Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 7 Ikincitesrin 1938 TARiHDE BİJyUK DENİZ Tefrika : 1 MUHAREBELERi? Nakleden: ABİDİN DAVER j Şehlr ve Memleket Haberleri ) Siyasî îcmal Pazarlıksız satışta esnafm kontrolu Doğru değil mi ? Koleksiyonculann elinde kalan pullar Posta ve Telgraf İdaresi son yıllar içinde muhtelif vesilelerle hakiüaten çok güzel posta pulları bastırdı. İz mir fuarı, Cumhuriyetin on beşinci yıldönümü ve harf inkılâbının onuncu yıldönümü hâtırası olarak tabettirilen bu pullar, Türk postacılığmın iftihar edeceği birer şaheserdir. Fakat her biri, memleket için en güzel birer hâtırayı taşıyan bu pulların, vatandaşlar tarafından mektub zarfları üzerinde görülmesi hemen hemen kabıl olmamaktadır. Yeni pullar, Posta İdaresi tarafından kullanılmağa başlanır başlanmaz, pul koleksiyoncuları bunları büyük seriler halinde derhal mübayaa etmeğe başlamakta ve kısa zamanda pullar meydandan kalkmaktadır. Posta idaresinin bu pulları sadece koleksiyonculara satmak için değil, posta muamelâtında kullanılmak için bastırdığını zannediyoruz. Hakikat de bu merkezdedir. Fakat pullarm tedavüle çıkarıldıktan üç beş gün sonra meydandan kalkmış olması, bu hakikatle bir tezad teşkil etmektedir. On beşinci yıldönümü hâtırası pullannın tam serisi 39,5 kuruş olduğu halde, bugün bunlar 45 50 kuruşa kadar elden ele satılmaktadır ve belki de yarın daha yüksek fiatla satılacaktır. Piyasaya çıkmasile kaybolması bir olan bu pullar, vatandaşlar tarafından da görülmesi icab eden birer kıymetli hâtıradır. Posta îdaresi, bu imkânı temin etmek için ya bunları bir az daha fazla miktarda bastırmah, yahud da koleksiyonculann taleblerini tahdid eylemelidir, diyoruz. Iran ordusu karada muzafferana ilerlerken denizBu hususta bazı yeni de de Iran donanması fırtmalarla boğuşuyordu müeyyideler vazedilecek Uzun zaman var ki deniz muharebeleri hakkında yazı yazmadım. Karilerimin denize ve deniz muhaıebelerine aid uazılar okumak yolundaki arzularmı tatnıin için, tarihle meşhur, büyük deniz muharebelerini uazmaga karar verdim. Dugünden itibaren okuı/acağmız bu eser, telif değildir; tercilme değitdir, nakil de dcğildir; fakat bunlaun her üçünden de üardır. Muhtelif eserlerden parçalar alacağım, bazılarını aı/nen, bazdarını naklen, bazılarını da, meselâ bizim muharebeleıimizi, kendim yazacağım. Başka biri, bciki, buna telif diyebilirdi; fakat ben teüfi daha başka türlü düşündüğüm için bu esere, nakil diyorum; böijle demckle de dürüst hareket etliğime kaniim. Bu başlangıç ve izahian sonra ilham yelkenlerini hisa ederek ve kalemime muüafık rüzgârlar dileyerek ı'je başhyorum. lemek ve deniz hâkimiyetini tamamiie ve emniyetle tesis etmek lâzım geldığini düsünüyordu. Yunanlılar, sonradan kazandığı umran ve ihtişama henüz o zaman sahib olmıyan Atinayı ve etrafını terk ve tahliye ederek Salamin adasına çekildıler. Buçün Yunan tersanesinin bulunduğu Salamin, dar bir boğazia Atik yarımadası topraklarından ayrılmış, Atina civarında bir adadır. İran ordusu ilerlerken Yunanlılar, mütemadiyen yeni harb gemileri yapıyorlar ve eskilerini tamir ediyorlardı. Bütün öteki Yunan limanlarına ve şehirlerine de adam ve mektub gönderip Salamine mümkün olduğu kadar fazla gemi, gemici ve muharib göndermelerini istemişlerdi. İran ordusu, meşhur Termopil geçidinde yolunu kesmek isteyen Leonidas ile maiyetindeki birkaç yüz îspartalıya çattı. İspartahlar son nefere varıncaya kadar çarpışıp öldüler; İranhlar da Atik ovalarına indiler. Atinada bugünkü Akropol'ün yerinde, o zaman iptidaî ve kaba saba mabedler vardı. Bir avuç Atina!ı da Akropol tepesinde yaptıkları tahkimatta çarpışarak İranlılan durdurmak istediler; fakat düşmanm müthiş sayı üstünlüğü karşısında ezildiler. îran cengâverleri bunlarm hepsini kılıcdan geçirdi. Salamindekiler, karşıda yükselen duman bulutlarını görerek gaîib İranlılann evlerini ve mabedlerini yakıp yıktıklarını anlıyorlar ve müthiş bir ıntikam hissile yanıyorlardı. Karada İran ordusu muzafferane ılerlerken denizde de İran donanması ve nakliye gemileri fırtmalarla boğuşuyordu. Tabiat, Yunanlılar hesabına İranlılarla harbediyordu. 1200 büyük gemiden mürekkeb olan İran donanması, Tesalya kıyılarını takib ederek Yunan sularına yaklaştığı zaman ileri karakollan, Öbe adasile Atik yarımadası arasındaki geçidi bir Yunan filosunun tutmuş olduğunu gördüler. Gece olunca İran donanması Sepıa Burnu karşısında, sekiz büyük hat üzerinde demirledi. Sabahleyin şafakla beraber, Tjugün bile o derizlerde dolaşan küiUekrtderryildıraırınüthis/btr gnnd.oğusu fırtınası patladı. Modern bir donanmaya kumanda eden herhangi bir amiral, böyle bir vaziyette tehlikeli sahillerden uzaklasıp açık denizde fırtınayı karşılardı; halbuki eski devirlerin gemicileri, aşağıda izah edeceğimiz sebeblerden dolayı, fırtmalı havalarda açık denizden korkarlar, sahile yakın bulunmayı tercih ederlerdi. Anlaşılan böyle bir vaziyeti, «bir ayağı karada» bir durum telâkki ediyorlardı. Onun için İranlılar da kıyıdan ayrılmamak ve demir üstünde yatmak istediler; fakat, fırtınanın şiddetinden demirler taradı ve yüzlerce gemi karmakanşık bir halde karaya düştüler. Fırtma durduğu zaman, bu gemiierden parçalanmamış olanları yüzdürüp tamir ettiler. Fakat, Sepia Burnuna demirlediklerinin üçüncü akşamı, fena hava tamamiie kesildiği zaman, 1200 gemiden harbedebilecek halde yalnız 800 gemi kalmıştı. İran donanmasına ilk darbeyi gündoğusu fırtınası indirmisti. Pazarlıksız satış kanunu tatbik mevkiine konduktan sonra ilk on beş günluk devreye aid tecrübeler ve bu tecrübelerden alman neticeler hakkında Belediye İktısad müdürlüğü tarafmdan bir rapor tanzim olunarak İktısad Vekâletine gönderilmişti. Kanunun tatbik şekilleri etrafındaki kontroüer hâlâ devam etmekte olup, Belediyece bu hususta ikinci bir rapor daha hazırlanmaktadır. Bugüne kadar alınan neticeler, umumiyet itibarile, çok iyi olduğu gibi yeniliğin doğurduğu ufak tefek bazı aksaklıklar da bertaraf edildikten sonra daha müspet neticeler elde edilebilecektir. Belediyece hazırlanmakta olan ikinci raporda da bilhassa bu aksak taraflara mâni olacak tedbirlerin alınması istcn mektedir. Bir kısım esnafm sattîkları malm değerinden pek fazla fiatla etiket kullanmakta oldukları keyfiyeti de bu arada başta gelmektedir. Her esnaf malının fiatını kendi takdir etmekte ve ona göre fiat koymaktadır. Pazarlık usulü olmadığına göre bazan halk, değerinden çok fazla olan etiketler karşısında aldanma.ktadır. Bunun için Belediye, bu kabil hareket'erı takyid edecek müeyyideler araştırma«.ta ve kanuna, buna dair ahkâm ilâvesini istemektedir. Belediyenin raporu, yakında Vekâlete gönderilecektir. Kız talebelere askerlik dersi Lise programma bir saat daha ilâve edildi Geçen senedenberi lise müfredat prog ramlarma kızlar için haftada bir saat olmak üzere mecburî askerlik dersi konulmuş ve tatbik edılmisti. Vilâyet Seferberlik Şubesi müdürlü ğü Maarif müdürlüğüne bir tezkere ya zarak kızlara mahsus askerlik dersinin haftada iki saate çıkanlmasını bıldırmiştir. Şimdiki halde yalnız askerî tedrisat görecek olan lise çağmdaki kızlara kamp mecburiyeti mevzuubahs değildir. As kerlik dersi dığer dersler gibi talebenin sınıf gecme ve kalma vaziyetinde amil olacak, bu dersin nazarî ve amelî bügi lerinde muvaffak olamıyan talebeler terfii sınıf edemiyeceklerdir. Liselerin 9, 10 ve II inci sınıflarında kız ve erkek talebeler için mecburî olan haftada 2 saat askerlik dersinin müfredat programı alâkadarlara tebliğ edil miştir. İngiliz ve Fransız Başvekilleri ransa hükumetınin yaptığı davet üzerine ingiliz. Başvekilile Hariciye Nazırı, bu ayın yirmi üçünde Parisi ziyaret ederek Fransız Başvekili ve Hariciye Nazırile görüşeceklerdir. îngiltere ile Fransa, kendi memleketlerinin ve hatta imparatorluklarının emniyet ve selâmeti birbirine bağlı bulunduğu kanaatinde olduklarından politika sahasmda beraberce yürüdükleri cihetle her yeni vaziyet ve meseie karşısında kaldıklan zaman, Başvekillerinin hususî surette bulusarak istişarede bulunmalan bir âdet şeklini almıştır. Çekoslovakya meselesi, Südet AImanlarının Almanyaya iltihakı ıçtinab edılemiyecek bir hal alması üzerine Avrupada sulhun bakasmı tehdid ettiği zaman, ingiliz ve Fransız Başvekilleri Londrada birleşerek ne yapacaklarını kararlaştırmışlardı. Hatta Münih'te, dört büyük devlet konferansmın toplanması fikrini bu gibi istişarelerden birinde ilk telkin eden Fransız Başvekili Daladye olmuştu. Münih konferansından sonraki en mühim meselelerden biri Akdenize aid îngiliz İtalyan muahedesinin tasdikı keyfiyeti idi. Lâkin daha Münihte ıken Mister Çemberlayn'le Mussolini bu hususta anlaşmış olduklarından ve General Franko tarafında harbeden îtalyan gönüüülerinden on bin kişinin birden geri alınması, muahedenin tasdikı için konulan şartı, İngilterenin nazarında yerine ge tirmiş bulunduğundan bu mesele üzerinde în^iliz ve Fransız Başvekillerinin hassaten buluşup görüşmelerine hacet kalmamıstı. Fakat yeni bir mesele iki taraf için de, çok büyük ehemmiyeti haiz olduğundan yukarıda beyan edildiği veçhile Çemberlayn'le Daladye Pariste görüşeceklerdir. Yeni mesele Almanyanın kendisine iadesi lüzumunu ihsas ettiği eski müstemlekeleridir. Almanya mustemleke tedarikinde îtaîya gibi çok geç kalmıs, büyük bir Avrupa devletidir. Fakat bundan elli sene önce Afrikanın şarkında ve garbında ve Büyük Okyanusta, bir derece metruk ve hâli yerleri işgal etmek yahud satın almak suretile otuz sene içinde bir hayli nrüsteinleke* tlmin etmişti. Çoğu gayri mamur otan £ u yerleı ı KaDui ıstifade bir > hale getirinciye kadar Almanya pek azim sermayeler tahsis etmişti. Bu işler için Almanyanın sarfettiği paralar 60 milyar altın marka baliğ olmuştur. Elde etmiş olduğu müstemlekâtın umumî mesahası 2 milyon kilometre murabbaı ve nüfusu 13 milyondu. Bu müstemlekelerden en mühimmi Fransadan aldığı Kamerun'dur. 1906 senesinde, Almanya eski, bü yük ve zengin bir imparatorluk olan Fas Sultanlığının istiklâlini Fransaya karşı müdafaa eder gibi görünmüş ve Almanya İmparatoru bizzat Tanca limanını ziyaret etmek ve bir Alman harb gemisi de, Agadir limanında demirlemek suretile Almanya, bütün nüfuz ve şerefini bu mesele uğrunda tehlikeye koymuştu. Bu yüzden yeni bir Alman Fransa harbinin çıkmasma ramak kalmıştı. Ni hayet Almanya, Fransanın, Kamerun müstemlekesinden 200,000 kilometre murabbaında bakir ve zengin araziyi kendisine bir taviz olarak vermesi üzerine Fas meselesindeki davasından vazgeçmişti. Almanya diğer müstemlekeleri de mühim siyasî fedakârlıklarla elde etmişti. Umumî Harbin sonunda bu zengin müstemlekeler manda suretile yani Milletler Cemiyeti namına vekâleten İngiltere ve İngiliz İmparatorluğile Fransa arasında taksim edilmişti. Küçük devletlerden Belçikaya dahi Kongo hududunda bir hisse düşmüştü. Almanyanın vaktile îspanyadan satın aldığı Büyük Okyanusta Hattıüstüvanın şimalindeki Karolin, Maryan ve Marşal adaları da Japonyaya bırakılmıştı. Almanyanın Çinden aldığı Kiyao * Çeu mıntakası sulh muahedesile eski sahibine iade edildiğinden bu arazi Almanyanın eski müstemlekelerinden sayılamaz. İngiltere, Alman müstemlekelerinin iadesine muhalif değildir. Şimdiden zemin hazırlamak üzere Müstemlekân ve Do minyonlar Nezaretleri, kabinedeki son tadil esnasında Malkon Makdonald'ın elinde tevhid edilmiştir. Fransa düne kadaj müstemlekelerin iadesine şiddetle muhalifti. Şimdi ise yalnız kendi elindeki eski müstemlekelerin iade edilmeyip eski Alman müstemlekelerini ellerinde tutan devletlerden hepsinin birden iadesi noktai nazannı müdafaa ediyor. Eski Alman müstemlekeleri meselesinde de Fransanın îngiliz politikasından ayrılmıyacağı anlaşılıyor. P a risteki görüşmelerde bu meselenin teferruatı hakkında kararlar ittihaz olunacaktır. Muharrem Feyzi TOGA V. A.D. 1. Salamin Salamin, hiç şüphesiz, denizde yapılan ilk muharebe değildir. İnsan kanı Salaminden çok daha evvel, denizin tuzlu sularına karışmıştır. Gemiciliğe aid kitablar, ilk harb gemisini Fenikelilerin yaptığını yazıyorlar. Daha evvel Çinlilerin, M;sırlıların, Asurilerin yaptıkları gemiler, sırf nakliyat ve ticaret içindi. Suriyenin Akdenizle Cebeli Lübnan arasındaki dar bir parçasında oturan ve buralara sığmayan Fenikeliler, Cebeli Lübnandaki ormanlardan kestikleri ağac ve kerestelerden kıyılardaki tabiî limanlarda yaptıkları gemilerle, denizlere yayılmışlar, Akdenizden, Atlas Okyanusuna çıkmışlar, îngiltere adalanna gitmişler, Şimal denizinden Baltık denizine geçmişler, cenubda ise Kızıl denizi keşfetmişler ve kâşif Vasko de Gama'dan 20 asır evvel, Umid Burnuna kadar gitmişlerdir. Bazı eserlere göre, denizlerde ilk harb kuvveti bulunduran ve binaenaleyh deniz muharebesi yapan, Kızıl denizde Erythreoş isminde bir Prenstir, Bu Prens de, hesabca Hubuttan sonra 2220 senesinde yaşamıstır. Salamin ise MiLâddan. 480 sene evvel vukua gelmiştir. Milâddajo, 4Ş0 sene evveline gelinceye kadar, eski zamanlann denizci milletleri olan Mısırlılar, Fenikeliler, Giridliler, Yunanlılar, Asyadaki Yunanlılar, llliryalılar, Sicilyalılar, Kartacalılar arasmda büyük, küçük birçok'deniz muharebeleri vuku bulduğuna şüphe yoktur; fakat, deniz harb tarihi, Salamin muharebesi hakkında tafsilât veriyor. Onun için ben de Salaminden başhyorum. 5jC 5JS 5JC Bursada hiç yüzünden bir cirayet Bursa (Hususî) İsmet İnönü cad desindeki îstanbul Hanında hiç yüzünden bir cinayet olmuştur. Merinos fab rikası amelesinden Sadık, kendi yerine uzanmış bulunan Nuriyi kaldırmak is temiş. bu yer kavgası üzerine hiddetlenen Sadık, usturasile Nuriyi yüzünden fena halde yaralamıştır. Eli yüzü kan lar içinde kalan Nuri kaçmak istemiş. Sadık kendisini kovalamış ve tekrar yakalıvarak bu sefer de sırtının birkaç yerinden.gene ustura ile varalamıstır. Ağır surette yaralanan Nuri fazla kan kaybetmiş ve hastaneve kaldınlmıştır. Hatay heyeti yarm avdet ediyor Şehrimizde bulunan Hatay murahhas heyeti azaları dün sabah Yalovaya gi deceklerdi. Fakat havanm bozuk ve yağışlı olması dolayısile bu gezinti yapılamamıştır. Misafirlerimiz, yarınki Toros ekspres'le Hataya döneceklerdir. Doğru değil mi? Keskin Halkevinde verilen temsiller Uludağ otellerini Dağcılık kulübü işletecek Bursa (Hususî) Dağcılık kulübü idare heyeti fevkalâde bir toplantı ya parak, bir müddettenberi talib çıkma dığı için hususî muhasebe idaresince emaneten işletilmekte olan Uludağdakı Vilâyete aid büyük otelle Kirazlı yaylada yeni yapılan ve bu sene bazı ilâ velerle takviye edilen Dağevini işletme isini üzerine almaya karar verm'ştir. Müteakiben kulüb idare heyeti Vali Sefık Soj^eri zivaret ederek bu kararı bildirmiş, dagdaki bütün otellerin bir elden ve kulüb tarafından işletilmesi yolunda almacak tedbirler etrafında iza hat vermişlerdir. Kulüb, Vilâyet Daimî Encümenine resmî müracaatini yapmış ve otelın işletmesine talib olmuştur. Alüracaat tetkik olunarak netice derhal bildirilecektir. Bu takdirde Uludağda mevcud kış sporları ve yaz için yapıl mış bulunan bütün tesisat kulüb emrine verilmiş olacaktır. Pazar günü Vali Şefik Soyer ve Dağcılık kulübü idare heyeti azaları Ulu daga çıkarak otellerin son vaziyetlerini ve bu sene daha çok sporcuyu barmdırabilmek için alınan yeni tertibatı tetkik edeceklerdir. Denizb^nkın yeni vapuru Ülev, limanımıza geldi Denizbankın Krup tezgâhlannda in şa ett ridiği vapurlardan Suvatın eşi olan Ülev vapuru da dün limanımıza gplmistir. Bu gemi Moda ve Heybeliada sınıfı vapurlardan biraz uzun ve şeniş Macarlarla yapılacak ticaret anlaşması Macar hükumetile hükumetimiz arasmda yeni bir ticaret ve klering anlaş ması yapılması etrafında müzakerelere yakında başlanacaktır. Yeni yapılacak anlaşma mevcud anlaşma esaslarını daha genişletecek ve her iki tarafm t:carî mübadelesini artıracak bir şekilde olacaktır. Keskin (Hususî) Halkevi temsil kolu tarafından «Çoban» piyesi büyük bir muvaffakiyetle üstüste iki gece temsil edilmiştir. Gönderdiğim resim, temsil heyetini göstermektedir. Iran hükümdarı Xerxces, eski Perslerin Hşayarşâ dedikleri ve bizim Serhas dediğimiz hükümdar. Yunanlılarla harb halinde idi. Milâddan evvel, 480 baharında, İran istilâ ordusu, Anadoludan hareket etmişti. O zamana kadar görülmemiş kuvvette milyonluk bir ordu olan İran ordusunu denizden Yunanistana sevketmeğe imkân yoktu. Ordu, Avrupa topraklarma Çanakkaleden geçti. İran hükümdan, donanmasının bir kısım gemilerile, Çanakkalede bir köprii kurmustu. Eski zaman köprücülük ve hattâ gemicilik fenninin bir saheseri olan bu köprüden İran askerleri, 7 gün 7 gece durmadan geçtiler. Sonra, Ege denizi kıyılarım takıb ederek Tesalyadan geçip Yunanistana girdiler. Bu bitip tükenmek bilmez ordu, geçtiği yerlerde yiyecek namına birşey bırakmıyordu. İran hükümdarı ordusunun aç kalmaması için, onun iaşesini denizden temin ediyordu. Binlerce ticaret gemisi, galer denilen ince uzun harb gemilerinin himayesinde, Asyanın muhtelif limanlarından, askerlere yiyecek, hayvanlara yem tasıyorlardı. ( Edirnede pratik ders gören köylüler J Geyvede yapılan hırsızlık Geyve (Hususî) Türk Kibrit înhisarlar şırketinin Geyvenin Sultaniye köyü civarmdaki Müflüsdere ormanında işçilerinin barınmaları için kurduğu büyük çadırdan bir kısmı bundan bir buçuk ay evvel eşhası meçhule tarafmdan çalmmıştı. O tarihtenberi failleri elde ed'lememişti. Cür'etkâr hırsızlar gene mezkur şir ketin büyük çadırlarile beraber koruculannm silâhlarını ve amelenin kışm çaEdirne, (Hususî) Bir senelik prahşmalannı temin eden birçok muşambaları ve paraları çalmışlardır. Hırsızlar tik ders tatbikatı gören Trakyanın genc ehemmiyetle takib edilmekte4ir. köylüleri son imtihanlarını da vererek köy bölgelerine gitmişlerdir. îkinci posta olarak köylerde bekliyen 50 kisi de çağırılEdirne Ağırceza reisi öldü Esasen, sonraları birçok muharebelerde olduğu gibı, Iran donanmasının bu kadar büyük ve kuvvetii olması, onun için bi r tehlike ve zâf teşkıl ediyordu. Bu kadar kalabalık gemiyi alabilecek limanlar mahduddu. Bu muazzam donanma, tabiî surette mahfuz bir tek limana sığmayınca ve böyle limanlar da birbirine yakm olmayınca, filolar, birbirinden ayrılmıstır. mamak için, mecburen açıkta demirliyorBunlar yakında Edirneye gelecek lardı. O zamanın gemileri, şimdi kanallarve derslere başlıyacaklardır. Gönderdida görülen dubalar ve yahud limanlarda ğim resim Şahadetname alan köylüleri çalışan şatlardan daha büyük olmadıkları göstermektedir. İran ordusu, muazzam bir silindir gibi için, fırtınalara dayanamıyarak parçalanıEdirne (Hususî) Edirne Ağırceza önüne çıkan her manii devirip çiğneyerek yorlardı. mahkemesi reisi, kıymetli hukukçularıİranlılar Sepia Burnu önünde, dalga mızdan Ibrahim Hakkı vefat etmiştir. Atinaya yaklaşıyordu. O zaman bu şehrin basında, Atinalı Temistoklis isminde lar arasmda batıp çıkar ve karaya düşer Temiz ahlâkile muhitte pek çok sevilen asker bir devlet recülü vardı. O İranhlar ken, Öbe adası arkasmda, rüzgâra karşı merhumun cenazesi büyük merasimle la karada değil; denizde harbetmeğe ka mahfuz boğazlarda rahat rahat yatan Yu kaldınlmıştır. rar vermişti. Denizde kazanılacak bir za nan filosu, Öribiyad isminde bir İspartalı fer, muazzam İran ordusunun da inhizam Generalin kumandasında idi. İspartalı, Yangın başlangıcı ve felâketini mucib olacaktı. Çünkü, de bir harb filosundan ziyade bir kargılı piBoyacıköyünde Koru başında oturan niz hâkimiyeti Yunanhlara geçince bir mil yade tümenine kumandan olmağa lây.k gazete müvezzii Lutfinin evinde dün yon cengâverden mürekkeb olan ordu, aç bir generaldi. Fakat, o zamanlar, İsparsabah saat dokuz buçukta elektrik tesikalacaktı. Denizden beslendikçe sayıca tahlar cengâverliklerile meşhur oldukları satının kontakt yapması yüzünden yanmüthiş ve önüne durulmaz bir kuvvet o için, Öribiyad'da denizciliğinden dolayı gın çıkmıştır. Derhal yetişen îstinye İtlan Iran ordusu denizden yardım görme değil; muharibliğinden dolayı bu vazifeye faiyesi, ev, kısmen yandıktan sonra ayince, gene bu sayı çokluğu yüzünden scilcişti. İspartahlann, müttefikleri olan teşi söndürmüştür. kendi kendine ma£,lub olmağa mahkumAtinalılara verdikleri gemiler de 300 du. Çünkü ne kadar çok adam varsa aç400 triyer'den mürekkeb olan bütün YuRamazan 14 Pazartesi hk o kadar çok ve çabuk kendini hissetnan donanmasının üçte birini teşkil ediyortirecekti. O»le kindi Aksaır Yatsı İmsak du. Yunan donanmasının yarısını AtinaS. D. S. D. S. D. S. D. S. D. Diğer taraftan İran hükümdarı da, lı Temistoklis'in bizzat kumanda ettiğ; folis âbidesinde yapılan merasimden bir intıba 1 S3 11 57 Ezanî 12 6 S9 o 41 denizden iaşe ve ikmalini rahatça temin mükemmel Atina filolan teşkil ediyordu. İzmir (Hususî) Bayramın üçüncü günü Polis âbidesinde de ihtifal Zevalî 11 58 14 41 19 59 18 32 4 57 edebilmek için, Yunan donanmasmı tepeyapılmış, Vali ve Polis erkânı nutuklarla şehidleri anmış, selâmlarnışlardır. lArkast var) • f İzmir Polis âbidesinde merasim yapıldı J