Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 18 Mart 1936 KUçUk Hlkfiye Mektublar Andre Birabeaudan g C ile mi? Tabiî C ile! Call. Jean Call. İki 1 matmazel, iki 1. Jean Call bugün mağazalarda ismini yazdırabilmek için achnın harflerini birer birer söylemek mecburiyetine düşüyor; satıcılar demek ismini, nasıl yazıldığmı bilmiyorlar, ne feci... Muharririn ilk piyesi Teâre Hirtoriquete oynandığının ertesi günü hiç kimse, Call, C hafile mi yazıhr diye sormazdı. Herkes onu parmakla gosterir, bul varda gezdiği vakit onun olsun veya olma5in. birçok sözleri ona atfederek tekrarlardı. Jean Call o vakitler kendisini büyük, çok büyük ve ebedî bir şahsiyet zanne derdi... Zaman geçti, kala kala ne kaldı ki? Bir ihriyann kalbinde bir sürü ke derden başka. Şan ve şeref ne çabuk kül oluyormus. meğer! Jean Callın, mes'ud zamanlannın biricik şahidi kalmışb: Laminoy. Laminoy bir zamanlar Jean Calla «üstad» derdi; bugünse arkadaşınm omzuna vurarak «Evet, dostum!» diyor. Zavallı Jean Call! Herkesin gıpta ettiği şöhretli devirlerini beraberce anmak için daha nekadar lâübaliliklere katlanırdı. O kadar ki ihtiyar hergün Laminoyu yemeğe alıkoymasm diye muharririn kızı Blanche hergün başlannda bekliyordu: Senin Laminoyun bir tufeyliden başka birşey değil, diyordu, hiçbir za man hiçbir şeye istidadı olmadığmı sen kendin söylerdin. Bir zamanlar, evet, belki, fakat... Belki de bu adam zannettiğin kadar da arkadaşın değildi! Bir kere seni her zaman kıskanmıştır. Artık beni kıskanmıyor, bundan emin olabilirsin. Cici Blancheım, artık kimi göl&ede bırakacak kudret ve şöhretim var ki! Evet, beni bir zamanlar kıskandılar, ve hatta hayvanlar gibi kıskandılar. Bilhassa eserlerimin çok rağbet bulduğu zamanlar; bana nekadar fenalık ettiler bilsen! Oyle sanıyorum ki kimse benim kadar gıpta edilmemiştir. Annen bundan nekadar ıstırab çekti, tasavvur edemez sin. Her postada bana bir sürü imzasız mektub gelirdi. Daha yirmi beş yaşında üstüste üç muvaffakiyet kazanmıştım. Kaç kişiyi çeride bırakarak ümidlerinı kırmıştım! Fakat artık bana yumruk kaldıran olmaz! Artık yükselen adamların yolu üstünde değilim... Zavallı Jean Call bunlan anlatırken gülümsemeğe çalışıyor, fakat bu hali daha ziyade ağlamağı andınyordu. Bütün kederi; niye şöhretsiz bir adam kalmaktı! Etrafını saran karanlıkla elinden geldiği kadar mücadele ediyor, bütün komi telere kaydedıliyor; her ölenin mezannda söz söylüyor; gazetelere uydurma bir tevazula yazılmış bir tashih mektubu gönderebilmek için fırsat kolluyor: «Aziz meslektaşım, geçen gün Timothee Trimmin bir sözünü tekrarladmız, müsaade ederseniz bu edibi tanıyan bir muharrir, unutulmuşsa bile hâlâ yaşıyan bir muharrir...»; diye kendini hatırlatmağa çalışı yordu. En büyük sevinci, içinde ismini okudugu ajans koporlannı almaktı. Bazan a jansı yazan adam, onun ismine bir de sıfat ilâve ederdi: «Her zaman yeşil $çi yen Jean Call... Küçük Çavuşun mubarriri Call». O zaman Jean Callin göğsü kabarır. Isminden iki defa bahsedildiğine İstanbul Üniversitesl İktısad ve İctimaiyat Enstitüsünün tertib ettigi Komün bilgileri konferanslarına devam olunmaktadır. Gelecek konferans «Şehlr kredi müesseselerlv mevzuu dahlllnd* 20 mart 1936 cuma günü saat beşte doçent doktor Refli Şukrü tarafından verilecektir. Jean Call hâlâ titriyordu. Heyecan Hukuk Fakülteslnde birincl smıfta ve içindeydi. Ayakta duramıyor, üstüste si rilecek olan bu konferans umuma acıktır. Zehirli gazler hakkında bir gara içiyor, yorgunluktan bırakmış oldukonferans verilecek ğu hatıra müsveddelerini açıyordu. Eminönü Halifcevinden: Sofrada kızile damadma mektub bah20/3/938 cuma günü saat 17,30 da Evl 6İni açmak ateşile tutuş.uyordu. Hiçbiri mizin Cağaloglundaki merkez salonunda bunu ifadeye yaramıyor, sonunda sahte kimyager Necmeddin tarafından (Zehirli gazler) konulu bir konferans erileoektir. Bu bir lâkaydile: konferans butün yurddaslara açıktır. Sahi bakm, der, azkaldı unutuyor Davet dum. Biraz evvel imzasız bir mektub alGüzel San'aÜar Akademlsi Yüksek Mldım. mart Talebe Birllginden: Kıymetli profe İmzasız mektub mu? Ne diyorsu sdrümüz Eglinin Akad^mimizden aynlmas dolayısile 31 m&rt cumarteai günfi saat nuz? 16 da mekteblmizde yapacağımız toplantıya Evet... Yani... Aslma bakarsamz profesörün eski talebelerlnin de gelmele bu mektub çok kibarca yazılmıştır. Her rini dileriz. halde genc bir meslektastan gelmis olsa Berek. Tanımamam için yazısını değiştirDonanma Cemiyeti fltramiyeH tah mis.. Hatıralanmın büyük akisler yapa vîlâtı piyangosttnun 18 mart 1936 günü cağını biliyordum. Yakmda görürsünüz, yapılan 60 ıncı keşidesinde ikramiye ve ben daha bitmiyorum! Bu mektub, ala amorti isabet eden tahvil numaralannı cagım son mektub değildir! gosterir cetveldir. Reşidede itfa olunan tertib numara Hakikaten her hafta salı günleri bir lan: mektub alıyordu. Salı gününü öyle bir sabırsızlıkla bekliyordu ki.. Mektublarda 9, 767. 1400, 2120, 2884, 4189, 4532, ona birçok kusur buluyorlardı. Fakat bü6213, 7419, 7733, 9409, 9494 tün genclik devresi gözünün önünde canİkramiye isabet eden numaralan lanıyor, yerinde dogruluyordu: O, gene İkramiye TL. Tertib No. Sıra No. 1200 1400 50 Jean Calldir! Laminoy mektubları gördükten sonra: «Kaybedecek zamanları olan adamlar da varmış» demiş ve eski kıskanclığı gene uyanmıştı. Artık Jean Calla «dostum» diyemiyordu. Jean Call gene hüküm sürmeğe başlamıştı. ihtiyar muharrir, bir pazar günü, torunu Pierrotnun ekseriya vazifelerini yaptığı salona tesadüf eseri olarak girdi. Pierrotnun dilini çıkararak, küçük bir kâğıd parçasının üstüne dikkatli dikkatli iğilmiş olduğunu gördü. Annesi ona birşeyler yazdırıyordu. Ne hoş bir tablo idi bu... Büyük babanın kapıyı açtığını duymadılar. İhtiyar, kalbi şefkat dolu, kapınm önünde durdu. Fakat kulaklarına inanamıyordu. Çünkü şu sözlerin sÖylendiğini işitmişti: kendi kendini kandırmak için iki ajansa birden abone olur... Bu hal, hizmetçisinin c(na: Bakın, size bir mektub var mös yö? dediği güne kadar devam etti. Onun için bir mektub ha? Ne zamandır ona artık anketçiler bile sorgu sormuyorlardı. Mektub çok fena yazılmıştı. Jean Call: «îmzasız mektublann yazısı hep bb'yle olur» diye düşündü. Evet. Bu da imzasız bir mektubdu. Bu kadar seneden sonra bir mektub! Fakat neye? Evet, hatıralanm neşredeceğini duymuş olacaklardı. Mektubda tiyatroyu senelerce inhisan altına aldıktan sonra şimdi de kütübhane raflannı eserlerile doldurmamasını temenni ediyorlardı. Birkaç ta dokunakh söz vardı. BARKAROL Venedik Şarkısı Bugün TüRK S i N E M A S I N D A EDWİGEFEUILLERE I Kamilla Horn Louis Graveure GABRÎEL GABRiO | Yeni FOX JURNAL Bugün ( LUKRES BORJiYA ) fılminin son günüdür. GUSTAV FROEHLICH ve LiDA BAAROVAnın en güzel filmi RADYO Bu akşamki program J İSTANBUL: 18 orkestra musiklsl . 19 haberler 19,15 retransmisyon veya muht«lif plâUar 20 keman solo stüdyo san'atkârları tarafından (piyano refakatlle) 30,30 stüdyo orkestralan . 21.30 aon haberler. ' Saat 22 den sonra Anadolu ajansmın gazetelere mahsus havadls servisi verileceTc tir. VİYANA: 17,10 gramofon 18 spor . 18,20 muslki • 19.05 san'at hayatı . 19,15 konuşma 1940 esperanto dersi 30,05 haberler, hava ra • poru ve saire 20,35 gramofon . 21,35 eğ lencell yayın 21,45 filârmonlk konser « 23,05 haberl«r 23.15 a&ızdan tifleme a . letler orkestrau 24,45 eskl Viyana ha vaları. BERLİN: 17,05 musikili konuçma 17,35 yus v« ma«ke . 17,50 ev musikisi ve halk şarfelan 18,35 Itfaiyeden nakll 18,05 Franb furttan nakil 20,05 piyano musikisi . 20 35 genc milletleîin zamanı . 21,05 haberler * 21,15 e&lenceli konser 23,05 haberler • 23,35 Kolonyadan. BTJDAPEŞTE: 18,05 koro konseri 19,25 keman konseri 20,35 orkestra konseri . 21,15 piyes . 22.55 haberler 23,15 gramofon • 24,15 çin. gene orkestrası ve şan. BÜKHEŞ: 18.20 orkestra konseri 20,05 haberler 20.20 gramofonla şarkılar . 21,05 san konserl 22 sonatlar 22,35 haberler 22,50 küçük orkestranın konseri 23 50 fransızca ve almanca haberler . 24,05 orkestra konseri. LONDRA [Regionall: 20,05 haberler 20,35 kanşık musiki ya yını . 21 20 askerl konser 22,05 karışık yayın . 23,05 hi'kâye 23.50 piyano konseri 24.05 hiberler 24 35 dans orkeatrası. PARİS TPoste Parisien]: 19,05 senfonik musiki 20,55 haberler 21,40 senfonik muslki . 22.35 gelin beraber rüya görelim! . 23,20 oda musikisi ve şan 1,05 Amerikalılar için haberler. ROMA: 17.25 Asmaradan nakil 18.20 musiki tarlhlnden bir bahia 20,05 haberler. almanca konferans 20,25 ingilizce haberler . 20,50 fransızca haberler 20.55 Yunanistan için yaym 21.20 haberler 21,40 koro koru serl 22,15 komedl 22,50 kançık yayın 23 35 dans musiki. LUKRES BORJİYAIAŞKIM SENİNDİR | MiKi 2 saat dans Şarkı Eğlence Aşk Güzellik Tatlı musiki Slnemasında BUGUN iki fillm birden gösterllmektedlr. ilfiveten : |MAVS Tel. 43374 . (Çajırılar, konfcranslar, konoreteP) Komün bilgileri konferansı En *on moda dantlar En yeni «arkılar En meşbor orkeitralarEn ef lenceli bir mevzu BRODVAY MELODi 19 3 6 Holivudun en güzel kadınlan • Gözler ve kulaklar iç n hakiki ziyafet İPEK Sinemasmda Cuma akşamı Y l• I•> r\ M I T •A Slnemasında Yarınki Perşembe akşamı Mevsimin UçUncU bUyUk G A L A 8 I Beynelmilel sinema yıldızı ve dünyanın en güzel sesli kadını G i T T A ALPAR'ın MADAM DUBARRY isimli şaheseri takdlm edilecoktlr. Büyük bir ihtişam içinde sahneye konulan bu büyük sinema ve musiki harikası 240,000 Ingiliz lirasına mal olmustur. Fiatlarda zam yoktur. Yerlerinizi evvelden temin ediniz. En kuvvetli, en muhteşem ve en muvaffak temsili ( Kralın Metresi ) RİVYERA'nın bUtUn ÇILGINLIKLARI ... MA8KELI BALOLARIN GIZLİ SIRLARI ... KARNAVAL GECELERiNIN Meraklı Sevdaları ... 300 100 10 10 10 10 10 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 9409 2120 767 4532 6213 1400 9409 9409 9 2120 7419 2120 7733 6213 767 6213 2120 34 16 S 26 56 33 3 78 7 34 67 Maskeli Balo filminde canlanacaktır. Bu nefis filmin baş rollerinde GUSTAV FROEHLICH ve LYDA BAAROVA ME L E K « T 28 22 9 2 20 Bu gece nobetçi olan eczaneler şunlardır: tstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Şeref), Alemdarda (Eşref Neset), Bakırkoyünde (Istepan), Beyandda (Asador Vahram). Eminontinde (Besir Kemal. Cevadı, Fenerde (Husameddin), Karagumrükte (Kemal), Kücükpazarda (Necati), Samatyada (Erofilos^ Şehremi ninde (Nazım). Şehzadebaşmda (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Karaköy), Hasköyde (Yeni Türkiye), Kasımpaşada (Turan), Sarıyerde (Nurt), Şişlide (Narglleciyan), Takslm de (Dellasuda), (Ertuğrul), (S. Baronakyan>. Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakller: Büyukadada (Merkez^, Heybelide (Yu . suf). Kadıkoy Muvakklthanede (Saadet), Kadıköy Söfudlüceşmede fOsman Hu)usi), Usküdar İmrahorda (Imrahor). Nöbetçi eczaneler Balâdaki tertiblerin hizalarunda gös terilen sıra numaarlarından mütebaki Haydi, Pierrotcuğum, bir satır da ayni tertiblerin diğer sıra numaralanna ha: «Bunak hatıralannıza gelince...» ve 2884, 4189. 9494 numaralı tertibe kâHayır, hayır, bunak deme... Belki de milen amorti isabet etmiştir. mahzun olur... «Sadece hatıralannıza getkramiye ve amorti bedelleri 23 mart lince...» diyiver. Yazına bu kadar ihti 1936 tarihinden itibaren tediye edile mam etme, nafile... ccktir. Amorti bedeli beher tahvil için CEMİYETLERDE: Teberrular Kızılay Kurumu îstanbul mümessilli «ine mekteblerdeki fakir yavrulara sarfadilmek üzere ismini bildirmiyen bir ?at virmi, Yeniköyden Fuad Bes, Şükrii on, Omer Lutfi beş, Şaziye dört lira teberrü etmişlerdri. Aman Allahım! Demek kendine ge bir Türk lirası on kuruştur. len mektublan yazan kızı Blanchedı! Jean Call köpürmek istedi. Fakat bu hiHALK OPERETi Pransi2 Tiyatrosu leyi yaptıran ince aşkı düşündü. Ve hiç Halk Opereti olmazsa inkisara düşmiyen birisi bulunsun Bu akşam diye gürültü etmeksizin dışan çıkb ve saat 20,30 da yavaş yavaş kapıyı kapadı. Zozo Dalmas ve Kofinyotisle Son haftalan (gn e İ br n MİLLî u ü d n Ü ae SİNEMADA >en, şakrafc Macar yıldızı FRANZISKA GAAL'in en çok muvaffak olduğu filtrj Eger 1ICT jey shi %abırsızlandırıyor \e tifÎTİciKÎi'î^orsa, eger ufat biı aksılık fıkirlerinizi altiıst edıyorsâ, eger gecelerl ııjkıı tutnı.iyorsa, leslıı* pek basittır: sınirlernıizin tcnepbıılııjetı artınıştır. lıetıuz vakıl varken bu fenahğı gıdermeje acele edıııız. Kızılay menfaatine bir müsamere Amerikan Kolleji Kızılay genclik derneği 22 martta Kızılay menfaatine olmak üzere saat 16 da bir müsamere verecek ' tir. Bromural «Knoiu bîîtnn dfinyarnn tanıdığı bir miWel>kin olııp ka>beMiğinîl rah.itı, ıi)kıı>Ti ve alı>eti sıze iade eder. Tesıri ga>et «eridir. Brotmu.il'ın hıç bıı lArarı yoktur. (t> ve 10 Vomprtmçyt havi ftio» Itrdr ecz ınclcıdr regtıe ile ulılır. HALK OPERETi PEK YAKINDA KAÇAKÇILAR PEŞiNDE F O X BUyUk sergUzeşt filmi. Ayrıca: Ayrıca : Sergüzeşt filmleri kahramam G E O R G E S O' BRİEN' in en yenİ filmi K U Ç U K A N N E HALiME Cuma akşamı Şirin Teyze Gişe gündüz açıktır. Telefon: 41819 Fiatlar: 35, 50, 60, 75, 100, 125, loca 300, 400, 500. Knoll AO., klmyevl m a d d e l e r f a b r i k a l a n , L u d w i g s h a f e n s/Rhia F . L Q J U R N A L Affedersiniz, diye fısıldadı. Reks, sol böğründe, hafif geçici bir çırpınış hisseder gibi oldu. Sen! ... Diye homurdandı, kuvvetle öksurü yordu ve Yeh Ling, onu, hafifçe şez longun üstüne uzabverdi. Çinli durmuş, bajmı ileri uzatraış, et rafı dinliyordu. Saarin tiktakından başka bir ses işitmedi. Sonra Landerin göz kapağını kaldırdı, göz bebeğine hafifçe dokundu. Reks ölmüştü. Yeh Ling cebınden mavi bir ipek mendil çıkardı, yüzünü ve gözlerini sildi. Sonra mendili itina ile cebine yerleştirdi. Iğilerek Landerin sallanan kolunu ken di boynuna geçirdi, ve onu sırbna yüklendi. Agır ağır, güçlükle, merdivenden indi. Merdivenin alt başına gelince yükünü yere bırakmağa mecbur oldu. Bir iskemle aradı, bulamadı. Yere, ölünün yanına oturdu, biraz nefes aldı ve sessizce kalkarak, kapıyı ardına kadar açtı. Gece çok karanlık olmasına rağmen, elraftaki esyayı tanıyacak kadar ölü bir aydmlık vardı. öluyii tekrar omuzlıya Üskidar Hâle Sineması MÜN1R NUREDDİN ve arkadaşları büyük konseri madı, methalde sürükliyerek götürmek ten başka çare yoktu. Sürüklerken bir iskemleyi devirdi, fakat bereket versin ki yerde halı bulunduğu için gürültü çık madı. Yeh Ling bahçeye çıktı, cesedi süriikIıye sürükliye caddeye kadar çıkardı. Yeh Lingin nefesi hızlı hızlı ve hışıl dıyarak çıkıyordu. Kuvvet bulabilmek için tekrar durmağa mecbur oldu. Cesedi tekrar kaldırmak için bir hamle daha yaptı ve kaldırdı. Yolda, sallana salla na ilerledi. Dizleri, yükün ağırlığı altmda bükülüyordu. Fakat azmi daha kuvvet liydi. Evden kâfi derece uzaklaşıntfa, yükünü yere bıraktı ve Landrein arabasmı aramağa gitti. Arabayı kolayca buldu. Çünkü Reksin geldiğini görmüştü. Motörü işletti. Otomobili geri geri iterek cesedın bulunduğu yere kadar getirdi. îndi ve ölüyü arkadaki oturulacak yere koy du, bir sigara yaktı ve Storford istikametinde aheste aheste ilerlemeğe başladı. Yeni evine yarım mil mesafeye gel diği zaman, fenerleri söndürdü ve karanlıkta yoluna devam etti. Otomobili par bcnizsizlik Idn yegine deva kanl flıya eden Ç I p A D Eamuntıhipeübba tarafından terüpctiümistir. OllVVr maklığm yanına kadar getirdi, cesedi omzuna yükledi ve çimento tenekelerinin bulunduğu yere kadar çamurlu zemin de yürüdü. O esnada bir şimşek çaktı ve Yeh Ling, bu şimşeğin aydınlığile, min nettar kalbler sütununun inşaatında hiç bir terakki yapılmadığını gördü. Boru şeklindeki kalıblar yerlerinde duruyor, çelik tel, bir ağaç gövdesi gibi rüzgârın altmda sallanıyor, yere iğiliyordu. Çinli, uzun uzun arandıktan sonra, bir direğe bağlı bir ip buldu, bu ipi ölünün beline bagladı ve çıknğa yaklaştı. Bu sırada gök gürledi, uzun bir sar smh oldu, mavi bir şimşek çaktı. Yeh ling yukan baktı, cesedin havada sallandığını gördü, çıknğı bir kere daha çevird.. Rüzgâr korkunc bir hızla esiyor, ipin ucuna bağlı ölüyü sağa sola sallivor ve Çinli, gözleri havada, cesedin her hare ketini dikkatle takibe çahşryordu. Bir şimşek, sonra bir daha, bir daha çaktı. Cesed, çimento kalıbın köşesine kadar gelmişti. Yeh Ling, çıknğı bıtrakh, ölü, kalıbın içine düştü. Çinli, cebinden, şez Nörastenl, saflyet r« Yazan; Senenln son bUyük Opereti , PARIS NEZ1HE MUHtDDtN MUzik : SEZAt ve SEYFEDD1N ASAL başladı. İpi biraz daha fazla çekti ve çimentonun daha fazla miktarda, daha kuvvetle akmağa başladığını duydu. Bir kaç dakika sonra ipi bıraktı, bir kürck buldu, tekrar merdivene çıkh. Çimento, kalıbın hemen hemen tepesine kadar dolmuştu. Artık Reksten eser yoktu. Yeh Ling küreğini kaldırdı, çimentonun sat » hını düzeltti ve merdivenden indi. Fırtına mevziî ve geçici bir fırtına idi. Fakat en müthiş bir kasırga bile esmiş, olsa, Yeh Ling farkına varmıyacaktı. Landerin otomobilinin basamağına oturmuş, kemiklerine kadar sırsıklam, elleri çizik ve sıynk içinde, kana bulanmış, bütün adaleleri yorgun ve bitkin, sigara içiyor, düşünüyordu. Bu vaziyette düşünürken, yaklaşan bir otomobilin gürültüsünü işitti ve çalılıklara saklandı. Otomobil, yıldı • nm gibi hızla geçti gitti. Yeh Ling: Bundan fazla bekliyemem, dedi. (Arkan var) Zabıta romanımız: 68 Kanlı Bilmece Yazan: Edpar Waliace Genc kızın yatak odası evin ön tarafındaydı. Reks odanın bulunduğu yeri biliyordu. Kavuşacağı saadeti düşünerek ve sahanlıkta, heyecandan titriyerek durdu. Fenerini şezlonga bıraktı, saçlannı düzeltti. Sonra ayaklarının ucuna basarak ilerledi. Elini kapının tokmağına henüz kondurmuşru ki, bir elin beline sa rJdığını, hissetti. Sinsi, kaygan bir taz vik, nefesini kesiyordu. Reks bağıracak oldu, fakat sesi boğazında takıldı, kaldı. Reks o kadar kuvvetliydi ki, üzerine rıücum eden adamı yakaladı havaya kaldırdı ve merdiven trabzanmdan aşağı atmasma ramak kaldı. Fakat Yeh Lingin bacakları, onun bacaklannı kıskıvrak yakalayıverdi. Reks ellerini tazyikten kurtararak ceblerine soktu. Yeh Ling bir tâbancanın pmldadığım gördü. I longun üstünde bulduğu feneri çıkardı ve tahta kalıbı aydmlattı. Evet cesed içeri düşmüş, kaybolmuştu. Orada, kalaslara dayalı bir merdiven duruyordu. Yeh Ling bu merdivenin tepesine kadar tırmandı, orada başka bir merdivenle çimento kalıbınm içine dal dı, kalıbın tepesinden, dibde sertleşmekte olan çimento tabakasına kadar mev cud iki buçuk metro mesafeye kadar indi. Cesedi yukan doğru çekti, ayaküstü durdurdu, kuvvetli ve çevik ellerile onu madenî mesnede bagladı, ipi vücudüne sardı. En nihayet ipi kesti ve tekrar ka lıbm tepesine brmandı. Şimdi, çimşekler üstüste çakıyor, gök gürültüleri gittikçe artıyordu. Yeh Ling aşağıya baktı ve memnun oldu. Kalıbın içindeki merdiveni yukan çekti, yere bı raktı, birkaç dakika sonra, kendisi ae yere mmiş, bulunuyordu. Çinli, yere indikten sonra etrafını araştırmağa başladı. Çimento harcı akıtmak için teknenin kapağını açan ipi arıyordu. Nihayet onu da buldu. Bunu dikkatle çekti, çimento, tekneden kalıba akmağa