05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 12 Aralık 1967 SAHİFE BEŞ "SANAYİ ARMAGANI YARIŞMASI „ SONUÇLANDI Istanbul Sanavi Odasının düzenlecViği 1967 yılı «Sanayi Armağanı» yarışmasına katılan 22 eser arasmda derece alacak eser bulunatnamış, ancak 3 esere man^ıyon verılmesı kararlaştınlmıştır. MANSİYON ALANLAR Buna göre; Elektıik Yuk. Mü lardır. henaısı özergen Erjöner «KuARAŞTIRMA BURSLARI rnanda Makinasmın maksımum «Araştırma Bursları» na lâyık trafık akışı durumunda çalı^tıgorulerek 5 er bın lıra kazananrılması» araştırması ıçin 8 bın, lar da şunlardır: Teknik ÜnıMüslim Güzelaydoğdu «Antıpat versıtesinden Doç. flhami Ka•x18» adlı ve taşıtların lâstık rayalçın «Fabrıka yerlerının sepatlamalarını onleyen buluşu ıçimi içın pratik kriterler bulunçin 6 bin: doküm teknısyeni ması», îktısat Fakültesincfen Mehmet Döker de «Kupol ocakDoç. Atniran Kfirtkan cAdapalarına uygulanan yardımcı hava zarının sanayileşmesı ile ılgıh fistemı» konulu bulusu ıçın 4 bazı problemler». bın lıra ıle mukâfatlandır'.lmısJÜRt Hasan Bucakı oldiirenler dün de ele geçîrilemedi VRFA Abik Bucakiar asiretinin reisi Hasan Abik Bucak'ı öl düren kaatil Adnan Bucak ile amcasmın oğlu Koçali Yiğit bütün araştırmalara raSmen henüz ele geçirilememişlerdir. Bu arada gerek kaatiMerin mensubu olduğu «Kezo» lar ve geTekse öldürülenin aşireti olan «Abik» ler de. köylere dağılarak kaatilleri aramaktadırlar. İki aile arasmdaki anîasmanın bozulmasının akislerl devam etmekteyse de, Abikler, cinayetin işlenmesinde Kezo Bucak aşireti yetkililerinin hiç bir tesiri olmadığına kanaat getirmişlerdir. Biına rağmen. öz«llikle Kezo'lar mukabil olaylara karşı tedblr almış lardır. Urfa Emniyet Müdürü Abdullah Pektaş, kaatillerin izi Uzerinde olduklanıu söylemiştir. ERENBURG'un ÇEViREN: HASAN ALI EDI Darülacezeye yardsm için geniş çopto kampanya açı/ıyor Yarışmanın jürısi şöyleydi: tstanbul Sanayi Odası Meclısi Baş kan Vekıli Ertuğrul Soysal (Baj kan), Ata Refığ. Fethi Ark, îstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Alı Rıza Berken, Prof. Fehmi Yazıcı, Prof. llhan Kayan. Iktisat Fakültesinden Prof. Sabri Ülgener. Iktisadi ve Ticari llımler Akaderaisinden Prof. Suat Keskınoğlu, Sanat Enstıtü<=u öğretim uyesi Cevdet Öncu. Stalin beni görmek istemişti 934 yılı sonlarında, Parıste bulunduğum sıralarda yeni Paris Büyükelçimiz Potyomkin, kendisini acele görmemi rica etti. Yanma gittigim zaman, Batılı yazarların durumiyle ilgili mektubum üzerine, Moskova'va gitmemi rica ettiklerüıi, Stalin'in beni görmek istediğini büdirdi. Moskovaya, Kasım ayında vardım. Hava çok kötü idi. Sulu bir kar yağıyordu. Ama benim neşem yerinde idi. Irina da neşeli idi. O güne kadar bana edebiyatla uğraştığından hiç söz etmemişti. Meğer «Bir Fransız öğrencisinİD hâtıralan» adlı bir eser yazmış. Eseri de, Gorki'nin idare ettiği bır dergide yayımlanmış. Yakında ay n bir kitap halinde çıkacakmış. «Hâtıralar» ı bir gecede okudum. Bunu büyük bir ilgi ile okuduğumu söylemek gerekli mi? trina > kul yıllannı, ilk kalb ağrılarını anlatıyordu. Kimi zaman evimize gelen kız ve oğlan arkadaşlannı bir bir tanıdım. Bilmediğün bir çok şeyler bğrendim. trina tçlne dönük bir kızdı. 1 25 yıl önce 1000 yatakla halkın hizmetine açılan Darülacezenin, çeşitli sebeplerle 650 /a duşmüş o l r n yatak adedmın, hiç olmazsa eski seviyesme çı karılması amacıyîa, «Darulâce zeye Yardım Cemiyeti» Turkiye çapında . ir yardım kampan yası düzenlemiştir Bu münasebetle Darülâcezenin kuruluşunu, hızmetlerını ve amaî larını anlatan .ır dokumantal filim hazırlanmış ve eşya pıyangosu düzenlenmıştir. Dün Darulâcezede yapılan basm toplantısında gazetecilere gosterilen dokumantal fılım Türkiyenin bütün büyuk şehirlerinde ve şehrimizdeki büyük sinemalar da halka gosterilecektir. Dariilâcezeye Yardım Cemiyetının açtığı «100 yatak kampanyasından» olumlu sonuç a'.ındığı ta« dirde, Darüâcezenin gerçek ihttyacı olan 1000 kişinm bakımıru sağlıyacak periyodık bır gelir sa^lanmış olacaktır. Bu da daha önceden Karaköyde satm alınan araa Üzerine bir iş hanı yaptırılabıl mesi ile mümkün olacaktır. Darü'aceze Müdürü Hilmi Şener, halkın yaptığı bağıslarla yatak adedinin 1000 e çıkarılabileceŞini, lakat bu bağışların Darülâceze sâkinlerinin bakımı mas raflarmı karşılamıyacağını, bu bakımdan periyodik bir gelir kav nağının zorunlu olduğunu söyle' miştir. TİFO VE PARA1IFO ARTIYOR Sağlık Mudurlüğü, Bulaşıcı Has talıklar Müdürlüğünce, 967 yılı Kasım ayı sonuna kadar hazırlanan istatistiklere göre, şehrimizde 966 yılına oranla tifo ve paratıfo vak'alannda önemli miktarda bir artış, diğer bulaşıcı hastalıklorda ise düsüs kaydedilmiştır. 966 yılında 252 olan tifo vak'ası 967 yılı Kasım ayı sonuna kadar 351 i bulmuş, 20 olan paratlfo vak'ası ise 101 e çıkmıştır. Tıfo ve paratifo vak'alannda önemli miktardaki artışın baslıca nedeni gecekondu bölgelerinde kanallzasyon sisteminin olmamısı, içme sularınm mikroplanmasıdır. Bulaşıcı Hastalıklar Müdürlüğünün istatistiklerine göre diğer bulaşıcı hastalıklardaki durum şöyledır: 966 yılında 378 olan çocuk felci vak'ası 967 Kasım ayı sonuna kadar 86.280 olan difteri vak'ası 173, 493 olan kızıl vak'ası 438, 933 o!an sarılık vak'ası 685, 6 olan şarbon vak'ası 20 dir. 35 menenjıt, 7 kuduz ve 1 malta humması vak'aları ise her iki yıl için aynıdır. E G uçan otomobil çıkarıldı Zeytinburnu. Bakırkoy yolu Uzerindeki çimento fabrikasma ait rıhtınıdan druize uçan 34FC191 plâkalı otomobil dün çıkarılnııştır. Dört gun önce vukua gelen ve havlıı fabrikatörü Ismail Kıratın ölümü ile sonuçlanan kazanın yerleruı fazla kaygan olmasıııdan, otomobilin süratli gitmesinden ileri geldiği anlaşılmıştır. Olaydan sonra lodos nedeni ile denizden çıkarılamayan kaza otomobili, Bolayır maçunası tarafından çeük halatlar takılmak suretiyle çıkarılımştır. Otomobilin ön tarafuım tamamen parçalanc!:üı <»t>ruImıMııı. Cinoyet/erde yine 9 kişi öldürüldü YURT HABERLERİ SERVÎSt Yurdumuzda dün işlenen cinayetlerde 9 kişi öldürülmüştür. Tekirdağ'ın Incecik bucağın0*3, kabadayı olarak bilinen Edip Üner, husumet yüzünden berber" Hicabi Ayhan'ı ve Hicabi'nin enijtesi Nail Sere'yi bıçakla öldürmüştür. Kayınbiraderinin ölduğunü öğrenen Nail, elindeki tüfekle kaatile ateş edemeyince, Edip'in bıçak darbe sine hedef olmustur. Diyarbakır'ın Koçoba köyünde, Mustafa ve Halil Tatar, akrabaları asker kaçağı Kerim Uyar'ı kıtasına dönmeye ikna edemeyince, başına taşla vurarak öldürmüştür. Yukarıpınar koyünde de Farik Baylan. almak istediği kaçak tutüne müçterı çıkan arkadaşı Kadir Bal'ı tabancayla öldürmüstür. Siir'in Çukurca koyünde 16 yaşındaki Ahmet Ta?kın, hasım aileden Selim Çak'ı av tüfeği ile öldürmüştür. Çak, olaydan sonra, hasım aileden 3 kişi taAydın TCorteke kBTuml, lil'Körtepr,22" yaşındsrkf kızkardeşi Hanife Yörük'ü köy muhtarı ile zina halincfe yakalayınca, bıçakla cansız yere ser mıştır. Sıvas'ın Ortabucak köyünde Yusuf Tamer, 14 yaşındaki kardeşi Abdullah Tamer'i münakaşa sonunda tabancayla öldürmüş tur. Yeniköyde de Mehmet Özer, 50 lira alacak yüzünden Zekı Çeren'i öldürmüştur. 12 Aralık Ramazan 10 n a u V. E. c Zorla çalıştırıldığı randevu evindea kaçan bir genç Stalin'le görüşmeyi beklerken, gecelerimi eski arkadaşlanmla ge çiriyordum. G«nç yazarlardan Lâpüı, Slavin, Levin, Gabrilovlç, Va. silyev kardesler ziyaretime geldiler, bana «Çapayev» i gösterdiler. Sık sık Meyerhold'u görüyordum. Herkesin nesesi, keyfi yerinde idi. Kasım ayı, Mayıs ayına dönmüştü. Kirov'iın öldürülmesi ir gün «Izvestiya» gazetesine gittim. Buharin'e de uğradım. Rengi kül gibi idi. Zorlukla şunları söyliyebildi: «Pelâket! Kirov'u öldürmüşler .» Hepimiz bu haberle üzülmüştük. Kirov'u sevıyorduk. Acımıza bır de endişe ek lenmişti: Kim? Niçin? Sonrası ne olacak? Dlkkat etı iştim, gerek insanlann kişisel yaşantısında, ee rek milletlerin tarihinde, hemen her zaman, büyük fel&ketlerden önce sâkin mutluluk haftaları, ya da aylan yer alır. Belki de bu son 0 1 £ 1 <• 1 > • 1 B 7 14 12 0714.28]16.41|18.19[ 5.30 B STALtN olduğu bır sırada, salondakilerden biri: «Büyük Stalin'e urra!» diye bağırdı. Ve her şey bastan başladı. Nihayet herkes oturdu, o zaman müthiş bir kadın çığlığı yükseldi: «Stalin'e san olsun!» Yer lerimizden fırladık ve yeniden alkışlamaya başladık. Her şey sona erdigi zaman ellerimin ağrıdığmı hissettim. Stalın'i JUf ^dçfa göriiyordum, gözleri rriV öridan âytrmıyordum. YüzTerc e pertresinden onu tanıyordum, caketini, bıyıklarını biliyordum. Ama, boyca çok daha uzun olduğunu sanıyordum. Saçları kapkara, alnı dar, ama gözleri canlı ve anlamlı idi. Kâh biraz sağa, ya da sola eği'erek gülümsüyor, kimi zaman da salona bakarak kımıldaman otunıyordu. Ama gözleri pırıl pınl yanmakta devam ediyordu. Eve dönerken kendlmde bir sıkıntı duydum. Stalin, elbette büyük adamdı, ama o bir bolşevik, bir Marksisttt. Biz yeni kültürden söz ediyor, öte yandan da dağlık Şori'de gördüğüm Şamanlara tapanlara benziyorduk... Hemen düşüncelerimi kestim: Her halde ben aydınca düşünmüs olacağım. Biz aydınlann hata işledigimizi, zamarun istekleri'' anlamadığımızı bir çok seferler duymuştum. «Aydıncık», «kanştıncı», «kokmuş liberal»... Ama yine d e anlamak kabil değil; «çok akıllı Baskan», «halkın d&hı lideri», «sevgili babamız», «Büyük •'ümenci», «dünyayı değiştiren adam», «mutluluğun ğun kuyumcusu», «güneş»... Banunla birlikte yığm psikolojisini anlamadığıma kendimi inandırma ya basardım. Her şey Uzerinde bir aydın gibi, hem de hayatının yansını Pariste geçlrmiş bir aydm gibi yargıda bulunuyordum. Stalin bu toplantıda; «Insanlan, tıpkı bir bahçıv^nın nazlı bir mey va fidesini yetiştirmesi gibi. dikkatle, ihtimamla yetlştirmek gerek» diye konuşmuştu. Bu sözler herkesi coşturmuştu. Kremlin sarayında oturanlar manken defil. insanlardj. Kenâilerine, ihtimamla, sevgi ile davranılacağına sevinmişlerdi. Dinamo» trulübunü, ünıversiteyi dolaştıktan, benim hikftyelerimin eleştirüdiği toplantılarda bulunduktan sonra şunları yazmıştım: «Üniversıte öğrencilerinin, lşçilerin, Kızüordu erlerının edebiyat üzerine neler söylediklerini işittim. Okurlarımızrn seviyesi, yazarlarımızın tahmin ettiklerinden çok daha yüksektir.» Bana öyle geldı ki, okurlarımız artık büyüdüler, çoğu zaman biz onların eline, çocuklara verumesi gerekli kitaplar sunmaktayız. Artık çocukça kitaplar değü, büyükler içın eser hazırlamamız gerekmekte idi. 2.341 7.271 9.48J 12.001 1.39J12.48 uniHlllllflllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllltllllllllllillMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIÜf O.D.V. da avukatın ızı 600 lira! ÂiabeyinÇÎ^DVHân burs almak suretiyle A. Ü. Hukuk Fakültesıni bitirdi. Avukatlık stajını ikmâl ederek »Ruhsat» ını dahi aldı. Vatanî görevini müteakip, aynı örgütten mesleği ile ilgili iş istedi. 0nun amacı, burs aldıfiı yere hizmet etmek idi. Fakat DDY, müteaddit defalar vaki olan mesleği ile ilgili iş talebini kabul eüneyerek kendisıne ilgililerce mesleği ve ruhsatı hiç dikkate alınmadan Hareket Memuru yardımcısı kadrosunda çahşması teklıf edildi. Bunun üzerine Orman Gn. Md. lüğünden görev aldı. Bunun üzerine kendisini burslu olarak okutan teşkilâtça. mahkemeye veril .' I r ^ ü p i 30.000 lira tazminat vermeğe mecbur bırakıldı. Halihazırda Pozanü Orman Uletmesinde avukatlık yapan ağabeyim, 800 lira olan maaşının her ay 500 lirasını tazminat olarak DDY'a ödemekte geriye kalan 300 lira ile de medeni ihtiyaçlarını karşılamakta, ailesini geçindirmek te ve hayatını idame ettirmektedir (!) 15 yıllık tahsil + Hukuk öğrenimi + Avukat Ruhsatı = 300 lira maaş (?> Tuncel StLİNDİR Yük. Miih. TOPRAKSU Çankırı Öğretmenler neyiI paylasamıyor? Düzcede çıkan günlük iki mahal j li gazetede ve 135 bin kişilik kaza ] da herkesin ağzında öğretmenler ; kelimesi benim de nazarı dikkaümi çelbetti. Şöyleki, iki zümre öğretmen tabakası var bir kısmı milliyetçi diğer bir kısmı da öğretmen. Yani (Milliyetsiz) mi ki ben de bu zehabı uyandırıyor. Bu mü ! nevver zümre ki önlerinde sene : lerce dirsek çürütmüş insanlar var. ; Bugün kimisi ordunun saflarında j subay olarak vazife görmektedir. ; Şimdi bunları yetiştiren öğretmen ; ler ikiye bölünmüş olup neyi paylaşamıyorlar acaba? Benim de bir yavrum var 1967 yılı ilkokula göndereceğim. Fakat mahallin gazetelerinde hergün öğretmenler hakkında çıkan yazıları okuyorum da acaba hangı okulda milliyetçi öğretmen bulunuyor oraya kayıt ettireyim. Vatana hayırlı evlât olarak yetişmesini sağlayayım diye düşünüyorum... Zülfikâr Bacacı Hamidlye Mahallesi No: 251 DÜZCE kadın başından geçenleri anlattı Bir tuhaftı konuşması. Konuşmaktan korkar gibi bir durumu vardı. Gözleri şişmişti. Karnının yuvarlakhğı belli oluyordu. Beş aydır tam bir esir örneği çalıştınhyordu. Sarhoş edilerek, dayak atı larak ve kendi ifadesine göre işkence yapılarak. Çalıştırıldığı yer bir randevuevi idi. Yaşı ise henüz 17 yi bulmamıştı.. Sultanahmet Parkı ve otobüsler Sultanahmet civan, birinci derecede turistik bir semttir. Bu civarda malumunuz olduğu iiıere birçok miize ve eski eserler mevcuttur. Eksik olmasmlar Belediye Rcisinin Şehir Meclisi üyeleriyle EaUçeler Müdiirlüğiinün hinunet ve yardımlariyle Ayasofya hamamımn bulunduğn park yerinde büyük bir havuz yaptırılmış ve son günlerde de havuzun etrafı ve Ayasofya Müze>inin önii eski tarz saray bahçeleri biçiminde beyaz elektr;kli fenerlerle süslenmıştir. Bazı geceler havuzun fıskiyelerir.den renkli sular aknıakta vc parka muhteşem bir şekil vermektedir. Cîvar sâkinleri de parktan memnunıyetle istifade etmekledirler. Bu lâmbalardan veyahut daha kuvvetü ışıl; verecek şekilde diğer üç parka da elektrikli lâmbalar ilâve ederek bu parklar t da zifiri karanlıktan kurtarılmış olacağı gibi parklara hava almak üzere çıkanlar da. uygunsuz hallerde bulunan şahıslarla karsılaşmamış ulurlar. Belediye Reisi ile İ.E.T.T. İdatesiyle Şehir Meclisi üyelerinde:ı 2. ve 3. ricamız varflır. 2 ricamız, bundan sek'z ay e w e ! kaldırılmış olan 74 numarah SultanahmctFeriköy otobüsiinün tekrar ihdası ile evvelo» oldueu trfbi Yerebatan caddesinden geçmek suretiyle Sirkeci yolu ile Feriköy"'* gitmesi 3. ricamız da eğer ınıkânı varsa Çarşıkapıdan ge'en otobüs ve troleybüsler ve «liie» vasıtalar Sultanahmet parklarının sağından girerek solundan çıkmak suretiyle Sirkeci'ye indirilmesi veyahut Nakilbent caddesinden ve sanil yolunduıı geçirilmek sureüyle Çirkeci'ye indirilmesi hem mesafeden istifade e«*erek GülhEiıe ö'nünde ve Sirkeci'deki traük tıkanıklığının önii abnmıs olur kanaatindeyim. Sultanahmet Sâkinlerinden Alâettin ERGİN İstanbul'da çalınan otomobil Sapanca Gölünde bulundu ADAPAZARI Izmit karayolu uzerinde Sapanca gölünün kıyısında dün yarıya kadar sulara gö mülmüş ve terkedilmiş halde bulunan otomobilin tstanbuldan ç s lınarak getirildigi anlaşılmıştır. 1960 model Opel marka 34EP 071 plâkalı oe Saim Akbora'ya ait olduğu anlaşılan arabaran tçinde yapılan ineelemede döşeme ler uzerinde . a j izlerine rastlanmıştır. Bazı kısıulannın da sökülmüş ve kırılmıc halde olması, arabada kanlı bir mücadele geçtigj intibaını uyandırmaktadır. Adapazarı ernnlyeti. esrarlı olayi aydınlatmak için çalışmalanna de^am etmektedır Öte yandan, arabanın sahibl ve Istanbul Emniyeti. yaptığımız araştırma sırasında, otomobilin Adapazarmda bulunmuş olduğunu öğrenmişlerdir. lerinl natırîadıkları zaman öyle "gOruTttnaştUr. Hiç şttphe yok Ki hiç birimiz, yeni bir devrin başladığını sezmemiştik. Ama, hepimiz suspus olmuş, dikkat kesilmiştik. Bir kaç gün sonra Parti Merkez Komitesi Kültür Bölümü Şefi Stetski, kararlaştınlan Stalin'la görüşme işinin, son olaylar yüzünden yakın bir tarüıte gerçekleşemiyecegini, beni de burada (az la alıkoymak istemediklerini bildirdi. Yeniden Parise döndUm. Edebiyalçıları, müzisyenleri, tivatrocuları suçlamalar oskovada bulunduğum sıralarda Stalin: «Mayakovski, Sovyet devrinin en yetenekli şairi idi ve öyle kalacaktır» dtye konuşmuştu. Herkes, hemen, yenillğto öneminden, yeni biçimlerden, basma kalıpçılığın kötülüğün den söz etmeye aşladı. İki ay sonra «Pravda» gazetesln de «muzik yerine curcuna» başlık1. bir yazı okudum. Stalin operaya Kitmiş, Şostakoviç'in «Katerina îzmaylova» adlı operasını seyretmişti. Operanın müziei onu sinir lendirmiştl Herkes Şostakoviç'i, «samiml» olmamakla, hattâ tküstahlıkla» suçladı. Müzikten, kolayca edebiyata, res me, tiyatroya geçildi. Eleştirmecüer «sadelik ve hPİkçılık» isteme ye başladılar Mayakovski"yi yine övmekte devam ediyorlardı. ama bu sefer bir başka türlü, «sadeliğini ve halkçüığı» nı övüyorlardı. Formalizme müthis bir saldın basladı. Bu saldınlann İlk kurbv nı, Lebedev'in resimlediği Marşak'ın çocuk şiirleri kitabı oldu. «Pormalist» leri suçlamak için ml marlar bir toplantı yaptı. Tivatro adamlannın toplantısın da Tairov'a, özellikle Meyerhold'e veristirdiler. Meyerhold'un pişmanlığı, «Dumanlı» ve «samimî'ikten uzak» olarak nitelendirildi. Edebiyat « • leştiricileri llkin Pasternak"ı, Zobulotsld'yi, Aseyev'i. Kirsanov^ı. Oleşa'yı saldın hedeö olarak seçtiler. Ama. Pransızlann dediği ?ibi, iştah yemefcten gelirmis; bunların arkasmdan sıra Katayev'e, Fedin'e, Leonov*a K. tvanov'a, Lidin'e, Erenburg'a geldi. En sonunda, Tthonov'u. Babel'i de bun ların arasına sokrular Ostrovski'nin «Küçük Tivatro» da oynanan «Kurtlar ve kuzular» eserinin sah neye konulusunu formalizm tle suçlayan, hayali geniş, kişüer de çıktı. M Fransa'da herkes savaştan söz ediyordu ransada herkes savaşın yakın olduğundan söz ediyor, herkes banş istiyordu. Sagcı partilerin kurduklan milU cephe, savaşa izin vermiyeceğine yeminler ediyordu. Halk Cephesi: «Barış, ekmek, özgürlük» dövizleriyle seçimlere hazırlanıyordu. Sagcılar, koraünistlerin laşist Ulkelere saldırmak istediklertni iddia ediyorlardı. Ortaklık karmakarışıkM. Sağcı gençlik «Marseyyez» ı sövliyerek «Italya ile vakınlaşma» 1stiyordu tşçi Rençlik ise «Enternasyonal» i söyliyerek ttalyan fasistlerine, Hitler'e karşı çıkıyor. Fransayı satmak istiyen «iki yüz aile» nin içyüzünü açığa vuruyordu. Bir sabah, gazeteleri actığım za man, sağcı yazarların «Italyanın kültür vazifesi» olduğunu ileri sürerek, Italyanlann Habesistan saldırısım haklı çıkarmaya çalışan bildirilerini okudum. O yıl Pransada çok güzel bir sonbahar vardı. Sagnaklar boşanıyor, bahçelerde visneler lkinci sefer çiçek açıyorlardı Vagonum'in penceresinden bakımlı bahçelere. kiremitli küçük., beyaz evciklere, belki de mahva mahkum, sevtmH dünyaya bakıyordum. Gazetenin verdiği yıllık iznimi kullanara* Moskovaya gidıyordum. Polisteki kadın Dün sabah Emniyet Müdürlüğünün koridorunda dolaşan kısa boy lu etine dolgun kadının serüveni bir hayli ilgi çekici idi. İki yıl önce Bandırmadan annesinin dayağına dayanamayıp kaçmıştı. Sonra bilmediği Istanbula gelmiş. kadın ticareti yapanlann eline düşmüştü. Sarhoş edilerek Boğazdaki bir otele sürüklenmişti. Düşüş o düşüş F Aksarayda bir ev İki yıl oradan oraya dolaştırılan 1. A. nihayet Aksarayda Mehmet adında bir şahsın işlettiği gizli fuhuş yuvasına verilmişti. 1. A. son kaldığı evdeki durum için, «Beş ay hapsedildim. Hiç bir yere bırakılmadım. Kazandığım paralan da patron elimden alıyordu. Beni bir yere bırakmırorlardı. Kapıya nöbet çi dikmişlcrdi. Bir gün burada ha yatımı kaybedeceğime inanmıştun. Kaçmafa karar verdim. Yanunda çok az param vardı. Kapıdaki bek ciyi bir yere fröndermişlerdî. Ben de bundan faydalanarak gizlice devamlı hapsedildiğim yerden kaçtım. Bir otobüse bindlm. Çatalcaya gidiyormuş. Ben de oraya kadar gittim demistir. BAŞI BOŞ. 1. A. önceki gece Çatalcada başı boş ve içkili olarak gezerken bekçiler tarafından görülroüs ve karako la gö'türülerek kimliği tesbit edilmiştir. Daha sonra Istanbula gönderilen ve Emniyet Müdürlüğünde muhafaza altına alman 1. A. nın hâ mile olması ihtimali dikkate alınmış ve muayenesi için hastahaneye gönderilmiştir. Polis küçük yaşta kız çocuklannı kandırıp çeşitli yollardan fuhşa sürükleyen kişilerin tesbitine bastamıştır. Eczacılık ; Fakültesinin i kaloriferleri ne \ zaman bizleri j ısıtacak? i Havalar bir hayli soğudu Fa ; kat biz Eczacılık Fakültesi öğ | rencilerı hâlâ ders gördügümüz i lâboratuarlarda ısınamadik i Beyazıt'taki l^tanbul Üniver ! sitesi Eczacılık Fakültesinin lâ : boratuarları yenn altındadır. ; Rutubetle soguk orada el eledir \ Bina vapılırken kalorıfer kon ; mustur ama. neriense ıl^ıliîer bunu yakmayı düsünme/ler. öğrenciler 78 derece ısıvla titrer durur.. Savın hocalarımızdan rica edivoruz: Tümümüz hastalanmadan emir buyursunlar da kaloriferler yakılsm artık... Bir ngrenoi TÎP îlçe Merkezini basanlarla ilgili soruşturma devam ediyor * OSMANİYE (Güney tlleri Bfirosn) Osmaniyede T.l.P. tlçe merkezinin basılarak parti levhasının tahrip edilmesiyle ilgili soruşturmaya C. Savcıhğınca d'evam edilmektedir. Osmaniye C. Savcısı, soruşturmanın genişletildiğini, bu bakımdan şimdilik bir bilgi veremiyeceğini söylemis, ancak «T.l.P. Uçe binası tahrip edilmemiştir» demistir. Savcı, sanık olarak yakalanan gençlerin ifadelerinin alındığını, henüz mahkemeye sevkedilmediklerini de sözlerine eklemiştir Y A R 1N: Maliye Bakanhğmın Dikkatîne: Vergi kaçıran înşaaiçılar... Apartıman vaparak daire. daire satan müteahhitler: alıcılarla arsa ıçin ortaklık mukavelesi vapmakta ve satışı arsa bedeli üzerinden eöstırmektedirler Dairesı ortalama 100.000 liradan satılan 20 daireli bir apartımanı eö/önüne alalım. 18/2'1963 tarüı ve 198 sayılı emlâk alım vereisi kanununun 9 unco martdesine före. alıcıların 140 bin lira vercı ödptneleri ve ZZi savılı tasarruf bonosu kanunnna göre de 80.000 lira tasarrtıt honnsu almalan uerekir. Halbuki alıcılar adına meselâ 100.000 lira deterinde tescil ettlrilen arsa için ödenen vprei 10.000 liradır. Buna göre. vukandakl evsafta belirttiçimiz apartımanın satımından 190.000 Ura vergl kaçınlmaktadır İmar ve İskân Bakanlıeı vetkilUerinin »erdifi bilgiye eöre son vıllarda memleketimizde satilmak üzere senede ortalama 1200 apartıman vapılmaktadır. Biz ihtivatî bir rakam olarak 1C00 adPt kahul edersek: senede feaçırılan verıri 190 milyoo lira etmektedır Tahakkuk miiruru zamanı. kanuna göre bir sene oldngnndan; bu sekildekı satışlann tapu dairelerinden acele tesbiti ilf bunaar sonrakı alım verRisinin bakiki «atış bedeli üzerinden vapılması için bir kanunun çıkarılması çerekmektedir. *hmet ERDEM Malematik öğretmenl Stalip'i ilk defa görüyordum OLUP BİTENLERE ŞAŞAKALMIŞTIM N Vapur düdükleri huzur kaçırıyor Bizde yasaklar uzun sürmüyor. Bir zamanlar semt halkının şıkâyetı üzerine, Kabataştaki vapurların düdük çalması onlenmıstı Şimdı yine avaz avaz baSınyorlar Hem de defalarca.. Hiçbır sebep vokken, geceleyin acayip sesler çıkararak bağınyorlar. Evımzde konusulanlan duyamıyor, uykudaysanu bir boy sıçrıyorsunuz. Sinırlenmız iyice gerıldı. tlgililerm dıkkatinı çekeriz. N Giiren Şehrin ortasındaki Cerrahpaşa Yardım benzin istasyonu Derneğinin kongresi soyuldu Cerrahpaşa Kadın Doğum Klinığı Yardım Derneğinin yıllık kongresı 1 8 Aralıkta, nisap olmadığı takdirde 25 Aralıkta Dernek merkezinde yapılacaktır. Saat ll'de başlıyacak kongrede o*ıvan seçıminden sonra fdare Heyeti çalışma raporunun okunmasına geçilecektir. Çalışma raporunun okunmasını. ibra, seçım, dılekler maddelerı takıp edecektır. ÎSPARTA önceki gün saat 01 sıralarmda, 3 maskeli meçhul kişi, şehrin ortasında BP benzin istasyonunu soymuçlardır. Benzin istasyonunun bekcisi Süleyman Alageyik'i iyice dövdükten, agîinı burnunu sıkıca bağladıktan sonra kacan sovguncuların kasadan kac lira aldıklan tesbtt edi'ememiştir. Soyguncular aranrnabtadır. o s k o v a ^ geldikten kısa bir süre sonra, gazetenin yazı 1 ş leri müdürü. Stahanovçu lşçilerin toplantısına tfirebilmem 1 Cüı bir bilet verdi Toplantımn a çılısma bir öaat kala çittiğim halde, Kremlin «"•ayınm büyü« salonu tamamivle dolmuştu Gelenler, varım sesle aralannda kr> nuşuyorlardı Kimse yerinden kalk mıyordu. Bu. stgara dumanları 1 çindeki tıklım tıklım salonlarda vapılan Parisin gürültülü mitingla rine hiç de benzemiyordu. Yanım dakilere. Stahvr>ov'nn nerede oturmakta olduğunu. Krivonos'u. tzotov'u. Vinojrradnv1 tsnıyıp tanımadıklarını sordum Birdenbire nerkes ayaga fcalkM, tnüthiş bir alkı« ttnotu: Görmedi6im yan kapıdan Stalin RtrmtVİ Arkasmdan. Gorel vazlıtında rastladı&ım Politbüro Uyeleri yürtvordu Salon alkışlıvor bagınyordu Bu, uzun bir süre on. belki de on beş dafcîka sürdü Stalin de el çırpıvordıı Alkıslar diner gıni MARANGOZLAR Alırken Çalısanlarını Sormanız Görmenız lâzımdır. „ lıuiı Bra$ir Isltjınız KAUNLIK ATATURKBULVARI,ISCI5IGORTAı.ARI 2 BIOK 15/A UNKAPANIISTANBUL TEL 2128 03 TURK MAKINE Reklâmcılık: 4174/14789 KRAFT TORBA NAKLETTİRİLECEK Izmir'den Yarımca ve İskenderun Süper Fosfat Fabrikalarına takriben 4 milyon adet Kratt torba naklettirileceitir. Bankalar Caddesi Zafer Han Kat i deki Umum Müdürlüğümüzden temin edilecek nakliye şartnamesine göre tekiifleriD engeç 22'12/1967 cuma günü saat 17 y e kudar verilmesi ılâa olunur. GÜBRE FABRİKALAR1 T.A.Ş. Radar Rek: 839/11799 rlimilllIllllUlllllllllllllllllllillUllllllllHIUtllllllltillllllllllllllllllllllllllillllIllllllllllllfllllIlllllllimillllllllu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle