29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 26 İkinciteşrin 1938 Ebedî Şefimiz için her tarafta ihtifaller yapıldı Atatürkün, yurdun kalbine defnedildiği gün bütün bir millet tek bir vücud halinde sarsılarak ağladı Büyük Atatürkün, yurdun kalbi olan Ankarada ebedî istirahatgâhına nakledildiği gün memleketin her tarafında büyük ihtifaller yapıldığım yazmtftık. Yurdun muhtelif köşelerindeki muhabirlerimiz tarafından gönderilen bu resimler, Büyük Türk milletinin, Yüce Atasının ufulünden mütevellid büyük yasını canlı bir surette tebarüz ettirmektedir. Samsunda Atatürkün heykli önünde nöbet alan neferler GRIPİN varken bu ıztıraba katlanılır mı ? Bandırmada yapılan hazin ihtifalden bir görünüş Baş, diş ağnları, nezle, kırgmlık ve üşütmekten mütevellid Jmtün ıztırablann başlamasile beraber aklımıza gelen ilk isim olmahdır. Mideyi bozmadan, kalb ve böbreklere dokıınmadan l Afyonkarahisarhlaı Atatürk abidesi önünden hiirmetle geçiyorlar En Seri Tesir, En Kat'î Netice lcabmda günde 3 kaşe alınabilir. İsmine dıkkat ve Gripin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. VİROZA FennT ve sıhhî bir sarette Imal edilen ViROZA Yozgadda, çelenklerle süslenen Büyük Şefin abidesi önünde yapılan ihtifal îzmirliler, Büyük Atalan içln ihtifal yapıyorlar TEDAVi EDER. Kocaeli Bilumum yanıklar, traş yaraları v. s. ViROZA Vilâyetinden: Vilâyet seferberlık işleri için «BUSCH TARLUX > veya «LÎTZ PRÎSMENGLAS TYP KARSOPT» veyahud «ZEİSS BİNOCTAR» marka on bir dürbün açık eksiltme suretile satm almacaktır. Beher dürbünün muhammen kıymetı doksan beş liradır. İhale birincikânunun beşinci pazartesi günü saat on beşte Vilâyet Makammda yapılacaktır. îsteklilerin o gün zikredilen saate kadar 78 llra 37 buçuk kurtışluk muvakkat teminat mektubu veya banka makbuzile vilâyet makamına şartnamesini görmek istiyenlerinde Encümen kalemine müracaatleri. ( 8544 ) Manisada yapılan ihtifalden bir görünüş İzmitte yapılan ihtifalden bir görünüş RADYOLİN ile Sabah. Öğle ve akşam Her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayımz. P AT I KTA saklatacağım. Böylece üstümden bir ağırlık kalkmış oldu. *** Fırtına dinmedi. Bu küçüciik limanda günlerce kapalı kalmak, insanı deli edecek!.. Can sıkıntısından herkes ne yapacağmı bilmiyor. Ben bir yandan sıkıhyorum; bir yandan da seviniyorum. Adnan bulunup yakalanıncıya kadar, keşke bu fırtma da böylece uzanıp gitse... Yoksa hava düzelir de, denize açılacak olursak ertesi gün Iskenderiyeye varacağız; yolcular karaya çıkacak... Adnanm izi o zaman büsbütün bulunmaz olacak; kendisi de kaçıp kurtulacak!.. Dün gece Cevadla Sadeddinin konuştuklarını duyduktan sonra artık iyiden iyiye onlardan çekiniyorum. Öyle olmakîa beraber Adnan onların hiçbirisi değil; bunu da biliyorum. Sadeddin Necmi, çok kısa boylu... Cevad Sami, pek yaşlı, pek cılız... Adnan, biraz kanbur gibi görünüyordu amma boylu boslu, güçlü kuvvetli bir adamdı. Günler geçiyor, bu işin içinden bir türlü çıkamadık, gitti. Cemal kaptanm yanmdan çıktıktan sonra salona geldim. Şükrü Paşayı buldum. Uzun uzun, gene hep bunlan konuştuk. (Arkast var) BASUR MEMELERiNi CERAHATLANMIŞ FiSTüLLER ve HER TURLU iLTiHABLARI TEDAVi EDER. Edirnede Atatürk heykeli önünde bir genc heyecanh bir nutuk söylüyor Adanada Ebedî Şefin heykeli önünde üç dakika sükut yaktın?.. Cevad Sami, kendini güç tutuyordu: Hiç kimse inanmaz. Neyle ispat edebilirsin?.. Hem vapurun içinde böyle bir gürültü çıkarmaya bırakırlar mı?.. Kaptan da seni yakalar, ilkönce seni deliğe atar. Kaptan da benitn elimde, merak etme!.. Onun için sen benim dediğimi yapmağa bak!.. Aksilik bu ya, tam o aralık salondan birkaç kişi çıktı. Güverteye doğru yürüdüler. Bu gürültünün arasmda, Cevadla Sadeddinin fısıltısı işitilmez oldu. Onlar da büsbütün yavaş konuşuyorlardı. Pek iyi anlıyamadık. Öteki yolcuların ayak sesi uzaklaştıktan sonra yeniden dinlemeğe başladık. O aralık üst üste iki kere benim adım geçti. Tüylerim diken diken oldu. Soğuk soğuk terledim!.. Sadeddin: Kız, bir defter tutuyor; ne olsa günü gününe yazıyor. Başka çare yok; dediğimi yapacaksm!.. diyordu. Cevad Sami de: Çok güç!.. Hem de korkulu!.. Yakalamrsak kimseye anlatamayız. Ben kendi başımdan korkanm. Ya dediğimi yaparsın, yahud da : başma gelecekleri sen düşün!.. Alt yanıni gene duyamadık. Demin salondan çıkanlar, güverteyi söyle bir dolaştıktan sonra gene yanımızdan geçtiler. Sadeddinle Cevad da onların arasına kanştı; uzaklaştılar. İkisinin arasmda gizli, bulanık bir şey var amma nedir, anlıyamadık. Yalnız arayare benim adım da karışıyor, işte bu tatsız!.. Nedir acaba?.. Bana ne yapacaklar?.. Hay, bu defteri yazmaz olaydım!.. Onun yüzünden başıma bir felâket gelecek!.. Şükrü Paşa ile birbirimizin yüzüne baktık. Hacı Hüsameddini mutlaka bunlardan birisi öldürdü; yahud da kimin öldürdüğünü biliyorlar. Fakat birbirlerinden ne istiyorlar?.. Cevad Sami, niçin Sadeddinden çekiniyor?.. Onun yanmda acaba nasıl yüz karası var?.. îkimiz de hep bunu düşünüyoruz. En sonunda ben yerimden kalktım: Gidip yatayım!.. Dedim. Sesimdeki kırgınlığı, üzüntüyü paşa da anladı. Beni yalnız bırakmak istemiyor gibiydi. Kamaramın kapısına gelince birbirimizden ayrıldık. Yann sabah, hemen bu defteri gö'türüp Cetnal kaptana vereceğim. Fakat Sa i fl&TİNA Tefrika No.49 • Ndkleden: V KEMAL RAGIB İnsan, en ufak bir gürültüye bile kulak kabartıyor. Ötekinin, berikmin kendı aralarında konuştuklarını dinle mek, başka zamanda olsa pek çirkin sayılır. Fakat sırası geliyor, kendinizi alamıyorsunuz. Birisini seviyorsunuz, diye lım. Onu kıskanıyorsunuz, kuşkulanıyorsunuz. Artık, kapı aralarından dinlemeği bile göze almaz mısınız? Onun gibi insan, can kaygusuna düştüğü zaman sırayı, saygıyı unutuyor. Hele biz, kaç gündür kendı gölgemızden bile korkar, olduk. Şu Sadeddinle Cevad da nenin nesidır, bilinmez ki... Hele şimdi neler fısılda dıklarını duyunca birdenbire irkildik; oturduğumuz kanape gıcırdamasın diye yerimizden kımıldamıyor, soluk bile al mıyorduk. Cevad Sami, telâşlı bir sesle: Peki amma, diyordu, neyle ispat edebilirsiniz?.. Benden şüphelenmek hiç kimsenin aklma gelmez. Zaten ortada şüpheîenecek hiç birşey yok!.. Sadeddinin sesi, boyuna bosuna uymıyacak kadar hırçındı. Karşısındakini kırmak, ne olursa olsun yere vurmak için elinden ne gelirse yapacak gibiydi: Oyle mi sanıyorsun, diye acı acı güldü. İstersen bir deneyelim?.. Bütün bildiklerimi, gideyim, herkesin önünde söyliyeyim?.. Ya sen kurtulmak için kendi kendini denize atarsın; yahud da bütün yolcular üstüne saldırıp seni parça parça ederler.. Herkesin canıru az mı deddin: «Kaptan da benim elimde...» diyor. Bu da ne demek?.. Cemal kaptan gibi babacan bir adam, böyle heriflerle suç ortağı olabilir mi?.. Bilmiyorum, bu defterin içinde ne var ki önüne gelen bununla uğraşıyor?.. Kimisi gelip karıştırıyor, örneğini çıkarıyor; kimisi: «Ben de okuyayım...» diye asıhyor. Bir başka gün imzasız mektub geliyor. Şimdi de bunlar çıktı; Cevadla Sadeddin... Çalacaklar mı, ne yapacaklar?.. Onun için ortadan kaldırmalı. Büsbütün yırtıp atmak da var amma bir türlü içime elvermiyor. Ben böyle senelerdenberi yazdıklarımı okurken sanki o günlere geri dönmüşüm, yeniden yaşıyormuşum gibi kendi kendimi unutuyorum. Onun için, karaya çıkıncıya kadar kaptanm kasasında dursun, daha iyi... 10 Kumarın felsefesî!.. Bu sabah, ilk işim bu defteri götürüp Cemal kaptana vermek oldu. Bunu o da daha uygun gördü: Çok iyi düşünmüşsünüz, dedi; aldı. Şimdi artık bunlan mektub kâğıdlarına yazıyorum. Biriktikçe götürüp gene ona
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle