25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 Ekim W48 CUMHUKİYET Yirıtıi beş yıllık sulh umhuriyetimizin yirmi beşinci yıldbnıımunü mıtladığımız sırada bu sütuna gerekleşen en büyük vazife, Türk milletinİD bu yirmi beş yüı snlh içinde yaşamış olduğunu belirtmebtir. Bir millet için hayatta en büyük nimet. sulh içinde yaşamaktır. Türkiye Cumhuriyeti de geçen yirmi beş yü içinde Türk milletinin bu nimetten, aksaksn ve eksiksiz bir tarzda faydalanmasuu sağlayarak en büyük başanyı kazanmıştır. Cumhuriyet devri boyunca sulh içinde yaşıyan Türk milletinin dış politikasını düzenleyen esas: Vurd için sulh, dünya için sulh» tu. Türkiye Cunıhuriyeti bütün varhğfle bu esasa sadık kalmıs, fakat bu müddet içinde kopan Ikinci Dünya Harbi ontın daima hazırhklı, daima uyanık ve daima tetikte olmasuu gerekleştirmiş, o da uzun bir silâhiı mütareke hayatj yafamak zorunda kalmıstır. Bugün hâlâ bu silâhb mütareke devri devam etmektedir. Fakat silâhiı mütareke başka, harb içinde yaşamak bambaşkadır. Çünkü silâhiı mütareke, gerekleştirdiği bütün fedakârhklara rağmen, harbe nisbetle sulh yaşayışıdır. Bu yirmi beş yıllık sulh hayatı, bizim için Cumhuriyetin en büyük başarısıdır ve biz bu başan sayesinde kendi mizi toplamış, nüfusumuzu çoğaltnıış, cehaletle mücadelemizi hnlandmnış, iktisadi hayatımm geliştirmis, muasu medeniyet seviyesine kavuşmak yolunda geniş adımlar atmış, elhasıl ilerlemiş ve yaşayısımın en sağlam temellere dayanuş bulunuyoruz. Düşünmeli ki biz Cumhuriyetin ilânından önce harb içinde idik. Millî varlığunızı kurtarmak için beş yıl kadar dövüşmüştük. Daha önce de "iirinci Dünya Harbi içinde idik ve imparatorluğumuzun parçalanmasile neticelenen bu harb aşağı yukan dört sene devam etmişti. Demek ki biz Cumhuriyetten önce ardarda dokuı yü harbetmek zonında kalan bir millettik. Ardarda dokuz yıl harbetmek bize çok pahalıya mal olmuştu. Nerdeyse neslimiz kırılacak ve varlığımız tükenecekü. Fakat çok sukür millî savaşunm kazanmak, Cumhuriyetitnizin sağladığı yirmi beş yılhk tulha kavuşmak sayesinde kendimize geldik. Gürbüzleştik ve her bakımdan saygı değer bir varlık olarak dünya muvazenesinde sapsağlam bir mevki sohibi olduk. Dunımumuz kuvvetlidir. Ufkumuz açıktır ve istikbalimiı aydmdır. Bütün bunları Cumhuriyetimize, yani kendimiıe borcluyuz. Çünkü Cumhuriyet sayesinde bütün mukadderaomm ele almış hulunuyor, onun için duraklamadan ilerliyoruz ve asıl en mühbnml sulhumuzu bozmadan kuvvetimizi arttırıyoruz. Bizim hiç bir vakit aynlmak Istemediğimiz bir şiar varsa o da yirmi beş yıl hayatımıza hâkim olan şiardır: «Yurd için sulh, dünya için sulh.» Türk milletinin büyük bayramı knthı olsun. Ömer Rıza DOĞRUL Cumhuriyetimiziıt 25 inci yıldönümü Baştarafı 1 inci sahifede hlaşmış olan savunma vasıtalarına harcamaktadırlar. Dünyanın bu şartlarından tabiatile biz de müteessir olmaktayız ve bizzarure paramızın ve emeğimizin büyük bir kısmııu savumna ihtiyaclan için sarfediyoruz. Milletçe hür yaşamağı rahat yaşamaktan üstun saydığımız için sıkıntımız artsa da emniyetimiz uğrundaki bu masraflara devamdan çekinmiyeceğimiz şüpbesizdir. Yalnız değiliz, varhğına güvenilir hüı insanlardan müteşekkil itibarb bir devîet olarak birleşmiş hür milletler topluiuğunun içindeyiz. 25 yıllık cumhuriyetin. tarihimizde hemen en uzun oir sulh siiresi içinde, bize kazandırdığı övündürücü eserlere ve varlıklara dayanan bir durumun hasılasını çeyrek yüz yıllık bayrarr armağanı olarak müşahede etmek milletçe hakkımız ve milletçe muvaffakiyetimizdir. Aziz yurddaşlarım, son dokuz senesi büyük bir dünya harbi ve buhranına raslamış olmasma rağmen 25 yılhk Cumhuriyeümizin muhtelif sahalardaki umran sahasında, endüstri alanında, kültürel ve sosyal sahalarda ortaya koyduğu eserler meydanda ve küçültülmıyecek bir muvaffakiyct mertebesindedir. Daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu' blliyoruz. Nasıl ki elbirliği ile daha fazlasmı yapmak gayretinde ve yolundayız. Şimdiye kadar başardıklarımız. başaracağımız işler için bize haklı bir cesaret vermektedir. Yapılmamış işleri yapılmiş göstermek ne kadar tehlikeli ise, yapılmışlan inkâr da o derece tehlikelidir. Birincisi insanı atalete, ikincisi ümidsizliğe sevkeder. İkisinin de neticesi hareketsizliktir. DuraklamadırMilletimiz hareketsizliŞi v« duraklamayı sevmiyen bir millettir. Harcket zindeliğini muhafaza eden inkıâbımız iki sene evvel rcjimimiide büyük bir tekâmül vücude getirdi. İki sene evvel girdiğimiz çok partiü deınoktasi rejimimiz ârızalı yollardan geçerek hayli mesafe aldı. Evvelee geçihnemiş bir yolun en zor kısmı ilk merhaleleridir. Bu merhaleleri şimdi arkada bırakmış bulunuyoruz. Milletin sağ duyusunu derin bir nüfuz ile bilen ve ona sonsuz bir imanla inanan Cumhur Başkaıımız İnönü bu yolu ve bu yolun selâmetli şartlarını göstermek suretile yurda çin;diye kadar ettiği büyük hizmetere bir büyük hizmet daha eklemiştir. Milletçe faydasını kabul ertiğimiz bu yolda beraberce ve elele azimle yürüyeceğiz. Bu yolun bizi muvaffakiyete ulaştıracağır.da şüphemiz yoktur. Cumhuriyetin 25 inci yıldönümü memleket Jçin beklediğimiz daha çok meaud, daha çok refahh günlerln bayramlaruıa başlangıç yıh olsun. Bu temenrd ile, sayın yurddaşlarım, bu güzel gününüzde hepinlze iyilik, esenlik ve bol neşeler diler, buyük bayrarm, büyük Türk miUetine tekrar tekrar kutlanm.» M H U B İ Y E T Baçbakanın alaka il* dkıl«n«n nutku befenilmekle beraber bir noksanından dolayı da birçok va tandaşları müteessir etmiştir. Bu noksan, nutukU, Atatürkten hiç bahsedilmemiç olmasıdiT. Bazı okuyucularrmız dün. telefonla bize müracaat ederek bu husurtaki U.ewnrlerlnl bUdirdiler. Kaydedryoruz. Ankarada Ankara 28 (a.a.) Cumhuriyetin 25 inci yıldönümünü kutlama programı gereğince bu sabah saat 11,35 te geçid resmine işürak etmek fizere çesidli illerden Ankaraya gelen izcilerle Ankarm izcUeri Samanpazaruıda toplanmışlar ve genclik namına Cumhuriyete bağlıhk gösterlleri yaptıktan sonra saat 12,15 te muntazam dizller halinde Samanpazarından hareket ederek ÇoeuksarajT ve Anafartalar caddelertni takiben Ulus meydaruna •• oradan da Atatürk bulvarını takiben Zafer abidesint gelmişler ve buradaki yerlerini almıslardır. Saat 11,15 te bir taraftan kciler Samanpazarında toplanmağa başlarken. Muzaffer Tuncalpın başkanlığında bir grup Etnograiya müzesine giderek Atatürkün muvakkat kabrine genclik adına bir çelenk koymuştur. Saat 11.35 te Zafer abidesinin etmfında toplanan izciler Başbakan Hasan Sakarun, Cumhuriyet bayraramı açış nutkunu meydana konan hoparlörlerden dinlemişlerdir. Bunu müteakıb genc bir izci sık sık alkışlanan bir hitabede bulunmuş, diğer bir izd de kendisinin Cumhuriyet bajTamı munasebetile yazdığı bir şiiri okuyarak gencliğin Cumhuriyete bağlıhğına tercüman olmuştur. Zafer Bbidesine ve emniyet abidesine çelenkler koyan izciler bundan sonra toplu bir halde izci gösterilerinin yapılacağı stadyoma gitmişlerdir. izciler izci gösterilerine saat 14.30 da başlamışlardır Gösterilere 400 ü kız olmak üzere 2100 genc iştirak etmiştir. Stadyomda 40 bine yakın bir seyirci vardı. Şeref tribününde Millî rîğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu, milletvekillerl, Millî Eğitim Bakanhğı ileri gelenleri ve basın temsilcileri yer almış bulunuyorlardı. Şehrimizdeki bayram şenlikleri Şehrimizde saat 12 den itibaren binaiarın üzerlerine şanlı bayraklarımız çekilmiş, taklarm noksanlan tamamlanmıştır. Sehirdeki takların sayısı 500 ü geçmiştir. Taksimdeki tribünlerde bulunmak için Vilâyete sayısız müracaatler olnıııştur. Kutlrma merasimine okullarda yapılan müsamerelerle başlanmıştır. Hnva gayet güzel olduğu için halk dün caddelere dökülmüş ve geç vakte kadar eğîcnmiştir. Bu sabahki törene saat 9 da İl binasında Valinin tebrikleri kabulile başlanacaktır. Vali, saat 10 dan 10,15 e kadar konsoloslarrn tebriklerini kabul edccek, müteakıben konrutanlarla birlikte Tateim meydanına gidecektir. Merasim korautanmm vereceği tefcmıl emri üzerine İstiklâl marşı çalmarak direğe sancak çekilecek ve Atatürk âbidesine çelenkler konacaktır. Bundan sonra. geçid resmi töreni başhyacaktır. Gene bu^ün saat 12 de, şehrin muhtelif yerlerinden yirmi birer pâre top atılarak bu mutlu gün Irjtlanacaktır. Gece, fener alayları yapılacaktır. Muhtelif yerlerde havaî fişekler atılacaktır. Aynca Halkevlerinde müsamereler ve eğlenceler tertib edilmiştir. Kazalan önlemek üzere kalabahk yerlerden nakil vasıtalarmın geçmesi menedilmiştir. Donanmamız, törene iştirak etmek üzere bu sabah limanımızda bııhınacaktır. Valinin Istanbul halkma raesajı Vali ve Belediye Reisi Dr. Lutfi Kırdar, Cumhuriyetimizin 25 inci yıldönümü münasebetile Istanbul halkına bir tebrik mesajı hazırlamıştır. Vali ve Belediye Reisi bu mesajında, Cumhuriyet devrinde yapılan inkılâblarda ve başanlan işlerde ^sırlar boyunca Türklyenin en ileri irfan merkezd olan Istanbulun şerefıi hissesi bulundugunu belirtmekte v« şöyle demektedir: « 10 yıldır sizin aranızda bulunmanın, sizinle beraber çalışmanm ve size hizmet etmenin verdiği sonsuz bahtiyarhktan sevinc ve iftihar duyduğumu arzederek büyük bayramınıa kutlar, hepinize neşe, saadet ve muvaffaktyetler dilerim.» Konya Demokratlarmın bayram beyannamesi Konya 28 (Telefonla) Demokrat Parti merkez ilçesi bugün bir toplanti yapmıştır. Toplantıda, bayrama toplu halde iştirak meselesi görüşülmüş ve Konya halkma hitaben bir beyanname neşri kabul edilmiştir. Bunda, geçid resmine iştirak etmek istiyen Halk Partisirün halk: arkamna toplavabllmek için yapbğı maddî ve manevl baskı anlaülmakta ve bazı vakıalar rikredildlkten sonra: «Halk Parriâ bayrağını tasıyacak olanlar hakkında hükmünüzü siz verinlz.» denilmektedir. tzmirde İaasir, 28 (Telefonla) Cumfcurryet Bayramı bugün saat 13 ten itibaren «ehrimlzde neşe içinde kutianmaya başlanmıçtrr. Izmir, bir gelin gibi süslennüs, gece de baştanbaşa elekrriklerle aydınlatılmıçtrr. Ankara, 28 (a.a.) Büyük Brkanya İzci Teşkilab Baflkam Mr. Glad Binchem. Bü>ük Brhanya izcdleri adına Iad'.ik Teşkilâttmıza su telgrafı göndermiştir: «Büyük Britanya izci kardeşleriniz, büyük millî bayramınn münasebetile en Içten. gelen dujgu ve iyi dileklerini dir etmektedirler. Baştarafı 1 inei sahifede mektedir. Fakat onun ve onun gibüerinin projeleri suya düşecekür.» Pravda muhabiri Stalüı'e <u suali sormuştur: « Berlin meselesi Güvenlik Konseyine verilmeden önce bir anlaşmaya vanldığı doğru mudur?» Stalin şöyle cevab vermiştir: < Evet, doğrudur. Arjantin delegesi Bramuglia ile Vichinsky arasında cereyan eden görüşmeler sonunda taraflarrn kabul ettiği bir anlaşma ortaya çıkmışta. Fakat Ingiltere ve Amerika bundan bahsetmedüer. 30 ağustosta Moskovada da bir anlaşmaya varılmıştı. Fakat Ingiltere ve Amerika Moskovodaki temsilcilerinin yetkilerini tanımadılar ve anlaşmayı hükümsüz bıraktılar.» Mareşal Stalin Konseyin alb bitaraf devletini de harbi hazulamakla itham etmiştir. Londra radyosunun mukabelesi Londra 28 (B.B.C) Londra radyosunun siyasî tefsircisi Stalin'in, boyanaUndan bahsetmiş ve şöyle demiştir: «Stalin arasıra beyanat verir. Bu sefer de Pravda muhabirinin suallerini cevablandırdı. Bu beyanat, bize. evvelden hazırlanmış, suallere gene evvelden hazırlanmış cevabları veren talebeleri hatırlattı. Stalin'in bu seferki sözleri de, Rus demogojisine uygundu ve Rus halkı için sarfedilmişti. Fakat üzülmeyin, endişe etmeyin. Bu sözlerden teessür duyacak olanlar yalnız 'iyi niyetii» kimseler olacaktır. Stalin gene harb: hazırhyanlardan bahsetti ve bunlar arasında Kolombiya ile Suıiyenin de bulunduğunu gördük. Stalin aynı zamanda Güvenlik konseyinden de bahsetti ve konseyin kredisini düşürecek sözler sarfetti. Bu sözleri de yalnız, yeryüzündeki «iyi niyetli> kimseleri ümidsizliğe düşürür. Fakat bütün bunlara rağmen demokrasiler savunma tedbirlerini almaya, komünistler de buna karsı mutad hareketlerine devam edeceklerdir. Bu çekişmenin sonu nereye varır? Gene «iyi niyet» sahibi kimselerin üzülmesine yol açar.» Bevin, Stalin'e cevab verecek Londra 28 (BB.C.) Mr. BevinTn pek yakında beyanatta bulunarak Staline cevab vereceği bildirümektedir. BBC. nin siyast muhabiri şöyle demektedir: 'Stalin şimdiye kadar bu derece «acı» konuşmamıştı. Bundan evvelki beyanatları anlaşmaya doğru gidiyordu. Yeni beyanatmda Stalin iki hataya düşüyor: 1 Moskova anlaşmasını Berlindeki Rus generali Sokolovsky ihlâl etmiştir; müttefikler değil. 2 Pariste 6 bltaıaflar ile Vichinsky arasında hiç bir anlaşmaya vanlmamıştır.. Stalîn Müttefiklere acıkoa oatıyor Sadağın bir Fransız gazetesine demeci Baştarafı 1 inei sahifede nız barışın hizmetindedir.» Türkiyenin kuzeydeki büyük komşusu ile olan tnünasebetlerine temas ettiğim zaman Sadak şu cevabı vermekle iktifa etti: « 1945 tenberi hiç bir değişiklik olmadı.» Bay Bakan, biraz evvel «Doğu Avrupa» tâbirini kullandınız. Bir müddettenberi sözü geçmekte olan Akdeniz paktı hakkındaki düşünceleriniz nedir? « Bu. tamamen nazarl bir dü§ünüş. Hiç şüphesiz bir fikir, Avrupamn evvelee çok karışık olan bu kısmında barış ve anlaşmaya yardım edecek ve bunlan kuvvetlendirecek mahiyette olması itibarile, teşvik edilmelidir. Benim fikrimce bu paktın tahakkuku için ieabeden gerek münferid, gerekse müşterek yani, gerek millî ve gerekse milletlerarası siyasî şartlar henüz tamam değildir. Heyeti mecmuasile merhale merhale Avrupa birliğini tesise yanyacak olan mıntaka anlaşmalarına taraftar bulunan Türkiye, kendi hesabına böyle bir politikamn tahakkukunu sempati ile karşılıyacaktır.» Bundan sonra Birleşmiş Milletlerin şimdiki çalışmalan hakkında sorduğum suale Türk Dış İşleri Bakanı tereddüd etmeden şu cevabı verdi: « İlk görünüş pek cesaret verici de ğildir. Hedeflerine varabilmei) için bünyesinde değişiklikler yapılması lâzım gelen Birleşmiş Milletler tegkilitına samimî bir surette bağlıyız. Çünkü bize göre, Birleşmiş Milletler teşkilâtı emel edindiğimiz dünya barışını bir gün teminat altına alabüecek tek milletlerarası müessesedir.» İç riyaset Bundan sonra, yarın Türkiyenin millî bayramı olduğunu hatırlıyarak Sadaktan memleketinin iç siyaseti hakkında bir kaç söz söylemesini rica ettim. Türk Dış tşleri Bakanı bana şa cevabı verdi: « Yarm bizim yalnız miTlt bayramımız değil, aynı zamanda Cumhuriyetin 25 inci yıldönümüdur. Bugünün Türk halkı için büyuk bir manâsı vardır. Bu, bir çeyrek asırlık bir barışı, Türkiyenin tarihinde ender rastlanan bir istikrarı, m«mleketin modernleştirilmesi re bütün sahalarda terakkiler başarüması yorulmak bilmez gayTetlerle dolu 29 seneyi ifade etmektedir. İki yıldan beri Cumhuriyet tarihimizir. en güç imtihanmı geçiriyoruz. Tek parti ve iki dereceli seçim rejiminden muhtelif siyasî partüer ve tek dereceli seçim usulile genişlemis bir demokrasi rejimine geçtik.» Türk Dış İşleri Bakanı burada «özlerine son verirken büyük bir memnuniyetle şunları söyledi: a Çok nazik olan bu Uk devreyi hiç bir sarsıntı olmadan v« muvaöakıyetle geçirmiş bulunuyoruz.» Hâdıselerflrastnd* 25 yıl 2S yılda ne yaptık, ne yapamadık. Buna ba küçük sütunda hulâsa etmek rordur; fakat muhakkak şudur td bu çeyrek asırda ne ki yaptıksa, ne ki iyi veya fena yaptiksa kendi hünerimiz. kendi marifetimizdir. Bunu kimseye borclu değiliz. Khnsenin âstüne de ataSebebsiz olarak girdiği harMe yıkümış bir büyük fanparatorluğun bakayasından yeni bir memleket ve genc bir millet kurnp yuğnrmak, tarlhte kolay tesadüf edilir hünerlerden değildir. tmparatorlutn yıkan batanuzm yanında bu yıkmtıdan azaroi istifade ederek bir yeni devlet kurmak tezadı ba hünerin kıymetini büshntün artmmştır. Siyast mütthazalan bir yana atarsak, bu çeyrek asır zarfmda bir çok şeyler; fakat plânsıs btr çok şeyler yaptığımızı itiraf etmek soronda kalmz. Bana da acemiliğiodze bağislamak lfizrmdır. thtilâl saflanndan gelen devlet adamlanmndan, Idare erkftnımıza kadar herkes ba yirmi beş yd hem çalnjtı, hem öğrendl Bufün devlet adann diye elimizd« barananlann hepsi eeyrek asrr siiren ba ameU knrsta ders alarak yetiştiler. Ba derslerin bedelird de millet ödedt Çeyrek aaırda çok giteel şeyler yaptık. Gözei şeyler yapmak istedik... Yaptığımu inkılâb ve bamleleri burada sayrp ddkmek mümkun değidlr. Yabus sorayı gördük ki tekâmül kamnüannı mühimsemeden yapılan soraki işler, çabnkluklannm bederfad soaradaa Medller. Her mkılib gibi Mrin*tD<J« d* acele olan taraflar bvhmdo. Bunlan xaman ve tabiat kammlan tasfalh etmektedir. Şimdi t»H**Tw^v • • » • " ' » dtşmda kalan yerlerde dfinya s&Dnrmı tehdid e*el hâdiseler cereyan eden eskl OsnMmh In^Miratvflugu mrn ta#fiyesi, bazılanras dediğf gibi blr mesnd hadise »bruımıçhr. Amroa bu elhn hâdisenin yambaşmda yarah bir kahraman olarak ayağa kalkBUf küçük Asya ve Arrupa Türklertnin yeni btr derlet kararak# kendilerizd dün yayr> tanıtmalan gerçekten bahtiyar bir netice ohnuştur. îkisini asla Mrbtrin* Bb fbntfi ymptıkltuimıa oOmek geriye, yapecaklarutun tasarlamak içm ileriye bakınca şunlan jçörüyonızs Sanat, ticaret, ziraat, irfan, nafıa ve sıhhat bakrmından bir çok işler yaptık. Bu arada bir çok hatalara düstök. Emeklerimizin bir kısmını yıkıp yeniden yapmaya harcadık. Bundan sonra bu hatalan tekrarlamadan mntedil adımlar ve milli mülâhazalarla dünya konserine ayak uydurarak vürüyeceğiz. Bugün memnun olacağunız nokta şador: İyi ve kötü yaptıklanmm görüyor, tahli) ve tenkid edebiliyoruz. Müşahede ve itiraf edilen yanhşlıklar, yan düzelmlş sayılabilir. Ve şa son devrm en iyi karar ve teşebbüsü de memlekette ciddi bir demokrasi rejimi kurmak oldu. Dahilerinden vahilerine kadar bn millet 29 teşlinievrel kararile ne kadar iftihar ederse. demokrasi rejimi ni isteyip kurması ve tahakkuk ettirmesile o kadar övünebilir. •Cumhuriyeb idaresinrn yirmi beşinci yıldönümünü tesid ve tebrik ettiğuniz bn günde ilk vazifemiz samimilik oldnğuna inandığmı için bu satırları nıı edada yazdnn ve onlara yalnız bir bayram katlaması gibi resmi şekil vermedim. İnsallah ellinci yıldönümünde de kalemimlz berhayat olursa geçmişteki hatalarm bagünden o güne kadar tashih edilmiş ve miilkü milletin mamur ve mesud olduğunu görerek sevgili Türkiyeyi şourlu ve hür milletimizle Mrlikte tebrik İçin daha güzel sarırlar yazmak saadetine ereriz, Anı ofeuyoculanm! Cumhurryet Bavramını ciimleye tebrik eder, memleket ve millet için hayırb ve uğurlu olmasuu candan dilerfan. B. FELEK İ Cumhur Başkanı Fransız heyelini kabul elli Ankara, 28 (aa.) Cumhur Ba«kanı İsmet İnönü, bııgün saat 18,30 da Fransız parlamento heyetini kabul buyurmuş] ardır. Ankara 28 (Telefonla) Bugün şehrimize gelen Fransız heyeti öğleden sonra Başbakan Hasan Saka tarafından kabul edilmiştir. Başbakan kendüerine şöyle demiştir: « Size karşı olan TOrk dostluğu, köklü bir dostluktur.» Komünizmi lakbih eden üç nuluk Baştaraft 1 inci sahifede Fransa ve Almanyaya yayılmaması için Bırleşik Amerika tarafından alınan tedbirleri gözden geçirmiştir. Başkan şöyle demiştir: „ Komünizmin yayılmaması için simdiye kadar bir eşi daha görülmemiş olan tarafımızdan takib ve idame olunan dünya çapmdaki mücadele. bütün milletlerde yeni bir ümıd doğurmuştur.» Dewey'in nutku Cumhuriyetçilerin başkan adayı Dewey de Cleveland'da söylediği nutukta şiddetli bir lisanla komünizme hücum etmiş ve şöyle demiştir: „ Komünıstler halen siyasî grevler'ıe Fransayı felce uğratmaya çalışmakta ve Yunanistanda olduğu gibi bunu bir iç harb pahasma yapmaktadırlar. Komünistler Türkiyeyi de tehdid etmektedirler.» ChurchiH'in sözleri Londra, 28 (B B.C. ) Churchill, bv^ün söyleriiği bir nutukta komün.zme şiddetle hücum etmiş ve şöyle demiştir: Yalnız atom bombası, Rusları vahşeti Avrupaya getirmelerıne mârı «vrnaktadır.j) Afustos aymın sonunda Stokholm'de toplanmıs olan Ortasark Kadınlar kongresine ve sosyal kurslara, Turkiyeyi temsilen giden Seyhan milletvekili Makbule Diblan ile Nermin Abadan, dün bir İsveç uçağile yurda dönmüslerdir. Makbule Diblan ve Nermin Abadan, kendisile görüsen bir arkadasunıza seyahat intibalannı şöyle anlatmışlardır: « Ağustos ayının 20 sinde Türkiyeden hareket ertik. Doğru Stokholm'e gittik. Stokholm'de tahminimizin üstünde bir hüsnü kabul gördük v€ orada bir buçuk ay kaldık S u müddet zarfmda, sosyal müesseseleri, mektebleri, hastaneleri gezdik, genis izahat aldık. Bundan sonra tsveçin diğer büyük şehirlerini gezerek İsveçin sosyal hayatı, İsveçlilerin muazzam teşkilâtlı ve plinlı meseleleri üzerinde tetkiklerde bulunduk. İsveç kadmı, bugün hiç de gıpta edile c«k bir vaziyette değildir. Onlara Türk kadınının sosyal hayattaki mevkiini anlaünca adeta şaşırdılar. Biz de, Türk kadi!«vun bugünkü dünya şartları içinde en yüksek bir sosyal mevki* sahjb rilraasından gurur duyduk. Gittiğiıniz her şehirde Türk inkılâbı hakkında komferanslar verdik. Türkiye ve Türk kadını hakkında konuşmalar yapük. Kopenhag radyosunda da Türk kadını hakkında konuşmalarda bulunduk. Şunu söyliyebilirim Ü. bu seyahatimizde, Türk aile hayatma, cemiyetimizfaı verdiği ehemmiyeti takdir ettik ve bunun manasmı daha iyi anladık.» Delegelertmiz dün aksamki ckspreele Ankaraya gitmişlerdir. Türk kadınının iisfün mevkii Şişlide Âbidei Hürriyet civarında küçük bir gazinoyu işleten Spiros Nikolau ismindeki bir vatandaşımıza Amerikada vefat eden kardeşinden on iki milyon lira tahmin edilen bir seryet kaldığını yazmıştık. Öğrendiğimize göre Spiro», bu mlrası memleketine getirdikten sonra, Şişlili olmak sıfatile, inşası henüz tamamlanmıyan Şişli Camü ile Balıkh hastanesine madd! yardımda bulunacağmı söylemiştir. Spiros, dün, bir arkadasunıza şunları söylemiştir: « Böyle bir mirasa konmak muhakkak ki herkesi sevindirir. Fakat korkarım ki bu gidişle miras elüne geçmeden çektiğim üzüntüden bir tarafıma inme inecek, sokağa çıkamıyorum, tramvaya binemiyorum. Hepimizin ağzının tadı bozuldu. Önüne gelen, borç harçla zorla işletebildiğim gazinoya geliyor, yiyip içiyor ve hesabını ödemeden gidiyor. Para isteyince de: «Senin paraya ne ihtiyacın var. Milyonlara kondun, bizim üç beş liramız bundan sonra işine yaramaz» diyorlar. Balıkpazanndan eskîden on kuruşa aldığım limonları, şimdi bana otuz kuruşa satıyorlar. Bu gidişle gazinoyu kapatmaktan başka çare kalmadı.» Bir ayda 1457 ton iç fındık ihrac ettik Milyoner adayı ffena duınmda KUm «yı içtade bafta Isviçre obnak Dnre, rinlandiy», Holanda, İngUtere, Irlanda, Yunanistan, rilisün, Suriye, Güney AfrUu, Mısır, Amerika, Kanada v« Trleste'ye oem1an 1457 ton İç ündık ihrac edllmlîtir. SON DAKlKA Samsunda iki tren çarpıştı 12 ölü var Samsun, 28 (Yıldırım telgrafı) Samsundan kalkan marsandiz treni, saat 19 da Çarşambadan gelen yolcu trenile istasyon sonundakl makasta, çarpışrruştır. Müsademe çok giddetli olmus, ragonlar devrümls ve parçalanrrustır. Yolculardan 12 tl ölmüftür. 6 n ağır yarabdrr. 18 yolcu da hafif yaralıdır. ölenlerin başlan, bacakları ve kollan gövdelerinden kop rougtur. Vali v* Belediye Reisi v« buyük blr halk kitleai hâdise yerindedir. Yaralüann kurtarılmasına devam editanektedir. Şahabeddfaı üxımkaya Yıl başmda Ankara'nın «n şirin evin« sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BANKASI nda blr tasamrf hesabı açtınnız, veya hesabmızdaki parayı en az yüs liraya yükseltmlx. (Hsoleıimlrden tafsilat bteymlz. 1948 ikraıniye pKVmrdB son çekflişi 20 tr LtRAYA bulmanm çareai Pasar gunü çıkacak Salon meetnuasffida görünnc Altın kaçakçılığı hakkında hükumetten izahat Utendi Ankara 28 (Telefonla) MUlet Partisi miUetvekillerinden Osman Nuri Köni, bugün Büyük Millet Medisi Başkanlığına bir gözlu soru 6n«rgesi venniştir. Osman Nuri Köni, bu önergesinde, La Haye Elçiliği fidnoi kâtibi Orhan Kavurun yapüğı altın kaçafccılığa hakkında Dis İşleri Bakanmdas izahat istemektedir. lan kelebeksin!» diy« bagırdı. Bu »ese komşumun: «Değiştia, çok değlştln çocuk!> diyen sesi kanstL Ve karanlık * perde perde bütün seslerin, hartyketlerin üzerina indi. Uyumusum, Türk dosfu meşhur Ingiliz farihçisi Arnold dün şehrimize geldi Baştarafı 1 inci sahifede tinizde yapılan inkilâpların yakmdan şahidi olmak ve eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında mukayeseler yapmak imkânını bulmak beni fazlasile memnun edecektir.» Profesör Toyribee, memleketimizde bir ay kalacak ve Ankara Üniversitesinde iki, Istanbul Üniversitesinde de iki konferans verecektir. Bu konferanslardan biri, «Tarihten ne öğrenebiliriz?», diğeri de «Tarihin teşrihi», üçüncü ve dördüncü korf?ranslar da «Geçmiş zaman tarihinin aydınlığı altında şimdiki devir^ mfv zuları üzerindedir. Profesör Arnold Toynbee. pa?ar akşamı Ankaraya gidecek ve orada bir hafta kalıp konferanslarını verdikten sonra kısa bir yurd ge^.^ie çıkacaktır. Muhtemelen. Konya, Amasya ve îzmiri görerek İstanN.ı'a gelecek ve son konferanslarını ca burada verdikten sonra memleketimizden ayrüacaktır. Yağh tohum ihracatı yapılıyor 1948 yıla yağlı tohum istihsali e\velki 5?IT?lere nisbetle fazladır. Şimdiye kadar h;r'ce beklendi|i gekilde jhracat yapılaraaması. Ü3+lann düşük kalmasına sebeb olrmış. bbyi»ce dahilî fiatlarımız dünya piyasalarıniaki f\atlara denk bir hale gelmiştir. Fiaflnrn normale avdetini gören alıcı memleke'.ler, Türkiyeden yağlı tohum îthal etmek iizere teşebbüae geçtnijlerdir. Hâlen Tekirdaâ limanında vapurlara yüklenmekte olan 10 bin too ayçiçegi tolmmu, birkaç güne kadar I'alya ve Çekoslovakyaya gönderilecektir. İhracatın yakında artacağı anlaşılmaktadır. BUGÜN 30 Arahk A T L A S SİNEMASINDA Cumhuriyet Bayramı jerefine senenin en jerefK filmi sbd bekliyor. Aynec an* re* dolgtm para ikramiyelerL.. AZAN . PERIOE CELAL Hattâ ne söylediğini bir anda unuttum bi!?.. Tehlikeli, gizli bir şey yapar gibi eğilip başucumdaki resme baktım. Ay ışığmda gümüş çerçeve ve Cemalin gülen gözlen parlıyordu. Bu tebessüm ber.im içindi. Uzaklardan bana gülüyor, brni çağırıyordu. Melihadan, OsTnandan mühim olan bendim. Benim hayatım!. Talih dönmüştü, yerler değişmişti. Şimdi her şey bana geliyordu. Sıra benimdi. Raif, senin annen avuçlarmda bana dün yanm nimetlerini, yani bütün istediklerimi uzatıyoriu. Onlar, Meliha, Osman her şeyi öğrendikleri, beni nelerin beklediğini anladıkları zaman!. Fakat onlara sonuna krdar bir şey söylememey». sonuna kadar güliip g«çmeye karar vern:ştim. Onları şafn'taeak, hayrette ve hsyran bırakac^ktım. 76 kacak, beni JsteyeoekÜ. Evet beni, su küçük Cenanı, toprak yoldaki fakir, unıstulmuş kızı.. Hem de öyle büyük, gün görmüş, tanuımış bir mulıarrir! Ahmed de aynı şeyi jstemişti. Hattâ Cemal de, şu zengin, güzel, genc adam da.. Osman? Birdenbire vücudüm taş kesilerek yatağm içinde tesbih böceği gibi toparlandım. Derimin üzerinden sanki buzdan bir nefes gelip geçti.. Evet Osman, Osman... Hayır, onu hatarlamak, onu düşunmek budalalıktı. Kendini beğenmişin biri; korkunç, çirkin bir adamdı Böyle oîmasa bile belki ümidlerimi karartmaya, sevincüni öldürmeye kâfi idi. Raif, sonra tekrar seni duşünmeye başladıan. Beni affet, fakat buna kendimi zorladım. Senin genc, neşeli hayalinden, parÜşüyerok örtükre sarıldım. Uykum lak tebessümünden imdad aramak istegeldi. Halb'jki da'na düşür.mek istedi dim. Bunda muvaffak da oldum. Çünğirr. şeyler vardı. Fakat kafam karma kü senin hayalin «kızıl saçlı> yi haturkarışıktı. Beni öpen adamın biraz ötede lattı. Uzaklarda korjcunc yüzü öyle durbaşka bir damm altında uyuduğunu ha gun jSabırh beni bekliyordu. Bana sentırlayarak heyecanlanıyordum. Beni den bahsetmek istiyordu. Sonra her şey biraz evvel öpmüş olan o dudaklann, birbirine karıştı. Ahmedi gördüm. Yapvücudüme sıkı sıkı sarıİEn o kollarm üğı resmi bana vermek istemiyordu. NiSthibinin artık «çocuk, çocuk!» diys hayet Osman ve Melihanın alayla gülan eğlenip şakalaşamıyacağını bilmek, içi yüzleri üzerime doğru eğildi. İçîmden' mi zevkle dolduruyordu. Bana, Melihaya gelen yabsncı garib bir ses: «Arük estaktığı gibi, bana blr kadm gibi ba ki Cenan değüsin, artık kozadan kurtu Sabah, dclm odasından çıkmadı. Kalfa, kahvalüda, sebeb benmişim gibi yüzü çatkm v« öfkeli, onun bütün geca mide ağrılarmdan uymadjğun haber verdi. Cicim, odastnı teyzem* verdiğindenberi bitişikteki küçük odada, kalfanın sedirinm karşuına koydurduğu bir somyada yatıyor. Yanına girdiğim zaman beni görmek istenüyormus gibi gözlertni örttü. Yüzü solgtm ve kederli idt Evtnde misaflr olduğu hald* teyzeme karp aldığı yabana, uzak ve aoğuk tavırlar sinirime doikunuyor. Hastalığı bile nazlanmak, bizleri üzmek için bahane sanıyorum. Her ramankl gibi sokulmak, yürünü öpmek Istedim. G3zl«rinl açtı. ElÜe iterek: Boyalann, ba sürdüğün kotu!. Aman Allahım, beni rahat bırak! diye, söylendL Bu kadar haşin olması manasızlık, her seye sebebsiz yere kızıyor. Hele bana bu kadar kanşması!. Onun kendisine ne kadar az baktığını, n« kadar dağınık ve beceriksiz bir kadm olduğunu öfke iîe düşündüm. Saçlan iyi taranmamışto. Geceliği kolundan sökülmüş sarkıyordu. Üzerindeki yorganın yüzü yamalıydı. Ne kadar parasız olsak gene de bunların btr çareet otaıalıydı. Bu ka dar s«falet T« fsJdrük irtssılaeak şeydi. Bana bütün bunlardan mesulcaöf gibi geldi. Fakat öfkeml gostermeDMO«, dfiyündüklerimi daha bir müddet s«U«ma7a mecburâum. O n yııınnfnhmnj» gahşarak yan şaka j « n olddî: Demek berrf istendyorsım, beni kovuyorsun, dedim. Gözlerlnl aoü. Dtria M baktı. YurmısajrrvtrdL t»jJnl sordu: Gece rtered* ldln? Ocn« feç 8*1mlşsm!. Yüzftn* sürdüğün boyalar, ynl eltiselerin, fa çok bfcmş kadm taviTİann!. Sonra da klmiMİTa «oınnadan, haber vermedea çıkıp «rVdryor, *okaklarda geç vakltler* k*dar dolaftfyorron. Artık çocuk oîmadığım h«ptmrw tekrarlayq> duruyorgun. Gaoo Mr hanun geceyanlan aokağa çrVnw,facmnbi&j/oı musun? Şu Cicimin değişmemd«n memnun oltnamasına, bentmle irühar «jtm€mesine saşıyoruzn. Baldden gok dagınık «Jdugumu, ustüme basıma d&kat «tmedlgimi »öyler durvrrdn. Ştmdi aaçlaranı her gün başka türra tanyorum, «aflerec aynamın onündeyim, yeni güzel eHaiselerim ve çizgileri yerinde ipek çorafclarım var. B«n d« öbtirleri, bir çok geno kızlar gibi oldum. O gene memnun değil. Tahammül «demediğim tek sey de Cicimin bana kızmast. Ba bana korku veriyor. Üzerime bir uğursuzluk, fenahk çökmüş gibi oluyorum. Önvn değişebileceğini. sert öfkeli bir anne olacağını akhm almıyor. Arkam var VATANA DÖNÜŞ Devlet Demiryollannda Üniversitelilere yapılan müsavatsızlik De\'let Dem'.ryollarmda Üniversitelilce temln edilen yüzde 95 tenzilâtlı tarife, bazı fakültelerce bütün öğrenciîere teşmîl edildiği halde, Hukuk Fakültesınin bunu yalnız son »ınıf taletıesine hasretüğlni. hattâ son sınıf muamelesine tâbi olan yedinci ve sekizlnci sömestr talebeslnl de bu haktan mahrum ettiğlnl öğrendik. Bu müsavatsızlıktan müteessir olan Üniversitelller, matbaamıza gelerek şikâyette bulundular. Alâkalıların dikkat nazarınt bu müsavatsızhk üzerine çekeriz. Metro Goldwyn Mayer Süper Filmi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle