Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 11 Mart 1937 Aktör Karakasla bir konusma Türkkuşu bayramı Amatöı güreş Izmirde de İzmir yeni teşkilât piyes oynailerilemeğe başladı Eski kulübler kaldırılarak «Bir defa «Çerkes Özgenleri» diye bir ne görelim, mıştık. Biri jurnal etmiş, ertesi günü Altay, Göztepe ve Izmirspor kulüblerine mensub güreşçilerin müsabakası alâka ile takib edildi kuvvetli teşekküller meydana getirildi Manakyan tiyâtrosunun yerinde yeller esiyor» 16 mart salı günü çok emektar bir sahne adamımız olan aktör Karakaşın jübilesi yapılacaktır. Bugün 63 yaşında bulunan aktör Karakaş bu münasebetle bu san'ata nasıl atılmış olduğunu şöyle an lattı: « Tam 18 yaşına bastığım zaman sahneye çıkmıştım. Ve işte o zamandan itibaren yani 45 senedenberi bilâ fasıla aktörlük yapıyorum. Sahneye atılmamm başlıca sebebi, bizim esas itibarile ailece tiyatro artisti olmamızdır. Meşhur S. Benilyan amcamdır. Güllü Yakub Vaftiz pederimdir. Bütün küçüklüğüm onlarm arasında, tiyatro kulislerinde geçmiştir. Ben de aktör olmağa kat'î şekilde karar vermiştim. Güzel bir sesim de vardı. Neticede 18 yaşıma girince amcam bir heyet tertib eiti. Beni de bu heyete aldı. Ve hiç unutmam, ilk defa olarak bir gece Kınalıadada heyecan içinde tenbr olarak sahneye çıktım. Böylelikle artistlik denilen insanı sarhoş edici suyu içmeğe başla dım.» Karakaş bir müddet sustu, gözleri daldı. Belli idi ki şimdi, 45 sene ev\'elki o heyecan dolu geceyi yaşıyordu. Elile ufak bir işaret yaptı ve anlatmağa devam etti: « Ondan sonra en başta meşhur Gedikpaşa tiyatrosu olduğu halde îstanbulun her tarafında, bütün Anadoluda Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Mısır ve Fransada dolaşark mütemadiyen temsiller verdim. Ve işte hayatımızı bu yolda karcadık. îlk zamanlar Benilyan, büyük Karakaş, Rıdvan Paşa zade Rıza ve aktör Bürhaneddinle birlikte ça hştım. 1911 senesinde ilk defa olarak kendim müstakillen bir heyet teşkil et tim.» « Hatıralarınız?» « Hatıra mı? Ondan bol bende ne var? Daha doğrusu onlardan başka ne kaldı? Bu hayat öyle bir şey ki, insanın başına gelmedik şey kalmıyor. Zevki ne kadar çoksa, elemi, mihneti de onun kat kat fevkinde. Tatlı, acı binlerce hatı ram var. Burada acı hatıralarımı anlatarak sizi ve okuyucularınızı teessüre dü şürmek istemem. Onun için müsaade edin de tatlı veya gülünç birkaç hatıramı nakledeyim. Hayatımm en tatlı ve iyi hatırası Pariste geçmiştir. 1910 senesinde Parise gitmiştik. Orada Eden tiyatrosunda Leblebici operetini oynıyacaktık. Şunu da antırparantez söyliyeyim ki almanca, fransızca, italyanca ve bulgarca bildiğim ha1 de hayatımda sahnede daima türkçe konuştum ve ideal olarak yalnız bu güzel dili propaganda etmeğe cehdettim. Ne ise sadedden dışarı çıkmıyahm. Fransız tiyatro direktörü bize: « Canım, hiç türkçe operet olur mu?» dedi. Bu söz beni çok müteessir etti. Fakat ses çıkarmadım. O gece büyük bir muvaffakiyet kazandıktan sonra direktör pürneş'e yanımıza gelerek bizi tebrik etti. Ve ayni oyunu bir hafta oynamamızı rica etti. îşte bu, en tatlı hatıramdır. Bir gün de Kadıköyünde Kuşdili çayırında «Simone et Marie» yi oynuyor duk. Ben Maurice rolünde idim. Rol icabı iki kadını öldürmüştüm. Elimde bir mumla aralarına oturdum ve şu cümleyi söyledim: Peki, söyle Allah aşkına? Nasıl oldu? Hasret anlattı. Hasan Nurinin bil mediği birçok safhalar vardı. Hatta Hasan Nuri Prens Rızkullahm kendi kendini öldürdüğünü bile bilmiyordu. Bunu te lefonda nasıl öğrendiğini söylediği zaman Hasan Nuri çocuk gibi sevindi. Fakat Hasret, sevdiği adamın kendisi gibi bü yük bir inkisara uğramamasmı temin etti: Meğer, dedi. Ölen Prens Rızkullah değil, Samoilof'un adamı îsmail yok mu? O imiş... Meğer bu mel'un herif vaziyetin vehametini sezerek İsmaili Rızkullahm şekline sokmuş ve Hasan Az miye göndermiş. Ben bu haberi aldıktan biraz sonra Samoilof'u karşımda görünce deli oluyordum. Bundan sonra SamoiloPun, firar plânlanna nasıl vâkıf olduğunu ve kendilerini nasıl tehdid ettiğini, bu vaziyet karşışında onun teklifini kabul eder gibi görünmekten başka çare bulamadığını, bugün öğleyin Hasan Nuri gelince bir itilâf akdedeceklerini, söyledi ve anlattı: Biraz evvel Samoilof geldi. Bana mühim dosyalarını, evrakını ihtiva eden çantasını otomobilde unuttuğunu ve bu îzmir 10 (Hususî muhabirimizden) İzmir Valisinin riyaseti altında yapılan sporcular toplantısı neticesinde bütün kulüblerin formalan ve teşkilâtlan kaldırıldı. Yeniden ve muntazam teşekküller vücude getirildi. Altay, Altınordu, Buca siyah san formada birleştiler. Isimleri «Üçok» rur. Göztepe, Izmirspor, Eğe spor kırmızı beyaz formada birleştirildi. «Doğanspor» adım aldı. Yani millî kü meye Üçok ve Doğanspor iştirak ediyor. Demirspor ibka edildi. Karşıyaka Burnova kırmızı siyah formada «Yamanlar» adında birleştirildi. Federe olmıyanlar bunlara iltihak edeceklerdir. Paristeki Vahabın derhal getirtilmesi muhtemeldir. Üçokun, Doğansporun merkezleri Partidedir. Şimdiki yerleri Lokal olacaktır. Pazar günü «Ben şimdiye kadar 6000 büyük uçuşlarYeşilköyde yapılacak kulüblerinde defa sahneye çıktım! [Baştarafı 1 inci sahifede] kalkacak otobüsler gidip gelme 60 kuruş mukabilinde Yeşilköye sefer yapacak lardır. Otobüslerin üzerinde (Türkkuşu bayramı) etiketi bulunacaktır. Ayrıca Taksim, Beşiktaş, Sirkeci ve Beyazıddan üzerinde gene (Türkkuşu bayramı) eti keti bulunacak otomobiller dörder yolcu ile ve bir kişiden gidip gelme iicreti olarak 125 kuruş mukabilinde halkı Yeşilköye taşıyacaklardır. Şehirdeki bütün kara nakil vasıtaları Türkkuşu namına iştirak edecek olan îstanbullulan Yeşil köye gotüreceklerdir. Hayatınm 45 senesini sahneye vakfeden aktor Karakaş « Katiller, öldürdükleri kimselerin yanında korku hissederlermiş. Halbuki ben korku hissetmiyorum.» Tam bu sözü söylerken seyircilerden biri kalktı. « Utanmaz herif, işlediğin cinayetlerden sıkılmıyor, üstelik iftihar da edi yorsun öyle mi?» deyip oturmakta olduğu iskemleyi kaptı. Tam o sırada bere ket etraftan yetiştiler de beni bir tehlikeden kurtardılar. Hatıralarımın en canlı köşelerinden birini de istibdad zamanındaki vak'alar teşkil eder. O zaman matbuatta olduğu gibi bizim üzerimizde de çok sıkı bir sansür vardı. Yalnız oyunlarımızın ekserisi tuluat olduğu için sansür memurlan ellerinde perdenin ipleri, kulisler arasına otururlardı. Bir aktör memnu kelimelerden birini telâffuz ederse hemen perdeyi indirirler, adamcağızı yaka paça götürür lerdi. Bir gün bu benim de başıma geldi. Şark tiyatrosunda «Bigünah Kızcağız» isminde bir piyes oynuyorduk. Ben na sılsa rolde heyecana kapıldım. Ve vaziyet icabı: « Adalet istiyorum!» diye haykırdım. Halbuki adalet kelimesini telâffuz etmek şiddetle memnu idi. Birdenbire perdeyi indirdiler. Ve beni götürdüler. Çok şükür teşrifatçı Sadık isminde bir adamın şefaatile güç belâ yakamı sıyıra bildim. Jübilemin Gedikpaşada yapılmasını istememin bir sebebi de Türkiyede kuru lan en eski sahne müntesiblerinin ruhunu şadetmektir. Çünkü ilk Manakyan tiyatrosu tam şimdiki Azak sinema ve tiyat rosunun bulunduğu yerde idi. Zavallı binanın yıkılması da gene eski istibdad cilvelerinden biridir. Bir gece «Çerkez Özgenleri» diye bir piyes oynamıştık. Biri jurnal etmiş. Bir de ertesi günü ne görelim, tiyatronun yerinde yeller esiyor. Bulabilirsen bul. Binayı tamamile yerle yeksan etmişler. Ne idi o günler?» « Biraz da eski tuluat tiyatrolarından bahseder misiniz?» « Ben tuluatta az çalıştım. Bu da başlı başına ayrı bir hayattır. Bana tu luatçılığı öğreten Asım babadır. Rolleri ekseriyetle o tevzi ederdi. Biz sahneye çıkmadan evvel vaziyeti kısaca anlatır: « Sen kontsun, sen de baron ola caksın! Falan da baronun kızıdır. Ba ron sahneye girer girmez, kızının kontla aşkdaşhk ettiğini görecek ve: « Eyvah bir aile faciası cereyan ediyor. Bu kont benim karımm katilidir!» diyecek. İşte bu sırada komik içeri girecek...» Ve meşhur tuluat tabirini ilâve ederdi: çanta polisin eline geçerse mahvolacağını söyledi. Ben içimden sevindim. O gitti, biraz sonra da bir şoför elinde şu çanta ile geldi; müşterisinin çantayı oto mobilde unuttuğunu söyledi. Ben çantayı buraya getirdim. İçindeki evrakı ve dosyalan merak ediyordum. Evvelâ açma mağa karar vermişken sonra bu dosyanın bizim çok işimize yanyacağını düşündüm. Çünkü... Izmirli güreşçiler hep bir arada Izmir (Hususî) Alsancak saha smda Izmir kulüblerindeki amatör güreşçiler arasında seçme müsabakaları yapıldı. Geçen hafta, profesyonel göreşçilerin hareketlerinden sinirlenen halk, Bu hafta kendini tatmin edebilmişti. Güreşlere bilhassa Altay, Göztepe, Izmirspor iştirak ettiler. Gencler arasında hakikaten müstesna bazı istidadlar görülüyordu. Kısa bir zamana sığan talim ve terbiyede iyi muvaffakiyet alınmıştı. Yalnız 61 kiloda beş, alb çift karşılaştı. Izmirde güreşe karşı alâka, günden güne artmaktadır. Altay Göztepe maçı Güreşleri, millî kümeye seçilmiş olan Altay, Göztepe arasındaki dostluk maçı takib etti. Aşağı yukan ayni tekniğe vt ayni kudrete sahib olan bu iki takımm maçı, alâka ile karşılandı ve sürprizlerle dolu olarak geçti.. Hakem, antrenördü. Altay, daha ilk dakikalarda bariz bir hâkimiyet tesis ederek üç gol çıkardı. Herkes hayret içindeydi. Altay, bu gollerden sonra ağırlaştı, buna mukabil Göztepe açıldı. Biraz sonra iki takım 3 2 vaziyetteydi. lkinci haftayımda takımların daha enerjık, daha seri oynadıklan görülüyordu. Altay müdafaası daha iyi işliyordu. Buna mukabil, Göztepe mu hacimleri, hasım müdafaasmı yırtmakta daha muvaffakiyetli idiler. Nitekim biraz sonra Altay müdafaası bozulmağa başladı. Fakat kaleci mevkiini iyi müdafaa ediyordu. Altay, dördüncü golünü çıkardı ve bunu beşincisi takib etti. Göztepe de, bılhassa Hakkının canlı oyunu ve sağ, soliçlerin gayretile, iki sayı daha çıkararak oyunu 54 rakamma bağladı. Göztepe beraberliği temin için var kuvvetile çalışıyordu. Altay müdafaa sından Ali sakatlanmıştı. Yerine Şef;k girdi. Bu sırada Göztepe beraberlik golünü çıkardı. Haftayımın son dakikala rında, Altay altıncı sayıyı yaparak ga libiyeti aldı. ledim. Müstehziyane gülmekle mukabele etti. İkinci haftayımda bir kurtanş yaptı, fakat topun üstünde yatarak kalkmadı. Ben de futbol nizamatınm hakeme verdiği emri yerine getirdim, frikik cezası verdim. Oyunculara nerede durabile ceklerini işaret ettim. Altınordunun kaptanı olan merkez muavin, kaleci de dahil olduğu halde bütün oyunculan geriye çekti. Maksadı, Altaylı oyuncu ceza vuruşunu yaparken topu doğrudan doğruya ağlara attığı takdirde bir ofsayd temin etmiş olmak imiş. Halbuki, bu oyuncu bir geri pası yaparak topu arkadaşlanna verdi ve her iki taraf oyuncularınm çıkışı neticesinde Altaylılar daha çabuk davrandılar ve topu ağlara taktılar. Yani, oyunculan ve kaleciyi geriye alan ben deği lim, takım kaptanıdır. Nitekim bunu Altmordulu oyuncular da biliyorlar. Şekil, gazetelere yanlış aksetmiş ve kavranıla mamıştır. Yazıldığı şekilde bir ceza verilmesine esasen imkân tasavvur edile mez.» Sekizinci Balkan oyunlarına hazırlık Ankara 10 (Telefonla) Sekizinci Balkan oyunlanna hazırlık olmak üzere bütün memlekette tatbik edilecek büyük bir atletizm programı hazırlanmıştır. Bu programa göre memleketin muhtelif yerlerinde yapılacak müsabakalar 28 mart pazar gününden itibaren başlıyacaktır. Bu ilk müsabaka Ankara Bahkesir İzmir îstanbul atletleri arasında yapılacak kır koşuSu olacaktır. Bundan sonra 19 mayısta Ankarada îzmir, İstanbul ve Ankara atletleri ara sında 19 ar kişilik ekiplerle atletik mü sabakalar yapılacaktır. Ayni zamanda 19 mayısta Uşakta da bu civardaki birliklerin iştirakile bir müsabaka yapıla caktır. Haziran içinde de yakın doğuda bir müsabaka yapılacaktır. Bu müsabakaya Diyarbekir, Mardin, Siird, Siverek ve Bursa atletleri iştirak edeceklerdir. Gene haziran ayı zarfmda Edremidde de bir müsabaka yapılacaktır. Bu müsabakaya da bu civarda bulunan teşekküller işti rak edecektir. Memleketimizde ilk defa yapılmakta olan Türkkuşu bayraım halkm pek büyük alâkasmı çekmektedir. Evvelki gün Istanbula gelen Türkkuşu tayyareleri bu sabah İstanbul üzerinde bazı uçuşlar yapacaklardır. Bugün gene Türkkuşuna mensub üçü motörlü, ikisi motörsüz olmak üzere beş tayyareden mürekkeb bir hava filosu Ankaradan şehrimize gelecektir. Türkkuşu filosu cumartesi günü beş tane motörlü üç tane motörsüz tayyareden mürekkeb bir filo ile îstanbul üzerinde uçuşlar yapacak ve beyannameler atmak suretile de bütün İstanbul'.ulan Türkkuşu bayramına davet edecektir. Pazar günü büyük merasimle tam saat on birde Yeşilköyde Türkkuşu bayraım yapılacaktır. O gün motörlü ve motör süz tayyarelerimiz havada uçuşlar ve akrobasi hünerler yapacaklardır. Birçok paraşütçülerimiz yüksek irtifalardan yere atlıyacaklardır. Bayrama iştirak edecek olan Univer site ve lise talebesine verilecek meccanî biletler Hava Kurumu tarafından ahnarak Üniversite Rektörlüğüne ve Maarif Müdürlüğüne verilmiştir. Talebeye aid biletler bu makamlar tarafından kendilerine dağıtılacaktır. Türkkuşu talebe ve azalannm biletleri istanbul Hava Kurumu tarafından kendilerine verilecektir. « Komik işini bilir!» Baba Asım ayni zamanda tuluatın eşsiz bir «parçacı» sıdır. Parçacı diye ko miğe çifte manalı sualler sorarak kendi sine lâkırdı söyleten adama derler.» « En fazla hangi piyeslerde rol aldınız? Hangilerini seversiniz?» « Sefiller, Otello, Hamlet, Nedameti Hakikiye, Dilenci Kadm ve Montekristo en çok sevdiğim piyeslerdir. En fazla hoşuma giden rol de Demirhane piyesindeki Philip rolüdür. Bundan başka Lâdam Okamelyayı da severim. Tenor olduğum için rol aldığım operetlerden de Leblebici, Köse Kâhya, Gran Moğol ve Maskotu tercih ederim. En fazla da Kınar, Elıza Bınmeciyan ve Felekyan hemşirelerle oynamış olduğum oyunlar da büyük muvaffakiyet kazandığımı söylüyorlar.» Sordum: « Şimdiye kadar kaç defa sahne ye çıktmız?» « Geçen gün hesabladım. 6,000 defadan fazla.» « Sahneden çekilmeyi düşünüyor musunuz?» Gözleri parladı: « Hiçbir vakit düşünmedim ve düşünmiyeceğim de. Dedim ya, bu insanı sarhoş eden bir sudur. Bir defa içmeğe başladım. Bitirinciye kadar devam ede ceğim.» Karşıyakada saha yapılacak Türk Spor Kurumunun da yardımı ile Karşıyakada Soğukkuyu cihetinde yeni bir stadyom kumlarak 20 bin nüfuslu bu ayn şehir parçasınm ihtiyacma cevab verilmesi kararlaştınlmıştır. Bursada lik maçlarına başlandı Millî küme maçları gelecek • haftaya kaldı 14 mart pazar günü Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerinde başlanmasına evvelce karar verilen millî küme futbol maçları bu hafta Türkkuşu bayramı dolayı sile 21 mart tarihine tehir edilmiştir. 20 ve 21 martta iki müsabaka yapmak üzere davet edilen Avusturyanın Hakova takımına da bu müsabakalarm 27 ve 28 tarihlerine tehiri için telgraf çekilmiştir. İzmirdeki antrenör cezayı nasıl vermiş? İzmirdeki antrenörün Altay Altınordu maçmda vermiş olduğu bir frikik cezası aleyhindeki yazı üzerine antrenöris gördüm. Bana şunlan söyledi: « Ortada bariz bir yanhşlık vardır. Frjkik cezasında kaleci ve oyuncuların yerlerinden uzaklaştırılmıyacağını çocuklar bile bilir. Oyunun birinci devresinde Altınordu kalecisi, topun üstüne yatmış, fazla kalmıştt. Kendisine, bunun tekerrürü halinde frikik cezası vereceğimi söy Bursa (Hususî) Mıntaka lik maçlarına başlandı. İlk müsabakalar pazar günü Atatürk stadyomunda yapıldı. Acaridmanla Duraspor birinci takımlan arasındaki maçı Acarlılar sıfıra karşı iki sayı ile kazandılar. Müteakıben Akm sporla Muradiyespor birinci takımlan karşılaştılar. Akınsporlular sıfıra kar?ı dört sayı ile galib geldiler. Acaridman ve Duraspor ikincileri arasındaki maç Atletizm Ajanı Ankaraya bıre karşı dört sayı ile ve Acarhlann gaçağırıldı libiyetlerile neticelendi. Muradiyespor Atletizm Federasyonu yeni mevsimin la Akınspor ikincileri sahaya çıkmadık lanndan maç yapılmadı. Lik maçlanna hazırlık programmı tesbit etmek üzere şehrimiz atletizm ajanı bulunan Ömer gelecek hafta da devam edilecektir. Besimi Ankaraya çağırmıştır. Bur$ada bir bisiklet müsabakası yapıldı Bursa (Hususî) Spor bölgesi bi siklet ajanlığı şehrimizde ilk defa uzun mesafeli bir teşvik müsabakası yaptırmıştır. Bursa Çekirge Acemler yolile gidip gelme 15 kilometroluk bir mesafe dahilinde yapılan bu müsabakaya Acaridmandan 14, Akmspordan da 2 bisikletçi iştirak etmiştir. Askerî liseler boks şampiyonası Bayram tatili münasebetile tehir edilen askerî liseler boks şampiyonası maçla rına bu hafta cumartesi günü Heybeli Deniz lisesinde devam edilecektir. Mü sabıklar Köprüden 10,45 vapurile hareket edeceklerdir. Müsabakalar tam saat ikide başlıyacaktır. np gözlerini açan Hasret nevmid ve meyus: Boşuna uğraşma Nuri... dedi. Hapsedildik. Nuri geriye döndü. Elini şakağına dayıyan Hasreti biran ümidsizlikten kurtararak kuvvetlendirmek için: Dağ başında değiliz! dedi. iki can böyle bir köşkte ancak bir iki saat hapsedilebilir... Hasret, acı acı güldü ve pencereler deki demir kepenkleri gösterdi. Nuri o dayı geceye çeviren bu kepenklere o zamana kadar dikkat etmemişti. îleriye atılarak bunlan elile yokladı. Bir dük kân kepenği kadar kalın ve duvann içinden geçme olan bu kepenkleri açmak, kırmak ancak kuvvetli, demir vasıta larla mümkün olahilirdi. Pencerelerin böyle kepenkleri olduğunu hiç bilmiyordu: Hayret, dedi. Hiç dikkat etme miştim, demek... Hasret acı acı gülerek: Ya ben? dedi. Ben de bilmiyor dum ya... Nuri merak ve heyecanla Hasretin yanındaki iskemleve oturarak onun ellerini tuttu: M. 5. duruyordu. Samoilof'u elindeki silâhla üstüme atılmış görünce tereddüd etme dim, masada unuttuğu brovningi aldım. Ateş ettim... Köşe minderinin esrarı Zabıta romanı : 70 Hemen kapının yanındaki elektrik düğmesini çevirdı. Oda aydınlanmca hayretinden donakaldı. Hasret sağ elinde büyücek bir brov ning olduğu halde masanm üstündekı kâğıdlann arasına koîunu dayamış, üstüne başı devrilmiş yatıyordu. Yanma ko şarak ve elini onun saçlan arasına uza tarak tekrar: Hasret! diye haykırdı. Hasret, şaşkın ve adeta kendini kay betmiş bir halde başmı kaldırdı. Süzgün gozlerini Nuriye dikerek: Ah, Nuri... kaçahm... Dedi. Elindeki brovningi sıkısıkıya tutuyordu. Nuri hemen onu kucaklamağa çalışarak: Ne var, ne oldu? Biraz kendine gel... Neden korktun?... Nerde öteki? Diye sordu. Hasret gözlerini kapadı ve başmı, arkasında ayakta onu kollarının altından kavramak istiyen Nurinin göğsüne dayadı. Hasan Nuri etrafına bakındı. Gene kadını sağmdaki köşe minderine kadar götürüp yatırmak için hamle etti. Hasret, mukavemet ediyor, yerinden kalkmak istemiyordu. Nuri: Hasret, dedi. Ş.u minderde biraz istirahat et!... Hasret, derinden gelen bir sesle: Hayır, hayır... Oraya gitme. Mindere yaklaşma... Bana biraz su bula bilir mısm?... Nuri, Hasretin başını gene masanın üstüne bırakarak etrafı araştırdı. Kendisi bu odada yattığı zaman yanındaki kütübhanenin üstünde küçük bir surahi bulunurdu. Fakat şimdi ondan eser bulamadığı gibi odanm diğer taraflannda da su yoktu. Yandaki odalarda aramak üzere kapıya koştu. Kapıyı çekti, açamadı. Tokmağı sağa sola çevirerek tekrar tekrar zorladı. Kapı açılmıyordu. O hem hayret, hem hiddet içinde gittikçe artan hamlelerle kapıyı birkaç defa zorladı... Boş... Bu sırada yavaş yavaş başmı kaldı Hasret, ellerini yüzüne kapıyarak o sahnenin dehşetini gözlerinin önünden silmek istedi. Gözlerini açamadı... Nuri: Ah, dedi. Müthiş şey... Fakat çaresiz... Sonra? Ya sonra ne oldu? Sa Bizi tehdid eden bu hayduda kar moilof nerede şimdi? şı elimizde silâh olur diye düşündün. Hasret bir iki dakika cevab vereme Evet... Tam çantayı açıp içinde di. Nuri bir taraftan onu fenalaşmak ki evrakı tetkik ederken kapı açıldı ve tan, bayılmaktan kurtarmağa çahşıyor, elinde bir kama olduğu halde Samoilof bir taraftan odanm her tarafını gözden içeriye girdi... Meğer bu çanta hikâyesi geçirerek akıbetlerini düşünüyordu. Birbenim sadakatimi denemek için uydurul denbire hücuma uğramaları, görmedik muş... Ieri, bilmedikleri bu yerden üzerlerine a Kama ile geldi, öyle mi? Sonra?.. teş edilmesi mümkün değil miydi? Sonra onu bir kurşunla yaraladım.. Hasret, avuçları içindeki gözlerini aHasan Nuri hayretinden gözleri büyü çamıyarak: müş, işittiklerine inanmıyan bir adam O nereye gitti, ne oldu? bilmiyohalile:' rum. Yaralandığını, feryad ederek şu Yaraladm mı? Sen mî yaraladm? köşe minderine yıkıldığını gördüm. NeAman Hasret... Nasıl, ne ile?.. resinden yaralandığından bile haberim Hasret, hâlâ yaptığı işin dehşetile tit yok... Yalnız onu, elini böğrüne götüreriyen ellerini masaya uzattı. Brovningi rek bir ölü gibi minderin üstünde görüngösterdi: ce ben de kendimi kaybettım. İşte bununla... Masanın üstünde (Arkast var)