18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 16 Mart 1936 y Uygurlarda tababet Belediyemizle samimî hasbıhal 2 inci devre lik maçları başladı Galatasaray Hilâli 30, Fener Süleymaniyeyi 30, Beşiktaş Eyübü 41 yendiler. Vefa da İst. Sporla berabere kaldı Lik maçlarınm ikinci devre karşüaş malarına dün Taksim, Kadıköy ve Beşiktaş stadlannda başlanmışhr. Yazan: Doktor A. Süheyl Ünver Güneş 2 • Anadolu 0 Taksim stadyomunda ilk karşılaşmayı Güneş ve Anodolu takımları hakem Sabihin idaresinde yaptılar. Güneşlıler bi rincı devredeki takımlanna nizamî bekleme müddetleri biten Rebii, Necdet ve Rızayı da almışlardı. Bu maçın birinci devresi 00 beraber likle bitti. İkinci devrede Güneşliler bir hakimiyet tesisine muvaffak oldularsa da yaptıklan hücumlar müessir olamıyordu. Anadolunun seyrek olarak soldan yap tığı hücumlar ise Güneş müdafaasını müskül vaziyetlere sokuyordu. Oyun bu şekilde devam ederken Gü neşliler kornerden bir gol attılar. Bu golden sonra oyun biraz sertleşir gibi oldu. Hakem her iki takımdan birkaç oyuncuyu oyundan çıkardise de bu sertliğe mâni olamadı. Maç bitmek üzereyken Güneşliler Necdet vasıtasile bir gol daha yaparak neticese 20 galib geldiler. Üniversitemizin değerli doçentlerin den ve Avrupaca da tanılmış gene â limlerimizden doktor Süheyl Ünverin yazdığı Uygurlarda Tababet adlı kitab. beni son günlerde en çok düşündüren bir eser oldu. Zaten Uygur , denildi mi; içime bir sızı düşer, gözüm yaşarır Çünkü asil milletimizin bir zamanlar medeniyette en ileri giden bu çok zeki şubesi, Türk dünyasının bu pek parlak yıldızı zamanımızda sönmüş bir küre gibi ışıksız yaşıyor ve kaybettiği şafa ğı bulmak için elemli bir gecenin bit mez görünen karanlığı içinde kıvranıp duruyor. Bizde kazalar normal değil, çok fazladır! İstanbuldan çok kalabalık şehirlerde bu kabil hâdiseler kaza sayılmaz; ender tesadüf olunur bir felâket telâkki edilir Galatasaray Hilâl maçından bir görünüs Naci ikinci sayıyı yapmışlardrr. îkinci devrede Fenerbahçe daha büyük bir hakimiyet göstermışse de Ali Rızanın çok) bozuk oyunu sayı yapmağa mâni olmuştur. Devrenin ortalannda gene Şaban bi gol yapmış, oyun 30 Fenerin lehindt bitmiştir. de devama başladı. 25 inci dakikada Topkapı kalecisi sakatlanarak oyundan çıktı. 30 uncu dakikada Beykoz sağiçi bir gol yaparak oyun 21 Beykozun le hinde bitti. Altınordu 1 Karagümrük 1 Galatasaray 3 Hilâl 0 Bundan sonra Galatasarayla Hilâl takımları hakem Halid Galibin idaresinde karşılaştılar. Galatasaraylılar esaslı te beddülât yaparak sahaya şu kadro ile çıkmışlardı: Sabahattin Lutfi, Reşad Fazıl, Hayrullah, Bekir Fethi, Bülend, Salim, Eşfak, Necdet. Galatasaraylılar birinci devrede daha üstün bir oyun oynamakla beraber yerlerini ve yanındakileri benimseyemiyen yeni oyuncular anlaşma hususunda hayli sı kıntı çektıler. Bu devrenin ortalannda Eşfak bir gol yaptı, devre 1 0 bitti. İkinci devrenin ilk yirmi dakikasında Hilâlliler kalelerini korumak için birinci devredeki kadar zorluk çekmedilerse de hiçbir tehlikeli hücum da yapamadılar. Galatasaraylılar yirminci dakikadan sonra Fethiyi sol içe, Bülendi de sol açığa gecirdiler. Daha geniş bir saha dahilinde serbestçe oynamak imkânını Knlan Bü lend arkaarkaya ıki sayı yaptı ve maç 30 Galatasarayhlann galebesile netice lendi. Galatasarayhlann takımlannda yap tıklan tebeddülâtın ne dereceye kadar muvaffakıyetli olabileceğini zaman gösterecektir. Dünkü maça göre bir şey söylemek lâzım gelirse bilhassa hafbeİc hathnda aksaklık görülmekte idi. Hayrullah, hasım oyunculardan uzak olarak serbest vaziyette aldığı topları bekletmediği za manlar iyi paslar şeklinde dağıtmasını biliyor, yani bu vaziyette hücum hattma nafi olabiliyordu. Fakat müdafaaya hiçbir yardımı dokunamadı. Kendine mahsus oyun tarzı hasım oyuncunun ayağından topu almasma mâni oluyordu. Yan haflardan Fazıl, Bekire nazaran çok daha iyi idi. Bekir Reşad, Kadri bilhassa birinci haftaymde çok zayıf bir cephe teşkil etmekte idi. Reşadın uzun vurmak hasletine mukabil haddinden fazla ağırlığı nazarı dikkati celbediyordu. Hücum hattı ki bir takımda anlaşma işinde en ileri gitmesi lâzım gelen bir hattır, bir türlü anlaşmadı. Bunun zamanla kazanılacağı tabiidir. Yalnız merkez muhacim Salim fazla dripling yaptı ve sağa sola pas vermek hususunda isabet gösteremedi. Bütün bu bahisler, ayrı ayrı izah olunuyor ve bir zamanlar <İpekyolun> hâkimi, Türk Moğol İmparatorluğunun temeli, <Uygur gibi akıllı» meselini darbettirecek kadar zeki, tahtadan harf kalıbları yapacak ve yazıyı kolaylaştırmayı düşünecek kadar icad fikrine sa hib olan Uygurların tababet sahasın da da çok ileri gittikleri ispat ediliyor. Şükrünün kolu kınldığı için Eyüb takımı Bu arada Uygur tababetinm ilmî esas Bursada lik maçalan ları hakkında bir mütalea var ki çok 10 kişi ile oynamağa mecbur kaldı. Bursa 15 (Telefonla) Bugün lik enteresandır. Kitaba konulan resimler Büyük bir boşluk bırakan bu oyuncu maçlarına devam edildi. Doraspor, De ise Uygurların tababetteki mevkilerini nun sahadan çıkması Eyüb takımı için mirtaşı 3 2 , Akınspor da Muradiyeyi büsbütün aydınlatmaktadır. çok zararlı olmuş, Beşiktaş ta üstüste hü 3 1 mağlub ettiler. Gönül, bu güzel eserde birkaç Uygur Edirnede yapılan yürüyüş cumlara başlamıştı. hekiminin de ismini görmek istiyor, fakat bulamıyor. Halbuki Uygurlar ka müsabakası İlk devre 20 Eyübün aleyhinde geçdar tababette kemal gösterememiş olan ti. İkinci devrede Eyüb bir, Beşiktaş ta Edirne 15 (Hususî) Edirne Haleski Arabların iptidaî hekimliklerinden iki gol yaptılar ve oyun da 41 Beşikta kevi tarafından bugün tertib edilen yübahseden kitablarda ve meselâ (Egani) rüyüş müsabakası muvaffakiyetle yapılşın galibiyetile bitti. de, Tabakatületıbbada böyle kayidler mıştır. İskender köyüne kadar gidip gelFenerbahçe 3 Süleymaniye 0 Beykoz 2 Topkapı 1 vardır. Ben, doktor Süheylin eserini ome 27 kilometroluk yol 2 saat 20 dakiFenerbahçe stadyomunda Süleymani Birinci lik maçlarından olan bu oyun kada alınmıştır. Müsabakaya 16 kişi iş kuduktan sonra (Egani) ye baktrnı. Uyye ile karşılaşan Fenerbahçe üç sıfır ga da Şeref stadında yapıldl. gurlarla eski Arabların hekimliği ara tirak etmiştir. Birinciliği kazanan Fahlib gelmiştir. İlk devre Topkapı takımı bir gol yap ri, arkadaşlarından beş dakika evvel gel sında bir mukayese yürütmeğe çalıştım. Ebülferecin yazdığına göre, Arabların Fenerbahçenin hakimiyeti altında baş tı. Beykoz oyunun sonlarında buna mu miştir. bütün tedavi usulleri bal yedirmeğe inlıyan ve o şekilde devam eden ilk devre kabele etti, ilk devre 11 bitti. Edirne mıntakası nisanda yapılacak o hisar etmiş gibidir. Bizim dağlamak denin ortasmda Şaban birinci, biraz sonra İkinci devrede oyun bozuk bir şekil Ian atış müsabakalan için şimdiden hadiğimiz Key usulüne de ehemmiyet veriyorlarmış. Yaralılara su içirmemek, zırlıklara başlamıştır. Macarlar Almanlan yendiler korkanlara ise bol su içirmek, şaşıları dönen değirmen taşına baktırarak Dün Budapeştede 40,000 seyirci ö iyileştirmeğe çalışmak gibi işleri de var. nünde yapılan Almanya Macaristan Bunlarla Uygurlarm hekimliği karşılaşmillî takımlan arasındaki maçı 3 2 Ma tırılınca tekaddüm ve terakki şerefi, caristan kazanmıştır. İlk devre 1 1 be nisbetsiz bir yükseklikle berikilerde karabere geçmiştir. Macar takımmda 7 o lıyor. Lâkin Arablar bu basit hekimlik hikâyeleri arasında Lokman gibi, İbni yuncu Hungarya kulübünden oynamış Rübab gibi, İbni Hacer gibi hekün isimtır. leri sayabiliyorlar. Keşki biz de Uygur İngiliz Almanya hokey maçı hekimlerinden birkaç tanesini tanıyıp Almanyanm en büyük hokey kulü sevinebilseydik! bünün ellinci yıldönümü münasebetile Bununla beraber şu eser eski Türk yapılan büyük bir hokey maçmda în medeniyetinin bir safhasını aydınlat giltere, Almanya millî takımları kar mak itibarile gerçekten değerlidir ve şılaşmışlardır. doktor Süheyle bu eseri yazdığından, 20 bin seyirci önünde oynanan bu sonuna bir de fransızca kısım koyarak maçta İngıltere takımı 4 2 galib gel kitabm verimini çoğalttığından dolayı GalataMaray denizcileri dün mevsimin ilk kürek yarışmı yaptdar miştir. teşekkür etmek borcumuzdur İkinci küme lik maçlarından olan bu oyun Şeref stadında oynanmıştır. Birinci tstanbulspor 1 Vef a 1 devre Karagümrüğün hakimiyeti altında geçmiş, oyun sıfır sıfıra bitmiştir. Gene Kadıköy stadında yapılan bu îkinci devrede gene Karagümrük hâmaç haftanın en mühim oyunu idi. kim oynamış, iki taraf birer sayı yapmışİlk devrede İstanbulspor hâkim oyna lar, maç 11 berabere bitmiştir. mış ise de Vefa devreyi 1 0 galıb bitir Heybeliadada yapılan koşu miştir. İkinci devrede Vefa hâkim oyna mış, buna mukabil İstanbulspor bir say Atletizm Federasyonu tarafından teryapmış, oyun 1 1 berabere bitmiştir. tib edilen Heybeliada kır koşusu dün yapılmış, Güneş kulübünden Rıza Maksud Beylerbeyi 2 Kasımpaşa 0 ikinci küme maçlarından olan bu oyun birinci gelmiştir. Sayı hesabile Güneş birinci, Halkevi da Kadıköy stadyomunda oynanmıştır takımı ikinci gelmiştir. İlk devrede Beylerbeyi 2 sayı yapmış ikinci devrede iki taraf ta çok gayre Galatasaray denizcileri mevsimi açtılar sarfetmişse de netice değişmemiş, oyun Galatasaray denizcileri dün Bebek lökallerinde yeni sene açılış merasimini yapmışlar, aralannda tertib ettikleri müsabakalarla deniz mevsimini açmışlardır. Üç seri üzerinden yapılan 2000 metroluk mUsabakauuı biıiuci scrisindc Aımi, Haluk, Adnan, Asım, Esad 9,8 birinci, ikinci seride; Fethi, Maruf, Nec det, Cihad, Vehbi 9,12 ikinci olmuşlardır. Uçüncü seri de birinci ve ikinci ge Ienler arasında yapılmıştır. Nihaî mü sabakada Fethi, Sadi, Muhittin, Sadeddin 8.40 dakikada birinci, Maruf, Necdet, Vehbi, Cihad da 8.51 daDün Heybeliadada yapılan kika ile ikinci olmuşlardır. Galatasaray koşudan bir görünüs kürekçileri arasında yapılan teşvik müsabakalarına 40 kürekçi iştirak etmiştir. 2 0 Kasımpaşanın mağlubiyetile bil1200 metroluk yarışta ise birinci seriden mıştır. Atıf Kemal, 6.39.3, ikinci seriden FetBeşiktaş 4 Eyüb 1 hi, Vedad, 6.28, üçüncü seriden Nec Şeref stadında yapılan Beşiktaş E det Efdal, 6.7, dördüncü seriden Baha yüb maçı Galatasaraylı Suphinin ha Efdal, 6.51, beşinci seriden Fethi Efkemliğile başladı. Beşiktaşın tazyikile dal; 6.1 gibi dereceler elde etmişlerdir. başlıyan oyunun üçüncü diıkikasmda Geçen mevsimin kürek şampiyonluğuNazım Beşiktaşın ilk golünü yapb. Bir nu kazanan Galatasaraylılara yeni mev kaç dakika sonra Eyüb merkez muavini simde de muvaffakiyet dileriz. Uygur denilir denilmez burnumuzun ucu nasıl sızlamasın ki Karahoca ha rabelerinde bulunup ta Leningrad ve Berlin müzelerine süs teşkil eden heykelleri, resimleri, canfes ve deri üzerine yapılmış zarif nakışları, çeşid çeşid kitabları yaratan o eski Türklerin bu günkü vaziyetleri, asırlarca evvel yaşıyan medem'yetlerınin tarihine mezar olmuş harabelerden de hazindir. Ko datko Bıliğin yazılıp okunduğu yerler de şimdi Çmlıler afyon yutuyor ve Japonlar bu gafil hayatın humarı üzerinde hakimiyet kurmıya savaşıyor. Buğra Hanın hayatı artık oralarda bir ef sanedir. Meleklerden gebe kalarak bı çak kesmez, ok işlemez kahramanlar doğuran Alanur Hanımm hikâyesi, Uygur kahramanlığı gibi, unutulup git miştir. İlin hanları, Doğanları, Tapgaçları anan değil, bilen yok. En acıkh nokta, Uygurların tesalüb felâketüıe uğramalarıdır. Eski Uygur tipi bugün bo zuktur. İnsafsız mikroblar gıbı Çin kanı da Uygur karakterini ve tipini geniş mikyasta sarsmıştır. Fakat ne haile, ne gaile bir cemiyetin ruhunu Öldüremez. Heyet değişir, ruh yaşar. Bu sebeble Uygurların bir gün silkineceklerini ve ölmiyen tarihlerine yeni baştan kavuşa caklannı umarız. *** Doktor Süheyl Ünverin eseri esas itibarile profesör R. Rahmeti Aratm al manca yazdığı bir kitabdan ahnmadır. Bu değerli profesör, Süheyl Ünverin kitabına da güzel bir takriz yazmış ve Uygur medeniyetıni tebellür ettiren ilmî incelemelerle elde edilen vesikaları anlatmıştır. Bu takrizden sonra (Uygur devleti hayatına bir bakış) başhğmı taşıyan bir yazı var. Bu, özlü bir tahlil ol makla beraber kısadır; Uygurlar hak kmda bızim bildiğimiz şeylerin çoğunu İhtlVa etmİVOr. FaVat eoerin mcvzuu, Uygur tarihi olmayıp o eski Türk ce mıyetindeki tababet şekillerini göstermekte bulunduğuna göre söylediğimiz yazının kısalığı mühim bir noksan teşkil etmez. Kitabm mevzuuna gelince; bu birbirinden değerli ve* bir buçuk düzüneye yakın bahsi ihtiva etmektedir ki başlı caları şunlardır: Uygurlarda tedavı şekilleri, ilâclann istimal ve tatbik tarzı, ıspençiyarî şekıller ve ihzar tarzları, aletler, ölçüler, nebatî ilâclar ve gıdalar tedavide kullanılan uzvî, türabî ve madenî maddeler, hayvanî maddelerle tedavi olunan hastalıklar. Dünyamn hiç bir yerinde böyle seyrüsefer ve «.mürur ve u&ur» olmaz! Belediye erkânmdan İstanbulda ka zalan az bulan z*ta hitab ediyorum: Her şeyden evvel kendimi takdim edeyim. Ben matbuat erkânından değilim. Hatta hiç gazeteci değilim. Sadece îs tanbulda, idareniz altında yaşıyan 740 bin kişiden âciz bir hemşeriyim. Mevkii ve yaradılışı itibarile dünyanın en güzel bir şehri olduğuna kani olduğum Istanbulumuzun içinde zevkle oturulabilecek medenî bir şehir haline biran evvel gelebilmesini istiyen yurddaşlardan biriyim. Peşinde koştuğum bu hayalime siz, isterseniz, «Anka kuşu» diyiniz. Ben gene yakalıyabilirim ümidile arkasmdan git mekten vaz geçemiyeceğim. Pek yoru lunca, gazete sahifeleri arasında dinlen meme ve arada bir derdlerimi dökmeğe «Cumhuriyet» müsaade ettiği için ken disine çok minnettanm. Benim sizi tanımamaklığım kabil mi? Gazeteler «Belediye erkânından» diye takdim ettiler. Belki sizi şahsan hiç görmemişimdir. Fakat mevzuubahs şahıs değil «makam» dır. Binaenaleyh siz «erkândan» ben ise «efraddan» olmamız itibarjle «hasbıhal» lcelimesini cür'etkâ rane buluyorsanız buna «maruzat» dı yiniz. îsterseniz siz koltuğunuzda otu runuz; ben karşınızda ayakta durayım; elverir ki «maruzatımı» dinlemek lut funda bulunasmız! Bu uzun «takdim ve tekaddümde» ki maksadımı siz, şüphesiz, anlarsınız. Belediye ile matbuat arasında ötedenberi bir nevi «anlaşamamazlık» gibi birşey seziyorum. Belediye ile matbuat arasında bazan görülen «suitefehhüm» den dolayı mıdır, bilmiyorum. Fakat öyle görünüyor ki Belediye de çok defalar ya gazeteleri hiç okumuyor veyahud yazdıklarına aldır mıyor. İşte maruzatım «hasıraltı» olmasın diye ben matbuattan olmadığımı bilhassa anlatmağa ehemmiyet verdim! Arzedecek neler, neler var! Fakat kıymetli vaktinizi israf etmemek için son tramvay kazası üzerine gazetelere lutfettiğiniz beyanatınız münasebetile bir iki söz söylememe müsaade buyurmanızı nca ederim. dimse sizden aynldığım cihet şudur: Siz, İstanbulda kazalar normal bir haldedir. Ve diğer şehirlere kıyas edilirse çok sa yılmaz... Demek istiyorsunuz. Ben ta mamile makus bir kanaatteyim. Arzedeyim. Kazaların türlüsü vardır Başka şehirlerde de tramvay kazalan, otomobil ve otobüs kazalan oluyor. Fakat bizdekiler gibi değil. Oralardaki kazalar; çok süratle giden bir tramvayın önüne herhangi bir yanlışhk neticesi olarak çıkan bir otomobil veya kamyona çarpması şeklinde olabilir. Seyrüsefer, mürur ve ubur çok şiddetli kanunlara, pek sıkı kontrollara tâbi olduğu için tramvayla çarpışma kazalan pek az vuku bulur. Otomobil, otobüs, kamyon kazalanna ise şehirden ziyade şehir haricinde, kontrolu nisbeten güç yerlerde tesadüf edilir. Caddeler geniş, viraj kavisleri büyük olduğu için yoldan çıkan ve devrilen, adam çiğniyen tramvay gibi meseleler kaza değil, misline ender tesadüf edil'r felâket telâkki edilir. Halbuki otomobil ve otobüs gibi modern, seri nakh'ye vasıtalan diğer medenî şehirlere nisbetle Istar.oulda hiç yok denecek kadar azdır. Buna rağmen, taşıdıUarı yolcu ade dine nisbet edilirse bizdeki otomobil ka zalannda ölenlerin adedi herhangi kalabalık bir Avrupa ;;chrindekinden daha fazla olduğu meyrlana çıkar. istanbulda oto'nobil ve otobüs kazası demek birkaç k;şinin ölmesi demektir. Kamyon kazasmın en hafifi ise bir mağaza camlarını kırarak, duvarlan yıka rak kamyonun mağazaya girmesidir, denilse müball.ğa sayılmamalıdır. Bunlar kaza değil, kasid veya cinayet denecek kadar sebebsiz adam öldürmektir. Tah kik evraLnda «mes'ul kimdir?» hane sine yazılan formül gibi yeknasaktır: Cehalet, ihmal, dikkatsizlik! Siz de bilirsiniz ki Belediyemiz, me todik ve enerjik bir tarzda seyrüsefer kaidelermi ve kanunlannı tatbik etmeğe karar verdiği gün bizdeki otomobil ve kamyon kazalarınm hemen tamamile önüne geçmek kabil olacaktır. Bize nisbetle geniş yolları, vâsi mey danlan olan şehirlerde kazalar oluyor da bizde olmaması kabil midir? diyeceksi niz. Kabildir. Çünkü oralardaki otomobil, otobüs ve kamyon adedi bize nazaran on, yirmi mislidir. Süratleri de iki kat fazladır. Buna rağmen onlarda bizimkine benzer kazalara rastgelmek için birkaç aylık değil, birkaç senelık kayidler ka rıştırmak lâzımdır. Gene bulup bulamı yacağmız şüphelidir. Benim bu mevzu üzerine bugüne kadar «Cumhuriyet» te yazdıklarımı tesadüfen okumak lutfunda bulunmuşsanız sizinle «anprensip» hemfikir olduğumu görmüşsünüzdür. Zaten ben beyanatınızı doğru ve çok yerinde bulduğum için bu hasbıhalimde size hitab ediyorum. Cesaretimizi affediniz. Belediyenin halkı çok yakından alâkadar eden mesele ler üzerine fikrini «beyan» etmesine o kadar teşneyim ki bu ilk fırsattan istifade Tramvaylara gelince: Bu bizde baş ederek Belediye ile ayrıldığım noktaları lıbaşma çetin bir meseledir. Lâkin siz çok arzetmeğe koştum. meşgulsünüz. Müsaade ederseniz ma Gazeteler ne demek istediğinizi doğru ruzatıma devam edeyim. yazmışlarsa veya ben doğru anlıyabil V. BİRSON Pazarcıkta sevindirilen yavrular Pazarcık (Hususî) Pazarcık Ço cuk Esirgeme Kurumu 76 yoksul yavruyu baştan ayağa kadar giydirmiştir. Gönderdığim resira sevindirilen yavrularla E«irgeme Kurumu azasuu göstermektedir,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle