29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 20 Ekim 1967 CFMHÜRİYET tumıouf Suriye hududuna fiden fll&hlar Karadeniz kumsaltndan ka raya çıkanlır. Erzurnm. Artvin uzerinden de bütiin Türkiyeyt se\k edilir. Polis teskllâtı hâlâ Abdülha mit devrindeki jrib! çalı;ıyor.> • Silâh kaçakcılıjfinı önlemek hlr ihtisas işidir. Bütiin polis teskilâtınm elbirlİRİ ettnesi gerekir.» • Halk \ e silâh kaçakçisı birbirini kat'iyyen ele vermez. Sır vereni derhal öldürürler. Bu yüzden herkes birbirinden korkar. Bir silâh kaçakçısınm yakalanması ancak ve ancak ihbar mektubuna dayanır. Gelen ihbar mektuplan da imzasızdır. • Polis ihharda bulunanı da ko rumak zorundadır.» • Kaçak siühlar köylerde depo lanır, mal sahlpleri şehlrdedİT.« Silâh kaçakçılan son derece liiks ve süratti otnmobiller knllanmaktadırlar. Bu yiızden polis. elin deki derme çatma vâMtalarla silâh kacakçısının pesine düşemra. Kacakçıların vardakrılan dahl lttkf otomobillidir. Silâh' kacakçılannm pesindeki nzel polis ekinleri son sistem ri hazlarla otomatik tabancalarla teç hiz edilmelidir. • Silâhlar cok zaman toprak al tında şİ7.1endi|inden polis mayuı arama cihazlan (Gciger) ile donatılmalıdır. Kaçakçılar organize haldedir ler.. « Toptancı kaçakçılar. yan top tancılar ve perakendeciler olarak gorev bolumü (!) yapmışlardır.. • Kaçakçılığın ana merkezi tstanbul'dadır.» «Kaçak tabanca ve mermilerden bu>uk bir kısmı deniı yola ile yurdn sokulmaktadır.» Kaçak tabanca ve mermiler sık sik yurd dışma gidip gelenler tara fından. bncelikle deniz işletmclerinde gorevli olanlar ve Almanyada çalışan isçiler tarafından yurda mkulmaktadır.' .Toptancı kaçakçılar malı kam yon veya motorlarla naklederler, Silâhlanmazsak kendimizi çıplak hissederiz emleketimizdeki sılâh kaçakçılannuı ve silâhlanmanın şekil ve esaslannı, gelecekte alacağı durumu tesbit için Ankaradan yola çıkarken kapı yoldaîlanm, ar kadaslarım: « Aman dikkatU «1. çok tehlikeli bir konudur bu... Postu deldlr meden gerl dönmeye bak!» diyorlardı. Bu ihtarlan belki de yerinde Idi... Silâh kaçakçılaruun peşina düşmek, onlann çalısmalannı izlemek, kaçak silâh imâl edenlerin (atölye)lerıne girmek, zanaatlerı (!) nin sırlarını öğrenip bir gazeteci olarak açıklamak hem de fo toğrafla tesbit. gerçekten, pek öyle kolay i§lerden olamazdı... Kısa bir süre 6nce 5 haziranda başlayan Arap lsrail savaşmı ixlemek üzere kendilerine veda ettiğun arkadaslarımı hiç de bu kadar telâşlı gönnemiştim. 1963 aralık syında, Kıbnj savasını izlemek üzere gıderken d* bana: • Aman posta deldirmeden dön meğe bak.» dıyen oimamışu. O halde bu telâş nedendi? Anadoluyu adım adun gezip kaçakçılarla konuştuktan, silâh imalâthanelerinj gördükten sonra daha iyi anladım ki arkadaşlarım haklıymış... YAZI ve F0T0GRAFIAR :l SAİT A. TERZIOGLU «Dabancam dolu saçma gaçma yururum gaçraa Yedi yerden yaram var Bir yara da sen açma... 7 den 70'e silâhlı.. Sonra, titrek dudaklarile dualar okudu. Sevdiklerim, Yemene giden bir savaşçı gibı, sanki bir daha geri donmiyecekmişçesine gözlerimin içıne bakıp kaldılar. rabzonda müyonlarca liralık otomatik silâhı bir gece yansı motorlarını yanaştırdıkları kum salda kamyona yukleyip Irak hududuna, Barzaniye, bir kısmını da M lar sllah konusunda çok hassastırlar. Hele Tonya'y» gMersen tedbirde kusur etme. Haydl yolan açık olsun» dedi. Ve, ijte ben, bu türlü etkiler altında boyle bir röportajı yapraak için yola çıkarken bir savaj yolcusundan da çok heyecanlı ugurlaodım. Anam, ardımdan bir kova «u dök tu yoluma . r dbğulu vatandaşlara sevkederken yakalanan silâh kaçakçılarıle kar•ılastım. Samsunda. Giresunda, Rizede, Ardeşende, Gümuşhanede. Torulda, Kürtin'de sılâh imâl edip Orta ve doğu Anadoluya sevkedenlerle sohbet ettım. Başkent Ankaranın göbeğinde, bir köy duğunünde binlerce liralık mermi yakan köylülerı izleyen jandarmaları seyrettım. Sılâh ustune amlar dınledım. Ve, böylece, Anadolu köylüsünun 74 den yetmişe sılâhlandığını, bu süâhlanmanm «modaya urarak. «otomatikleşme»ye doğru gıttığini dehşetle gordum.. Ankaraya dondüm... Ne postumda bir delık var, ne da kafamda bir kabza yarası... Kaçakçılan. sılâh imalâtçılarmı çok çana yakın buldum, sofralarında oturdum, dertlerini, ıstırablarını dinledim, yoksuUuklarını gördüm.. Hele, yılda birkaç kışinin öidürüldüğü Tonya ilçesinde Tonya'lılan tahmınierin aksine sempatik ve cana yakın buldum. îmâl ettikleri silâhlan, atölyelerrni gülerek gosterdiler: İşte! dedıler. biz ya^amak Için «avaşıyoruı ve. silâhlanıyoniT. Silâhlanmazsak kendimizi çıplak hissederiz..^ > i i. ,. yarı toptanrılara satarlar. Bunlar da gizlice perakenderüere aktarır lar. Perakendeciler de küçük valizler Içinde köy koy, pazar pazar dolaştırıp ihtiyaç sahiplerine (!) ra hatça satarlar... bunlar son derece rahat çalıjurlar, gizlenme>e luzum I \ J Bu da bir tufekçi dükkânı. Şehrin gbbeğirıde faaliyet gösteriyor hissetmezler. Bunların en yakın ha misi ihti\aç sahiplcridir. Olumlu tedbirler { almmah onra: evet. sonra da resmî mSkamlarla, hükumetın illerdeki temsilcilerıle, kanunu yurütmekle görevli olanlarla konuyu enine boyuna gorüştüm. Hemen hep si, acir ıfade ettıler.. Mevcut polis kadrosu ile sılâh kaçakçıhğının. imalâtmın, önlenemeyeceğıni. olumlu tedbirler alın ması gerektiğini şu sozlerle açıkladılar: •Köylerde, pazarlarda lilâhlar aleni satılır...» •Silâh satıcıları ve kaçakçılan Yarın S «Silâhlı silâhsızı ezer!» Hele bu araşürraam sırasında Trabzonun dağlık bolgesindeki (TONYA) ilçesine de uğrayacağımı öğrenen gazetemizin Ankara temsilcisi Keraal Aydar, biraz da Trabzonda doğmanın kendisine ver dıği tecrübeye dayanarak: • Aman dikkatli ol, Trabzonlu Deniz yola ile Karadeniz sahilierine çıkavılan kaçak silâhların çoğu otomatik tabancalardır. Resimde görülen Ubancalar Sürmene'de kamyonla doğuya nakledilirken yakalaamiştır. 2 3 % 6 8 9 } 23456 7 89 1 M Tiffany JIFFANY JONES OlL , U£c/V2AMf*\|K| •" 1 OUMAZ OLSUH ö y 06 25 Acılıs Droeram 06 30 Kur'anı Kerım ve Turkc» acıklaması 06 45 Saz eserlerl 06 55 Dıni sohbet 07 00 Kove haberler 07 05 Turkuler 07 30 Haberler ve hava durumu 07 45 Istanbulda b u r i n 07 50 Hafıf nıuzık 08 00 Bu sabah sızinle 08 2Q Orhan \vsar orkestran 08 40 Istanbulun sesi 09 00 Calısan eoeuHar ' ~" 09 10 Ruraba v e Ca Ca'lar 09 30 Sabah turkuleri 11.55 Necıo Divitcioilu orkestrası 12 15 N.Tnnaptan turkuler 12.30 I Nedımden sarkılar 12.45 Özdal Kaleden sarkılar 13 00 Haberler. R G. de bueün 13 20 Hafif müzik 13 30 Reklâm oroeramları 14.00 B. Dikencikten sarkılar 14.20 K. Gulesoelu orkestrası 14 35 Solistler aecidl 14 50 Sazlsrının unlulert 15 40 Sarkılar 15 55 Kısa haoerler 16 00 Okul radvosu 17.00 Cocuk bahcesl 17.15 Kısa haberler 16 00 Okul radvosu 17.00 Cocuk bahcesl 17.15 Kısa haberler 17 20 Kadınlar Fasıl Toolulufcı 17 50 Reklâm Droeramları 19 00 Haberler v e hav» durumu 19.45 Zeki Murenden sarkılar 20 00 Soor eazetesi 2015 Kücük orkestra 20 30 Lied saati 20 45 BaSlama T. turkuler 21.00 24 saatin olavları 21 05 Acık oturum 21.40 M Birtandan sırkılar 22 00 Reklâm oromamları 22 45 Haberler v e hav» durumu 21 00 Hafıf müzik 23 10 Her zaman lıtenen olaklar Î4 00 Kaoanıs İSTANBUL IL HADYOSU 16 55 Acılıs v e DroıraJH 17 00 Sızin icın 17 30 Kucuk konser 18 00 Ivi aksamlar 18 30 Senfonık muzik 10 00 Turkiveve hos eeldinlz 19 30 Akşam konseri 20 15 Genclerle beraber 21.00 Lledler ve ozanlar 21 15 Oda mOzifi 21 45 Hafif muzik 22 00 Gece konseri 23 00 C»z miizigi 23 30 Sevilen sesler 24.400 G e c e y a n s ı için 01.00 Program v e kapamı • Lflt = 1 • Bazı saatierin saat başlarında çtkardıkları seslerden, kotü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «Bir düzineden dört eksts sayıda âlet» anlamma iki soz. 2 «Etrafı su ile çevrîli toprak parçasının sahıli» mânasına ikl söz. 3 «Geçmiş zaman şeklıne gırmiş haie gelen» karşılığı ıki soz. 4 Tann (eski terım), «lezzetine bak!» anlamına bir emır. S üsanıp yaka silken, bir kftmur cınsı 6 123456789 Vukua gelerek, bir soru edatı. 7 Birini hatırla yıp anan (ilıi sozl. 8 «Sözun orta yerınde gösterllea ornek» mânası»almaranın n a İkl SÖZ. 9 «c*.ü Dayanıkll. SOLDAN SAGA: 1 Geçenlerde kaybettiğimiB tanınmış bir ressamımız ve müzecımiz (adı ve soyadı). 2 Cilvelı tavırlarla gezıp yürüyen ve cv turup kalkanlar (çoğul). 3 Kansına tamamıyle hükmeder tarzda hareket eden erkek (iki söz). 4 s «9trVsötıda eski saTaylatdaM kadınlar dairesı» anlamına iki söz. 5 Golge fDivan Edebiyatındal, pişman olmuş dururnda. 6 Kur'ân cümlesi, eskiden madenî paralar için kullamlan bez mahfazalardan idi. 7 Tersi «vucudünun gıdişen yerlerıni tırtıklar» mânasına bir çekimdir, çevrılince güneşin Vk. ağarttığı yer olur 8 Hanımlarm tırnak cilâlarını çıkarmak için kullandıkiarı madde, bir sıiat talusı. 9 BULMACANIN HALLEDİLMTŞ ŞEKLJ NASIL RALLEDİLECEK Tukarıdaki rekimlı balmacnda sadece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane soııuç vardır. Boş kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma. cıkartma. bblme işaretlenne dikkat ederck soldan sağa ve yukarıdun aşağıya bulmacada göslerilen sonuçlan bulunuz. Biıaz vaktinizi alır ama, boş vaktinızi hosca geçirmiş nlnrsunuz. ALEV ALEV 33 Goriinmeden geçip gitti. Birbirine sanlmış bir çiftm görunuşu kafasının içinde silinmez bir damga gibi kalmıştı. Dışarıdan bakana ne gülünç geliyordu sevışmenin hareketleri, sesleri! Sonra. daha 1 bir gece once o kız kendı kolları arasındaydı Aşk ha? Maddi bir birleşme, işte hepsi bu kadar' Içınden öfke değil, kendine karşı bir tiksınme kabardj. Herbirine, o vefasız Susan'a bile. bir avrılık hediyesi vererek, bütün peri kızlarını geri gönderdi. Ka dmlarla ilgisini kesmişti. Bundan bir daha ne hayalindeki sevgiyi arıyacaktı, ne de maddi istektea kurtulmayı. Ondan sonra başlayan yalnızlık gunlerinde küskün bir keşiş tavn takındı. Çoğu vakıt, tıraş olurken, aynanın karşısında kendi kendine, halini beğenir gibi. başını sallıyordu. Güzel bir tavırdı bu, iyi bir yaşayış tarzı. Işlerini yoluna koyar koymaz İngiltere'den bir daha ddnmemek üzere aynlacak, bir Yunan adasına gidip orada tek başına yaşıyacak, şiır yazacak, Doğu kültürünü inceliyecekti. Hanson'dan gelen bir mektup onu birden ayılttı: Bu gidiçle iş'erini bir türlü yoluna koyamıyacata benziyordu.. Newsteadi satarsa. o başka. Ertesı sabah aynada kendı kendıne çıkıştı: « Ya Newstead, ya bir Yunan adası!» Kendi kendinden bıkmıştı artık. Atına bindi, o gün öğleden sonra Nottingham'a gitti. Oradaki askerl kuvvetlerin sokaklarda geçit yaptığını görünce saşırdı. Bu kuvvetlerin başında Mary Chaworth'un kocası bulunuyordu. Aynca, Londra'dan da iki atlı alayı gonderilmişti. Byron bir dükkâncıyla konuştu. ondan öğrendi: Kasabadaki çorap dokuyucular, çorap makineleri ku rulmasma karşı ayaklanmışlar. çunkü bu yeni icat makineler yüzünden işçılern yedide altısı ekmek; parasından oluyordu. 1= istekleri geri çevrilince, umutsuzluğa kapılarak, makineleri bir bir kırmışlardı ama, hiç bir işe yaramamıştı. Ayaklanmaları büyük bir insafsızlıkla. zalimlikle bastırılmıştı. Şimdi bir söylenti vardı: Hükumet yeni bir kanun çıkanp, ilerıde bir tek çorap makinesini kıracak isçiyi bi le ölüm cezasına çarpacakmıs. George Byron. ürkmüs gibi: «ölüm cezasılt diye haykırdı. Aç kalmıs işçilerden birkaçuım derme çatma evltrini gezdıkten sonra. üzgün. kızgın. eve döndü. tki mektup bekliyordu. Bıri Dalias'tandı: Childe Barold'u yayımlayacak birini bulduğunu yaoyordu. Oteki de bababiranaayn ablası Augusta'dan. Avrupa gezisine çıkalıdan beri onu ne görmüştü, ne d9 mektuplaşmıştı: onun dünyada bu!undu£unu bile unutmuş gibıydi. Aug>jsta. Byron'un annesinin 61ümünden dolayı ona başsağlığı diliyor, daha Ueride de eylilik hayatının mutsuzluğa döndüfünü yazıyordu. Öyleyken, bunun arkasından da ona: «Umanm ki yakında sen de evlenir, barklanırsın> diyordu. «Yalnız, sen para İçin evienmelisin elbet.» Byron buna hemen karşılık yazdı. Diyordu ki: Hiç evlenmemeye sık sık yemin etmlsimdir ama, »vlenirsem para için evlenlrlm elbettc. Bu Ijla lçüı» «evri girmiyecek. Su blzim pek yflksek oygar toplumumuzda böyle bir düzen hiç de gorülraemlf bir jey detil. Bıraı durdu. lcindeki duygululukia çarpifiyor F. W. KENYON Çeviren: Vohdet GÜLTEKİN du. Bu acı savaşı kazandı, ya da kazandıgını sandı. Gerçekten, para beni evlenmeye siırükleyecek tek mıknatishr. tleride Lady Byron olacak kadın na güzel olmak zorunda, ne de zeki; sonra, nc kadar bıi yük olursa o kadar iyi, çunku mirasına daha çabuk koıımak ihtimalim artar. Bunları yazarken kıskıs gülüyordu. Augusta sahi sanır mıydı acaba? Bana uygnn gelecek kadar zcngin. bana varacak kadar aptal birini bulursanı sc\e se\e bırakacağun \arsın beni mutsuz kılsın... clindcıı gelirse. Mektubu ımzaladıktan sonıa, oturdu, çorap dokuyuculaıın zor durumu üzerınde uzun uzun duşundü. Vaktmi Newstead de boşu boşuna geçırdığı ıçın kendini suçlu görür gibi oldu. Mary Chavvorth'un dediği gibi. boyuna kendine acınıp durması doğru muydu ya? Ne de canı sıkıhyordu! Yenıden kaieminı aldı, bir iki satır yazdı: Gel bırakalım artık boyle homurdanmayı, Aramıyacağım da Doğu ellerde kıyı. Kafası işle>ene uygun gelir bu dunya. Kendimi bcn yeniden vercceğim hayhuya. Dunyanın hajhuyu mu? Bunu Londra'dan başka nerede bulabihrdi kı? Kendını Childe Harold'un jaymıanması ışlennı hazırlamaya verecektı. Ama, bundan daha onemlisı. ışçılenn dâvasını benimseyecektı. İşte, Lordlar Kamarası'na giriş söylevı ıçın güzel bir konu bulmuştu! Bası boş, verimsiz yaşamaklan. bu yaşayışın verdıği kendinden bıkmadaxı kurtarsa kurtarsa bir bu kurtarırdi. XI Samuel Rogers, misafırlerine ta+lı tatlı gülümseyerek: Ben nıye evlenmedım merak edersınu sanırım» diyordu •Gençlığimde anlamıştım ki evle nirsem haystım bozulur. Şu orta yaşlılığımda da gene o duşüncedcyim halimden de memnunum» George Byron acı acı bir iç çekti. Ben evlenince. yâni evlenecek olursam. hs yatım hiç degişmiyecek Newstead Şatosu'nun bir bolüğü bana aynlacak. bir bölüğu de Lady Byıon'a.» « Peki. sizin o unlu odalıklaruuz, Lord'um.» < Ahıtlarda bol bol yer var.» Rogers: «Guzel çok güzel» diye bir kahkahs attı. Byron'a gbre ev sahıbi bey pek eğlendirıci bir adamcagtzdı Çocuk alnı gibı pürüzsüz, genış bir alnı. dökülmeye başlamış. akçıl saçları, cin gibi ba kan mavi gözlerinin üzerınde de insanı şasırtacak kadar kapksra kaşları vardı Zengin bir bankerdi. sanata, sanstçılara kollarını açardı, kendisinin de btraz saırliğj vardı Byron un kıtaplarını basan John Murray bu aflamın pçk ünlü edebi oğle yeme ğı toplantılarına çağrılmanın buyuk bır şeref olduğunu belirtmişti. B. Rogers şimdi: «Childe Harold'un Kutsal Yolculufunu büyük bır ilgiyle okudum» diyordu. George Byron ona şaşkın şaşkm baktı. « Daha çıkmadı ki.« « .lohn Murray eksik olmssın, dizgi provalar dtn ban» bir kopys yol!»m'«« Misafirlerden biri olan Thomas Moore alaylı alaylı guldü: (Artusı nr) ANKARA 08 25 Acılıs. Dro«ram 06.30 Kur'anı Kerim Te TOrkca İ L N Devlet Orman İşSelmesi Karaman Müriürlüğenden: 1 İşletmemizin Bucakkışla ve Hadim bölgeleri ve şose kenaruıda 3 partl 119 822 M3 2 S., 18 partı 1417.361 M3. 3 S. normal, 18 partl 624 510 M3 3.S kısa çam, 2 parti 95 756 M3. 2.S., 6 parti 359 012 M3. 3 S , normal. 3 parti 94 748 M3 3 S. kısa köknar, 1 parti 22.240 M3 2.S . 5 PBrtt 396.510 M3. S S. normal, 1 partl 45 144 M3 3 S kısa sedir tomruk üe 6 parti 219.131 M3 çara, 1 partl 38 037 M3 koknar, 1 parti 53.231 M3. sedir yuvarlak sanayl odunu açık arttırmalı satısa çıkarümıştır. 2 Bucakkışla bölgesl Köprübaşı ve Köprtlcek deposuntfakı mallar 26/10/967 persembe eünü saat 14 de, Karaman Or. îsletme Müdürlüğü, Hadim bölgesi Hadim deposundaki rnallar 27/10/967 cuma eünü saat 14 de Hadim Or. Bölge Şelliğl binasmda satılacaktır. 3 Sanay) odunu partilerine girmek Istiyenlerin mahalll orman teşküâtından alınmış kapasite belgelerini, diger p&rtilere girmek istiyenlerin şartnamede yaztfı belgelert ibraa etmeleri. 4 Bu satışa ait şartname ve diğer evraklar Mersin Orman BaşmüdürlUğümüzde. Ankara, Adana, Silifta, Mersin, Mut, Ermenek, Anamur, Pozantı, Beyşehlr, Alanya Or. tşletme Müdürlük'.erinde, Konya, Hadim, Bucaklasla. Erejli, Çumra Or. Bolge Şeflüüerinde ve lşletmemizde mesal sutlerinda görülebilır. 5 Alıcılann belirli gUn re saatte V» 7.5 temlMtlMBU yatırarak Satıı Komisyonuna müraca&Uan Uftn ohmur. (Basın: 24631/12466) Ankraj Plâkası Alınacak T. G. Devlef Demiryolları İstanbul Alım ve Salım Komisyonu Reisliğinden: 1 70 tcn ankraj plâkası 31 Ekim 1967 salı günü saat 15, de Sirkeci'deki Komisyon binasında kapalı zarf usulü ile satın almacaktır. Tekliflerin en geç o gün saat 14,30 a kadar Komisyona verilmis veya gelmis olması sarttır. 2 Geçici teminat teklif edilen bedelin yüzde beşl olup şartnameler Komisyondan bedelsiı alınabilir. 3 TCDD. ihaleyi yapıp yapmamakta eyatasmeny a p makta ve tercih ettigl telib» yapmakta tamamen serbesttir. (Basın: 24605/12465) 06.45 07.00 07 30 07.45 08.00 08 05 08.10 08.40 09 00 09 20 09 35 09 40 10 00 11.00 11 15 11 30 12.00 12.15 12 30 13 00 13 20 13 30 14 00 14 15 14 35 14 35 15 00 16.00 16 15 16 35 16.55 17.00 17.30 17 50 19 00 19 45 20 00 20 15 20 35 20 55 21 00 21 OS D A VE T İstanbul Teknik Üniversilesi Reklörlüşünden: 19671968 öğretim yıknın bajlaması münasebetiyle 21 Ekim 1967 cumartesi günü saat 10JO da Üniversitemizin, Mtdeo Kimya Fakülteleri (Maçka) yeni anflaind* yapüacak açıüş tbrenine tstanbul'da bulunan mezunlarımızın ; e ref vermeleri rica olunur. (Basın: 23982/12462) 32.05 acıklaması Saz esetleri Köve haberler Haberler ve hava durumu Sabah müziii Ar.karada buıün Kucuk tlânlar Her telden Turkuler eecldl Pratik biİKİler Sabah konseri Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Melodiden melodlr» Cocuk bahced Konser saatl H3ulustan turkuler Kıbrıs saatl Beraber ve solo tarkılir Haberler. R.G. d* buıün Halıf muzlk Reklâm Drosrunlan Cocuk bahcetl Yasar Özelden urkılar Bucun icin lectlklerimla Kısa haberler Okul radvosu Bailama T. O. havılan M. YıldızdoSandan farkılar Cesitli muzlk Kısa haberler Yurttan sesler Köv odatt Reklâm DroBramlan Haberler ve hava duruma Y. Cınardan turkuler Yerll orkestralar G.Sövlerden (arkılar Radvo C. M. Orkertran Uvkudan Cnce 24 saatin olavlan Gece konseri B. T. tOrkular T» eyun l M3Î N.GÜverden farkılaf 52 45 Hıberler ve hıva durunm 25 00 Haftanın besteelıl 33 45 G»ce v ı r u u u doiru 24 00 Kananıs
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle