28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 7 Ocak 1966 SAHİFE Şehirde ve Yurtta Geçen yıl içinde kayalara bindirip parçalanan 8 gemiye yardıma koşan Şehirde «Kıyı Emniyet» 47 gemiciyi kurtardı Denizcilik Bankası Kıyı Emniyet İşletmesi 1965 yüı içinde kıyüarımızda çeşitli tesisler yaptırmış ve karasularımızda kazaya uğrıyan teknelerin yardunına koşmuştur. Bir yıl içinde Karadeniz, Ege ve Marmara kıyüarmda deniz trafik düzenini sağlamak amacıyla altı deniz feneri inşa edilmiş, İzmitin Kava burnuna bir sis düdüğü konulmuş, aynca radyo îar istasyonu da tamamlanarak hizmete açümış tır. Böylece Türk karasularında bulunan radyo far istasyonu sayısı uçe, sis düdükleri 12 ye ve deniz fenerlerinin sayısı 218 e yük selmiştir. Geçen yıl Karadenizin Anadolu v e Rumeli bolgesi ile Kefken adası civannda fırtına sebebiyle kayalara bindirip parçalanan alİstanbul Verem Savası Dernetısı Türk, ikisi yabancı 8 teknenin ğinin ihtiyacı olan seyyar röntyardımına koşulmuş ve denize dö gen arabasım satın alması için külen 47 gemicinin hayatı kurtagerekli parayı temin etaıek üzerılmıştır. re aralarında tanmmış perde, sahne ve ses sanatkârları ile iş OCAK 7 RAMAZAN 15 adamlanmızm eşleri de bulunan 555 kişilik bir gönüllü hanımlar M ordusu, Vali Niyazi Akı'nın eşi 6 9 es a 3 Melek Akı başkanhğında Çiçek 3 O kampanyasına başlamışlardır. > Bugün perde ve sahne yıldızlaV. ] 7.24 12.20 14.43il6.56l 18.34 5.40 rıyla profesör eşleri ve Amerikan Kız Koleji öğrencileri soJ 2.29 7.25 9.48|12.00| 1.38 12.45 kaklarda rozet takmaya başlayacaklardır. Röntgen kâğıtlanndan kesılmiş çiçeklerin vatandaşlarm yakalarına takılması karşıhğında sağlanacak bağışlarm 300 bin lirayı gececeği tahmin edilmektedir. RÖPORTAJ : YILMAZ CETINER Rozet takma kampanyası fak tefek yapılı, masum yüzlü U îstanbulluvücuthikâyesini anlatırken bir gençdi. Mehmet Karadoruk... Başından geçen macerayı, aşkının öyle sakin Köln'de Philips fabrikalarına 1962 senesinde işçi olarak gelen Mehmet, hüzün dolu sesiyle başını iki yana salladı, gözlerini kapa yıp açtı ve sonra: Ah ahh... diye iç çekti .. Kızın yaşı 16 olmasa ne yapacağımı bili rim ben... Ama, sordum, öğrendim. Bunlaruj kanunlan o kadar ağır ki, biraı ileriye gidersem kız razı olduğunu da söylese para etmez!.. Bekliyorum bakalraı babası ne zaman inadından vazgeçip Karin'le evlenmemize izin verecek?.. Sevdiği TütU işçisi için Maıtastırdan kafan kız. ŞAMPIYON TÜRK VE SEVGILISI Zevk için cam kıran «Küçük Şeytanlar» yakalandıktan sonra suçlarını teker teker anlattüar. Fabrika camlarını kırıp evleri taşlayan 1 NtÇİN KAÇ1YORLAR? Ev sahibi kiracı münakaşası öliimle son buldu Ev sahibi kiracınm kira para«ı yüzünden yaptıklan münakaşa ev sahibinın ölümü ile sonuçlanmıştır. Üçler Çıkmazı 65 sayıda oturan ve aynı evin sahibi bulunan 71 yaşındaki Hasan Ekici ile kiracısı Şükrü Soy kavga etmişlerdir. Kira parasını alamıyan yaşlı ev sahibi ile kiracısının kavgası kısa sürmüştür. Hasan bir ara yere yığılıp kalmış ve bir daha kalkamamıştır. Kalb hastası olduğu söylenen yaşlı Edamın cesedi morga kaldınlmıştır. Olaya sebebjyet veren kiracı için polis ve savcılık koğuşturma açmıştır. Topçular, Rami ve Eyüp dolaylarmda fabrıkaların camlarını kıran, evleri taşlıyan Nasuh Yalçm, Zeki Gazdamar ve Bayram Dayan adındaki «Küçük Şeytanlar» önceki gece yakalanmış ve nezaret altına alınmışlardır. HER GECE. . Yaşları 12 13 olan «Küçük Şeytanlar» gece yarısından sonra evlerinden çıkıp bir harabede buluştuktan sonra eğlenmek için camları taşladıkları yapılan soruşturma sonunda ortaya çıkmıştır. Hal km ve fabrika bekçüerinin: «Cam iarımızı şeytanlar taşlıyor. Her gece camlarımız kırüıyor» şeklinde karakollara yaptıklan müracaat sonunda polıs harekete geçmiştir. MUHTARIN OĞLU Gece uykulan kaçan halkın ve bilhassa cam parası ödemekten bıkan fabrika sahiplerini zarara sokan «Küçük Şeytanlar» poliste şu bilgiyi vermişlerdir: «Bizi muhtann o|lu Adnan Boz kandırıyor. Camları nişanlıyorduk. O da bize fruko, koka kola, gazoz ısmarlıyordu» demişlerdir. Zevk için cam kıran «Küçük Şeytanlar» içın polis koğuşturma açmıştır. "Kücük şeytanlar» yahayt ele verdi Polislerle yaptıklan silâhlı mücadele sonunda arkadaşları ile yakalanan iki otomobil çalan şebekenin elebaşıları Hasan Akpınar ile Maruf Yaşar dün sabah Emniyet Müdürlüğü nezarethanesinde karşılaşmışlardır. Yüz yüze gelen iki azılı hırsız şebekesi reisi resımde görüldüğü gibi birbirlerinin yüzüne bakmaktan çekinmişler ve kaçmışlardır. Polis iki şebeke arasınaa bir bağ oiup oimadığmı araştırmağa başlamıştır. Beşkum deposu kapatılınca 200 işçi açıkta kaldı ^IIIHMIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIII I BELEDİYENİN ve EMNİYETİN I MÜRAK&BESİ NEREDE Türkiye'nin en büyük haftalık pazan, cumartesi günleri tstanbul vilâyetinin Beşiktaş tlçesinde kurulur ve pazarın kapladığı saha kazanın sahil yoluna muvazi bütün caddeleri ile Köyiçi, Tuzbaba ve Ihlamur semtlerini içine alır. Yüzlerce esnafın rağbet gösterdiği pazardan binlerce aile istifade eder. Bu kadar kalabalık bir pazarın kurulduğu günün yansı haftanın sonuna, difcer yarısı da hafta tâtiline tesadüf eder ve vatandaslar daireler kapalıdır diye her cins malın satışını yapan esnaf ile başbasa bırakıhr. Bahsi geçen pazarda Belediye Iktisat Işleri Müdürlüğünün Mura kıplannj aramak fazla iyimserliktir, zira çarşı içinde âmirlik binası bulunduğu halde gerektiğinde Belediye zâbıtasını dahi bulamaz sımz, deği) sâbit bir merkezde efendileri aramak, Belediye Zâbıtasınuı cumartesi günü öğlene ka dar halk arasmda dolaşmasi dahi nadirattandır ve bu bir lutuftur, seyyar esnafın dirhemlerini kontrol eden ölçü ve ayarlar Müdürlü ğunün bir elemanı da yoktur bu büvük çarşıda. Halk fiyat morakabesi ve gramaj kontrola bakımından kaderl 11e başbasa btrakıldığı gibi alış veriş eden vatandaşm aynca hnznru da yoktur. bu huznrsuzluk normal bir hale stelen yankesicillk olaylanndan doğmamakiadır. Esnafların tezgâhlanndan daralan sahada, işportacılann fuzulî işgâlleri arasında vatandaş, haftalık gıdasmı temin etmek için çırpınır ve bin bir güçlükle yürümeye ça lışırken çarşının içine giren ve halkı sağa sola sıkıştıran binek otomobilleri, cipler, pikaplar ve kamyonların yarattıklan hâdiseler ve rahatsızlıklar yazmakla an latılamaz o sıkınülı anların yaşanması lâzımdır. Üce teşkilâtında makamları bnlunan Mülkiye ve Belediye erkâııı duruma seyircidir, halkın ıstırabını dindlrmek. aldatılmasını 8n lemek için de hiç bir gayret gö* termek lüzumunu hissetmemekte dirler. Yukanda izah edilen mahzurlann giderilmesi için acaba Belediye ve Emniyet makamları ve onlan murakabe ^etmek vazifesi ile görevli Mülki Amir ne beklemek tedirler. Alâkalılann bu hususlara ilgi göstermeleri için feci hâdiselerin doğması mı mukadderdir.? Türkiye Motorlu Tasıt lşçileri Sendikası dün yayınladığı bildiride, Fatıh Kaymakamının Kumkapıdaki beş kum deposunu kapatması ile 200 işçınin açıkta kaldığı bildirilmektedir, Kış günü işçilerin IIIII'i: ları için perişan ve çalışamadık inşaatların S durduğu kaydedilen bildiride, 5 karann «keyfi» olduğu ve he3 men değiştirilmesi istenmekteŞ dir. | | 5 S S Ş S 2 H Ş 5 Ş Ş Nezarethanede bir genç intihar etti Üsküdar Emniyet Âmirlığinin nezarethanesinde dun sabah saat 6,30 da bir genç belindeki yün kuşakla hayatına son vermiştir. Arkadaşlarının elbiselerinı çalmak suçundan yakalanan ve poHse sabah saat 6 da teslim olunan Arslan Açıkahn, şikâyet edildiğine ve arkadaşları tarafından bizzat yakalanarak polise götürüldüğüne üzülmüştür. Henüz kimliği dahi polıs tarafmdan tesbit olunmadan hayatına son veren Bingöllü Arslanın cesedi mor» ga kaldırılmıştır. Beterin beteri var. Karstan Saym Yarbay Arif Taş ' ; çı'nm gazetenize yazdığı mektu ; bu okudum. Cevap vermekten j kendiml alamadım. ! «Pek muhterem Beyefendi; \ Kars vilâyetinin komür kontenja ; nını 4500 ton olarak gösteriyor | ve azımsıyorsunuz. Mardin istih • kakının sadece 300 ton olduğun • dan haberiniz var mı? \ Karsta kömürün tonunun 175 i TL. na almdıgını yanyorsunuz. j Mardinde kömürün tonunun 316 ! TL. olduğunu söylersem sasrnaz : Sizlerin dertlerinizi duyurmak '; için bağırmanız gerekirse, biz : Mardinlilerin çığlık atması lazun : dır her halde? i «Ne ise Allahtan Belediyemiz bronşitlidir de sesi pek cıkmaz.» Sızlerden daha muztar durum • da olanlara bakıp da halinize şük ; ledinlz. Hürmetlerimle. öğretmen Hüsniye Kavas ŞÜKRAN BORCU Yıllardır ıstırabını çektiğim »alra kesesi tajı ameUyatımı ken dine has bir haıakatle yaparak benl Allah'ın izniyle şifaya kavuş turan. memleketimlzln medarı iftiharı, hastahanemlzin genel şlrurji klinlji direktöru sayın HOCAYA ameliyatıma aslste etraekle yakınhklarmı eslrgemiyen arkadaflarun Op. Dr. NuretUn APAYDIN ile anestezi Şeli Op. Dr. Cahit BERGIL'e ve candan ilgüerlni görduğüm kliniğln diğer değerll operator, asistan, hemşire ve psrsoneline, »meliyat öncesi hazırlıkları ile ameliyat sonrası bakımında içten bağlılıklarına mlnnet duydugum üçüncü dahiliye Miniği değerli mejai arkadaflarım Doç. Dr. Suat Efe ile Dr. Senür Abbasoğlu'na ve butün asistanlarıma, servis hemslre ve personelimize, Köntgen ve Biokimya lâboratuarlarunızın değerli mütehassıslarına, her an gösterdikleri nazik ilgi ve insanl yardımları ile duygulandığım başta Başhekimimiz Saym Dr. FAHUK ILKER olmak üzere Başhekim muavinlerl ve bütün klinlk şefleri arkadaşlarıma. diğer hekim, hemşire ve idarecilerimizle hastahane personeline candan teşekkurlerimi arzederim. Ayrıca hastalığım suresince telgrat, telefon, raektup ve bizıat ziyaret ile hatırımı sormak nezaket ve lutfunda bulunan Sağhk Bakanhğı, Vilâyet ve Belediye erkânı ile istanbul Verem Savaşı Demeği, istanbul Gazeteciler Cemiyeti, Turkiye Gazeteciler Sendikası ve Anadolu Ajan sı sayın mensuplarına, vefalı akraba. dost, arkadaş, meslektaş ve hastalanma kalbî minnetlerimi sunmayı odenmesi gereken bir borç bilirim. Dr. Saim Polat BENGİSERP İstanbul (Şısli) Çocuk Hastahanesi Dahiliye Mütehassısı Cumhuriyet 252 mısınız? i Op. Dr. HAZIM BUMİN Ata\va Hiirmet Türkçe Yazm! Muhterem bayım; Atatürkü gerçekten sevenler onun geleneklerini devam ettirenlerdir. Her sene ihtifal yapmamıza rağmen onun sağlıgında yaptıklarmı ne yapıyorlar, ne de bunu murakabe ediyorlar Bunlar çok pek çoktar. Ben burada onun yapmış olduğu inkılâplardan birini arzedeceğim. Yabancı düşmanbğı olmadan, şövenist olmadan dikkati çekeceğim. Zira bugünkü durum ne demokrasinin en gelişmiş olduğu (USA) da, ne de müstemlekelerde dahi yoktur. Bizde de evvelce yoktu! Atatürk, yabancı isimleri Türkçeleştirmiştir! Maalesef bugün, buna riayet edilmiyor, eser kalmamıştır. Bari, insaf etsinler de, yalnız yabancının anlayaca?ı şekilde yazanlar; tenezzül edip (Türkçe) manasını da; yazsalar. Amerikada. ne lisanla yazıkrsa yazılsın, (tngilizce) yazmak mecburidir! İşte, Ayazpaşada, Park ' Oteli kösesinde, 4 lisanaa, Türkçe olmayan levha «COİFFURE ANDRE», işte, Tünelde yeni restore ve tamir edilen «Hachetto Türkçe yazmadığından gayri, nizami isim levhasmıda, bir çoklan gibi, takmamaktadır. «LEBON« pastahanesi de, vitrini ofanasa anlaşılmaz! Bu küstahlığın manası nedir? Türkler bizi rahatsu etmesin, gelmesinler midir? Türklerde, Panarya sııuft yoktur, bütün dünyada da böyle bir durnm tutulmamaktadır. Bu, acı duruma, son verilmesi için, sayın matbuatın, vatandaşlarnı, ilgilerin ehemmiyetle dikkaüne arzederim. Btuılata riayet edersek Atamm eDedileştirmiş oluruz, aksi halde ihtifaller sembolik ohnaktan başka bir îge yarayamaz. Hürmetlerinıle. ^ Sermet Özargun tıyor bile!.. Çok ucuza yemek yiyorum fabrikada. Fakat bunun ya nında ev kirası veriyorum. Zaman zaman sinemaya, parka gıtmekten insanlarla konuşmaktan hoşlanırım.. Almancayı da bir hayli öğ rendim .. Karin Vieth ile tamşmam şöyle oldu.. Bir gün parkta bir bankın üzerine oturmuş etrafı seyrediyor, dinleniyordum. O da roman okuyordu. Nasıl oldu bil miyorum. Bir an göz göze geldik.. Az sonra da yanıma yanaştı. «Nasılsın iyi misin> gibi lâflan ettık!» Kız benim hoşuma gitmişti ama, bakıyordum, yaşuıın küçük 33 kilometreyi olduğu anlaşüıyordu! Ben kanun kaçtı dan korkarım! Neme lâzım Alehmet Karadoruk bunlan an manyada başımı belâya sokayım!. latırken büsbütün kederlen Bıraz sonra kalkıp eve doğru yü rümeye başlaymca, arkamdan gel mişti.. Bir aydır onu göremedim... diğini ve arkadaşhğı devam ettirTek satır mektup da yok, diye mek istediğini gördüm. Bu arada yaşını sordum? €İ8» dedi.. « 6 ol X» sözlerine devam etti... Peki. Karin, simdi nerede « duğunu söylemis olsaydı, belki de caba Mehmet?.. Yoksa ailesinin ya mesele o gün bitmişti!.. Sakladı bunu benden!.. nında mı?. İstanbullu genç, kendisinden eKızın babası önce min bir tavırla hemen cevap verdi: evet dedi « Ailesinin yanmda olsa ne aha sonra, kahvelere, sinema yapar, yapar bir yolunu bulur belara gittik Her gün buluşup nimle görüsürdü... Hiç olmazsa konuştuk.. Ben de ona âşık ol tek satır yazısını görürdüm.. Ama, şimdi o manastıra kapatıldı!.. Hem dum. Ve evlenmeye karar verdik. Karin'i istemek için babasına gitde s\kı sıkıya tembihatla!.. Tembihat da niçin öyle sıkı tiğim zaman önce aldığım cevap cEvet»di.. sıkıya?. Gazeteci ağabey, bir bilsen Bir taş fabrikasmda ustabaşı oiçim yamyor? Dilim varmıyordu lan adam, ilk karısından yani söylemeye ama,, öğren bari'... Ka Karin'in annesinden ayrılmıştı., rin, bir ay önce Manastırdan bura Şimdi başka bir kadınla evliydi ya, 33 kilometreyi yürüyerek ba ve ondan da çocuklar vardı... na gelmişü... Kaçmıştı oradan! Fa Altı ay gezmek, eğlenmek ve evDünya güreş şampiyonlarmdan Mehmet Kartal halen Köln'de Ford kat ne yapayım ki ben onu kendi leneceğiz sozleriyle geçti.. Fakat fabrikalannda çalışmaktadır... Orada aynca antrenörlük yapan ellerimle polise teslim etmek zo baba. kızma resmi olarak müsaade Mehmet Kartal spor Mersedes otomobiliyle eğlence yerlerinde runda kaldım!.. yi bir türlü vermiyordu. Biz de obir hayli ilgi çekiyor... Yukarda, Mehmet Kartal'ı Alman ninu bu hustısta sıkıştırıp duruyorBir an göz sanlısı Erika ile beraber Kölnde bir gtct kulübü önünde ve Merduk. Karin'in mahallesindeki kom sedesin yanmda görüyorsnnuz... unlan anlatırken gözleri dolu şuları, annesi, üvey annesi hepsi dolu olan Mehmet Karadoruk, evlenmemizi istiyordu. Bir pazar günü evde otururKöln'de gerek ALmanlar, gerek Türkler arasında bir hayli alâka ken, bir de baktım Karin bana ğum zaman Karin'i kapıda görmi uyandıran hikâyesini söyle nak geldi!.. Eve dönmek istemiyor, be buldu ve bir hayli hırpalıyarak alıp eve götürdu... Anladığıma gö yeyim mi? letti: nimle kalacağım söylüyordu. Ne re, kızının evden kaçmasına çok Hemen onu alıp civardaki otel Dört senedir Almanyadayım. kadar israr ettimse, onu kararınsinirlenmişti .. lerden birine yeTİeîtirdim... Ve Bu arada üjs dsfa ig dçgişiîrdım. daıı vazgeçiremedim.. Böylece Ben ise evlenmemize müsaade.: sonra beraberçe ne yapacağnmzı Fakat her eMainda daha iyi yer taftı bir balta^eraber < buldum. Ve şimdi çalıştığım yer kat mühim bir noktayı söyleyim. " eunesT^m*"âracîTar lcöyuyor, yal düşünmeye başladık... Kızcağız, rahibeleri atlatıp bir de tornacüık öğrendim.. Ayda eli korkumdan kızı evde tutmamıs, varıp duruyordum... Karin'in gün lerdir ağlamaktan gözleri "şismiş bahaneyle dışarıya çıkmıs ve 33 me 700 Mark kadar bir para geçi bir otele yerleştirmiştim!.. ti.. Fakat adam ilk kararından kilometre yolu çıplak ayak yürüyor.. Bu benim için yetiyor da ar Bir gün babası geldi.. Karini vazgeçmiş «olmaz» deyip duruyor yerek bana gelmişti!... «Seni özle dim... Dayanamadım> diyor ve hün du... gür hüngür ağhyordu. Yakında senden Bu arada, babası ise poliale be nim evin kapısma dayanmı».. «îlbıkacaktır.. le kızımm nerede olduğunu söyattâ bir gün benl çağırdı: le, yoksa seni sürdürürüm» diyor Bana bak dedi... Sen iyi du . bir çocuğa benziyorsun... BeBir gün polisler de bana aynı nim kızını seni mesut edemez .. O sözleri tekrarlayıp, Karin'in yedaha 14 yaşındayken erkeklerle ar rini bildirmemi aksi halde hapse kadaşlık etmeye başladı .. Ve sen atılacağımı bildirdiler... Ben hapilk değilsin!.. Yakmda senden de se girersem sevgilime kavuşabilebıkacaktır. Bu onun bir çocukluk cek değildim ki!» hevesi!.. Eğer, aşkınız bir sene sü Kendi kendime iki gün düşünrerse evlenmenize müsaade edece düm... Ve nihayet kahvehanelerğim... den birinde onunla otururken, bir çıkıp polise haber Bu sözler benim için bir ümit ara dışanva ışıgıydı .. Öyle ya; din farkı, mıl verdim .. îkimlz yanyana olduğuliyet farkı gibi sebepler ileriye sür muz sırada memurlar gelip. hüvimüyordu Karin'in babası!.. Sadece yet sordular? Korkudan Ür tir, kızının bir hevesi olduğunu sanı titreyen Karini alıp babasına tes yordu! Halbukı benim bir kız ta lim ettiler!... , O anda çektiğim ıstırabı tahmin rafmdan heves edilecek neyim olabilirdi? Açıkça anlaşılıyordu... edemezsiniz ağabey... Biliyorum, • Biz biribirimizi seviyorduk sade hem kendime, hem de Karine daha doğrusu aşkımıza ihanet ce!.. Kannle ben, bu arada yine bu etmiştim:.. Ama. siz söyleyüı? luşuyor ve geziyorduk... Hattâ bi Başka bir çaresi var mıydı?...» Bütün bunlan anlatırken göz rer yüzük alıp nişanlandık bile!.. Fakat bir gün baktım.. Bizim lerinden yaşlar boşanan Mehmet müstakbel kayınpeder kızmış ve Karadoruk'un hikâyesi belki de Karin'i şehir dışındaki bir manas asıl şimdiden sonra başhyacaktı. Çünkü; Alman ve Türk pek çok tıra kapatmış!.. Ve onunla artık ne görüşebilmem ne de mektupla kimse bu aşk hikâyesinin iyi bir şabilmem mümkün!.. Bir buçuk sonuca bağlanması için tekrar maay böyle yaşadıktan sonra, bir gün nastıra kapatılan Karin'in babası arkadaşlardan biri beni gördü ve: nezdinde teşebbüsler yapıyordu^ « Haberin var mı? Karin ma YARIN . nastırdan kacmış, buraya geuniş, Almanyada 29 ayda 18 bin mark biriktiren Konyanın Kulu kazaStutgart'da Kalabalık seni arıyor dedi!.. sı Ömer Hanlı köyünden Mehmet Kazan, Baskonsolosluktan yapDeli gibi oldum... Onu bulabileBir İşçi Ailesi tırdığı para transfer makbuzunu gösteriyor.. Yandaki kasketli ceğim her yere baktım... Ve akhemşehrisi Bilâl Bendalı'dır. şam yorgun, ümitsiz eve döndü bir hali vardı ki; insaıı bahsi geçen olay kahramaıunın o olacağına kolay kolay inananuyordu... M D B H 29 ayda 18 bin mark biriktiren örnek işçi «Nedir bu haletin...» Biz memurlara uygulanacak ve : 1966 mart ayında yürürlüğe gi : recek Devlet Personel Kanunu ; nu sabırsızlıkla beklediğimiz günlerde bazı gazete sütunlarmda ; personel reformu ile ilgili mad j delerde yapılan değişiklikler ve : ertelemelerin yazılmasmı şahsen : iyi karşılamıyorum. : öğleye kadar ümitle, öğleden • sonra da simitle yaşayan biz me • murlann dolayısiyle dar gelirli • olup ayın 1 inci günü maaş alıp ; azamî 5 inci günü tekrar borçla : nan bizlerin ümit kapılarına has : retle baktığı sırada günlük ga i zetelerdeki yazıların moral bo : zucu oluşunu kuvvetle tahmin e | diyorum. • Bu yazılar sahife doldurmak : için mi yazılıyor? Yoksa efkân : umumıye durumunu öğrenip su : kutu hayale uğrasın diye mi ya \ zılıyor? i Hal böyle devam ettikçe mart i avına kadar kalb hastalığının ar i tacağım tahmin ediyorum. : Sayın devlet büyükleTimiz bu ! duruma herhaide bir çare bu i lacaklardır. Hürmetlerimle. Rnhi ÇEVÎKER Eskişehirde polisler sınovo lubi tutulacak ESKİŞEHİR Yurdumuzda ilk defa olarak, şehrimizde polis sicU tezkiye fişlerinin sınav sonucunda doldurulması kararlaştınlrîuştır. Bu akşam saat 20 21 arasmda bütün karakollarda yapılacak bu sınav, test usulüne göre olacak ve polislere mesleki konularda ve genel kültürle ilgili çeşitli sorular sorulacaktır. Sınav sırasında şehirdeki devriye işi polis ârnirleri tarafmdan yerine getirilecektlr. Emniyet Müdürü, «Polis sicilleri sınav sonucuna ve gerçeğe göre doldurulacak ve yanlışUk olAtatürk ve Galata köprülerimıyacaktır» demiştir. nin açılış kapanış saatleri ilgilıler tarafmdan yeni başta düzenlenmiştir. Her ay için ayrı saat tesbit edilen köprülerin açılış ve kapanış saatleri şu şekildedir : StVAS tstatistiklerden anlaOcak 5.00 6.00 arası, Şubat şıldığına göre, ilimizde 1965 yılı 4.45 5.45 arası, Mart 4.30 5.30 içinde doğum ve evlenme olaylaarası, Kisan 4.15 5.15 arası, Marı önceki yıllara oranla bir artış yıs 4.00 5.00 arası, Haziran ve göstermiştir. Bu arada boşanma Temmuz ayları 3.45 4.45 arası, lar azalmış, ölüm olaylannda öAğustos 4.00 5.00 arası, Eylül nemli bir değişikiik olmam'.stır. 4.15 5.15 arası, Ekim 4.30 5.30 1965 yılı içinde 10 938 doğıım, arası, Kasım 4.45 5.45 ve Aralık 2.530 ölüm olayı vuku bulmuştur. ayında ise 500 ilâ 600 arasında aEvlenen 3.020 çifte karşılık 112 cılıp kapanacaktır. •fiü de boşanmısür. Bu akşam yapılacak olan sınavda genel kültürle ilgili çeşitli sualler sorulacak Köprülerin açılış kapanış saatleri yeniden düzenlendi Siva&ta evlenme ve doğumlar arttı Tepebaşı Tiyatrosunda OPPENHE1MER (Basın: 7590/234) 6 AY SONRA ?ıiıııııııiiiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııiiiıiıiiıııııniHinıııııııııııi!iıııııuıiHiuıuumuııııııııuıııııuın Beyoğlunun azılı kabadayılarından Haydar Akpınar ekipler tarafmdan nihayet yakalanmıştır. 6 ay önce Küçük Londra pavyonunda çalışan bir dansözü öldürmek için 7 el ateş eden sabıkalı Tarlabaşında ole geçirilmiştir. Haydar tabanca namluları ile burun buruna ' gelince teslim olmak zorunda kalmıştır. Resimde, (sağda) sorguya götürülen sabıkalı görülmektedir. (Fotoğraf: L KÖSEOĞLU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle