatiirkçijiü&ün temel ilkesi olan millî iktisat hedefiBiz, düzenleyici devlet olarak, ne yönelemedlkce tüm parlak nutuklara rağroen kalkınma Rusya'nuı da bu konuda davrabir hayaldir. Millî kalkınmanm kanunu basit ve kesindir: nışlannı olumlu bulmamaktayız. îym Prof. Dr. Edip Çelik'in, tktisadl kalkmraasını yabancı güdümüne bağlamış bir au konuya aıt yazısını dikkat Şu var ki, Rusya, boğazlardan gemillet kalkınamaz. çirdiği gemilerle AB.D. gibi bir e okudum. Ve o milletin vatandaşları hasta döşeğinde blle söiçdeniz'e çıkmamakta, uluslararası Sayın yazann da belirttiği gimürülür. nitelik teşıyan ve 6. Filonunda bi Montrö Andlaşması 9 kasun ağır silâhlarla jandarmalık yaptı1936 yılında yurürlüğe girğı Akdeniz'e çıkmaktadır. Ve Uci miştir. Amacı savaş ve badevlet güya burada bansı korurış zamanlarında boğazlardan gemaktadırlar!.. Tahrikçi devlet çecek olan savaş ve ticaret gemiA.B.D. dir. O; her şeyi kaba kuvlerinin geçişini bir düzene bağla•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• vet ve para ile elde edecegini samaktır. nan A.B.D. Fakat burada ortays çıkan soŞİŞLİ KENT SİVEMASINDA run şudur; acaba bu Andlaşma Silkinelim bu uyuşukluktan, BUGÜN MATİNELERDEN İTtBAREN yeterli midir ve boğazlardan gemi çağdaşlannı ve Montrö'yü degışgeçiren devletler buna ne ölçüde tirmek için çahsmalara girişelim; uymaktadırlar?.. Şinıdiye kadar «Bofazlar kayıtsız şartsa Türk. gerek A.B.D. ve gerekse Rusya «H AW A1» lerindir», •Karadeniz bir içdenizbuna defalarca konu oldular ve (Renkli Sinemaskopj dir>, .Ve son yıllardakl ilerlemeRusya'nın gemileri Akdeniz'e geçler. silâhlardaki gelismeler MonJuly Andrews Max Von Sydow Richard Harris tiğinde A B D . ve ABX>. gemiletrö'yü eskitmistir. ve .Türkiye; SEANSLAR: 12.30 3.00 5 15 7.30 10.00'da rinin Karadeniz'e çıkışında (Dyees A.B.D. ve Rusya'nın sorumsuz TEL: 47 77 62 ve Tumer) da Rusya feveran ettidavranıslarmı riske edemez, bu ler. Hattâ Pravda ve tzvestia çok (İlâncılık: 1015,950) bakımdan kendisine denethn hakdaha ilerilere gıttiler. kı verilmelidir» gibi tezlerle. Bu meselelerı ve son yülarda ŞIŞLI SITE SINEMASINDA Bunun başka çıkar yolu yoktur. bütün endüstri kesimlerinde olA.B.D. şunu bilmelidir ki; BUGÜN MATİNELERDEN İTIBAREN duğu gibi, harp sanayiindeki gelışmeleri göz önüne alırsak, MonBiz ktanleriz, biz Altay'dan getrö Andlaşmasının biraz eskidiği len erleriz, şüphesi uyanıyor. Zira o devirde Çamlıbel'de aguldarnc. cosar. (RENKLİ) nükleer silâh bulunmadığı için gürleriz, «SARDİMA KİDN4PPET» anlaşmada bunlardan bahsedilmiBiz öyle bir milletiz ki, ezelden Franco Nero Charlotte Rampling yor. Sadece gemilerin. tasıdıkları beri SEANSLAR: 12 »> 2 45 5 00 7.15 9 45 toplaruı çapları üzerinde bir sınırHak yolunda yalmkıbç hep seTEL: 47 69 47 lamaya giditoiştir. Artık geçen ferberiz gemiler çeşitli ve bu arada atom (İlâncılık: 1016/949) başlıkh füze ile donanmıs olabiBundan Petro'lar, Nikola'lar, leceklerdir. Eski andlaşma ile ye Stalinier, Lenin'ler kadar, Trutinildiğinde A.B.D. bu türlü geman'lar, Eisenhovver'ler, Kennedy mileriyle Karadeniz'de boy goste ler, Johnson ve Nikson'Ur da recek. Rusya da mısillemesini Akders almahdırlar, Seyirve Hidrografı Dairesı Başkanlığmdan bıldırllmlştır. deniz'de aynı şekilde yapacaktır. Tavuz YALÇmKAYA DENtZCÎLERE VE HAVACILARA 5 SATIL1 BtLDÎRÎ Geçilen boğazlar Türklerin olduZiraat Yüksek Mühendisl ğu halde ve Karadeniz'de meyda3 ilâ 6 Şubat 1969 tanhlerınde 09.00 ile 17 00 saatK ABS leri arasında asagıdakı noktaları bırleştıren saha ıçınde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 12.500 İTHAU MAL! metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehlikelıdir. Buhar Vanaları ve EGE DENtZl ÎZMİR KORFEZİ E 48 SAHAS1 Çelik Çekme Kazan Boruları 1 inci nokta : E. 4662 No lu Uzunada fenennden 142 DAİMİ SAT1Ş YERİ derece ve 4 mil mesafede enlemı 38 derece 29 dakika Kuzey, boylamı 26 deGüven Demir Ticaret T. A. Ş rece 46 riBkika Doğu. KALAFAT CAD. 74 İSTANBUL TEL: 49 82 1O/11 2 nci nokta : Enlemı 38 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 41 dakika Doğu (Istanüul Reklâm: 4287/943) 3 üncü nokta : Enlemı 38 derece 46 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 27 dakıka Doğu 4 üncü nokta : Enleml 38 dereee 50 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 37 dakika Doğu 5 inci nokta : Enlemi 38 derece 39 dakıka Kuzey Boylamı 26 derece 46 dakika Doğu. Bugün Matinelerden DENtZCÎLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYLRL'LL'R Neden ? M Montrö Andlaşması ve TİfflKİYE S S I H AW A I SİTE ISlNEMASI BOZUK DÜZEN Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ATLAS SINEMASINDA İtibaren Son derece surükleyici ;ahane bir serflven (Basuı: 10453/955) Renkli İngilizce Sinemaskop HAVAİ (HAWAİİ) JITLIE ANDREWS RICHARD HARRIS MAX VON 8XD0W Seanslar : 12 00 2.15 4.30 6.48 9.15 IRadar Bekl&ov 113/942). Resmî ve Özel Müesseseler için kiralık ışhanı Ulus Rüzgârlı Sokakta iki bloktan müteşekkil ve halen D.S.İ. Genel Müdürluğünce işgal edilmekte olan Çatalhan binasının tamamı veya ayrı ayrı blokJar halinde 1/3/1969 tarihinden itibaren kiraya verilecektir. İsteklilerin bilgi almak üzere 12 51 32 telefona müracaatlan veya zlya Gökalp Caddesl No. 64, Kat S No: 8 baçvurmalan rica olunur. (Herış: 241/956).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle