27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAHtFEDÖRT S Şubat 1966 CTJMHÜRÎTET «fUİTl R 0* n r f l tsm:!«t!;;t!«;:w«!agaa«gt;agB:;a««!a»«gîn««gaH««Rî:a:;:;ıgaaRag«agt; D D l l l l ::::::::::::::::::::^:::::::::::a::us::u::::::^::::::::::::::::::::::::::::::::^:::::::::::::::::::~; PERIDE CELÂL 81 ö y l e yorgunum, öyle çaresizim ki! Gelmiyecek, gelmez bu saatten sonra... Onların arasında benimle olduğundan da mutlu! Unutmuştur çoktan, kamaramın nerde olduğunu bile belki! Kıskançlık kurt gibi giriyordu içine. Sanatından başka hiç bir şeyi, kımseyi sevmeyen, bir insan o ! Oturuveriyordu yatağın kenarına, ağnyan başını eüerinin içine alıp yere doğru eğilip dahyordu Onunla sarmaş dolaştım, beni gördüler! Yann yüzüme bakacaklannı, bu yaşta bir kadın! diye, güleceklerini biliyorum! Çocuklannı yermişti adama. Lâf olsun diye hem de! öğünmek, kendimi haklı götermek için! Ona sarıldım, aslmda neyi istediğımi anladı. Kızgın, kudurmuş, hayvanca bir sarılıştı, pis bir şeydi. Bir daha hiç bir zaman! Yavaşça kalkıyordu ayağa, ağzının acüığını gidermek isterce»ine dişlerini fırçalamaya koyuluyordu. Saçlannı tarıyordu yeniden. Beklediğini saklamaya çalıçıyordu. Yüzum kâğıt gibi beyaz, çirkinim, berbat görünüşüm! Sonunda dayanamayıp yatağa attı kendini. Gene de kapıyı kilitlememişti. Kızmıştır, gelmez artık! Neden kaçtım? îki çılgm, edepsiz yüzünden!. Eleştjrmeciye, Mimar Cengiz küfrediyordu yavaştan. Gecemi berbat ettiler. Gecemizi! Gözleri tavana dikilmiş, yü zü gergin, vapurun sallantısına bırakıyordu kendini. Derin soluklar ahyordu. Cengızle Güler Işığın hayali gitmiyordu gözlerinin önünden. Karanlıkta birbirlerine anlmıs! Kalabahk, koşuşmalar, balonlar! Ama biz de. bizde öyle! Bir yanda kendimizi seyredercesine. «Ayıp. korkusundan kurtaramıyordu kendini. Annesinı görür gibi oluyordu karşısında, küpeleri, sürrrjeleri ile büyük sasonda kırıta kırıta yürüyerek.. Onun bal gibi tatlı, ince sesi «Ayıp Nur, bu bize yakışmaz Nur..» Biz başka insanlardan ayrı yaratıklar mıydık? O zamanki «biz» den nefret ediyordu Nuriye hanım. Yasamak, ayıp, sevmek ayıp, gülmek ayıp, kızmak ayıp.. Belki ölmek bile' Annesinin sızlanışını hatırhyordu, ölen kocasının arkasından: «Bunu nasıl yap tı, nasıl bıraktı bizi arkada, nasıl benden önce!. «Budala bir kadındı annesi. Güzel, renkli bır kuş! Kafesinde rahat! Korkularımızın, utançlarımızın tutsağı olmak neden? Onu evdıgime göre sevışmem neden suç olsun! Arka üstü yatıyordu daracık, katı yatakta. Saçlan yasdıklarüan aşağı savrulmuş, geceliği diz lerinden kaymış, koliarı upuzun yanlarında kımıldamadan, ve bek liyordu. Rüzgârın uğultusu hafiflemışe benziyordu bir zamandanberi. Ge mı ölü dalgaların üzerinde daha beter sallanıyordu şimdi. Zaman zaman bulantı boğazını tıkar gibi oluyordu Nuriye hanımın Eşyaları, ışıkları, karşısındaki resimde can kurtaran yeleğini giyen tombalak adamı, herşeyi, san, is li bir buğunun arkasından görüyordu. Resimdekı, adamın kaygusuz, abdai gülüşü sinirıne dokunuyordu. Yanındakı çekmede uyku Hapları vardı. Reçeteyı yazarken «alıştırmayın kendinizı» demişti doktor. Üşenıyordu kalkmaya yataktan. Öyle yorgunum ki, öyle yorgun! Onun artık gelmeye ceğıni biliyordu Kapıdan girdiğini görsem? Gözlerinı kapatıp, elile işaret edecekti. «Git, rica ederim gıt!» Ağzmı açacak gücü yoktu anlama^ı gerekirdi durumu onun da.. Belki de hastalanıyorum. belki de eski kırizlerim baş» lıyor!. Beni kızdırmaktan ürktüğü için gelmıyecektır. «Her zaman yanında olacağım» demiştı. «Rahat edeceğız» demışti. Uyumak için duşünmemek gerektiğini biliyordu Nuriye hanım. Gözlerini örtüyordu usulca. Sallantıya bırak kendini, uyu, uyu artık!. Yüreği çimdıkleniyordu. Sabah uykusuz luğumu görecek, sabah çirkin ve yorgun olacağım onun karşısında! Daha sıkı yumuyordu gözlerini. Bu bulantı! Sallantıdan mı? Deniz tutmaz beni! Çok içtik, şarap, şampanya! Deliler gibi! Gülüyor du kesik kesik. Gürültüleri dinliyordu dışarda. Koşuşmalar vardı koridorda. Biri gülüyordu kalın kahn kapının arkasında.. O değil, o gelmez artık! tstemem gelse bile! Kımıldamadan, kamarayı seyre dalıyordu y a n uykulu. Giyecek dolabının, yuvarlak lombazın perdeleri, vapur yanladıkça açılıp kabarıyor, sonra yeniden yapışıyorlardı yerlenne içeri içeri.. Her sallanışta asılı bardaktakı dış fırçası tırık tırık diye hafiften bardağm camında ötüyordu. Kımıldamıyacağım, düşünmiyeceğim, yarın sabaha kadar sabırlı olacağım! Işte böyle gözlerimi örterek, uykuya yakın, kıl üzerinde! Birdenbire kınhveriyordu kıl. sıçrayarak gözlenni açıyordu Nuriye hanım. Başım ağrıyor, iyi değılim! Kalkmak. o uyku ilâcından almak? Başka çaresı olmadığını biliyordu. Ali deniz tutmasına karşı da pembe haplar vermişti. Ali, benim Aliciğim! Oğlunu kötülemeye kalktığı için kızıyordu yazara. Tanırmış gibi! Ona yanlış anlattım çocuğu, suç bende. Sevgilisinin parası ile yaşamayı kabullenecek insan mı benim oğlum! Paraya değer verir mi hiç! Ayağına gelen bir şeyden vararlanmamak budalalık aslında! Utanıyordu düşüncesinden. Yazarın böyle bir şeyı hiçbir zaman kabullenemiyeceğmi biliyordu. Eğer o istemiş olsaydı! îçini çekiyordu derin derin. Onlan yetiştirmesini bilemedim, anlamasını da. sevmesini de! Kızıyordu bir yandan da. Bencil umursamaz insanlar, babalarına benziyor bu ikisi! Mimar Cengiz kayıyordu hayallerin arasına. Pos bıyıkları, pıposu, tombalak yüzüyle.. Eleştirmeci gülüyordu karanlıkların içinde. Hepsi aslında birer parazit bunların! O parlak gözler. o genç, aydın yüzler!. Kafasında karısmaya bashyordu sözler, davranışlar.. Yüreği yumruk gibi sıkışıyordu göğsünde. Bütün bu çocuklar, bizim çocuklarımız! Gözleri y a n örtülü. kaşlan çatkın, karşı gelmeye çabahyordu yargılanna bir yandan da. Öyle değil, hepsı değil! Bir azınlık, küçük, küçücük bir azınlık! Anlamıyorum, hiç anlamıyorum bütün bu insanları! Arkada kaldığını, bir şeylerı tutamadan kaçırdığını sezer gibi oluyordu. Gene de direniyordu: Bu böyle olmaz, bu işler böyle yürümez! Böy le değildi, bu değildik biz! Kendine bakmaya çabalıyordu kendinden uzaklaşıp. Gecenin içinden koşarak birileri geliyordu üzerine doğru.. Ellerinde balonlarla. Zavallı genç, umutsuz yüzler, kızgın, korkulu gözler! Hiç tanımadığı bir ses bağırıyordu kulağına: Uygarlık, özgürlük, toplum millet, memleket! diye. Renkli balonlar uçup uçup patlıyor; balonlarla beraber sözler de havada dağılıp sönüyordu. Bütün bunlar, bu sözler bu balonlar boşluğu dol durmak için mi? Hiçliğe koştuğumuzu unutmak için miî Kendi sesine fBzlerini açıyordu. Balonlarla oynayan o sarhoş çocuk değil miydi cSıfır, sıfır, sıfır!» diye bağıran? Belki de Mimar Cengiz! Peki bütün bu yazışmalar, çekişmeler, kavgalar, saldınlar?. Yorgun esniyordu arka arkaya Nuriye hanım. Ah biraz uyuyabilsem! diyordu. Düşünmiyecekti artık hiçbirini! Bunu söylerken düşünmeye koyuluyordu. Kırtayın sözleri, şiirleri şarkı gibi akıyordu içinden. Onun gözlerini görüyordu. «Erken gelmişim. vakitsiz başlamısım işe Nur!» Sonsuz bir acımayla içi çöker gibi oluyordu Nuriye hanımın Onu seviyorum, onu hiçbir zaman sevmekten geri durmadım! Karamsar olduğunu kabulleniyordu adamın. Her şeyin havaya gittiğini, bütün umutların yerle bir olduğunu anlatmak meram: bana! îçinin karanlıgında kaybolmak istercesine yumuyordu gözlerini sıkı sıkı. Cocukları bırakmıyordu peşini. Kızı. oğlu. hepsi. hepsi! Donmus, ilgisiz bakışlannı. sevgisiz, sert vüzlerini eörüvordu onların. Peşlerinden koşmak, sıfır sıfır sıfır! diye, bağırmak? «Madem insanız!» divordu. Cengiz karsısına dikilip, «Mademki yaşıyoruz! Yaşayanlara saygı, insanlara saygı, bu saygı uğruna, sevgi uğruna kavga edeceğiz efendim!» Yumuşak, iyilik akan gözleri. pos bıyıkların altında gülen genç ağzı, disleri parlıyarak!. lnanıyorum, inanmaya başlıyorum! Korkuyla titriyordu bir yandan. «Elbette inanacaksınız'. divordu. Mimar «Başka çaresi var mı?» diyordu. «Sizin gibi bır kadın!» Beni pohpohluyor, beni yoldan çıkarmak istediği belli! diye, oradan oraya dönüyordu sıkınttyla Nuriye hanım.. Ölmeyecekmişcesine yaşayarak, el verecekSin kendinden olana, insana, düşküne, yoksula, pis, çirkin giyimler gibi bencilliğinden. tutkulanndan. verimsizliğinden sovunarak' Etinin derinin, insanlığının içinde ısınıp mutlanarak! Gülüyordu Nuriye hanım acı acı gözleri kapalı. (Arkası var) Yazon: Dondi ••••••••••••< •••••••••••• •••«••••••••••••a ••••••••••»•••••a Elif hanım H^T» konu ve resim: Ayhan Başoğlu SONDÖGÜS ISTANBUL «25 Açılıj 6.30 Gunaydın 7.50 Köye haberler 7.05 Saz eserleri 7.25 Sabah melo. 7.45 Haberler 8.00 Istanbulda bugun 8.05 Türkuler 8.20 K. ilânlar 8.25 Bu sabah sizinle 840 Istanbulun sesi 9.00 Keman soloları 9.15 Türkuler 9.30 Kadın ve cv 9.40 Operetelrden 10 05 Arkası yan n 10.25 K. haberler 11 00 Şarkılar 11.20 Trafik 11.25 Oyun havaları 11.40 Çalışırken muz. 12.00 Şarkılar 12.20 K. orkestra 12.35 K. ilânlar 12.40 Şarkılar 13.00 Haberler 13 20 Caz müz. 13 40 Saz eserleri 14.00 Eğitim radyosu 14.50 Hafif muz. 15.00 Kapanış. 16.55 Açıhş 17.00 K. Güleşoğhj ork. 17.15 Karma fasıl topluluğu 8.25 Açıhs 6 30 Gunaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müz. 7.25 Türküler 7.45 Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 Hafif müz. 8.25 Her telden 9.00 Sabah kon. 9.15 Sorunlanmız 9.35 Çesitli müz. 10 00 Arkası yan n 10.20 K. haberler 10.25 Sarkılar 10.45 Eğitim radyosu 11.45 Konser saati 12.15 Kıbrıs saati 12.25 K. ilânlar 12.30 Şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Plâklar 13.30 Reklâmlar 14.00 Dans müz. 17 40 Çocuklar için 17.55 K. ilânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. ilânlar 19.45 Turkülerle Anadolu 20 05 Oda muz. 20.35 Şarkılar 21.00 K. haberler 21.05 Radyo tiyatrosu 22.00 Reklâmlar 22.43 Haberler 23.00 Rad. Oda ork. 23.2S Ptöklar 24.00 Kapanış. İSTANBUL İL RADYOSU 17.57 Açıhş 18.00 İyi akşamlar 18.30 Şan sololan 19.00 Çeşltli melo. 19.30 Akşam kon. 20.00 Hafif müz. 20.15 Sevilen plâklar 21.00 K. Batı müz. din. lstekleri 22.00 Eski sesler, eski melo. 22.35 Eski çağların müz. 23.00 Caz albumleri 24.00 Çeşitli müz. 00 30 Gecenin seslenişi 1.00 Kapanış. ANKARA Nıhavent faslı 17.53 K. ilânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. ilânlar 19.45 Uykudan önce 19.50 Şarkılar 20.05 Almanyadan melo. 20 25 K. ilânl» 20 30 Bu yurdun gerçekleri 21.00 K. haberler 21.05 Türk muziği ozel programı 22.00 T3.M.M. saati 22.30 K. konser 22.45 Haberler 23 00 Gece kon. 23.45 Gece yarısına doğru 24.00 Kapanış. ANKARA İL RADYOSU 17.57 Açıhş 18.00 Plâklar 18 30 Orkestra kon. 1930 Günün 14 20 Şarkılar 14.40 Türküler melo. 20 00 Akşam kon. 21.00 14.55 K. haberler 15.00 Eğitim rad Sevdikleriniz ve seveeekleriniz yosu 16.00 K. ilânlar 16.05 22.00 Gece kon. 22.20 Caz şarkıcıMelodlden melo. 16.35 Şarkılar ları 23.00 Dünyanm dört bucağın18.55 K. haberler 17.00 Caz müz. da 23.30 Gece yarısına doğru 17.20 Trafik 17.25 İncesazdan 24.00 Gece ve müz. 1.00 Kapanış. 52 Bana söylemişti zaten, «Ben obnasam kocam izin isteyemez» diye. İSTANBUL EMNİYET SANDIĞINDAN ÖLMÜŞ OLAN BORÇLULARIN VÂRtSLERtNE İLÂN YOLTJ İLE TEBLtG Hesap N o : Şubesi : Kadıköy j elektriği birkaç defa yakjp sönFakat Miasma yine sanki bir dürmekle lâzım gelen işareti vedüğüne dâvetli imiş gibi gayet recek ve yalının bn eski sakinleri, hapisanenin yolunu boylışık giyinmiş, vizon boyun atkısı yacaklardı. tçeri odada kopan taknuş, ayaklanna da el çantası güriiltüye, kavgaya kulak astnaile aynı deriden krokodü ayakkamıştı bile. Ne de olsa bu iki ihbılaruu giymişti. tiyar için yalıyı böyle kendi haNuri Bey: line terketmek biraz zor geli «Kayıkçıya para vermek lâ yordu. nm. Kayığa binmeden parasını Nibayet motörlü sandal, kıyıistiyecektir. Onun için veriniz pa ya doğru geliyor, birinci defarayı!» diyerek istediği parayı al sında yanaşamayıp, bir tornistan nuş, takaya binince de bütün nav hareketiyle tekrar yalının merlnnun derhal ödemnesi lâzım mer merdivenlerine yanaşmak igeldiğini hatırlatıyordu. Aksi tak çin manevra yapıyordu. Meğer idirde yalıya dönmek zorunda ka çeriki odadan geldiğini duyduğn lacaklannı da ihtardan geri dur sesler, zavallı kanaryaların gemamıştı. Nuri Bey şu sözleri de ceyarısı uykularından uyandırıemredercesine Miasnıa'ya, hiç bir larak daha küçük bir kafese anlaşmazlığa mahal kalmıyacak doldurulmaları neticesi imiş» sarahatle söylüyordu. Bunu gören Nuri Bey tekrar ba «Ben size yapabileceğim yar ğırdı: «Kuş, muş yok! Valizlerdımı yaptım Madam Miasma; den başka bir şey alınmıyacak!» sjmdl siz de bana bütün olayın Şimdi artık motörcü kürekleneden ibaret olduğuna açıkça iti re dayanarak sandalını yanaştırraf ediniz!..» mak üzere sahile ip atmış, faMiasma Hacıya, Hacı da Mias kat Nuri Bey, ipi karanlıkta yama'ya bakarak ikisi de sükutu kalıyamamıştı. Biran Nuri Bey tercib ediyorlardı. Nuri Bey de eğer bütün plânlarının altüst olpekâlâ takdir ediyordu kı; acu masını istemiyorsa, mutlak snze, yahut Hacı yalan söyleseler rette ışığa ihtiyaç olduğunu hisde, Nuri Beyin bunun dofru o setmiş v e bir kaç elektrik düğiap olmadığını tahkik edecek, e mesine basarak, bütün teblike • linde hiç bir vasıta yoktu. leri göze almıstı. Çünkü zifirî Bir taraftan da kayığa bine karanlıkta bu iki ihtiyarı motörcekleri saat yaklaşıyor, Boğazi lii sandala bindirmek imkânını çinin çalkalanan akıntısına ken bulamıyacaktı. Şimdi Miasmadilerini terkedecekleri anlar şel nın yatak odasından ışık, sulara mek üzere bulunuyordu. Şayet kadar aksediyor; hattâ takaya son dakikada korkarak bu işten kadar uzanıyordu. Nuri Bey nivazgeçerlerse Nuri Bey de on hayet knşhanenin de elektriğini ları talihlerine terkederek orta açarak denizi apaydmhk hale lıktan sıvışacaktı. getirmişti. Hacı bu arada ne bulNuri Bey pencereden bakarak duysa kayığa atıyor, beraberin takanın yalıya yaklaşmakta ol de götüreceklerinden çok fazla duğunu gördfi. Artık bu iste süp eşyayı, raotörlü sandala yükle • he edilecek taraf kalmamıştı. miş bulunuyordu. Fakat ihtiyarlar gitmekten sarArtık sandal, tam merdivenfınazar edierlerse, Nuri Bey de lere yanasmış, Nnrl Bey de Mi 59 ma'nın sesı duyulraus, olanea takatiyle Nuri Beyden kendini kurtarması için yalvanyordu. Hacıdan ise hiç ses çıkmıyordu. «Aslanım Nuri Bey ne olursun, beni kurtar! ö l m e k istemiyorum.'» Nuri Bey evvelâ, Miasma'yı kurtarmak ister gibi bir düşünÇeviren: B. KÜRTARAN ceye saplanmıs, fakat onnn biç asma'yı belinden yakalıyarak kimseye karşı rahmet ve şefknt sandala atmıştı. Hacı hâlâ mer hisleri duymadığını h v a b a kadivenlere mıhlanmış gibi dnrn tarak bir Snda vazgeçmişti. Sonyordu. Onu da Nuri Bey, hızla i ra zavallı ihtiyar Hacıyı düşünterek sandahn içine palas p»n dü. Onun ne günahı vardı. Bir emir kulundan bsşka bir şey dıras atıvermişti. Nuri Bey sandalcıya istedigi değildi. Onun için denize atlıomnzlarındaki nin iki misli parayı vererek der yarak Hacının hal takaya doğru hareket etme kayışlara Bikı sıkıya yapışarak sini emretti. Bu, o kadar anî bir gürledi: «thtiyar, arkaüstü yat v e hareket oldu ki, sandalcı motöj rü bile harekete getiremeden, hiçbir hareket yapma!» küreklere yapıştı ve var kuv Nuri Bey Hacıyı sahile doğru : sürüklemek için büyük gayret vetle takaya doğru çekmeğe başladı. Fakat bütün gayretlere sarfediyor, fakat Boğaziçinin arağmen, sandal, suyun içinde kıntıları bir türlü fırsat vermlhiç yol alamadan olduğu yerde, yordn. Sular âdeta aç kurt giakıntımn içinde girdaba tutul • bi boğacak insan arıyordu s a n mus gibi dönüyordu. Nuri Bey ki. Nuri B t y son bir gayretle, bütün vücudünü gererek nhtımsandalcıya: «Esyaları denize at, sanda daki halkalardan birini bir an h hafiflet!» diye bağırdı ve için elleriyle yakalamafa m n «yoksa batacaksınıı!» diye h»y vaffak oldu. Artık ihtiyarlar dan birini olsun knrtardığım sakırdı. Bütün tehlikelere rafmen, Mi nıyordu. Kulaklannda hâlâ geasma elinde tuttnğu kuş kafe ne aynı ses, bu sefer daha bosuk, fakat daha yavaş çınlıyorsini, bir türlü atmıyor, deniıin dibini boylasa bile kuşları ile du: «Yaşamak istlyornm, ne olur birlikte boğulmak istiyordn adeta! Bir an geldi ki, sandalın beni de kurtann!» Sesin, boğulbatması, artık muhakkak bir ih mak üzere olan bir insandan geltimal halini almış, Nuri Bey de diği artık tamamiyle belli oluceketini v e ayakkabılarını çıka yor; ciğerlerinin tamamiyle su rarak, nihayet pantalonnnu da d olduğu açık olarak anlasılıyorüzerinden sıyırarak denize atıl du. Onn denizden çıkarsa bile mak üzere hazırlanmıstı. Bütün yaşayacağından tamamiyle fiml . Çerkes damarı harekete gelmiş, di kesmisti. Nnri Bey Hacıyı in ; merhamet hisleri ayaklanmıştı. san fistü bir gayretle kenara Bir saniyeden daha az bir zaman çekmeğe muvaffak olmuş, tekrar içinde ortalığı derln bir süküt geri kaymasın diye de rıhtımın kaplamıs, sonra ilk suynn yü • bir kaç metre gerisine kadar «üzüne çıkan sandaleı olmuştu. rükliyerek kusabildiği kadar kusması için yüzü koyun yere yaTolculan tamamiyle unutarak akıntı ile birlikte kulaç atmağa tırmıştı. Miasma'ya gelince; onbaşlamıstı. Sandal da biraz son dan artık ses, sada çıkmıyor, orra çözünün önünde suların de tahkta suların sipırtısından baş •< rinliğine dalmış, bundan sonra ka bir ses duynlmuyordu. Hain ;\ Boğaziçi, bir insanı daha derinNuri Bey suynn yüzünde iki baştan başka bir sey kalmadığı Iıklenne sürükleyip almış g 8 nı farketmlştl Bu arada Miastürmüştü. (Arkası var) Borçlunun adı ve soyadı : Borç miktan LiraKrs. 91.60 145.70 163.07 131.95 194 07 596.16 6957 144.12 154.46 214.54 213.46 622.43 14557 Diyarbakır Valiliğinden Kiraya verilecek Madrmp S. No. Suyunun adı 1 Merkez Mecnun • Muallak 2 » Sütpınar, Karapınar, 85.000.00 Yalangoz, Teva. 5.500.00 600.00 3 » Koçik 45.00 4 Hazro Bayılî, Barku» 240.000.00 13.250.00 135.000.00 5 Çermilr. • Malönü 8.000.00 153.000.00 6 Çınar • Başmadrap ye Cobln 8.900.00 53.000.00 7 ı Keysani 3.900.00 52.000.00 3.850.00 8 » Kilvan 'eli 149.400.00 9 » Büyüksu Ye Hatuni F 8.750.00 1 Mülkiyeti Özel Idareye ait yukanda islmlert, muhammen bedelleri, G. teminat miktarlan gOsterilmi? olan Madrap Sulan 1966 yılı ldra bedeli 2490 sayılı kanunun 31. d maddesine tevfikan bapaü zart usulüyle arttamay» konulmuştur. 2 Yalnız (3) sıra numarasmdakl Koçlk Madrap suyunun ihalesi açık arttınna usulüyle arttjrmaya konulmustur. 3 thale 17 Şubat 1966 perşembe günü saat 11 de özel tdare Müdürlüğii Dairesinde Daiml Encümen Komlsyonu tarafından yapılacaktır. 4 Bu ihaleye ait şartname her gün mesal saatleri riahmn. de Daiml Encümen Kaleminde görülebilir. (Bedelslz olarak). 5 îhaleye iştirak edecekler şartnameyi tamamen okumuş ve mUnderecatını aynen kabul etmiş sayüırlar. 6 Taliplerin kanunî şeldl ve şartlara uygun olarak hazırlıyacaklan tekllf zarflannı saat 10 a kadar Daiml Encümen Komisyonuna vermeleri sarttır. 7 Postada vâki gecikmeler nazan itibara almmaz. Keyfiyet ilân olunur. (Basın D. 64 8247/1129) Senelik G. reminat Muhammen Miktan Kira bedeli lira krs. 32.000.00 2.400.00 5593 20647 21142 21670 21702 15421 63500 79337 82315 83617 86630 88169 88909 1 Me rkez 1 1 1 1 1 Emine Ferruh Erten Hikmet Onur Naime Nerime Ertürk Abdullah Adnan Ergene Safiye Barım Mehmet Fuat tnal Halit Refet Esinel Zehra Firdevs Aydıniç Hasna Kula Hatice Şıramun Ayşe Sıdıka Kuylulu Avangelia Laskidi Çevket Zühtü Üstündağ Yukanda adlan v e soyadlan yazıh v e borçlannı vâdelerinde ödemeyen borçlular hakkında 3202 sayılı Kanun gereğince takibe geçilerek gösterdikleri ikametgâhlanna ihbamame tebliği için gidilmiş ise de, adı geçenlerin vefat etmiş olduklan istihbar edilmiştir. MezkÛT kanunun 45 inci maddesi, veiat halinde tebligatın borçlu vârislerine ilânen yapılmasını âmirdir. Bu sebeple yukanda adlan geçen borçlu vârislerinin işbu ilân tarihinden itibaren bir ay içinde Sandığımıza müracaatla murislerinin borçlarını ödemeleri icap eder. Yukanda hesap numaralan da yazıh bu borçlann Sdenmemesi halinde 3202 sayılı Kanunun âmir hükümlerine tevfikan işbu rehinlerin paraya çevrileceği bilinmek v e ihbamame tebliği yerine kaim olmak üzere adlan v e soyadlan yazıh borçlulann vârislerine keyiiyet il&n olunm. (Basın: Samsun Koleji Müdürlüğiinden Clrui Miktan 40.000 Adet 4.500 Kg. 4.000 Kg. Tahmin edilen Oeçioi tutan Lira teminat Krş. 28.000 38İ50 26.000 2100.00 286875 1950.00 Ekmek Koyun eti Sığır eti Türkiye Emlâk Kredi Bankasınca Satışa çıkarılan Garajlar TOrkiye Emlâk Kredi Bankası A. O. n a ait tstanbulda, Beşiktaş, Dikilitaş, YJdız. Balmumcu caddesinde 1095 ada, 141142 parseller üzerinde kâin 79/80 bloklar altındaki 2 adet 83 M2. lik, bir adet 166 M2 lik garaj satışa çıkanlmıştır. Taliplerin satış şekil ve şartlannı öğrenmek üzere Eminönü subesine müracaatlan ilân olunur. (Basm 8316/1130) Yukanda yazıh üç kalem yiyecek maddesi kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Ihale 242966 Perşembe günü saat 10 da Kolej binasında yapılacaktır. Şartnamesi, tş saatlerinde okulda görülebilir. fsteklilerin Ticaret Odası belgelerini teminat, vezne makbuzlannı kapalı zarflarına ekliyerek aynı gün saat 9 a kadar makbuz mukabilir.de okul idaresine vsrmiş olması şarttır. Posta gecikmesi kabul edilmez (Basın 8231/1131)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle