05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAIIİFE İKİ 12 Arahk 1967 CUMHTJRİYET Ögrelmenlerin Bokanlıh emrine abnması Muammer Y. iSLAMCIOĞLU ürkiye Öğretmenler Sendikası İstanbul Şubesinin. 1967 yılına girerken, üyelerine gönderdiği tebrik kartlannda: «Bakanlık emrine alınmak suretiyle görevlerinden uzailaşürüan» öğretmenlerin isimlerinin yazılması ve bu listenin günden güne kabarmasmın Basınırnızdaki yankılan sürüp giderken; bu defa, T. Ö. S. Genel Başkanı Fakir Baykurfun; •Müfettişler tarafından teftiş etürilmeden» ikinci defa Bakanlık Emrine alınması; konu üzerine dikkat ve hassasiyetle eğilme ve bu meselenin (Hukuki ve Kanuni unsurlannı araştırma) zorunluğunu doğurmaktadır. TOPLUM kalkınması ^ Hey gidi ortanın göbeği! Bir ünlü kisive ait hikâye anlattılar bana Böyle kisilerin çevresinde elbette sürüsüyle çanak yalayıcı türer ve urer. Bu ureme ve türeme, kısa zamaıida bir yarısa dönüşür. Acaba çanak yalayıcılardan hangisi «bevefendi» nin çözüne girecektır? Aca>ip bir hikâvedir bu!. DalkavukluğTin turlucesıtlı hallerı bulunur". Kimisi aptal dalkavuktur, kimisi akıllı dalkavuk.. Aptal dalkavuk beyefendi'mn her dedığine hmk diven, her davramşına boyun eğen kisidir. Bevefendi. divelim ki isinin geleceçı hakkında bazı plânlar ileri sürdü, akılsız çanak yalayıcı : Hikmet buyurdunuz efendim, çok doğru söyledınız efendim di? e kavuk sallar. Akıllı çanak yalayıcı ise : Aman bevefendi ! Bu tasavvurunuı bugüne kadar bınbır emekle yükselttiŞiniz âbideyi sarsacak sonuçlar verebılır; esasta sizinle aynı fikirdeviz ama. teferruatta küçük bir maruzatımız olacak.. diye söte baslar; maksat «Bevefendi» u «kafas. ışler adam» pozunda göriinmektir. «Sadık ve akıllı hizmetkâr» rolune çıkmaKir ' Sözgelisi Beyefendiye doktorlar sigar» içmeyi yasaklamıslardır. Bir çün Bevefendi davanamaMp da dudaklarına bır Sışara yerlestirince canak valajıcılar birden atılırlar. çakmakların tumu yanar, hani neredeyse sigarayı jakıp ilk nefesi çekecektır Bejefendi.. Tam o sıra sert bir ses duvulnr : Ne yapıyorsunuz bevefendi? Bütün göıler akıllı dallvavufa döner. Bizim çanak valayıcının sbzlerı ates eibidir. Be\efendim i havatında dujmadığı biçimde azarlar : Ne vapıyor'unuz bevefendi? Çıldırdınız mi siı?! Hayatınızla ovnuvorsunnr: Hakkınız \ar mı buna? Kendinize acımıyorsanız, bize acı>ın, hu memlekete acıyın! Hayır, menedivorum siıi! Bunu hize \apamazsınız! Havatınızla ovnıvamazsınız! Beyefendi, adamakıüı sasırır, cevresindeki çanak yala>ıcılara bakar Hepsinin cakmalları siearavı vakmava hazır .. Düşünür : Yahu sahi be! Bak benı en fazla düsünen kimmiş, ortaya çıknor. Akıllı çanak yalayıcı büyük bir hamleyle dalkavuklann hepsıni geçmis. ve daha nice canaklan valamak imkânlarına ka\usmtıstur. Bevefendivi brvefendiden daha çok düsünen adamdır o.. AUıllı dalka\uğun sansı daha hüvüktür. * Bu hikâve, bizim toplum havatımızda gözlerimiıin önfinde akıp cıden bir si\asi olava benzhor : Bueiin TürkİNede Amerikan dalkavuÇu bir sov komprador vardır. tki sünlük ömür icinde zilletle çanak valamak için her şeyi vapar.. NATO mu dediniz! Hemen atılır ortaya. başlar Amerika>a boyun kırma^a : Aman efendim almız bütün ordumuz NATO'ya feda olsun, Gerçekten de Amerika istememistir bizim ordurauzun tümüyle NATO'ya girmesini, bizim çanak yalavıcılar teklif etmislerdir. Üs mii istedi Amerika! Bizim çanak yalayıcı bazırdır : Aman efendim, bütün Anadolu topraîı size feda olsun ! Madenler mi? Petrol mü? tkili Anlasmalar mı? Adlî kapitülâsyon mu? Bizim çanak valavıcının satmıyacağı sey yoktur. Akılsız dalka\nk, Vietnam sava^ını bile över : Tahiî efendim, Amerika komünistlere karsı savaşıyor, haklıdır verden cöje kadar.. Bu kadar dançalaklık ancak dalkavukluğun en alt mertebesinde bnlunacafından simdi rütbece daha vukarda bir takım türemistir. Giiven Partisi açıkcözlerinden HalU Partisinde ortanın göbeeıne kadar ciceklenen ünlü profesvoneller ve bunların hizmetlisi kalemler satıs tezeâhını haska türlii Kurmuslardır : Mister Johnson! Biz sizleri severiz. Batı camiası içinde bu lunmaktan hazederiz, esasta sizinle tamamen mutabıkız, ama sizin iyiiiginiz için Türkive politikasında bazı rötuslar yapmak gerek. A.P. bu isi idare edemez, hiz daha ustavız, hem sizin hem bizim istikbalimizi düsünüyorvanız bizi dinleyin! Türkivedeki hatalannız halkta Amerikan düsmanlıgını artırıyor, lutfen kendinize geliniz! Hattâ arada bir Amerikayı azarlıyorlar : Kendini düsünmüvor musun be! Bizi düşünmüyor musun be! Türk miüetinı kendine düsman ediyorsun! Sonra biz ne yapa rız. sen Batının liderisin. dangalaklık etme! Kendine yakısır biçimde h;ıreket et! Tedbirli davran, hakkm yok böyle şeyler yapmava.'.. Hani Sam Smca mmlara bakıp : * " " ^'l", h " 1 1 b . n , şdamlajc jdogru sdyTîtyorlar,^ j(|i^ceXv.,,,\ n feon'ra da Dizim çanak yalavıcılar için yahey,. Hey gidi Halk Partisü. Hey gidi Halk Partisinde ortanın göbe|i:.. Aklına limon sıka>ım seniıı, senin gibi düşünenlerin .. Bir parti kafasıjla degil göbeğiyle düsünmeye kalkarsa işte sonu böy le olur. T tşin en ilginç tarafı; görevierini, «sorumluluk anlayışj ve ülkücüliik tutumuyla» yürutmeğe çalısan bu Devlet Memurlarına revâ görülen (hukuki muameleain); ilk bakısta, kanunun lâfzına ve ruhuna uygun ve tnünasip düşmemesidir. Zira, mevzuatımızda, «Bakanlık Emrine alınmaı nm koşullan birer birer gösterilmemekle beraber; Memurin Kanununun neşir tarihi olan <311 Mart / 1926) dan bugüne kadar; artık, bu konuda «içtihatlar yerleşmiş» ve tatbikat da, o yolda yapılagelmistir. Tarihî seyri V^ÇSG. ^y' ' m Kanunu kabul edildiği * c 5 c » z a m a n ; idareye ancak, muayyen memur. lan Bakanlık Emrine alma yetkisi tanmmıstı. Bunlar da. (Ecnebl memleketlerdeki Memnrlarla. Vali, Kaymakam ve Zabıta Amirlerinden) ibaretti. Bu memurlar, «Kat'î lüzum üzerine. tayüılerindeki usule göre; mensup «Iduklan Bakanlıklar emrine alınabilirdi. Memurin Kanununun (U.) maddesi, 1777 ve 2919 sayılı Kanunlarla degiştirllmiş; «her dereca ve smıftaki memur, lüzumu sâbit olduğu takdirde; tâyinindeki usule göre, Bakanlık veya Umum Müdürlük emrine alınabiür» denilmistir. Bu hükümler. yıllar yılı uygulanmı*; D. P. fctidan zamanmda kabul olunan (6435) sayılı Kanunla, (görülen lüzum) bir kenara atılmış; işden çıkarılan memura, «hiç bir idarî ve adlî kaza merciine baş vurma hakkı» bile tanınmamıstır. 27 Mayısı kovalayan yıllarda; bu kanunun, •Anayasaya aykın olduğu» iddiasıyla, (tekmilinin, tümünün) ortadan kaldırtlması; böylece, «Bakanlık Emrine Alma Müessesesinin» yeniden düzenlenmesi istenilmiş ise de; bu yolda başarıya ulaşılamamıştır. Netice, £435 Sayılı Kanunun, yalnız «memura, mahkemeye başvunna hakkı tanımayan» 3. maddesinüı. Anayasaya aykın görülerek iptali cihetine gidilmlstir. Zikri geçen kanunun, diğer maddelerinin ve hükümlerinin yürürlıikte kalması; çeşitli anlaşmazlıklara ve çelişmelere yol acmtş; bu konuda, hukuk sistem ve duzenhniz, karmakarışık ve Içinden çıkılmaz bir hâlde kalmıstır. akanlık Emrine alma; idarenin, memur hakkında kullanablleceği yetkinin ve uygulayabileceği ihtiyaü tedbjrlerin e a önemlilerindendlt. • '• 1 M e u n n İdarenin, bu «tek taraflı tasarrutu». memurun «• • *• •**• • ••• meslek hayatuıda çok büyük etkiler yapmakta; hattâ, görevine «son vermenin» bir başlangıcı ve jjjj önceliğini teşkil eylemektedir. İİİİ İdarenin, memur hakkında kullandığı bu yet •::: ki. «mutlak ve sınırsız» değildir: «takdirî» bir ni jjjj telik de taşımamaktadır. •• •• Bakanlık emrine alma tasarrufu, «takdirî» bir ••S muamele niteliğini taşımamaktadır. Zira, kanuüîî nun deyimi (lâfzı) bu jetkinin ancak. «lüzumu jjjj sabit olan hususlarda. kullanılabileceğini âmir;:İİ *••• dir. • ••• • ••a • ••• Kaldı ki. Danıştay Daireleri ve Genel Kurulu Kararlannda da; «idarî mahkeme kapısını kapayan mutlak bır takdır hakkının kabulüne ımkân bulunmadığı», açık \e seçik bir şekilde belirtilmiştir. • ••• • >«• • ••• Görülüyor ki. Bakanlık emrine alma kararında, «sebep ve saik» unsuru buyuk bir önem taşımaktadır. Danıştay İçtihatlaruıa gore; bu saik, memurun gorevi ile ilgisinin kesilmesinde; «kamu hizmetleri bakımından» bir zorunluk bulunduğu •••• •«•• nu isbatlayacak vasıf ve mahiyette olmalıdır. akanlık emrine aluımak suretiyle görevlerinden uzaklaştınlan öğretmenlerin durumunda; «kamu hizmetleri ybnünden», gerçekten bir zorunluk bulunup bulunmadığı hususunu araştırmak için; kendilerine isnat edilen suç demiyelim fiil ve hareketler üstünde durmamız gerekmektedir. Türkiye Öğretmenler Sendikası Bildirisine göre; görevden uzaklaştırılma olaylarının «sebep ve saiki» şunlardır: (T) Anayasa düzeninin savunulması ve tanıtılması; Atatürk Devrimine yürekten bağlılık; Batı uygarlığmm ve değerlerinin öğülmesi; (î) Düşüncede v e eylemde Halktan yana : : : : A ayın yazar Hılmı Ozgen'''n d Toplum Kalkınması konuîü " yazılarını zevkle okudum. Ynzann gönışüne tüm olarak katlmakla beraber, bazı noktaların sövlenmesi konunun açıklığa kavuşmasında yardımcı olacaktır kanısm B Yukarıda yazılı fiil ve hareketler; ya da, tutum ve davranışlar; kmanacak ve yerilecek değil, aksine. alkışlanacak, takdir edilecek birer nitelik taşımaktadır. Öte yandan, savunulan ve amaç edinilen hususlar; yalnız ve özellikle öğretmenlerin meslek ve görev alanlarına da girmemektedir. Yurdunu ve Vatanmı seven her Aydının, bu sorular üstüne eğilmesi; bem Hakkı, hem de vazifesidir. me. (S) Türkiyenin tam Bağımsızlığını amaç edin jjjj :::: :: Sonuç u arada. kanunî mevzuatımızın tekrar gözden geçirilirken: Bakanlık Emrine Alma Müessesesinin yeni baştan düzenlenmesi, kaçınılmaz bir zorunluktur. Çünkü, 1926 larda ceza tehdidi altında tutulan fiil ve hareketleri. ya da, tutum ve davranışları; bugün de, aynı nitelikte görmek; Turkiyemizdeki fikir akınılarını ve sosyal gelişmeleri hiçe sayraak, memleket sorunlarını da bilmeırfek demektir. B B neb > • • « « • • • • • • • • « * • « • • • •« •• « « • • • • • • * • • ••* • • • • • • » ••• •• • • • .« . ••* • * « • • • «• • • • • • •• •• •• •»• •• •• •••• >«• •• •• • *«• * •• • • • • • • • • a •• • •• • • • • « • • • • « •« • •• * • • !««i*:: •• • •* • • ••• • >•• • •• • •• •• •• •• ••« •• • ••••»•• ••«•••« ••«•« • •• « * • •«••• • •• •« •• «> •• • • •«• •. • • • • •• • • • • •• » • • » • •• • • • « « • « « • • •« • a « « « • • * • • • • • •««A • •••«I ,tıı vet, o ^linleriii duygusuyia davız. sonralann Uımaliyle «bevhude c vakit kavbedilmeverek» okun a Kavramın tanıtılması ve okutulsaydı 40 vıl sonra bugiın Toplum Kalkınması düşüncesi oız k . okuma vazma düzeyimız bhv de 1960 dan sonra metotlaştırMle mi olurdu'.. O günden bugiıne Biraz açmak istivoruz mak istenmıştir 'ilında bu rtü dönem donem, kimlerın ve asıl sr> p • Avnı konuda Dıyarbakır'dan şünce kdy konumuzla Turklye've rumlu yetkilılenn nasıl küsrukl r! Öğretmen Okulu öğretmenı Zagirmiştir. Azçok uygulama alanni, nasıl çaHşmadıklannı ve bev yazmakhude vakit kaybe'.tiklerinı duşunlan da bulmuştur Ancak 1960 d a i fer Gençaydın şunları tadır: dukçe acımızın derinlığinı daha sonra varatılmak ıstenen Toplum tyi anlıyoruz .. Kalkınması düşüncesi üzüler°k ayın Hılmı Özgen «Toplum sövleyelim Id çoklanmız tarafmEvet, «Nafile geri kaldık...» KlsKalkınması» başlıklı yazısınria dan yanlıs anlaşılmıstır. Avdınlaı kanavan yaramıza bir kez da me, calış ve oku mız ve köylulenmız Toplum KılKemal ÜSTIV ha dokunmuştu Yara azmış " e kınmasına tarramen ters açıdan serpmeve baslamıstır bile De«ıibakmışlardır Hâkir olan kanait miş o'an o serpintilerden birıni de 1 şudur Devlet he* şeyı yapacak biz biraz daha acmak ıstivoru?. kov!u kent'ı plım ilıktan soğuîa Sovlece" vurmadan rahat edecek Toplum kalkınmasında alt jaDi>i teskil eden köylüyü veteri Toplum Kallcınması Pi'ot bolep kadar toprak sahibi vapmadıkt.m sı olarak seçılen ılçe kövlerlnd'n sonra hiç bir tedbır veterinre Itıcı coğuna durum avdmlanlmamıstır guç olamıvaea. tır Çevresme topSon ekleme'erie sansı 37 ve viık'?rakla bağlı olmıyan koylu ulus! len Pılot ilçelerımizın bazılarınria T ekonomiye bir katkıda bulunmak S LYA ERENBt RG'un anılannı halk devlet gelsin köyüme kentişîivle dur«run, sosyopsikoloji voI izliyorum CÜMHURtYET't» me bir şeyler vapsın diye düşünnünden köy toplumunun gerek'ir• HasRn Âli Ediz'in çevırisı Gü mektedır Devlet ile e! ele veredıği yoğun değer yargılanna vs zel bir Türkçe ll<*inç batlayi'ı rek çalışma akıllaxından bile geçhoş anılar Takıldım kaldım ille d" meraektedir Bunun yarunda bu <5 davanısmaya bile sahip olamıyor "i ! Yani topraksız kişi kövde yasadıSı bir yerinde. «B r eezi dÜ7enleniv»r çok iyi anlayan ilçelerimiz r'e ha'de kövlü bile olamıyor A{h<:ı öeretmenler için. Yaşadıklan i<n bulunmaktadır: Hatay tlinin A! na bofiazı topluçuna çalışan krtvininden onlan çıkarmak. rörtrü ve tınözü t'cesf kövleri lü: kövüne çesme. okul yol kriv bilpiierini artırmak diisüncesivle EĞtTtME ÖNCELİK TANINodası hattâ cami bile yapmıyor. eirişilivor bu ise.» 1 MASI: Toplum Kalkınması prenDoğa koşullan elverdi* halde i Demek bu ögretmenın alınya^'sıplerinin köyekente. aydınaköv ğac dikmivor kendlsınin olmıynn sıdır dedım Her verde bövle B T lüve iylce yerleştirilmesi için e*ieve yüz numara vapmak ffereg'r.i biz deSilmışız Ancak büvük ya/a tıme öncelik tanınm^sınm yennde de duymuyor Gelecegi paranM >1P rın anıları. 1911'u evvelınden baç olacağı kanısmdayjz. Toplum Kalğiîdir Bir gün kolundan fnul ıp lar Bueün de durumıın aynı ol'ip kmması metodıı köy köy gezilerek, atılmıyacagını nereden bılsin 9 ~ie olmadığını, gezıp görenler sovlfılm gösterilerek. başan ile uyguleceŞine ilişkin güvensilzık duvgusin. Biz, öz yurdumuzu gezip e^rsu köylüler arası imece v b tor> lanan yerleri bizzat göstererpk düğümüz için hemen söylivebilinz lumsal davaruşma bağlarını cıl'zhalka maledilmelidir Bu isin halBir başka ülkenin, 1911 ötesındekın bizzat vardımı ile el ele ver lastırmaktadır Güvensiz'ık psikrki ortamı, bugün ülkemızde aD zu içerisinde bulunan kovlü. torv melert ve Işbirliğı vapmalan ı!e açık eörtilmektedir ögretmenm mümkün olabileceği açık seçik an Ium kalkınmasında eyleme gecsbarınagı. bir ayı ininden hiç c'e mez. Toplum kalkınması eylemınlatılmalıdır. farklı degildir Yolsuzdur. suozde ilk «heyecan çekirdeği» kövlıidur, uykusuzdur. Ezılmışlık vık'lyıi topraklandırmakla yeşerecektir Sonuç mışlık bulanık su gibi sızar Ü7er'i kanımca. den. «Gelen vurmns. giden »•urmu'î oplum Kalkınması bir ruh, Tmkı bir samar oğlanı tribi.» B'i bir aniayış ışıdır Masa ba* * * koca toplumun ,o': azı atılan SIÜPşında proıe vapmakJa coJerui oaynjde eğılmiş kı<;^el çıkazümleneceği uıancında degılız unrı ugîîtaa ekmejin yagını ya!am.s r>ir îsa'nın emrinı bir başkad 5ÎS8S*8!ft0?V gerçeklestırm. öfeki vuninü de ç virmis. Co5ımluk sadere vavan tıyaÇElr DUna gofe saptarimalıdır. mekle yetmmış. Ama eSılmemıs Çalışmalara boylece başlarursa okırılmış. Durum bu. Bu bir gerçekUMHURTYET'ın sayfalarl tır. ve sütunlan arasında küçuk lumlu sonuçlar alınır kanısmdayız. Köye hizmet her kuruluş eğitim işini de üzerine almalıdır. Dikkat edilecek en önemli nokt^ı: köylüye bos vaadde bulunmamak olmalıdır. Koy katkısı olmadan hiçbir ışin yapılamayacağı açm açık anlatılmalıdır Kâzım ABIK Adana Halk Eğitimi Başkanı maz. Çünkü oknmayan medeni olamaz. Bugün değilse yann okumak ibtiyacını duyacaksın. Beyhude vakit kaybetme, nafüe gerj kalma. Küsme, çalış ve oku.» Sonuç E S «Ayı ininde yaşavan cğretııten» T Kiisme C ve güzel bir «köşe» var AnKmı, değeri ve Lizmeti büvük bir kose: 40 Yıl Önce Cumhuriyet. Her sabah bu köşede 40 yıl Bncesi gunün anılarını bulur, lzlerız . Genç kuşaklar \ç , yakın tarihimizin, henüz sararmamış taze yaoraklarıdır b'.mlar Daha yaşlılır içın ise. içmde yaşadık'an tarihın taa kendisidir o günler... 40 yıl sonra. daha sonraıarı da Cumh'iriyet okuvucuları benzer duygu'an duvacaklardır elbctte Cumhurıvet bu yönden çıft ta><vımli gıbıdir. Bıri bugün, dığ.»rı 40 yıl önce bugü B'i çıft talcımı sosyal, ekonomik. politık ve egitim açısından taceleyebilenler •daha dogrusu kıyaslama vapalulenler o köşede neler neler bulmazlar ki!.. 30 Kasım 1967 eünlü Cumhur*yefin 30 Kasım 1928 günlü sutununda «Buçün Arap Harflerinin son günüdür» b îlığını o günleri yaşayan bir ınsan olarak tıeyecanla okudum O zaman ATATÜRK vardı aramızda.. 2 Aralık'ta Hâlâ değişmeven levhalar», «Öğretmen Hanımlar ve Sapka» başlıklı yazılar aktanlmıştı bu köşeve. Aralık'ta ise, AX». imzalı «Kü<sme. Çalış» başlıklı bir uyarma yazısı yer almıştı. Bu yazı sadece bır anı değil, günümüze ışı» tutuyor. Ama, ısığm dışında ka ranlıklarda yürüme çabasında olanlann ya da öyle bırakılanların sa yısı hâlâ azalmamış ki!.. Bu öz ve özet uyarma yazısının, 40 yıl öncesinın amacı ve anlamı gıbi, değısmeden «Tartışma» sü tununda yayınlanması gerekır k^ nısındayım: «Gazeteler yeni harflerle çıkmağa başlavalıdan beri, vani diirt çünden beri. bazı kimselere nir küskünlük çelmiş. «Okumuyonım, oHımam!.. Okumazsam kıyampt kopmaz ya!» diyorlarmış. «Gerçi okumazsan kıyamet kop. maz ama bn harf inkılâbı sen okurasın diye vapıldı Bugün okumazsan varın okumava lüzuro göreceksin, mecbur olacaksın. Hiçbir ş e t olramam divemezsîn. Çünkü bu medeniyet ve irfan asrıntta insanın insanhçı okuyup vazmakla kaim dir. Mpdpnî însan nkumarian dura AGI BİR KAYIP Trabzon eşrafjndan merhum Neşet ve merhume Fethiye Subası'nm evlâtiarı, Meliha Subaşı'nın eşi, Rifat Subaşı'nın ağabeyi, Hasan ve Yusuf Subaşı'nın babaları; Serra Subaşı'nın kaympeden, Talia ve Tahsin Furtun' damatları Talât; Kurtuluş ve Candeğer'in enişteleri Türkiye İş Bankası A.Ş. Yenicamj ŞUDCSİ Müdürü TEŞEKKUR Tedavi oldueum Yuksek İhtısas Hastahanesınde yakın aiâka ve ıhtımamlarmı esırgemıjen Savın Prof Dr. Bunca emelt verdigi. pözü g1bı sakmdığı, derdiyle dertlendiği, oaşarısıyla kıvanç duydugu o sevg'Ii ö*rencisini bile. eunün birinde ü?tüne kışkırtırlar. Sokakta vobaz. kulüpte aydm öfetmenin halıne güler. Kalabalık kentlerde bıriki sıvrı akıllı çıkarı uğruna koz olarak kullanır Bu kut^l toplumu :«tediklerı sekılde avırmava calısırlar Başarırlar da bunu Herkes kendı çıkarına bırer rotadır çız?r, yurür Beri vanda öğretmenı dovmüsler Tam üc aydır maasını ücretini alamamıslar dolu Mal M'lduru. bır gece e?lencesinden sonra ancak ödivebileceeinf açıkça sövliyebilmekte voksa daha da ödenmiyeeeSıni rahatça açıklavabılmekte, öğretmen de bu durum karşısında han^i ta^a başını vuracağını saşırmakta, savunucusu kesilenlT de buvuk kenrlerde büyük büvuk lâflar etmekten başka da birşev yapamamaktadırlar Yılanların öcii, frazcanın Dirliği, Onuncu Köy ve Amerikan Sargısı'ndaa sonra: KAPLUMBAĞALAR Fakir BAYKURT'un yeni romanı KAPLUMBAĞALAR: Bugünkü çatışmanın ardındaki buyuk gerçeği dile getiriyor. Yoksu! çoğunluğurnuz köylünündurumunu anlatıyor. Devletle halk arasındaki derin uçuruma parmak basıyor. Türk halkının özlediği düzeni söylüyor. F i a t ı : 10. L i r a REMZİ KİTABEVİ İSTANBUL Sonuç ojmanlardan kaloriferl) odalardan uzak. toprak damlarn altmda elleri soguktan vark, önünde ulu'îunun gelecegin) vüklenmeye hazırlanmış dupduru çocuklar, Uygarlık muslu5undan 5U ıcirecek onlara Kanasıva Kıracatclar bu muslugu Direnecek O Vuracaklar Hem de alnınm ortasından vuracaklar üpuzun düsecelc kara toprafa Elindek) uvgarnk bavraği düşmivecek Atatürk ç>> cuklarının o tertemız erintillerinde dalsalanacak Sonra do§rulacak düstü^ü verden Buğdav basaSı *irne&L bire on. bire virmi vereiek. Verecek. verecek ama vine de «ayı ini» nden rurtulamıvacak. ZAFER PAYKOÇ Doç. Dr. Özden Uzunalımoğlu, Dcç Dr Nıhat Sipahi. Dr Le zız Onaran, Dr. Atillâ Erhan Dr. Burhan Şahm, Rontgen mutehassısı Dr. Vecihe Danışoğlu, ayrıca bashemşire ve gastroentoroloji hemsıre ve hastabakıcılarına teşekkuru bir borc bılirım Cczacı Sedat Bavhan Herıs Kek: 3493/14797 I 4 İlânchık: 3907'14788 11 Aralık 1967 pazartesj gunü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Aralık 1967 talı günü (Bugün) öğle namazıru mütaakıp Şişli Camünden kaldınlarak Rumelihisarmdcki Aile Kabristanın» defnedilecektir AİLESİ VEFAT Merhum Canbolat Beyin ve £mrne Hanımın kızlari; merhum Suvan Tuğbayı Ahmet Refik iUankuş'un eşi; Melek Yenson, Fuat, Gazi vo Emin Alankuş'un aıır.elüi; £m. Orgeneral Muzaffer Alankuç, Nuretün, Kemal; Yahya: Muzeyyen; Cemal ve Ekrem Alankus ile Hilkat; Türkân; Ümr^^.: Nükhet; Ayten'in vengeleri; Prof Mutahhar Yenson; Turan Altan; Fahriye Süheylâ; Cevza; Melâhat Alankuşun kavmvaldeleri; Cemile ve Rahimet Alsnkus'un eltileri: Şahıks Bayssl'ın gorümcesi; Güven, Ahmet, Kâzım Ahmet: Taylan; Güler: İsmail; Yasemin; Tunç: Çiğdem; Altan ve Metin'in bab^r.releri YEFAT Kıyaıetli mesa! arkadaşımız Bankamızın Yenieami Şubesi Müdürü TEŞEKKUR Merhum Kaymakam Ömer Lutfu U«tel eşı, sevgılı annemız A. Kemal DivarbakıHı Ortaokul Türkçe <*^5retmeni Hekimban ŞEVKET SUBAŞI 11 Aralık 1967 pazartesi günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Aralık 1967 salı günü (Bugün) öğle aamazuu mütaakıp Şişli Camünden kaldınlarak Rume'jhisarındbki Aile Kabrıstaaına defnedilecektir Merhuma Tanndan rahmet, kederli aüesine ve mesaî arkadaşlarınn başsağhğı dileriz. TÜRKİYE İŞ BANKASI Umum Müdürlüğü Yeni Ajans: 9194/147SÎ DÜRRİYE ÜSTEL'in vefatı dolayısiyle acımıza iştirak eden kıyrnetli dost ve arkadaşlarımıza teşekkurlerimlzi arzederiz. Kızı ve damadı Cahide ve Cevad DERELİ NOT:, Tartışma bölümflne gönderllen vazılann mümkünst daktilo edilmesini 200 kelimevi aşmamasını ve vararlarn değil zarfın üzerine «Tarti$ma> •ümnzo vazılarak Yazı tsleriie oovfalanmaMnı rirs edertı MAKBULE ALANKUS U Aralık 1967 günü Hakkın rahmetine kavuşmuşrur. Cenazesi 12 Arahk 1967 salı günü (Bugün) oğle namazını mütaakıp Kidıköy Osmaaağa Camünden kaldırılarak Karacaahmet'teki isürahatgâhma tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. AİLESİ Radar Reklâm: 837/14796 , Cumhuriyet 14792 AGI TÜRKİYE İŞ BANKASININ ÇOK ACI BİR KAVBI Insanlık nümunesi, faziletli ve kıymetli büyüğumür Şubemız Müdürü BİR KAYIP ŞEVKET SUBAŞI 11 Aralık 1967 pazartesi günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Aralık 1967 salı günü (Bugün) öğle namazıru mütaakıp Şişli Camünden kaldınlarak Rumelihisarındaki Aile Kabristanma defnedilecektir Kederli ailesine başsağlığı, merhum Müdürümüze Tanrıdan magfiret dileriz. TÜRKİYE İŞ BANKASI A. Ş. Yfnirnmi Şubesi Mensupları "Xeni Ajans: 3197/14791 Ezine eşrafmdan merhum Şukrü bey ile merhume Hacı Behiye hanımın oğlu, merhum Buyuk Elçılerden Cevat ve merhum Temyız âzâsı Memduh Ezıne'nın kardeşlerı, merhume Ayşe Remziye Çambel'in eşi, Belkıs Cevat Ezıne'mn kayınbiraderi, Celâlettın. Orhan ve Nazmıye Ezıne'nin amcalan, Perihan Çambel, Halet Çambel, Naıl Çakırhan, Alı Bulent Çambel, Marion Çambel ve Leylâ Çambel'in sevgili babaları, Emel. Leylâ, Sara ve Metin'in büyükbabaları, Eski Berlın Ataşemıliteri. eski Bolu milletvekili ve Halk Fırkası îdare Heyetı Üyesi ve Türk Tarıh Kurumu eski Başkanı TEŞEKKUR Senelerdir çekmekte olduğunı ıztırataımı, yaptığı ba<!arıh ameUyatN dmdıren ve benı sıhhatime kavusturan Zeynep Râmi] Hastahanesi kadın hsstalıklan muteh?ssısı müşfık insan, ope rator Dr. sayın HALİL ONULTAN'a saminıi ve sıcak alâkalarından dolayı ve ayrıca yardımlarını. tlçüerinı esirgemlyen cerrahi kofiuçu doktor. henışırelerivle butun hastahane personeline en derin saygılarımla minnet ve şükranlarımı arzederim. HAFİZE ÖZKOL HASAN CEMİl ÇAMBEL vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü salı 12 aralık 1967 öğle namazından sonra Teşvıkiye Camünden kaldınlarak, Karaca Ahmettekı aile kabrınde toprağa verilecektir. (Cumhurivet 14794) ESKİŞEHİR ÇİMENTO FABRİKASI I. A. $.'den Hinterlentımız dahilindeki resmî daıre iktisadî devlet tejpkkulv ve Belediyelerin 1968 vılı çime>no taleplerini, aylam taksım edilmıs olarak, en geç 15 Ocak İ C tarihine kadar fabnOS kamıza bildırmeleri, Bu tarihten sonra yapılacak taleplerin nazan dikkate mıyacağı ilân olunur. alınCumhuriyet 14801 78014798
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle