Katalog

CUMHURIYET Kamnı vererek yaşayan köpek miyetle yattı, başını ve ayaklarını uzattı ve vücudune batırılan iğne» lerin acısına gık demeden tahamI mül etti. O gün bugün Tell, Mılâno Baytarlık Fakültesinin kan vericisidir. *** İnsanlarda olduğu gibi hayvanlar da da birbirinden kan nakli bugunkü tıbda sık sık baş\nırulan bir usul haline gelmiştir. Harb esnasmda muharebe sahalarında yaralanan veya yorgunluktan bitik hale gelen beygir ve katırlara hemcinslerinın kanı verilerek hayatları kurtarılmıştır. Harbden sonra bu sahada daha geniş tetkikat ve tatbıkat yapılmıştır ve bugun her cins hayvan için birer kan bankası kurulması duşunulmektedir. Hakikaten, ha deyince Tell gibi uslu ve comerd bir hayvan bulmak zordur. Ekseriya, bir kere kendılerinden kan alınan hayvanlar, bir dahaki sefere, aynı usule başvurulacağını hisseder etmez hırçmlaşırlar ve kanlarım vermemek için âdeta yırtıcı bir hal alırlar. Tell, bu bakımdan, gorulmemiş derecede nadir bir istısna teşkil etmektedir. Dort senedir kendisinden defalarca kan alındığı halde, her seferinde bu işe kendiliğinden ve seve seve razı oluyor ve bundan âdeta buyuk bır haz duyuyor. Bundan bir müddet önce Tell'in başmdan bu: de aşk macerası geçmiştir. Tazı, kanım verdiği bir dişi köpeğe kalbini de kaptırmış olacak ki kendisine verilen etleri, şekerlerl onunla paylaşır, hattâ kendisi yemez, ona yedirirdi. Fakat Lilla adındaki sevgılisi ona sadakat göstermedi ve bu hal Tell'i pek p ü teessir etti. Bu hale şahid olan Fakulte mensubları «hayvanlar arasın da da iyi kalblilerin talihi olmuyordiyorlar. 14 Aralık 1952 Hayatında kendisine en sadık ar ! kadaş bildiği köpeği ile beraber münzevî bir hayat lüren vt ölürken de bütün servetini, bir vasiyetname ile, ona bırakan zenginler çoktur. Bu köpeğe bakmak vazifesini üzerine alanlar, sahibinden kalan parayı bankaya koyarlar ve zaman zaman bankadan bir miktar para çekerek köpeğe yiyecek alırlar. Fakat bu köpeğin başından bir kaza geçecek ve hayvancağız yaralanıp kan kaybedecek olsa, onun hayatım kurtarmak için vâsisi ne yapacak? Bıliyoruz: Şimdı bir de «kan bankaları» var. Lâkin orada insan kanları saklanıyor ve kazalarda, hastahklarda fazla kan kaybedenlere oradan, mensub bulundukları gruplara gore A veya B cinsi kanlardan alınıp verihyor, hayatları kurtarılıyor. Fakat ne yazık ki insanlar, «en sadık dostumuz» dedikleri köpekleri bu bakımdan hiç düşünmemişler. Daha doğrusu, şimdıye kadar düşunmemişlerdi, şimdi buna da sıra gelmış olacak kı "bugun, boyle bir • kopek kan bankası» kurulması duşunuluyor. Fakat bu fıkrı veren de gene bır köpektir. Mılâno Üniversitesi Baytarlık Fa kültesi cerrahî kursusü profesörü Taghavinı'ye sorarsanız dünyanın en comerd kopeği Tell'dir. Fakultede gerek hayvanlar üzerindeki tetkıkler, gerekse tedavıler esnasında kopeklere kan verılmesi lâzım gelen haller oluyordu. Fakat henüz bir kopek kan bankası kurulmadığı ve kanı alınacak kopek de güç bulunduğu için bu cihetten yana zorluk çekıliyordu. Bu" gun Fakultenin hastanesine ufacık bir yavru köpek getirdıler. Zavalbyı yolda bir otomobil çiğnemış, bir bacağı kırılmıştı. Amelıyat yaptılar, ıvı ettiler, fakat bacağı İki arkadaş rirveye tırmanmadan önce And dağlannın eteklerinde yol alırken Geçen ay, iki kadın dünyanın en yuksek dağlarından birine çıkmağa muvaffak oldular ve bunlardan birı, daha oncekı muvaffakıyetleri de hesaba katılarak, altm madalya ile taltıf edildi. Dağcılıkta başarı gösteren sporcu kadınlar çoktur; fakat dağcılık tarıhınde şimdıye kadar hiç bir kadnı karlı dağları aşmak ve sarp kayalara tırmanmak suretile gunlerce sürecek büyuk seferlere katlmamıştı; katıldı ise bile bu tejebbüsü muvaffakıyetle bitiren görulmedi. Claude Kogan ile Nicole Leinınger isımlerinı bu bahiste dağ cılık tarıhine yazdıran ılk iki kadır.dır. Fakat kadın, ne de olsa gene kadır.dır; bu ıkı kadın dağcı da güzellığe duşkunluklerinı bunda da gosterdıler. Kendılerine mucadele sr'ıası olarak .dunyanm en guzel lirvesu dıye meşhur olan Alpamayo duruçunu tercih ettiler. Alpamayo doruğu Peru'daki And dağlarındadır ve yuksekliğı altı bm metreden fazladır. Baştan aşağı buzla kaplı olan bu doruk, gayet muntazam bır ehram bıçimındedir ve bu hendesî şeklınden dolayı • dünyanın en guztU dağı sıfatmı almıştır Claude Kogan ile Nicole Leininger ıkı es'd arkadaştır ve ikisı de Bpor sahasında herkesi hayran bırakan rekorlar kırmışlardır. Nicole a>nı zamanda iyi bir bisıkletçidir. 1938 de kocası ile beraber, bisikletle dunyayı dolaşmağa çıkmıştı. Fransadan başladılar, Avrupayı ve Asyanm yarısmı aştılar. Fakat Hın cistana geldikleri zaman harb çıktı. oradan ileriye gidemediler. ı Claude Kogan da Fransanm ve Isvıç'enin bır çok yuksek dağlarına t'rmanmış ve kendı sahasında muHım rekorlar kırmıştı. Ikı arkadaş, en son olarak, geçen sene Chamonix dağınm meşhur «İğne»' isimli zirvesine çıkmıslardı. Bir eylul akşamı, tepenin eteğindeki bir dağ kulubesinde, diğer arkadaşlarile beraber oturmuş, ocak başında knnuşuyorlardı. Dunyada çıkılacak yuksek tepelerin bahsi edılirken Peru'daki Alpamayo tepesinin de adı geçti. Alpamayo'ya «dünyanın en güze doruğu« adı verildiğini duyan iki arkadaş, derhal teklif ettiler: • Oraya bir sefer tertib edelim ne dersinız?» Teklif hararetle karşılandı ve der hal hazırhklara geçildi. Sefer heyetine iki kadından başka kocaları, dort Fransız ve üç Belçikalı delikanlı iştirak ettıler. Kafile bu senenin 21 temmuzunda uçakla Peru'ya gittiler ve Lima'da bir müddet kalıp yol hazırhklarını tamamladıktan sonra, dağa doğru tırmanmağa başladılar. Alpamayo doruğu, bundan önce daha bır çok dağcıların alâkasını çekmişti. Fakat, teşebbüslerinde mu Dünyanm en güzel dagıııı iki kadın fethetti! vaffak olanlar pek azdı. Bu arada 1948 de İsvıçreli uç dağcı dağa çıkarken 200 metre dermlığınde bır uçunıma yuvarlanmışlardı. Fakat henuz donmamış olan karların uzerine duştükleri içm, muhakkak bir ölümden kurtuldular. iki kadın dağcının iştirak ettiği bu seferki teşebbüs de kolay geçmedı. İlk günler nisbeten iyi geçen yolculuk, dort bin metreden sonra zorlaşmağa başladı. Sert bir ruzgâr çıkmış, bununla beraber kopan şiddetli bir tıpi ortalığı göz gozü gormez bir hale sokmuştu. Dağcılar Alpamayo gölünün yeşıl suları kıyısmda kurdukları kamp ta bir kaç gün beklediler. Tepeden sık sık yuvarlanan çığlar gölün içinde korkunc gürutüler çıkarıyordu. Burası hakıkaten tehlikeli bir yerdi: Bir kaç sene önce göl, dağlardan yuvarlanan çığların tesiri ile taşmış ve civarı sular basmıştı. Bizin» dağcılar da, kamplarında her gece böyle bir tehlikeyi goze alarak uyuyorlar ve bunun için sıra ile nöbet bekliyorlardı. Nihayet tipi dindi ve kafile tekrar yola koyuldu. En onde gidenler keşif hareketlerinde bulunuyorlar ve kamp kuracak yer anyorlardı. Müsaid bir yer bulunca oraya kamp larını kuruyorlar ve tekrar, taldb edecekleri yollan kararlaştırıyorlardı. Yolda kadın dağcılardan Nicole bir aralık baygınlık geçırdi. Fakat kampta bir muddet dinlendikten sonra tekrar eskı kuvvetini buldu ve yola devam etti. Claude ise, erkek arkadaşlarından daha büyuk bır metanet gosterıyordu. Fransanın en iyi kadm dağcısı unvanım boşuna almamıştı. Nihayet altı bin metreye, yani dağm tepesine yaklaşırken Claude'la Nicole yanyana gıdıyorlardı. Erkek dağcılar da onlarla beraberdı Tazıdan alınan kan başka bir köpeğe naklediliyor topal kaldı. Şimdi sahıbinin: «Topal da olsa, kor de olsa gene benim köpeğimdir. Onun yerine ben topal olsaydım kopeğim beni bırakıp gıdecek miydı!» demesi beklenir değıl mi? Fakat sahibi bu âlicenablığı göstermedi, kdpeğinin topal kaldığını gorunce: «Ben istemem artık, sizin olsun. Isterseniz oldurun» dedi. Adamın bu şekilde hareketi Fakulte mensublarına pek dokunmuştu. O gunden sonra, adı Tell olan bu hayvancağızı ellerinden gelen butün ihtımamı gostererek büyüttuler, beslediler. Tell Alman cinsi, safkan bir tazıdır. Etrafındakilerden gördüğü sevgiye o da karşılık gösterdi ve eski sahibini pek haklı olarak unutup yeni sahiblerine bağlandı. Bır eun Fakulteye gene bir kazada yaralanmış bir köpek getirdiler. Hayvancağız karnında açılan yaradan, çok kan kaybetmişti ve derhal kendisine kan verilmesi lâzımdı. Doktorlar <ne yapahm?» der gıbilerden etraflarına bakınırlarken gozlerin* Tell ilişti: Tazı, sanki işi anlamış gibi, onların gozlerinin içine bakıyor, kuyruğunu sallıyor, on ayaklarını ileri doğru uzatarak, haIıle, emırlerıne hazır olduğunu bıldırıyordu. Hakikaten Tell, güçlükuvvetli, kanhcanlı bir kopekti. Hastanenin malı olduğu gündenberi bir değü, bir çok sahibi vardı ve hepsi onu etle, şekerle beslemişlerdi. Derhal karar verdiler: Tell'den kan alıp yaralı hemcinsine nakledeceklerdi. Tell bu işi sevinc gösterilerile karşıladı. Masaya büyük bir tesli Dağcılar, Alpamayo zirvesi yakmlannda mola verirken Tell. hastanede kendisinden kan alınaca ğı zaman uslu uslu jatıp boynunu uzatır. •fl (^"V i* ••••••, ». i K¥ £W \&i ^•J .( • X Akisler Bir Ingiliz radyo kumpanyası yol cu uçaklannm kamarslaruıa yerleştinlmek üzere ekranlı harita tertıbatı gelıştirmiştir. Bu ekranlı haritada yolcu her an uçağın nerede bulunduğunu takib edebılecektır. Eb adı 50x35 santım olan bu ekrana şeffaf harıtalar aksetmektedır. Harıtanın üzerinde hareket eden bir ışık noktası uçağın nerede bulunduğunu gostermektedır. Bu ışığı pılot mahallınde bulunan otomatik navıgator aletı kontrol etmektedir. Tertıbat ılk defa Ingılız havayollarınm turbınli pervaneli Vıscount uçaklanna yerleştirilmiştır. Onumuzdekı yıl zarfında işletmenin Avrupa hatlannda çalışan butün uçaklarına yerleştırılmiş olacaktır. Yolcu uçaklarında yeni bir ferfibaf P? Arab Tarihî >V > ^ sVvS, * • * A1E2ARJ BİR ARAB ÇAOJRl BİÇİMIMDEPİR MorHa ke U ngi Itere J Uçü de renk&iztbirer may't|otan SlR'RICHfiıRD BURTON'un Alimi V4 .E> VESU BİRB/RfNie KARIŞ.NCA KIRMIZI OLURÎ îjîfr S & fsTj ir*3 t «* w ~j£& >k&h^& ^ı \ w ıt t'.'t*. •«• 7s± ,v Petrol isfihsalinde rekor Irak petrol kumpanyası, bundan tam 24 yıl evvel ışletmeye açtığı Kerkük petrol kuyularından bu yıl yeni bir rekor teşkıl eden verim almıştır. Kerkuk işletmelerinden Lubnanda Trablus, Suriyede Banyas depolarma 30, 40 ve 75 santim kutrunda boru tesisleri uzanmaktadır. Eylul ayı zarfmda bu boru tesislerinden 1 Ö00 000 ton ham petrol akıtılmıştır. Kerkük işletmelerinden yılda 20 mılyon tona yakın petrol ıstihsal edılmektedir. Irak petrol kumpanyasının bir «olu olan Basra petrol kumpanya &JL. rneşhur franuz Tenisçfsi *'•'•.•T.V>i't'vi S™ ÖNCE5İNE KADAR HlÇ KIYMET VERİLMEVEN OKYANUS HANİBAllöl BUGÜN ATLAS SAHÎLLEM HPıLKfNIN BAŞLK^ GlDASlOIR, 1 GEÇEN m J20.00Q.0OO TON "r"" MÜSAADE EOİL^EYEN HINDİSTANDA YETİŞEN "SfcGO/,PAlMIYELERİ 1 S YASIIMA, GEtİNCE 9ÇEK AÇACAKKEN 1 4 YAŞINDA KE5JÜRÎ 2fRA BUSURETLE BİR AĞAÇTAN 300 Kko KOL& EiDi ULM* /IĞAÇ Ç/ÇEK AÇARSÂ BV KOIA KA YBOLUR. CIÇEK MÎLLÎ MUHPıFlZ ÜMFORMASIYLA VE 8ÜTÜN^ TEÇHİzATİYl£ 4 SET OYNAMŞ VE RAKİBİH/ . •'.vft 3'7 COP» ı»»». YtNMİŞTİR. .:.>*****'"* ts SVNDICATE, I « , WORLD R!CMT«RÇSM<VED