22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBİYET 15 İkincitesrin 1938 Fransada iktısadî kalkınma faaliyeti Londra Yahudileri dün bir nümayiş yaptı Paris 14 (a.a.) Viyanadan Figaro gazetesine bildiriliyor: «Bin genc Ya hudiden mürekkeb yeni bir kafile Manschausen ve Buchenvvald'daki ta haşçüd kamplanna gönderilmek üzere Viyanadan hareket etmiştir. Yahudi mağazaları kapalı olduğu ve Yahudilerin arî mağazalarına girmeleri yasak edildiği için bu Yahudilerin yiyecek ve içecek tedarik edememelerinden korkulmaktadır.» takbih edilmektedir. Karar suretini ka bul edenler, bunun bir metnini Alman sefaretine götürecek bir heyet intihab et mişlerdır. Nümayişçiler, alay halinde, Alman sefarethanesine gitmişler, fakat binanm pek ziyade yanma yaklaşmıyarak uzakta kalmışlardır. KANSIZUK benizsızhk icin yegâne deva kanl ıhya eden Ç|D/"\r En muntahıp etıbba tarafından tertip edilmiştir. ıJİI\\JI Nörasteni, zaflyet ve Chlorose , PARİS Maliye Nazırı Reynaud, ecnebi gazete muhabir Almanyada Yahudiler aleyhine verilen kararlar lerine takib etmekte olduğu siyaseti izah etti her tarafta fena akisler uyandırdı Karışık ve nasıl yapıldığı belli olmıyan bayat çocuk gıdalarile yavrunuzun sıhhatini tehlikeye koyarsınız. Allahın yarattığı gibi saf ve tabiî hububattan yapılmış İngilterede akitler Londra 14 (a.a.) Amirallık da iresi sekreteri Şekspir, Norvich'de bir nutuk irad ederek Alman milletinin Ingiltere ile olan münasebetlerindeki sa'.âhın kabahatleri başka bir ırka mensub ol maktan başka birşey olmıyanlara karşı yapılan itisaf hareketlerile hiçbir veçhile temin edilemiyeceğini anlaması ümidini izhar etmiştir. Hatib, ilâveten demiştir ki: « Esas itibarile dürüst insanlar olan Almanların bu kabil lezahürlerden sonra memleketlerile hakkile iftihar edecekle rini zannetmem.» Republique gazetesinde Edih Brıcon şöyle yazıyor: «Hiçbir memleket kendi efkân umumiyesinde bu vaziyetin bıraktığı derin akisleri nazarı itibara alamamazlık ede mez. Takarrüb davası üç gündenberi gerilemiçtir. Bunu saklamak beyhudedir. Bir hafta sonra Pariste buluşacak olan Reynaud bir mecliste nutuk söylerken tngiliz ve Fransız nazırlan müşkülâtı son derece artmıg bir vaziyet karş;sında Paris 14 (a.a.) Reynaud, ecnebi thtiyar işçilerin tekaüdltiğü kalacaklardır.» matbuat mümessillerini kabul etmiştir. Paris 14 (a.a.) MaKye ve iş nazırÜç taraflı itilâf karşısındaki vaziyeti ve ları ihtiyar işçilerin tekaüdlüğü meselesi Yahudiler ümvertiteye alınmıyor bu itılâfa istinaden yapmış olduğu iktı hakkmda görüşmüşlerdir. Yann bu hu Berlin 14 (a.a.) Rust, rektörlere sadî kalkınma plânının akisleri hakkında susta tekrar görüşeceklerdir. gönderdiği bir tamimle Yahudilerin ünisorulan bir suale cevab veren Reynaud, versite derslerine ve talimlerine iştirak etüç taraflı itilâfa gerek edası gerek müedmelerini menetmi«.tir. dası itibarile hiçbir zaman kendi siyase Londrada Yahudilerin yaptıkları rmin tesiri altında olduğundan daha sıkı nümayiş bir surette riayet edilmemiş olduğunu beLondra 14 (a.a.) Binlerce komüyan etmıştir. Bu siyaset, tamamılc nakdî nist Hayd Park'ta bir karar sureti kabul bir hürnyet siyasetidır. ttilâfm iki esaslı Fakat Jaoonlar bu muetmişlerdir. Bunda Almanyada Yahudinoktası olan mubadeleler serbestısi, kam lere karşı yapılmakta olan tethiş hareketi biyo serbestisi nazırın siyasetini hakkıle vaffakiyeti f*»kzib cdiyor tem:ıl etmektedır. Tchoung King, 14 (a.a.) Çin ajanNakdî sahadaki itilâfı malî sahaya teş sı bildirıyor: mıi etmek arzusunda bulunup bulunma Japonların cenuba doğru olan ileri hadiğı suretınde sorulan bir suale cevab ve reketleri, merkez cephesinde tevkif eren Reynaud, şoyle demiftir: dilmiştir. Youtcheou mıntakasında müL'ç dcmolrasıyı bırbınne yaklaştıracak hım muharebeler devam etmektedir. Dıotan heışey Fransa tarafından mes'ud bir ğer taraftan Japonların Taolin ve TıendVe olarak nazarı dıkkate alınacaktır. fanchan'daki taarruzlan, kendilerine bin Bank dö Franstan bahseden nazır, kadar ölü ve yaralıya mal olmuştur. 10 ikinciteşrinde Youteheou'nun şiben' anın altın stokuna yenıden kıymet Prag 14 (a.a.) Çekoslovakyanın taLdir edılmesi netıcesmde elde edılecek malinde kâin Tchenç Lingtehi'de Japon maruz kaldığı «millî felâket» in sebeb 30 nn!'var temettuıin tamamile devletm lar r ÇmablokakftUuu yarm*k vekafft lerini tespit «tmek üzere bir tahkik ko Eank dö Fransa karn vazjyetin ıslaha ya asker çıkarmak Lstemişlerse de Çirt misyonu teşkil edilmıştir. Komisyonun lıler, btma mânf olmuşlar ve Qç Japon "TSÎS ed?eceğini tasrih etrniştir. Bu ıslareisliğine âyan azasından Maiemusek tagenrsini batırmışlardır. hn gayesi, bankanın devlete vermış olduyin edilmiştir. Çinliler bir şehri geri aldtlar ru avan=',ınn itfasıdir. Azçok yakın olan Komisyonun yapacağı işler şunlardır: Tchoung Kıng, 14 (a.a.) Çin ajanbir ı'etıkba'de kaiıbiyo muvazene serma| Millî felâketin sebeblerini araşvî:>!e ran^ann korunması sermayesi hik smdan: tırmak ve Beneş'in bu münasebetle oy Hanan'in cenub cephesinde Pekin nadığı şahsî rolü tespit etmek. m^tı vücudünü kaybedecekler ve bunlar Hankeu demırvolu boyunda Ç>n kıtaah da o zaman devletin Bank dö Fransa olan 2 Eski rejim tarafından dahüî poborcunun tediyesine tahsis edilecektir. O Tchang Tai Kouan şehrini istirdat et litika sahasında ittihaz edilen tarzı haresurette ki devletm Bank dö Fransa karşı mıslerdir. ketin neticeleri ve bilhassa Hariciye NeDığer taraftan Çinliler, Kanton şehrini zarerinin matbuat servisinin rolü hakkınvazıvetı tamamile ıslah edılmiş olacaktır. Reynaud, takıb etm?kte olduğu siya dört taraftan ihata etmeğe başlamışlar da tahkikatta bulunmak. dır. Çınliler, şarkta Taliang, cenubda setle sermayelerın geri döneceğini tahmin 3 Bazı şahsiyetler ve bilhassa ecPoungkoua şehirlerini ve şimalde Sauetmektedir. Nazır, Fransa ve ecnebi «er kai istasyonunu işgal etmışlerdir. nebi memleketlerde bulunan bazı sefir lerin mayıstan eylule kadar devam eden mayeler için çok cazib ve menfaatli bir Hong Kong, 14 (a.a.) Cepheden yatırma sahası teşkil eden Paris malî pi alınan son haberlere göre, Çinliler, Kan buhran esnasında oynadıkları rolleri tesyasasında da bir kalkınma vücude gelece tonun şarkında kâın San Choei Hieng pit etmek. ğıni ümid etmektedir. Sermayelerin bu de yapılan muharebeler neticesinde büKomisyon, tahkikatının neticelerini üç suretle geri dönmesi, ihtimal anî olacak yük çapta ik, havan topu ile mühim mik ay içinde bildirecektir. tır, fakat bu »iyasete devam edilecek ve darda sahra bataryaları malzemesi, mitKomüniat faaliyeti iktısadî kalkınma sayesinde borsada esha ralyözler, tanklar ve zırhlı otomobiller Prag 14 (a.a.) Vegel gazetesi, c: T iğtinam etmişlerdir. mın yük el' iesine medar olacaktır. Çek teşkilâtı silsilesinden biri olmak üzeBir Âyan azası ittifa etti re komünist locaları vücude getirmek isJaponlar tekzib ediyor ! Paris 14 (a.a.) Demokratlar birliTokyo, 14 (a.a.) Domei ajansı bild tiyen 12 komünistin tevkif edilmiş olduği kongresinin içtimaını müteakıb âyandan riyor: ğunu haber vermektedir. Reibel, istifa etmiştir. Komünist fırkasının feshedilmiş olmaOrdu namma söz söylemeğe salâhiyetHazirte bonolarının faizleri tar bir zat, Çinlilerin Tsungfa'yi istirdad sına rağmen memleketin her tarafında Paris 14 (a.a.) Bir sene vadeli adi ettiklerine dair verilen haberi gülünc o tesirinin hissedilmekte olduğu görülmektedir. Komünist meb'us Niçe Kopeki tahazine bonolarının senelik faizini yüzde larak tavsif etmektedir. 4 ten 3,75 e indiren kararnamenin metni Diğer cihetten Japonların Çangso'yu rafından kaleme alınmış olan hicviyeler zaptettikleri bildirilmektedri. ve risaleler dağıtılmaktadır. varın resmî stazetede infi«ar edecektir. Amerikada akitler Nevyork 14 (a.a.) Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Alman Yahudileri hakkında Berlin hükumeti tarafından alınan tedbirler dün gene birçok şiddetli itirazlarla karşılan mıştır. Papazlar, pazar günkü vaızlarında medeniyete vurulan bu darbeyi takbih ederek Yahudilere karşı yapılan bu mumalenin bütün medenî insanlann nefretini uvandırdıgını söylemişlerdir. tlMIMIllllllluıuıuıu. Çinliler bir şehri istirdad ettiler Çekoslovakyanın millî felâketi Avustralya da silâhlanıyor Pragda bir tahkik komis Ingiltere de ayrıca 4 harb yonu teskil edildi gemisi verecek Londra 14 (a.a.) Sidney'den alı nan haberlere göre, Avustralya hükumeti, memleketin sahillerini müdafaa bakı mından takviye etmek niyetindedir. Bilhassa Ingiltereden 16 pusluk toplarla mücehhez zırhlılar satın ahnması mevzuu bahistir. İngiltere, Avustralya hükumetine önümüzdeki dört seno içinde 4 harb gemisinin teslim edileceğine güvenebileceğini bildirmiştir. Gazetelerin tenkid mahiyetindeki bazı mütalealarına cevab veren Avustra'ya Başvekili Lyons, Avustralyaya karşı yapılacak olan ve tahrik eseri olmıyan bir tecavüzün tamamile gayrimümkün olmadığmı beyan etmiştir. Bundan dolayı Avustralya vakit kaybetmeksizin mukabil tedbirler almak mecburiyetindedir. Hava kuvvetleri, muhte mel taarruzlara karşı koymıya kâfi de ğildir. Avustralya sahillerini müdafaa için vücude getirilmiş olan tesisatı takviye etmek icab eder. Bunun için milyonlar sarfedilmiştir ve Bren tipinde mitralyözler inşası gibi diğer bir takım tedbirler pek yakm bir istikbalde tatbik mevkiine konuIacaktır. Lyons, gönüllü ordu mevcudunu 70 bin kişiye çıkaracağını ümid etmekte olduğunu söylemiştir. kapmın biraz ötesinde duruyordunuz. Sonra, birdenbire geriye döndünüz, içeriye girdıniz. Karanlıktan, yalnızlıktan olacak, pek sinirliydiniz. Onun için gene sesimi çıkarmadım. Komiser de gelsin, o zaman ortaya çıkarım, hep beraber konuşuruz, diyordum. Olacak bu ya, vapur birdenbire sallanmaya başladı. Siz fenerinizi düşürdünüz; ortalık kapkara oldu. Ben de o aralık saklandığım yerden çıktım. Birdenbire sendelemiş olacaksınız ki düşmemek için kollarınızı açtınız. Bana tu tundunuz. Şaşırdım. Sizi korkutmak iitemiyorum amma ne yapayım. Sesimi çı karsam bir türlü... Belki birdenbire tanı yamıyacaksınız. Tanısanız bile Adnanla ikimizi bir adam sanacksınız, bu sefer de başka türlü korkacaksınız!.. Çok düşünmeye kalmadı, bayıldınız!.. Düşeceğini zi anladım, hemen yakaladım. O aralık ko miser geldi. Kapmın arkasında bağırıp çağırmaya başladı. Ben de kapıyı açtım, üst yanını biliyorsunuz artık... Güldüm: Hasan özlü unlarını Çocuklarınıza yediriniz. En yüksek evsafa malHc olduğu gibf itibarile dünyada mevcud çocuk gıdalarının en mükemmelidir Vitamin Kalori Gıda Yulaf, Mısır, Mercimek, Türlü, Buğday, Bezelya, Pirinc, Patates, İrmik, Badem, Çavdar Özü Unlarını Çocuklarınıza Yediriniz. VİROZA Her türlil yanıkları, kan çıbanları, traş yaraları, meme iltihapları ve çatlakları, koltuk altı çıbanları, dolama, akneler, çocukların ve büyUklerin hertUrlU DERi İLTİHABLARINI En çabuk ve en emin bir surette tedavi eder VİROZA Bir güzellik kremi değil, bir çok fennî araştırmalardan sonra mütehassıslar tarafından istihzar edilmiş sıhhl ve faydalı bir cild merhemidir. Tefrika No.43 Dün gece, ben uykuda idim; kamaramın kapısını vurdu; sizin şimdi komiserin odasına gittiğinizi söyledi. Saate baktım: İki... Buna hiçbir mana veremedim. Ne yalan B ' Ö y liyeyim, aklıma bin türlü şey geldi. Fakat böyle geceyarısından sonra kamarotun sizi uvandırma^ı, anlaşılacak bir iş değildi. Nuriye: «Git, bak, ne yapıyorlar, bana haber ver» dedim. Arası çok geçmedi, geldi, beraber vapurun alt bölmelerine indiğinizi söyledi. Sizi gözden kaçırmamak için, giyinmeğe bile vakit bulamadıtn. Hemen kamaradan fırladım. Nuri, ne yana doğru gittiğinizi sösterdi. Arkanız sıra yürümeğe başladık. Vaourun korriseri Fehmi: A m KEMAL RAGIB Nakleden: Ben gösterirırn ona!.. Diye başını sallıyordu. Şükrü Paşa, itiraz istemiyen bir sesle: Rica ederim, dedi, adamcağızın ekrr jine dokunmayımz!.. Onun kabahati yok. Ben zorladım. Şimdi bu işleri kur cahyacak olursanız, büsbütün gürültü çıkar. Size de, geceyarısından sonra, bir genc kızla, tek başınıza vapurun en kuytu verlerinde ne işiniz vardı, diye bir soran bulunur!... Bunu böylece kapatalım, daha iyi.. Şükrü Paşa demindenberi ayakta du ruyordu; benim oturduğum kanapeye geldi, oturdu: Kamarot önde, ben arkada yürümeğe başladık. Nurinin bir ceb feneri var. Karanlıklarda, öylece yolumuzu bulu yorduk. Ben bir taşla iki kuş vurmuş olacaktıın. Hem sizi yalnız bırakmamış oluyordum, sırası gelirse yardımınıza koşa caktım. Hem de ne yaptığınızı anlıyacaktım. Sizinle beraber, belki sizden daha önce, ben de bir ipucu bulacaktım. İlkönceleri bizim geldiğimizi duymadınız. Sonra birdenbire kuşkulanan siz oldunuz. Muhteşem Hanım!.. Biraz dinlediniz, p»k ıyi anlıya nadmız. Yolunuza gidiyordunuz. Aksilik bu ya, benim aksıracağım tuttu!.. Gece, yataktan kalkmışım, o rutubetli yerlerde yarıçıplak dolaşıyoruz, kendimi tutamadım; aksırdım!.. îşte o zaman işin farkına vardınız. Kamarot korktu, kaçtı. Fener onda... Ben karanhkta kaldım. Şükrü Paşa, Fehmiye döndü: • Siz Nurinin arkası sıra koşarken ben de ilkönce bir köşeye saklandım. Yavaş yavaş ölünün bulunduğu kamaraya kadar sokuldum. Böylece orada ne yaptığınızı anlıyacaktım. Onun için sesitni çıkarmadım. Sonra da, sizi korkutmak istemedim. Birdenbire seslenecek olursam, hem korkacaktınız, hem de gene sizin arkanız sıra dolaşıyorum, diye bana kızacaktınız. Onun için hiç gürültü etmeden saklandım. O ralık siz, bölmenin dışında, Hep beraber gülüştük; elele verdik. Bu kadar gürültüden, çarpıntıdan sonra bir iz bulamadığımıza yandık. Bundan sonra birbirimize yardım edeceğiz; hep beraber çlışacağız!.. Birisi çıksa da, bu yazdık larımı görse: Bu kız, hâlâ uslanmamış, der... Bu kadar korkudan sonra gene bu işlerle uğraşıyor, diye beni ayıblar. Yalan da değil, haniya... Ne yapayım, gittikçe merak sarıyorum. İçimde öyle bir duygu var ki bu işin sonunu ben getireceğim. Adnanın kim olduğunu bulup ortaya çıkaracağım!. Şükrü Paşa ile birlikte, Fehminin yanından çıktık. Güverteye doğru yürüyorduk. Paşa birdenbire durdu, gülmeye başladı: Bölmeden içeriye girer girmez kapıyı sizin sürmelediğinizi söylemedim. Komiser de akıl edip sormadı. Kıpkırımızı oldum: îyi ettiniz, dedim. Neye sürmelediğinizi ben anladım. Faktt, o dakikada kimden şüphe Kırk güne kadar ölürsem sizden bi lendinizse bunu komisere de söylesem, pek doğru olmıyacak... Onu düşündüm de... lecekler!. Beni o kadar korkuttunuz!.. Ne bileyim, önüme gelenden şüphe Ne yapayım, istemiyerek oldu. leniyordum. Hele o aralık ondan bile Böyle olacagını bilseydim, yapar mıy korktum. Şimdi artık iyice anlaşıldı. Fehdim?.. Sizi düşündüm de ondan... mi, sahiden çok iyi bir çocuk!.. Herkesten şüphe etmenizi ayıbla mam; böylelikle günün birinde, bu işin anahtarını belki de siz bulacaksınız. Arada bir, benden bile şüphelendiğinizi anlamıyor değılim. Yalnız, en çok şüphe edilmesi lâzım olanlar var, onları bırakıyorsunuz; onlar gözünüzden kaçıyor!.. Bunu söylerken Şükrü Paşa, manalı manalı yüzüme bakıyordu. Kimi dokunduruyor, anlıyamadım. Sormaya da kalmadı. Kamarot Nuri arkamızdan koştu. Fehmi, gene beni çağırıyormuş, onu söyledi. Paşanın gözleri üzüntülü bir bakısla yeniden gölgelendi. Ondan ayrıldım, komiserin kamarasına girdim. Fehmi: Demin, dedi, paşanın yanında söyliyemedim. Biüyorum ki içinizde hâlâ bir şüphe var. Şükrü Paşanın dün gece bizim arkamız sıra oraya gelmesine, sonra biç sesıni cıkarmadan bir yana ^aklanma^ına bir türlü mana veremiyorsunuz, değıl mi?.. Güldüm: Ne yalan soyliyeyim, biraz da öyIe... (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle