Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHLRİYET 15 Mart 1936 IRKIMIZIN YAŞI Son kanaatler maymundan çıkmış olduğumuz fikrini kabul etmiyor İlk ceddimiz Eski bir beşeriyetin kaybolduğu boşluk devrinde ilâhî bir kudretle yükselmiş adamdır ve ne maymunla, ne de Afrikada bulunan garib mahlukla hiçbir alâkası yoktur 2 *] Prusyada, Neandesthalde, toprak altından bir kafa tası çıkanlmıştı. Topraktan çıkan bu bir tek kafatası bütün dünyada müthiş bir heye can uyandırdı. Bu kemik bakiyesi, o zamana kadar keşfedilen, tarihten önceki devirlerin en derin ve en uzak köşelerinde unutulup kalan ırklarm hepsinden daha eski bir ırkm mevcud bulunmuş olduğunu gösteri yordu. Bu uzaklarda unutulmuş hemcin simiz acaba kimdi? Ceddimizin ondan çıktığı iddian artık Sadece kafatası oçürüyen goril maymunu nun bütün vücu dünü tekrar kurmağa kâfi gelebiliyor veçhile, bu yarı hayvan, yarı insanın du. Şayet onu tekrar yaratmak, dirilt lâkırdı söylemek kabiliyetinden mah mek mümkün olsaydı, mutlaka kafes rum olduğu için arasıra homurdandı içine hapsetmeğe mecbur olurduk. Ma ğını da ilâve ederseniz, korkunç man amafih onun bir insan olduğunu iddia zaranm kasveti tamamlanmış olur. ettiler. Yagılan hesablar, bu hemcinsi Atlımız maymun mu değil mi? mizin dimağının 1400 gram ağırlığında Henüz tamamile tesbit edilemiyen, olması iktiza ettiğini gösteriyordu. Bu fakat her halde 10 bin seneden fazla ohesaba göre, bizzat Gambettanın bey lan bir müddet sonra, bu çirkin ceddi ninden iki yüz gram fazla gelen bu be mizin yerini başka bir beşer nev'inin yin, tarihten önce yaşamış olan Goril tuttuğunu görüyoruz. Menton civarın ve diğer cins yabani maymunların aza da bir mağarada yanyana yatmış, ayni mî 550 gram gelen beyninden de ağırdı. ırka mensub bir kadın ve bir çocuk isGerçi, dimağın hacmi ve ağırlığı, zekâ keleti bulunmuştu. Bunlara <Grimal üzerinde fazla bir tesir de yapmamak di> ırkı ismi verilmektedir. Kafatasları tadır. çok yüksek, dişleri geniş, boyları bizim Nandesthalde bulunan bu kuru kafa boylarımıza yakındır. Fakat, maalesef, nın tıpkısı, hatta iskeletin diğer kısun en vahşi zenci cinsı olan Afrikah Bo larile beraber tam olarak, daha sonra şimanlara benzemektedirler. lan, Fransada da bulundu. Ren devrine gelince, insanın boyca Beş kıt'aya serpilmiş olduğu anlaşı daha büyüdüğünü, bir metro sekseni lan bu ırkın, bugün Avustralyada ya bulduğunu görüyoruz. Bu devirde, inşıyan bazı yamyam mahluklarla ara san kafası, boynunun üstüne oturtul smda mevcud benzerlikler gözönüne ge muş, yassı, koskoca bir armud şeklin tirilirse, başıboş bırakılmış bir Goril dedir. Ezeldenberi, sade ayılarla göğüs den çok daha korkunç olması lâzım gel göğüse çarpışırken kullanmağa yarıyan diği anlaşüıyor. kaba saba taş baltalar, artık düzgünleşAlman tabiiyat âlimi, İena Üniver meğe, balta saplarında bir yenilik gö sitesi profesörlerinden Haeckel bu mah rülmeğe başlamıştır. Zavallı insanlar, luku tarif ederken, onun, keçeleşmiş bu baltaya sap uydurmağı akıl edinci saçlarınm altındaki yamyassı alnında, ye kadar belki 80 bin sene zihin yor kaşlar yerine iki çıkıntı bulunduğunu, muşlardı. Onların zavallı dimağları ivücudünün kül rengi bir tüyle kaplı ve çin, bu buluş, televizyonun icadı kadar bu tüyün, sırtma doğru olan kısımda mühim bir keşifti. Macon şehrinin budaha fazla olduğunu iddia ediyor. Top gün bulunduğu noktada keşfedilen yüz rak altından çıkarılıp tetkik edilen is binden fazla beygir iskeleti, o zamanki keletlerinden anlaşıldığma göre, bu tnsanları rasgeldıkleri yabani atı yakamahlukun boyu 1,55 metro, baldırları layıp boğazladığını göstermektedir. İşte bu suretle muhtelif memleket gayet kısa, bacakları gayet uzun ve çelik kadar sağlam adaleli kolları dizle lerde, muhtelif noktalarda meydana çvkarılan kırık dökük kemik parçaların rine kadar sarkıktı. Gene bu tetkikat, o mahlukların, may dan, tarihten önceki ecdadımızın aslı mun gibi yürüdüğünü, yani yere, ayak ve mahiyeti hakkında, az çok kat'î bir larının yalnız dış kenarlarını bastığını fikir edinmiş olmamıza rağmen, Darvigöstermektedir. Başıboş maymunlar, u nin meşhur maymun nazariyesine, kat'î mumî kanaat hilâfına olarak, iki ayak bir cevab verebilmiş vaziyette değiliz. üzerinde fazla uzun müddet yürümez Çünkü, Nanderthalde bulunan ve ma ler. Bahsettiğimiz mahluk, bilâkis dai lum olanların arasında en eskisi olan ma iki ayak üzeri yürüyor. Ancak göv iskelet sahibi mahlukun, ilk ceddimiz desini ileri çıkartıyor, dizlerini bükük olduğuna dair elimizde hiçbir delil mevve kavisli tutuyordu. cud değildir. O, yaşadığı devirde, kürrei Buna, bütün fen erbabımn iddiası arzm büyük bir kısmında iskân etmeğe Serbest sütun Bulgaristandaki Türklerin çektiği ıstırab ) Kaybettiğimiz büyük alim Bulgaristanın Şumnu kasabasındaki Vakıf mektebinde muallim iken azle dilip şehrimize gelen ve halen 20 nci ilkmektebde muallim vekâletinde bu lunan İsmaılden aldığımız mektubda deniliyor ki: Gazetenizde çıkan Bulgaristan Türkü hakkmdaki iki makaleyi gözlerim ya şararak okudum. Mesleğimde, sekiz senesi başmuallim (Baftarafı 1 inci sahifede) lındıktan sonra büyük ölü genclerin elle» olarak, on iki senedır bulunduğumdan hiddin Üstündağ, Üniversite Rektörü, rinde Üniversitenin kapısı önüne geldi. Bulgaristandaki Türk mektebleri Üniversite dekan ve profesörleri, Sıhhiye Gencler elleri üzerinde taşıdıkları eskî hakkmdaki bildiklerimi Türk efkârına Vekili namma İstanbul Sıhhat Müdiirü, hocalannı Tıbbiyenin bulunduğu büyüK arzetmek istiyorum. Tıb Fakültesi talebesi, Millî Türk Ta salona kadar götürdüler. Buradaki me1934 yılının mayıs ayında yapılan hülebe Birliği azası, Üniversitenin muh rasim çok coşkun ve hazin oldu. kumet darbesinden sonra sekiz yüz bin başlamış bulunuyordu. Halbuki, en ba Türkün yavruları okudukları mekteb telif fakülteleri ve yüksek mektebler taBüyük profesör burada eller üstünde sit bir muhakeme bile gösterir ki, be lerde Türklüklerini kaybetmeleri için lebeleri, askerî ve mülkî birçok doktor ol tutulmak şartile bir saatten fazla kaldı. şer nesli, eski devirlere doğru gerile elden gelen bütün gayretler ciddiyet ve mak üzere dört bine yakın münevver bir Bu sırada birçok gencler söz aldılar. Ve dikçe azalmakta ve binaenaleyh, illk ehemmiyetle sarfedilmektedir. Bu hu kütle büyük ölüyü selâmlamak için top heyecanh nutuklar söylediler. insan çiftini bulmak için, Nanderthal susta Başmüftilik ve avenesi Bulgar hü lanmışh. Yakalarda siyah kordelâ ile Genclerin söylediği nutuklardan sonra deki iskeletin yaşadığı devirden çok kumetinin satırına sap olmaktadır. çevrilmiş profesörün birer küçük resmi merhumun 28 senelik arkadaşı saylav daha uzaklara gitmek gerekmektedir. Köylere çıkan Bulgar Maarif müfet rozet olarak taşınıyordu. profesör Saim Ali evvelce hazırladığî ilk insan çifti tişlerinin ilk işleri Türk köylüsüne, şapMerasime profesörün senelerce içinde birkaç satın okumak istedi. Fakat o kakalı muallimleri mekteblerinde barm çalışarak memlekete hizmet ettiği GülŞu halde, ilk insan çifti kimdi? dar müteessirdi ki bir iki defa yutkundu, Bazı araştırıcıların iddia ve kabul et dırmamalarını tenbih ve telkin etmek hane hastanesinin bahçesinde başlandı. tığine göre, dünya yüzünün ilk sakin olur. Yeni harflerin Türk mekteblerine ilk olarak Gülhane hastanesi sertabibi sonra ağlamağa başladı ve fazla bir şey söyliyemeden uzaklaşh. Profesörün bu leri bizden on defa daha iri ve daha girmemesi veya girmişler varsa tekrar doktor Süreyya Hidayet söz alarak: hali mevcud teessürü büsbütün artırdı. kuvvetli dev gibı mahluklardı. Arab harfjerine dönülmesi için proto «Türk tababeti, ismini medenî dünBirçok kimseler de ağlamağa başladılar. Hakikate uzak gdrünen bu iddiayı kollar imzalattırılmaktadır. Bu propa yaya tanıtmış, beynelmilel bir kıymet haklı göstermek için, bütün hayvanla ganda bilhassa Deliorman Türklerine Bu sırada merhumun eski talebelerinrın bidayettenberi, boylan ufalmış ol şiddetle tatbik edümektedir. Bu hava kazanmış, değerli bir üstadını, Gülhane den doktor Perihan profesörün feragatinması keyfiyeti ileri sürülüyor. Bugünkü liye tayin edilen Bulgar muallimleri hu ise vücudü ile iftihar eylediği çok aziz fil Mamutun yarısıdır; Mamut eski fi susî talimat dairesinde Türk çocuklan bir uzvunu kaybetmiştir. Telâfisi imkân den birkaç misal getirdi ve sözü Rüknedsız bu zıya karşısında yüreğimiz burkul din Fethiye bıraktı. Rükneddin Fethî lin yarısı idi. Ondan daha iri filler yanı Bulgarlaştırmak için hummalı bir faşamıştı. Filin en eski ceddinin boyu muş ve boynumuz bükülmüştür. Hamdi çok heyecanh bir sesle acıklı bir nesir bir dikili taşın tepesinden bakacak ka aliyetle çalışmaktadırlar. Görüştüğüm Gülhanenin ilk talebelerindendir. Onu parçası okudu. dar yüksekti. Madem ki bütün hayvan bazı çocuk babalarından öğrendiğime Gülhane yetiştirmiştir. Fakat bütün haRükneddin Fethiden sonra Askerî lar gitgide küçülmüşler, bugünkü boya göre, Bulgar muallimler sabah duala yatında hiç gösterişe kapılmaksızın, fera Tıbbiyeden İsmet bir hitabe irad etti ve gelmışlerdir; insanlar için ayni şey ne rında Türk ve müslüman çocuklarına gatle ve muvaffakiyetle çalışan Hamdisi büyük ölü otomobile konmak üzere tekden varid olmasm? Vakıâ bu da bir fi dörtleme dedikleri istavroz çıkarmağı kirdir. Fakat, faraziyelerle uğraşmak öğretiyorlarmış. Türkçe şarkılar yeri le Gülhane daima iftihar etmiştir. Bütün rar Beyazıd meydanına kadar getirildi. tansa r daha vâzıh, daha hakikate yakın ne Bulgar millî şarkılan öğretiliyor Türk tıb âlemi bugün matem içindedir» Fakat burada üç binden fazla genc (Onu otomobille değil, ellerimiz üzerinmuhakemeler yürütmek evlâ olur. velhasıl yavruların Türklüklerini unut demiştir. de götüreceğiz) diyerek eski hocalarıni turmak için her çareye başvuruyorlarBundan sonra Gülhane hastanesi teşMeselâ doktor Eugene Dubaisnin Carihi marazî muallimi Lutfü Aksu profe ta Edimekapıya kadar elleri üzerinde ve adasında 1894 te meydana çıkanp mış. <Pithecanthrope» adını verdiği yarı Bu gidişle ilkmektebi ikmal eden, sörün ölümünün yalnız bizi değil, bütün taşıdılar. Birçok profesörler de gencliğin maymun, yarı insan bir mahlukun is Türk çocuğu tamamile Bulgarlaşmış o tıb âlemini müteessir ettiğini ve hatırası peşinden Edirnekapı şehidliğine kadar keleti, zamanında, îtalyan Habeş har lacaktır. Köylü bu vaziyetten müftülüğe mn ilelebed yaşıyacağını söylemiştir. yaya olarak yürüdüler ve memleketiri binden çok daha fazla mürekkeb sar şikâyet etmişse de, bu hükumet işidir, Bu nutuklardan sonra Üniversite genc nadir yetiştirdiği bu varlığı ebedî mes « fına sebeb olmuştu. Bundan sonra, Mösçok karışmağa gelmez, cevabını almış leri profesörün tabutunu elleri üzerine a kenine gözyaşlarile bıraktılar. yö Lebrun, yedinci devre aid başka bir tır. Her şeyden üstün saydığı Türklü larak Gülhaneden hareket ettiler. En ön Merhumun ailesine yapılan yardıni hayvan iskeleti buldu. Bu sefer bu müğünü kaybetmekte olduğunu gören za de bir polis müfrezesi vardı. Büyük ölüTürk Hekimleri Dostluk ve Yardım kemmel bir maymundu. Fakat iki ayak üstü yürüyordu; beyni Goril beyninden vallı Türk te ecdadından kalma kıy nün çiçeklerle sarılmış büyük bir resmini Cemiyeti kasasında mevcud olan (655)' daha büyüktü. Artık insanın maymun metli emlâkini yok pahasına hatta, pa iki genc mülâzim doktor taşıyordu. Başta lirayı olduğu gibi merhumun ailesine verdan üremiş olduğu ve bu iki ayak üstü saport mukabilinde bırakarak çocuğunu Sıhhat Vekili Refik Saydamın gönderdi miştir. ği çelenk olduğu halde, Gülhanenin, Tıb yürüyen hayvanın, asıl maymunla asıl ana vatanımıza getiriyor. Tıb Talebe Cemiyeti de merhumun Propaganda, meşru yollarla yapıldığı Fakültesinin, Etıbba Odasının, Cerrahinsan arasında mutavassıt bir rol oynadığı muhakkak gibi görülüyordu. Bir takdirde doğrudur. Fakat Bulgar hü paşa, Haseki, Gureba hastanelerinin, muhtelif mulajlarını yaparak bunlardan çok âlimler, zekâ ve akıl dolu kafala kumeti 1934 senesinde neşrettiği tami Kadıköy Kızılay Kurumunun, Marazî birini Gülhaneye, birini Türk Tıb Tarını, bu akılsız mahluktan üremiş ol me rağmen harf meselesinde halkın ar Teşrih Enstitüsünün, Askerî Tıbbiyenin, rihi Enstitüsüne, üçüncüsünü de Teşrihî zusuna göre hareket etmesine meydan mağa lâyık bulmadılar. Millî Türk Talebe Birliğinin, Tıb Marazî Enstitüsüne koyacaktır. vermemektedir. Nitekim Şumnu ka 1921 senesinde, cenubî Afrikada bir Talebe Kurumunun, Farmakoloğ Talebe Ailesinin teşekkürü kurşun madeninde çalışan işçiler, büs sabasındaki Türklerin yeni harflerle Birliğinin, Tıb Talebe Yurdunun ve tedrisat yapılmasını istediklerine dair Ebedî zıyaile dilhun oJduğum zevcîrri bütün başka yapıda bir iskelet daha Tıbbiyede her sınıfta okuyan talebelerin keşfettiler. Kemikler yerli yerine yer imzaladıkları mazbata Maarif müdür ayn ayrı gönderdikleri çelenkler bulunu profesör Hamdi Suadın cenaze merast* leştirilince ortaya basık burunlu, kısık lüğünde hasıraltı edilmiştir. mine iştirak eden başta Vali Muhiddin Yeni harflerle tedrisata devam etmek yordu. Bu genclik kafilesinin Sultanahboyunlu bir mahluk çıktı. Bu da insanlarm ecdadı meyanına kabul edilmek te ısrar ettiğimden 1935 senesinin birin medden Beyazıda kadar bu şekilde gelişi Üstündağ olmak üzere Üniversitemizin şerefine lâyık görülmedi. ci ayında azledildim. Azledildiğime dair bütün halkı alâkadar etmiş ve herkes pro sayın profesörlerile meslektaşlan doktorHâlâ birçok âlimler, hem de tanmmış resmî evrakın noterlikçe musaddak bir fesörün cenazesini selâmlamıştır. Bu sı iarın ve bütün Üniversite talebelerile" âlimler, ceddimizin basbayağı ve gayet suretini her nasılsa çıkartmış bulun rada tramvaylar da bir saat kadar sefer dostlarımızın göstermiş olduklan derin lerini tatil etmişlerdi. iri bir maymun olduğunu gittikçe daha dum. alâka ve teessüre yüreğimin en derin hecesaretle iddia edip duruyorlar. Bulgaristan Türkleri Müftüsü denilen Üniversitenin önünde yecanile teşekkürlerimi sunanm. Hatta, bunlardan bazıları, çağdaş in Karabelânın, Bulgaristandaki Türk muBeyazıd camisinde cenaze namazı ki Zevcesi: Elza Hamdi Suad sanlar arasında bir takımlannın bu yüz allimlerin hiçbiri azledilmemiştir sözü Pr. H. Suadın cenazesi dün merasimle kaldırıldı Cenaze merasiminde binden fazla münevver bir genclik bulundu, büyük ölü, eller üstünde taşmarak Edirnekapıdaki şehidliğe gömüldü binlerce yıllık iskelet sahiblerile, aralarında, çok şayani dikkat benzerlikler mevcud olduğu iddiasındadırlar. Ecdadın çehre ve vücud vasıflarının, uzun fasılalardan sonra, ahfadda aynen belirmesi irsî kanunlar iktizasıdır. Bunu böyle bılince, bugün içimizde yaşı yan bazı kimselerin, Nanderthalde topraktan çıkarılan iskelet sahibinin çı kmtılı, geniş çenesine ve tüylü vücu düne tıpkı tıpkısına sahib bulunduğu nu görmek, insanı hayli düşündürecek mahiyette bir hâdisedir. Bu müteaddid fennî izahattan sonra, bir netice çıkarmak icab ediyor. Çok meşhur tabiiyat âlimleri bu neticeyi şöyle bulmuşlardır. Diyorlar ki, dünya yüzündeki ilk ırklarm» hepsi, Nean derthalde bulunan adama gelinciye kadar, hepsi insandı. Fakat bunlar, bu gün ademe karışmış olan bir «eski beşeriyete» mensubdur. Bu eski beşeriyet, onun yerini tutan bugünkü «akıllı in san> cinsinde hiçbir iz bırakmamıştır. Demek oluyor ki, beşer neslinin normal teselsülünde, bir boşluk, siyah bir delik vardır. Bundan çıkan netice de, şudur ki, hakikî insan, yani ceddimiz olan Âdem, işte bu boşluktan, ilâhî kudretle çıkmış, yükselmiş ve akıl sahibi olmuştur. Bu neticeye göre de, cenubî Afri kadaki hayvan suratlı iki ayaklı mah lukla hiçbir alâkamız olmaması icab eder. CLAVD BLANCHARD nü utanmadan nasıl gazetesine yazdırdığını sorup musaddak sureti suratma çarparsam ne cevab verecek diye pek merak edivorum.» Gönenin yeni kaplıcaları yapılıyor Arazi vergisi Hazirandan itibaren arazi tahriri yapılacak Hazirandan itibaren Belediyeye geçecek olan arazi ve bina vergilerine aid kanunun izahnamesi Belediyeye tebliğ edilmiştir. İzahnameye nazaran şimdi ye kadar arazi vergisi ancak foiO 9c 15 miktannda tahsil edilebilmekte idi. Birçok bina ve arazinin sahibleri belli olmadığı için bu sene hazirandan itibaren başlanmak üzere arazi tahriri yapılacaktır. Arazi tahriri için her kazada asgarî olarak birer komisyon teşkil edilecektir. tcabı takdirinde komisyonlann miktarı ve aza adedi çoğaltılabilecektir. Komisyonlann masrafları, şimdilik Maliye tarafından verilecektir. Bu masraf, hazirandan sonra tahsil edilecek olan arazi vergisi, Belediyenin şimdi almakta olduğu vi lâyet hissesi miktarından fazla olduğu takdirde bu fazla tahsilâttan verilecek tır. Fazla tahsilât olmadığı takdirde mas(*) İlk yazı 10 mart tarihli sayımızda raflan Maliye vermiş olacaktır. çıkmıştır. Gönen (Hususî) Belediyenin ka rarile yapılmakta olan Gönenin eski kaplıcaları yanındaki yeni kaplıcalar şimdilik birer kat olarak yapılmıştır. Belediye reisi Hakkının daimî kon trolu altmda yapılan bu yeni kaplıca lar asrî bir şekıldedir. Bunlar üstüne bir kat daha yapılacak, üç aya kadar ikinci katın da yapılıp biteceği söylen mektedir. Bu yeni kaplıcalara gelecek olan müşterilerin istirahatleri şimdiden düşünülmektedir. 12 bin liraya çıkacak olan bu kaplıcalar son derece asrî bir şekıldedir. Yukarıdaki resim, Gönenin asrî yeni kaplıcalannı göstermektedir. Suriye Fevkalâde Komi Bir doktor morfin kaçakseri Ankaraya gelecek çlığından mahkum oldu Suriyede çıkan «Yeni Gün» gazetesi yazıyor: Fransanın Suriye fevkalâde komiseri Kont Martel aym on beşine doğru Pa rise giderek Suriyenin vaziyeti hakkında Başvekâlete izahat verecektir. Parise giderken Ankaraya da uğnyarak devlet adamlarile görüşecek olan yüce komiserin, Suriyeye verilecek olan İstiklâlin İskenderun sancağına şümulü olmadığı ve Ankara muahedesinin hiçbir suretle ihlâl edilmiyeceği hakkında Türkiye hükumetine teminat vereceği löylenmektedir. Morfin kaçakçıhğı yapan doktor Ham di, Adana İhtısas mahkemesi tarafm dan iki sene hapse mahkum edilmiştir. Doktor ayrıca da iki sene san'atini yapmaktan menedilmiş ve 250 lira nakdî cezaya çarpılmıştır. MALÎYEDE Yeni sayım kanununun tatbikma başlanıyor Yarından itibaren yeni sayım kanu nunun tatbikına başlanacaktır. Yeni sa yım kanunu mucibince teşkil edilen heyetler mevcud ağnam ve saireyi yerle rinde tesbit ve tadad edeceklerdir. Yeni kanunla ağnam vergisi yanyarıya in tniştir. Deniz kulübünde verilecek balo Deniz kulübü önümüzdeki cumartesi akşamı için Modadaki binasmda bir maskeli ve maskesiz balo verecektir. Balo nun her cihetçe mükemmel olması için çalışılmaktadır. Baloyu takıb eden pazar günü de saat dörtten sekiz buçuğa kadar sürecek olan bir kostümlü çocuk balosu tertib edilmiştir. Bu baloda üç kişilik bir hakem heyeti en güzel giyinmiş çocuğu seçecek ve kendisine hediyeler verilecektir. Konyada arpa mahsulü Konya (Hususî) Bu kış havalar çok müsaid gittiği için Konya mmtakasında fazla miktarda arpa ekilmiştir. Hayvanat kırlarda karınlarmı doyurabılmekte olduklarından buna karşılık arpa sarfiatı sz Bir nazariyeye göre insan böyle tekâmül etmişf