16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Aralık 193» CUMHURİYET Dünyada Neler Oluyor? I Tarihi Odalar : n r u r ı Yazan : Haluk Y. Şehsuvaroğlu «Sağlam kafa, sağlam vücudde Mektebin diğer geniş bir sahas) bulunur» sözü meşhurdur. Fakat türlü atletizm oyunlarına tahsis ebu sözün doğruluğunu bilenler adilmiştir. Yüksek athyan, kasa ücaba bunu ne dereceye kadar tatzerinden sıçnyan küçük şampiyonbik ederler? lar, biraz daha büyüyünce, öbür California'nın Sherman Oaks şeh çayırdaki basketbol, voleybol tarinde hususî bir lise açmış olan kımlanna iştirak edeceklerdir. Isveçli Lissa Bengtson bu suale ceLissa Bengtson talebelerine yavab vereçek diyor ki: pacakları hareketleri öğrettikten «Bir insan için vücud ve kafa sonra onları, bir müddet için, kensağlamlığınm aynı derecede lâzım di hallerine bırakır. Fakat sonra, olduğunu bildiğimiz halde. nedensıra ile her grupun önünden birer se, mekteblerimizde kafanın yetişbirer geçerek hepsini kontrol eder. tirilmesine gayret edüdiği kadar idman hocasmın bu işte dikkat vücudün inkişafına çalışılmaz. Çoettiği noktalardan biri hareketlecuklara elektrikle işliyen bir rin beden sağlığı bakımından oldumakineye nasıl bakılacağı öğretilir ğu kadar ahcnk bakımından da de kendi varlığının makinesi olan vü düzgün olmalandır. cudünün sağlığını nasıl muhafaza Lissa Bengtson diyor ki: edebileceği öğretilmez.» «Çocuğa bediî zevki vermenin Lissa Bengtson uzun boylu, bir en kcstirme yolu, onu ahenkli haİsveçli kızdır. Sarı saçları arkaya reketlcre ahştırmaktır. Yürürken, taranrmş ve iki örgü halinde örükoşarkcn, oynsrken ahenkli hrıelüp arkasına atılmıştır: Tıpkı, mekket etmeye alışan bir çocukta bediî bir görüş teşekkül eder. Vücutebinde okuttuğu ve birer sporcu dü ahenkli harekete ahşık olan olarak yetiştirdiği kız çocukları gikimsenin zihninde öyle bir muvabi. Lissa Bengtson İsvcçin Stockholm devlet jimnastik akademisinı zene teşekkül eder ki her şeyi buden mezundur. İnandığı şcyi tatı na göre ölçüye vurur ve böylece bik ve tamim için kendisine en I bcdii bir zevke sahib olur.» geniş imkânlan Amerikada bulmuş İdman hocası bu sözlerile «sağve California'nın yeşil çimenleri ülnm kafa sağlam vücudde bulunur» zerinde bir mekteb kurarak «Sağsözü gibi ortaya, buna bağlı olalaıh vücudlü sağlam kafalar» yerak, başka bir düstur koymuş olutiştirmeye başlamıştır. yor. Lissa Bengtson ağacın yaşken eğıı Zevkli kafa ahenkli vücadde rileceğini de kabul edenlerdendir. bulunur.» Onun için, mektebine talebeleri beş Lissa Bengtson talebelerinin ruyaşından itibaren kabul ediyor. hî ve ahlâkî hallerinclen de çok Kendisi bunun sebebini de şöyle mcmnundur. Sporun insanlarda sağ anlatmaktadır: lam bir ruh yarattığına misal ola «Her mahlukun yavrusu gibi, rak gösterebileceğimiz bu noktayı Insan yavrusu da oynıya oynıya kendisi şöyle anlatıyor: büyür. Oynamak, hayata hazırlık, «Elime geldikleri zaman azhayat için talimdir. Çocuk, içinçok şımarık olan çocuklar vardı. den gelen arzularla, kendine biı Fakat kendilerini yapmaya mecbur takım oyuilar icad eder. ettiğim idman hareketlerile, kısa «Fakat bu oyunlar doğru yola bir müddet sonra, ruhlarında ve Bevkedilmiyecek olursa, kötü ve ahlâklarında hissedilecek derecede eararlı şekillere girebilir. Çocuğun büyük bir değişiklik husule geldi. hareket arzusunu, vücudüne, sıhŞimdi onlar en uslu, en temiz ruhhatine ve zihnî inkişafına en fazla lu talebelerimdir.» yararlı bir şekle sokmak büyükÇocuk terbiyecilerinin, üzerinde lerin vazifesidir. büyük bir titizlikle durduklan ruh «Mekteblerde okuyan veya daeğitimi mckteblerin programında ha küçük yaşta bulunan bazı çoen fazla yer abnası lâzım gelen bir cukların birbirlerile itişip kakıştımevzudur. Bazı terbiyeciler ruh eğmı hepimiz biliriz. Çocuğun hareğitimini ahlâk derslerile sağlamaya ket ihtiyacını teslim edenler, buna çahşırlarken, bir çoklan da bunu göz yumarlar. Fakat bu müsamaha beden terbiyesi, spor zihniyeti ile hiç doğru değildir. Çocuğun haretemini tercih etmektedirler ki, doket ihtiyacını başka türlü ve daha lambaçlı olmakla beraber, en kat'î faydah yollarla tatmin etmek de yolun bu olduğu muhakkaktır. pekâlâ kabildir. .Uukıebdeıı bir «lcıs nıan/arası (Epoca'dan) «Eğer bir çocuğun, küçük yaşIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIII'IIIIİIHIIIIIIIIIIİİIIIIIIIIIHIII tanberi, hareket arzusu sağlam yolJara sevkcdüecek olursa idman h3 reketlerini en zevkli oyun olarak kabul eder ve itişkakış, tekmeyumruk gibi zararlı yollara sapmak ihtiyacını duymaz. «Başka mekteblerde arkadaşlandevieüerlnl endijeye düjürüyor. So v I ren Moskova radycsu bu bölgede har400.000 hektarlık «razi tnm çocuklara idman hareketleriyetler İçin esas Avusturyada komün iz •bin bitıııekten uzak olduğunu. Ameriişlenilebilecek ni, spor ve jimnastik derslerini öğme aleyhdar hareltetlerin vuku bulma. kalı askerlerln ağlebi ihtimal çetin kıj Yakında ColumbU nehri barajın» b« masıdır. retmekte, talebelerin bu sahada asavaşları vermek mecburiyetinde kalaSovyetler tarafından slmdlye kadar caklarını ve buna kuvvetli Çlnll birllk. Iakalarını uyandırmakta zorluk çek heri 65.000 beyglr kuTV«tlnde muazzam £kl motör yerle^irllecck. Bu motörler tiklerini görüyorum. Vakıa, ço lş'en.ege ba*ladığı cunsn Btrleslk t&kınılan durum bu menılekette hü lerin karjı koyacağını bildirmijtir. küra »üren vaziyetin aydınlanmasını Bu SÖZICT Sovyetlerin tak.b etmekte cuklar arasmda spora, beden ha Araerikanın Kıuejlatısınd» kâln îstemedaderlni göstermektedlr. Barış olduklan ta'blyeyi açıkça göstcrmiyor reketlerine meraklı olanlar çoktur; Washlngton «yal«tlı«l« buluıum 400.000 andlaşması meselesl uzadıkça uzayor mu? Maksad anlaşılıyor: Uzak Şarkta fakat spordan, jimnastikten zerre hektarlık verinnU «raıj draata lallh ve bu manzara losana Ruslann Avus Blrlejik Amerikanın însan ve malzeme bir hale (elecek, ırotörler'.n her blrl kadar zevk almıyanlar da az de bir «ulama tulumbajım hareket» getl turyadan çekllmek istemedilderi kana kaynakJarını eritecek ateşi körükleatini veriyor. Avusturja hür olur ve mek. ğildir. recek. Bu tulumbtlu üç buçuk mllyon ljgalden kurtulursa komünlstlerln buSovyetlerin oynadıkları bu oyun çok nüruslu blı fahrln ru ihtiyacını temln rad» nUfuzları kaJmıyacagından kor tehlıkelidir. Çilnkü Amerik.in umumi «Meseleyi tetkik ettim ve çok garib bir neticeyle karşılaştım: Spor •dccek c«s«m«tt«llr. kuluyor. Son seçimler, Avurturyanın efkârı bunun ne demek olduğunu firtık Bther motflrün »ğırlıgı S O ton, boyu Sovyet ljgal böngeslnde bil* komünizm biliyor. Daha şimdlcien bazı sahçlyetler O dan, idmandan hoşlanrmyanlar a•ekl» metredlr. Tulumbaların h«r blrl rasmda bir çoklan dövüşmekten, 24 nuttt* S.800.000 ton nı buabllmek aleyhdarlanmn çoğunlu^u teşMl «ttlk Birleşik Amerikanın düpedüz harb demek olan bu mücadeîeyi co^rafî balerlnl göstermedl ml? birbirlerile tekmeleşerek, yum tedir. Bütün bu haller Avurturyanın Ijgal kımdan en gayrimüsaid bir bölgede ne ruklaşarak toynamaktan» zevk aB a n j u ısthı S O klldtnetre karedlr. den kurtulmasının pek yakın olmadı. diye kabul ettiğinl, Amerikanın faikiO yetlni temtn eden taktik ve stratejik lan çocuklardır. Ruhlarında böyl» Srience'don ğını isbat ediyor. *** bir canlılığa sahib olduklan hald» Gazette de Lausanne'dcm unsurlan neden harekete geçirmediğini iormaktadırlar. «poru ve idman hareketlerini sev Avusttıryada işgalin daha devam T* "P *î* Rusların «tejle oynamaları ve bumemeleri ancak büyüklerin hataedeceği anlaşıhyar Moskova ne istiyor? nun tehllkeslnl bilmemezlikten geİTeAvusturrada kanıık blr durum Batı d Kore'd* «skerl durumu gö'zden geçl lerl haklarında hayırlı olmasa eerek. Istanbul ve Musul Konferanslarmın toplandığı Bahrıye Nezareti salonu DUNYA BASININDAN run, jimnastik oyunlannın her nev'i vardır. Yeşil çimenler üzerinde ip athyan yan çıplak yedi, sekiz yaşlannda kız çocuklar görürsünüz. Öbür tarafta, kalın bir ot minder üzerinde takla atan çocuklar avn> eamanda kahkahalar da atmaktadırlar. Çayırın ortasmda küçük çocuklar yüksekçe ve dar bir tahta üzerinden önlerine bakmadan yürümeyi öğrenirlerken biraz ötede daha büvükçe çocuklar aynı hareketi tcp oynıya oynıya yapmaktadırlar. Llizabeth Taylor boşanıyor mu? Amerikanuı meşhur milyonerlerinden «Otelcüer Kralı» Mr. H i l ton'un oğlu, Nick Hilton'la bundan kısa bir müddet evvel evlenen sinema yıldızı Elizabeth Taylor'a herkes gıpta ediyordu. «Dünyanın en güzel luzı» adı verilen bu mavi gözlü, siyah saçlı, beyaz tenli dilber meğerse zannedildiği kadar mes'ud değilmiş! Hollywood'da çıkan bir gazetenin verdiği habere göre, genç evliler arasında geçimsizlik başlamıştır ve birbirile daima hırgür etmektedirler. «Liz» ile kocası arasmdaki başlıca ihtilâf şudur: Nick Hilton karısının sinema h a yatmdan çekilmesini istemektedir. Halbuki yıldız buna asla yanaşmamakta ve: "Benim için hayat ancak ve a n cak stüdyo hayatıdır» demektedir. (Settimo Giorno) sfc ?¥ * K Doğumda emniyet Doğum gittikçe tehlikesiz bir hâdise haline gelmektedir. Bundan bir asır evvel Lister antiseptik usullerini, Semrr.cHeis de lohusa hummasına çare bulduktan sonra, doğum tehlikeleri gittikçe azalmıştır. Geçen hafta Amerikan Tıb Birliği gazetesinin neşrettiği istatistiğe göre 1949 da Amerikadaki doğumlan n ancak binde birinde anne ölmüştür. Halbuki 1948 de bu nisbet binde 1,2, 1933 te ise (yani sulfatalı ilâcların ve penisilin v.s. gibi antibiyotiklerin keşfinden evvel I binde 6,2 idi. (Time) OLAN GUL DAIINI **# f Lissa Bengtson mektebinde spo 1875 yıh bahannda başlıyan deki iki çıkıntıda dörder pencere Hersek ihtilâlini, Karadağ ve Sır bulunmaktadır. Sağ duvarda meı bistan isyanlan takib etmiş, bu mer güzel bir şöminenin üzerine suretie sark meselesi tekrar u saat ve şamdanlar konulmuştu. yanmış, Rusya Besarabya'da as Bu kısmm duvannda renkli olakert hazırlıklara girişmişti. rak iki buharlı gemi resmolunVaziyetin aldjğı gerginlik üze muştu. Salonun zemini yekpâre göbekli rine İngiltere, donanmasıru (Beşike) limanına göndermiş ve har büyük bir halı ile kaplıydı. Ortabin önünü almak maksadile İs da büyük ve yuvarlak bir masa kenarlan tanbulda büyük devletler mu duruyordu. Etrafında rahhaslarından mürekkeb bir kon ceviz, kumaşları ipekli sandalyeferansın toplanmasını teklif et ler dizilmişti (1). Odanm deni? üstündeki çıkmtıya kâtiblere mişti. Bu teşebbüs üzerine Avrupanm mahsus bir masa yerleştirilmiş, büyük devletleri mümessüleri diğer çıkmtıya, yuvarlak bir Fran Balkan meselesini halletmek, Sırb sız çini sobası kurulmuştu. Bular ve Bulgarlarla meskun olan rada ayrıca zabıt kâtibine mahsus Türk vilâyetlerine verilecek muh küçük bir masa mevcuddu. İçtima günü Tersanenin tarihi tariyet esaslannı görüşmek üzere İstanbulda toplanmışlardı. salonuna birer birer sivil kıyafetOn gün Rusya Sefarethanesin lerile Avıupalı murahhaslar gelde ve kendi aralannda içtünalar meye başlamışlardı. Tesbit edilen yapmışlar ve burada Osmanb saatte bu salonun yuvarlak maİmparatorluğuna bildirilecek tek sası etrafında Saffet ve Etem Paşalar, Lord Salisbury, Sir Henry lifleri tesbit etmişlerdi. O sıralarda Avrupa devletleri Elliot, General İgnatiyev, Bamurahhaslan, Rusya Elçiliğinde ron Verter, Kont Luid Korti, Dökalis, toplantılar tertib ederlerken, Mit Kont Ziçini, Baron Kont Burgvan, Kont Şudurdi tophat Paşayla taraftarlan da, yeni bir devlet nizamını sağlıyacak, lanmışlardı. İlk içtima kısa olmuştu. Riyabütün tebaaya müsavat tamyacak, kanunlarda ıslahatı temin edecek set, devletlej hukuku kaideleri Anayasanm, bir an evvel ilân e mucibince Saffet Paşaya verilmiş, kâtibler ayrılmış, murahhaslarm dilmesi için çalışıyorlardı. gösteren itimad Nihayet İstanbul konferansı 23 salâhiyetlerini arahk 1876 tarihinde Bahriye Ne mektublan tetkik ve teati edilzareti binasının üst katında, de mişti. Bunlardan sonra Avrupalı niz cephesinde, iskele tarafma murahhaslar aralannda kaleme bakan büyük salonda içtima et aldıklan programı murahhaslanmıza vermişlerdi. Bir kaç yüz samişti. Saffet Bir orta kısmı ve üç çıkmtıyı hife tutan bu programı ihtiva eden, tavanı ve duvarlan Paşa, tetkik edilmek ve cevab) nın pervazlan altm yaldızlı, türlü sonra v«rümek kaydile kabul etnakışlarla süslenmiş bu büyük mişti. Saffet Paşa bu program münasalona iki kapıdan girilmektedir. Salonun Haliç ve bahçe üstün sebetile Osmanlı İmparatorluğu nun halihazır vaziyeti hakkında bir nutuk soylemek üzere ayakağa kalkmışt;. Nutkunun ilk cümlelerine başlarken, dışandan konferans salonunun camlannı sarsan top sesleri duyulmaya başlamıştı. Murahhaslar evvelce kendilerine yapılmış tebligat dolayısile bu seslerin mânasını anlamış lardı. Fakat Saffet Paşa Avrupalı diplomatlara (İşittiğiniz şu top sesleri bütün Osmanlı memleketleri için Kanunu Esasinin ilân olunduğunu haber veriyor, bu dakikadan itibaren Türkiye meşrutî hükumetler sırasına dahü olmuştur) demişti. İstanbul konferansmın bundan sonraki toplantılan sinirli bir hava içinde cereyan etmişti. İkinci içtimada Fransız murahhasının, Balkan memleketlerinde rulüm yapıldığını iddiaya kalkışması Etem Paşayı çok hiddetlendirmiş ve ayağa ka!l;arak Fransa tarihinin meşhur katliâmlarını saymaya başlamıştı. Diğer sefirlerin araya girmesile Etem Paşa BUSmuş ve mesele yaüştmlmıştı. Murahhaslann lâyihasıru tetkik eden Babıâli, teklifleri Kanunu Esasiye mugayir gördüğünden reddetmiş ve yabancı murahhaslar evvelki teküflerini değiştirmek zorunda kalmışlardı. 15 ocak toplantısında Lord Salisbury, murahhaslanmıza yeni programı vermiş ve mümkün mer tebe hafifletilen bu teklifler de kabul edihnezse kendilerinin Istanbulu terkedeceklerini bildirmişti. Bu son program Babıâli tarafından görülmüş ve bir (Şura) toplıyarak oradan mütalea sorulması uygun görülmüştü. Devlet rica asJcerî ümeradan, hâkimlerden, Şurayı Devlet azalaımdan, saray erkânından, ruhanilerden müteşekkil iki yüz elli kişilik bir heyet Babıâlide toplaoarsk büyük bir heyecan ve haasasiyet içinde İstanbul konferansı azalannın tekliflerini mMetmişti. Tersanedeki Nezaret binasının tarihî salonunda, konferans azaları son olarak 20 ocak 1877 günü içtima etmişlerdi. Saffet Paşa, BabıâH toplantısının kararını büyük devletler murahhaslaruıa birer birer okumu}ru. Nutuk bittikten sonra Lord Salisbury eyağa kalkarak, Babıâlinin konferansa tebliğ ettiği bu red cevabı üzerine toplantının artık devamına imkân kalmadjğını ve konferansa bitmiş nazarile bakılabileceğini söyledi. Salisbury'yi, General ignatiyev takib etmij, Rus murahhası sert bir ifade ile konujmuştu. Av rupah diplomatlar meşhur salonu birer birer terketmişler ve ertesi akşam Avusturya Sefarethanesinde verilen bir suvarede bulunmuşlardı. Eski Bahriye Nezaretinln tarihî salonunda, İstanbul konferansından kırk sekiz sene sonra Musul konferansı toplanmıştı. Bu konferansta Türk başmurahhası olarak Ali Fethi Bey (Okyar) bulunuyor, İstanbul hariciye mümessili doktor Adnan Bey de (Adıvar) konferansa iştirak ediyordu. (1) İstanbul ve Musul konferanslannın toplandığı salonun tarihî eşyası halen muhtelif binalarda bulunmaktadır. Eski yerlerine iade edilirse salon tarihî hüviyetini tamamen kazanacaktır. OSMANSK! ı\m,Wekl çocuk JOHNBKCMMANfWiNİNiN vftPiuDiĞı GuN JOHN BERCMMAM JOHNBERCHMANMEKTEBİNOE HOCA DÖNYANİN EN pık dcmirindkn demır/epi Mendü yer,ng (cullanırlâr. Mr Kore harbinde bir gazeteci 1904 Rus Japon harbinde, meşhur Ingiliz romancısı Jack London, bir gazetenin hususî muhabiri olarak Koreye gitmişti. Bir gün, bulunduğu kasabanın otelindeki odasında otururken, kapının önüna toplanan ahalinin kendisini görmek istediği haber verildi. Jack London, şöhretinin bu k a dar uzaklara ulaşmış olduğunu düşünerek, memnuniyetle, kapmm önüne çıktı ve ahaliyi gülümseyerek karşıladı. Hattâ belki de onlara nutuk verecekti. Fakat çok geçmeden hakikati anladı: Koreliler, onu takma dişlerini görmek için istemişlerdi. Zira, o zamana kadar takma diş nedir, ömürlerinde görmemişlerdi ve bil mezlerdi. İngiltereden gelen .bu adamın ağzında takma diş bulunduğu kasabada ağızdan ağza yayılmış, bunun üzerine meraklılar bu yeni icad şeyi görmek merak:na kapılmışlardı. (Oggi) Yeni bir Hitler filmi Hollywood'un büyük filim şirkatlerinden biri Viyanada Hitler e dair bir filim çevirmeye başlamıştır. Hitler rolünü Luther Adler'in oynadığı bu filmin mevzuu kısaca şudur: Hitler 1938 de Viyanada k a n koca iki tiyatro artistile tanışıyor. Kadınla sevişmeye başhyor, kocası Janus'ü de hapse atıyor. Kılık değiştirmokte mahir olan aktör hapisaneden kaçmaya muvaffak oluyor. 1941 de, gene çehre değiştirerek, Hitler'in hizmetine giriyor ve bir gün onu öldürüp kendisi onun yerine geçiyor. Bu sahte Hitler, harbin idaresini ele alarak Almanyayı felâkete sürüklüyor. Nihayet son giin kendisini karısma tanıtıyor. Şirket, filmin Almanya ve Avusturyada büyük bir rağbet göreceğini ummaktadır. Zira ilk defa olarak bu filmde harbin kaybedilmesinde HUlerin kabahati olmadığı iddia edümektedir. (Settimo Giorno) SARHOŞ TAl T5U,M.S9öO OLDUĞU İÇİN ÇİN /MPARATORU OLMUŞTU. D£N M5(975'e KADAR 200,000,000 İNSANA HUKMETMİŞTIR. KENDİ51NDEN tVVLLKl \^AP^RATORL^R KAŞİNE MAIARINA ÇOK MUDAHME ETTİĞİNDEN BİR ŞARHOŞfc TAÇ öWDİRW\ŞLERO\R. C«;ı\r>L''i' ope'O mundı IÇINDE 10 DEFA ftKSl 5EOA . YAPAN TÜR6E HİNDİSTAtUN "' S6HRİNDEDİR. Bü TÜR6ENİN ufMeRlSirSOt HER FlS\LTi TAMWA5 AKSEOEP CUNKU HUKUMOftR M U H ^ M t O Ift COCUÛüC;: M ÖLDUKTE.N SOfclRft BlLE OUY6Af\K İSTENM>Tİ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle