28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKJ t Ocak 1966 CUMHURÎYET Dicle kıyısındo HASiM'i onorken ir haftadır Bağdattaynn. Bulunduğmn BaJdat Otell Dicle kenarmda. Fıratm iki» kardeşi Dicle! Nehri, odamın pencereskıden, garlp btr heyecanla seyrediyornm. îşte bu topraklar uygarlığm besiği sayılan Mecopotamya! Eskilerin tâbtrl ile ElCezire! Buralan ne saltanatlar görmüş, ne kudretll devletler, n« lhtişamlı sanatlaıl Nabukadnezar, Assurbanipal, Nemrod, Semiramis, Hamurabi isimlerl rihnimde birbirini kovalıyor. Babil Kulesi, asılı bahçelet, kırallardan daha kuvvetli rahip müneccimler, mâbetlerde gizll öldü riicü sırlar... Biitün bunlan gürraüş. geçirmij olduğu lçin ntl Dicle beni böyle büyiilüyor? Güniin muhtelif saatlerinde pencereye koşup dakikalarca nehri seyrediyorum. Sabah hali başka türlü tesirli, akşam hali başka türlü çekici... Gece hali sonsuz bir hüzün, garip bir korku ile dolduruyor insanın ruhonu. Ertesi sabah Dicleyi seyrederken düşünüyorura ki Haşim Dicleyi yalnız gece haliyle değil, biitün hususiyetleriyle canlandırmış : «Bir hüznü müzehhep gibi durgun yine Dicle •Bir göl ki semasında ne ahenk, ne saye...» tşte yine karşıki binalann direkleri suya aksetmis. Duvarlar, ağaçlar, her şey çitt... Acaba Haşimin şürlerinde tasvir ettiği biitün göller şu karşımdaki göle benzeyen nehir mi idi? Şair .eşkâli hayatı» ilk defa burada mı seyretmisti? «Seyreyledim eskâli hayatı «Ben havzj hayalin sularında «Bir aksi mülevvendir, onunçin, «Arzın bana eşçan nebatı» •••••••••••••••••••a iili • ••• «••• Kandiller yandı mı? NADI m • ••• Adile AYDA Zahraet vermekten çekindigiml, fakst çok memnnn olacağımı sBylüyoram. Bn Alusîler oidden çok efendi, çok medent lasanlar. Verilen söx derhal ve harfl harfine yerine getiriliyor. Hakikaten Hazım Alnsl, ertesi günfl 6ğle yemeğinden biras sonra, smcan ile birlikte otelfmdedir. «Büyük amcam Dr. îbrahim Akil.. dlye tanıtıyor. Dr. tbrahim Âkif altmış beş yaşlannda, güzel ve sevimli yüzlü, son dereee kibar ve zarif bir lat. •••• pftaa • ••• •••a «••a •••• • ••• AKILLI IHTIYACI Ancak o zaman işe yarar Her halde şaka ediyorlar Yemek ve eğlenmek şartları Bitmiyen senfoni Gayet normaldir Cemal sen misin ? leketlerl de böyledlr. Otel, lokante, bar, kabare, meyhane gibi müesseselerin, kendüerince tesbit edilmış, bir takım prensipleri, bir takım disiplın kaideleri vardır. Kimi kravatsız müşteri almaz, kiml (hava. ne kadar sıcak olursa olsun, ceketsiz gelene yemek vermez. Kımi geceleri illâ smoking giyümesıni şart koşar, kımi, salon bomboş da olsa, evvelden masa ayırtmamışsanız sızi kabul etmez. Ne kadar meşhur, ne kadar zengin, ne kadar güzel olursanız olun, bu kaidelere boyun eğmelt zonmda kalırsınız. galiba. Hattâ, yalnız geçmek değil, gölgede büe bıraktık. 3Ç» î p î^S B Gayet normaldir? ^* azetelerde okuyunca ağzım bir " karış açık kaldı: Adalet Partili Dir milletvekıli, partisinia Meclis grupu toplantasında, hükümetin dış politıkasını tenkid ederken, Bırleşmış Milleüerin Kıbrıs için bilinen kararına dokunmuş «Arap delegasyonlarımn üçer bin dolara satın alınabüeceğini, ya da, bunların kucaklanna kadınlar verilerek oylarının pekâlâ elde edilebileceğini» sbylemiş, ve «Böyle dış politıka yürütülmez, bükümet de idare edilmez» demiş, çıkmış İşin içinden. Hani, koskoca bir lktidar partisinin grup toplantısı olmasa, insan kendisini sevimli Muammer Karacada, yahut, Süruri kardeşlerin «Istanbul Tiyatrosu» nda zannedecek. Bu mületvekilinin sözlerinin en Şecere A hmet Haşimle kendisinin ve genç Hazımın * * akrabalı|ım sormam fizerine, kâğıt kalem alarak şecere tesbitine girişiyomz. Büyük din âlimi Mahmnt ŞehabeUin'in bes oğln varrmş: Hâmit, Abdallah, Nnman, Abdülbakl ve Şakir. Ahmet Haşim, Abdnllahın; Ibrahim Akif de Abdülbaki'nin torunu imiş. Gene Hazım da Şakir'in torununnn oğln. tbrahim Âklf Beye »ornyorum : Ahmet Haşlml tanıdınız mı? Kenöisine »it bir şeyler hatırlıyor musnnnz? «Ahmet Haşimi gayet iyi hatırhyorum. O, Galatasaraya devam ederken, biz de tstanbulda, Sultanahmet civarında oturuyorduk. Esasen Alusilerden dörtbeş aile hep Sultanahmette oturuyorduk. Haşimle bize komşu idi. Haşimin babası Arif Hikmet mülkiye kaymakamlanndandı. îstanbula geldiklerinde Haşim onbir yaşlannda idi. Benden hayli büyüktü. Babamla Arii Hikmet Bey nedense pek samimi değillerdi. Fakat aile toplantılarında bazen bir araya geürdik. Haşim haftada bir evine gelirdi. Çünkü Mektebi Sultani'de leyli olarak okuyordu. Ahmet Haşimin bir de kızkardeşi vardı: Fatma .. O, sonradan, îstanbulda evlendi. Oğlu Adnan Uysal bir arahk Ziraat Bankası 'Umum Müdürü idi. Şirodi zannedersem îzmirde ticaretle meşgul...» Haşimin blr de erkek kardeşl vardı s»nnedersem .. «Evet, Muvaffak. Fakat o en küçüklerl. Esasen baska anadan. Bu çöyle oldu zannedersem: Arif Hikmet Bey, kansı vefat ettikten sonra, tstanbula göç etti. Fakat bir müddet sonra kendisini Ravendus Kaymakamlığına tâyin ettirdi. Haşimi Galatasaraya bırakıp Fatmayı beraberinde götürdü tşte, Ravendusta ikinci hanımmı aldı. ki o da Muvaffak'ın annesidir.» tbrahim Âkif Beyin sözünü kesiyornm : Bunlar edebiyat tarihçilerimizee hiç bilinmiyen hnsuslar.. Size ne kadar teşekkttr etsem azdır, O devam ediyor : «Müsterek akrabadan bir Şakir Efendi daha vardı: Haşimin de, benim de amcamızın oğlu. O da Yıldız Kütüphanesinin Müdürü idi. Bir aralık da Meclisi Maarifı Kebir âzalarındandı...» •••• •••S •••• lii Akıılt ıhtiyacı ümizde, ne bir de radyo işl E medigimiz,mı?yapacağımızı bilevar. Tarafsıı Taraflı mı? der •••• •••• ••«• Alusî ailesi A hmet Haşimin doğdugu bu şehirde, onnn * • altmıs beş yıl evvel seyrettiği manzar» karşısında şaire biraz daha yakınlaşmak, onnn hakkında yeni bügiler edinmek ihtiyacmı doyuyo ••«• •••« •••• •••• •••* •••tı •••a •••* •••* •••a • »•a • ••• mı • ••• • ••a • ••• aaa mnm ::: ::: ıı« *•• • •• aaa. • ••ı • *•< • •a ııı aaa aaaı • •• ••• rum. Otelde bos oldağnm bir sabab, iş edinip telefon rehberine bakıyorum. Yirmiye yakın Alnsl var. Biriki de Dr. Alnsî. Telefoncu kıt diyor ki : «Bunlar çok büyük bir ailedir, bir Turk ailesi ..» Dr. Alusî'lerden birine telefon ediyornz. Doktor yerinde yok. Cevap veren de hiçbir şey bilmiyor.. tkinci Dr. Alusî bizzat çıkıyor. Derdimi ve maksadımı anlatıyornm. Büyük bir anlayıs göstererek, elinden gelen yardımı vapacağını vadediyor ve müteveffa Haşim Alusî'nin oğlu ile beni görustürmeğe çahsacağını söylüyor. Tarım saat geçmeden kendisini Hazım Alusî olarak tanıtan ve Ha'şim Alnsî'nin oğlu olduğunn söyliyen biri bana telefon edivor. Bir saat sonra da otele, ziyaretime geliyor. Ziyaretçim bembeyas yüzlü, kumral, genc. yakısıkh bir adam. İlk siıalim Alusî soyadına dairdir. Hemen lzah ediyor: «Moğol istilâsı devrınde herkes bir tarafa kaçmış, bir yere sığınmış. Bizim aile de Alus Adasına gidip yerleşmiştir. Bu, Irak'ın şimalinde bugünkü Suriye hududuna yakın bir adadır. Sonradan ailemiz Bağdada dönmüs amma, adı Alusl kalmıştır. Ailemizdeki en meşhur sahsiyet büyük «^nJbabamın büyük ,bab&sı Mahmut Şehabettin Aljıgittikten sonra odamın peneeresin. VıJ,sidir. lŞ.VHVCU.Şflpn .ba«4£d« yaşamıştır. Süyük din alîmidir. Otuz kadar eseri yardır. Bilhassa den ylne Dicleyi «eyte dahyomm. BnTafla Kıır'an tefsiri çok meşhurdur.» pek Snl olarak karanhk ç6kfiyor. Sankl birisi bir dügmeyi çevirtnis veya lâmbsyı sSndfirmUş. I elefoncu kızın «Alusiler bİT Türk süesidir» «Bir lâmba hüznüyle dediğinl anlatıyornm. «Bizl 5yle bilirler» • Kısıldı altın ufuklarda akşamm güneşi...» diyor. «Degil misiniz?» diyecekken ne snaHmin, Düsünfiyornm ki Hasim tarafından Türk ?11ne de alacaŞım cevabın bilkrnü olamıyacagını dürine getirilen ve sadece sembolizm tekniğinln tegünüyornm. Hazım Bey biraz sustuktan sonra : zahürleri zannedilen birçok yenilikler şairin ço«Yalnız şunu söyliyebilirim ki, ailemizdeki gelecnklnk hâtıralarının sanat süzgecinden geçmif izneSe göre, her erkek tahsil için tstanbula göndelerinden başka bir şey değil. rilir ve her erkek bir Türk kizı ile evlenir. Ben Meselâ şu karşımda seyrettiğim yangını ande Ankarada Orta Dogu Teknik Üniversitesinde dıran gnrab. Haşimin şiirlerindeki bütttn gurubokudum. Ailemizin eeddi Mahmud Şehabettin Alusî'nin iki çok meshur eseri de tstanbnl» Gi lann prototipi... tstanbulda güneş tedrici bir se•îis ve tstanrjxıldan DSnfl? adh iki seyahatna kilde batar. Gnrnb ısıkları nzar, kısalır, şişer, daralır, petnbe, tnmncu, mor, kırk yılda bir kızıl mesidir.» renge bürünür. Bağdatta gurnb her aksam, her Hazım beye soruyomm : Türk şairi Ahmet Haşim veya annesi, babası hakkında ailenizde an akşam kızıldır. tstanbnlnn gnrnbn oynak, boş bir latılan hikâyeler, nakledilen hâtıralar yok mndur? tablo teşkll eder. Bafdadm gurabn trajik bir rü «Varsa da ben bilmiyorum. Bakın akraba zelliğe gahip, ciddî esrarengis bir tabiat bâdiselarımdan îbTahim Âkit Alust »ize çok faydalı ma ,ridir : «Bu bir lisanı hafidir ki, ruha dolmakta, lumat verebilir. îsterseniz yann onu alayım size «Kml havaları seyret ki. akşam oîmakta.» aaaı aaau • M* aaaa aaaa :::: aaaa •••• :::: S aaaa aaaa •aaa Saaa •ııı aaa aaa •••• ken, ba sefer de Saym Başbakanın basın toplantısı münasebetiyle çıktı karşımıza. Süleyman Demirel'in ba toplantısını hükümet radyolann blr «resmî bildiri» şeklinde yayınlaması^ nı istemiş. öyle de yapüdv. tkl öğün saatlerce kafaroız şişti. Şimdl o «resm! bildrri» için yazünuş emrl geri almak istiyorlar. Adnan öztrak da, bizce haklı olarak, vermiyor. TJl.T. nin son meselesi bn. Bir defa ne demek resmî bildiri, yahut, hükümet büdirisi. Hükümet bildirisi, basınla toplandıktan sonra değil, Bakanlar, bir muayyen mesele için, kendl aralannda toplandıktan sonra yaymlanır. Sonra neden luzum görüldU bnna? Bir memlekette Başbakan basm toplantısı yapar da radyolar bunu vermez olnr mu? Kimse karışmamış olsaydı, hiç şüphesiz, Sayın Süleyman Demirel'in cevaplannı radyolar en iyi şekilde (aynca başurımızı ağrıtmadan) vereceklerdi. Delinin knynya attığı taş gibi. İkide bir, biri çıkıp bir halt ediyor, ondan sonra, aksi gibi, işin içinden çıkacak bir akülı da bulunamıyor. *** Demek ki B.B. nin gittiği lokantalar da pantalonlu kadını (şUpbesiz eteklikll erkeği de) içeri almamayı prensip edinmişler. Bizde böyle şeyler pek olmadığı İçin şaşıyoruz. Hâdisenin gazetelerimizin bas sahifelennde yer alması, ihtimal, bundan olsa gerek. *** Bitmeyen sentoni hatırlar mısınız? tstanbulun hoş E ski Beyaut meydanını en havuyerlerinden biriydi. FıskıyeU zu, yeşUUgi, ağaçları, bunlann arasından kıvrıla tavnla dolanan tramvaylan, meşhur Einin Efendi lokantası, genellikle genç sanatkârların nğrağı olan KüUük kahvesi... Şimdl bunlann hiç biri kalmadı. On sene mi, on beş sene mi, ne kadar oldu, şehrin bn guzelim kö tuhaf tarafı «bu işlerin böyle yUrutülemiyeceği» noktası. Neden yürütülmesln? Tenkid böyle olunca, politika da elbette böyle olur. Ve, yürüyebüdigl kadar, mükemmelen yUrütülür. Ne var bunda şaşacak? *** Cemal, senmisin aaa aaa aaa aaa Çocukluk anılan jî Ancak o zaman ise yarar halinde, O smaniyede, bloklar verilecek halka ucuza kiraya apartımanlann yapımı tamamlanıruş. Bunlara glrip oturmanın bir takım çattlan var. İlk sartı da aylık. gelirl 200 liradan aşağt blr aile olmak. Hımrnmmm... Aylık geliri 200 11ranın altında bir aile, ve ucuz mesken. Ne kadar ucuza verilecek bu A ::: T •••i aaaı aaai • aaı • •aı KAROEŞ KOYCULUK HODASI #<4 meskenler? *0 Uraya mı, 30 liraya mı? Orası belll değil ama, kaça olursa olsun ayda 200 lira gelirli bil , aile. 30 lira değil, 30 kuruş bile W ( ra veremez, vermemelidir. Üstelik bu binalar «gecekondularm yayılmasmı önlemek» gayesiyle yapılrruşmış. Maşallah gayeye! Ayol, gecekondu işi zaten bu «ayda iki yüz lira gelir» den dolayı çıkü ortaya. Oldu olacak, şurilan barl bütün bütün bedava dağıtm da, hiç değilse, kabadayılık gizde kalsuı. şesine blr el attık. O zamandanberi, hasmım neresinden enseliyeceğinl kestlremiyen yağb güreş penüvam gibi, Beyaştl» n|T*jtp durayoruz. Kaç mflyonlar gitti? Terll y»bancı, kaç mütehassu kaç tane proje yaptı? Btınlann sayısmı bile şaşırdık. Ams meydan yine perişan blr halde. Ve biz hatt yeni şekiller, yenl projeler peşindeyiı. Bunca sene, bunca milyon, bunca emek. Ondan sonra sü, hadi baştan. Insan ne diyecegini şaşınyor. Hani Amerikaya «garabetler diyarı» denir ya... Her sahada geri kalmamak için olacak, biz bu «garabetler» yanşında Amerikayı geçtik nerşembe gecesi. (Yübaşından bir gece evvel.) Saat sabaha doğru bir buçuk. Adam telefonu açar: Cemal, sen misin? Uykulu bir ses mınldanır gibi: Benim. Yine ne var? Hiç. Yenl seneni tebrik ederim. Sersem berif. O bn akşam değü, yann akşam. Beriki, sâkin: Ha öyle mi? öyleyse yann aksam yine anCnmartesi gecesi (Yılbaçından bir gece sonra) saat yine bir buçuk. Yine telefon: Cemal sen misin? Aym, uykudan uyanmış ıes: Benim. Ne var? Hiç. Yeni seneni tebrik edecefrtim ya, ediyorum işte. Ulan, ne terbiyesiz herifsin. O bn gece değil, dün geceydl. Ha, öyle mi? öyleyse gelecek sene yine aranm. Ve karşıdan gelen küfürleri duymamak için rap diye telefonu kapatır. Nerde efendim, o eski Ramazanlar, o eski bayramlar kalmadı arlü. Mer şeyin beti bereketi kaça Havatar bUe bir tuhaf. Ne kıs taşlıgmı biliyor, ne de yaz yazlığını... Atom denemeleri havayı bo«nycr, Yaınız havayı mı bozuyor! Eskiden küçük küçüklüğünfl bilirdi, buyük büyüklüğünü! Dünya gittikçe bozuluyor. Bu arada biz de buxdolabının dışında nnutulmuş uskumru dolması gibi bozuluyornz. Bu bozukluğa en güzel kanıt dönkü genel görüşme!.. Mecliste Kıbrıs dâvası konuşulurken iftar zamanı gelmiş çatmış. Adalet Partilı Jhsan Ataöv: İftanımzı açmamız lâzım... demls. Gene Adalet Partili Celâl Nuri: Fızik ve iman ihtiyaçlarımıza karşı gelinmemesl gerekir... demiş. Ama Bülent Ecevit'in yaptığma bakın siz: Otobüs büetçisi, devlet memuru iftarını açmadan görevine devam ederken bizim tftar için ara vermemiz lâik devlet anlayışma V^kışmaz... diye konusmasın mı? Dognısu Bülent Ecevifin böyle konuşmasını kendisine yakıştır&madık, politikacı olarak iftar zamanı psikolojisini besap etmeliydi. Bildiğiniz gibi insan niyetli ise, akşam» doğru sinirleri gerilir; ramaTan topundan önce top gibi patlamaya hazırlanır. Eskiden evlerde çoink çocuk iftar Tamanına doğru büyüklerin ayağına dolaşmamaya özpllikle dikkat ederledi. Zira, kandillerin yanmasına yarım saat kaldı mı sabirsızlık son haddine varır. Sigarasız kalnıış sigara tiryakisinin sioirlerindeki titrpşim elle tutulur, gözle görülür. Aziz Nesin'in güzel b«r yaiismda okuduğumuza göre «Eli kulağmda» deyimi o zamandan katan'j.. tftar açmaya hazırlanan DÜyükler çocuklara seslenir: Bakın bakalım kandiller yandı mı? Çocuklar bakarlar. müczzin şerefeye çıkmış, elini kulağma atıp vaziyct almış, ezanı okuyacak. Eli kulağmda! Beş dakika sonra gabırsızlık dana da artar. Zeytinyağına yatırürms siyah zeytinler iftar sofrasmda parhyor. Muska böreği, «ye beni» der gibi adamın gözüne bakıyor. Yağlı beyaz peynir... Mis gibi sıcak C'de. . Oğlum bak bakalım'. EU kulağmda baba! Şimdi o güzel gfinler gecti tabii... Ne bet kaldı ne bereket. Ama ne de olsa geçmiş zaman olur ki hayali cihan eder. Parlâmentoda iftar sofrası kurulmaz, fakat oruçlu mîllctvekillerinin hayalhanesmde kurut'ir. Akşam vaktine doğru şöyle bir sofra .. Alâ sn böreği, kaşat peyniri, yeşil zejtin, zeytinyağlı yaprafe sarması.. Ne çare ki kürsüdeki hatip konuşmaya devam ettikçe eder, lâf uzadıkça uzar: Kıbrıstaki soydaşlarırnızın canlan bizim için mukaddestiı arkadaşlar... Niyetli mflletvekilinin içinden içinden bir ses: Oğlum bak kandiller yandı mı? Kürsiideki: Biz Kıbns dâvasında sorrana kadar azimliyiz...Niyetlinin içinden bir ses: Evlâdım kandiller yanmadı mı daha? Kürsüdeki: 15 bin kişilik Yunan ordusunu tanitift topla donatarak..; Niyetlinin içinden bir ses: l o p atüdı mı acaba? Kürsüdeki: Yunanlılar Enosis istetnekte... Niyetlinin içinden bir ses: Eli kulağmda her halde .. Kürsüdeki: Alçak papazın haddini bildirmek lçin derhal çıkarma yaparak Niyetlinin içinden bir ses: Zamanı geçti galiba, saat kaç oldu? Kürsüdeki: Biz kanımızın son damlasına kadar... Kıbrıs için... NryetUnin içinden bir ses: öf yahu, biraz daha dayanmalı... Tam o sırada Meclis Başkanı oturumun ar* venneden devamı için önergeyi oya koymak isterse ne olur! Zaten niyeti başına vurmns olan cfkeliler elbette çileden çıkacaklar: Olmaz! Fizik ve iman ihtiyaçlarunm gidermemiz lazım... « Ama Kıbns .. Hadi be! Kıbns mı önemli iftar mı? Mirim! Şöyle siyah gözlü bir kadının güzel gözleri gibi kara kara sana bakıyor teytlnler .. özel teşebbüsle dikilmiş apartunan gibi kat kat baklava... Ve efendim iman, ve efendim mokaddesat... ve efendim Kıbns .. ve efendim iftar <.„..• !««••: tjA:?* Ve efendim elbrtte iftar önemli.. ,?, ,^A )»,», ' s;Kıbnstaki mücahitterimb cephe boynnca elde tüfek bekliyorlar. Onlar da bir top sesi bekliyor, bizim milletvekilleri de .. Ama onlann bekledikleri top sesi «;aliba ramazan topnnnn sesi degil Emeldi komiserlerden Bekir Başoğlunun eşi, Mitbat, Vedat ve Ayhan Bagoğlu'nun anneleri, Sabahat Başoğlu'nun kayınvalidesi AGIBİR KAYIP S\\İVE BAŞOGLU plâkları ile kolayca ve kısa zamanda 7/1/1966 cuma günü saat 15 de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün öğle namazını mütaakıp Beşiktaş Sinan Paşa Camiinden kaldırılarak Ortaköy Aile Kabristanına defnolunacaktır. Merhuma Haktan rahmet, kederli aileslne ve arkadaşunız (Malkoçoğlu) ressamı Ayhan Başoğlu'na baş sağlığı dileriz. Cumhuriyet 317 • •• Mehmet Adem SOLAK on yıllarda «kardeş köy» seçmek ve bn kSyün ekonomik, sosyal ve kültürel comnlariyle 11gilenmek modası; üzerinde dikkatle durolabilecek bir yönde gelişmektedir. Hemen bütün bölgelerde, birçok oknllar, dernekler, devlet daireleri, bazı kurumlar ve özellikle orda mensupları birer kardeş köy seçmiş durumdadır. Aydınların köye yönelmesi açısından yapılacak blr anlamlandırma, kardef k9y •eçme modasını ele almaya esas olabilir. Gerçekten kardeş k5y »eçme lşinl blr moda olmaktan öteye götürmek için bnnn, köye yönelmenin y» d» egilmenin bir çeşidi olarak ele alınalıyız. Kanımıze», karde? köycülük çabalarınd» olnmlu sonuçlar alabilmenin ilk koşnln; köy »eçimnide içtenlikle hareket edebilmefetir. Bn, köy çahşmalarında birinci adımdır. Kentlere kasabalara en yakın köyleri seçivermek yerine; belkl en uzak köyleri »eçmek dnnımundayı». Sözgelimi bir sağlık örgütfi ve mensuplan kardeş köy seçmekte ise; çevrenin sıtma merkezi y» da kızamık merkezi olan, doktordan bilimden çok mutkts bulnnan köyft ıcçmelidir. Gene bn leçime bağk olarak karda kışt» kıyamette, gerekirse katır gırtında köye gltmenba bilincl İle çabalar» girişilmelidir. onuca yönelmenin ikinci koşnln, köylü ile olumln ilişkiler knrabilmektir. Seçilen kardeş Uöy turistik gezilerle değil, gerçekleri araştırıcı bir tntnmla ele ahnmalıdır. Bnnun için köylüyle kaynaşmak, onun dert ortagı olm»k gerekir. Bnrada bir de, kardeş köy seçen knrnlnşların iyl birer sosyal araştırmacı yetiştirmeleri «ornnlulu ğn vardır. Çünkü, köylünün ekonomik, sosyal vo eğitsel sonınlarını çözmede, onnn yardımcısı olacağımıza dair bir inanç, bir güven geliştirmek dnrumnndayız. öyle ilişkiler kurmalıyıa ki; o, biıe güvenerek dertlerini açsın, bizi gerçek dost kabul etsin; biz de böylelikle işbirüği yapabilecek ortam bnlmnş olalım. Köylünün içüıe girebildiŞimiz an, kardeş köycülüğü yararh bir yönde geliş' tirmenin olanağını yaratmışıa demektir. Bn dnnunda basarı için fiçüncü bir koşnl kariimıza çıkmaktadır. Bn da, köylünün gornnlarını •aptamak ve ihtiyaçlara cevap veren çalışmalar organize edebilmektir. Köylünün sornnlanm saptamaksızın ve onnn yaşayışını tammadan hiçbir talısma organtze edilemez. Sornnlan »aptamak için birkaç araştırma, ama bilımsel ve geçerli ara» »rma gerekir, Her kardeş köycülük yapan kurn S S lnş, bn »raştırmayı yapamıyacağın» göre, bn dnrnmda ne yapmak gerekir? Esasen kardeş köycülük •kımı; bflyuk bir sav taşımamaktadır. Güclü bir k5y kalkındırma yöntemi oldugn da Iddıa edilemeı. elirtmek istediğimiz öııemlı bir husus da şudnr: Kardeş köycülükte can alıcı nokta, köyde birtakım faaliyetleri gerçekleştirmek olduğuna değinmiştik. öyle faaliyetler organize edilmelidir ki; sonnnda köylüler somnt bir örnek görsünler; ekonomik ve kültürel yararlar bnlabilsin ler. Zaten köylüler de köye yönelen «ydınlardsn eylem beklemektedir, iş beklemektedir. Parlak sözlere, knmsıkı söylevlere ve tavsiyelere köylü artık itibar etmemektedir. Köyde organize edflecek faaliyetlerin «nzun vadeli olmasında kararunk esastır. Sözgelimi, köyün iktisadi yaşayısına hız vermek ya da güc katma amaeiyle bir «tîretim Toğaltım» kooperatifi knrnlmaktadır. Bn kooperatife ilk anda köyden geniş ölçüde sermaye bulmak olanaksızdır. Ama pek düzensiz işleyen Ziraat Bankası kredileri, bu kooperatiflere devlet Istirakl şeklinde katılabilir. Böyleee »z sermaye İle girişilen bu faaliyet yılmak usanmak bilmeyen bir tntnmla gelistîrilebilir. Köylü kooperatif yoliyle üretim gücünün arttığuu görflrse; yüksek istirakte bulmrnr. Asıl sornn, bnnn somnt olarak köylüye gösterebilmek azminl yaşatmaktır. Svvas Üköğretmen Okulu Öğretmenl Her halde şaka ediyorlar emlekette aessis sadasn ynM Tanlış giden bir «zam yanşı» rüyüp var. anlaşümasın bn lam, •a< •aı PRATİK ALMANCA öğrenebilirsiniz. Ocretslz broşOrömuzu isteyinlz Fatma Gİrlk vc Cüneyt Arkın ilk defa aynı filimde oynadılar... Türk beyaz perdesinin en güzel gözlü kızı Fatma Girik ile sin«mamızın yeni kazancı Cüneyt Arkın bu sezon çeşıth fılimlerde oynadılar. Fakat karşılarında başka sinema oyunculan vardı. Şimdi ise bir prodüktör sinema »eyircisinin çok beğendiği bu iki oyuncuyu »ym filimde karsı karşıya oynattı. Evet, Fatma Girik Cüneyt Arkın çifti ilk olarak beraber oynadılar. Bu n«fls filmi leyretmek ister miainlzT O hald* ailece, AMERİKAN NEŞRİYAT1 BÜROSU Istiklâl Cad. 387 ISTANBUL Tel.: 4935 58 Mithatpaşa Cad. 61 ANKARA Tel.: ,1273 18 B gıda maddelerine ve eşya fiyatlarına yapılması artık, âdet hallni alan zamlar değil. Bunlar aylıklara, ödeneklere yapılan zamlar. tl Genel Mecüsinin saym üyeleri kendi «hakkı huzur» lannı 100 Uraya (ayrıca, toplansmlar toplanmasınlar, senede 100 gün hesabiyle) çıkardıktan sonra, Saym Beled^e Meclisi üyeleri de aym hiz»ya geldiler. Yani onlar da 100 Uraya çıkardtlar ödeneklermi. Anlıyamadığım bir nokta şu: Bü [ Ilâncüık: 535/313 tzmir Göğüs HastalMaTi Hastanesi Bastabibliğinden: Miktan Cinsl Muhtelif cins ilâç ve Cerrahî malzeme 63 kalem Tahminl BedeU Lira Kr. 294.835.00 Geçid Teminat Lira Kr. 15.543A0 YIIJN KOMEDİSİ «SEVİŞMEK İ'ASAK» FİLMİNİ SEYRETMEĞE KOŞTJNUZ... Pazartesl gecesi LÜKS, salı LEVKNT Sinemalannd* artisüerin iştiraM ile büyük gala. Reklâmcılık 109/323 «aaa •aaa •aaa • aaa • aaa •••• paaa • aaa • ••• •••• •tıı S nuıy onuç olarak şöyle bir noktayı lşaret edebiliriz: Köylümüz nice yıllann çilesinin betimsiz psikolojisi içindedir. O'nu tanımak ve anlamak belki güçtür. Ama O'nnn kalkmmasının öneml büyüktfir. Köylünün kalkmmasmda bn gün bir ittifak vardır. Bu ittifak, köklü ve geçerli kalkınma yöntemlerini nygulamayı devlet plânlamasına bırakmıstır. Ancak, bir de aydınların bireysel çabalan ve atıhmlan vardır. Belki moda düzeyinde kalan bn atılımlan değerlendirmeye çalısmak, üretîm gücümüzün artması açısından pek anlamlı olsa gerektir. Bn cümleden olarak, kardes köycülük akımı da köye yönelme olayı kabnl edilebilir. Bn olayda birçok çabalar emekler, nattâ Szdeksel degerier barcanaeaktır. Elbette ki, bn taarcamalan değerli yatırımlar halinde geliştirmek gerekecektir. O halde günün modalanndan birini, yararlı bir yatırım alanı olarak ele almak ve bn konnda dflşünmek, aydınlanmız için anlamlı bir çabs göstermek demektir. yük bütçede (Ankaradakinde) açık var diyorlar, ama milletvekilleri zam istiyor. Küçük bütçede (bizim Belediyeninkinde) açık var diyorlar ama, Meclis üyeleri zam alıyor. İl bütçemiz malum, ama onun da üyeleri zam alıyor. Yok, yok. Olmaz böyle şey. «Aık var, açık var» diye, hiç şüphesiz. bizlerle şaka ediyorlar. Yoksa, o açık bütçelerle, Işleri idare edecek olanlar, durup dururken, kendi kendilerine böyle zamlar yapmayı düşünürler miydi? Yukanda yazılı 63 kalem ilâç ve cerrahî rnalzem* kapalı zarf eksiltmesi suretile satın alınacaktır. Eksiltme 27 ocak 1966 perşembe günü saat 11.00 d« hastanede yapılacaktır. Şartnameler İzmirde hastane idaresinde görülebüeceSi gibi talep vukuunda posta ile harice de gönderilebilir. Taliplerin, usulüne göre hazırlıyacaklan teklif mektuplarını (içlerine teminat ve 1966 yılı Ticaret Odası belgelerini de koymak şartiyle) eksiltmenin yapılacağı saatten en geç bir saat evvelin* kadar Komisyona vermeleri lânmdır. (Basm t 847667/310) Çarşamba Matinelerden İtibaren <Two "Weeks In Another Tovm» (RenkU > Sinemaskop) KİBK DOUGLAS CYD C H A B R İ S S E SEANSLAR: 12.30 2.45 5. 7.15 9.45 NOT: Her pazar saat (10) da Çocuk Matinesi Tel: 47 77 62 İlâncılık: 894/324 İSİTE ROMADA İKİ HAFTA •a»a • ••a aaaa •••a •••• •aaa :::: • ••• • ••I •• « • IM< • •tam :::: Yemek ve eğlenmek şartları fT* ogu gazetelerimizin baş saMj feleıinde yer aldı: Fransanın meşhur Brijit Bardo'sunu, New York'ta üç lokanta kabul etmemiş. Çünkü yıldız pantalonluymuş. BöylecUr Amerika. Talnız Ame İLÂNCILIK KOLLEKTİF ŞİRKETİ REKLÂM RESSAMLARI ARAMAKTADIR. Alırken Çalışanlarını Sormanız Görmeniz.Lâzımdır Atatürk Bulvarı İşçi Şti. Tel : 212803 Unkapanı Istanbul Koll. SigorUları 15/A KALINLIK TüRK MAKINA Reklâm alanında kompozisyon ve tatbiki güce sahip ressamlar aranmaktadır. Ücret kabiliyeti üe mütenasip olacaktu, Kısa biyografiyi havi müracaat mektuplannın ressam rümuzu ile İstanbul P.K. 176 adresine gönderilmesi rica olunur. Müracaatlar gizli tutulacaktır. , degil bütUn Batı Ayrupa man>. J \ Cumhuriyet 315
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle