09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 İkincitesrin 1938 CUMHUKIVhT Onun sözleri üstünde : 2 AtatOrk Atatürk ve Istanbul Atatürkün vasıfları: 4 ve Kadınlık Yazan ; PEYAMİ SAFA çok daha kuvvet ve sarahatle tekrar etmiştir : «Anaların bugünkü evlâdlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için evsafı lâzımeyi haiz evlâd yetiştirmek, evîâdlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek evsaf ın hamili olmağa mütevakkıf tır. BinaenKadınla erkek arasına bilhassa dinî ta aleyh kadınlarımız, hatta erkeklerihimizin yığdığı farklan ilk ortadan kal rimizden daha çok münevver, daha dıran, Atatürktür. Hatta birçok Avrupa çok feyizli, daha fazla bilgili olmamilletlerini hayrette bırakacak kadar ile ğa mecburdurlar; eğer hakikaten ri gitmiştir. milletin anası olmak istiyorlarFakat Kemalizmin kadın telâkkisi han sa...» « Istanbul halkını, Istanbuldagi ideolojiye daha yakmdır? Ferninizme Fakat kadının vazifesini yapabilmesi ki cemiyetleri ve muhtelif teşekkültni, sosyalizme mi? için kültürlü olması kâfi değildir; ondan leri heyeti aliyenizde selâmlamakAtatürkün şahsiyeti, kendi e«erlerini, evvel gelen kalite fazilettir: Avrupa ideolojilerinin firmalarından biri «Milletin membaı, içtimaî haya la bahtiyarım. Aziz vatandaşlarıaltında izah etmeğe mâniydi. Milletinin tın esası olan kadın, ancak fazilet mın bana karşı olan teveccüh ve İhtiyaclarını Garb nazariyelerinin gözlükâr olursa vazifesini ifa edebilir.» muhabbetlerinin bugünkü parlak ğile değil, kendi sezışi ve görüşile tayin etO kadar ki hakikî bir kadının süsü kı tezahüratından çok mütehassis olliği için, onun kadın hakkındaki telâkkisi yafetinde değil, külrüründe ve faziletin dum. Samim kalbimden teşekkür de Avrupa ideoloji çerçevelerinden biri içine kolayca sokulamaz. Atatürk erkek dedir. Zekâsının tuvaletini yapmıs bir ka ederim. İstanbuldan çıktığım günle kadın arasındaki hukukî farklardan ba dın, şekil zerafeti arayan kadının daima den bugüne kadar sekiz sene geçti. zılarını kaldırmış olduğu için, bu tarafile üstündedir: «Kadınlık meselesinde şekil ve Hicran ve tahassürle geçen dakikafeministtir; fakat geniş feminizmin bütün programını kabul etmiş değildir. Kadının kıyafet ikinci derecededir. Asıl ların bile nc kadar uzun geldiği düFeministler kadınla erkek arasında yalnız hukukî müsavat isterler. Sosyalistler için bu hukukî fark iktısadî farkların neticesidir: Kadm müstahsil değildır, kendi başına hayatını kazanmadığı içın kocasının eline bakan bir parazittir. Onunla erkek arasındaki iktısadî farklar ortadan kaldınlmadıkça hukukî müsavat tesis edilemez; görünüşte tesis edılse bile, kadın erkeğin iktısaden esiri kaldıkça hukukan de esiri olur. erkek gibi ve erkekle ayni derecede müstahsil olması lâzım geldiğine iş?ret eden bir sözü de olmadığı için, Kemalizmi sosyalizm telâkkisinden çok daha uzakta görüyoruz. Atatürk için kadın, herşeyden evvel, ana demektir: «Kadmların umumî ve hususî vazifelerinin başında valdelik vazifeleri vardır.» Dün, Büyük Atanm aziz na'şını ihtiva eden sandukanın önünden gözyaşları dökerek geçerken bundan 1 1 sene evvel, yani 1927 senesi temmuzunun birinci günü şimdi matemü sandukanın bulundTuu Muayede salonunda, Millî Mücad^leden sonra Istanbula ilk defa gelen bu Ulu Kurtarıcının Istanbul halkı mümeo«i!!erierkezî devletlere tebaan Türle gazetecileri ve konsoloslan kabul edıkiyenin de mağlubiyeîile biten şini hatırlamamak kabil değildi. Bütün Umumî Harble îstiklâl HarbiIstanbul o gün ona candan ve emsalsiz, miz arasında bir münasebet var mıd'r, ve karşılama tezahüratı yapmıştı. Büyük On Umumî Harb hakkında Atatürkün hakider, bundan sonra istirahat etmek üzere kî düşüncesi neydi? Umumî Harbde daDolmabahçe sarayına çıkmışlardı. On bir hi Atatürk, başta Çanakkalenin, yalnız sene evvelki bu hatıra şimdi gözlerimizin onun hımmetıle temin olunan, muvaffak önünde canlandı. O bir redingot giymişti. ve galib müdafaası olmak üzere, kendisiYüzünü binanın deniz cephesine çevirmiş ne tevdi olunan birçok vazifeleri ehliyet, ti. Karşısında İstanbul halk teşekkülleri salâhiyet ve muvaffakiyetle başarmış olmümessilleri, sağında gazeteciler Huıu duğu muhakkak bulunmasına rağmen, yordu. Ellerile işaret ederek: «Lu^er bir kendisinin o zaman iş başmda bulunanlaraz daha yaklaşalım, arkadaşlar» dedi ve dan bir çoklarını şiddetle tenkid etmesinşu nutku irad etti: den istidlâl ederek Atatürkün Umumî D e h a d a insicam: Çanakkale iki tarih arasın da Atatürk 1927 1938 Sakarya Dumlupınar bir küldiir Yazan: YUNUS NADt " O kadar ki, Atatürk bir adatnın bütün muvaffakiyetlerini kendi irsî hamulesinden, muhitinin tesirlerinden, aîlesinden, mektebinden, muallim ve mürebbilerinden fvvel, hatta belki de yalnız anaya mal eder: «Büyük muvaffakiyetler, kıymetli anaların yetiştirdikleri giizide evlâdlar sayesinde olmuştur.» «Ben Anadolu kadınından daha Zaruret oldukça, kadın da erkek gibi fazla çalışırım, milletimi haîâsa ve evının dışında çaljşabılır. Atatürk rejimınzafere götürmekte Anadolu kadını de, kadının muktedir olduğu her ışe girkadar himmet gösteririm.» diyemekte, her teşebbüse atlımakla ne kadar serbest olduğunu biliyoruz. Fakat bir ka mez.» Fakat Türk kadını yalnız cephede dedın, aile hayatile iş hayatmdan birini tercihte serbest olduğu zaman hangisini da ğil, cephc gerisinde de Türk ordusunun ha zıyade benımsemelıdır? Kadının, ken zaferlerini hazırlamakta erkekten aşağı disi için en şerefli, cemiyeti için en fay kalmış sayılamaz. Atatürk başka bir nutdalı vazifesi nedir? Ana olmak. Alatürk kunda da bunu söyler: bunu her zaman tekrar etmiştir: «Erkeklerimizin teşkil ettiği or«Kadınlarımızın vezaifi umumi dunun membalarını kadınlarımız iş yede uhdelerine düşen hisselerden Iemiştir. Memleketin esbabı mevbaşka kendileri için en ehemmiyet cudiyetini hazırlıyan kadınlarımız li, en faziletkâr bir vazifeleri de olmuş ve kadınlarımız olmaktadır. «iyi valde» olmaktır.» Kimse inkâr edemez ki bu harbde ve ondan evvelki harblerde milleFakat iyi \aldenin bütün kudreti göğsünde toplanmış değildir. Çocuğu yalnız tin kabiliyeti hayatiyesini tutan hep süt büyütmez ve yalnız şefkat yetiştir kadınlarımızdır.» mez. Atatürk için iyi valde, faziletli ve kültürlü anadır. Çocuğuna kocdsından Atatürkün kadınlığa ve Türk kadınıdaha yakın olan kadın, onu yetiştirmek na verdiği bu hususî kıymet ve şeref, için hatta erkekten fazla kültür sahibi ol Atatürk inkılâbını, diğer bazı inkılâb'ar roağa mecburdur: gibi, insanlığın yarısmı düşünmüş, eksik «Kadınlarımız, eğer millatin hakikî anası olmak istiyorlarsa erkeklerimizden ziyade münevver ve faziletkâr olmağa çalışmalıdırlar.» Atatürk bu sözü başka bir nutkunda mücadele sahası, asıl muzaffer o şünülürse, sekiz senelik hasretin, 1 slunması lâzım gelen saha, nurla, ir tanbulun muhterem ahalisi için rufanla, ahlâkî faziletle süslenmek humda ateşlediği iştiyakın büyüktir.» lüğü kolaylıkla takdir olunur. İki Bütün bunlar, Ebedî Şefin kadınlık büyük cihanın mültekasında Türk hakkında umumî fikirleridir. Türk kadıvatanının zineti, Türk tarihinin sernına gelince, Atatürkün bütün miüetıne ve bu arada Türk kadmlarına tükenmez veti, Türk milletinin gözbebeği îsbir hayranhğı ve itimadı vardı. Çünkü o, tanbul, bütün vatandaşların kalTürk kadınını, hiçbir başka millet ku binde yeri olan bir şehirdir. Bu şemandanınm görmediği bir yerde, Türk hir meş'um hâdiselerle mustarib erkeğinin yanıbaşında görmüştü: Cephebulunduğu zamanlar, bütün vatande ! daşların kalblerinde kanayan ya«Dünyanın hiçbir yerind3, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadını ralar açılmıştı. Kalbi yaralı olanlarnın fevkinde kadın mesaisi zikret dan biri bendim. Bugün görüyoruz mek imkânı yoktur ve dünyada hiç ki, geçirdiğimiz karanlık gecelebir milletin kadını : rin meşiminden kalblerimizi mesar ile dolduran nurlu seherler doğdu. Sekiz sene evvel mustarib ağlıyan fstanbuldan kalbim sızlayarak cıktım. Teselli edenim yoktu. Sekiz sene sonra kalbim müsterih olarak gülen ve daha güzelleşen tstanbula geldim. Bütün Istanbulluların ruhuma heyecan veren sıcak ve muhabbetkâr ağuşile karşılandım. Sekiz sene heyeti içtimaiyemizin yeni dahil olduğu devrin tarihi, ihtiva ettiği ihtilâllerle, inkılâbbrla ve neticelerle az meşbu değidir. Sekiz senede miletimizin, siyasî, içtimaî, medenî inkişaf yolunda gösterdiği kabiliyet ve Iiyakat derecesi yüksektir. Bu dereceyi her gün daha yükseltmek için çok dikkatle ve azimle çalışacağız. Dün Doimabahçeden iki intıba Vatanın imarı, milletin ref ahı daha çok gayret ve mesai taleb etmekbir hareket olmaktan kurtarmış, Kema tedir. Hayatî ve vicdanî telâkkiyatı lizmin bütün nimetlerini ve hazinelerir.i ilim ve fen ile terbiye ederek heyeti Türk erkeğile Türk kadını arasmda mü içtimaiyemizin hakikî huzur ve sasavi hisselerle paylastırmıstır. adetine çalışmak ulvî bir noktai nazardır. Bu noktai nazarı, size, aPEYAMİ SAFA ziz tstanbul halkına sekiz sene evveline kadar içinde yedi evliya kuvvetinde bir heyülâ tasavvur ettirilmek istenilen bu sarayın içinde söylüyorum. j Yalnız artık bu saray zillüllahlaların değil, zıl olmayan, hakikat olan milletin sarayıdır. Ve ben burada milletin bir ferdi, bir nv.safiri olarak bulunmakla bahtiyarım. Aziz ölüyü ziyaretten çıkan subaylarunız Bir aile Ebedî Şefin son ziyaretinden dönüyor tstanbulun bediî güzellikleri, Istanbul halkının samimî nüvazişleri içinde geçireceğim günlerin bende yeniden unutulmaz hâtıralar bırakacağına, feyizli ilhamlar yaratacağına şüphem yoktur. Bunun için çok seviniyorum. Bu sevinci bütün halka iblâğ buyurmanızı rica eder ve heyeti aliyenizi tekrar selâmlarım.» Ne yazık ki, îstanbul on bir sen* evvel bütün kalbile sevinerek karşıladığı yerde bugün onun cenazesini gözyaşlarile «e'âmlıyor. Kalbi yaralı olan şimdi o değil, Türk milletidir. Şimdi îstanbul onun hicran ve tahassürüne gözyaşları dökıiyor. lemiştir» Buna hiç şüphe yoktur ki Umumî Harbin en büyük hâdisesini Çanakkale müdafaası teşkil etmiş ve bu sebeble Türkiyenin Umumî Harbe iştiraki o harbde en müessir rolü oynamıştır. Eğer Türkiye Umumî Harbe iştirak etmemiş olsaydı îtilâf devletleri bu harbi, bilâhare olduğu gibi dört senede değil, belki bir, bir buçuk Içeride, beyaz sarayın loş salonunda, senede galibiyetle bitirmiş olabilirlerdi. siyahlar giyinmiş bir halk kütlesi, hürmetÇarlık Rusyasının Türkiyeyi de istih kâr bir sükut içinde Gaziyi bekliyor. Nihayet kapıların birinden Gazi göründü. daf eden ihtiraslarını akim bıraktırabilmek Muhteşem salonun içinde ses yoktu İnmaksadile ve bilhassa bu sebeble Umumî sanlar da, sütunlar da, avizeler de susHarbe malum şekilde iştirak eden Türki muştu. Şimdi herkes yalnız göz kesilmişti. ye bu müdahalesile garb îtilâf devletleriSekiz senelik hasret ve hicran artık bitni Çarlık Rusyasına kâfi yardım gönder mişti; Gazinin sevgili İstanbulile îstanbuHarbe Türkiyenin de iştirak etmesine mekten menetmiş ve Çanakkalenin mu lun sevgili Gazisi karşı karşıya idiler. esasen muarız olduğu manasını çıkaranSalonun gittikçe artan loşluğu içinde, vaffak ve galib müdafaası Çarlık Rusyalar olmuştur. Bizce bu iddiada hiçbir doğsiyah elbiseli insan kütlesi sıkışıyor ve Ga , sını adeta tecrid eylemiştir. Yılda üç ay ruluk olmadıktan başka bilâkis Atatürk ziyi dinlemek için hazırlanıyor. Bir an evancak geçid veren Arkanjel yolu ile garb vel göz kesilen bu insanlar, şimdi de kulak İstiklâl Cidalile bizzat kendisinin Umumî devletlerinin Çarlık Rusyasına yapabil kesildiler. Harbde başlıca büyük işi olan Çanakkadikleri yardım devede kulak kabiîinden Gazi, tannan sesile konuşmağa başlale müdafaasının neticesini almıştır. kalıyor ve bunun neticesi olarak Çarlık dı. Sesi, nutkunun bazı heyecanlı yerVe bir tesadüf bu hakikati bizzat Ata Rusyasının bütün imkânları hergün fazla lerinde de, gene tannan bir boğuklukla türke izah ettirmiştir: laşan imkânsızlıklar içinde yüzüyordu. yükseliyor, koca salonda tatlı akislerle yaUmumî Harb iptidalarında Avrupa Bu halin devamı Çarlık Rusyasının kendi yılıyor. Birşeye dikkat ettim. Bu seste bir büyük devlet merkezlerinden birinde sefir dahilinden inhilâl suretile iskatına mün çelik salâbeti, sertliği, tınneti var. Hiçbir zaman, hiçbir an titremiyor; heyecanm en bulunan bir zatla müsteşarı bulundukları tehi olmuştur. Rusyada bolşeviklerin muyüksek perdesine çıktığı zaman bile... garb devleti merkezinden Babıalıye, Tür vaffakiyetle yürütebilmiş olduklan inkıBelli ki bu ses titremek için değil; ritretkiyenin Umumî Harbe iştirakinin iyi ol lâb bile Çanakkalenin muvaffak ve galib mek için yaratılmıştır. mıyacağmı yazmışlar, ve bu fikri anlaşı müdafaası neticesidir denebilir. Biz dört Kulaklarım, onun çelik sesini dinlerken lan musırrane birkaç defa tekrarlamışlar. sene sürdürdüğümüz harbden netıce iti gözlerim, bu loş salonda, onun zarif reUmumî Harb malum olan şekilde bittik barile gene mağlub çıkmış olsak bile Tür dingotunun içindeki narin ve zarif hayaten sonra bu iki zattan biri memlekette: kiyenin can düşmanı Çarlık Rusyasını is linden ayrılmıyordu. Sözleri, dinliyenlere tarif edilmez bir Biz vaktile dedik de dinlemediler kat ederek onun yerine Türkiyeye dost vecdü heyecan veren bu güzide varlıkta, bir bolşevik Rusyası gelmesine olsun ze salonun gittikçe artan loşluğunu yırtan ve di! min ve zaman hazırlamış bulunuyorduk. bütün gözlere, bütün gönüllere görünen Diye bir terane tuhurmuştu. îstanbulBu bizim için birinci kazancdı, ve bu ka iki şey vardı: da yazılıp çizilen bu mütalealar da çok zancı Umumî Harbe iştirakimize ve bil Gazinin çelik mavisî gözlerinin nuru, sürmiyerek îtilâf devletlerinin çizmeleri Gazinin göğsündeki îstiklâl madalyasıaltmda ezilip gittikten bir hayli sonra bir hassa Çanakkale müdafaasına borclu nın ışığı. gün Ankarada, İstiklâl Cidalinin ateşli idik. İstiklâl madalyası, dün Türk istiklâlini Umumî Harbe iştirakimizin ikinci ka kurtaran ve bugün Türk istiklâlini temsil bir hengâmesinde, (Hakimiyeti Milliye) gazetesinde (Umumî Harb ve Türkiye) zancı dört sene sürdürdüğümüz harb so edenin göğsünde, bir yıldız gibi, yanıyorbaşlıklı bir makale çıkar, ve başlığının al nunda bize kızan galib büyük devletlerin du. Daima istiklâl için çarpan bu sineye tına (1) rakamı konulduğuna göre bir pek fazla hiddetlerini davet etmiş olmak îstiklâl madalyasından daha iyi ziynet, silsile halinde devam edeceği anlaşılan bu la beraber onların ordularında harbe de îstiklâl madalyasma da bu sineden daha lâyık göğüs tasavvur edilebilir miydi? İsyazıda gene: vam kudretini asgarî haddine indirmiş tiklâl madalyası, Türk istiklâlinin tam Biz vaktile dedik de dinleınediler oluyorduk. O kadar ki Sevr'in baş amil kaynağında parlıyordu. leri olan Loid Corc'la Klemanso Türkiİstiklâl madalyasının tatlı ışığile nurladi! nan gözler, biraz daha yükselince, Gaziyeyi parçalamak istiyen eserlerini tatbik Teranesinin tekrarile söze başlararak ettirebilmek için Yunan kuvvetlerine mü nin gözlerinin güneşini görüyordu. O nabütün görülüp geçirilen felâketlerin seberacaatten başka çare bulamamışîardı. Bu fiz gözjer, o kadar canlı, o kada: aydınbi hep vaktile yapılan ihtara rağmen harlıktı ki iki nur kaynağı halinde, salonun da Çanakkalenin Umumî Harbi uzatan loşluğunu yırtarak hepimizin gözlerine, be girilmiş olması olduğunun izahına gimüdafaasının tabiî bir neticesiydi. herkesin ruhuna nüfuz ediyordu. îstikbarişildiği görülür. Böylelikle îstiklâl Cidaline başlarken lin karanlıklarına nüfuz etmeğe alışmış oO zaman Ankarada bilhassa bazı aresasta bir husumet cihanma karşı koyma lan bu gözler için, Dolmabahçe sarayının kadaşlar üzerinde damdan düşercesine ğa kalkışmakla beraber hakıkatta aldatı salonundaki karanlığın ehemmiyeti mi yersiz ve münasebetsiz bir tesir yavardı? larak yanlış yola sevkedilmiş küçük bir pan bu makale Atatürkün de nazarı dikBir an geldi ki salonun loşluğu daha memleketin ordularile karşılaşıyorduk. katini celbettiğinden onu yazanı çağırtır, arttı. Gazinin; salonun yaldızh duvarla* Bu mantıkî silsile bizi şu zarurî netice rını, muazzam sütunlarını. yüksek kubbeve kendisine şunları söyler: ye götürür: Çanakkalenin muvaffak ve sini, muhteşem avizelerini ve bunlann Bir seri halinde devam edeceği angalib müdafaasile Umumî Harbi uzat hepsinden ziyade, kendisine muhatab ollaşılan bu yazılarınızda Türkiyenin Umumış olmaklığımız sayesinde Millî Misak mak şerefini kazananların ruhunu titreten mî Harbe iştirakini tenkid edeceğiniz ve hududlarile Türk millî vatanını koruma sesi, sanki, içinde şimşekler çakan bu gök zaten bunu vaktile devlete ihtar etmiş de gözlerin gürültüsünden başka birşey değa kalkıştığımızda görülecek vazifeyi bulunduğunuz görülüyor. Ihtımal ki bu ğildi. nisbetle pek çok kolaylaştırmış bulunuyorDolmabahçe sarayının, bu nice nice yazıları Ankarada benim de hoşuma giduk. Böylelikle Sakarya ile Dumlupına günler görüp geçirmiş salonunda, eskiden der diye neşretmeği düşünmüş buîunuyorrın Çanakkaleye bağlandığını görüyorsu muhteşem avizelerden dökülen nur şelâsunuz. Hatayı kısa yoldan keselim. Bir nuz. Ieleri altında «yedi evliya kuvvetinde» sefirle müsteşarı devlete bir mütalea gönYalnız son iki harbin değil, ondan bir sönük ve karanlık «zıllullah» padişahlar dermek hakkmı tabiî haizdirler. Fakat vardı. Bu akşam ise kapkaranhk salonda, harbe girip girmemekten bahseden bu mü evvelkinin de muzaffer Kumandanı Bü Gazi bir güneş gibi, bütün gözleri ve victalea ile devletin takyid edilemiyeceğine yük Asker Atatürkün şahsmda ayni zat danları, bugünü ve yarını aydmlatıyordu. şüphe yoktur. Meselenin kendisine gelince olduğunu düşünürseniz, siz de bu satırla16 birinciteşrin 1938 Türkiye Umumî Harbe girmeğe mecbur rın muharriri gibi Çanakkale ile Sakarya ve Dumlupınarın bir kül teşkil ettiğini Dolmabahçe sarayının muayede salo du, ve mevcud dünya muvazenesine göre nunu artık onun çelik menevişli mavi gözbu giriş şekli de olandan ve gcıalenden teslim etmiş olursunuz. Her üç harb vatanımızm meşru ve za leri aydınlatmıyor. Artık Onun çelik sesi başka türlü olamazdı. Belki harbe giriş bu alçalmış kubbede gürlemiyor, artık ozamanı, belki kuvvetlerin kullanma tarz rurî müdafaasına aid olduğu için onların nun zarif vücudü, bu başları eğık sütunlaları, hulâsa bir sürü teferruat tenkid olu uğrunda canla balşa çalışmış ohnaklığı n süslemiyor. Artık, onun güneşi bu salonabilir. Fakat esasa diyecek yoktur. Tür mıza denilecek söz olamaz tabiî. Nitekim nu aydınlatmıyor. kiye harbe girerdi ve böyle girerdi. Onun bizzat İngilizler Çanakkalede kendilerini I 1 sene evvel, Büyük Zaferden sonra, için vaktile nasılsa bir kere dermeyan et muvafakiyetsizlikler içinde bırakan kah îstanbula ilk geldiği zaman bu salonda miş olduğunuz yanlış mütaleayı sanki bir raman Atatürke büyük bir asker olarak en bizimle konuşan «fcu şhir meş'urn hamarifetmiş gibi ömrünüz imtidadınca tek büyük hürmeti göstermişlerdir ve gösteri diselerle mustarib bulunduğu zamanlar, bütün vatandaşların kalbrarlayıp durmayınız ve bu yazılara devam yorlar. lerinde kanayan yaralar açılmıştı. Harb zamanının husumetleri geçerek etmeyiniz... Kalbi yaralı olanlardan biri de benFilhakika birincisi çıkan yazmm arkası şimdi onların yerine sulh ve dostluk kaim dim.» diyen Büyük Atamız, şimdi de gelmemiş ve bu bahis Ankaradaki safha olmuştur. senin ölümün, bizim kalblerimizde kanıBiz yukarıki satırlarda sadece Umumî yan yaralar açmıştır ve bugün tabutunun smda da orada kesilmiş, kalmıştı. Atatürkün düşünmüş olup olmadığırı Harble îstiklâl Cidalimiz arasındaki mü önünde kalbi yaralı bütün bir millet ağlıyor. tahkik etmiş olmaksızm bu satırların mu nasebetleri tesbit etmiş oluyor ve bu müI1 yıl önce, sıcak bir temmuz akşammharriri îstiklâl Cidalile Umumî Harb nasebetlerde dahi bugün aziz hatırasını da, sıcak sesinle İstanbul halkının mümessavaşları ve bilhassa Çanakkale müdafaa tebcil ettiğicniz Büyük Şefimizın yüce sillerine hitab ettiğin bu salonun, 11 yıl sı arasındaki sıkı münsebeti şöyle tesbit ey hizmetlerini buluyoruz. 1 temmuz 1927 Dolmabahçe sarayının Muayede salonundayız. Ayasofyanın kubbesini andıran kubbeli salonun loşluğu, akşamın alaca karanlığı içinde, gittikçe artıyor. Dışarıda çifte prova hattı teşkil etmiş olan vapurlann kara dumanları Hamidiyenin selâm salvolarınm beyaz sislerine karışarak Marmaramn mavi gözlerini peçeliyor. Sarayburnunun takları bu dumanlar içinde pırıl pırıl yanıyor. Sanki vapur dumanları da, barut dumanları da Gaziyi görmek ister gibi, Dolmabahçenin önünden ayrılmak istemiyorlar. YUNUS NADl ABİDİN DAVER ILÛtfen sahifeyi çeviriniz]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle