Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇIKARMA SAVAŞLARI »••• :; ••••?•••••••••••• •••••; Feridun AKKOR bunalımını barışçı yollardan çözmek için yapılan njannalara aldırış etmeyen Ada Rumlan ile Yunanhlar son Boğaziçi ve Çetinkalede giriştıklerı cinayetlerle bardağı Ujırmışlar ve sabrunızı tuket mişlerdir. oyunu yakından ilgilendiren ve T ürk kamu biraz daha çıkmaza giren Kıbrıs her gun harekât sırasmda yabancı ülkelerin bir müdahalesidir. Özellikle lider durumunda bulunan iki büyuk lerin hiç beklenmedik anda ortaya çıkarak dur demelerini her zaraan aklımızdan geçirmemiz lâzundır. Bu tarz bir tehlikeyi evvelden önlemek için po litikacılara büyük gorevler duşmekte. her türlü ted birin evvelden alınmasını zorunlu kılmaktadır. Su anda Sovyet Rusya ile Amerika'nın Kıbrıs olaylan karşısındakl tutnmlannm lehimize geliştiğini görmekle memnunuz. Ancak, bütün kötü ihtimalleri düşünmek zorunda kalan askeri otoritelerin muhtemel bir müdahaleyi etkisiz bırakmaları için bas kın faktöründen yararlanmaları ve beklenmedik an ve zamanda harekete geçerek tasarladıkları plânian uygulamaları şarttır. Kıbrısa yapılacak böyle bir çıkarmada stratejik baskın hareketinl kaybeden Türk Ordusunun taktik alandaki bütün imkânları elinde tuttuğunu ve istediği anda Adaya çıkmaya muktedir olduğunu görmekteyiz. ir çıkarmamn için Bolarak yapılmasıbaşanya ulaşması tam veher şeyden evvel siyasi hazırlıkların ek siksiz gerekir. En büyük tehlike izi, yukandaki yargıya sevk eden sebepler o kadar çok kı. ınsan; bunların hangisınden baslıyacağını şaşırıyor.. Yerli ve yabancı basın, yerli ve yabancı radyolar, senatör ve milletvekılleri, televizjon ve bunların yanında daha birçok siyasi ve hukukî organlar, bize, artık; en ufak bir kuskuya yer vermiyecek şekılde kanıtlamıs oldular kı. Türkiye, elinin altındaki ke«in bir zaferi, beynelmılel dıploması havasımn, aidatıcı, ikiyüzlü atmosferi içerisinde, maalesef yev nılgiye çevirmistir... « yine, bizim, yukandaki yargıya varmakta ne kadar haklı olduğumuzu belirtecek o kadar gözlemler var ki ortada, kısı, bunlardan bir tekini dahi ele alsa sorunu açıklamağa yeter de artar bıle.. Sıyası makale yazarı Sn. Kayhan Saâlamer. bakınız nasıl bağlıyor: «Haberler Do|rnysa» başlıkh yazısının sonunu. «Demirel hükumeti, eSer çazetelerin verdifei taslak doeruysa, böyle bir •••• anlasmayla zevahiri bile kurta• ••• •••• • ••• ramıyacak ve Türk milletinin öf•••• >••• kesi korkunç olacaktır.» Bu deyımı ile yazar, pek doğru olarak, geleceğe ait bir realiteye hüku:: metin dikkatini çekmiş olmuyor mu? öte yandan Sn. tlhan Selçuk. avnı tarıhli Cumhuriyet'te çıkan «Hâkimiyrti Milliye» başhklı vazısının girişinde. aynen: « .. Bu kavram bize düpedüz şnnu anlatır: Türkiyede eçemenlik milli olmalıdır. Ancak milli nitelikte bir iktidar, dar geçitlerde. millî çıkarlara uygnn kararlar verebilir, ve ancak milli nitelikteki bir iktidar meşrudur ..» dıyor. Bu pek haklı düsüncelere aynen katılmamak mümkün müdür? Ne var ki, bizim: bunlara ekliyecek fikirlerimiz de olacaktır. Söyle ki : Türk Hükumeti Yunanlılarla vardıği anlaşmada, kendi yetkisini aslında, tek taraflı ve büyük milletimizin ve parlâmentonun gösterdiği tepkinin aksine olarak kullanmıstır. Nitekim. mnhterem parlâraentomuz. Kıbrıs olaylarının baslaneıcında yaptığı gizli oturnmda. hükumete; harb kararı verilmesinin baftımsızlık yetMsttıi tanırken, prensipte, Yu'«MraMNMina bir harbin gerakliligine inanmıs bulunuyordu. Nitekim, Kahraman Ordumuzun yıldınm hızıyla, harb hazırlıfını tamamlamıs olması da bunn kanıthyacak bir belte de|il midir? öte yandan, basın, partiler, fençlik kurnlnslan ve Türk toplumu tek bir vücut olarak, hükumeti nyarma çabasına girişmiş, fakat hükumetimiz, ne yazık ki, harb hazırlıfını, anlasılmaı nedendir, diplomasi ortamına kaydırmıştır. «••• •••• Hükumet düşmelidir dalannı sararmıs kitapların yapraklarında, zararlarını ise bagünkü milletlerin yasayıslarında çör mektedir. Ancak gerçek sudnr: pelitikanın bittiği yerde silâhlar konusnr. Bu saşmaz prensip monarsi, oliçarsi \e demokrasi rejimlerinde uygulanmış ve dünya varoldukçs nygnlanaeaktır. Kıbrıs bunalımında silâhlar konusacaktı. Fakat yetkili idareciler ve gökten inen ARACILAR tşi yoluna koydolar veya koyar gibi göründüler. Gelecek göstereeektir bu gerçegi. Kesinlik göstermiyen bu durum tartışma konusn olmakts devam edecektlr.» tur. ancak mutaassıp islâmcılann dın komısyonculuğun» izin verilmemelidir Dedığı halde aydın dın adamları yetiatırecek o kullar kapatılmış. millet mutaassıp ve calıil, din hocası kılığına gıren komüsyoncuların eline terkedilmiştir. Şurası açıkça bellidir kı aydın din adamının yetiçmesine Osman lı Imparatorluğu devrinde de önem verilmemiş ve yıkılmasının sebeplennden birısi de bu olmuştur. Millet. camisine, kendisine, köyüne dın adamı aramış, ne bulduysa onu getırip makamma oturtmuştur. Cumhurivet ilk yıllarında tesis edilmis Imam Hatıp Okullarının kapatılmasından «on ra dın adamı yetıstıren müefse•;elerin kaynağı kurutulmuş. kulaktan dolma bir ıkı bılgıve veva 400500 sene öncekı bılgılere az çok vakıf olan cahıl kimseler sehir ve kövlerde en buyuk dınî mevkilere getırılmıştır. Sonu malumdur B Bu tarz yok edici hareketlere gelecekte de devam edeceklerini sandığım Rumların Birleşmiş MII letlerin aracılığı ile susacaklannı muzminleşen bu uyuşmazlığuı banş yolu ile kolay kolay çözüleceğini pek ummamaktayım. Nitekim. simdiye kadar ol duğu pbi, gösterdiğimiz müsamaha ve iyi niyetimızi hiçe sayan Ada Rumlarının son taşkmhk ve ?ımarıkhkları da cezalandırılmadığı için ilerde daha biiyük buhranlar yaratacaklardır. Bu itibarla politikaoıların zaferi diye adlandınlan ve fazlaca rekl&mı yapılan bu anlaşmannı uzun ömürlü olacagııi! sanmamaktayun. Son. Kıbns olaylannm dünyada uyandırdığı haklı infialden yararlanmak suretile Biiyük Millet Meclisinin bu konuda aldığı kesin karara ve hükumete verdiği yetkiye dayanarak bir askeri müdahalenin kaçınılmaz bir zaruret oldufuna hâlâ inanmaktayım. Şinıdilik. böyle bir ihtimal uzak olsa dahi çıkarma savaşları hakkında aydınlatıcı bilgi vermede yine de fayda umuyorum. Toplanma ve bindirme benzer bir arazi üzerinde yapacağı işi iyice etüd etmesi için kısa bir eğitimden geçirilraesi faydalıdır. Deniz aşın harekât yapacak birlikler kendi toprakları üzerinde toplanmalanna rağmen hava ve denizden gelecek tehlikelere karşı uyanık davranmalı ve gerekli güvenlik tedbirlerini almaları önemlidir. Kara, Deniz ve Hava üç kuvvetin sıkı bir Işblrligi ile kombine bir harekete hazırlanırken baskın, sabo taj ve hainliklerin de önlenmesine çalışılmalıdır. Bu arada sınırlann veya diğer cephelerin güvenliği de önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kıbrıs cıkarması için güney kıyılarımıza kaydmlan birlikierden başka Trakya İle Ege kıyılanmızın da tam bir güvenlik altına ahnmasını lüzumlu görmek teyiz. Bindirme, karaya çıkış sırasına göre düzenlenlp, muhtelü" kademeler halinde ve birbirini izleyecek «ekiide yapılır. Ağır silâh ve malzemenin kolaylık la yüklenmesi için iskelelerde vinç ve rampalann bulunması ve bu konuda teknik elemanlardan yararlanılması blndirmeyi kolaylaştırır. İlk kademeyi teşkil eden ve adına hücum dalgası dediğimiz birliklerin yola çıkmasındaıı sonra belirli bir zaman fâ sılası içinde diğerlerinin harekete geçirilmesi aynı sıraya gore karaya çıkarılması. bu savaş taktiğinin hir icabıdır. yapacak birliklerin Ç ıkarmagöre bir bölgede toplanıpuygulanacak plâna maket veya Protesto ediyoruz % 35 Rızelı genç adına Hazım Akay. Başbakan Demirel'e çektiği telgrafında ise söyle demek; teri r«Rize gençllği olarak Kıbns • » • lavlanndaki ilk tutum ve hareketinizi candan destekliyoruz. Fakat şu son zamanlarda Amerikanın barış tavsiye ederek Türkiyeyi satın alma çabasında oldugu kanaatindeyiz. Rize gençliğj olarak Amerikanın Türkiye için hazırlamıs olduçu ber türlü tutumunu protesto ediyoruz.» Geçmişte çıkarma Düşman tarafından savnnulan kıyılara askerl blrliklerin çıkarılnıası anlamına gelen ve tamamiy le özel şartlara ve araçlara bağll olan bu savaş tarn Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarında Sü leyman Paşa komutasındaki küçük bir birliğm sallarla Gelibolu Yanmadasına ayak basmasıyle bajlamış, Birinci Dünva Savasında Almanlann Riga Körfezini kapayan ÖSEL Adastna karşı giriştiği deniz aşın hareketle gellsmis bilimsel kuraliara bağ lanarak zamanımıza kadar gelmiştir. Normal savaş lara nazaran çok daha iyi plânlama isteyen ve yapı lış tarzı itibariyle de zorluk gösferen bu harekâta îklnci Dünya Savasında geniş yer verilmis, Norveçden Pasifik'e kadar bütiin cephelerde uygulanmış ve dünya'mn en büvük cıkarması diye niteliyebileceğlmiz NORMANDt istilâsı ile son bulmuştur. Bugün kiiçiik. biiyük bütün ordulann askeri litaratüründe yer alan deniz aşırı operasyon konusu önemini muhafaza etmekte, daha ziyade kıyısı olan iilkeler bununla iİRİIenmekte, malî ve iktisadi imkân larına göre banştan itibaren gerekli hazırlıkları ya parak teşkilâtlanmaktadırlar. Şurası da bir gerçek tir kl. bir Ordu'nun çıkarma savaşlannın taktik ve stratejik yapısını öğrenmesi mutlaka deniz aşırı bir hareket yapmasını gerektirmez. Büyücek kıyıları olan ülkclerin bir düşman saldınsı karşuında savunmak için de bu bilgfleri evvelden öğrenmek zorundadır. Nitekim Birinci Dünya Savasında Çanak kale çıkarmasında Turk Ordusunun üstiin bir başa rıya ulaşması bu savaşın niteliklerini çok iyi bilme »inden ileri gelmiş ve üstiin düşman saldırısını Arıburnu ve Seddülbahir'de karşılayarak kırmıs ve Urihin seyrini değiştirmiştir. Bu konuyla ilgili bir anımı burada söylemeden geçemiyeceğim. 1931 yıllannda Amerikan askerî jardımı gelraeye başladı£1 sıralarda Türk Ordusunun alman sllâhlara paralel yeni bir efritlm programı uygulamak zorunda kalmasını normal karşılamıstık. Ancak bu konuyu riir'atle ele alan müttefiklerimizijı bir anda geleneklertmizl yıkıp bütün müesseselerimizin temeltne girmesindeki aceleliğin nedenlerinl blrden bire kavrayamamıştık. Hele büyük geçmişe sahip değerll kumandanlar yetiştiren Harb Akademisi İle Hgilenip bir yıllık bir öğretim süresi tanımalannı, basit blr programla yalnız Tabur Kumandanı sevlycslndekl subaylann yetiştirilmek istenilmesindeki sebebi anlayamamıştık. albukl Türk Genel Kurmayı da Batılı ülkelerde olduğu gibi en az üç .vıllık bir eğitim devresi içinde bilgiH ve üstün nitelikte Kurmay Subaylar yetiştirmek arzusundaydı. Bu görüsümüzü karşı tarafa aktaracağımız sırada bir gün yardım kurulu başkanı General'üı Harb Akademisi öğrenim süresinin blr »eneye indirilmesinl, aksi taktbrde askerî yardımın kesileceğini söylemesi bizleri şa şırtmıştı. Yapılan askeri yardımın. Harb Akademisinin bir veya üç sene olmasıyla herhangi bir ilişki kuramadığunızdan bunda bir yanlışlık olaeagi kanısıyla konuyu bir kere daha ilgililerle konuşup rözmeye karar verdik. Bu arada yetkili bir subay bize: .Türk Ordusunun deniz aşın bir harekât yap mıyacağını ve büyük çaph bir kara harekâtıru gerilla savaşları içinde ve tabur üniteleri halinde sevk ve idare edeceğine göre üç yıllık bir eğitime lüzum olmadığım» söylemek suretiyle Amerikanın gerçek görüşünü onyedi yıl önce bizlere anlatmasi bakımmdan önemtiydi. Dostluk kurmaya çalıştıklan biı ülkenin tarihini bilmeyenlere karşı uzun uzun Çanakkale. Dumlupınar ve Sakaryadan söz etmenin faydasızhğı içinde yanından üzülerek ayrılmak zorunda kaldık. Bununla beraber. yeni dostlarımız, memleket sever insanların sert çıkışlan ile bu israr lanndan vazgeçmişlerse de yine de silâh, araç ve buna dair bilgileri bizlere vermede ayak diremlşlerdir. Bugün dâvamızda ne kadar haklı olduğu muzu olaylann seyrinden anlamış. gerek bir çıkarma ve gerekse kjyılarımızı savunma bakunından bu tarz bir savaşın inceliklerini öğrenmenln Iülumuna inanmıj bulunuyoıuz. II :: :: Zaruret vardır S Keşif seyir çıkarma ziler, koruganlar. eııseller. kıta toplulukları evvelden tesbit edilir \e öğrenilir. Gerektiğinde bu yerler Hava ve Deniz Kuvvctlerinin müdahalesiyle yok edilir. ve çıkarma yapan birliklere yol açılır. SEYÎR: Bir çıkarmamn en güç ve tehlikell olan kısmı deniz üzerindeki yolculuktur. Bir deniz aracı içinde bir kıyıdan diğer bir kıyıya kaydırılan birlikler düşman Hava Kuvvetlerine karşı fevkalâde hassastirlar. Bu bakımdan deniz yoleuluğu hava ve donanma tarafından devamlı olarak desteklenmelidir. Aksi halde bir bombanm veya mermlnm isabeti ile geminin batması halinde birçok insanuı boğulup öleceğini düşünürsek destek isinin öneminj daha iyi anlamış oluruz. Adanın Tttrk limanlarma olan mesafesi şöyledir: Anamur 40 Ml. 74 Klm.. Mersin 108 Ml. 200 Klnu lskenderun 147 Ml. 272 Klm. Bu mesafelere göre yolculuğun uzunca süreceğl ve güçlü bir desteğin yapılmasını gerektireceği blr gerçektir. ÇIKARMA tamamiyle hava şartlanna, suların durumu. akıntılara ve bölgenin topoğrafik yapısma uygun düşen plajlara yapılan çıkarmalarda ilk hedef savunulan kıyıdır. Elde edilen başarı geriden gelen kuvvetlerin yardımıyle derinliğe götürülür ve bütün kuvvetler yok edilinceye kadar devam ettirilir. Normandi harekâtında gördüğümüz gibi havanm birden bire bozması halinde çıkarma tarihinin ertelenmesinde önemli bir sakınca yoktur. Bu konuda lüzumsuz yere israr daha zararlı sonuçlar verebilir. Bir çıkarmada akuıtı dolayısiyle gemilerin üst üste düşmesi ve kayalara oturması da tehlikelidir. Usta kap tanlar emredilen bölgeye gemilerini yanaştırarak bas ve kıç rampalarını indirmek suretiyle içindekileri boşaltır ve savaşan birliklerin gücünü arttırmaya çalışır. kadar kcşif işi aralıksız olarak devam ettiK ESİF: Toplanmadan savaşın kazanılmasına rilir. Özellikle çıkılacak kıyı, silâhlar. tahkimli mev H SONUÇ D Sonuç ir savaşm ne büyük bir felâket olduğunu herkesten çok iyi bildiğim halde son olaylar dolayısile Adaya müdahaleden başka çıkar bir yol olmadığını burada bir kere daha belirtmek isterim. Batılı müttefiklerimizin muhtemel bir Türk Yunan savaşını önlemede gösterdikleri çabayı takdirle karşılamakla beraber butün bu gidip gelmelerine rağmen Kıbrıs meselesini kokünden halledemedik Ierini ve bir pamuk ipliğine bağlayarak mevcut buh ranı bir süre daha ertelediklerini sanmaktayım. Bu bakımdan bir çıkarma savaşı hakkında özet de olsa rerdiğim bu bilgilerin okuyucularım için ilerde ya rarlı olacağım umarım. B evlet adamları ve genellikle hükumetlen yöneten kişiler, siyasi ve hukukî formaliteler ne olursa olsun, ait oldukları ulusların eğilimlerine uygun düşecek şekilde davranmak ve kararlarını bu yönde geliştırmek zorunluğundadırlar.. Atatürk thtılâlı, bunun; uluslararası nitelikteki en güzel ömeğıdir. Ve bu sebepten başanya ulaşabilmiştir. Sn. Demirel ve kabine arkadasları, Büyük Ulusumuzun amaç ve yönelimlerinin tamamiyle .aksıne davranmakla. Turk ulusunu gereği kadar tanımamış olduklarını kanıtladılar. Bu sebepten, kabınenın duşmesının, gelecek bakımından, en yerınde bir davranış olacağı kanısınd'ayım Mehmet YILDIZ Batı Almanya T ığer ılımlerle bırlıkte dıni eğıtim ve öğretimin yolu da okuldan geçtıgıne gore müsluman bir ana ve baba çocuguna bu bılgıvi nereden saglayacaktır' tlkokullarda dın dersle*** nne 950 yılından sonra başlanmıstır. yetersiz olan bu ogrettmin orta derecelı okullarda da (Lıselerde) devamına zaruret vardır Sayın Profesör ılkokullarda dahı din derslennın okutulma«ına taraftar degildır Yazılannda belırttıgı üzere dıni öğretımden ve eftıtimden yoksun kişileayın Prof. Reşat (Kaynar''n rın Alman ve Avusturyalı ilim Cumhurıyette yaymlanan Ata türk ve Liselerimizde dın "g adaralan gibi sonra dandint eseıleri okuyarak mazbut bir dın yorenimı) başlıkh inceleme vatısılunu seçeceklerinl sanıyorsa bu nı okudum. 30 milyonda iki üç kisıvı geçSayın Profesör her ne kadar memıştir Müslüman çocuğu baCumhuriyet Türkiyesinin 925946 şı bos bırakıldıftı takdırde tamadöneminde tam bir lâiklık anlamen maddeci, milli duvgulan yışının bulunduğunu savunmaknoksan olarak vefişır sonunda ta ise de aynı senelerdeki lâiklık katolik veva protestan propatatbikatının, Atatürk'ün aşağıya alınan müslüman dini hakkında gandacılannın elıne de düser. kı düşüncelerıne uymadığı göSayın Profesörün 950 vılından rülmektedir önceki dönemde ısrar etmesinin înceleme yazısının 1. bölümün ve bu isran ile batılı savunmade açıklandığı üzere 2/7/932 gü 'inın. başka bir düşünceve kapılnü toplanan birinci Türk Tarıh tnı$sa, mânasım anUmak zorKongresinin son günfi Gazi Oı» man Çiftliginde bir çaylı toplan tıda öğretmenlerden birisınin so SONUÇ rusuna karşıhk Atatürk, dın hakkındakı gorüşlerini şöylece bılocuklanmızı ilerı bir din bildırmıştır: (Din lÜTUmlu bir mügi'îinden yoksun bırakmaessesedir. Dinsiz milletlerin demak, mutaassıp yt cahi) kimvamına imkân yoktur. Yalnız suselerin eline teslim etmemek isrası vardır ki din Tanrı ile kul tivorsak Liselerimizde din dersiarasında kutsal bir bafclılıktır. nın konulmasına lüzum ve ihtiMutaassıp din komflsyonculanna yaç vardır izin verilmemelidir. Dinden mad Mustafa KL'NTAY di çıkar sağlayanlar alçak kisiANKARA lerdir. tşte biz bu duruma karsıvız. buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti vapan kimseler. saf ve masum balkımızı aldatmıslardır. Bizim ve Sizin mücarartısma bSlümfine (Ondertdele edeceçimiz v e ettiğimiı bu len vazılann mümkünse dakkimselerdir.) tflo edilmesinl 800 keUmeyt •şmamasını ve razartara degil ürkıyede 950 ye kadar olan rartiD dzerine «Tam«ma> dönemde dın ışleri yukandarümuzu yazilarak Yası IslerV ki düşüncenin ışığı altında ıe postalanmasını rlca ederb. yürütülmemıştir. Atatürk, dinsiz milletlerin devamına imkân yok D Atatürk ve din ögretimi Sosyalist savaş ister mi? diye soruyorlar, sosyalizmin sömürüye karsı savaş olduğunu unutarak. Sosyalizm, yeryüzüne barışı getirecektir elbet; savaş nedenlerinj yok edecektir. Ne var ki hiç bir sosyalist jenosit suçuna kayıtsız kalamaz, Vietnamda olsun, Kıbnsta olsun, veya başka bir filkede olsun.. Silâhj elinde ölen Che Guevara: « Amerikan emperya'izminc karşı Vietnamiar yanıtılmalı» diyordn «on Vietnam, yüz Vietnam yaratmalıyız.» Kıbnstaki Türkler Yunan zulmünün elinde bırakılamaz. Kıbns Türklerini Grivas kaatilinin, ya da Vietnam milletini Westaıoreland canavannın elinde yalnız bırakmak için salt Johnson'un uşagı olmak gerekir. Düşününüz ki şerefli Amerikalılar da Vietnamı mezbahaya çeviren Johnson kasaplıgına karşıdırlar. 1964 yılında Erenköy harekâtında, hükümetin tutumunu alkışlamıştık. Ejer Boğaziçi • ı>eçitkale olavlarında zalimlere gereken karşdık vcrilseydi ;ene alkıslıyacaktık. Ne yazık ki 28 şehidimrzin hesabını soracak. kaatülerini cezalandıracak yürekte değildi bu iktidar Komprador hizmetlisi kalemler ötedenberi sosyalistleri «ayıncı bölücü» gibi ithamlarla suçlama\a çalışırlardı. Oysa hepsinin ne idüğü Kıbns dâvasımn «dar boğaz» ında doludizgin ortaya çıkmıştır Kıbns Türkleri botazlanırken NATO'nun telâşına düşen kalemler ştandi suclnlann telftsı içinde ne vapacaklannı şasırmışlardır. Milli birlik ve beraberliğin karsısına çıkan bu çevrelerbi suçu geçmis yıllardan bu vana sürekli biçimde gelişnıektedir. Türkiyenin başına nice çorap ören komprador iktidarları. Türkiyede «sınıf ayırımı» nı alabildiğine geliştirerek milleti ikiye bölmfişlerdir. Bnnlanu parolası: « Her mahallede bir milyoner jaratacagız'» lâfıdır. Bu amaç. daha açıkçası «her mahallede Aznerikaya bağlı bir milyoner» yaratmaktır. Kökü dışarıda bir zengin azınlıkla, yoksul halk arasındaki uçurum cittikçr çelisirken Türkiyede sınıf ayınmı criderek artınıs ve Gazi Mustafa Kemal'in «imtiyazsız sımfsız bir mtllet» ülküsü iflâs ettirilmistir. Sınıf ayırımını devlet eliyle fert ıenein ftmek voluvla bovuna de<;tpl:liven komprador politikacılar, üretim araclarını bir takım inıtivazlı fertlerin elinde toplıvarak TttrMye>î ikive bölroüsler miUi birlik ve beraberliği kokünden sarsmıslardır. Ve simdi ortaya çıkıp: Sosyalistler sınıf ayınmı yapıyor, milleti flriye baiflyor, diye yalan sövlemeMedirler. Sınıf ayırımını körüklevenler. hazincyi sömürüp 3ıtel teşebbös varatanlardır; bankalarda toplanan milletin parasinı imtiyaıb bir azınlıga dağıtarak sınıf avmmna hız verenler, millî birliği parçalıran suçlulardır. Gazi Mustafa Kemalin ülküsüne ulaşabilmek için sınıf aynlıkbırına son vermek gerekir. Milletin birlik ve beraberlikte ba£dasmış bir kitle olması. her sevden önce azınlıktâki imtivazlı sinıftn Imtiyazlarını kaldırmak ve kökü dısanva baîlı komprador burjuvasmıvı millet çoğunluğu üstiinrteki tahakkümünü kırmakla mümkündür Türk Ceza Kanununun 141. ve 142 nci maddeleri der kl: Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıf Ostünde tahakkümflnfi tesis ermeve çalısmak cezalandırılır. Oysa her mahallede bir milvoner yaratmak, vatanın topraklannı mötegallibe elinde toplamak. devlet hazinesiyle kumlmuş fabrika ve bankalan imtirazlı kisilere verrıpk. bir sınıf varatarak millet çoğunluğunu bu sınıfın tahakkümS altına sokmak demektir. Komprador burjuvası sınıfının kökü dışanda oldugundan durum büsbötün kötüleşmektpdir. tçeride tahakküm kuran ve eğemenliği ellerine geçirenler «milli hfikimiyet» i bir vabancı devletle paylaşarak Gazi Mustafa Kemal Türkiyesine ihanetin yoluna büsbütün vuvarlanmıslardır. Sosyalistler smıf ayınmı yapıyorlar.. iftirasına kimse aldanmamalıdır. Sınıf ayırımını yapanlar bu vatanın madenlerine, fabrikalanna. petrolüne, topraklanna yabancılarla işbirliğinde el koymnlardır. Sosyalistler sadece bu suçluluk statiisüne teshislerini kovmuşlardır. Türkiyede firetim araçlarını ellerinde bulnoduran blr avuç •nnlıiın vabancı sertnayedarlarla işbirliği açıktır. Millî birlik ve beraberlik için, ve tüm milletin sınıf aynlıimdan annıp milli menfaatler ülküsünde birleşehilmesi için sınıf farklannı ortadan kaldırmak gerekir. Gazi Mustafa Kemalin bizlere emaneti budur. Bu fllküyü verine r tirmek için bütün milliyetçi frfiçler birlesmeH ve imtlyazlı sınıfın imtiyazlannı kokünden yok etmelldlr. Çünkü imtiyazlı bir azınlığın yaşadığı ve milleti sömürdüğü yerde çaİunıs uygarlı|ına yakısuuyan bir şey vardır. Sınıf ayrılığını kimler körükluyor? •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»••••••••>>: Ç ORHAN KEMAL . KOGUŞ (Oyun) Ankara Sanatseverlerin tn iyi oyun armağaru Ç I K T I : 5Lira OK YAYTNLARI Dağıtım: GEDA GENEL DAĞmM Nuruosmaniye Cad. Garanü Han Cağaloğlu/İSTANBUL NOT: Cumhuriyet 14574 AST Yazan: Samuel BECKET ANKARA SANAT TİYATROSU sunar belgelerle Tartışma devam edecek • Aynı konuda Kemal BİRKAN ise şunları yazmaktadır: apalı Rejimlerde olaylar ince elenmez, gık dokunmaz. Tarih bu tür yönetimin fay dergisi TtÎRK TARÎHİ 3 GODOTYU BEKLERKEN Sahneye Koyan: Asaf ÇrYİLTEPE 72. Koğuş Kiiçük Burjuvalar ZENGİNİN MACEBALAB1 (Çocuk Oyunu) Başan ile devam etmektedir. (HAS: 3080/14580) '*•••••••••••••••••< •••••>•••••••••«••>•••••••>•*••••«••*•«•>•••••••••••••' K Aylak Musa BU SAYIDA : Aralık Sayısı Çıktı * Kıbns konusunda Osmanlı • İngiliz RESSAM ALINAGAK Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığmdan Bakanlığımız tstanbul Sajlık Müzesinde çaliştınlmak Uzere barem dahılı 700 liralık kadrova mülâj mütehassısı yetiştirilmek ve 800 liralık D cetveli kadrosunda da Ressam olaralt görevlendırilmek üzere aşagıdald sartiarı haiz olaalar arasından tmtihanla İki ressam almacaktır • 1. Memunn Kanununun 4 maddesindeki şartlafı hal2 bulunmalt (Askerlik hızrr.etini bılfıil ıfa etmlş olmak) 2 Güze! Sanatlar Akademisi. Egitım EnsUtülerl. Olgunlsşma ESıstıtüleri Resım Bölümünden veya Sanat ESıstitülerinden mezun olmatc 3 tkıncı maddede vazılı Akademl ve Enstitülerden mezun olanlar dekorasyon ve esirn sahalannda çalışmış olanlar terclh ediliT 4 tmtlhan 25 Aralık 1967 tarlhinde tstanbul Sağlık MUzesinde saat 9 00 12 00 arasında yapılacaktır 5 Bu şartlan haiz olanlar. tosa na! tercümelerl ve gereklj belgelert 11e en geç 20 Aralık 1967 günO saat 17.00 ye kadar tstanbul Saglık re Sosyal Yardım MtidürlüğUne müracaat etmeleri ilân olunur «•Basın: A 15177 27019/14559) ilişkileri • Millî mücadeleye katılanlar hakkında askerî yargıtayın karan • Türkiyede Ermeni Meselesi • Boğazlar konusunda Abdülhamid'e verilen özel rapor • Amasya protokolunun tam metni • Şah Kulu Baba Tekeli İsyanı • Ceza Hukuku ile ilgili Belgeler 0 Türk Nimbiis Rus Münasebetlerinin başlaması % Muallinı Naci'nin tarihçiliği Yayınlayan: MENTES KTTABEVİ Ankara Caddesi 4?/B İsianbul Telefon: 32 18 05 Istanbul Tekel Cay Paketlsme Fabrikası Müdürlüğünden: Fabrikamız ihtiyacı için 10,000 lira b«del dahilinde yapbnlacak kese kâğıdı işcüiği pazarlık suretile eksilttneye konulmuştur. Açık eVsiltme 11/12/1967 günü saat 14 de Kuruçeçmedeki Fabrika binasında yapünlacaktır Geçici teminat 750 Hra olup şartrsmesi her çün görülebilir. fBasın: 27625'14573) NOT . Ocak sayuı ile verüecek kıymetli takvim içîn bu sayımızdaki kuponu kesmeyi unutmayinız. Cumhuriyet 14578