Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 14 Tkinctteşrin 1938 Fransada mali vaziyet Fransız maliye nazırı vaziyeti vahim görüyor Reynaud, «Istihsalâtımız azalıyor, kimse borc para vermiyor, devlet, Fransız Bankasına müracaat ettikçe paranın kıymeti düşüyor» diyor Paris 13 (a.a.) Maliye Nazırı Reynaud, dün akşam söylediği nutukta vaziyetin bilânçosunu yaparak demiştir ki: < Vaziyet pek vahimdir. Fakat cesaret gösterecek olursanız işin içinden çıkacağımıza eminim.> Hatib, derin fenalığın memleketin iktısadî bünyesinde olduğunu söylemış ve bunun sebeblerini saymıştır. Smaî istihsalâtta zâf, ecnebi memle ketlerine yapılan Fransız fabrikaları mamulâtı ihracatının yarıya inmesi, bir senedenberi işsizliğin artması, şir ket hissedarları dokuz senedenberi sermayelerinin yüzde Sltmışım kaybetmişlerdir. İnşaat azalmıştır. Fransız donanması sekizinci dereceye inmiştir. Reynaud, bundan sonra gelecek sene Fransaya 25 milyara mal oîacak olan silâhlanma hastahğından bahsetmiştir. Hatib demiştir ki: « Istihsalâtımız azalıyor. Devlet hududsuz istikrazlarda bulunamaz. Kimse ödünç para vermek istemiyor. Devlet, Fransız bankasına müracaat ettikçe paramn kıymeti düşüyor.> Reynaud, felâketi önlemek için faa liyete geçmek lâzım geldiğini kaydet tikten sonra iktısadî hürriyetin siyasî hürriyete bağlı oldueunu hatırlatmış ve Fransanın kapitalist bir rejim takib ettiğini ve kanunlarına riayet edlidiğini söyleırrştir. Mumaileyh kambiyo murakabesini tenkid ederek şöyle demiştir: < Biz bir hürriyet çerçevesi içinde çahşarak çok miktarda millî varidat temin edeceğiz. Bu varidat mükelleflerin yükünü tahammül edilebilir bir hale getirecektir Fakat bu neticeyi elde etmek için avni zamanda ü<* cenhede birden hareket edilmelidir. Fiat hususun*la. rtoedi hususunda. is hususunda en liberal reiim takib ed'İPcektir. Bundan son,ıra tontan fiatlar için ilk kontrol kaldırılacak ve yerine muaVıhar kontrol usulü ikame edilecektir. Perakende fiat larm kontrolüne de devam edilecektir. Kredi meseles:ne pelince. bu işe hazinenin istikra? ihtivaclarını a7altmakla başlamahdır. Bu ise. umumî masraflan kısmak ve varidatı çogaltmakla kabil dir. îstihsal ve fazla kredi siyasetine, bütçe tasarrufları ve malî islerin tanz'mi yolu ile bu veçheyi vermek lâzım dır.> İş meselesi hakkında nazır «iki pa zarlı haftanın» kaldınlaca^ını bildir miştir. tşçilerin ve patronlarınm mesai müddetini artırabilmeleri için 40 saatlik iş kanununun çerçevesi içinde teşkilât hususunda kolaylıklar yapılacaktır. «Derinliğe doğru> tasarruflar temin edilecektir. Gelecek sene memurların 'i işe alınması, takyidî nizamlara bağla nacaktır. 40,000 şimendifer işçisi «terhis edilerek» millî müdafaa işlerinde kullanılacaktır. Büyük işler hazfedilecektir. Nazır, altın, kasa mevcudünün tekrar kıymetlendirilmesinden elde edilen kânn tamamile borcların itfasına tahsis edildiğini söylemiştir. Borclar henüz tamamile ödenmemşise de kambiyo mü vazene sermayesinde ve rantları takviye sermayesinde, sermayelerin tasfiye edileceği güne kadar, vaziyette tam bir salâh hasıl olmasını temin edecek miktarda para mevcuddur. Netice olarak Paul Reynaud, ilk kararnamelerin kalkınma yolunda atılan ilk adımîar olduğunu kaydetmiştir. Kalkınma plânı ise üç seneye taksim edilmiştir. Hatib, Fransız milletinin fedakârhk hislerine ve büyüklük duygularına hitab ederek hükumetin davetine icabet edilmesini istemiştir. Eden yeni bir fırkamı kuruyor? Ingilterede yeni intihabdan da bahsolunuyor Londra 13 (a.a.) Gazeteler, mütemadiyen Eden'e atfedilen niyet ve tasavvurlardan bahsetmektedirler. Daily Telegraph, şu suali soruyor: Eden, acaba yeni bir parti mi kuracak? Diğer bazı gazeteler, yeni partinin teşekkül ettiği takdirde sosyalistlerin sağ cenahile muhafazakârların ve liberallerin sol cenahını ihtiva edeceğini yazmakta • dırlar. Daily Expres, eski Hariciye Nazırının kendi intihab dairesinde bugün irad edeceği nutukta bu babdaki fikrini izah edeceğini tahmin etmektedir. Daily Telegraph, diyor ki: Eden'in siyasî dostlan mumaileyhin yeni bir parti kurmasına muterizdirler. News Chronicle gazetesine göre, yeni intihabat yapılması derpiş edilmekte ve hatta bazılan bu intihabatm pek yakmda yapılacağını söylemektedir. Paris Suikasdinden sonra Alman Yahudileri için verilen yeni kararlar Yahudiler, ticaret, komisyonculuk, esnafhk yapamıyacaklar, tiyatro, sinema, kazino ve diğer eğlence yerlerine giremiyecekler Romanya Kralınm Londra seyahati Londrada mühim siyasî görüşmeler oîacak Londra 13 (a.a.) Sunday Dis patch gazetesi, Romanya Kralınm Londra'yı ziyaretinin bilhassa İngilterenin, Almanya ve Italya ile bir sükunet politikası takib etreekle beraber Balkanlardaki nüfuzunu idame etmek hususundaki kararile izah edilebileceğini yazmaktadır. Bu gazete şunlan ilâve etmektedir: «Kral Karol bir yarım Alman olmakla beraber Almanyanın Balkanlara savleti karşısında memleketinin siyasî istiklâlini muhafaza etmeğe ve Romanyanın tabü servetini inkişaf ettirmeğe azmetmiş bulunmaktadır. Bunun için de İngilterenin dostluğuna ve parasma ihtiyacı vardır. Romanyanın inkişafına tahsis edilecek olan 15 milyon liralık krediye aid son te ferruat Londra'da tespit edilecektir. Bt> para ile Romanya, Ingiliz alât ve edevah ve smaî mamulâtı satın alacaktır. İngiliz ve Rumen petrol firmalan arasındakı ihtîlâfm halledilmesi için de bazı tedbirler alınacaktır. Kral Karol'un îngiliz dostluğunu tarsin etmek hususundaki arzusu malum ol duğundan geçende Kral ile Yugoslavya Naibi Prens Pol arasmda yapılan gö rüştneler hususî bir mana iktisab etmektedir. Filhakika Prens Pol, zahiren hususî bir ziyarette bulunmak üzere sonteşrin a3n içinde Londra'ya gidecektir. Demokratlar birliğinin kongresinde MÖylenen sözler Paris 13 (a.a.) Bu sabah demokratlar birliğinin kongresinde Portmann, haricî siyasete dair tevdi ettiği rapor hakkında izahat vermiştir. Hatib, Flandin'in Ingiliz Fransız ittifakmı vücude getirdiğini söylediği zaman alkışlanmıştır. Portmann bundan sonra Münih itilâfile sulhu kurtardıklan için Çem berlayn, Daladier ve Bonnet'yi tebrik et miş, sulh yolunda sonuna kadar mücadele ederek Mussolini'nin iştirakile Münih'te bir konferans akdedilmesini te min edenlerden sitayişle bahsetmiş ve tekrar alkışlanmıştır. Portmann, yeni bir zillete katlanmamak için Münih itilâflanndan azamî derecede istifade edilmesi lâzım geldiğini ve milletlerin sulh istediğini söylediği zaman da şiddetle alkışlanmıştır. Hatib demiştir ki: c Demokratlar birliği milletlerin banşmasmı istemektedir. Fakat Fransanın bizzat kendi emnh r etini kend; temin etmesini arzu ediyor. Fransa en ternasyonalizmi ve vatan aleyhinde olan antimilitarizmi tamim edenlerin şimdi kendi vatanperverliğinden şüphe etmelerini kabul edemez.> Kongre azası ayağa kalkarak Port mann ve Flandin'i şiddetle alkışlamıştır. Gironde âyanından Cailler, Almanyaya takaırübün aleyhinde bulunmadığını, fakat bunun sadece güzel sözler te atisinden ibaret bir fantezi olmaması lâzım geldiğini söylemiştir. Mumaileyhe göre Fransa. bundan sonra müstemlekelerini muhafaza edebilmek için bir garb imparatorluğu siyaseti takib etmelidir. Partinin Fransız imparatorluğunun tamamiyetini teyid etmesi lâzımdır. Cailler netice olarak demiştir ki: « Kamerun'u terketmek. Fransanın Mayence'i terketmek suretile işlediği hataya yeniden düşmektir.> İspanyada vaziyet Valans 13 (a.a.) Kartajen ve merkez mıntakası filosunun kumandanı, cumhuriyetçi îspanyaya Niyork'tan yi yecek getiren Amerikan bandıralı Erica Reed ismindeki yük vapurunun torpil lendiğine dair malumatı olmadığım bil dirmiştir. Franko, muhariblik hakkında ıtrar ediyor Londra 13 (a.a.) Sunday Times gazetesinin diplomatik muharririnin bil dirdiğine göre Franko, kendisine muha riblik hakkının verilmeîini tekrar ısrarla istemiştir. Muharrir şunları ilâve etmektedir: «Bu talebler is'af edilmedikçe Franko ecnebi gönüllülerin tahliyesine dair olan ademi müdahale komitesinin plânmı müzakere etmekten imtina edecektir. Gönüllüler meselesi Londra 13 (a.a.) Gönüllülerin geri çekilmesi meselesi hakkında Frankist Ispanya hükumeti erkânile görüşmeler yapmış olan ademi müdahale komitesi sekreteri Hemming. Londraya dönmüş tür. Kendisi, görüşmelerine devam etmek üzere yann İspanyaya avdet edecektir. İspanyadan çekilen Fransız gönüllüler i Mali projejler tasvib edildi Paris 13 (a.a.) Kabinenin dün saat 15 te Başvekil Daladier'nin riyasetinde akdettiği içtima saat 17,50 de nihayet bulmuştur. Kabine saat 18 de, bu sefer Reisicumhur Löbrün'ün başkanlığında ikinci bir toplantı daha yapmış ve Paul Rey naud'un teklif ettiği kararname projelerinin hepsini tasvib etmiştir. Kararnamelerin izahnameleri Paris 13 (a.a.) Maliye Nezareti öğleye doğru kararnamelerle tesbit edilmiş olan kalkınma plânmı tahlil eden bir ieahname neşredecektir. Kararanamelerin metni resmî gazete ile intişar edecektir. Paris 13 (a.a.) ispanyada eskiden «La Marseillaise» ismi verilen livada lsten çtkardan Yahudiler çarpışmış olan ilk Fransız gönüllülerini Bosna Sarayda açılan sergi Roma 13 (a.a.) Triyeste'de iki siParise getiren tren saat 9,30 da AusterBelgrad 13 (a.a.) Saray Bosnada agorta şirketinin 77 Yahudiyi işten çıkarlitz istasyonuna vâsıl olmuştur. çılan ve Stoyadinoviç hükumetinin üç Hatay heyeti Antakyaya dığı haber verilmektedir. senelik faaliyeti ismi verilen sergiyi Amerikamn Almanya ile diploma son günler zarfmda birçok ziyaretçiler vardı tik münasebetini kesmesi istendi ve bilhassa müslümanlar ziyaret etAntakya 13 (a.a.) Cumhuriyetin Vaşington 13 (a.a.) Almanyada miştir. 15 inci yıldönümü şenliklerinde bulunmak Yahudiler aleyhinde bazı tedbirler alınBosna ve Hersekten gelen birçok heüzere Ankaraya ve müteakıben îstanbuması üzerine demokrat âyan azasından yetler sergiye karşı büyük bir alâka la gitmiş olan Millet Meclisi Reisi AbKing, Amerikamn Almanya ile diploma göstermektedirler. dülgani Türkmenin başkanlığındaki mebtik münasebetlerinin kesilmesini teklif et Htaya gönderilen buğdaylar uslar heyeti Hataya dönmüştür. Isken miştir. Antakya 13 (a.a.) Hatay Belediderun garında merasimle karşılanan heyet Suikasd kurbammn eeaze merasimi yeleri namına ana vatandan ilk parti oazaları şerefine Halkevinde bir çay ziyaParis 12 (a.a.) Von Rath'm ce larak bir vagon buğday gelmiştir. İhtiyac feti verilmiştir. Heyet azaları gece şehrinaze merasimi bugün burada Alman kili nispen'nde daha gelecektir. Bu buğdayı mize gelmişlerdir. sesinde yapılmıştır. Merasimde Fransa halka satacaklardır. İzmir borsasmda namına Hariciye Nazırı Bonnet hazır Hatay Suriye hududunun İzmir 13 (a.a.) Bu hafta borsada bulunmuştur. tahdidi Fransız gazetelerinin neşriyatt dokuz kuruştan on sekiz kuruşa kadar Antakya 13 (a.a.) Hatay Suriye Paris 13 (a.a.) «Jurnal» gazeteyirmi bin dokuz yüz yirmi iki çuval üzüm hududlannı tahdid edecek olan Türk ve yedi kuruş on paradan on sekiz kuru sinde SaintBrice yazıyor: «Yahudilik aleyhindeki hareketler ip Fransız muhtelit askerî heyeti Kırıkhanşa kadar beş bin altı yüz seksen beş çuval incir satılmıştır. tilâ derecesini bulan tipik kaporalizm da çahşmalarma başlamıştır. nerini çevirdim, bir elimde de rüvelver... Karşımda bir adam, kucağında bir kadm.. Saçlarınız darmadağm, başınız düşük, kollarınız, bacaklarınız sarkıyor; ölü müsünüz, baygın mısınız, belli değil!.. Ya o adam kim?... îşte onu sormayınız!.. Hiç aklınıza gelmiyecek birisi i... Şükrü Paşal... Adnan o muymuş?... Arkasında, göğsü bağrı açık bir gecelikü... Sizi yere düşürmemek için iki büklüm olrouş, güçlükle ayakta durabiliyor. Sizin ağırlığınızdan mı, yoksa korkudan mı, dizleri titriyor... Onu öylece görseydiniz, birbiri arkasından iki cana birden kıyan bir canavar olmadığım siz de a.nlardmız!... Benim elimi tutan o muymuş?.. Berlin 12 (a.a.) Yahudi mesele vak'ası maiyetini almıştır. sinin halli için bugün Göring'in riyaseti Bu «gazepli töyton buhranı» ile Hitaltında bir toplantı yapılmıştır. ler tarafından çizilen şairane tablo araNeşrolunan emirnameler mucibince, smda ne büyük bir fark var... Kirpi büYahudiler toptan, perakende ticaret, ko zülüp top haline gelmekle iktifa etmiyor, misyonculuk ve müstakil olarak esnafhk hücum ediyor. Onun dikenleri altına düyapamıyacaklardır. şecek olanların vay haline... Silâhlanma Keza, Yahudiler bir müesseseye sahib hususunda kaybedilen zamanı telâfi etolamıyacakları gibi müesseselerin başında meğe çalıştıklarından dolayı tenkid edi da bulunamıyacaklardır. lenler için bu ne büyük bir derstir. ManeHalkm galeyanı neticesinde yapılan vî silâhsızlanmanm maddî silâhsızlan tahribatı gene Yahudiler tamir edecek mağa takaddüm etmesi lâzım geleceğini hatırlatmakla, Hitler esasen onlara en lerdir. Yahudilere aid sigorta bedelleri hazi iyi delili göstermiş oluyor. Mütemadiyen yeni taleblerde bulunmak suretile manene lehine musadere olunacaktır. Göbbels Yahudilere tiyatro, sinema, vî silâhsızlanma kolaylaştınlamaz.» kazino ve sair eğlence yerlerine girmeyi «Petit Parisien» gazetesi, Hitler'in yasak etmiştir. nutuklarında müstemleke istemesine rağYahudilerin emvalinin yüzde otuzu men Alman hükumetinin bu mesele hakkında resmen Fransız hükumetine müra ölen meb'uslarımız hakkmalınıyor caat etmemiş olduğunu kaydettikten sonBerlin 12 (a.a.) Havas bildiriyor: daki tezkereler Alman Yahudilerinin heyeti umunıi ra diyor ki: Ankara 13 (Telefonla) Büyük «Müstemleke meselesini müzakere et Millet Meclisinin yarınki toplantısmda yesinden kesilen cizye, bunlann umumî servetlerinin yüzde on beşini teşkil etmek meği teklif etmek Almanyanın müstem Antalya meb'usu Celâl, Burdur meb'usu leke ihtiraslarını uyandırmaktan başka Mustafa Şeref ve îzmir meb'usu General tedir. Diğer taraftan, halkın infiali neticesin bir işe yaramaz.» Kâzımın ölümlerine dair Başvekâlet tezOeuvre gazetesinde Madam Tabouis, kereleri okunacaktır. de vukua gelen zarar ve ziyanın Yahudi mal sahiblerine tazmini için dahi gene şöyle diyor: Balkan Antantı ihracat «Londraya son günlerde Amerikadan Yahudiler bir milyar mark vereceklerdir. en8titÜ8Ü Bu suretle, Alman Yahudilerinin umu gelen haberlerden istihrac edildiğine göBelgrad 13 (a.a.) Balkan Antantı mî servetlerinin yüzde 15 ilâ 30 u hüku re Ruzvelt yann Hitler'e Yahudiler a ihracat enstitügerinin korrferansı hakleyhindeki kararnameleri tatbik ettiği met tarafından alınacaktır. kında Privred Pregled gazetesi şöyle 11939 tarihinden itibaren Yahudiler ti takdirde Amerikamn mükabelei bilmisil yazmaktadır: tedbirleri alacağını bildirecektir. Ruz caret yapmaktan menedilmektedir. «Geçen aym sonunda Balkan Antanvelt, söylendiğine göre âmme işlerinde tı devletlerinin ihracat enstitülerinin Amerikada hassasiyet kullanılan birçok Amerikalı Almanı iş mümessilleri Atinada toplanmışlardı. Vaşington 13 (a.a.) Havas ajan lerinden çıkararak bunların yerlerini AIToplantıda Yugoslavya, Romanya, sınm muhabiri bildiriyor: manyadan gelen Yahudilere verecektir.» Türkiye ve Yunanistan mümessilleri Hull, Almanya sefirini Hariciye NeBu bu Yugoslavya Ana Kraliçesi hazır bulunuyordu. ticarî konferans birzaretine davet ederek kendisile 15 dakika enstitülere siyasî ve sahada iş kadar görüşmüştür. Iyi haber alan m4hbir arneliyat geçirdi liği yapmak imkânmı vermiştir.> fillere göre Hull, Yahudiler aleyhinde Belgrad 13 (a.a.) Yugoslavya KraKıbrıs Rumları hakkında alman tedbirlerin Amerikada doğurduğu liçesi Marie'nin 12 soriteşrin tarihli sıhbir karar hat bülteninde Kraliçenin geceyi tyi endişeden bahsetmiştir. Atina 13 (a.a.) îngiltere hükumeBununla beraber ayni mahfiller, bu geçirdiği kaydedilmektedir. Ameliyat meselenin münhasıran dahilî mahiyette yapılan kısımlardaki ağrılar hafifle ti, Kıbrıs adasındaki Rum ahalinin bilâhare yapılacak iş'ara kadar nahiye inti olması dolayısile Amerika tarafından bir miştir. Ameliyat dolayısile Kraliçe daha bO habatı yapmalarını menetmiştir. protestoda bulunulmasına imkân olmadıyük bir yorgunluk hLssetmektedir. UAlmanya Mançuri ğını ilâve eylemektedirler. mumî vaziyet memnuniyeti mucibdir. münasebatı Hsinking 12 (a.a.) Yeni Alman sefiri, împaratora itimadnamesini takdim ettiği sırada bir hita'be irad ederek hususî vazifesinin Almanya ile Man çukoyu yekdiğerine bağlıyan dostane münasebetleri takviye ve bilhassa iki memleket arasmdaki iktısadî münase betleri tarsin etmek olduğunu söyle miştir. împarator, bu hitabeye cevaben, Mançuri hükumetinin Almanyanın bu kalkınma tasavvurlarını teshil etmek için yapacağı her şeye amade olduğunu beyan etmiştir. Isviçrede yeni kanunlar neşredilecek Bern 13 (a.a.) Bazı fesadcî unsurlarm tahrikâtı ve matbuat hürriyetinin suiistimali hakkmdaki bir istizaha millî mecliste cevab veren îsviçre federasyonu reisi Baumann, yakında devletin hima yesini temine matuf bir takım kanunlar neşredileceğini bildirmiştir. Tefrika No.42 Önümsıra kaçan gölge, geminin içini, dolambach yollan benim kad^:, belki benden daha iyi biliyortnuş gibi ustahkla kaçıyordu. O önde, ben arkada bütün o basık tavanlı yerlerden geçtik, merdivenleri tırmandık. En sonunda, bir banyo odasına girerken yakaladım. Kim olsa beğenirsimz?.. Bulunuz bakayun?.. Bulamazsınız, hiç aklmıza gelmiyecek birisi... Kim?.. Nuri?.. Kamarot mu?.. Evet. Demek, o imiş?.. Kim?.. Adnan... bölmenin önüne gelir gelmez, neye uğradığımı gözönüne getiriniz!.. Haniya, siz karanlıkta yalnız kalınca nekadar kork muşsunuz, sonra elinize bir yabancı elin yapışhğını duyunca nasıl baygınlık geçirmişsiniz, ben de bölmenin kapısını kapalı, hem de içeriden kilidli bulunca deli gibi oldum. Bağırdım. Hiç ses vermiyordu nuz. O dakikada aklıma neler geldi, gözümün önünden neîer geçti, düşününüz • Nakleden: bir kere... Kulağımı kapıya dayadım. îlV KEMAL RAG1B könce, hiçbir gürültü duyulmuyordu. Sonra bir tıkırdı oldu. Bir daha seslen Fehmi, gülmeğe başladı: dim. Gene cevab vermediğinizi görünce Yok, a canım!.. Zavallı adam yakapıyı tekmelemeğe başladım. Açmazsan kalandığı zaman bayılacak gibiydi. Kor kırarım, diye bağırdım. Deli gibi, oldukudan dili dolaşıyor, ne olup ne bittiğini ğum yerde çırpınıyordum. Vakit geçi bir türlü anlatamıyordu. Ellerime kapandı. Bir kötülük düşünmediğini, belki bi vor!.. Siz neredesiniz, içeride misiniz, Yanınızda başka kim var, kapıyı kim ze yardımı olur, diye arkamız sıra geldi ürmeledi, hiçbirini bilmiyorum. Saniyeler ğini söylüyordu. İlkönce inanmak iste :eçtikçe, sizi kurta*mak ümidi de büsbümedim. Bizim buraya geleceğimizi nen ün ortadan kalkacak, sandım. Nuriye: den bilecek. dedkn. Siz söylemij olmıy.' ;yüklen!!..» diye bağırdım. Ikimiz birsmız, diye düşündüm. Önüme kattım. Bi de sizin önünüzde sorguya çekmek isti den bölmenin kapısına dayandık. Belki ikimiz, yalnız başımıza gene kıramıyacakyordum. Ben hiçbir jey söylemedim. Her tık. Fakat içeriden bir ses geldi; boğuk, kesten saklı kalsm, diye size bile rica yabancı bir ses... Kimin sesi. ilkönce tanıyamadım. Yavaş yavaş kapı açıldı. Içeeden benim!.. Sonra oraya, ölünün bulunduğu risi karanlık, görünmüyor... EUktrik fe O... Orada nc işi varmış, ne diye o bölmeye girmiş?... Vapurun en alt katındaki bölmenin içinde, bir yanımda ölü, bir yanımda da yüzünü görmediğim bir adam... Kapı kilidli, ortalık karanlık!.. Benim yerimde başkası da olsa bayılamk değil, belki yüreğine inerdü... Fehmi, kamarotla beraber beni nasıl Komisere anlattım, dedi. Mademki ne duysa hepsini anlatıyordu. oradan çıkanp kamarama getirdiklerini de anlattı. Sıra Şükrü Paşanın nasıl olup merak ediyorsunuz, size de söyliyeykn. Urkan var) da orada bulunduğuna geldi. Tam o ara Dündenberi bana çok soğuk davranıyorsunuz!.. Bunu size de söyledim ya, çok fok kapı vuruldu. İçeriye Sükrü Paşa girdi. Rengi sapsarı, omuzları düşük, göz üzülüyordum. Bir yandan, acaba sizi b leri sönük... Dün gecedenberi on sene cittim mi, diye... Bir yandan da bugün lerde gizliden gizliye, kendi başmıza nedaha ihtiyarlamış!... ler yapıyorsunuz, onu merak ediyordum. Fehmi, onu görünce: İyi ki geldiniz, dedi. Biz de sizi Siz yaşta bir gene kız, tek başma bir yolk jşuyorduk. Muhteşem Hanım, sizin culuk yaparken biraz ayağını denk al nasıl olup da oraya geldiğinizi merak et mali!;.. Hem, bizimki öyle bir yolculuk miş, bana soruyordu. Siz, kendiniz anla ki... îlk günündenberi zehirlenenler, denize atılanlar, imzasız mektublar, hiçbiri * tınız, daha iyi... nin ardı, arası kesilmiyor. Bu gürültünün Paşanın yüzü hiç gülmüyor... Üzün ortasmda, sizin de başmıza bir kaza geltülü bir bakışla beni süzdü: mesin, diye korkuyorum. Şimdiye kadar Nasıl oldunuz?.. söylememiştim amma, kamarot Nuriyi ben Diye sordu. Çok iyiyim, dedim. Yalnız dün ge eskidenberi tanınm. Askerliğini benim yace olup bitenlerin sonunu merak ediyo nımda yaptı. Ona tenbih ettim, size göz rum. Nasıl oldu da ölünün bulunduğu kuLk olmasını söyledim. Bugünlerde pek bölmenin içine saklandınız?.. ilkönce e tuhaf bir telâş îçinde olduğunuzu o da lcktrik fenerile baktım, kimseyi göreme anlamış. Onu çağırtmışsmız, kamaramm dkn. Demek ki bir yere saklanmışsınız. önünde dolaşan birini gördün mü, diye Neden?.. Ne işiniz vardı, ne arıyordu sormuşsunuz. Bir adam, kamaranızm kanuz?.. Karanlıkta elime sizin sanldığım pısını kanştırmış, içeriye bir mektub mu zı ne bileyim?.. Ben de ölü hortladı, san atmış, pek iyi anhvamamıs amma böyle birşey olmuş işte... Sonra, sık sık kaptanm dım. Şükrü Paşanın kaşlan çatılmış, hiç yanına çıktığınızı, uzun uzun konuştuğunuzu geldi, bana söyledi. Artık ne görse, durmadan ellerini uğuşturuyor: