01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUK1XET 7 tkinciteşrin 1938 I KUçUk hikâye Hafız ile Tahir = = = = = Şeriff Hulusi C Kitablar arasında Türk inkılâbına bakışlar Yazan: PEYAMl SAFA Kanaat Kütübhanesi, Cumhuriyetir 15 inci yıldönümü münasebetile yen bir seri neşrine başladı. Bu serinin ad «Ankara Kütübhanesi: Tarih Serisi> dir ve ilk sayısı da kıymetli arkadaşımız Peyami Safanm «Türk İnkılâbına Ba kışlar» adlı eseridir. Kanaat Kütübhanesi sahibi İlyas Bayar, esere ilâve ettiği bir yazıda «An kara Kütübhanesi: Tarih Serisi» nin bir müddettenberi genclik için neşret mekte olduğu «Ankara Kütübhanesi» adlı kültür serisinin tarih kısmmı teş kil ettiğini söyledikten sonra bu seride neşredeceği tarihî eserleri sayıyor. Bunlar arasında Hüseyin Cahidin Andre Maurois'dan tercüme ettiği «tngiltere Tarihi>, Jacques Bainvılle'in «Fransa Tarihi», Osman Turanm Cavaignac'tan tercüme ettiği «Kronoloji», Ömer Rıza Doğrulun ingilizceden çevirdiği «Cen giz, Tımür ve Fatih», 1828 29, Rus Türk harbine aid «Bir milletin bir im paratorlukla savaşı» adlı eserlerin bu lunduğunu bildiriyor. «Ankara Kütübhanesi: Tarih Seri si» n'n ilk sayısı olan «Türk înkılâbına Bakışlar» a gelince, Peyami Safanm bu eseri okuyucularımızm yabancısı de ğildir. Arkadaşımızm bu kıymetli ve orijinal etüdünü Cumhuriyet sahifelerinde okumuşsunuzdur. Böyle derin bir tetkik ve tetebbü mahsulü olan bir eserin, tabiatile ömrü az olan gazete sahifelerinde kalması doğru değildi; kitab halinde neşri lâzımdı. Kanaat Kitabevi, Peyaminin bu güzel eserini millî kütüb hanemize kitab şeklinde hediye etmiştir. Profesör Mustafa Şekib Tuncun, eser hakkmda, gene gazetemizde çıkan bir yazısını da ihtiva eden kitab 250 sahife tutmuştur. Fiatı 100 kuruştur. Kanaat Kitabevinin, eseri çok temiz ve güzel bastırdığım da ilâve edelim. Peyaminin bu kıymetli eserini Cumhuriyet'te okuyup da beğenenlere bu kitabdan birer tane edinmelerini tavsiye ederiz. RADVO Sinemacılık âleminde meraklı bir dava Sacha Guitry'nin yeni yapmakta olduğu film yüzünden gülünc ve arabsaçı kadar karışık bir ihtilâf meydana çıktı Paristen yazılıyor : Fransanın en meşhur aktörlerinden «îngiltere tacınm incileri» filminin muharrir, rejisör ve mümessili Sacha Guitry'nin birkaç ay evvel gene muharrir, rejisör ve mümessil olmak üzere «Remontons les Champs Elysees» namında bir filim yapmakta olduğu malumdur. Uzun zaman danberi çevrilmekte olan bu tarihî kordelâya aid faaliyete son günlerde birdenbire nihayet verilmişti. Çünkü para tükenmişti. Filim âmilleri birkaç sermayedara baş vurarak yeni şerikler tedarik etmişler ve bu sayede eser tamamlanmıştır. Sacha Guitry de bu arada bir fedakârlık yap mış, filmin senaryosunu yazmak, rejisini idare etmek ve mümessilliğini ifa eylemek haklarına mukabil alacağı 1 milyon franğ: 300 bin fr<snga indirmiştir. Fakat sermayedarlardan bu paranm derhal kendisine verilmesini istemiştir. Eski ve yeni sermayedarlar san'atkâra: Hayır, demişler, bu parayı derhal veremeyiz. Filim satılır, gösterilmeğe başIanır, hasılât kasatnıza girer, o zaman ceste ceste öderiz. Bu sözler Sacha Guitry'nin bir kulağından girip öbür kulağından çıkmış, eseri vücude getirmekte muhtelif rolleri olması dolayısile bu haklan istimal ederek parayı tahsil yoluna tevessül etmeği düşün müştür. Doğru oturduğu mahallenin polis karakoluna giderek senaryosunun telif hakkmı istemiştir. îş yürümüş, ve artist sermayedarlara şu yolda bir protesto göndermiştir: «Senaryosunu ve mükâlemelerini yazdığım bir filmi tamamen vücude getirdiniz. Fakat ne senaryoya, ne da mükâlemelere aid olan paralan vermedini?. Demek ki kendinize aid olmıyan bir malı kullanarak menfaat lecnin etraek istediniz. Bu, bir nevi emniyeti suiistimal etmek demektiı» , Ustad, akabinde de filme haciz vazettirmiştir. Mesele bu kadarla kalsa iyi... Alelâde basit bir dava telâkki olunabilir. Fakat 1 milyon ve 800 bin rakatnını duunca işe, Maliye de karışmış ve bu dönen sermayeye aid verginin verilmesini istemiş, vergi verilmeyince filme bir haciz de Maliye tarafından konulmuştur. O vakit sermayedarlardan bir kısmı galeyana ;elerek, Sacha'ya: Peki, bizim hareketimizi, emniyeti uiistimal addediyorsun... Alâ.. Lâkin bu Sen bu i§in sonunu Hâfız düşünmedin mi? dilber, ipek elbiseleri içinde ılık bir bahar Bir halk destanından tazeliğini andıran vücudile ailenin öğle yeZenginlikleri ve güzelliklerile meşhur meğine yeni bir hava getirmiş. Sofrada iki iki kardeş, Hafız ile Tahir, küçük yaşta, kardeşin arasma, kaynanasının karşısına obabalarını kaybedince, annelerile beraber turmuş. Tahir hep susmuş, fakat her saniMora'dan Tsalyanın Yenışehrine hicret ye geçtikçe kendini sebebi bilinmez birtaetmişler, kasabanm en mükellef konağmı kım hislerin bürüdüğünü, ağabeyisini esir tutmuşlar, ve kısa zamanda bir iki çiftlik eden arzuları duyar gibi olmuş. Kadınla sahibi olmuşlar. İki kardeş işte beraber, bir iki çift lâf etmişler; etmişler amma, kügezmede beraber, kahvede berabermiş çük kardeş dilberin yüzüne bakmak cesaler. Onları yeryüzünde hiç bir kuvvet retini denediği anda, bu elâ gözlerin füsubirbirlerinden ayıramazmış, birbirlerine o nuna biraz daha kendini koyvermiş. Hafız ve dilber artık her yemeğe inmekadar bağlı imişler. ğe, hatta Tahirle kadın senli benli konuşGünün birinde Tahir hastalanmış. Yeni alınacak birkaç yüz dönüm tarlayı gör mağa başlamışlar. Bu alâka ağabeyin gömek, ve devir muamelesini yapmak için, zünden kaçmamakla beraber, küçük karHafız büyüğü civar nahiyelerden birine deş hiç bir zaman buna bir şüphe rengini gitmiş. İşin birkaç günde bitmesi lâzımken, vermemiş. Günlerden bir gün, Hafız çiftliğin işleHafızın gecikmesi Tahiri meraklandırmış, rile uğraşmak üzere civar nahiyeye gitmiş. yatağmm baş ucunda günlerini Elham veya Ahmediye okumakla geçiren annesine Tam bu sırada da dilber hastalanmış, daima bir bahar ılıklığı ile gerilen vücudünü, sormağa başlamış: Anne, ağabeyimin başına bir kaza şimdi ağrılar üzmeğe başlamış. Tahir ağagelmesin? İşin bu kadar uzaması beni me beysile alay ederken, kendisi için : aksamki program J ANKARA: üzun dalga 1639 M. 183 Kcs. Kısa dalga T.A.P. 19,74 M. 15195 Kcs. > > T.A.O. 31,70 M. 9465 Kcs. 12,30 büyük bir virtüozun plâkları 13 saat ayarı ve haberler 13,10 müzlk (halk türküleri) 18,30 müzik (varyete parçaları) 19,15 saat ayarı ve haberler 19,25 müzik (Riyaseticumhur orkestrası) 19,45 konuşma (haftalık spor neticeleri) 20 muzik (tarihte Turk müziği) 21 saat ayarı ve arabca söylev 21,10 konu$ma (doktorun saati) 21,30 müzik (küçük orkestra) 22,30 Konuşma (sinema perdesi) 22,45 sinema sesi. 23,45 son haberler ve yarınkl program. Yabancı merkezlerden (orta dalga) müntehab parçalar Operalar ve operetler 21,35 Floransa; Primarosa. 22 Şimalî Ingiltere (Regional): Nürenberg'in başşarkıcısı. Büyik konserter 21,15 Doyçlandszender: Filârmonik kon ser: Beethoveu ve Brückner'in eserleri. 21,15 Laypzig: Senîonik konser. 21,35 Sottens: Orkestra konseri. 22,05 Münih: Bach'ın Brandenburg kon seri. 22,35 Lille: Orkestra konserL Berlin: Serenadlar. Münlh: Muhtelif parçalar. Konigsberg: Beethoven'in eserlerl. Roma: Müntehab havalar. Paris (P. T. T.); Muhtelif parçalar. 1,05 Stuttgart: Mozart konseri. raka düşürüyor. Yaşlı kadın oğlunun ipek çarşafh yataklarda dinlenen omuzlarını okşayarak: Merak etme evlâdım! demiş, Ahmed Kâhyayı yollar, haber alırız! Kâhya yola düzülmüş, birkaç saat sonıa nahiyeye varmış. Kurbanlann Hafızı sormuş. Köyün ihtiyarları, güzelliği kadar, dürüstlüğüne hayran oldukları delikanlı hakkmda Kâhyaya: Tarla işlerini iki günde halletti, gitti, şehre döndü, sanırız! havadisini vermişler. Adam, belki tarlaların başma gitmiştir, diye yola çıkmış. Fakat, güzel efendisini orada da bulamaymca, büyük bir merak içinde, hüzünle şehre dönmüş, vaziyetten anayı haberdar etmiş. Evin içini bir telâştır almış. Ana: Yavrumun başına bir hal geldi! diye inlemiş, hasta Tahir : Ağabeyimin ayağını çeldiler, onu evinden barkından, kardeşinden ettiler! diye sızlamış, hastalığı artmış. Fakat, karlı bir kış günü konagın önünde iki yağız atın çektiği bir araba durmuş, içinde kara gözlü, kara kaşlı, esmer Hafızla, sırma saçlı, elâ gözlü bir dilber çıkmış. Oğlan elini kızın beline dolamış, hastanın odasına girmişler. Hafız hizmetkârlara konağın harem tarafmda güzel bir oda döşemelerini emretmiş. Hasta, kadmı görünce ürkmüş. Sararmış, kadının güzelliğile birden çarpılmış. Gözleri yasarmış amma, bu ne sevincden, ne kıskanclıktanmış, sadece yer yüzünde iki kardeşi birbirinden ayıracak insanın çıkmasındanmış. Uzatmıyalım. Günler, aylar geçmiş, Ta hir iyileşmiş, ayağa kalkmış. Hatta bazı cuma günleri şehir dışmda arkadaşlarile Hafızsız cirid oynamak için ata bile binecek hale gelmiş. Fakat, nerede o eski çevık, nerede o eski neş'eli Tahir! Hafız, günler, hatta haftalar geçer de, ne anasının, ne de kardeşinin odasına girermiş. Koca konakta delikanlı sevgilisi ile beraber, büyük, içimizdeki gizli hisler kadar derin bir sırmış. Tahir anasına bazan şikâyet eder : Ağabeyime ne oldu? dermiş. Bir erkeğin bir kadınla, bir kadın gibi günlerce, haftalarca odada kapalı kalmasına aklım ermiyor. O böyle değildi. Ana evlâdı hakkmda kötü söz söylememek için : Bir gün gelir, bıkar! cevabını verirmiş. Lâkin kadın çok marifetli olacak ki, Hafız kolayca bıkmamış. Hem de her sabah saçlarını sevgilisine tarattınr, yüzünü buselerle yıkattınrmış. Dudakları çılgm âşığı sabahtan akşama kadar mestî içinde tutan asırlık bir şarab kadar keskinmiş. Konağın bütün işi, çiftliklere aid meseleler tamamile Tahirin üstüne yüklenmiş. Sabahtan akşama kadar başını kaşıyacak vakit bulamaz, akşamlan yorgunluktan arkadaşlarile kahvede kâğıd oynayamaz olmuş. Hafız, sanki, bu dünyada yaşamıyor, sanki onu ayni ev içinde olduğu halde kendisini özleyen bir ana ve kardeş, üstüne bu kadar düştüğü sevgilisini görmek isteyen eşi dostu yokmuş gibi. Güzel kadının konağa ayak basmasını herkes âşığın hayatında meş'um bir hâdise, bir kara gün telâkki etmeğe başlamışlar. Bu karagünden tam üç ay sonra, bir gün öğle vakti Hafız yorgun, avurtları çökmüş, gözleri fersiz bir halde anasının ve kardeşinin odasına girmiş. Ahretten dönen acaib ; bir seyyah kadar garib bu adama ikisi birden sormuşlar : Hafız sana ne oldu? Tahir o zaman herkesin ağzında doîaşan şu beyiti söylemiş: Kara dağlar başın duman bürüyor Kara sevda göğsüm bağrım deliyor Hafız susmuş. Sevgisini, anasına, karjeşine, dostlarına yaramıyacak hale getiraekten azab duymamış. Fakat, o gece sırna saçlı, elâ gözlü, ceylân kadar kıvrak Kara sevda göğsüm bağnm deliyor mısraını tekrarlamış, ve tekrarladıkça aşkı artar, ve aşkı arttıkça hasta dilberi yoklamağa gidermiş. O da yorulur, geceleri her tarafında tatlı sızılar duyar, başı sonu gelmiyen ağrılarla ağırlaşırmış. Hafız dönüşte karısmı hasta görünce çok üzülmüş, fakat kardeşinin yorgunluklarından daha fazla endişeye düşmüş, hele sevgilisinin Tahir adını dilinden düşürmediğini duyunca azabı tahammülsüz hale gelmiş : Acaba Tahire gönül mü verdi? diye düşiinmüş. Hafiz ile Tahir, bu birbirini seven iki kardeş, şimdi birbirlerine düşman kesilmişler. Dilber iyileşince gene yemeklere inmeğe başladığı halde, Hafız hiç gelmez olmuş. Akşamlan geç vakit ve sarhoş olarak konağa döner, hiç kimseye görün Memleketin 13 yerinde baraj meden sevgilisinin yanındaki odaya çıkar, tesis edilecek yatağına yatarmış. Dilber onun yan odaElektrik işleri etüd idaresi yurdun da ağladığını işitir, bunu sadece aşka ve zengin enerji kaynakları üzerinde çalışkedere atfedermiş. Fakat, delikanlı gün malarma devam etmektedir. tdare ilk lerce sevgilisini görmek istemez olmuş. defa olarak ele almış bulunduğu SakarBir gece, aym geceyi ve sükutu buse ya, Firat, Kızılırmak, Yeşilırmak ne lerile uyuttuğu saatlerde Tahir dayana hirlerile Adranos ve Kirmasti ırmakla mamış, içindeki arzuları boğamamış, ağa rmda, Adana Kayseri mıntakalan subeysinin düşmanlık hislerini çiğneyerek ları üzerinde etüdler yapmaktadır. Esas Menderes nehrile Çine ve Banaz çay dilberin oda kapısını çalmış. Karanlıkta larında birer, Sakaryada iki, Gedizde gizli bir el onu karanhk bir yatağın içine, bir, Firatta beş, Murad suyunda iki ol tüller altında günlerdir arzularla kamçı mak üzere 13 yerde baraj tesi»etrafınlanmış bir vücudün yanma çekmiş. Bu iki da tetkikler yapılmaktadır, vücudün, dilberle Tahirin sevinderS ne zaman uyku ile sarmaş dolaş olmuş, belli Kırtasiyecilikle mücadele değil! Sabaha karşı, Hafız gene sarhoş edilecek olarak konağa dönmüş, yavaş yavaş ve Hükumetimiz devlet idare ve mües sendeliyerek merdivenleri çıkmış, kendi o seselerinde kırtasiyeciliğin önüne geçdasını bir türlü bulamamış, dilberin oda mek için bazı esaslı kararlar almak üzesına dalmış. Elbiselerile yatağa girince, redir. Bürokrasiyi kökünden kaldırmak eli ahşmadığı başka bir tesirle ürpermiş. yolunda atılan adımların başmda kayıd, Bir arahk kendini toparlar gibi olmuş. yazı ve dosya işlerinin tanzimi gelmekGünlerden beri görmediği sevgilisinin ya tedir. Hükumetimiz bunun için, bütün nında başka bir adam, başka bir âşık! Dil Vekâletler ve devlet dairelerinde ka berden nefret etmesine rağmen, buna ta yıd, yazı ve dosya muamelelerinin bir hammül edememiş. Tahirin bu alçaklığı leştirilmesini ve ayni esaslar dairesinde iş görülmesini temine çalışmaktadır. yapacağı aklından geçmemiş; bu adam Bu maksadla bir iş talimatnamesi hazırkardeşim olamaz, diye düşünmüş. Derhal lanmıştır. hançerini sıyırmış. Elinin demin dokundutSPARTADA ğu vücude birkaç yerinden saplamış; sonra, dilberini her yerinden öpmüş, sonra Sebat Kütübhanesi Yunas hançerini göğsüne batırmış, ve bitkin bir oğln Lutfi halde yatağın dibine yığılıvermiş. Cumhuriyet Gazetesinin ve butun mekteb kitablan, kırtasiye, gazete Ertesi gün uyanıp, yatakta Tahirle dilve mecmuaların tevzi veridir. beri ölü görünce, gözlerine inanmamış, bir kaç defa: Tahir, Tahir! diye bağırmış. Seni Profesör Doktor bu kadın mı aldattı, söyle bana! Sen bu namussuzluğu akıl edemezdin! Cevab veren olmamış. Fakat, bu acıya dayanamamış, delirmiş. Nevi var, nevi Ürolog, Operatör yok satmış, herkese dağıtmıs. Ölümüne kaHastalarını bugünden itibaren pazardar, ömrünü Hafız ile Tahir destanını, tesi, çarşamba, perşembe ve cumarkendisile alâkası olduğunun farkına vartesi günleri olmak üzere haftada dört madan, okuyup: gün görebilecektir. Sen bu işin sonunu Hafız düşünmedin mi? Adres: Taksim Bahçesi karşımısraına gelince terennüm etmek, sonra sında Ceylân apartımanı. Dörhıçkıra hıçkıra ağlamak, ve herkese avuç düncü kat. Telefon: 49323 acmakla rçecirmiş. Oda musikileri 18,05 19,25 19,30 22,05 23,05 Sacha Guitry işte sen de dahilsin, çünkü senaryo mu • harrirliğine ve mükâleme yazıcılığına aid haklan verilmemiş bir filmi sahneye ko Solistlerin konaerleri yan sen değil misin? 16,35 Viyana: Piyano musikisi. 17,35 Varşova: Piyano konseri. Demişler; dava da adamakıllı arab sa19,05 Hamburg; Vıyolonsel konserL çma dönmüştür. Bunun üzerine işin ha19,25 Breslav: iÇfte piyano konseri. keme müracaatle daha kolay hallolunabi19,35 Doyçlandszender: Brahms'ın ese3> leri. leceğini iki taraf da kavramış, Sacha Guit20,30 Budapeşte: Macar şarkılan. ry tiyatro direktörleri birliği reisi Robert 21,05 Ulle: Piyano konseri. Trebor'u ve filim âmilleri de ticaret mah21,50 Paris (P. T. T.): Piyano konseri. kemesinin sabık azalanndan birini hakem 23,35 Stuttgart: Beethoven'ln sonatlan, yapmışlardır. Bu meraklı ihtilâfın hafta 24,45 Hilversum I; Muhtelif parçalar. içinde halledilmesine intizar olunmakta d:r. Bir iki satırla °fc «Bir bardak su!» ismindeki meşhur piyes Almanyada filme çekilecektir. Bu kordelânm idaresini rejisör Paul Martin deruhde etmiştir. ^T Berlinde «Küçük Imparator!» isminde bir filim yapılacaktır. Kordelânm rejisini Paul Mundorf idare edecek ve baş rolleri Carola Höhn, Fustav Diessa, Rene Deltegen oynıyacaklardır. ^ Birkaç gün mezuniyetle Holivud dan Nevyorka gitmiş olan Spencer Tracy işinin başına dönmüş ve Heddy La marr'la birlikte «Nevyorkun saf kızı» smindeki filmi çevirmeğe başlamışhr. " ^ «Kaliforniyanm en güzel kadını» nammda vücude getirilecek olan heykele modellik etmek üzere aranılan ideal kadın tipi bulunmuştur. Bu kadın sinema artisti Heddy Lamarr'dır. Bu gece şehrimizin muhtelif aemtlerlndeki nobetçi eczaneler şunlardır: İstanbul clhetl: Eminönünde (Beşir Kemal), Küçükpa zarda (Hüseyin Hulusi), Alemdarda (Ar)f Neşet), Kumkapıda (Asador), Bakırköyde (Merk^ez), Fatihte (İ. Hakkı), Eyübde (Arif Beşer) eczanelerl. Beyoğlu ciheti: Tünelde (Matkoviç), Yüksekkaldırımdâ (Vingepulos), Galata Topçular caddesinde (Yiçepulos), Parroakkapıda (Kemal Re büy, Oamanb*ord»KŞark Merkez), Hasköy. de (Sadık Akduman), Kasımpa^ada (Va * sıî), Beşiktaşta (Nall Halid) eczaneleri. Kadıköy Modada (Alâeddin) ve Pazaryolunda (Muhtar), Sarıyerde (Nuri), Bü yükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk), Üsküdarda (Ömer Kenan) eczaneleri. NÖBETÇİ ECZANELER ürolog Operatör Pr. Behaeddin Lutti Varnalı Böbrek, mesane, idrar ve tena» sul yollan hastalıkları mütehassıSL Beyoğlu • îş Bankası kargısı E* mirnevruz sokak 10 Pananiya ap. No. 2 . Telefon: 42203. Büyük edibimiz MUSAHİBZADE CELÂL'in ölmez eseri AYNAROZ KADISI BEHZAD 1. GALİB EMİN BELLf HALİDE ŞEVKİYE MAHMUD MUAMMER NECLÂ Döşeli, dayalı kiralık apartıman Taksimde Şair Abdülhak Hâmîd sokağmda bulunan Kasım Zeynel apartımanının dört numaralı dairesi son moda eşyasile döşeli, dayalı olarak tez elden kiraya verilecektir. Arzu edenler içinde oturan Bayan Zehra Zeynelle görüşebilirler. H A Z I M V A S F İ Musiki kısmmı idare edenler : M. C. ve CEVDET KOZAN ve Behçet Sabit Erduran İPEK ve ŞARAY Sinemalannda birden gösterilecektir. Numaralı biletler bu?unden itibaren satılmaktadır. Önümüzdeki PERŞEMBE AKŞAMI lmtihanla bir daktilograt alınacakür Ortamektebden mezıın olmak, eski harfleri okuyabilmek lâzımdır. Talib olan bayanlann her gün Galatada Tünel yanmda Mertebani sokağmda Beyoğlu 4 üncü Noter dairesine müracaatleri. GUzelliğini Zevkinf Nefis ve Harikulâde Sahnelerini Hiç Bir Zaman Unutamıyacağınız En Güzel Fransız Filmi AŞK BAHÇELERİ R A BERLITZ istiklâl caddesi ELDEN SATILIK ESYA ÇA VIVIANE ROMANCE PIER RENUIR LOIS JOUVET Akşam lisan kurları FRANSIZCA iNGiLiZGE v.s. Haitada 3 ders Ayda 4 Hradır. Koleksiyonu, Biblolar, Kumaşlar, Piyano ve Halılar elden satılmaktadır. Perşembeden maada hergün saat 17 ye kadar Altmcı Daire karşısmda 2 4 numaralı eski Amerikan Konsolosluğu binasmda görülebilir. A 4AM? MELEK sinemasında A L L O ALLO ! Burası istanbulun 2 büyük slneması «Fransız Tiyatrosunda \ I Bu Çarşamba akşamı 5 U 1^1 E R Sineması Büyük filimler serisini takip ederek içtimaî ve iztırabh hayatm müessir bir safhasım tasvir eden gayet kıymetli Aşk Batakhaneleri Fılmini takdim edecektir. Baş rollerde : Lİ KONTES VALEVSKA İJİ eseri ayaklarınıza geldi. Yalnız iki gününüz var, İBütün dünyanın hayranlıkla karşıladığı büyük tarih ALEMDAR ve MİLL Miinir Nureddin Konserini veriyor Mevsimin ilk büyük 15 Teşrin'sanı Salı Akşamı I Greta Garbo Charles Boyer ALBERT PREJEAN DITA PARLO Güzelliği ıtibarile reklâma ıhtiyaç görölmiyen bir filimdır. Büyük Şehir Birden itibaren mütemadi seanslar Ve bu yılın doyulmaz, uoutulmaz eseri. ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu TAKSİMDE Bu gece Karısmdan korkmıyan erkek yoktur Vodvil 3 perde Yakmda: Aktör Kin Tel: 40099
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle