Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 11 Mart 1937 f Şehir ve Memleket Haberlerij Siyasî icmal Tarihî tefrika : 54 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) Maarif Vekilinin dünkü tetkikleri Saffet Arıkan Rasadhaneyi ve Prevantoryomu gezdi Şehrimizde bulunmakta olan Maarif Vekili Saffet Arıkan, yanında yüksek tedrisat müdür vekili Cevad ve TaLm ve Terbiye Heyeti reisi olduğu halde dün öğleden evvel Maarif Müdürlüğüne gelerek Maarif Müdürii Tevfik ve İstan buldaki umumî müfettişlerle görüşrrüş tür. Vekil, öğleden sonra Kandilliye geçerek Rasadhaneyi gezmiş ve orada yeniden getirtilecek sismoğraflarla havaî rasadat aletleri için yapılmakta olan in şaatı gözden geçirmiştir. Vekil buiidan sonra Valide bağındaki prevanteryomu gezmiştir. Saffet Arıkan burada pre vanteryomun umumî vaziyetini gözden geçirmiş ve hasta muallim ve talebeîerin sıhhî vaziyetleri hakkında müdürün verdiği izahatı dinlemiştir. Vekâlet prevantoryomdaki yatak adedinin ihtiyac nis betinde artırılmasını kararlaştırmış bu lunmaktadır. Vekil prevantoryomdan dönüşte Park oteline giderek istirahat etmiştir. Soruyoruz! Ekaliyet ve ecnebi mektebleri muallimlerinin aylıkları Maarif idaresi, ikincikânunda ekalliyet ve ecnebi mekteblerine bir tamim göndermiş, bu mekteblerde türkçe, tarih, coğrafya ve yurd bilgisi muallimlerine verilen maaşların dört hafta yani yirmi sekiz gün üzerinden değil, otuz gün üzerinden hesablanmasmı bildirmişti. Mekteblerin çoğu, kânunusani den itibaren, bu usulle maaş ver diler. Bazı mektebler ise, bir ta kım sudan bahaneler icad ederek maaşları, gene dört hafta üzerinden vermekte ısrar ettiler. Ve hâlâ da ediyorlar. Bunun böyle olduğunu mütemerrid mekteblerdeki muallimlerden aldığımız şi kâyet mektublarından anlıyoruz. Muallimlere, Maarifin emrettiği şekilde maaş verilmediği takdirde, onlar her sene tam bir aylık nis betinde para kaybetmektedirler. 1923 tenberi yüzlerce lira eksik para vermiş olan bu mektebler, hiçbir zam görmemiş olan bu öğ retmenlerin haklarını yemekte, hâlâ, musırdırlar. Onlar, bunda kendi menfaatlerini düşünerek ısrar ediyorlar. Fakat, İstanbul Maarif idaresi neden verdiği emri in faz ettiremiyor? İşte anhyamadı ğımız nokta budur. Onun için Maarif idaresinden verdiği emri lâf olsun diye mi verdiğini Al keselerdeki çil altınlar! Padişah koynundan üç büyük kese altın çıkardı, asi kümenin önüne attı* Asiler neşelendiler ve ona yol verdiler D Bir adam, hem metresini, hem de metresinin dostumı yaraladı Aşk yüzünden feci bir cinayet İspanya işleri ve devletler spanyadaki dahilî harbin bir Avrupa hârbi halini almaması için başta Ingiltere olduğu halde sulhun muhafazasına şiddetle taraftar olanların sarfet mekte olduklan gayret nihayet mühhn bir neticeye müncer oldu. Ispanyanın Avrupadaki ve Afrikadaki yerlerine haricden silâh ve gönüllü girmesini men için Ispanyanın kara sulan haricinde denizde ve Ispanyanın topraklan haricindeki hududları üzerinde bu ayın on üçünden itibaren kontrol konulmasma karar verildi. n Hünkâr, bu müsellâh kümenin kendini yürümekten ve saraya girmekten alıkoymak istediğini kavradı, soğukkanlıhğını korumıya çalışmakla beraber titremekten geri kalmadı, elini kılıcmın kabzasına atarak sordu: Ne istiyorsunuz, yolum üstüne ne dikiliyorsunuz? Bu sefer kümeden beş kişi Hünkânn yanına kadar sokuldu ve içlerinden biri cevab verdi: Bahşiş!.. Bahşiş mi, bac mı?.. Parayı ver de adını ne korsan koy!. Hünkâr, bac ödeyerek temin edilecek bir kurtuluşun hakikatte esaret olacağı nı ve esir mevkıine düşen bir tacidann şerefsizlik içinde sürünüp kalacağmı düşünmüş, soğukkanlılıgını kaybetmeğe başlamıştı. Şu beş kişiye boyun eğmek, onların ayağmı öpmek kadar nefsine ağır geliyordu. Yüzlerce kişi bu sahneyi seyretmemiş ve daha geride kümelenen binlerce adamın da ayni sahneyi işitip güleceği muhakkak bulunmamış olsa belki haki mane davranmayı tercih edecekti, gururunu incitmeden onları memnun etmek istiyecekti. Lâkin bu kadar şahid önünde küçülmek elinden gelemezdi ve gelmedi, küstahhğa pervasızlıkla karşıhk vermek yolunu tuttu: Padişahlar, dedi bac alırlar amma bac vermezler. Edebinizle çekilin. Yoksa... Beş kişiden biri istihza etti: Yoksa ne olur, onu da söyle! İşte bu olur!.. Sultan Süleyman, o üç kelimeyi korfeunc bir sesle haykınrken müstehzi Yeniçerinin kafası, birkaç adım ileriye doğru uçmuş ve berikiler dehşet içinde ka larak ne yapacaklarını kestiremeden Padişahın yalınlaşan kılıcı, iki kelleyi daha uçurmuştu. (1) Bu hamleler, belki sürüp gidecekti. Fakat Hünkânn üzengilerine yapışacak kadar ileri gelmiş ve içlerinden üçü inanılmaz derecede az bir zaman içinde kellesiz yere yıkılmış olan beş kişiden henüz sağ kalanlar, akıllarmı başlanna devşirip geri çekidlikleri, dört tarafta kümelenen asilerden büyük bir kısmı da tirkeşlerine el vurarak ok atma vaziyetıne girdıkleri cihetle Padişahın kanlı işler gören çalâk eli ağır ağır yanma düştü. Üç kelle uçurmuş kıhcdan sızan kızıl damlaîar şimdi, o yorgun ve durgun koldan boşanmış ter taneleri gibi yavaş yavaş toprağa iniyordu. Sıra sıra benekler vücude getiriyor du. Padişah, isyan haberini aldığı daki kadanberi ruhunda kaynıyan şehametin; yıkıp kırmak, devirip ezmek hırsının birden sönüverdiğini, içine garib bir sarsıntı yayıldığmı görüyordu. Korkunc bir sü kut ve sükunet içinde üstüne doğru çev rilen oklar sanki yaylanndan kurrulmuş, ruhundaki tecellüd kaynağma saplana rak onu kurütmuş gibi acı bir değişiklik geçiriyordu. Kudretten acze, feverandan meskenete geçmişti. Göklerin arkasından, topraklann altmdan yardım beklercesine bir yukan, bir aşağı bakınıp duruyordu. Onu hedef tutarak nişan alan asiler de hareketsizdi, parmaklan yaylanna yapışmış gibi kımıldamıyorlardı, oklarını at mryorlardı, çünkü Padişahın gösterdiği umulmaz cür'et onları birden heyecan | landırmakla beraber ruhlarını da büyü lemişti. Bir hamlede üç kelle düşüren çelik bilek hem sinirlerini oynatıyor, hem gözlerini kamaştırıyordu. Aldıklan va ziyet, o sert bileği kanlı hareketlerden alıkoymak içindi. Yoksa onu parçalamıya kıyamıyorlardı. Suhan Süleyman, tehdid arzusile takdir ye tahsin duygusuna bir anda mağ lub olan asilerin hissî haletlerini biraz sonra kavradı ve iradesini eriten iç sarsmtısından kurtuldu, soğukkanlılıgını ele aldı. Artık düşünüyordu, muhakeme yü rütüyordu. Tek bir haşin kelime, tek bir hırçm hareket, asilerin yiğitliğe merdliğe gösterdikleri şu pek saf tahammülü tarümar edebilirdi. Bu sebeble akıllı ve çok akıllı davranmak lâzımgeliyordu. Hünkâr işte bu lüzuma göre hareket etti, aralanndan üç kurban alınmış olan kümeye yüzünü çevirdi ve ölüleri göstererek sert te, yumuşak ta görünen bir sesle teessüflerini söyledi: Anyan mevlâsını da bulur, be lâsını da. Yolsuzluk ettiler, cezalarını çektiler. Fakat yüreğimi de yaraladılar. Ben suçlarını bağışladım. Tann da bü yüktür, belki rahmet eder. Ve onlann iyi, kötü karşıhk vermele rine mahal bırakmadı, koynundan üç büyükkese altın çıkardı, kümenin önüne attı: Yoldaşlar paylaşm, dedi, ocağa da ayrıca beş on kese yollarım. Bahşiş değil, sadaka verir gibi davranıyordu. Fakat orada toplananlar veriş tarzını inceliyecek durumda değillerdi ve bunu gerekli bulmuyorlardı. Yerde sü rünen üç başsız vücudü ve üç vücudsüz kelleyi de artık görmüyorlardı. Al keselerdeki çil altınlann sevimli yüzünü ta hayyülle neş'elenmişler ve... Padişaha yol vermişlerdi. (2) Hünkânn saraya girişi, muvaffakiyetli bir seferden dönüş kadar sevinc yarattı. İç kapılann her biri heyecanlı bir kucak gibi açılıyor ve bütün yol boyunca önüne alkışlar saçılıyordu. Anası, harem dairesinin eşiğinde onu karşıladı, merdivenlerde ve dehlizlerde yüzlerce baş a yağına kapandı, hemen her köşede bir kurban kesildi, okuma bilen köleler ve halayıklar kümeleşerek Tanrıya şükran kasideleri sunmıya koyuldu. Yalnız Mahidevran, tavanı yaldızlı, duvarlan çinili zindanında ve sırmalı yatağının içinde hüngür hüngür ağlıyordu, isyanı ezen efendisinin zaferine lânet okuyordu. Padişah ta memnun görünmüyordu, sinirhydi. Kul tayfasmdan beş on kişinin önüne dikilip bahşiş istemelerini, gene o tayfadan yüzlerce küstahın kendisini oklarla tehdid edişini bir türlü unutamıyordu. Gerçi yalınpala sokaklan dolduran koca bir kalabalığı tek başma yarmış, gene tek başma ve bir hamlede üç kelle uçurarak yüreğindeki, bileğindeki kudre ti göstermiş ve sonunda muzaffer olmuştu. Lâkin bu zaferin sakat taraflan vardı. (Arkast var) (1) Osmanlı tarihçileri bu isyanı yaz mazlar. Fakat frenk tarihleri Venedik balyözü Piyero Bragadino'nun raporlarma atfen Isyanın tafsilâtını verirler ve o me yanda «fesad mürettiblerinden birkaçınm asker namına hediye talebine cür'et ey lemeleri üzerine içlerinden üçünün bizzat padişah tarafından öldürüldüğünü> yazarlar. Hammer 26 ncı Mtab (2) «Hünkâr, oklarını üzerine doğrultmuş olan asilerin tehdidine boyun eğdi, bahşiş vermeğe muvafakat gösterdi. Tam zama rîında verilen bin duka altını isyanı bas tırdı, ancak Yeniçeri ve Sipahi ağalarile birçok zabitler, fesadı tahrik etmiş ve yahud müsaid bulunmuş olmak töhmetile kısmen azil, kısmen idam olundu...» «Minimmi yavrusunun» kelimelerıle başlıyan cumle, «yalnız kalınca da> kelimelerıle başlamakta olan cümleden sonra gelecektir. İkinci sütunun kırkıncı satırmdaki «malum olduğu üzere» diye başlıyan cümle eksiktir, doğrusu şöyle olacaktır: «Malum olduğu üzere Topkapı sarayının kara ta rafında dort ve deniz tarafrnda üç kapısı vardı.> Ozur diliyerek düzeltiyorum. Karine ile anlaşılması mumkün olan ufaktefek hatalar için toptan okuyucularımın müsamahasını rica ediyorum. M. T. T. Son zamanlarda İstanbulda dilenci lerle yapılmakta olan mücadele husu sunda daha ciddî tedbirler almmağa başlanmıştır. Esasen burada görülen dilencilerden birçoklarınm haricden, ezcümle; Çorum, Trabzon, Giresun, Samsun, Kocaeli, Bursa, Balıkesir vilâyetlerile Trakyadan geldikleri anlaşıl mıştır. İstanbul Belediyesinin, Dahili ye Vekâleti nezdinde yaptığı teşebbüs neticesinde Vekâlet, bu vilâyetlerle Trakya Müfettişi Umumiliğine bir tamim göndermiş, dilencilerin İstanbu la gönderilmemesi, aceze olduklarrru ileri sürerek gelmek istiyenlerin yerlerinde tedavi edümeleri bildirilmiştir. Cihangirde bilhassa Marmaraya na zır olan sahada evvelce yapılmış olan bir takım apartımanlar birbirine biti şik bir vaziyette tnşa edıldıkleri için şehircilik mütehassısı Prost Belediyeye verdiği bir raporda bunun doğru ola mıyacağım, yapılacak apartımanların sağ ve sol iki yanlarında asgarî üçer metro açıklık bırakılmasını ve açık bırakılan bu kısımlarda bahçeler vücu de getirilmesini bildirmiştir. Fakat inşaat sahibleri de bu tarzda bina yap mak istemediklerinden son zamanlarda burada inşaat durmuştur. ŞEHİR İŞLERÎ Dilenciler tstanbula nereden geliyormuş? Soruyoruz! Gümrükte bekliyen Alman malları Yalnız istanbul giimrüğünde 5,200,000 marklık Alman emtiası var Türkofis, Almanyadan ithalât yapan tacirlerin vaziyeti ve bunlarm getirt tikleri mallarla gümrükte bulunan Alman mallan hakkmdaki tetküdni bitirvmiştir. Halen İstanbul gümrüklerinde 5,200,000 marklık Alman malı vardır. Bunlar 65 ithalâtçıya aid bulunmak tadır. Bugünkü vaziyette ihracat tacirleri ellerindeki stoklan ve topladıkları malları daha ziyade serbest dövizle muamele yapan memleketlere satmağı tercıh etmektedirler. Bu meyanda ara mızda klering anlaşmalan olan muh telıf memleketler de vardır. İhracatçılar Almanyaya klering kre disinin birdenbire kesilmesinden çok mutazarnr olmuşlardır. Fakat geçen sene mahsullerinden ele kalanın çok büyük miktarlara baliğ olmadığı ve bunun da nasıl olsa başka yerlere sa tılacağı muhakkaktır. Buna rağmen bazı ihracatçılar Alman ithalâtçılarına karşı evvelce girişmiş olduklan taah hüdlere sadakat göstererek ihracata devam etmektedirler. Bu ihracatçılar Almanyadan bu malların bedelini çok ;eç te olsa alacaklan kanaatindedirler. İthalâtçılara gelince, onlar bugünkü vaziyetten kendilerinin mutazarrır ol mıyacakları kanaatindedirler. Bilâkis Almanyada çok miktar Türk parasının bloke olduğu düşünülerek bundan is ifade umanlar da bulunmaktadır. Cihangirde inşaat durdu Dün sabah, Zeyrek yokuşunda kanlı bir hâdise olmuş, civar halkı heyecan içinde kalmıştır. İki kişinin ölüm ha linde yaralanmasile neticelenen bu vak'a şöyle cereyan etmiştir. Halil isminde birisi bundan bir müdKontrolun vaz'ı işi çok çetin olmuştur. det evvel Fatma admda gene bir ka Muharib taraflar kontrolun tatbik edil dınla tanışmış ve metres hayatı yaşa mesine kat'î olarak muhalefet ettiler. mağa başlamıştır. Gerek Fransa gerek Portekiz kendi Bidayette Halili seven Fatma, son topraklannda dost ve düşman devletle günlerde dostunun arkadaşlarmdan Mehmedle münasebette bulunmağa rin memur ve zabitlerin kontrol vazifesini yapmalanna kolay kolay razı olmadılar. başlamıştır. Fatma evvelM gece yeni sevgilisi Denizde yapılacak kontrolun tanzimi ise Mehmedle buluşarak eğlenmeğe gitmiş daha güç oldu. Bu zorluk en ziyade Sovtir. Aksi tesadüf, Halil de o gece Fat yetîer Birliğinin kendi donanmasınm da mayı evinde aramış, bulamaymca dos kontrola iştirak etmesini istemesinden ileri tunun kendisini aldatmakta olduğunu gelmişti. Buna karşı Almanya ile îtalya anlamıştır. Bu vaziyet karşısmda inti Karadenizden gelecek Sovyet harb gekam hırsile gözlerini kan bürüyen Ha milerinin Ispanyanın Akdeniz sahillerinlil, Fatmanın bulunabileceği yerleri a dc kontrol vazifesi almasına şiddetle muramağa koyulmuş ve dün sabah kadım halefet ettiler. Zeyrekteki Mehmedin evinde yakala Nihayet Sovyetlere îspanyanm en hücmıştır. ra bir köşesi ve denizi gayet dalgah \e Halil, kendisini görünce şaşıran iki tehlikeli olan ve Atlas Okyanusuna so sevgiliye doğru yürüyerek: kulmuş bulunan şimali garbî köşesi gös < Benim aşkımla alay edeni ne ya terilmiştir. Burada kızıl filonun barına parım bilir misiniz?» diye bağırmış ve bilmesi için Portekiz limanlarından isti belinden çıkardığı büyük bir bıçakla hücuma geçmiş ve kaçmağa davranan fade eylemesi icab ediyordu. Mutaassıb Fatmayı saçlarmdan yakalıyarak üç bir küçük faşist devlet olan Portekiz ise şimdiye kadar tanımadığı ve diplomasi yerinden ağır surette yaralamıştır. münasebatta bile bulunmadığı Sovyet geBu sırada Mehmed evden kaçmış, fakat, Halil, arkasından koşarak Mehme milerine limanlannı açamıyacağını kat'î di bir köşebaşında yakalamış ve kuv olarak bildirmiştir. vetli bir bıçak darbesi indirmiştir. Bundan başka Portekiz de kendi doMehmed, can acısile Halile kuvvetli nanması için kontrolda bir yer iâte bir yumruk vurmuş, yumruğun tesiri mişti. Bu zorluğun içinden gerek Sovyet le sersemliyen Halil, Mehmedi bırak gerek Portekiz donanmalarınm kontrcla mış, o da tekrar kaçmağa başlamıştır. iştirak eylememesi hakkında verilen bir Fakat yumruğun tesiri çabuk geçti karar ile çıkıldı. Son zorluk kontrol mağinden Halil tekrar takibe başlamış ve sarifine alâkadar her devletin ecnebi paMehmedi yakalamış, zavallınm vücu rasile iştirak eylemesi işmden çıkmi4tır. dünde üç yara daha açmıştır. Almanya hissesini ancak mark ile öde Bir müddet sonra vak'ayı haber a mekte ısrar etmektedir. lan polisler Halili yakalamışlardır. Fakat para işi tâli bir mesele olduğunYaralılar ölüm halinde hastaneye kaldırılmışlardır. Fatmanın hayatı teh dan kontrolun vaz'ına mâni olmıyacaktır. Kontrol işi için yedi devletin iştirak ikededir. ettiği bir heyet teşkil edildi. ,c ;.,n. • Bu de başkau. ' • \ ' Karadaki kontrol da bitaraf ' memar Dün sabah Kocamustafapaşada otu xajj,Petro tfe,ayni yşrde otusanMajri vç.zabjtler tarafından icra edilecektir. henüz anlaşılamıyan bir sebeb Denizdeki kontrolu Holandah amiraî den dolayı kavga etmişlerdir. Kavgada lerden direktif alacak İngiliz, Alman, 'etro bıçakla Mariyi iki yerinden ya Italyan ve Fransız donanmaları icra ederalamıştır. ceklerdir. îspanyanın Akdeniz sahilleri, Yaralı tedavi altma alınmış, suçlu yani İspanyadaki sol cenah hükumetinin bıçağile yakalanmıştır. eündeki başlıca yerlerin denizden kon Ayakta tedavi edilen hastalardan alınacak ücret Belediye hastanelerinde ayakta te davi edilecek kimselerden almacak ücret hususunda tetkikat yapılmaktadır. Hastanelerde birer defter bulunduru lacak, fakir olduğunu söyleyip bu defteri imza edenlerden para alınmıya caktır. Diğerlerinden yirmişer kuruş alınması düşünülmektedir. Yalnız, röntgen muayenesi ve yatınlarak tedavisi icab eden hastalardan fakir de olsa ilmühaber istenecektir. MÜTEFERRİK Tetkik seyahatine çıkan meb'uslarımız Edirne meb'usu doktor Fatma Me Fakat sadece kontrol konulmasile Is mik, Samsun meb'usu Meliha, Diyarbekir meb'usu Huriyeden mürekkeb bir panya işlerinin Avrupa sulhunu tehdid kadın meb'us heyetimiz tetkikat icrası eden pürüzleri bitmiş olmuyor. Eskiden buraya gelen ve son zamanlarda bir kat çin Ege mıntakasına gitmişlerdir. trolu işi münhasıran Alman ve Italyan donanmalanna bırakılmıştır. General Franco'nun elindeki yerlerin sevahili de ingiliz ve Fransız donanmaları tarafından kontrol edilecektir. Kat'î karar yarın verilecek Galatada yeni yapılacak yolcu salo nu maketlerini tetkik etmek ve en muafık projeyi seçmek üzere teşekkül ;tmiş olan, jüriden ayrılmış olan idarî e teknik komiteler dün Güzel San'atAkademisinde müşterek bir toplan;ı yapmışlardır. Asıl jüri, Güzel San tlar Akademisinde yarın bir toplantı apacaktır. Yarınki toplantıda kat'î kaarın verilmesi büyük bir ihtimal dailindedir. DEMİRYOLLARDA Bulgar demiryolları idaresile yapılan müzakereler Evvelce Balkan demiryolları idare lerile başlıyan fakat akim kalan mü zakerelere Sofyada tekrar başlanmış tır. Bu müzakerelerin sonunda Bulgar Demiryollarile Devlet Demiryolları a rasmda müştereken hareket etmek ve ucuz nakliyat yapmak için bir anlaşma vuku bulacağı ümid edilmektedir. Devlet Demiryollarını bu müzakerelerde Tarifeler müdürü Naki ve Hareket dairesi müdür muavini Şerefeddin temsıl etmektedir. daha artan ecnebi muhariblerin geri a hnması ve İspanyadaki muharib taraf Iara kredi ve para yardımlarmm arkası kesilmesi meseleleri de henüz halledilmiş değildir. Maahaza kontrolun vazedil mesile İspanya işlerinin Avrupa sulhunu tehdid eden tehlikeli ciheti ortadan kalkmış oluyor. Muharrem Feyzi TOGAY Samsunlu küçük san'atkârın kazandığı madalyalar SAĞLIK İŞLERİ Berlinde tıbbî ihtısas kursları Berlinde müesses «Tıbbî Bilgileri Tekemmül Akademisi» 1937 ilkbaharında, bazı ihtısas şubelerindeki bilgilerini tekemmül ettirmek istiyenler için kurs lar açacaktır. Cerrahî, meslekî hastalıklar, urolo gie, salim ve hasta vücudlerin tağdiye si, radıo dıagnostic ve radiotherapie, orthopedie, verem ilâh. kurslarından mürekkeb olan bu tekemmül dersleri, 5 nisan 1937 den 8 mayıs 1937 ye kadar devam edecektir. Bu derslere, klinik müşahedeleri ve laboratuar mesaisi de dahildir. Doktorların tatbikat sahasın daM faaliyetlerrne birinci derecede e hemmiyet verilmekle beraber nazarî noktadan tekemmül hususu da bittabi ihmal edilmiyecektir. Ecnebi memle ketlerden gidecek olan doktorlara, Al man şimendiferlerinde mer'i olan ta rife fiatlarmdan yüzde altmış nisbetinde tenzilât yapılacaktır. ECNEBt MEHAFÎLDE Fransaya vize ücreti ucuzlatıldı Paris sergisi münasebetile Türkiye den Parise gidenlere bir kolaylık ol mak üzere Fransız konsolosluğu vize ücretini on franga tenzil etmiştir. Tenzilâtlı vize nisanın 20 sinden itibaren tatbik edilecektir. Bundan başka 15 günden fazla Fransada kalmıyanlardan 5 frank vize ücreti almacaktır. Şehinşahın yıldönümü İran Şehinşahmın cülusu yıldönümü münasebetile önümüzdeki pazrtesi gü nü şehrrmizdeki İran konsoloshanesin de bir resmi kabul tertib edilecek, Hammer tarihi yirmi altmcı kitab konsolos İran kolonisinin tebrıkâtını Dünkü tefrikanm kırk ikinci satırında: kabul edecektir. Beyoğlundaki Amerikan konsoloshanesi yakında eski Amerikan sefaret hanesine nakledilecektir. Bu münase betle bazı memurların vazifesine nihayet verilecektir. Öğrendiğimize göre, tasarruf maksadile bilumum ecnebi memleketlerdeki Amerikan sefaretlerie konsoloshanelerinin ayni binada oplanmalarına karar verilmiştir. Amerikan konsolosluk binası Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Samsun (Hususî) Ankara elişleri ve küçük san'atlar sergisine, şehrimizden »Özel Biçki Yurdu» ve musiki aletleri imalile meşgul gene bir san'atkâr olan Mithat Korfal iştirak etmiştir. Gerek Biçki Yurdunun gönderdiği işler ve gerekse Mithatm gönderdiği keman, kitar ve gönül çalgıları. elişleri ve küçük san'atlar sergisi jüri heyetince takdir görerek madalya ile taltif edilmişlerdir. Gönderdiğim resim, Özel Biçki Yurdunun talebelerini öğretmenlerile birlikte göstermektedir. Abone şeralti Senelik AIö aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 > 400 » 150 » Hariç için 2700 Kr. 1450 » 800 • Yoktur