01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 lkinciteşrin 1938 CUMHURIYET Yozgadda bir senede birçok işler başarıldı Kültür sahasındaki faaliyet feyizli neticeler verdi, kağnı arabalari kaldırılıyor, şehir temiz içme suyuna kavuşacak Osuski Prag'a nıçın dondu: IBastarafı l tna sahitedel Macarlar kendilerine veriîen hatların işgalini bitirdiler Budapeşte 6 (a.a.) Macar ajansı bildiriyor: Macar kıt'alan dün akşama kadar kendilerine bildirilen hatları işgal etmişlerdir. Kıtaat her tarafta tavsifi imkânsız bir şevk ve heyecanla karşılanmıştır. Bugün bütün Tuna bölgesinin işgali başliyacaktır. Bursanın güzel şeftalileri nefasetini kaybediyor Bu sene yetişen 7 milyon kîlo şeftalinin pek azı konserve olarak kullanılabildi NOTLARI Ay tutulurken.. Bugünlerde ay tutulacakmış, Fotoğ raf makinenizi hemen bu işten haberdar etseniz nasıl olur acaba? Gökyüzünün biricik kandili bu ablak çehreli nazenin, göklerimizi ve sularımızı, gözlerimizi kamaştırmadan ay dınlatan bu güleryüzlü ezelî bebek, bir peçe takma oyunu yapacakmış.. Elbet tecrübe etmişsinizdir: Ağabeysi güneşin, ikindi saatlerinde, uzun beyaz etekli yeldırmesile denizleri tutuştur duğu zaman, kenarda bir ağac dalınm altından çektiğiniz konturjur fotoğraf lar, umumiyetle, bu mehtab hanımın kıyılarımıza misafir geldiği beyaz ge celerin manzarasını andırır. Sebebini dahi bilirsiniz; basittir: Klişede güneş akislerini ifade eden kısımlar çok sert ışıkla fazla karardığı için, kâğıd üzerinde, müsbet halde irtisam edinciye kadar, diğer aksam fazla sivahlanmış olur. Zaten sahnenm kendisi de gözümüze ayni şekilde gelmiyor mu? Bir ışık membaı na karşı baktığımız zaman, civarını karanlık görürüz. Güneşin su üzerinde bıraktığı akisler, fotoğraf objektifine böyle birçok canlı mevzular ve güzel sahneler arzeder. Fakat hiç düşündünüz mü; şu güneşin bir de kendisinin bir fotoğrafını almak nasıl kabil olur? Bana kalırsa, elinizdeki ufak fotoğraf makinesile doğrudan doğruva böyle bir teşebbüse atılmanızı kolay kolay tavsiye edemem! Siyaha yakm renkli hususî ekranlar tedarik edip îşığın şiddetini filmin tahammül edebileceği bir dereceye kadar düşürece^inizi farzetsek bile, süje mesafesile objektıfinizin bu'dü mihrakisi arasında o kadar büyük b*r nisbetsizlik vardır ki, neticede bir fotoğraf plâkası üzerine küçük bir konfeti tanesi yapıştmp kâğıd üzerine bir kopya basmakla, alaca^mız fotoğraftan çıkacak epröv arasında bir fark göremezsiniz. Bununla beraber, guruba yakın daki kalarda kızarmaSa başlıyan ve ufka yaklaştıkça beyzileşen bir güneş manzarasını, bir deniz üzerindeki inceleşen akislerile birlikte, yandan bir birinci plân dekorile telif ederek yapılacak bir kompozisyon, hafif bir vitesle, elbette güzel bir netice verir. Fakat yarın akşam peçelenmeğe ha zırlanan bizim mehtab hanımın portresine gelince, îş biraz değişecektir. Ev velâ makinenizin en uzun mihraklı^ele objektifini takmalısınız ki, elde edile cek negatif bir beyaz noktanın ifadesi olmaktan kurtulsun. Sonra, husuf hâdisesinden her intihab edeceğiniz dakika için poz müddetinin değişeceğini de kabul etmelisiniz. Hele bu esnada ayın mevkiini şehrimizin minarelerinden birine yakın düşürebilirseniz, işte o za man, fotoğrafınız alelâde bir teknik resim olmaktan kurtulur ve objektifi • nizle beraber emeğinizin de hakkmı vermiş olursunuz. Hemen Cenabı Mevlâ o gece için semalarımızı bulut isti lâsından masun buyursun.. Amiral Horti işgal mınta' kalarına gitti Budapeşte, 6 (a.a.) Naib Horty bu sabah kıtaat başında Komarom'a girmiş ve halk tarafından büyük bir şevk ve heyecanla alkışlanmıştır. Bu münasebet1« bazı hatibler söz alarak işgal edilen topraklardaki Macarların din ve smıf f arkı olmaksızın anavatan kardeşlerile birlikte hududların tadilme çalışmak arzusunda olduklarını bildirmişlerdir. Hatibler birlik lüzumunu israrla kayıd ve asayişi bozanları takbih eylemişlerdir. Konserve fabrikasında Bursa şeftalilerini işliyen genc kızlar Naib Horty bu nutuklara mukabele eBursa (Hususî muhabirimizden) Çünkü, birkaç senedenberi Avrupaya derek, Komarom'u sadakati bugün mükâfatını bulan yüksek Macar askerî ana Bu sene Bursa şeftalicileri yalnız îs nümune olarak gönderilen Bursa şeftatanbula 3,000,000 kilo şeftali sevkettiler. lileri pek beğenildiği ve pek çok siparişne şehri olarak selâmlamıştır. Bazı mıntakalarda hava şartlarının fe ler verildiği halde o zaman bu müsaadeKıtaatm Estergom'dan Parkani'ye ge nalığı yüzünden mahsul yetişmemiş ol ler olmadığından talebler karşılanamaçişi de ayni şevk ve heyecanla alkışlaa duğu halde Bursanın bu kadar şeftaliyi mıştı. Önümüzdeki sene artık ihracata mıştır. Bu kıtaatın başında Macaristan îstanbula gönderebilmesi mühim bir da başlanılabilecektir. Şu halde şefta Mareşali Habsburg hanedanından Arşi meseledır. Ankaraya sevkedilen ve Bur lilerimizin ıslahı ve mahsulün yaş halde sada sarfolunan mahsulle birlikte bu Avrupaya ihracı için ambalâja büyük dük Jozef bulunuyordu. Hükumet, Meclise yeni bir kanun seneki şeftali rekoltesinin 6 7 milyon bir ehemmiyet verilmesı Bursa hesabıkilo olmasına mukabil bu güzelim mey na iktısadî bir zaruret halini almış bu lâyihast veriyor vanın eski yıllara nazaran kalite itiba lunmaktadır. Memleket konserveciliğiBudapeşte 6 (a.a.) Macar telgraf r:le düşük olduğu görülmüştür. Eskiden nin esaslı bir kontrola ve standardizasajansı bildiriyor: çok iri ve çok sulu, ayni zamanda enfes yona tâbi tutulması da ıhtiyaclar ve zakokulu şeftali yetiştiren Bursa mınta ruretler arasındadır. Meclis tatilden sonra salı günii ük toplantısını yapacaktır. Bu toplantıda kasının bu meyva üzerinde bilhassa ihŞeftali ağaclanna ârız olan haşarelerracat bakımından çok itinah bir etüd le mücadelenin umumileştirilmesi ve Başvekil tarafından bir kanun lâyihası yaptıktan sonra muslih bir faaliyet sis bir mecburiyet haline sokulması da lâ verilecektir. Bu lâyiha hükümlerine gÖre, temi tatbikı suretile şeftalilerin umumî meclis yeni topraklarm işgalini sevincle surette ıslahı işini ele alması lâzım gel zım gelmektedir. Bu takdirde görüle cektir ki, Bursa, dünyanın en nefıs kokarşılamakta, îtalya ile Abnanya ha mektedir. Gerçi vilâyetin yeni kurduğu zasını yetiştirdiği gibi, iklim şartları kemliği kabul için yapılan deveti tasvib şeftali fidanlığı halka bu hizmeti yap nın verdiği hususiyetin insan eli ve eve bu iki dost memleket hükumetinin mıya amade bulunmaktadır. Fakat Bur meğile de inkişaf ettirilerek, dünyanın gayretlerini samimî teşekkürle kaydet sa için mükemmel bir ihrac mahsulü o en güzel şeftalisini yetiştirecek ve bu mekte ve Viyana hakem kararını tasdik lan şeftalinin kemiyetçe olduğu gibi kıymetli mahsulden Bursa müstahsili, ekeyfiyetçe de yükseltilmesi bu mınta hemmiyetli bir yekuna baliğ olan ser ederek işgal edilen topraklann Macariskanın bellibaşlı davalanndan biri sayı vete sahib olacaktır. tana raptedildiğini ilân eylemektedir. larak bütün şeftali bahcelerinin toptan Muta Ataş Bu kanun mucibince, iade edilen top ıslahı icab etmektedir. Ta ki, halk, şefraklar ahalisinde evvelce parlamento a talinin cinsini ıslah yolunda bizzat hazaa seçilenler, şimdi Macar meclislerinde rekete geçerek, ayrıca Ziraat müdürlüaza oluyorlar. Kanun, hükumet* bu iş ğünden, Ziraat mektebinden ve diğer gale aid bütün tedbirleri almak için sa ziraî teşekküllerimizden de istifade etmek suretile, bu mahsulün yabancı lâhiyet vermektedir. [Başmakaieden devam\ memleketlere kadar sevki halinde dahi murlar yollar, kendi sahalannda tetkiHükumet, işgal hatırası olarak 2 penbozulmıyacak şekilde yetiştirilmesini kat yaptırırız. Size soruyorum: Bugüne gölük iki milyon madenî para bastırmağa temin etsin. Bursada mevcud konserve kadar jehir ve belediye işlerine dair ihmezun olacaktır. fabrikası da bu ıslah işinde rol oynıyaHariciye Nazırı Kanya, çarşamba gü bilir. Esasen şeftalinin iyisini ve irisini tısas yapsınlar diye kaç kişi gönderdik? Hemen bütün faaliyetimiz, Avrupadan nü mecliste izahat verecektir. almak mecburiyetinde bulunan fab birkaç mimar getirtip plân yaptırmaktan rika, müstahslin mahsulünü seçerek allâyet yollarına, mekteblerine, dispanser dığı için bu vazifesini kısmen yapıyor ibaret kalmı?tır, diyebiliriz. Halbuki şehirciliğin yalnız plân de ve hastanelerine mühim miktarlarda yar demektir. Fakat bu da ihtiyaca kâfi demek olmadığmı biliyoruz; belediyeciliğildir. Çünkü II sene evvel kurulan bu dımlar yapmıştır. ğin de yalnız çöpleri kaldırmak demek Yozgada hayat veren genclik ve spor fabrika ilk yıl işlediği 35 bin kutu muhtelif sebze ve meyvaya mukabil bu se olmadığmı bildiğimiz gibi. hareketlerini derin zevkle kaydetmek lâne 135 bin kutu yapmıştır ki, bunlar aO halde belediyelerde teknik büroları zımdır. Yüzlerce genc futbol, ciridcilik, rasında ancak 25 bin kutu kadar şeftabisiklet kısımlarında çalıştıkları gibi ahi linin bulunması vaziyetin 6 7 milyon ıslah, onları genc, kuvvetli ve salâhiyeti ren kayak sporculuğuna da ehemmiyet kiloluk bir rekolte içinde ancak 12 bin artırılmış elemanlarla takviyeye mecbuverilmiştir. Geçen sene Yozgada gelen kilo şeftalinin işe yaradığını göstermek ruz. Belediye reisi, belediyecilikten iyi anlıyan bu mütehassu arkadaşlarım, yadoktor Ataman namındaki zat Türkiye tedir. nında oturan birer gölge farzetmemeli, nin en münasib kayak mahallerinden biri Halbuki Bursanm bu kıymetli maholarak Yozgad çamlığından şehre inen sulünü birkaç konserve fabrikası bir her mesele karşısında onlann malumatlasahayı beğenmiş ve genclere tavsiye et den işlese bitiremiyecektir. Şu halde rına başvurmah, kanaatlerini öğrenmeü miş olduğundan derhal bu şubede faa cinsin ıslahı meseles:le birlikte konser ve hareket tarzmı ondan sonra çizmeliliyete geçmiş, Istanbuldan kayak takım ve fabrikasınm da genisletilmesi düşü dir. Bu esaslara dayanan bir şehir ve beları celbetmiştir. Bu sene bu hareketlere nülmelidir. Mahsulün nefis kokusu dahi tamamen kutulara sindirilmiş olan Bur lediye makinesi, her müspet işte olduğu baslamak için karın yağması bekleniyor. sa seftal ıkonserverlerinin ihracı icin dp. gibi iyi işler. Ve jehir halkının saadetile Bu sene Yozgada hayli göçmen gel fabrikanm teşebbüsleri üzerine devlet miştir. Daha evvel gelenlerin ahvali hak bazı müsaadeler vermiş bulunmaktadır. felâketi belediye reisinin «ahsına bağh kında yaptığım soruşturmalarda birçok Meselâ, teneke ve şeker gümrük res kalmaktan kurtulur. İstanbulun imarı için, Belediye makiırktaşlarımızın müstahsil bir hale geldik minin, ihrac halinde tamamen iadesi nesini kökünden temizlemek vazifemizleri, hertürlü huzur içinde memlekete mü kanuniyet kesbetmiş müsaadelerden fid bir unsur olarak çaLşmakta bulunduk dir. Şimdi Bursa fabrikası Avrupada ye dir. niden müşteri aramaya başlıyacaktır. NADtR NAD1 ları öğrenilmiştir. Yozgadda yapılan yeni göçmen köyii Yozgad, (Hususî) Yozgadda bir sene gibi kısa zamanda başarılan imar ve kültür işleri pek çoktur ve muntazam bir programla ve her gün artan bir hızla ilerlemketedir. Kağnılann kalkması yıllarca evvel düşünülmüş tetbirlerin yarım alınması yüzünden tatbik edilememişti. Bu hayırlı işi Valimiz kolaylıkla halletti. Evvelâ hususî idarenin atölyesini genişletti. Demircilik, marangozluk, arabacılık şubelerini kuvvetlendirdi. îyi bir müdürü başına getirdi. Sonra Ziraat Vekilile anlaştı, köylüye fazla yük olmamak için araba paralarını birkaç taksitte vermek üzere köylüye ikrazda bulunmasını Ziraat Bankasına kabul ettirdi. Şimdi Yozgad atölyesi yüzlerce araba yapıyor, Bankaya veriyor, Banka da arabayi köylüye teslim ediyor. Bu suretle memleket kağnı derdinden kurtuluyor. Üç dört sene içinde bütün memleket kağnıları arabaya çevrilmiş olacaklır. Yozgad Valisi Feyzi Gürel Yozgadın senelerce iztirabını çektiği de bırakılmış ilkokullardan 40 tanesi ikbir rnüşkülât daha vardı. Buğday alım mal edilmiştir. Sorgun ve Boğazhyan gibi merkezleri uzak istasyonlarda idi. Halbumühim kaza merkezleri için 26 şar bin liki uzak köylerden Yozgad merkezine geraya keşfi yapılan iki mektebin inşası mülen köylüler 43 kilometrede bulunan Yernakasaya çıkarılmıştır. Ve ayin zamanda köy merkezine gidemiyorlar, kağnılarile yatılı bir mekteb açılmıştır. bir hafta yollarda perişan olmaktansa elMekteblerin çoğu, tam devreli yapı! lerindeki zahireyi ucuz pahalı elden çıkarıyorlardı. Valimizin teşebbüsü üzerine mıştır. Üç sene evvel okul adedi 65 ve talcbe Yozgad merkezinde de bir alım merkezi açılması toprak ofisçe kararlaştırılmış ve miktan kızlarda 1672, erkeklerde 4600 mühim miktarda zahire alacak anbarlar ve öğretmen sayısı 140 iken Valimizin temin olunması üzerine toprk ofisi me himmetile bu nispet 938 de büyük mikyasta genişletniştir. Bu sene okul adedi 90 murları gelmeğe başlamıştır. Bu suretle Yozgad merkezinde geniş dır. Öğrenici adedi 2569 erkek 5990 bir alım ve satım merkezi haline gelerek kız ve öğretmen adedi 1 70 e çıkmıştır ki memleket irfanı namına sevinmemek kabil ticaret hayatında yeni bir inkişaf ve haredeğildir. Merkezde Iisemizde ise 125 kız, ket başlamıştır. 600 erkek olarak 700 ü geçen öğrenici Uzun yıllardanberi düşünülüp de meyvardır. Gittikçe artan talebeyi alamachjn dana getirilemiyen Vali konağı 40,000 için ayrı bir ortamekteb açılması düşünlliraya ihale edilmiştir. Konak, üç aya ka mektedir. dar bitmiş olacaktır. Memlekette memnuniyete şayan bir vaYozgad Hükumet konagı da münakaziyet varsa, Hususî Idarenin gittikçe gelisa ile talibine ihale edilmiştir. rinin çoğalması ve o nispette memlekete Şimdiye kadar hükumet konağınm bir müfid olmasıdır. Ufak bir mukayese için kısım dairesine tahsis edilen Hususî İdare muhtelif senelerin rakamlarını kaydedi ye aid binanın etrafı birer harabeden iba yorum: ret iken şimdi etrafı parmaklık içine alınCumhuriyetten evvel 120,000 lira aramış, içine güzel bir havuz yapılarak park sında bir varidah olan Hususî Idare 1937 haline getirilmiştir. senesinde 230,250, 1931 de 300555. Yozgadın su derdi de bir hal yoluna 935 senesinde 450,970, son 1938 senegirmiştir. Su projesi 4000 liraya ihale e sinde ise 682,625 lirayı bulmuştur. 938 dilmiştir. Belediyeler Bankasından istik senesine varıncıya kadar zaman zaman israz edilerek esasen pek tatlı ve mebzul tikrazla tediyatta bulunan Hususî îdare olan suları fennî vasıtalarla şehrin her ta 937 sonlarından başlıyarak bütün tahsi lâtmı yapmış, borclannı vermiş ve bugün rafına bol bol akıtılmış olacaktır. Vilâyette kültür hareketleri bu sene pek mühim bir para, sandığmda mevcud bucanlı ve pek feyizli olmuştur. Yıllarca ev lunmuştur. Bittabi bütcesinîn inkişafı nisbetinde vivel baslanmîş ve birer parça duvar haün İstanbulun imarı etrafında N.G. Diyarbakırda kadın yüzünden cinayet Diyarbakır (Hususî) Fatihpaşa mahallesinde kadın yüzünden bir cinayet işlenmiştir. On sekiz yaşlarındaki kar • puzcu Salih, kasab Veysinin sağ memesi nahiyesini bıçakla delik deşik etmek suretile öldürmüştür. Vak'adan sonra kaçmağa teşebbüs eden katil, polis tarafından yakalanarak Adlıyeye teslim edilmiştir. Cinayet muhitte nefretle karşılanmıştır. Evet. Sizinle tanıştıktan sonra hiç karşılaşmadık, fakat... Serab, başmı biraz yana çevirerek solunda giden genc adamın gözlerinin içine baktı. Sonra gene uzun uzun sustular. Ahmed, hislerinin çılgm atılışlarla kalbinden taşmasına rağmen genc kıza açılmak istemiyordu. Hayatından emin olmıyan bir insanın, bir başkasınm talihini arkasından sürüklemesi doğru olamazdı. Ona sevgisini söylese, aylardanberi kafasında yararhğı düşünceleri, kalbinde taşıdığı hatıralarını anlarsa ne olacaktı? Evlenmek için belki sözleşeceklerdi. Sonra bir kurşun, bir bomba, bir süngü ile yere yıkılıverince bu ilâhî genc kızm hayalini de yere sermeğe hakkı var mıydı? Niçin arkamdan ıstırab çeksin, diye düşünüyordu. Niçin ileride kuracağı yuva içinde, hatıram ve hayalim, zaman zaman bir sis, bir bulut gibi titresin? Ona, savaş bitmeden birşey açmak doğru değildir. Beklemeli. Sonra Nafiz hakkmda genc kızm fikirlerini anlamak arzusile: Nafizi nasıl buluyorsunuz, Serab Hanım? diye sordu. Genc kız, gayet tatlı, yumuşak bir sesle: (Arktut var) ATEŞTEN DA Yaşlı kadın acı bir şüphenin birdenbire uyanıvermesile gözlerini yere indirdi. Artık birşey söylemedi. Balıkesirle Edremid Savran ve Ayvalık arasmda zaten ticaret maksadile yolculuklar yapılıyor; gidilip gelinebiliyordu. îhtiyath davranırlarsa tehlikesizce Ay vahk cephesine kadar gidebilirlerdi. Serab ellerini öperken o da bir makine hissizliğile dudaklarını, genc kızm alnma dokundurdu : Yolun ve bahtın açık olsun kızım. Sağlıkla kal teyzeciğim. Çabuk döneceğim. Inşallah yavrum. Ve size belki büyük müjdeler getireceğim. Yaşlı kadın sadece gülümsedi. Bu müjdelerin nelerden ibaret olabileceğini düşündüğü ve bu düşüncenin içinde o|lunun zararına acı bir korku sezinlediği için bir kere daha ınşallah diyecek kuvveti kendinde bulamadı. Yazan: MÜKERREM KÂMtL SU •*** LAj Bekçinin köşeyi dönmesinden istifade ederek yavaşça kapıdan çıktılar. Gülsüm kadın, iyice yağlanmış kapınm sürgüsünü güriıltü yapmadan çekti. Yürürken hiç telâş etmiyor, yabancılık göstermiyorlardı. Kıyafetleri pek mükemmeldi. Genc adam o kadar pervasız görünüyordu ki, yanlarından kim geçse kendilerinden şüphele nemezdı. Şehirden çıkar çıkmaz şosede biraz ilerlediler. Sonra tarla içlerine saptılar. Yürürken Serabın kalbi çatlıyacakmış gibi çarpıyordu. Korku bazan bir ateş gömlek gibi vücudünü sarıyor, yakalanmak, düşman çetelerinin eline düşmek, hakarete uğramak vehmile titriyordu. Ele geçerlerse kendisinden çok sevdiği erkeğin hayatını düşünüyordu. Onu vurmalan, öldürmeleri ihtimalile tüyleri ürperiyor, bu korkunc yolculuğa çıktığma pişman oluyordu. Bu gece yolculuğu nekadar sürdü? Genc kız bunun farkmda değildi. Bir aralık tarlalar içinde bir hışırtı oldu. Soluk larını tutarak oldukları yerde durdular. Ikisi de takib ediliklerini, nihayet işte yakalanacakların: düşündüler. Zaman ve tabiat kuvvetleri sanki hep birden durdu. Gözlerinin önünde sonsuz bir uçurum açıldı. Karanhk bir çukura doğru sürüklendiklerini hissettiler. Ahmed tabancasmı çıkararak bekledi. Sonuna kadar vuruşacak, son kurşunu da, uğrunda her türlü çılgınlığı yapacak kadar bağh olduğu genc kız için kullanacaktı. Onu, şeref ve namus denen büyük kuvvetleri hiçe sayan, bu mukaddes kuvvetleri tanımıyan bir avuc serseriye bırakmaktansa, kendi elile öldürmek elbet daha doğru idi. Ses kesilmişti. Yüzünü bulutların karanhk peçesinden kurtaran ay ışığile etraflarını seçebildiler. Birkaç adım ileride ince, siyah bir şerid gibi süzülüp geçen yılanı gördüler. İkisi de sevincle titrediler. İncecik dişlerinin içinde insan hayatını tutan korkunc hay van, genc kıza korku yerine iç rahatlığı verdi. Ç:;nkü yollan kesen, günahsız insanlann kanına giren o hain çeteler, yılan zehirinden daha feci işler yapabilir, ölünnden beter felâketlere sürükliyebilir lerdi. Biraz daha yürüdükten sonra Ahmedın bir köylü kıyafetine giren askerini buldular. Küçük bir ıslık, tanışmalarına yetti. Ahmed, genc kızm eğer üstünde yerleşmesine yardım etti. Önce ağaclar arasından, sonra tarlalardan ve nihayet şosenin üstünden dört nala ileri atıldılar. lçinden korkunun sivri tırnakları biraz hafifleyince, genc kızm yüzü gülmüştü. Yavaş yavaş konuşuyorlardı: Bir zaman, beni, bu yollardan gene geçirmiştiniz. Fakat büsbütün başka şartlar al tmda. O yolculuğu hiç hatırlamıyorum. Baygındınız. Sizi köye götürürken yaşayıp yaşamadığınızı bilmiyordum. Yolumun üstüne çıkmasaydmız, şimdi belki de yerimde bir yığın topraktan başka birşey kalmıyacakh. Ve ben, hayatımın en mes'ud hatırasını kazanmamış olacaktım. Serabın kalbi çarpmağa başladı. Bu uzun gece yolculuğu sükun ve banş içinde yaşıyan memleketlerde çok şairane birşey olurdu. Fakat şimdi, ne histen, gönülden konusnağa, ne de hayal kurmağa imkân vardı. Bugün yaşıyorlardı. Fakat yarın ne olacakları belli değildi. Her dakika ölümün soğuk nefeslerini duya duya, ürpermeler içinde geçen bir ömre yaşamak denir miydi? Nafiz vaktinde yetijtneseydı belki o zaman o dediğiniz müthij felâket olacaktı. tkinize de hayatımı borclu olduğumu hiç unutmıyacağım. Rica ederim. Borcdan filân bah setmeyiniz. Küçük bir tesadüf bu. Kazasız geçiştirdiğimiz için duyduğumuz sevinc bize herşeyi unutturdu. Babanız sizi görünce kim bilir nasıl sevinecek? Bu, öyle mükemmel bir sürpriz olacak ki... Sizi bu kıyafet içinde görünce kim bilir nasıl şaşıracak? Ya ben, ben babama kavujunca ne yapacağım? Nekadar seviyorsunuz babanızı? Siz sevmez misiniz? Ahmed, elemle genc kızm yüzüne baktı. Doğrudan doğruya bir cevab olmadığı halde: Baba, hiç sevilmez mi, diye karşılık verdi ve gene sustu. Uzun yıllar hayatımda, babamdan başka sevecek, bağlanacak, inanacak kimsem olmadığı için on,a fazla düşkünüm Ahmed Bey. Babam benim herşeyimdir. Babamla konuşursunuz değil mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle