Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 îkincikânun 1937 CUMHURİYET SON TELEFON HABERLER... TELGRAF ve TELSiZLE Hadiseler arasında Konseye giderken Ctefani (ki bir İtalyan ajansıdır ve Suriye hâdiselerini pek içinden takib eden İtalyanm en delik kulağıdır) Roma yolile şöyle bir haber veriyor: Cebelüttarık 17 (A.A.) Royter bildiriyor: Sözüne inanılır bir îngiliz müşahidin ifadesine göre, kuvvetli bir İtalyan gö nüllü müfrezesi 12 kânunusani akşamı Kadiz'de karaya çıkmıştır. İsimsiz ve bayraksız bir vapurdan 4000 îtalyanın karaya çıktığını gören bu müşahid Se villa'da, Jerez ve Kadiz'de bulunmakta olan îtalyanlann ve Faslıların îspanyol Madrid cephesînde askerinden daha kalabalık olduğunu bilMadrid 17 (A.A.) Piyade ateş dirmektedir. leri sabaha kadar devam etmiştir. Fakat, ttalyanlar Fransızların gönüllii sabahleyin başlıyan şiddetli bir yağmur memnuiyeti kanunundan dolayısile muharibler ateşi kesmeğe hoşlanmadılar mecbur olmuşlardır. Roma 17 (A.A.) îtalyan matbuSaat dörtten sonra top sesleri gîttikçe atı Fransız meclisinde ittifakla kabul eseyrekleşmiştir. dilen gönüllü kanununu fiddetle tenkid Hükumetçilerin bir tekzibi Valancia 17 (A.A.) Hükumetin ve kanunun bilhassa îspanyada bir müValancia'dan çekileceği resmen tekzib dafaa lehinde propagandanın devamına edilmekte ve bilâkis M. Azana'nm bu müsaid olduğunu ve halen îspanyada buraya gelerek bir müddet kalacağı söy lunan gönüllülerin geri dönmesini istih daf etmediğini keydetmektedirler. lenmektedir. Porta Coeli sarayı Reisîcumhur hazırlanmaktadır. için Bilbao 17 (A.A.) Bask hüku Jnetinin mutedil siyasetinden memnun oltnıyan müfrit Falanjistler bir nümayiş yaparak risaleler dağıtmışlardır. Hükumet süratle vaziyete hâkim olmuştur. Dahi liye ve Harbiye Nazırları icab eden her türlü tedbirleri almışlardır. Halk cephesinin sendika teşekkülleri mukayyed azanın sadakatle hizmet edip etmediğini dikkatle kontrol etme kemrini almışlardır. Dahilıye Nezareti tarafından neşre dılen bir tebliğde ezcümle deniyor ki: «Halk arasından çıkan Bask hüku meti halkın arzulan hakkmda direktif ler almak ihtiyacındadır. Umumî nizamı bozmağa matuf her türlü hareket muzır addedilecekrir.» «Bitaraf müşahidler Sancakta tetkikat yaparlarken mahalll hükumet memurlarile Fransız müstemlekecileri tarafından hazırlanan Bir yamacma Samsunu, bir yamacına Giresunu nüfus listelerini gözden geçirmişalan Trabzon; ilk görünüşün fena değil! lerdir. Bu tetkikat esnasında, Arablara sun'î bir ekseriyet temini ga[Paştaraft 1 tnci sahifede] banknotları piyasaya çıkarılmıştır. Şarl Teksiye'ye göre «on binlerin ri | kanatmıyan bu devlet adamından herkes yesile bu listelerde 30 bin HataylıCumhuriyetçiler, tayyarelerin müza • cati» ni yapan meşhur Ksenofon kurta memnun. Fakat memleketten ayrılırken Bu sürşarjm sahte olmasından korkan nın gösterilmediği bizzat müşa heretile şiddetli bir mukavemet göster bankalar bu banknotlan muameleye koyrabildiği 8600 silâhşorla Trabzona gir onun son emri şudur: Tiz, Bedesten hidler tarafından meydana çıkamektedirler. diği vakit kaleye bakmış, kale masaya Ağası getirilip hemen burada idam edilmaktan çekinmektedirler. rılmıştır.» Bilbao'da mukabil bir ihtilâl mi? benziyor, ve onların dilinde masaya tra sin! Hiikumetin zayiatı Ihtilâlciler Akdeniz sahilinde ilerliyorlar URDDAN AZILAR Yazan: ismail Habib İHEM NALINA MIHINA Haza min fadli Rabbî... udüs Müftisi, Filistindeki İngiliz tahkik komisyonu önünde Arab davasını anlatırken §u sözleri söylemiştir: « Arablar, Büyük Harbden evvelki senelerde, Türk idaresi altında bulunduklan zaman, şimdi İngiliz mandası allındakinden çok daha mes'uddular. Eğer Arab istiklâlini temin yolundaki arzularımız tahakkuk etmezse, Filistin üzerinde hir Türk mandası, bir İngiliz mandasına tercih edilebilir.» Doğru ve güzel bir söz söylendiği zaman, hani, Hay, ağzını öpeyim; derler ya, işte ben de, bu sözleri ingilizce «Daily Telgraph» gazetesinden naklen bizim gazetelerde okuduğum zaman, koca sakallı ve bıyıklı olmasına rağmen Kudüs Müf tisine: Hay, ağzını öpeyim; dedim. Nasıl demiyeyim ki Büyük Harb içinde, Mekkeden Halebe kadar uzanan arazide oturan Arablar, Türk düşmam idiler. Casus Lauvvrens'le beraber Türk ordusunu mütemadiyen arkadan vurmağa çalıştılar. Meselâ, Kudüsün kapısı önünde, Mukaddes Şehri müdafaa için uğraşan Türklerden en küçük yardımı esirgediler. Bu da yetişmiyormuş gibi, İngiliz kıt'alanna yol gösterdiler. O zaman, Kudüsü müdafaa eden kumandanımıza: «Adma Şeriflik lerdif edilen bu beldenin ahalhinden bir ferd bile çıkıp ta kasabamn duvarları dibinde bütün gün ateş içinde kalan bir avuc Türk üe müslüman askerine, yaralılanna bir bardak su vermek gibi küçük bir muavenet üe insanlık dahi yapmamışlır.» dedirttiler. îşte, 1917 de bu kadar Türk düşmanı olan Filistin, şimdi 1937 de Türk idaresini hasretle anıyor; oradaki muhterem Müfti «Arablar Türk idaresinde İngiliz idaresinden daha mes'uddular, istiklâlimizi temin edemezsek Türk mandasmı îngiliz mandasına tercih ederiz.» diyor. Kudüs Müftisi, hem de bunu ingiliz tahkik komisyonuna söylüyor ve onun bu sözlerini bütün İngiliz gazeteleri yazıyorlar; Filistin muharebelerine «Dokuzuncu Haçlılar seferi» diyen ve bu iddialan müslüman Arablar tarafından da alkışlanan îngiliz gazeteleri... Aradan 20 yıl ve iş işten geçtikten sonra bile olsa, Türklerin, Arablan pek iyi idare ve mes'ud ettikleri hakikatini Arab ağızlanndan isitmek, Türklük nam ve hesabına, elbette cok hoşa gidecek bir seydir. Kudüs Müftisi hazretlerinin bu sözlerini, dilimize de girmis olan bir arabca cümle ile karsılıyorum: Haza min fadli Bilbao'da bir kısım halkın hükumete karşı nümayişler yaptığı bildiriliyor Trabzona girerken 1 • t <• C> 1 • I " i • l • • 1 • ı « i * . . . Paris 17 (A.A.) Radyo ajansı Malaga Estepona bölgesindeki son muharebelerde hükumetçilerin zayiatmı 2000 ölü ve 5000 yaralı olarak tahmin etmektedir. îspanyaya ytiniden 4000 ttalyan gönüllüsü gelmis Almanlar da ayni fikirde Berlin 17 (A.A.) A l m a n matbuaBurgos hükumetinin paraları tı, Fransız meclisi tarafından kabul edi • Londra 17 (A.A.) Dün akşam len gönüllü kanununu «altında başka bir Burgos hükumetinin sürşarjım taşıyan Is fikir gizli bulunan şarta muallâk bir kapanyol bankasmın bin peçetalık bir çok nun» olarak göstermektedir. ...mıminıııııııımiinilltlinillllllllllinilllinilllllllllllllinilMlNnıııım» Yunan denizlerinde Avrupa siyasî bir büyük fırtına buhran arifesinde Bir gemi karaya oturdu; Fransız Sovyet paktı bir tehlike mi geçiriyor? bir diğeri imdad istiyor Atina 17 (Hususî) Yunan denizlerindeki fırtına hâlâ devam etmekte ve kesif bir sis vapurlann hareketini bütün bütün zorlaştırmaktadır. Bu yüzden dün de birçok kazalar olduğu tahmin edilmektedir. İngiltereye maden yüklü olarak gitmekte bulunan Yunan ban dıralı 5.000 tonluk Frangula Brondisi şilebi Halkis'te kayalara oturmuştur. Kurtarılması pek şüphelidir. Santi isminde bir İspanyol şilebi de tehlike işareti vermiştir. Bu şilebi kurtarmak için Pireden iki tahlisiye vapuru hareket etmiştir. Roma 17 (A.A.) «Havas» Musolini'nin dörtler paktı siyasasma dönmeyi esash bir surette düşünmekte olması muhtemeldir. Bir taraftan Sovyetler Bir liğinin dostu Fransaya tevcih edilen hü cumların temadısi, dığer taraftan ise Ingiltereye karşı gösterilen ihtimam, Ro mada ve belki de Berlinde bir Roma Berlin Londra cephesinin tahakkuku temenni edildiğini aşikâr bir surette göstermektedir. Bu cephe Fransayı müşkül vaziyette bırakarak Sovyet dostluğunu bırakmağa mecbur edecek, çünkü Fransa o zaman bu üç batı devletine iltihaktan başka çare göremiyecektir. Göring Musolini görüşmelerinde bu meselenin derpiş edildiğini bildiren hiçbir şey yoksa da vaziyet bunu göstermekte dir. İngilterenin buna iştirakine gelince, bu husus hâlen şüphelidir. Fakat Romada son günlerde elde edilen ciddî malu mattan açık bir surette anlaşılmaktadır ki, Almanya ve İtalya İspanya işlerinde İngiltere ile mutabık olarak harekete ka rar venniş bulunmaktadırlar. Evvelki gün bir akşam gazetesinde çıkan ve doğruluğuna inanmamak için ortada hiçbir sebeb görmediğimiz bu telgraf, müstemlekecilerin Hatayda yapbklan bulanık ve hileli işlere dair bize gelen türlü haberlerin bir Avrupa Ajansı tarafından da yeni ve büyük bir kalpazanlık vak'asının delâletile tekid edildiğini gösterir. Sancağa ayak attıklan gündenberi müşahidlerin gözlerile hakikat arasına Fransız müstemleke memurlannın çekmek istedikleri perde birkaç yerinden yırtılmış ve bir kaçak mal gibi onlardan gizlenmek istenen hakikati birkaç defa ortaya çıkarmıştı. Hepsinden geçtik; Milletler Cemiyetine verecekleri raporda müşahidler, yalnız şu liste oyununu zikretseler, Fransanm İskenderun ve Antakyada, hakkından hiç emin olmıyan bir devlet gibi en sefil entrikalara tenezzül ettiğini bütün dünyanm gözleri önüne koymuş olurlar. Fransanm, yahud emri altındaki memurlarm bu oyunları, Ondokuzuncu asır modeli, artık iflâs etmeğe namzed aşağılık bir emperyalist poHtikanın Yakınşarkta son deprentileridir. İktidar mevkiine gelinciye kadar bu politika ile bizzat mücadele etmiş bir fikir adamı olarak taradığımız M. Blum, olanı biteni bildiği halde bizim kadar müteessir değilse Fransaya da, Suriyeye de, Türkiyeye de, kendi partisine ve temel prensiplerine de topyekun ihanet etmiş sayılır. Biz, kendisini, yılbaşı münasebetile yorganı kulaklanna çekerek hâlâ istirahat içinde farzettiğimiz için bu rezaletlerden de haberi olmadığına inanmıya çalışırız. Fakat Milletler Cemiyetinin 21 ikincikânunda toplanacak olan Konsey günü Fransa Başvekilinin de uyanarak yataktan kalkacağını ve işinin başında, Cenevreden gelecek Türk sesine daha dikkatle kulak asacağını ümid etmeğe hazırlanıyoruz. Çünkü, bu 21 ikincikânun, büyük davamızı sürüncemede bırakan diplomasi fasafisolarının son günü olabilir. PEYAM1 SAFA Yeni bir kanal Amerika bunun için 722 milyon harcıyacak Vaşington 17 (A.A.) Âyan azasmdan M. Walsch Massachussets ve M. Vinson, Georgia Antil denizile Büyük Okyanus arasmda açılacak olan Nica ragua kanalınm inşasına başlanması için yakında parlamentoya bir kanun lâyihası vereceklerini şöylemişlerdir. M. Walsch, kanalm 277 kilometro u zunluğunda olacağmı ve 722 milyon dolara mal olacağını bildirmiştir. Kannas 17 (A.A.) Resmen bildirildiğine göre saat 16 ya doğru tüfek ve mitralyözlerle mücehhez Leh hudud muhafızlarmdan mürekkeb bir grup, hudud işaretini yerinden kaldırarak Litvanya arazisi dahiline götürmüşlerdir. Litvanya hudud muhafızlannm pro testolarına rağmen Lehliler, hudud işareti yanında harbe amade bir vaziyet almışlardır. Polonya Litvanya hududunda bir hâdise Hâdiseye kim sebebiyet verdi? Varşova 17 (A.A.) Yarıresmî Ga zeta Polska'ya nazaran Litvanya hudud hâdisesine hudud işaretinde nöbet değiştirmekte olan Leh hudud muhafız lan üzerine on sekiz el silâh atmış olan Litvanyalı bir polis memuru sebebiyet vermiştir. M. Göring Lehistana da kurd avlamak için gidecek Varşova 17 (A.A.) M. Göring şubat ortalanndan sonra Lehistanda beklenmektedir. Ziyaret hususî mahiyette dir ve Bialovieza ormanlannda kurd avlarile geçecektir. M. Göring'in Lehistan devlet adamlarile görüsmesi muhtemeldir. Bulgar Kralmm ziyafeti Sofya 17 (A.A.) Kral ve Kraliçe dün sarayda yabancı diploma/5 heyet şeflerine mutad akşam ziyafetini vermişîerdir. Ziyafette Başbakan M. Köse İvanof'la Dış Bakanlığı Genel Sekreteri Petrof Çomakof ve saray erkânı da hazır bulunmuşlardır. Dineyi müteakıb tertib edilen süvareye, ayrıca ataşemiliterler, sefaret müsteşarlan ve başkâtibleri ve Dış Bakanlığı erkânı davetliydiler. Belçikanın bir kararı Brüksel 17 (A.A.) Dermere Heure gazetesi, hükumetin yakacak kıtlığın Belçika Reksistlerinin yeni dan dolayı yabancı kömürü ithaline karradyo konferansı şı konulmuş olan bütün tahdidatı kaldırBrüksel 17 (A.A.) Reksistlerin lideri mağa karar verdiğini bildiriyor. M. Degrelle'in tekrar Turin radyosunFransız Borsasında vaziyet da bir nutuk söyliyeceğini anlıyan Belçika hükumeti, M. Degrelle'in bu ta düzeldi Paris 17 (A.A.) Borsada evvelki savvuruna mâni olmak için İtalyaya günkü vaziyetter tarsin edilmiştir. Fa yeni ve kat'î bir nota göndermeğe karar kat bazı esham satışları yapılmamıştır. vermiştir. Belçika hükumetinin bundan evvel M. Poncet'nin ziyafeti gönderdiği notaya cevab verilmemiştir. Berlin 17 (A.A.) M. FrançoisPonDiğer cihetten hükumet, Borchgrave cet ile zevcesi M. Fon Neuracht ile hâdisesini kapanmış addetmektedir. diplomatlar şerefine bir ziyafet vermişMüzakerat yalnız tazminat meselesi itir. çin devam etmektedir. Londra 17 (A.A.) Devonport'da buAtina 17 (Hususî) Yeni açılan içtihınmakta olan <Furions> tayyare ge misinde bir yangın çıkmıştır. Ölen yok maî yardım mektebi dündenberi derslerine başlamıştır. tur. Polis tahkikata başlamıştır. Trabzonun ileri gelenleri şefaat için yalvaracak olurlar, herkesin hayrını istiyen adammış, canını kendılerine bağış lasınlarmış. Paşa onlara döner: Siz ne söylersiniz? Buraya geldi ğimdenberi her tanınmış adamın idamı hakkmda bana o kadar diller döktü ki eğer onun dediklerini dinleseydim şimdi hiçbiriniz benim teşyiimde bulunamaz dınız! Meğer Bedesten Ağası memleketin o tanınmış adamlarına da ayn ayn gider «Vali sizi idam edecekti amma yalvara yakara önüne geçtim» dermiş. Bedesten Ağası darağacında sallanırken bütün kalabalık; vay münafık, vay münafık, diye bağırıyordu. Aman Trabozlnlular, yalnız Trabzon değil Türkiyenin bütün beldeleri, aman dikkat edin; her yerde, her İsim böyle cisme gelince: Burayı Onsekizinci asır başında gören Tourefort devirde her zaman Bedesten Ağalan şehrin büyük olduğunu, fakat evlerden vardır, dikkat edin! Bedesten Ağaları adile her vakit halçok ağac ve bahçe göründüğünü söylüyor. Evler iyimiş amma hep birer katlıy kın içinde değil bazan başındadır da. İşte mış. Elize Reklon'un coğrafyasında Üçüncü Selim zamanmda Tayyar Paşa Trabzonun denize çıkıntısı iri bir kazma Trabzon Valisi. Padişah «Nizamı Ce ya benzetilmektedir. Hammer'in fransız did» ci, Veliahd Sultan Mustafa da Yeca mütercimi ise Trabzon için yaptığı niçerici. Biri yeniyi kurmıya, öteki eskiyi haşiyede bir burundan geriye doğru ya korumaya çalışıyor. Tayyar Paşa din yılan şehrin bir tavusa benzediğini söy bayrağı açarak şahlanır. İstanbula ülti ler. Hem de bu benzetişi yapan kendisi matom yollamıştır: «Şeriati Muhamme diye feramuş olunmak derecelerine vardı, değil ahali imiş! elbisei frengiye telebbüs olunmağa başŞehrin büyüklüğü ve kalabalığı hakladı...» Asker de onunla, halk ta; Taykındaki rivayetler de birbirini tutmuyor. yar Paşa istik.Ia.lini ilân ediyor. Yahud zaman zaman şehir nüfusu artıp Meğer işin içyüzü neymiş? Cevdet eksilmiş olacak. Şarl Teksiye Onyedinci Paşa Tarihi bunu bıyık altmdan gülerek asırda buranın on sekiz bin evlik kocaman bir şehir olduğunu söyler. Halbuki anlatır. Meşhur bir müneccim istihracda kendi zamanmda ancak sekiz bin evlik bulunmuş, «Tuyur» isminde biri zuhur miş. Bouillet'nin kamusu ise Cihan Har edecek ve âleme hükmedip padişah olabinden önce Trabzon nüfusunu 87 bin cak diye. Bizim Vali Paşanın da maolarak kaydediyor. Halbuki Bugün o demki adı Tayyardır, öyleyse... Öyleyse rakamın ancak yarısını söyliyebileceğiz. devlet bir ordu gönderdi, Tayyar Paşa yenilerek Rusyaya kadar kaçtı, fakat oHalkın kendine gelince: Onaltıncı asır na uyup kurban olanlar? sonunda memleketi için «Menazirül'avaSiz tarihlerin zaman zaman Trabzonlim» adlı bir tarih yazan Trabzonlu luları asi ve bagi gösterişlerine bakma Mehmed Âşık, Fatihin burayı aldıktan yın; insan aldanır, ve tarihi insan yazar. sonra etraf beldelerden ahali iskân etmeRahmetli Cenab demişti ki ayni toprak, sini beğeniyor amma bazı karışık «ecnası tarla halinde bak, sütnine; mezar halinbiistinas» m da araya kanştığına canı sı de bak, sırtlan. Ayni hakikati kimimiz kılıyor. Bunlar yalnız karışık değil ka sağından çekeriz, kimimiz solundan. İşte rıştıncı da olacak. «Tarihi Vasıf» Trab ayni Onyedinci asrın iki kıymetli adamı, zon halkından bahsederken sert ve dik Evliya Çelebi ile Kâtib Çelebi, ve ortabaşlı olduklannı söyler. «Huşunet ve ru da Trabzonun meşhur hamsisi; ayni unetle meşhun> imişler. «Kulun kula ne hamsi balığının biri lehinde, öteki aley borcu var?» sözü dillerinden düşmez ve hinde! hiçten bir bahane ile hemen silâha sanEvliya Çelebice hamsinin çeşid çXşid hp... yemeği yapılırmış: Kebabı, çorbası, piBundan dolayı tedibleri lâzım gelmiş. lâvı, hatta baklavası. Hele pilâkisine doVak'a Uçüncü Mustafa zamanmda, On yum olmazmış. Balığjn şifalı hassaları da sekizinci asır ortasında geçiyor. Tedıbe çok: Yedi gün devmlı yenirse «kuvvei Canik Beylerbeyi Süleyman Paşa me bahiye fevkalhad» artar; ağn cinsinden mur edilmiştir. Trabzona bir bora gibi hastalıklar varsa geçer, ve balığın başı çökmüş. Sehpalar, satırlar; hiç durma tütsülenirse evden, yılan çiyan ne varsa dan gırtlaklar kemendlenip kelleler uçu hepsi kaçışırmış! ruluyor. Yaptığı işin mükâfatını gördü. Kâtib Çelebiye gelince: Hamsiye oraSüleyman Paşa Vezir olmuştu. ca hapsi dendiğini ve üç fersah mesafe Kabahat Trabzonda mı, devlette mi? den işitilen borularla hamsi çıktığınm İşin bu tarafmı bırak, bir şehrin içinde halka nasıl ilân edildiğini anlattıktan iyi de bulunur, kötü de. Lâzım olan, sonra der ki: «Bu sedayı işitenlerin ölüiyiler içinde kötülerin erimesi; berbad o sü dirisine binip hapsi balığı çıkmış deyu lan, kötülerin iyileri sürüklemesi. Altı giderler!» Balık bu çok kıymetli alimimidefa Sadrazamlık yapan Hakimoğlu zin midesine dokunmuş olacak; hazmi Ali Paşa bir aralık Trabzon valisiydi. ağır, kışın fena fena kokar, hulâsa berHani sadaretlerinden birinde Padişah bad bir balıktır, diyor. hiddete gelerek: «Şimdi mührü senden Haydi Kâtib Çelebi hamsi için aldanalır, hamal Aliyi sadrazam yapanm» de dı, ya bütün Trabzonlular asırlarca diği vakit: «Evet padişahım yaparsm «Hoşoğlan» için nasıl aldandılar? Menamma o Hamal Ali Paşa olur, Hakimoğ kıbeyi Şakir Şevketin tarihinden dinle lu Ali Paşa değil!» diye cevab veren yin: Fatih Trabzonu kuşattı, İmparator adam. David bir şartla kaleyi teslim edecek, eTrabzon valiliğinden gene sadarete ğer Türkler kırk güllede kale zincirini çağırılıp giderken cümle halk teşyiine gel kesebilirlerse. Otuz dokuz gülle atıldı, mis. Bütün valiliğinde kimsenin burnunu nafile. Son gülle, son koz. Fatih irade e pezos denmektedir, o da şehre bu ismi vermiş. Bizim Evliya Çelebiye göre de Fatih burayı alınca havasının letafetin den hoşlanarak «Tarab Efzun» diyor, ve Evliya'mız bunu haklı göstermek için ilâve eder: «Hakka ki tam işü işret yeridir!» Altmış yıl önce «Trabzon Tarihi» diye bir eser yazan ulemadan Şakir Şevketin kitabına göre de halk arasındaki an'ane şöyleymiş: Trabzonlu bir Türk pehlivam bir altın paranın tuğrasını parmağile silip bozuveriyor ve şehre ondan sonra «Tuğrabozan» deniyor. Görülüyor ya Trabzona isim takmakta «rivayet muhtelif» amma «herkesin maksudu bir» değil; herkes nalmı kendi tarafına yontmaktadır! Başvekilimiz bu sabah Ankaraya dönüyor Başvekil İsmet İnönü'dün öğleden sonra Perapalas oteline giderek, bir müddettenberi rahatsız bulunan Maliye Vekili Fuad Ağralıyı ziyaret etmiştir. îsmet İnönü Maliye Vekilinin yanında yanm saat kadar kaldıktan sonra Dolmabahçe sarayına gitmiştir. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya da dün Perapalasta istirahat etmiştir. Başvekil İsmet İnönü ile Dahiliye Vekili Şükrü Kaya bugün Toros ekespresile Ankaraya döneceklerdir. der, en usta topçu gelinciye kadar beklensin. Fakat birdenbire kırkıncı gülle de atıhvermez mi? Padişah hiddetle derhal atanı idam ettirir. Amma bir de ne baksınlar? Zincir paramparça olmuş! Bunu yapan Hoşoğlandır, ermişler « denmiş; Hoşoğlan Hisar camiinin ya •> nındaki türbeye gömülür; Hoşoğlan Trabzonun hakikî Fatihi; asırlarca türbesine bezler bağlandı, adma adaklar adandı, ruhundan şefaatler umuldu. Fakat Umumî Harbin işgal zamanlarında Rus arkeologlanndan Ospenski türbede hafriyat yapıyor. Ne çıksa beğenirsiniz? Sandukasile kitabesile Dördüncü Aleksinin mezarı! Bunu, oğlu Kalo Yuvanis yapbrmış; isminin manası türkçe tam Hoşoğlan demek. Meğer bizim Hoşoglanın cisminden geç ismi bile tercümey miş! Trabzon göründü, Trabzon gö ründü. Hepimiz küpeştenin sağma geçtik. Önce dürbünle, vapur yaklaşınca dürbünsüz bakıyoruz. Tatlı meyilli bir saha üstünde bütün endammı göstererek gerilen şehrin Soğuksu sırtlanna doğru serpilişinde Samsunu andıran bir eda var. Burnu dolanıp limanın önüne geldik: A, kıyının bu kavisleme kıvraklığı, karanın bu dik duruşu, burundaki kayalıklar ve kale harabeleri; burası da Giresuna benziyor. Bir yamacma Samsunu, bir yamacma Giresunu alan Trabzon, ilk görünüşün fena değil. Bir İngiliz harb gemisinde yangın Yunanistanda içtimaî yardım mektebi ISMAtL HABİB