24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 15 Mart 1938 dostluk Charles Fanaud çok iyi yürekli bir değildi. Hayatınm en büyük aşkı, en çocuktu. Bunu, onu metetmek içjn söy büyük dostunun karısı idi. Ö akşam bu ziyafeti büyük bir yeisle lemiyorum. İyi yürekli olmak çok bü terketti. Birkaç gün sonra onlara akşam yük bir kusurdur. O, bu iyi kalbini büyük bir cömerdlikle dağıtırdı. Kime ras yemeğine gitti. Sofrada üç kişi idiler. gelirse onu severdi ve büyük bir kolay Charles onlarla konuştukça bu kadına karşı duyduğu incizab derecesindeki aşlıkla herkese dostum derdi. Bir iki kere de âşık olmuştu. Fakat kın ve bu erkeğe karşı duyduğu dost luğun gitgide artmakta olduğunu his • tYansız Tiyatrosiı bu aşklar o kadar uzun sürmemişti. HALK OPERETi Aşkta ihanet etmeden sadakatsizlik setti. Halk Opereti yapılmadığı için o dostluğu aşka ter Bu incizab ve dostluk onlarla temas Bugün matine cih ederdi. Çünkü yeni bir dost edin ettikçe gitgide arttı ve nihayet bir gün •aat 16 da mek, eski bir dostu terketmek değildi. kadını adamakıllı sevdiğini ve ötekinin Bu akşam Halbuki yeni bir aşk, eski aşkın ölümü en yakın dostu olduğunu anladı. saat 20,30 da değil midi? Zozo Dalmas Fakat bu zamanda izdivaclar öyle ge• •• ve Kofinyotisle çici şeylerdi ki; «bir kadın evlidir, beKalbini böyle bol bol harceden Char nim arkadaşımın karısıdır» diye üzül les bir akşam. monden bir toplantıda bü meğe de sebeb yoktu. Çünkü talâkm Büyük Operet fenin başmda güzel bir kadına rasgeldi. pek bol olduğu asrımızda bir kadın kaç Gişe gündüz açıktır. Telefon: 41819 Bir bahane çıktı, o kadma bir söz söy sene ayni erkeğîn karısı olarak kalı Fiatlar: 35, 50, 60, 75, 100, 125, loc? ledi. Kadm ona nezaketle cevab ver yordu ki! O halde bu iki kişinin birbi 300, 400, 500. di. Bunun üzerine o tuhaf bir söz söy rinden ayrılmasım beklemek lâzımdı. ledi. Kadın da ince bir cevab verdi, koVe Charles sevdiği kadına hissiyatını nuşmağa başladılar ve bu gevezelik tam hiç te belli etmeden müstakbel talâki bir saat sürdü. bekledi. Size çok uzun beklemedi derBir saat sonra o kadının yanından sem mübalâğa ediyorum, zannetmeyi Sinemada bu hafta ayrıldığı zaman, sanki bütün sikletini niz. İnanınız bana, çok beklemeden onkaybetmiş gibi kendini hafif hissedi lar birbirlerinden ayrılmağa karar veryordu. diler. Charles her ikisini de ayrı ayrı Hayatımın kadınına rasgeldim. ziyaret ediyordu. Her ikisine de samimî Diye düşünüyordu. Bir buçuk saat bir dostluk gösteriyordu. kadar o kadından uzak kalıp briç oy Nihayet boşandılar. Charles sevdiği namak, dans etmek ve ilâh... gibi mon kadının desti izdivacına talib olmak iden vazifelerini yapmak ona hakikaten çin telâş göstermedi. İçinde büyük bir pek güç gelmişti. emniyet vardı. Ne zaman .ona bu iste Yeniden belki ona rasgelirim ümidile ğini söylese onun hemen kabul ede büfeye döndüğü zaman dalgınlıkla bir ceğini zannediyordu. Bunun için talâ iıtanbulda îlk defa goıterilen bu erkeğe çarptı. Af taleb etti. O, nezaket kın akabinde gidip bunu söyliyerek dosfilîm başka sinemada gösterilmile mukabele etti ve konuşmağa başladı tunu darıltmağa hiç te sebeb yoktu. yecektir lar. Onlar boşandıktan sonra altı hafta Nekadar sevimli bir adamdı. Onunla geçmişti. Giyindi ve genc kadına mesehem de öyle kafadardılar ki çabuçak leyi açmak üzere evine gitti. Küçük dostluk yapan Charles bir saat büfede bir salonda oturuyordu. Yanında genc kaldıktan sonra böyle bir dost bulduğu bir adam vardı: için saadet içinde idi. Sevgili Charle, dedi. Size nişanlımı Bu adamla nekadar uyuşmuşlardı. Atakdim ederim. deta birbirlerınin mütemmimi idiler. Fakat o. gözlerini kaldınp nişanlıya Charles büyük bir sevincle: bakmadan. nişanlı yerinden fırladı: Hayatımın en iyi dostunu buldum. Aman canımın içi sen misin? diye Diye bağırmak istiyordu. Ve bir taraftan da onunla kartdövi ona yaklaştı. Evet. bu da onun samimî dostların zitler teati ediyor, gelecek hafta içinde onunla buluşmak üzere randevular ve dan biri idi. *•* riyorlardı. Yeni dostu ona: Fakat Charles ümidini kesmedi. El Bize muhakkak akşam yemeğine PEK YAKINDA geleceksiniz, diyordu. Buyurun sizi ka bette bu dost ta sırasını savacaktı. Ve p Senenin son nmla tanıştırayım ve yeni dostu onu gelecek defa kendisi sıraya gelecekti. Zamanımızdaki izdivac bağlarının sağkarısıle tanıştırmağa giderken, o: L n bUyUk v Saadet hiçbir zaman yalnız gelmez, lamlığına göre, bu da birkaç aylık işti! R Opereti Ve işte o, bunun için şimdi bu yeni diye düşünüyordu. Bu gece hem hayaYazan; Y » tımda en çok seveceğim kadını, hem de çıftin en sadık dostlarıdır. Onlarda talâkm yaklaştığını gösterecek ilk işareti en iyi anlaşacağım bir dostu buldum. NEZtHE MUH1DD1N sabırsızlıkla bekliyor! *** MUzik : Franstzcadan çeviren: İşte karım... SÜVEYDA H. SEZAt ve SEYFEDDtN ASAL Charles sapsarı kesildi. tnanılacak şey TEŞEKKÜR Sevgili zevcim ve babamız tüccardan Bay Macid Karakaşın vefatı dolayısile cenazesinde bulunmak ve telgraf ve mektubla taziyet beyan etmekle kederimize iştirak eyliyen bilcümle zevatı muhteremeye ayrı ayrı teşekküre acılanmız mâni olduğundan gezetenizin tavassutunu rica ederiz. Zevcesi oğlu kızları damadı Aliye, Senai Şemsa, Adalet Galib Azmi PRİMADONNA gidiniz, görünüz ve alkışlayınız tarahndan harikulâde bir tarzda temsil edilen Müzik... Kitaralar... Şarkılar... Aşk şehri Venedik... ve Avrupanın büyük tiyatrolan... Bütün bunlar RADYO Bu akşamki program J İSTANBUL: 12,30 muhtelif plâk neşriyatı 16 orkes. tra eserleri (plâk) 18,30 Güneş kulübüıu den nakil. Konferans: Burhan Felek cOlimpiyadlar hakkında) caz Said Edib • 19.30 konferans: Zlraat Vekâleti namına, Pendik bakterlyolojihane çeflerlnden Ek rem Vardar tarafından (Davar ve Meri . nos looyunlan hakkında) 20 muhtelif sololar (plâk) . 20.30 stüdyo orkestraları 21 Eminönü Halkevl gösterl kolu tar&îıru dan <Belkis> piyesl . 21,45 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. VIYANA: 17,30 konuşmalar 18,50 halk muslklsi. 20,05 spor ve saire 20,15 halk musiklsinin devamı 21,05 edebî yayın 21,10 piyes . 23,05 haberler 23.25 piyano konseri24,05 konuşma • 24,20 Vlyana musiklsl 1,20 Çingene orkestrası. BERLİN: 17,05 Kolonyadan 19,05 çlfte piyano lle konser 19,35 hikâyeler 20,05 gramofon20,35 spor 21,05 orkestra konserl 23,05 haberler 23,35 Münihten 1,05 orkestra konserl. BTJDAPEŞTE: 16.55 Çingene orkestrası . 17,50 futbol macı . 18.50 Şan konserl . 19.50 radyo orkestrası 20.36 milli tiyatrodan nakll . 22.05 haberler 22,10 naklin devamı 22.55 spor 23.35 haberler. sonra Çingene çocuk. larının dansı 24,20 Çingene orkestrası. BÜKREŞ: 17.05 koylülerin zamanı . 18.05 orkestra konseri 20.05 haberler . 20.20 keman konseri 21 piyes . 22 koro konseri 22,35 haberler 22,50 operet yayını, orkestra konseri ve Şan. LONDRA fRegional]: 18,35 orkestra konseri 19.35 askerl kon. ser 20.20 Şan konserl . 20 50 ellencell konser 22 dinl yayın . 22.55 haberler 23.25 orkestra konseri . 24,50 son. PARIS TRadio Parisl: 20.35 eramofon 21.05 radyoda at cambası . 21.35 şarkılar 22.35 haberler.22,50 piyes 24,50 dans orkestrası 1,20 hafif musîtt. ROMA: 18.05 musiki . 20,30 haberler 21,40 piyes 22,20 polis orkestrası . 23,35 dans mu. sikisi. Fransızca sözlü aşk ve ihtiras filminde vardır. Oymyanlar: EVELiNE LAYE ve CONCHITA SUPERVIA Bu hafta o A R A Y Sinemasında Bu hafta Y I L D I Z sinemasında OFFENBACH'ın Meşhur ve şen operetinden iktibas ve MAX DEARLY ve CONCHiTA MONTENEGRO BAYADER PARİS HAYATI I filmini görenler gülüb eğleniyor ve kederlerini unutuyor. İlâveten: VERDi: Bir çeyrek saat musıki ve FOX JURNAL Büjjün saat 11 de tenzüâtlı matine •••••••••••aaaaaaı Bugrün, bu gece aaaaaaaaaaaaaBaaaaai F ERAH TUrkçe A R Sö Z l ü A N Şehzadebaşı HİLAL SENGAPUR KORSANLARI 2 büyük film birden gösterilecektir. Birinci film SİNEMASINDA P A R A Heyecan, sergüzeşt ve dehşet filmi Ikinci film: "GEURGES MILTON,, un son oynadıçı Neş'e, musiki ve eğlence Hlmi Bugün devamî matineler saat 11 den itibaren başlar Duhuliye 20 paradi 15 kuruştur. K R A L I İPEI' ve MELEK HALK OPERETİ NiSAN \ 1 ÇıNGENE BARON 2 0 Da BirZamanmış ADOLF VOHLbRUK DANiEL PAROLA GABRiEL G\fcRiO tarafından. Fevkalâde ÇARDAŞ ve MACAR musikileri'e bir'ikte Ibretâmiz büyük dram GABY MORLEY tarafındaa PEK YAKINDA A Z A K Sinemasında hafta GüZELLER RESMi GEÇiDi Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetçl olan eczaneler şunlar. dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Sarım), Alemdarda (Esad), Bakırköyünde (İstepan), Beyazıdda (Çe mil), Eminönünde (Benason). Fenerde (Vitali\ Karaçümrükte (M. Fuadl, Küçükpazarda (Yorgi). Samatyada (Erofilosl, Şehremininde (A. Hamdi), Şehzadebaşmda Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Hilâl). Has'îöyde (Halk), Kasımpaşada (Merkez>, Earıyerde fNuri), Şişlide (ŞişU), Taksimde (Galatasaray), (Vinkopulo). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büytikadada rşinasi). Hevbelide 'Tanaş'», Kadıköy, eski iskele caddeslnde (Büyük), Kadıköy. Yeldeğfrmeninde (Üçler), Üsküdar, Çarşıboyunda (Omer Kenan). Bugün T A N sinemasında EDWIGE FEUILLERE GABRiEL GABRİO tarafından tem.il edilen ilâveten: MiKi MAVS LüKRES BORJİYA Yeni FOK8 JURNAL rGiTTA ALPAR D , MADAM DUBARRY Filminde Güneş tutulması Uludağdan da Konyalıların Hava Kurumuna yardımlan tetkik edilecek Bursa (Hususî) Haziranın on do Konya (Hususi) Kurban bayra kuzunda vuku bulacak olan güneşin tu mında kurban ve kurban derileri işintulması hâdisesini Rasadhanemiz. ilmî de Konyalılar Uçak Kurumunu unut madılar. Yalnız şehir içinde kuruma bakımdan Uludağda tetkik edecektir. Bu tetkikatın dağda yapılması için 800 canlı koyunla 1800 deri verilmiştir. Köylerde ve başka kazalarda yapılan Maarif Vekâleti icab edenlere emirler yardım bu tutarın dışındadır. Oralar vermiştir. Vekâlet, ayrıca Vilâyetimi daki yardımın da Konyadaki yardımm ze de tebligatta bulunarak tetkikat için üç misli olduğu tahmin ediliyor. şehrimize gelecek olan Rasadhane müTeşekkür dürü Fatine kolaylık gösterilmesini ve Zevcimiz. pederimiz. kayinpederimiz dağı tanıyanlardan birinin kendisine Bay Garib Kıverin cenaze merasiminde terfikini biLdirmiştir. bizzat bulunmak. çelenk gbndermek, kart veya mektub veya telgrafla beyagörünce, eline bir kaşık vermeliydiler. Ih nı taziyet eylemek suretile hakkımızda mal ettiler, vermediler. Şimdi de böyle de unutulmaz ve kıymetli teveccüh ve muyoğurt yenir mi ya diye kızıyorlar. habbet gösteren zat, aile ve müessese • Sözün kısası, Almanya, hakkını ve ala lere ayrı ayrı ve alenen arzı teşekkür cağını mahkemeden ve icra dairesinden ederiz. istemiyerek bizzat kendisi çekip alan haZevcesi, oğlu, gelini, kızları. damadı şin bir adama benziyor. Bu yazı, tam bu sütuna yaraşan bir yazıdır. Yani hem nalına hem mıhına vurulmuş, hiç ince siyaset yapılmamıştır; Almanyayı müdafaa gavesi de güdülmemiştir. Bir vakıanın görünüşü, Alman usulile, yani sert bir surette kaydedilmistir: o kadar. GUSTAV FR5HLICH ve LİDA BAAROVA'nm en jrüzel filmi B A VENEDİK ŞARKISI Hoiman hikâyelerinden alınmıs Offenbach'ın musiki şaheıeri Fevka'âde dekorlar Vözik ve emsalsiz aşk macerası. K A RO L MiLLI SiNEMA'da 2 büyük film birden büyük muvaffakıyetierle devam ediyor. LADAM Ilâvet«n: Sessiz bütün halkı çalka'andıran ve yeni yapılan sözlüsO daha müessir bir hahra b<rakacak olan lâyemut eser OKAMELYA Berlin olimpiyadı ve saire. T Ü R K Sinemasında Bujrun saat l t de tenzilâth matine Ayrıca: FRENKEŞTAYN ve NiŞANLISI Bori» Karloff'un en büyük muvaffakıyeti, kudretli ve muazzam bir vak'a Foks Jurnal MARTHA EGGERTH'in K L O K L O ELEK Sinemasında fiimi görmiyenlerin veya bir daha görmek istlyenlerin arzusu Uzerine : daha bir kaç jjün temdit edilmiştir. Aynca ı Yeni Paramount dünya haberleri jrazetesi. Bugün saat l l tenzüâtlı matine Istanbulda sesll sinemanın başladığı gUndenberi en bUyUk muvaffakiyeti kazanan SENGAPUR POSTASI Baş rollerde KLARK GABLE JEAN HARLOVV. Fransızca sözlü. Bugün i P E K SİNEMASINDA Tuhaf şey... Fener yakmamış! Diye söylendi. Fakat Mayfieldde ışık vardı, kırmızı, beyaz, sarı alevler binanın içinde büklüm büklüm dolaşıyordu. Stott: Yangm var! diye haykırdı. Mayfieldin kapısına doğru sallana sallana ileriledi, kazmasile kapının camını kırdı. Elini içeri soktu, tokmağı buldu, çevirdi ve koridora döndü. Bir daha: Yangm var! diye bağırdı. Bırşeyler yapmak lâzım geldiğini hissediyor... Kurtanlacak birisi bulunduğunu anlıyordu. Yemek odasmın bir köşesi alevler içindeydi, alevlerin ışığı sayesinde Stott, açık bir kapı gördü. Aşağıda bir tahta yığını yanıyordu. Ajağıda kimse var mı? diye ba kazmasını havaya kaldırarak: ğırdı. Dur! Burada ne arıyorsun? Bağırmasile beraber de bütün vücudüDiye haykırdı. ürperdi. Çünkü kulağına, derinden bir Otomobilin çamurluğu adeta Stotta ses aksetmişti. Bu ses: sürünerek Reçmiş ve otomobil uzaklaşmış Buraya gel! diye bağınyordu. tı. Stott arkasına döndü, otomobile baktı; Stott, tekrar: kendî kendine: Yangm var! Diye bağırdıktan sonra, sallana sallana Tab: merdivenlerden indi. Işittiği ses bir kapı Haydi şimdi koşun, dedi ve Mösyö nın altından geliyordu. Stott, kazması elinde ileriye doğru fırla Bekleyin, anahtan atacağım. dı. Merdivenin altbaşında durdu. Müthiş Madenî bir ses işitildi, arkasından, yer bir sıcak vardı, alevler üst basamaklan deki tuglalara bir?ey çarptı. Bu bir anah yalamağa başlamıştı. tardı. Tab, onun arkasmdan seslendi: Kapının ötetarafındaki adam. Kazmayla yere, halmın üstüne vu Kapıyı açın, diye ısrar ediyoidu. run... Koşun... Bana bakmaym... Stott iğildi, anahtan aldı, kilide sokStott merdivene saldırdı, kazmayı yemağa uğraştı, üç defa beyhude çabala re vurdu. Duman, gözlerini adeta kör edıktan sonra nihayet kapıyı açabildi. diyordu. Vücudünün yandığmı hissedi Içeriden, sancısı tutmuş gibi iki kat bir yordu. Tepesindeki birkaç tel saç kav adam çıktı. rulmuştu. Tab Holland, onu, omzundan Şu ipleri çözün, diye emretti. itti, Stott, bir fınna giriyormuş hissine kaStott, gayet ciddî bir tavırla: pıldı. Haykırarak ileri atıldı. Bir sani Yar#?ın var, dedi. yeden daha az bir zaman zarfında kendi Farkındayım, elinizi çabuk tutun. ni koridorda buldu... Nefes alıyor, yaşı Stott düğümü çözdü, adam doğruldu. yordu. Dışan! Masanın üstünden s,u kâğıdlan a lın, dedi. Ben alamajn, elimde kelepçe Tab, onu bir kere daha itti ve Stott, var. kendini, sokakta, yağmurun altında bul Stott bu emre de itaat etti. du. O sırada ilk itfaiye otomobili de yanGeçid, artık dumanla dolmuştu, sonra, gına gelmişti. birdenbire bütün ışıklar sönüvtrdi. (Arkan var) AŞK HEYECAN GüZELLiK ZEVK ve MERAK FiLMi ^•••••••••••••aaaBBaaaaaaaBaaaaaBamBBaaaaaBBaBaaaBBi Bugün s a a t 11 d e t e n z ü â t l ı matineBMBavB^aaaaBVBBaBVBBBBBsaaB^BBiBBaaaaaaaaBBBBB^BBBBBBi Yeni zabıta romanımız: 65 Kanlı Bilmece Yazan: Edgar Wallace Stott, kendi sözlerini işittikçe kendi de şaşıyordu. Babası ayyaş değil, papazdı. Eline, o esnada söze kanştı: Aman mösyö! Büfenin üstünde iki şişe kalmış. Stott büfeye baktı ve ciddiyetle: Hayır Elin, bir tek çişe v a r ' dedi. Sonra, bir daha baktı: Evet, galiba haklısın, dedi. Tekrar baktı, gözünün birini, «onra öbüriinü kapadı, gene baktı ve: Hayır, bir tane, diye ilâve etti. Eline artık meydan okuyordu: Elin, korku ile tnun bileğini yakaladı: Hayır, bir değil iki, dedi. Aman mösyö! Orada birisi var! Biz Stott ailesi, hep cesur insanlaEvin içinde mutlaka birisi vardı. Öndenz. lçeriz, hayatlarmız macera dolu ge ki odada bir ışık, kırmızı ve kımıldanan çer, bir sergüzeştten çıkıp başka bir ser bir ı?ık peyda olmuş, sonra gürültü ile bir güzeşte dalanz. kapı kapanmıstı. Eline, dînfîyor, memnun, purne|«t îçeride birisi mi var? Stott hiddetle merdivenlerden indi. Hatta basamakların birinden tekerlendi ği halde "ene metanetini kaybetmedi. îçeride birisi mi var? Stott, bahçivanm, evin etrafındaki çalılıklar arasmda kazmasını bırakmağı âdet edindigini hatırladı. Eline, düşünmeden onun arkasmdan sesleniyordu: Soeuk alacaksm yavrum? Fakat Stott ne bu beklenmedik hitabı, ne üstüne yaSan yağmuru, ne de robdöşambnnın eteklerini uçuran rüzgârı his sediyordu. Kazmayı yakaladı, tam o es Hele o marifetlerinden birini daha nada, Mayfieldin parmaklıklı kapısmın yapmaga kalk ta bak... Bu sefer gbrür önünden bir otomobil hareket etti. sün! Karjında Stottu bulacaksın bu se Stott, kemali cesaretle otomobilin ö fer! nüne atıldı, yolun ortasında durdu ve Büfede ?işe üç oldu! diyordu. Babam, dünyanın en meşhur boksörile dövüştü ve onu üç ravundda pastırmaya çevirdi. Bizler hep pehlivan adamlanzdır. Hep yarabbi, §u keratayı bir elime geçirsem... Kaşlannı çattı, ayağa kalktı ve sofada geniş adımlarla yürümeğe başladı. Elin de onun peşinden kalktı. Adımlan Stottun adımlan kadar geniş olmamakla beraber, zannetti^inden daha büyüktü. Stott eşikte durdu, ellerini kalçalanna dayadı, bacaklarıni açtı ve Mayfielde teh didkâr nazarlarla bakarak:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle