01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURJYET 10 Kasım 1947 Küçük hikâye En büyük heyecan ğa kalkmağa başlıyan Enverin etrafmda büsbütün telâşlı hareketlerle donmeğe başladı. Mecılekeü baştanbaşa ayağa kaldıran büyük acıyı hastadan giziernek scn derece müşkıd olmuştu. Gazete müvezzileri sokakları bu acı haberle çın çm öttürüyorlardı Halk dışarı dokülmüştü; irsanlar, kapalı yerlerde havasızlıktan boğulacakmış gibi, kendılerini sokağa atmışlardı. Dışandakı bu matem havası, binaların içine kadar doluyor, yuz çizgilerini derinleştirıyor, bu derm izlere, oradan bir daha silinmiyecekmiş gıbi koyu bir elem işliyordu. Bu taptaze matemırin ateşini, içerideki odalara kaparup gizlı gizlı doktuğü göz yaşlarile söndürmeğe uğraştıktan sonra, ağlamaktan şişmiş gözlerüe dönüp gele. rek hasta kocasmı gene türlü yalanlarla avutmağa çalışan Şükranın hali, o gün, Enverinkinden daha acıklı idi. Odanın içinde, hedefsiz, aşağı yukarı dolaşıyor, hiç luzumu yokken, bir gece dolabının gozünü çekip içini karıştırıyor, temiz bir sigara tablasmı alıp dökmeğe goturüyor, bütün bu şaşkm hareketler arasmda, Enverin, uzandığı şezlongdan kalkmağa teşebbüs etmesi ihtimalile yüreği titriyordu. Bütün şehir halkının, Dolmabahçe sarayının Muayede salonunu akm akın doldurup, katafalkın önünden, canlı bir matem seli gibi durmadan, sonu gelmeden aktığı günler, Şukran için, tahammül edilmez işkencelerie dolu geçti. En korktuğu gün, cenaze torerunın yapılacağı gündü. Programını üstüste, defalarca okumuştu. Evleri, cenaze alayının geçeceğı yola yakın değildi. Enverin, toreni görmesina imkân yoktu. Fakat, o son günün, büyük adamı bağrından koparırcasuıa ondan ayrılan Istanbulun yaşayacağı o kara günün engin vaveylâîinı işitmesinden korkuyordu. O gün, Enver, geçirdiği hastalığı tamamile yenmiş, hastalanmadan onceki kadar sıhhatlı bir halde uyandj. Kendini çok iyi hissediyordu. Şezlonga uzanmak istemedı. Balkonun önüne bir koîtuk getirtti. ona oturdu. Karşısında deniz, tâ ufuklara kadar, ma5mavi uzanıyordu. Enver, günlerdenberi oturmağa hasret kalan ^acudünü, mavi denizin engin sulan karşısında, iyileşmenin, hayata dönmentn hazzına bıraktı. dışarıdan esen temiz havayı, günlerdenberi ilk defa olarak, ciğerlerine rahat rahat doldurdu. Şükran, son günlerde hiç rahat yüzü görmıyen telâşlı ayaklarile gene odad=> dort dönüyordu. Enverin, tam da o gün şezlongdan kalkması ne aksi tesadüftü. Onu tekrar şezlongıma uzatmak, balkonun önünden ayırmak için çare arıyor, bulamıyordu. Sıhhatinin yerine geldiğini iyiden lyiye duyan bu insanı, çok rahat ettiği o yerden hangi bahane ile ayırabilirdi? Fakat t bunu yapmağa da mecburdu. Hastalık haberlerini bile girlediği Atanın ölüm haberi, bu sakat kalb üzerinde muhakkak ki iyi bir tesir yapmaz, Enveri ikinci defa olarak yatağa » • rebilirdi. \ I Nasılsın En\er? Hasta, halsiz halsiz cevab verdl: Biraz iyiceyım. Genc kadın, onun yanıbaşmdaki taareye oturdu, hastanın ellerini avucrının içine aldı, tesellı vermeğe çalış = ı ^ = ^ = ^ = ^ = ^ s s = ^ = s = Yazan: Kamdl Varoğfu =^7 Yarm daha iyi olacaksm, EnverciRm. Doktorun tavsıye ettiği mutİEk istifahat, az zamanda tesirinı gcîterecektir, cinım. liâclarm da var. Bu tsdavıye bir Dünkü yazımda, mahiyeti hakkmda ita devam edelım, birşeyin kalmıyakanaatlerimi yazdığım, dörtler turnuvaakür. sı, Fenerbahçenin birinci gelm«sil« dün Hasta, gczlerinde derin bir ümid ifasona ermış, ^esıle, kansınm yürüne baktı. Şükran, Birinci oyunian gördüğüm için, dünı bak:şa güç tahammül etti, başını ötekü karşılaşmalarmı takib etmediğım ye çevirdi. tumuvayı »eyTedenler çokmuş. MasrafDoktorların koyduğu teşhis, hastanın lan hergun artmakta olan kulublerin kendiîinden başka, tekmil ev halkının hasüat tecnin etmeleri beni sadece memiirr.ıdierini yıkmıştı. Hastalık, son derece nun eder. Dünkü kaîabalığı işittiğim tehlikeli bir kalb afeti idi. Hastanın, hiç vakit, memnuniyetim bir kat daha arttı. kırr.ıldamadan, on beş gün yatar vaziÇünkü gdrülen ragbet iddialarımı bir yette kalması lâzımdı. Yorulmıyacak, übaiııma ispat ediyordu. zülmiyecek, sinirlenmiyecekti. Hattâ lâBen, sevilen ve taraftan çok olan kukırdı bile etmiyecekti. En küçük heyelüblerin, idman ve deneme mahiyetinde can, bir an içinde ölüme sebeb olabüir, de olsa, futbol gösterilerine kalabalık demişlerdi. toplayabılecekleri kanaatindeyim. BuEnverin, bu çok tehlikeli vaziyet geçnun için, nizamî maçlardan gayrı, ölçütikten sonra da eski şekilde yaşamasına lerle tertib olunacak herhangi futbol artık imkin yoktu. Mesleği fazla yorucu olmadıgı halde, ondan bile menedilmesi kombinezonunun mahiyetini değiştirmeihtimali vardı. Herşey, o günlerde geğe lüzum ohnadığı fikrinde ısrar edeceçirmekte olduğu kriz devresinin neticeğım. Bİne bağlı idi. Lik maçlan tehir cdilmemelldir Hasta, karı?ma verdiği o üç kelimelik Bu gibi turmrvaların lik maçlannm cevabdan pek fazla yorulmuş gıbi, bir tehırınden doğduğunu kabul etmeliyiz. ksç dakika sıkışık nefesler aldı. Sonra, Bazı hatalarımızı «Avrupada da boyle gene yavaş sesle sordu: şeyler yapıhyor» diye kolay tarafmdan Yeni bir haber var mj? izaha çalışıyoruz. Karısı, belli etmemeğe uğraştığı halde Avrupada, bilhassa Ingüterede, kasırbüsbürün gizliyemediği telâşlı bir taga derecesindeki fena havalardan, gunvırla: düzu geceye çeviren sisten, gayn sebeb Evet, evet, var, dedi. Vaziyeti salâha lerle lik maçlannm tehir edilemedığini yüz rutmuş. Hararet düşmüs, etrafındahepimiz bıliyoruz. kileri tanıyormus. Artık tehlike kalmaIngilterede, millî takıma oyuncu vertnış. mek yüzünden hiç bir kulübün, en müBüyük hastadan bahsediyordu. Günhim maçını dahi tehir ettirmediğini, futlerdenberi, Enverin zihninde yer eden bol meraklılarımızın çok tanıdıkları Artek mevzu bu idi. senal kulübünden aldığım şu bir kaç Daha kendisi bastalanmadan önre mısalle de Lspat etmek isterim: duymuşru Atatürk ağır hasta demişlerdi. Bir kaç gün, her gittiği yerde gizJi İngiltere, Iskoçya, Gal ve Irlanda agizü scylenen bu haber onu çılgına dönrasmda yapılan miliî takımlar karsılaşdürmiiş, benliğini sarsmış, zihnini altüst nıalarma, bu sene Arsenal kulübü üg etmişti. kere en mühim oyunculannı verdıği Gecirdiği krizden sonra da, kendine halde, bir yandan da lik maçlarına degebr gelmez, ilk lâkırdısı, Atatürk olvam etti. muştu. îskoçya ve trlandaya karşı, takımmın Doktorlar yaptıklan konsültasyonun en kıymetli elemanları olan sol muavin neticesinL Şükrana bildirip, hastayı en Morser ile sağ müdafl Lori Skot'u verkü'ük heyecandan bile korumanız lâdikten başka, 14,000 Ingülz lirasına sazımdır, dedıkleri zaman, genc kadının tm aldığı Brin Cons'u da verdi. Hem benzi sararmışb. Kocası içın, o günlerde, Arsenal bu fedakârlığı yaptığı zaman on en büyiik heyecan membaı, Atatürkün beş maçını mağlubiyetsiz tamamlamı?, hartalığı idi. Bunu ondan saklamak da, 24 puan almıs bulunuyordu. Arsenali dünyanuı en zor işiydi. takib eden ikinci vaziyetindeki kulüb Şükran o andan itibaren, bütün gayise, iki puan farkla rakibini tehdid ediretini bu işe verdl. Evvelâ, kocasmın yordu. odasına kendisinden başka herhangi bir Bu vaziyet üz«rine. muharrirler, Arkımsenin girip çıkmasmı yasak etti. Osenalin manecerine, fedakârlığa nasıl raya, hizmetçi bile giremiyor, hastayı razı olduğunu sorduklan zaman su ceziyar'et gelen en yakm dostlar, arkadaşvabı almışlardi; lar, doktor müsaade etmiyor bahanesile Millî takıma üç oyuncu vermek şeEnverin yanma alınmıyordu. Şükran. pefl, bir lik maçını kaybetmeğe değer. hastasını tehlikeyi tamamile atlatıncıya Arsenal gibi diğer kulübler de böyle kadar aldatmağa, Atatürkün gitgide iyi£areket ederler ve îngilterede lik maçleşmeğe başladığı yalanını, doktorun lar ını, temsüî taltrmlara oyuncu verililâclarile birlinkte bir şifa vasıtası oladiği için tehir ettirmek kimsenin aklmrak ona sunmağa karar vermişti. Patadan geçmez. Çünkü edilse de kabul edüvatsızlıkla ağızdan, kaçmlacak bir söz, n.iyeceğinl herkes bilir. bir an içinde herşeyi mahvedebiltrdi. Bizim teşkilât, vaziyeti bildiğinden Enver, İstiklâl savaşmda, Atatürkü Boflara/ı 1 Ind aahifede ilkönce cahil ve mutaassıb halk Irütle rriiir, nedendir, seyahatlerde, veya herçok yakmdan tanımış, Anadolunun tâ ranlık günlerinde O, dişlerile, tırnaklalerinin vicdanlarmda kurarlar. Ortaçağ hangi' sebeblerle maçlarm tehirine razJ içerilerinde bir barut serpintlsi gibi turıle memleketin istiklâlini korumaya. da her d«Tebeyinin emrinde bir kilise, olmaktadır. H?lbuki ajm teşküâtm lituşup alevini bir hamlede Ege kıyılanna Türkün namusunu kurtarmaya savasan her kilisenin basında bir derebeyi vardı. sans dairesindeki don'alar, futbolcu likadar yayan bu yıldırım adama hayran asker, zeybek, başıbozuk kahramanlaBilgisiz,' yenilik ve medeniyet duş sanflarile dolup taşmaktadır. Beri tarafolmuştu. Ismini duyduğu zaman yürerın arasına karışmış, önlerine düşmüs, manı yığmlara da dcğrusu, ancak iatib ta, yani kulübler cephesinde is*. Istanği ferahlar: yüzünü görebilmek için mübaşlarına geçmiş, nıhayet zaferi sağlı dad yaraşır. O halde. istibdad r'ıresin buldan on dört futbolcu Tahrana gidintemadiyen fırsat arardı. Odasınm duvarları, onun her pozda resimlerile süslü yan orduların başkumandanı olarak is den yeni kurtulnru$ Türk 1 lletinin ce, birinci küme maçlan felce uğrar. idi. Enver, mucize adam adını verdiği tiklâl ve hürriyetin bayrağmı vataran varlığını korumak için her şeyden ö'nce Yani İstanbul futbolunun on dört kişiAtatürkün güneş saçlı, asüman gözlü her bucağmda ve her burcunda çerefle onu, eski idarelerin küflü ve köhne zih nin himmetile oynandığı meydana çıkar. niyetlerinin, sakat ve tembel müessese Buriîarı açıkça mütalea ederek, içinde portrelerini kendi elıle, bin bir itina ile aalgalandırmıştı. O sıkışık, dar günlerde. Türk köy'e lermin maddî ve manevî boyunduruğun bulunduğumuz vaziyetleri, Avrupahca bo^ amıç, duvarlarma öyle asmıştı. O gür.eş renkli saçlara baktıkça, ruhunun rlnin, ateş yanmıyan, aş pişmiyen ocak dan kurtarmak, bir reiim inkılâbı yap hallermek lstiyorsak, hakikatleri olduğu ısmdığını, fezanın derinliklerinden kop başlarında evlâdlarmı özleyen enalar, mak lâzımdı. Mustaf •> Kemalin •teklifilegibi görmeğe've ecnebileri oldukları gimuş parçalar gibi mavi o bir çift gözü babalarını bekliyen çocuklar yavuklula Eirinci Turkiye BÜJO.K Millet Meclisinin bi taklid etmeğe çalışmalıyız. gördükçe, içine, fezalar kadar geniş bir rının hasretini çeken gelinler, hep onun j daha ilk günlerinde bu rejim inkılâbıEşref Şefik •ürr.idin dolduğunu hissederdL adını anarlar, rürküsünü söylerler, kur nın temelleri atümıştiDünkü oyunlann neticelerl: (TenerZaferden sonra Gazi Mustafa Kemal bahçe 20 Vefa). (Galatasaray 00 BeHastalığını duyduğu zaman, saraya tuluşu ondan umarlardı. O, Türk silâhına iki asudır yüz çe Paşa kendisine sunubnak istenilen salta şiktaş), (Fenerbahçe 10 Beşikta»). koşmuş, doğnı bir haber alabilmek için oralarda dolaşmış, saraya girip çıkanla viren harbin talihini, canlarıru esirge nat ve hılâfet taclarma yüz çevirdi. rm halinden bir şeyler sszmlemeğe ça miyerek zorla zafere sürükliyen. ardı Turkleri kurtaracak irfan ve medeni hiç bir vaMt yalnız bırakmadı ve onarası kesilmiyen mağlubiyetlerin hmcı yet inkılâblarının ya'nız millî hâkimi dan bir adım geri kalmadı. lışrr.ıştı. Bu, günlerce sürmüştü. Kendisi yatsfa düşeli, bunu da yapa nı alan ve acısını yürekkrden kanlarile yet yolu ile yapılabileceğine, ve TürkiHiç bir millet hiç bir devlet adamını nryor, Şükrandan aldığı malumatla ık temizliyen, «Millî Mücadelo erlerinin, venin ar.cak Cumhuriyet idaresile ya Atatürk kadar sevmedi, hiç bir devlet tifa ediyordu. Genc kadın, Enverin. subaylarmın, kumandanlarının yanında şayabileceğine Gazinin imanı hiçbir va adamı da milleiini onun kadar övmedi, kendı canile uğraşırken dahi bütün var ve başmda idi. kit sarsılmadı. Millî hâkımıyet prensıp onun ka^ar da milletile övünmedl, lığile o hedefe teeecuh ettiğini bildiği Türkler ona çok inanmışlar ve güven lerine dayanan bir Turk Cumhuriyeti «Ne mutlu Türküm divene> sözü onun iç:n, son derece dikkatli. son derece ida mişlerdi: kvrmak fıkrinde ısrarla sebat etti. milletine sevgisinin, bağlıhğmm gururlu rel: davranıyordu. O, Türkler için mukadder sayılan taHer cümlesi ve her hukmü çetin mü bir vecizesidir. Atatürkün hastahğmm ağırlaçtigmı, lıhin aksi gidişini çevirmış; tarihin ut nakaşsiardan sonra ksbul edilen, TürAtatürkün. de milleti üzerinde. mecga^ets erde heraün çıkan doktor rapor lim akıbetini değistirmişti. kıye Anayasası Bırinci Turkiye Müllslerde. hükumetlerde, kurullarda. kulanndan ogrendikçe, endişesi artmağa düsturlarla İki yüz yıldır köca bir imparatorluğu let Meclı^ınde kurulan baçlamıştı Enveri herhangi şekilde yo i~iıen dıştan Jcemire kemire ölüm yata ikinci Millet Meclisi seçiürken Gazinin rultaylarda nüfuzu vardı. Fakat bu nürulmaktan men°den doktorlar, okuma »ma düşüren, ve yıkıntılan alünda millete ılân ettiği umdelerin Millet Mec fuz ve tesir kanun! salâhiyetlerle karşısmı da yasak etni=İ8rdi, Vaziyeti idare Turkleri de ezen amansız derdleri o îısj tarafmdan onaylanan tafsilâtlı şerhi lsştığı vakit. akıl, mantık, hak. bi'gi. etmek, bu sayede biraz daha kolayla deşmış, devalarını da o bulmuîtu. Onun ve metrüdir. Nihayet halkçı tjr Cum kanun, ve nihayet Büyük Millet MecÜçiyordu. Lâkin, Enver. krizin dk şidhuriyet kurulmuş, ve Anayasa da ilân sinin kararı hâkim ve hüküm oîurdu. teshisi, sçık \e kesindi Tarihin hangi devrir.de ve dünyanın detli safhaîarını geçirdikten ve kendisini edılmişti. Fakat eski kanunlar, usjller, Onun kanaatine göre, unulmaz sanıiyice hissettikten sonra ne olaeakti? O nızamlar, müesseseler değiştirilmedikçe, neresinde cemiyetler, cemaatler, kurulzaman, gazete okumak istivecek, haki lan yaralar, çok şükür, mületin bünye yani Türldyeyi ve Turkleri idare eden lar, kurultaylar, milletler ve insanlar, kati öğrenecekti. Şukran, buna mâni o sir.de değildi esaslar milletın iradesinin dışuıda ve üs zekâsı yüksek, tecrübesi büyük, görüşü Turkler. ferd. ail?, cemaat eemivet lamıyaca*ını his.criivor fimdiden teiâ?tür.de ka'an baska kay..aklardan geldikçe lsabetÜ, hitabeti müessir, mantığı kuvve mület olarak taze. diri, canlı ve sa|lar.ıyor, korkuynrdu. Cumhuriyet, ruhsuz, cansız bir kalıbdan vetli, seciyesi düzgün, özü sözü doğru, Eve hiç misafır kabul etm*ı olmuştu Ismdı. İbaret kalacak, herşey, her iş eski de vatansever bir devlet ve millet adamıFakat imparatorluğun düşük ve düşGelen giden olmayınca, dışarıdan hab?' virlerde olduğu gibi gene bu memleke nm tesirinden ve telkininden azade kagetırıİTiesi ıhtirr.aii önleimışti. Hîstaya kün devırlerinde ona musallat olrrmş, tin bu milletın zararına olarak devam labilmişlerdir? Fazla olarak Atatürk gazete okutulmarra.»! dı doktorlarm tav j sırtik^e köklesmiş, ve medenî mil'.e,tierle edip gidecekti. O zaman tarih de gene yurdu sık sık dolaşır, halkın arasma gisi e=ıie kolav «tı Fakat radyo, üç'incü bir hizada gelişmesine. yürümesıne, ve 3 olundan şaşmıyacak ve zalim hükmün rer, onlara telkinler yapar, onlann fl kirlerini, reylerini toplar, müsbet bir tehlıkeyi teşkil e!:vor'lu Şükran. bunu ılsrlemeıir.e eneel olmuş. arızî iki bü den vazgeçmiyecekti. neticeye varmışsa icabını mesul hükuyük ve derin yarası vardı: Bılgisizlık, da dıışünmüş. dal^a ilk g\m radyonnn Milletı muttasıl geriye çeken, devleti mete havale ederdi. bir lâmbs^mı EÖkmüş, onu susbarnnuşru gerilik Atatürk millî Cumhuriyeti boyle kttrEnver, adam getirtip radyoyu tamir etD«rd biiinince devasmı da bulmal: j ârız ve zayıf bırakan zararlı kanunları, nizacrları, usulleri, âdetleri, kıya du, millî inkılâbları bu yolda yaptı. tirmesini söyledikçe o, işi bugünden ya ko'.aylaşır; fetleri; mueîseselerile birlıkte değiştirAtatürkün Türk Cumhuriyetini, Türk rına atıyor, türlü bah^nelerle javsaklıBu hasıalıklarm mucize gıbi şifalı iki mek, yenilemek, yani devht işlerinde gencliğme emanet etmesinin mana ve yoHu. dermanı vardı: Bİİ51 ve medeniyet. miüet hayatmda medenilev kıymeti, ufuklarda tehlike emareleri Günler geçiyordu. Her geçen gün. Vakıâ. bu buluş yeni 'bir keşif değil liiklesmek, mek lâzımdı. belircliği vakit daha iyi anlasılacaktır. hastanm durumuna biraz daha salâh'ge j di Bu derdleri daha önceleri de gorenTeessür ve tahassürle anılan Atatürk Ileri mil'.etlerle arsdaki farklar çck, tirerek, eve bir parça daha ümid ıjıgı ler ve dsvalarmı da ssğlık verenler olserpiyor, yüreklerdeki halecanı bir par muşnı. Fakat esii devirlerin sakat zih mesafeler genış, varüacak yollar çetın, dsvri bv.gün kapanmıştı. Bir çok Turklerin iç özîerindeki bença dsha dindiriyordu. niyetkri, yanhş göıüsleri, köhne mües vasıtalar kjt vakitler dardı. lıklerinin gönülleri tasalı, gözleri yaşlıFakst, büyük hastanm sıhh*ti hak seseleri. teküf edilen ıslahatı. teşebbüs Yenilik ve ileri medeniyet hamlelerini kındaki haberler, gitgide vahim)«jmi'ti edil?n jenihkleri, atılan terakki adımla kuvvetli ve sık adımlarla yapmak, mıl dır. Türk tarihinde ne talihsız giındür o. Ölen Atatürktü o gün. Doktor raporları, nemleket ölçüsünd»n nnı desteklememiş, bjlâkis. daha geri ve leti bir an ewe\ rnedenî milletler hiza Kocasıniı ne pahasma olursa olsun, baikonun önünden ayrılnıağa teşebbüs etti: Enver, üşüyeceksin, dedi; balkon kapısını kapasak. Vucudün kaç gündür kapalı yer havasma alıştı, rüzgâr dokunur. Hayır karıcığım. dokunmaz, merak etme, hem rüzgâr yok k i Istersen, rob dö şambrımı ver. Hem üşürr.esen bile, orada oturman dcğru değil. Bugün de yatsan iyi ederdin. Enver güldü: Yok acarum, artık bir şeyim kalnıadı. Gayet iyiyim. Ben kendimi bilmez miyim? Şükran, kocaîinı kandrramıyacağmı anlıyordu. Enver devam etti: Şu deaıize baktıkça içim açılıyor. Kaç gündür, odada kapalı oturmaktan yüreğime ka^'et basmıştı. Birdenbıre sustu. Gözlerini bir noktaya dikmiş, dikkatle bakıyordu. Sonra, birdenbire, ellermi kcltuğun kenarlarına dayadı: yerinde doğruldu. Gözleri dehşet ifadesile dolu. iri iri açılmıştı. Kansma döndü, sağ elini ileri doğru uzattı: Bu neı? diye sordu. Şükran, onun ijaret ettiği istikamete baktı. Enverin gösterdiği şey, uzakta bir binanın dammda dalgalanan, yarıya indirilmiş bir bayraktı. Şükran., derhal bir cevab bulamadı. Enver, değişik bir sesle; tekrar sordu: Söylesen«, nedir bu? Bir şey mi var? Yoksa .... Gene sustu: gözlerini karısından ayırmadan, kulak kabarttı. Bir şey dinliyordu. Onun dinlediği sesi, Şükran da aynı anda duymuştu. Bu, çok uzaktan geliyormuş gibi akseden bir bando sesiydi. Cevab vermek, durmadan konusarak bu sesi Envere duyurmamak istedi. Fakat, konuşmak için ağzını açacafı sırada, Enver; bir el i^aretıle onu susrurdu. Hep, başını balkondan tarafa çarpıtmış, d:şarıyı can kulağıle dinler veziyette idi. Şimdi, bando sesl, biraz daha yakına gebni^ti. Enver, çalınan havayı tanıyacak gibi oluyordu. Durmak üzere olan bir kalbin, aheste, yorgun darbeleri gibi ezğin perdelerden dolaşarak kâh yükselen, kâh alçalan bu ses, ona bir jeyler habrlatıyordu. • Birdenbire: ölüm marşı buj diye haykırdı. Şükran, kendini tutamdı, Uerl doğru atıldı. Balkon k?pısmı kapatmak Istedi. Fakat çok geç kalmıştı. Envar. yerinde büsbütün doğruldu. Elini kalbine götttrdü. Birdenbire, tekrar koltuğa düştü: Doktorların, en küçuk heyecanla dv.rabilir dedikleri kalbini, en büjük adamm verdiği en büyök heyeeanla durdurduğu için bahtiyarmış gibi, dudaklannda, tebessüme banaer bir iz kalmıştı. Fyfbol oyunian sona erdi Lik maçlannm tehiri, Fenerin kazandığı dörtler turnuvasını doğurmuştur Yazan: EŞREF ŞEFÎK Bütün Şarkın tapındığı kahraman { Yazan: Atatürk, Şark ve Islâm âl'emiade, «şsiz ve ölniez şöhretler arasındadır. Türk milletinüı kurtuluş savaçını en kat'î ve en şanlı zaferle taclanduan Atatürk, bütün Şark ve İslâm milletlerinin tapınırcasına sevdiği kahraman bir şaksiyettir. Bütün Islâm milleüeri, Türkün kurtulus savaşını «n büyük dikkat ve heyeeanla takib eimiş v« taferlerimizi bizim gibi kutlamıslardı. Bizim Kurtulus savaşını yaptığunız srrada, Şark ve Islâm miUetleri içinde aynı savaşla meşgul olan bir çok milletler vardı. Mısu millî hareketinin en canlı devri o sıraya rasladıgı gibi Fas kahramaru Abdülkerimin mücah«d«si d« açağı yukan aym sen«lerd« vuku bulmuştur. Hindistan da bu sıralarda ayaklanmış v« harb yıllarında kendisine vadolunan muhtariyet için mücadeleye gırişmişti. Irakta ihtilâller kopuyor, Surıyede Fransızlarla halk arasmda mücadeleler eksik olmuyordu. Kısacası bütün Şark ve îslâm âlemi hareket ve faaliyet içindeydL Fakat bu hareket ve faal.y.llerin en mühimmi ve en büyüğü Türk Kurtulug savaşı idi. Çünkü bu, bir harbdi ve bu harbin sonu, ya kat*l bir zaferdi, yahud kcsin bir felâketÖ. Diger savaşlaruı hepsi ise böyle bir neticey* bağlı değildi ve o memleketlerde yapılan kıyamlar, bugün bastınlabilir, ve yarın yeniden alevlenebilirdi; öyle de olmuştur. Türk milleti, düşmanlarla ku şatümıstı ve her düjman onun yere sarilmesini bekliyordu. Yere eerildiği takdirde düşmanlann hepsi onun miraeına üşüşecekler ve Türk milletinin yaşama hakkmı çiğnemek için herşeyi yapacaklardı. Türk milletinin durvmu, bs?ka herhangi cnilletin durumile kıyas kabul etmiyecek mahiyette idi ve bütün Şark ve İslâm miUetleri kendi davalarile uğraştıkları sırada Türk milletinin girlştiği büyük ve son derece büyük cihadı da en meraklı dikkatle takib ediyor, bu olağanüstü mahiyetteki hamlenin neye varacağuu bekliyordu. Yığın yığm duşmanlarla her taraftan çevrilmiş olan Türk milletinin her c«phedeM düşmanlarmı yenerek Türk vatanını kurtarmağa muvaffak olmasuun butün Şark ve Islâm milletierine öğrettıği ilk hakikat, hak ve adalete dayanan her savaşın harikalar yaratacsğı ve imkânsızlıkları yeneceği idi. Bütun Şark % e Islâm nftlletlerl Türkten ve Atatürkten öğrendikleri bu hakikati asla unutmamışlar, bu büyuk hakikarten datma ilham alarak millî savaslarını gsliştirmi»ler ve bu «ayede bir çoklan istiklâllerini sağlamıslardır. Bu devir, Aiatürkün bütün ' Şark ve tslâm memleketiennde benimsenerek seviidiği ve takdis edilircesine »aygı gdrdüğü devirdir ve bu devir 1919 dan başlar, 1923 senesine kadar devam eder. Ikinci devir, Türk , inkılâbuun bafarıldığı, yani hilâfetin üga edildiği, medreselerin ve tekkelerin kapandığı, çapkanın kabul olunduğu, medenî kanunun tatbik edildiği, kadın hürriyetinin ilân edildiği, harfierin defıştirildiği devirdir. Bütün bu başarüar Şark ve îslâm 4leminde taraftar bulmamıa değildir. Fakat ekseriyet bunlardan ürkmüş ve bu hali Islâm camiasmdan ayrümak, garblılaşmak değil, fakat frenkleşmek mahiyetinde telâkki etmiş ve bu sırada Atatürk hakkmdaki sevgileri gibi Türk milleti hakkındaki güvenleri de kısmen sarsümışü. Türk milletinin îslâm âlemlne Wr mücahede örneği teşkil etmesinden ve hepsini hürriyet ve istiklâlini kazanmağa teşvik eden bir manevî amil ohırak ortaya çıkmasmdan hoşnud olmryan sömürgecüik zihniyeti, bu fırsatı ganlmet sayarak Türk inkılâbını ne kadar fena tasvir etmek mümkünse öylece tasvir etmiş ve Garb medeniyetinin ne kadar çirkin ve çirkef taraflan varsa, yalnız bunlarm Türkler tarafmdan alınmıs olduğunu ileri sürmüştür. Bunlara göre Türk inkılâbı: Dans, içki, kumar, kadm çıplaklığı ve umumî ahlâksızlıklar, dinsizlik demekti. Sömürgeciliğin hedefi, yalnız Türk inkılâbını kötülemek değildi, aynı zamanda, diğer Şark ve Islâm miUetleri içinde hürriyet ve istiklâl peşinde koşan liderlerin de hep aynı hedefler pesinde koştuklaruu ve muvaffak oldukları takdirde aynı çeyleri yapacaklarını telkin ederek millî liderlerîe halkın arasıru açmak, böylece millî hareketlerin hızını kırmakb. Türk inkılâbı alejhinde yapılan bu propagandanm muvaffak olmadığım iddia ettnek yanlıs olur. Çünkü bu propaganda, hiç bir mukabele görmeden yayılıyordu ve biz inkılâbla mesgul olduğumuz için ne yaptığımıa anlatmağa vakit bulmamış, yahud ehemmiyet vermemiştik. Bunun neticesi olarak düşman propagandası alabildiğine yayılmış ve bizi Ömer Rıza islâm Atatür Doğrul Hiç bir millet.. bir devlet adattinı Alaiürk kadar sevmedi Mısırda Atattirk hakkmda nefredilen kitablardan birinin kapağı bütün îslâm âlemine «Dinsiz ve ahlâk distanda basılan blr îslâm! eseri istem«« aız> ^östermek için elinden geleni yap sinl dahi hayretle karsıladıgını fbdemtmıstı. yordu. ( Bu propagandayı ytjTnağa verllen eBu çok genlı ölçud» yapılan propahemmiyeti belirtmek için iki misal ar gandanm hedefi, yalnu Şark v« îslâm zedeceğim: âlemınl bizden soğutmak, bizim manevt Cenubî Afrikanın Johanlsberg çeh nüfuzumuzu baltalamak değildi, bundaa rind» ikamet eden ve ticaretle meşgul başka diğer memleketlerdeki mfllî ha» olan bir müslüman, bir kaç yıl öncs Is reketleri gevşetmekti. Fakat blz» «id tanbula gelmiş, camilerimizde namaz kı olan hedef tahaklndc •tmi*, diğerl taa lındığını görduğü zaman hayret etmiş ve boşa gitmişti. bunu hiç ummadığTnı söylemisti. Çünkü Bu devir hSlâ devam edlyorsa da eski aleyhimizde yapılan propa^anda, cami hızinı çoktan kaybebnlştir. Bunun sebelerimizi gazinolara çevirdiğimizi ilân et bi, bütün Ortafark meml«ketlermd« mişti! yerli munarrtrler tarafmdaB yanlaa v» Bir kaç ay önoe ilanmı gördüğüm. bir Türk inkılâbını izaha teçebbüı eden eseri getırtmek üzera Lahurun en ta eserlerdir. Bugün bu eserlerin gayı« nınmıs kitabcüanndan Mehmed Eşref mühim bir yekun rutmus v« bu eserl»Beye bir mektub yazmı» ve müellifini rin bir çoğu durumu degistirmeğ» » u çok iji tanıdığım eserden bir nüsha gön vsffak olmuş bulunuyor. dermesini rica ederek oradaki din KarBu propagandaya karsı gelen btr amfl deşlerlmize selâmlar göndermiştim, Al de memleketimize Şark memleketlerindığım cevab, aynı propagandanm her ta den se3"yahlar gelmesl ve bunlarm bizt rafta yayılmasına ne kadar ehemmiyet nasıl gördüklerlni anlatmalandır. verildiğini belirtiyordu. Bu zat söyle diBu sayede Şark ve İslâm âlemi, duyordu: rumumuz hakkmda »imdi bir hayli ay«Bize bildirildiğine göre slz artık îs dmlanmıştır. Türk inkılâbınm eehalet, taaasub v lâm ile alâkalanmaz ve yalnız Garba değer verir olmussunuz. Her hal ve kârı «areti hedef ruttuğu ve bunlan ortadan nızda böyle olduğunuz söylendiği için kaldırmak istedigf anlasıldıkça Atatürçok. üzüntü çektik. Bununla beraber kün Şark ve İslâm âlemlnde kazanmif gönlümüz sizinle beraberdir. Sizi sevin olduğu ölrne* löhretin, kat kat canlanadiren herşeyden seviniyor, v« sizin her cağı muhakkaktır ve bunun b5yl« olacağı gimdiden belirmistir. kederinizi psylasıyoruz.> M«ktubun muharriri, blr Türkün HinÖmer Rıza DOĞRÜL Essiz kahraman Atatürk! Yafan sana minnettardır Ba$taıati 1 tnei sahtfede zaman kendi engin ruhunun, hiç sönmiyen aşkuu en manalı bir surette hullsa etmişti. Fena zihniyet ve idare ile geri bırakılmıs Türk cemiyetini en kısa yoldan insanlığm en mütekâmil ve en temiz cemiyetlerile mücehhez modern bir devlet haline getirmek Onun başlıca kaygısı olmuştur. Teşkilâtı Esasiyemizde ve bugün hizmet başmda, irfan muhitinde ve geniş halk içinde bulunan bütün vatandaşlarm vicdanlarmda yerleşmiş olan lâik, milliyetçi, halkçı, inküâbcı, devletçi Cumhuriyet bize bütün evsafile Atatürkün en kıymetli emanetidir. Ufulündenheri Atatürkün aziz adı ve hatırası bütün halkımızın en candan duygularile «arılmıştır. Memleketımizin her köşesinde ve bütün mılletçe kendisine gösterdiğimiz samimî bağlılık devlet ve milletimiz için kuiret ve vefanm beliğ misalidir. Turk milletinin aziz Ataturke gösterdiği sevgi ve saygı onun niçın Atatürk gibi bir evlâd yetiştirebilir bir kaynak olduğunu bütün dünyaya götermiştir. Ataturke tazim vaizfemizi ifa ettiğimiz bu anda halkımıza kalbimdea gelen şükran duygularımı ifade etmeği, ödenmesi lânm bir borc saydım. Milletler arasmda kardeşçe bir insanlık hayatı Atatiırkün «n kıymetli ideali idi. Bütün dünyada ölüm'an.in görduğü ihtiramı insanlığm âtısi için ümid verici bir müjde oÎJrak selâaılarım. Bu sözlerim yazılarile ve toprağımızda sövalye askerleri ve mümtaz şahsiyetlerile yasımıza iştirak cden büyük milletlere Türk milleti adına şükranlarımin ifadesidir. Devletimizin bânisi ve milletimizin fedakâr, sadık hâdimi, însanlık idealinln âşık ve mümtaz siması; eşsiz kahraman Atatürk! Vatan, sana minnettardır. Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk milletıle beraber senin huzulur.da tazımle eğiliyoruz. Bütün hayatmda bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol, aziz hatıran sönır.ez meşale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyE'iık rutacaktır. Reisicumhur İSMET İNÖNÜ de büyiik, dünya ölçüîünde bir matemf dofru. hızlı adımlarla ilerlediğini anlatıvordu. Uir sabah, beklenen felâket tahakkuk etti Şükran, o gün, artık yavaş yava* aya. Mijletimuin bütün hakayiki mn f' lamakta görterdigi rüşt veitabtÜyet • şayam Iftihardır. • ; K. ATATÜRK ' daha knyu cehalet ve taassubun tepkısi ve baskısı altında yenıleşme ve ilerlenıe hareketlerinı iüfurle, mortadhkla ithm e<ierck d^ha ta^langıcında mkılîb adım'.arüe L a'oer bcğmuş, koca bir imparatorluğun çbkmesır.e, batmasma sebeb olmuştu. Öyledir! Istibdatia, cahillik v« taassub, her zsman, h^r yerde bir'ikte •rdrür ve b'rbirıni bes!*r. Yer.ilige, medeniyete dusr.anhk her müîteb:d idarenin ve onun yardakçıiarır.m vicdanlara yerleştirmek istedığı polltık bir imandır. Müstebidler oto'rratlar, saltanatlar.nı gma yukseltmek ve kurtarmak icab ediyordu. Metodlar, usuller, bir takım vasıtalardı. Gaye, Turklerin ileriletnesi, kalk:nması, ku^ vetlcnmesi, mesud olması, Turkiyenin hatırı güdulür ve medenî bir variık olarak devletler camiasına girmesiydi. GEZİ Mustafa Kemal, polıtik ve sosyal devrımlerın bir çoğunu, milletin amiîile, halkm iradesine dayanarak kanun jollarıle yapmanın yolunu bildi ve buldu. En cesur, en ileri inkılâb hamlelerinde, bu milletüı gencleri, munevverleri, halkın çoğunluğu Gazi Mustafa Kemali Şükrü KAYA tamiler, Wbiriıniım yiirüne baktruıktırtn yatıp kalkmak îçin yapılm«nu}tıı>. Camiiei îti»t ve ihadet ,ile befabef dm ve diiny» ' için nçler yaıMJArttik lâ^ıni f eİdtcîni düfİnnneK yani nrytşyere»' iijny'f* İki terih! fotograf: Atatürk, Majeste Abdu Ilah ve Şahinşah Bıza Pehievl üe beraber
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle