26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 İkincikânun 1937 CUMHURIYET SON HABERLER... TELEFON TELGRAF ve TELSiZLE Hâdiseler arasında Bugünün zaferi NALINA MIH1NA Dolitika denilen ve içinde her devletin birçok bunaltıcı zorluklarla boğuşarak sıkboğaz edildiği bu çapraşık, her adımı yüzbin belâ ihtimaliYazan: ismail Habib le dolu âlemde, millî davalanmızdan hangi biri gösterilebilir ki üstüne Atatürkün serçeparmağı değsin de halledilememiş olsun! Biz Büyük Millet Meclisinin açılış nutkunda Koca Türkün «ciddiyet ve kat'iyetle» bu işin üstünde durulacağı vadini kulaklanmızla işittiğimiz gündenberi, davanın şu veya bu şekilde, fakat Ankara 27 (A.A.) İstihbaratı 42 lira kıymetinde Ergani veya Sıvas herhalde, Sancağı istiklâline doğru mıza nazaran, Anadolu Demiryollan ve Erzurum dahilî istikraz tahvillerile mü götüren büyük yolda güzel bir merİskeleden sonra; dik, dar, helezonlu, bir yarmaya varıyoruz; Zagnos deresi, Haydarpaşa limanı şirketleri heyeti u badele edecektir. haleye kavuşturacak tarzda halledi ve ancak yaya gidip gelinen bir yoldan, gene kârgir bir köprü, önde ve arkada mumiyelerinin intihab ettikleri murahhasMümasil senedlerini 30 haziran 1937 leceğine iman ediyorduk. dolana dolana caddeye çıkıyoruz. Biraz kale duvarları. İnsan şaşırıyor; derinliklar hükumetle temasa gelmiş ve aşağıda tarihine kadar ibraz edenlere 46 lira kıyBugün o merhaleye vanlmıştır. sonra Belediye parkı meydanına vardık. ler yükseklikler; tabiatin oyukları, tariki şekilde mutabık kaldıkları anlaşıl metinde mezkur dahilî tahviller verile Bugün, başta Fransa ve bütün Bu meydanın en solundan garbe bir şose hin kabartıları; şu daracık caddenin yapmıştır: cektir. dünya, Sancakta bir Türk ekseriyeti ayrıhyor, bu, transit yoludur. Meydanın tığı sürprızlere bak! Bu şirketlerin aksiyon ve obligasyonHaydarpaşa obligasyonlannı Ja iki Çok yerde kaleler yüksektedir, ayrı larınm faiz ve itfalan bugünkü îsviçre sene müddetle ibraz edenlere 46 lira kıy oldugunu ve bu havalinin resmen o en sağından denize doğru Gazi caddesi ekseriyet dilile konuşmasından daha iniyor; bu geniş, fakat ancak bir iki yüz bir tepe üstüne kurulup beldelere yukanfrangı üzerinden tediye edilecektir. metinde ve mümessil senedlerini 30 ha Bu itilâfı mübeyyin tanzim edilen lâ ziran 937 tarihine kadar ibraz edenlere tabiî birşey olamıyacağını, kısacası metro boyunda. Adı büyük, kendi gü dan bakarlar. Halbuki Trabzonda şehir yiha Büyük Millet Meclisine arzedil 50 lira kıymetinde dahilî tahviller veri Hatayın cedbeced, ırkça, milliyetçe, dük. Şehrin asıl üç caddesi, birbirine kalenin ve kale şehrin içinde. Besbelli kültürce, tarihçe, ruhça, şuurca Türk müvazi olarak şarka doğru uzamaktadır. arazinin dalgalı oluşundan olacak; um miştit. lecektir. oğlu Türk oldugunu anlamış ve ka Şu halde bu meydan bir avuç ayası gibi madığın yerde kaleye girip umduğun Kanunun tasdıkım müteakib vadesi Bu mübadele tamamen hâmillerin ihti bul etmiş bulunuyor. Arazi statüsü ve bu avuçtan beş parmak ayrıhyor! yerde kaleden çıkamryorsun. Burada hulul edip henüz tediye edilemiyen ku yarlanna bırakılmıştır. nün Türkiye tarafından da ayrıca gaSerçe parmak, transit şosesi, onu bı halle mazı sarmaş dolaş. ponların derhal tediyesine başlanacaktır. Anadolu aksiyonlarından yüzde yüz rantisi kabul edildikten sonra Sanca rak; baş parmak, Gazi caddesi, yeni a Hükumet, ayni zamanda bu tahvilleKulehisar, Ortahisar, Aşağıhisar... rin kıymetini muhafaza için şu tedbiri al tediyeli olanlar kezalik iki sene müddet ğın kültürel istiklâlini teyid eden çıldı, henüz ıssız, onu da bırak. Asıl öte Evliya Çelebi bu üç hisarın çevresini ölle 42 lira, yüzde 60 tediyeli olanlar 25 Türk dili hakimiyeti, meselenin ru ki üç parmak; altta Çarşı caddesi, yay çüyor; dokuz bin adım gelmiş. Ayakta mıştır: Birinci, ikinci ve üçüncü tertib Ana lira kıymetinde dahilî tahvillerle gene ay hunu lehîmize kökünden halleden van taştan parke döşenmiş; ortada Maraş kalabilen kale duvarları şimdi bile heydolu obligasyonlarından iki sene zarfın ni sandık tarafından mübadele edile bir zaferdir. caddesi, kıyılarına evlerden başka mek betli. Bu duvarlar muhtelif devirlerde da amortisman sandığma ibraz edilenleri edilecektir. Bu zafer, Hatayın tekâmül tari tebler ve depolar sıralanmış; üstte Uzun yıkıla yapıla tarihin çeşidli hamurile ı<<Miııınııııılınilllllllllll|linillll!l|[||nilllllllllinnillinillllıııımııuHiım,.,,. hinde kendisine büyük emellerinin sokak; memleketin en eski ve esaslı bel yuğruldu. Bu yüzden üstteki bir mazgal gerçekleşmesine fırsat verecek, pürüz kemiği; birbirine müvazi uzanan bu üç taşının alta inip alttaki bir kitabenin üste süz, engelsiz, geniş bir inkişaf yolu caddeyi; amudî ve daha ince sokaklarla, çıktığı görülmektedir. Tourefort duvar açıyor. Bugünün zaferi o yarını ha birbirlerine birleştirecek şekilde, fasılalı ların yüksekliğinden dolayı bu kitabeleri zırlamak içindir ve bugün birbirimizi fasılalı bölmüşler. Buralan parmaklarm okuyamadığına eseflenir. Sahi, olmı yacak yere düşmüş mermer kitabeler a tebrik ederken gözlerimiz; bize o mafsal yerleridir! yannın her an biraz daha yaklaşacaCaddelerin nekadar dar olduğuna ba ğızdan çıkarılıp başka yere mıhlanmış ğına iman ettiğimiz ufku üstünde kın ki, her üçünün birden göründüğü beyaz dişler gibi hazin hazin sıntıyorlar! kalacaktır. Üzerinde bulunduğumuz Zagnos köpmafsal yerlerinde, bu üç caddenin toptan genişliği, ancak kırk elli metrodur. Çar rüsü eskiden asma idi; makaralara takılı PEYAM1 SAFA şının alt kıyısından Uzunsokağm üst kı zincirlerle gündüzleri indirilir, geceleri Ankara 27 (A.A.) MemleketiSalamanca 27 (A.A.) Resmî bir yısına bir futbolcu pas vermeden rahat kaldınlırdı. Kendilerine imparator adını mizin örme eşya ihtiyacı mevcud maki tebliğ havaların fena gitmesi yüzünden veren Komnenler ancak bu derin hen rahat şüt çekebilir! nelerle tatmin edilmekte olduğurtdan şinr bütün cephelerde harekâtın durmuş olEğer otomobille geziyorsan, Uzunso deklerle çevrili yüksek duvarlann içine diye kadar alelumum trikotaj makineleri duğunu bildirmektedir. kaktan gidecek, Maraş caddesinden dö kapanmış, etraftaki Türk hükümdarlarimeyanında kettenstuhl makinelerinin de Hükumetçi esirlerin sözleri necek, ve çarşıya gireceksin. Bu caddeler le Türk beylerine prenseslerin en güzelithaline müsaade edilmemekte idi. Londra 27 (A.A.) Daily Mailin gidip gelme için değil, ya gitme veya gel lerini gelin ederek tahtlarını korumak Bu nevi makineler üzerinde ise Avnr Naval Cornera'dan öğrendiğine göre me için. Trabzonda evden önce cadde yolunu tutmuşlardı: Kuvvetini erkekle pada mütemadiyen yenilikler yapıldığı asiler tarafından alman esirler Madrid tstanbul Basın Kurumu dün fevkalâ değil caddeden önce ev düşünülmüş. rinden değil dişilerinden alan bir dev ve bu sayede daha ince ve desenli jarse milislerinin arkadan mitralyöz ateşile de bir kongre yapmıştır. Kongreye Mu Kârgir, iki üç katlı, oldukça yüksek ev let! tül gibi kumaşlar yapmak imkânı elde e tehdid edilmemiş olsalar derhal şehrin harrem Feyzi Togay reislık etmiştir. ler. Bunlann yüksekhği yüzünden cad Yoksa ne derin hendek, ne yüksek dildiği ve halbuki mevcud makinelerin kapılarını General Franco'ya açacakla Münhal divani haysiyet azası seçilmiş, deler daha dar ve caddelerin darlığı duvar. Bir gün Timurlenğin askerlerin idare heyeti için yedek aza intihab okaba ve eski sistem olduğu İktısad Vekâ rını ifade etmişlerdir. yüzünden de bunlar daha yüksek görü den Mir Mehmed Kanber bir yılan gibi lunmuş, bundan sonra hazırlanmış olan letince yapılan tetkikattan anlaşılmış ve Malaga önünde muharebe Basın Birliği kanun projesi etrafmda nüyor. Hele Uzunsokaktan giderken bu asma köprüye sarılıp iç kapıyı açarak halkımızm bu yeni çeşid kumaşlardan kaleye çullanıverdi. İmparator ancak büMadrid 27 (A.A.) Asiler, Mad görüşmeler yapılmıştır. Bilhassa kanu kendimi bir dehlizde yürüyor sandım. mahrum bırakılmaması ve ayni zamanda Şarktan, şimalden, ve kısmen garbden tün hazinesini vermek suretile şehri onun nun Birliğin senelik kongresi, gazeteci memleketimizde bu sanayi şubesinde bir rid cephesinin muhtelif noktalan ve Jaen tabiri ve kimlerin gazeteci olabilecek denizle çevrili Trabzonun bütün cadde elinden kurtarabiliyor. Başka bir gün bisuprodeksiyon husule gelmesi düşü ile Malaga arazisi arasındaki mıntaka ü leri, gazetecilerin tekaüd sandığı, ve leri ve sokakları denize küskün. Şehrin zim Amasya Valisi Hızır Bey mancınıknülerek teşviki sanayi kanunundan istifa zerinde yeniden kuvvetli bir tazyik icra saiti nakliyeden istifade şekilleri, bey içine girdin mi denizi kaybettin; ve şe larla hendekleri atlayıp kancalarla du de edip kettenstuhl çahştıran örme fab sına başlamışlardır. nelmilel gazete birliklerile temasa taalvarlara tırmanarak kaleye girdi, ve peGeneral Franco'nun Jaen'i cenubdan luk eden maddeleri etrafında görüşme hirden çıkmadan denizi göremiyorsun. rikalanna birer aded ithal müsaadesi veNazar değmesin diye sadece bir Gazi şine iki bin esiri takıp gitti. Bir gün de rilmesi İktısad Vekâletince kararlaştml Malagayı şimalden çevirmek istediği ler yapılmış, kanurm tetkik etmek üze caddesi açılmış, orada da nazara değecek Fatih geldi; ne muhasara, ne hücum, zannolunmaktadır. re evvelce seçilmiş olan heyetin bu demıştır. «ver, yoksa...» dedi, ve Komnenler İmbirşey yok! Dün Granade eyaletinde Alhama fa da kanunun tadili arzu olunan madparatorluğunun tarihi bitti! Kettenstuhl ithal etmek istiyenler VeŞehirden denizi göremezsin; zahmet mıntakasında ciddî muharebeler olmuş deleri üzerinde yeniden tetkikat yapmakâlete müracaat etmekte ve ithal müsaŞehrin sonundayız. îmaret mezar sına karar verilmiştir. edip deniz kıyısına inmek mi? Fakat kıtur. adesi almaktadırlar. Dahiliye Vekâleti, Basm Birliği ka yıya da inemezsin. Liman tarafındaki lığı, Hatuniye camisi, serviler, san Anadolu Demiryolları tahvillerinin ödenmesi AZILAR Unutulmamalıdır ki... vvelki akşam Başmuharririmiz, biraz rahatsız olduğu için, kendi sütununun yazısını yazmak şerefini bana vermişti. Günün tabiî mevzuu, Hatay müzakerelerini bir inkıtaa doğru götürür gibi olan resmî dil ihtilâfı idi. Ben de oturup «Sancakta türkçeden başka resmî dil olamaz» başlığı altmda bir yazı yazdım. Bu yazım, dil meselesindeki haklı delillerimizi sıraladıktan sonra şu cümle ile bıtıyordu: «Hatay bir Türk yurdudur. Bir Türk yurdunda resmî dil, yalmz oe yalnız türkçe olabilir. Bunu 1921 de kabul etmiş olan Fransaya 1937 de de kabul etlireceğiz. Fransada, nihayet, harekete gelmiş olan akli selimin, Sancağm resmî dili meselesinde de müfrit inadalara en doğru yolu göslereceğini ümid ediyoruz.» Bu hususta hükumetimizle Şirket murahhasları arasında yapılan anlâşma Trabzonu gezerken Şimdi değil; on beş yıl önce de orada hiç tekke ve dergâh yoktu. Bir de Trabzonu müteassıb sanarız, memleketi bilmedikten sonra san sanabildiğin gibi.. İktısad Vekâletinin Ispanya dahilî harbi yerînde bir kararı devam ediyor Memlekete yeni sistem Örme makineleri ithal edilecek Ihtilâlciler Malaga üzerine yeniden taarruza geçtiler Basın Kurumıı Gazetecilerin şükranlarını Atatürke arzetti Dünkü Heyeti Vekile toplantısı Malagada vaziyet çok fecimiş Ankara 27 (A.A.) İcra Vekilleri Heyeti bugün Başvekil Ismet İnönünün reisliği altmda toplanarak muhtelif işler üzerinde görüşmelerde bulunmuş ve bu işlere aid kararlar vermiştir. Alman görüşüne göre Yugoslav Bulgar paktı Berlin 27 (A.A.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Bulgar Yugoslavya paktınm imzası münasebetile, Frankfurt Zeitung gazetesi yazıyor: «Bütün Balkan umumî paktlarınm hususî Bulgar Yugoslav meselesini halledemediğini bilhassa kaydetmek mümkün olacaktır. Tarihi ve millî mücadelelerle birbirinden ayrılmış olan iki millet arasmda itimad münasebetleri ihdası, yeknasak bir sistemle hiçbir zaman tahakkuk ettirilemez. Bilâkis, iki tarafın her birinde de olgun bir anlayış ve serbest bir hüsnü niyet lâzımdır. Belgradda akdedilen dostluk paktı böyle bir teşebbüsün ilk misali değildir. Bunun bilhassa ehemmiyeti, paktm âkidlerin teşebbüsile akdedilmiş olmasındadır. İster Cenevrenin himayesile yapılmış olsun, isterse serbest bir surette akdedilmiş muahedelerle elde edilmiş olsun, umumî kollektif emniyetler, ancak BulgarYugoslav misalinde olduğu gibi iyi komşuluk münasebetlerine dayandığı vakittir ki bir kıymet ve fayda arzederler.» Salamanca 27 (A.A.) Bundan üç gün evvel Malaga'dan Franco'culara geçen bir polisin anlattıklarına göre Malaga'da dehşetli bir anarşi mevcuddur. Şimdiye kadar takriben iki bin kişi öldürül müştür. Muhtelif teşkilâtlar arasında birçok defalar musademeler olmuştur. Şehrin birçok yerlerinde yangınlar çıkmıştır. Saleın hastahklar da başgöstermiştir. Şehirde muntazaman yağmalar yapılmaktadır. nununu Meclise sevketmek üzere ol duğundan tadili arzu edilen maddelerin meb'us gazeteciler vasıtasile Mecliste veya encümenlerde tadiline çalışılacaktır. Bundan sonra Hatay muzafferiyeti dolayısile Atatürke Istanbul matbuatınm şükranlarını arzetmek üzere bir heyet seçilmiş ve heyet Dolmabahçe sarayına giderek Atatürke gazetecilerin şükran ve tazimlerini bilvasıta arzet miştir. Portekizdekî ecnebiler Lizbon 27 ( A . A . ) Hükumet P o r tekizde sakin bütün yabancılan ciddî bir tetkike tâbi tutacağmı bildirmiştir. Por tekız'de bulunması mahzurlu görülen yabancılar hudud harici edilecektir. Tatbikata başlanmış ve şimdiye ka dar birkaç yabancı bu suretle Portekizden dışarı çıkanlmıştır. Marsilyada çocuklann isyanı Marsilya 27 (A.A.) Himayeietfal tarafından Sanite Marguerite yur duna tevdi edilen on beş yaşlannda kadar yirmi çocuk isyan etmiştir. Bunlar yatakhaneyi yağma ederek yatakları tutuşturmağa teşebbüs ettikten sonra kırlara kaçmışlardır. Polis, kaçan cocuklan aramaktadır. Yeni bir Ingiliz ttalyan anlaşması Roma 27 (A.A.) Bu sabah Chigi sarayında, İtalyan Somalisile şarkî Afrikanın İtalyaya aid kısmı arasından kabile ve sürülerin geçişi ve şimalî Afrika ile Zeilah ve Cerbera İngiliz limanlan arasında transiti tanzim eden bir İngiliz İtalyan itilâfı imza edilmiştir. Bu itilâf ayni zamanda tl«ryanın Habeşistan İmparatorluğunun İngiltere hükumeti tarafından tanınmasını teyid et mektedir. Resmî Devairin nazari dikkatine Avrupaya fazla döviz ver meğe sebeb olan fazla kâğıd sarfiyatını tahdid edebilmek için şimdiye kadar büyük puntolarla dizilen ilânlar Ulus refikimizde olduğu gibi 1 şubat 937 tarihinden itibaren küçük puntolarla dizilecektir. Pun toların yani hurufat eb'adının küçülmesinden dolayı resmî ilânların gazetede istiab ettiği yer nazari dikkate ahnarak bu nisbet dairesinde tesbit edilen ücretler netice itibarile eski ücretin ayni olup hiç bir fazlalığı havi bulunmadığını ilân ederiz. dairemsi kıyı, iskeleden Değirmendere ağzına kadar hep kumsal ve süprüntülüktür; daha geniş olan şimal ve garb kıyısı, o da hep kayalık ve kumsal. Içli dışlı iki inad; deniz iki koldan habire şehri ku caklıyacağım, şehir de kat'iyyen denize bakmıyacağım diye dayatıp duruyorlar. Dış inadın usandığı, ic inadın da tmdığı yok! Bereket Güzelhisarın son zamanlarda yapılmış olan Kaleparkma. Burası Trabzonun denize en çok ilerliyen burun yeri. Minare boylu, üstüvanî biçimli, ve üstünde beş on harmanlık saha olan, dörtte üçü denizle çevrili, eşi zor bulunur bir yer. Halk akşamlan oradaki parka doluyor. Denize küskün şehrin güstüğile tek barıştığı ve şehre yalvaran denizin yalvardı ğile tek konuştuğu yer. Teksiye'aüı anlattığına göre Onseki zinci asrın ortalarına doğru oraya Ah medoğlu adında bir paşa haşmetli bir saray yaptırmış. Adı da «Güzelsaray» mış. Paşa Birinci Mahmudun gazabına uğ rar. Hem kellesi gitmiş, hem sarayı yık tırılmıştır. Uğursuz diye artık ondan sonra kimse oraya birşey yaptırmıyor. Hal buki dipteki büyük kayaların in ağzı gibi oyulmuş kovuklarına sokulan dalgalar bile böyle yer bulunur mu diye işte derin derin, köpüklü köpüklü söylenip duru yorlar. İyi ki oraya manasız birşey yaptırmamışlar. Oyle bir yere en yakışacak şey böyle bir parktı. Güzelhisarın kendi bütün şehrin gövdesini arkasına takıp denize götürüyor gibi atılgan bir duruşa sahibdir. Oraya yapılan park ta şehirliyi denize götürüyor. Ve orası daha ne olmaz ki.... Uzunsokaktan şarka doğru gidiyoruz. Bu sokak hem uzun, hem dar, hem de deve sırtı çizgisi gibi inişli yokuşlu. îşte derin bir yarmaya indik, Tabakhane deresi, taş bir köprü, dimdık heybetli kale duvarları; tekrar üklüm püklüm çıktık tan sonra, mimarisinde mekteb edası duyulan hükumet konağını geçip, yeniden Amerikada bu sene buğday fazla olacak Vaşington 27 (A.A.) Ziraat Nazırı M. Wallace, istihsalâtın fazlalığı dolayısile buğday fiatmın bütün Amerikada tenezzül edeceğini beyan etmiştir. Nazır, kışın yapılmış olan zer'iyatm altı milyon akrı geçmekte olduğunu ve bunun şimdiye kadar yapılmış olan zeriyatın azamisini teşkil etmekte bulunduğunu beyan etmiştir. İngiltere ile Amerika malî hususatta anlaşamadılar Vaşington 27 (A.A.) M. Roosevelt, M. Runciman'la yaptığı mülâkatın umumî mahiyette oldugunu beyan et miştir. Amerika ile İngiltere arasında ticarî bir anlaşma esası bulmak kabil olmamıştır. Roosevelt, şimdi yeni iş kanununu hazırlamakla meşguldür. Bu kanunda nazari itibara alınan noktalar şunlardır: 1 Çocuklann çalışması, 2 Asgarî yevmiyeler, 3 Günlük i§in azaraî devam müddeti. Ben, tam bir imanla bu sözleri yazarken Cenevrede ümidim tahakkuk ediyormuş. Geceyarısı anlaşma haberleri gelince, tabiî o yazım gazeteye girmedi ve Başmuharririmiz, bu büyük muvaffakiyeti, büyük milletimize kutlulamak için, rahatsızlığına rağmen, bizzat kendisi bir başmakale yazdı. Vaziyetin bu seri değişmesi neticesinde, benim gazeteye girmiyen o yazımdan, bugün yalnız bir parçayı almak istiyorum. Sebebi dil meselesinin şu şekilde halledilmiş olmasıdır: «Hatay ülkesinin resmî dili esasen türkçedir. Bunun yanında diğer bir dil'm dahi (yani arabcanın) kullamlması Ve nerelerde nasıl kullandacağınm iayini Konseye bırakdmtştır.» Konseyin bu meseleyi görüşürken unutmaması lâzım gelen bir nokta vardır ki o da, işte benim dün çıkmıyan yazımın şu aşağıdaki parçasında izah edilmşitir: « Hatayın resmî dili yalnız türkçe dir. Bu, böyle olmakla beraber oradaki ekalliyetlerin dillerine de hürmet edilecektir; onlann kendi dillerini ve kültürlerini muhafaza etmeleri için azamî kolaylıklar gösterilecektir. Müstakil Hatay namına bizim bu şekilde vaidlerde bulunuşumuz garib gelmesin. Böyle yâpılacağını söylerken, Hataylılann da bizim gibi Türk oldugunu, Türklerin, her yerde ve her zaman ekalliyetlerin hukukuna riayet ettiklerini düşünüyoruz. Daha Milletler Cemiyeti ve ekalliyetlerin haklanna hürmet gibi fikirlerin hiçbir kafada en küçük izi bile yokken Türkler, kılıclannın kuvvetile zaptettikleri memleketlerde, ekalliyetlerin dillerine, dinlerine, kültürlerine hürmet etmişlerdir. 19 uncu ve 20 nci asırlarda, Türk idaresinden çıkıp ta yeniden devlet kuran bütün milletler, ancak bizim tesamühümüz ve civanmerdliğimiz sayesinde mevcudiyetlerini muhafaza edebilmişlerdir. Bunlardan biri de Suriyedir. Oz kardeşimiz olan Hataylılann da, kendi müstakil yurdladukalar, ve başköşede Yavuzun a nndaki ekalliyetlerin dillerine, dinlerine, nası Gülbahann türbesi. Türbenin kültürlerine hürmet edeceklerine şüphe gövdesi sekizli bir mudalla ve kub yoktur.» besi kurşun. Kitabesindeki üç beyit lik farisî kıt'ayı rivayete göre bizzat Yavuz yazmış. «Bu dünyadan öteki dün yaya gitti, ebediyet mülkü ve cennetin tahtı onun üzerinde mukarrer oldu» [ 1 ] mealindeki ilk beyitte hem hoşuma, hem tuhafıma giden «Banyu Rum» tabiri oldu. Bunun düpedüz türkçesi «Anadolu Tokyo 27 (A.A.) Kabineyi Prensesi» demektir. O kadma bu tabir kile memur Ugaki ordu ile yaptığı müaz bile: Yavuzu doğuran ana, analann zakerelerin akim kaldığını bildirmiştir. yavuzu! Siyasî mahfildeki kanaate göre ördunun Her vardığı yerde en çok evliya türbu vaziyeti üzerine Ugaki'nin kabine belerine ve ziyaret yerlerine ehemmiyet teşkili işi suya düşmüştür. Kendisine şimverip onlann hiçbirini sektirmiyen Evli diye kadar muzaheret etmiş olan gaze " ya Çelebi Trabzonda ziyaretgâh olarak teler bile yeni bir takım ihtilâflara mey yalnız bu Gülbahar Hatundan bahseder. dan vermektense Ugaki'nin kabine teş " Trabzonun en kabarık vasıflanndan biri kilinden vazgeçmesini tavsiye etmekte " lâik manzaralı oluşudur. Kocaman şehirdirler. de iki kiliseye eklenmiş iki minare ve bir General Ugaki împaratora cami, o kadar. Şimdi değil, on beş yıl önce de orada hiç tekke ve dergâh yokmüracaat etti tu. Bir de Trabzonu mütaassıb sanınz, Tokyo 27 (A.A.) M. Ugaki'nin memleketi bilmedikten sonra san sanabil doğrudan doğruya İmparatora müracaat diğin gibi. ederek onu orduya kumanda etmeğe ve Trabzonun diğer bir vasfı: Nereden Harbiye Nazırını tayin etmeğe davet etbaksan şehri göremiyorsun. Oranın Çam mesinin M. Ugaki ile ordu arasında ihtr lıcası demek olan Soğuksuya çıktık. Yer lâfın halledilmemiş olduğuna delâlet etyer, küme küme, körpe körpe çamlıklar; tiği burada söylenmektedir. Ordu şefleri, bu takdirde itaat etmek seyrek seyrek, birer katlı evler; ve en üstte memleketin Atatürke verdiği köşk; veya ilâhî mahiyette telâkki edilen biı yasemin pmltılı bir demet ve kıvrak bir emri reddetmek şıklarından birini tercih taç gibi. Fakat Trabzon görünmüyor. etmek ıztırannda kalacaklardır. Şehir sanki saklambaç oyununa çıkmış. Saklanan Trabzonu bütün endamile ni mamure halinde serilip serpiliyor. Nerede hayet Boztepede yakaladım. o dar içliliğile içi daraltan belde, nerede Boztepe, sekiz yüz küsurluk boyile, şimdi gözlere şenlik halinde gülen belde. şehrin başucunda, limandan bakarken, Trabzonu sadece görüp beğenmek mi çatık kaşlı, sert bir lala gibi duran bu yaistiyorsun? Öyleyse vapurdan doğruca nardağ eskisi; meğer Trabzonu bambaşBoztepeye çık; bak, ve tepeden doğru ka bir belde halinde göstermek için tabiatin elile kurulmuş büğülü bir kürsü imiş: vapura gır İSMAİL HABİB Şehir, tepenin eteğini dolanarak, garbe [1] Çun zidünya suyi ukba kerd rev doğru açıla açıla, hep kırmızı kiremidli, Bânuyü Rum, hep kârgir, yer yer büyükçe yapılar, iri Şud mukarrer tahtı huld ü milketi dayım beru konaklar, kuleli mabedlerle enikonu bin l Japonyada kabine buhranı bitmedi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle