09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBIYEV 17 İkinciteşrin 1938 Evlâd sevgısı 1934 senesinde (*) gazetesinin muhabiri olarak İzmire gitmiştim. Orada Neclâ ile tanışmış ve az bir müddet sonra da evlenmiştim. Oğlumuz Melih henüz iki yaşına varmıştı ki gazete tarafından îstanbula çağırıldım. Oğlum tıpkı babasma benziyen sarı saçh, mavi gözlii bir çocuktu. Kanm Neclâ iyi bir ev kadını, fedakâr bir anne olmakla beraber hiçbir zaman bana ve işlerime alâka göstermiyen bir kadmdı. Onunla zevklerimiz, düşüncelerimiz, fikirlerimiz tamamile ayn idi. Melihe iyi bir şekilde bakmak, evini temiz ve muntazam tutmak, fevkalâde yetnek pişirmekle iktifa ediyordu. Neclâ iyi bir ev kadını idi, fakat iyi bir hayat arkadaşı değildi. îstanbula çağırıldığım zaman o*aya gidecek, tekrar îzmirde kalmak için çalışacaktım. Zira Neclânın bütiin tanıdıkları, akrabalan îzmirde idi. lki, üç seneden beri de burada yerleşmiş bir vaziyette bulunuyorduk. Başka bir yere gitmetniz bir az zor olacaktı. îstanbula gelirken Ege vapurunda Selma ile tamştım. Yirmi iki, yirmi üç yaşlannda çok güzel ve sevimli bir kızdı. Yanmda annesi ve babası ile beraber o da Îstanbula geliyordu. Onunla konuştuğum zaman fikirleri mizin, düşüncelerimizin, hatta zevklerimizin bile uyduğunu gördüm. tSırbınmızBirbiri le tamamile anlaşıyorduk. îstanbulda Selmayı birçok defalar gördüm, ve her görüşte kendisine karşı olan alâkamm arttığını hissettim. Gazetetnin beni eski yerimde bırakmasmı temin etmiştim. Fakat artık îzmire dönme zamanım yaklaştıkça adeta Selmadan ayrılacağım için üzülüyordum. Onu büyük bir aşkla sevdiğimi ve kendısinden ayn yaşıyamıyacağımı anladım. Hareketimden iki gün evvel Selmaya kalbimi açtığım zaman düşünceli bir bakışla gözlerimin içine baktı: Ben de seni seviyorum, N a d . . . dedi ve tatlı bir sesle ilâve etti: Fakat senin kann ve çocuğun var. Onun için iyi düşün ve ona göre hareket et. İzmire dönüşümde içimde büyük bir sıkmtı vardı. Lâkin çok şükür Neclâya meseleyi açmak zannettiğkn kadar zor olmadı. Onunla açıkça konuştum, kendisinen ayrı'mak istediğimi söylediğim zaman gururla başını kaldırdı: Ayrılmayı kabul ediyorum, fakat şu şartlarla ki nafakamı şahsıma degil, avukatıma göndereceksin ve Melihi Ttn>ünde hiçbir zaman görmiyeceğine söz vereceksin. Çeviren: Sabih üstel da yerleşerek atıldığım yeni bir meslek sahasında azçok yükselmeğe başlamıştırn. Nafakayı ödenmesi lâzım gelen adi bir borc gibi her ay muntazaman Neclânın avukatına gönderiyordum. Bir gün avukat Kâzım Beyden bir mektub aldım. îçinde oğlum Melihin büyük bir ameüyat gecirdığini ve bu sebebden dolayı Neclânın fena halde paraya ihrıyacı olduğunu yazıyor, mektubunun sonunda da şöyle diyordu: «Neclâ Hanımefendinin ne kadar mağrur olduğunu bilirsiniz. Bu parayı bile kendisinden habersiz istiyorum. Eğer gönderirseniz zavallı yavrunuza ve eski karınıza büyük bir iyilik etmiş olursunuz...» Derhal dolgunca bir çekle avukatm bu mektubuna mukabele ettim. Bütün gün gözlerimin önünden hanrlamağa çalıştığım o sevimli çocuk hayali gıtmedi. Gecemi ağır bir buhran içinde geçirdim. On seneden beri görmediğim yavrumu özlemiştim. Bilhassa onun şimdi büyük bir acile kıvrandığını bilmek beni fena halde müteessir ediyordu. Oğlumu tekrar görmek için içimde müthiş bir arzu uyandı. Neclâya verdiğim söze rağmen ertesi günkü vapurla îzmire hareket ettim. Bay Kâzım beni yazıhanesinde gördüğü zaman hayret etti. Ricamı işitince bana ayrılırken karıma verdiğim sözü hatırlatarak: Size maalesef adreslerini veremem, çok tnüteessirim amma ne yapayım, dedi. Kâzım Bey nazik ve iyi kalbli bir adamdı. Kendisine tekrar rica ettim, yalvardım. Nıhayet ısrarlarıma dayanamıyarak: Eğer kendinizi belli etmeden uzaktan bakmağa razı olursanız size yerlerini söylerim diye razı oldu. Kalbim heyecanîa atarak verilen adrese gittim. Büyük bir bahçe içinde küçük ve sevimli bir ev. Görünmemek için dikkatle yaklaşırken bahçenin içinden bir kaç çocuk sesi ve kahkahası işittim. Büyük bir ağacın altmda on iki, on üç yaşlarmda sevimli bir çocuk tekerlekli bir iskemlede oturmuştu. Etrafında birkaç çocukla konuşuyor, arada sırada tatlı kahkahası etrafı çınlatıyordu. , O sırada evden bir kadm çıktı. Çocuğa yaklaşarak büyük bir şefkatle onun saçlannı okşadı ve birşeyler anlatmağa başladı. Çocuk başmı kaldırdı ve annesine baktı. Bana hiç yabancı gelmiyen mavi gözlerini ve bana çok benziyen çehresini gördüm. Neclâ da on seneden beri hemen hemen hiç değişmemiş gıbiydi. JSalih Bozok Büyük zafere aid hatıralarına devem ediyor ((İzmire vardığımız zaman halk sokaklarda, neş'eden çılgın bir halde istihlâsı tes'id ediyordu. Damlardan, pencerelerden kadınlar askerlerimize kolonya serpiyorlardı» Millî Mücadele senelerinde Ebedî Şefin seryaverliği gibi şerefli bir vazife ifa eden ve Atatürkün en ydkın arkadaşlanndan bulunan Bılecik meb'usu Salih Bozokun hatıratının ilk kısmını dünkü nüshamızda neşretmiştik. Bu kıymetli yazının İzmirin istirdadına dair olan ikinci kısmı atidedir: Fırka kumandanı derhal anna binerek yıldırım süratile avcı hattına gitti. Kar şımızdaki düşmana hareketlerini gÖzle seçebilecek kadar yaklaşmıştık. îkinci Ordu kıtaatının da sağ cenahımızdan düşmanı tazyik etmekte olduğunu haber aldık. Her taraftan sıkıştırılmış ve ateşten bir çember içine almmış olan düşman tam manasile şaşkına dönmüştü. girdiklerinî soyle! dedi. Emri tebliğ etmek üzere ayağa kalktım. Kolbaşına elle işaret ederek kıt'ayt durdurdum: Arkadaşlar, nereye gidiyorsunuz? diye sordum. İzmire! diye haykırdılar! Süvarilerin îzmire girdiklerinî bîliyor musunuz? dedim ve arkadaşlannın îzmire girdiklerinî haber verdim. îçlerinden biri: Aferin be! diye bağırdı ve hepsî birden şevkle yollarına devam ettiler. Biz de Nife döndük. AtatOrkOn Hayatından Bir Parça Geceyi «Nif» de geçirdik Güneş gurub ederken Birkaç saat geçti, güneş gurub ediyordu. Ufuktaki dağlann arkasına çekilen güneşin son ışıkları, askerlerimizin düş man mevzilerinde parlıyan süngülerine aksetmişti. Gece başlarken ateş kesildi. Tevali eden raporlar ve telefonla verilen haberler hemen hemen birbirinin ayni olarak şu malumatı ihtiva ediyordu: «Bozguna uğrıyan düşman mezbuhane harekâta asla teşebbüs edemiyecektir. Düşman efradı çilyavrusu gibi dağıldı ar; dağlara, tepelere, ormanlara iltica ediyorlar!» Diğer taraftan, raporlarda makhur düşmandan alınan ganaim hakkmda da malumat vardı. Yalnız on birinci fırkanm karşısında düşman kuvveti beşi ko şulu olduğu halde yirmi beş top bırakıp kaçmıştı! Karanhk basmıştı... Son şart biraz ağır olmakla beraber Saklandığım yerde bir müddet durdum. kabul etmek ırecburiyetinde kaldım. Ay Bu manzaraya daha fazla tahammül enlmamız için lâzım gelen işlerimizi yap demeyip kendimi belli edeceğimden korktık ve bir iki ay sonra serbestimi kazan tum. On senedenberi görmediğim yavrudım. mun saçlannı bile olsun okşayamadan yaşAradan on sene geçti... Bu müddet lı gözlerle bir hırsız gibi oradan uzaklaşzarfmda ben Selma ile evlenmiş, îstanbul tım. Vatan Vapuru bîr tehlike atlattı Romanyadan muhacir getiren vapur az daha batıvordu Romanya ve Bulgaristandan bu sene göçmen nakliyatı kış mevsiminin Bal kanlarda hüküm sürmeŞe başlaması yüzünden müşkülâtla karsılaşmaktadır. Bulgaristandan ve Romanyadan va purlara yükletilen göçmenlerden bazı lan yolda hastalanmıstır. Avın onuncu günü cenubî Dobrucalı bin göçmen ailesini Köstenceden yükliven (Vatan) varsuru Karadenize açılıp 30 mil yol aldiktan sonra batmak tehlikesi karsısmda yoluna devam edememiş ve Köstenceye dörerek hamulesinin bir kısmını boşaîtmı^tır. Vapura bin göçmen ailesinden ba^ka, birçok eşya, öküz, araba ve saire de hesabsız olarak yükletilm ş ve vapur Karadenizde iki saat yol aldıktan sonra bir tarafa meyledİD kapaklanmasına ramak kalmısken kaptanm mehareti savesinde kurtulabilmistir. Göçmen ailelerden birçok kadm ve çocuklar büyük korku ve feryad içinde ölüm dakıkaları yasamışlardır. Bunlard^n bir kısmı da hastalanmıstır. sonra bir hazan gününde, senin türben olacağı ve bütün îstanbulun orada senin huzurunda ağlıyacağı kimin aklına gelirdi? îstanbul, seni I 1 asır sinesine bastırmak isterken ecel, 11 yıl içinde, elimizden aldı. Fakat, seni asla unutmıyacağız. Gözlerin gözlerimizde, sesin kulağ'mı/da, varhğın varhğımızda ebedidir. Yalnız biz fanilerin değıl; fanilerden mürekkeb ebedî milletimizin gözlerınde, kulağmda ve '^arlığında ebedıyen yaşayacaksın. Fitreler Bir yandan ordu havacılığına para ile yardım ederken bir yandan da Türk genclığıni kanadlandırmağa çalışan Hava Kurumunu her zaman düşünmeli, «fitre» lerimızi bu işe ayırmalıyız. Karanlık basmıştı. Karargâhımızın buunduğu Afyona dönecegimizi zannederken Gazi Paşa Hezretleri Dumlupınar köyüne gibnekliğimiz için emir verdiler. Muharebe meydanmdan ayrılarak Dumupınara geldik. Ne yanımızda, ne de köyde eşya vardı. Sabaha kadar Gazi Pasa ve hepimiz oda döşemeleri, peykeler veya toprak üzerinde yattık. Eşyamız ancak ertesi günü öğle üzeri geld'. Gazi Paşanın çadırlannı köy evlerınden Dirinin damı üzerine kurduk. Tam bu sırada fırka kumandanı Kâzım Paşa muharebede esir edilmiş olan dört düşman generalini getirdi. Bu generaller; bir gün evvel Başkumandan Pasanın esir edılmelerini telefonla Kema eddin Sami Paşaya emir buyurduklan kolordu kumandanlan idi. Esir generaller Gazinin huzurunda Gazi Paşa generaüerle görüşerek icab eden malumatı aldı. Generallerden birisi kendilerine sorulan suallerin hitamını müteakıb, kiminle teşerrüf etmekte ol duğunu sordu: Mustafa Kemel Paşadır! dedik. Hayretle gözlerini açtı, inanmak istemi yordu. Sualini tekrarladı: Fakat bu Mustafa Kemal Paşa, bizim bildiğimiz Mareşal Mustafa Ke mal midir! dedi. Görüştüğü zatın hakikaten Başkumandan Mustafa Kemal Paşa olduğunu öğrendikten sonra: Dün de burada mıydı? diye sordu. Başkumandanhk muharebesini bizzat kendisi idare etmiştir. cevabını ver dik. Düşman generali bir müddet susu. Sonra nazarlann! hürmetle, takdirle Gazi Paşaya atfetti ve dudaklarından şu sözler döküldü: Zafer, galibiyet, şeref ve bu topraklar... Herşey, sizin hakkınızdır. Bi zim Haci Anesti îzmirden kıpırdamadı! Ertesi gün ben Büyük Millet Mecisi riyasetine muharebeler ve cereyan eden ahval hakkmda telgrafla malumat vermek üzere Gazi Paşa Hazretlerinin emirleri mucibince Dumlupınardan Af yona geldim. Afyonda henüz telgraf hattı tesis edilmediğinden Bulvadine gitmeje mecbur oldum. J Olü m Vefat İnhisarlar İstok şubesi müdürü Nureddın Esad Ulusoyun babası, genc bestekârlarımızdan Nejad İrtelin büyük babası, Temyiz mahkemesı azalığından mütekaid Bay Esad Ulusoy uzun bir hastalığı müteakıb rahmeti rahmana kavusmuştur. Cenazesi bugün saat 11,30 da Bakırköy İncirli caddesi Rüzgârlıbahee sokağmdaki 8 No. lı evinden kaldınlarak Bakırköy kabristanına defnedilecektır. Allah rahmet eyliye. Merhumun arzusu veçh'le çelenk getirilmemesi rıca olunur. Tren Sirkeciden saat 10 30 dadır. Mevlid Erkânıharb Müşiri merhum Şakir Paşanın büyük biraderleri eski Rütbeibalâ ricalinden ve Mahkemei Temyiz rüesasından Hüseyin Reşıd Bey merhumun hafıdesi ve İstanbul polis müfettişlığınden mütekaid Cevdet Çobanlmm kerimesi kimyager Rüştü Çobanlı ile Hukuk talebesinden Muzaffer Çobanlınm hemşireleri ve hazın olümünü teessürle yazmış olduğumuz Bayan Mefkure Cevdet Oobanlınm hayata vedamın kırkmcı günü olmak münasebetile yarmki cuma günü pak ruhuna ithafen öğleden sonra Beylerbeyi camiinde Mevlidî Nebevî kıraat olunacağından arzu buvuranlarm tesrifi rica olunur. Esir Başkumandan ve Gazi Işimi bitirdikten sonra Afyona dön düğüm zaman Gazi Paşanın istirdad edilen Uşağa teşrif ettiklerini ve kendilerine orada mülâki olmaklığtmı şimdiki Siird meb'usu Mahmud Bey telefonla bildir di. Ertesi günü Uşakta karargâha iltihak ettiğim zaman düşman orduları kuman danı General «Trikopis» le General, ABtDlN DAVER Geceyi Nifte geçirdik. Gazi Paşa er* tesi günü îzmirde kendilerine bir ika * metgâh ihzar etmek üzere erkenden hareketimi emir buyurdular. Emirleri mu« Atatürk Millî Mücadele senelerinde Bilecik meb'usu cibince sabahleyin henüz şafak sökerkea Salih Bozokla beraber otomobilde arkadaşım Mahmud, Ruşen Eşref v« «Diyonis» in esir edilmiş olduklarını öğ kıben köylülere döndü: Paşa Hazretlerinin maiyetinde şifre IDM rendim. Arkadaşlar, Mustafa Kemaldir! muru Memduh Beylerle hareket cyle Esir düşman Başkumandanile general dedi. dik. arkadaşı o gün, Mustafa Kemal Paşa Bunu işiten köylüler kadm, erkek tzmire geldiğimiz zaman Hazretlerinin nezdine getirildiler. îsmet ellerindeki testileri, bakraçlan atarak her izmire vardığımız zaman fırka kolbaPaşa ile Birinci Ordu kumandanı da be tarafından otomobile girdiler. Gözyaşlan şısı şehre mızıka çalarak giriyordu. Izmiç raber gelmişlerdi. dökerek Paşanın kalpağını, omzunu öpGazi Paşa Hazretleri esir generalleri tüler. Paşanın ayağındaki tozlan sürme halkı sokaklarda, neş'eden çılgın bir halde, istihlâsı tes'id ediyorlardı. Damlar * ayakta karşıladı. Kendilerine yer göster gibi gözlerine çekenler vardı. di, birer çay ısmarladı, sonra «Triko Köylünün elindeki kart kim bilir ne dan, evlerin pencerelerinden kadınlar, aspis» e sordu: zamandanberi ve ne müşkülâtla sakladığı kerlerimiz üzerine kolonya serpiyorlardı. Bu iş nasıl oldu? ve hırzican edildiği Paşanın bir fotoğ O zaman nereden tedarik edildiğini el'aıi anlıyamadığım Gazinin kartlan halkm «Trikopis» iki elini yanlarına doğru rafisi idi. başında, göğsünde ve ellerde görünüyoraçarken başını önüne eğdi. Vaziyetin Köylüleri Paşanın etrafından ayırmak den bu akıbeti mukadderattan ziyade müşkül olduğu için, şoföre, naçar motörü du. Kalabahktan tevakkuf etmeğe meo aciz ve zâfa hamletmek istediği anlaşılı işletmesini söyledim. Motör işleyince bur olduğumuz zamanlar, halk otomo m bilimize hücum ediyor, hepimizi ayrı ayıj yordu. mecburen aynldılar. Hareket ettik, fakat öpüyordu. sesleri hâlâ bizimle beraber geliyorduî Gazi, kendisini tesliye etti: Bu payansız şevk ve şadi arasinds Yaşa Paşamız.., Namusumuzu, Üzerinize düşen vazifeyi ifa etti Hükmet konağına geldik. îzzeddin Paşa ğinize kailseniz müsterih olunuz. En bü hayatımızı kurtardın, hepimiz sana kur vali vekili olmuştu. Bize Karşryakadai yük kumandanlar için de esaret mukad ban olalım. Kral Kostantin'in, müteakıben de lstirı der olabiür. «Nif» e geldik Halkm böyle cuşuş ve heyecanîa yadis'in oturduğu köşkü Gazi Paşa için «Trikopis» verdiği cevabda bazı ku surları «Diyonis» e atfettikten sonra top icra ettikleri candan tezahürat arasında hazırlamak üzere yola çıktık. Ecnebi sei çularımızın mükemmeliyetinden, iki lel istirdad edilen köylerden ve kasabalar fainden çıkanlan bahriye efradma şurada, burada tesadüf ediliyordu. Bilhassa sizleri olduğu halde bırinin evvelce bo dan geçerek «Nif» e geldik. zulup İzmire gönderildiğinden, diğerinin «Nif» e akşamüzeri vâsıl olmuştuk. Karşıyakaya gitmek üzere «Bayrakh*! topçu ateşimizle tahrib edildiğinden bah Gazi Paşa, buradan îzmirin kaç kilo dan geçerken, rasgeldiğimiz zaman ecne* setti ve çaresizlikler içinde kaldığı ve metre mesafede olduğunu sordu. Nifliler bi askerlerinin otomobilimizin önünde vahatta bir gün evvel kendi yaverinin dahi îzmirden yirmi beş, otuz kilometre uzak ziyet alarak selâm vermeleri unurulur yanından ayrıldığını söyledi. ta olduğumuzu söylediler. Başkuman hatıralardan değildir. Muazffer bir or * dunun biz âciz ferdlerine karşı yapılan «Trikopis» yapacak yalnız birşey kal dan Paşa civarda bir tepeden îzmiri tebu muamele, insanın nazarlannı bir radığını, fakat yapamadığını ilâve etti. Esir maşa mümkün olup olmadığmı sual etman evvele, îstanbulun işgali zamanın • Başkumandan intihar arzusunda olduğu ti. «Belkahve» denilen mahalden İzmirin daki vak'alara celbediyordu. göründüğü cevabını verdiler. nu ima ediyordu! Köşke geldiğimiz zaman cîvardak! Gayrühtiyarî bağırmısız: Deniz ! Gazi Paşa: hanımlar yanımıza geldiler. Maksadunızi Kendi vicdanına muhavvel bir keyBunun üzerine Gazi Paşa Hazretlerifiyettir, ona biz karışamayız!. le otomobile binerek «Belkahve» ye git anlar anlamaz: Biz Pşamız içîn herşeyî kendi eliDedikten sonra îsmet Paşaya: tik. Kumandanlar zannedersem istira izmirin, üzerinde ecnebi sefaini duran mîzle yapacağız, siz yorulmayın. Ancak hate muhtacdırlar, dedi. körfezini görür görmez, hepimiz birden herşeyin hazır olduğunu gidiniz, kendi * lerine haber veriniz! dediler. «Trikopis» çıkacağı sırada, Gazi Pa gayriihtiyarî: şadan gördüğü fevkalâde nezaketten ce Deniz! diye bağırmısız. Biz Gaziye haber vermeğe giderken saret alarak, îstanbulda bulunan ailesiHakikaten oradan îzmirin körfezî, Biz de yapacak iş kalmadığını anh « nin sıhhatinden haberdar edilmesini rica Kadifekale ve diğer bazı mahaller gayet yarak, Gaziye keyfiyeti haber vermek etti. Gazi Paşa, adre»inin almmasını ve iyi görülüyordu. üzere döndük. Halkapmara gelmiştik ki Hilâliahmer vasıtasile ricasmm is'afmı Güneş bir defa daha gurub ediyordu süvarilerin tertibat almış olduklarını göremir buyurdular. ki, hahrası aziz Türkiyemiz üzerinde dük. Sebebini sorduğumuz zaman Gazi Başkumandan muharebesinden sonra ebedi payidar olan bir manzarayı bizzat Paşa Hazretlerinin İzmire geçmiş oldukîzmirin istirdadına kadar hemen hiçbir seyretmek saadetini tattık: larını öğrendik ve hayretler içinde kalyerde sayanı dikkat mühim bir muhare Kadifekaleye Türk bayrağı çekiliyor dık. Zira biz Paşanın herşeyin hazır olbe olmamıştır. Birkaç gün içerisinde îz du. duğunu kendilerine arzetrikten sonra teşmire girmek müyesser oldu. Güneş yavaş yavaş alçalmış, îzmir rif edeceklerini zannediyorduk. Afyonda bir gün halkm halâskârlara körfezinin yeşil sularında erimişti. HiçbiGazi Paşaya, İzmir Hükumet kona karşı tezahüratını bilvesile söylemiştim. rimiz «Belkahve» den aynlamıyorduk. ğında mülâki oldum. Karargâhın hazır * Bu tezahürat Akdeniz kıyısına kadaı Bilhassa Gazi Paşa Hazretleri beheme landığım arzettim. Gülerek: yollarda mütezayid bir alâka ve şiddetle hal îzmire gitmek istiyorlardı. Çok iyi; fakat top seslerini işîri devam etti. Ağaçlıklar arasından gelen araba yor musunuz? dedi. Cebindeki fotografla verdiği müjde Bu esnada ağaçlıklar arasından bir aHakikaten Söke cihetinden kaçıp îz «Armudlu» isminde bir köyden geçer raba sesi geldi. Tek atlı bir yol arabası ken ora ahalisi askeri seyretmek için yol Izmir cihetinden gelmekte ve arabacı şar mire sığınmak istiyen iki alaylık bir düjkenarma çıkmışlardı. Yanık bakraçlan, kı okumaktaydı. Nereden geldiğini sor man bakiyyetüssüyufu Seydiköye geldigi zaman Kadifekalesindeki Türk bayra • kırık testilerile de geçen askerlere su ve duk. Gür bir sesle: ğını görmüş ve yanlarmda bulunan topriyorlardı. îzmirden! dedi. larla şehre ateş açmıştı; fakat gerek onBunların önünden geçerken, arabala îzmirde ne var ne yok? dedik. lan takib eden Çolak îbrahim Beyin süra ve hayvanlara rasgeldiğimiz için yol Askerlerimiz Kordonda geziyor! vari fırkası, gerek şehirden gönderilen vermek ve yolun açılmasını beklemek cevabını verdi. kuvvetlerle hepsi esir edilerek îzmire geüzere otomobili durdurmuştuk. Doğru mu söylüyorsun? diye sortirildiler. Gazi Paşa bir sigara yakmak üzere duk. tzmirde geçirdiğimiz günler ve toz gözlüeünü gözündcn kaldırdıgı za Nah, işte îzmir, gidin de bakın! yangm man köylüler arasında yaslıca bir adam, diye körfezi işaret etti ve yoluna koyulîzmirde ilk günleri nhtımdaki kararanî bir hayretle kalabalığm arasından du. ayrıldı. Ve otomobile yaklaştı. Yürüvüg nizamında ilerliyen fırka gâhımızda geçirdik. Fakat burada da çok îhtiyar köylü, bir müddet dikkatle Daha bir müddet orada kaldıktan kalamadık. Çünkü arkamızdaki evlerden Gazinin yüzüne baktıktan sonra elini sonra «Nif» e dönmek üzere hareket et yangm çıkmıştı. Ermeniler, yangmm ökoynuna soktu ve çıkardığı kartpostah tik. Yolda bir fırkanın îzmire doğru yü nüne geçmek üzere ateşlere atılan askeravcu içinde saklıyarak otomobilin basa rüyüş nizamında ilerlediğini gördük. Ef lerimize yaktıkları evlerin pencerelerin mağına bastı. Olanca dikkatimle ihtiyarı rad günlerce süren yürüyüşlerine rağmen den bomba atıyorlardı. tetkik ediyordum. îhtiyar bir karta, bir yorgunluk asan göstermiyorlardı, bir an Yangm tevessü etti, karargâhımız da de Paşanın yüzüne baktıktan sonra sağ evvel îzmire ulaşabilmek için can atı yandı, bunun üzerine «Göztepe» ye nakelinin sehadet parmagım evvelâ karta yorlardı. lettik. sonra Paşaya tevcih etti ve: Gazi Paşa, bana: 21 gün sonra da «Ankara» ya dön Bu sensin! diye bağırdı ve mütea Askerlere, arkadaşlarının îzmire dük.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle