17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 4 tkincikânun 1936 Küçük hikfiye Bekleyen ana Guy de Maupassant'dan da, karşımızda duruyor, yüzü sapsarı bize bakıyordu. ' Bir saniye, deliliğe benzer bir hal geçirdim. Ellerimi, yalvarırcasma ona doğru uzatarak geriledim. Fakat artık oğlum meydanda yoktu, gitmişti. Sevdiğim adamla karşı karşıya, bir müddet, şaşkm şaşkın bakıştık. Ben bir kanapeye yığıldım; içimde müphem ve kuvvetli bir arzu, kaçmak, karanlıklara dalmak, ebediyyen silinmek, kaybolmak arzusu vardı. Sonra boğazımı hıçkırıklar tıkadı, boğula boğula ağlamağa başladım. Bütün sinirlerim, tamiri im kânsız bir felâket karşısmda kalmışçasma harab; ruhum, bir ananm maruz kalabileceği hicabların en korkuncu olan bu utanılacak vaziyetten yıpran mış bir halde idi. O, ne bana yaklaşmağa, ne söz söylemeğe, ne elini dokundurmağa cesaret edemeden karşımda put gibi durüyor, oğlum tekrar içeri girer korkusile en küçük bir harekete bile cür'et edemi yordu. En sonra: Gidip arayacağım, dedi... Onu bulup konuşmak, anlatmak lâzım... Anlaması lâzım... Ve çıktı. Ben, en hafif gürültülere kulak ka bartarak, şöminede yanan ateşin her çıtırtısmda sebebini bilmediğim bir korkuya kapılp ürpererek belkemeğe başladım. Bir saat, iki saat bekledim.. Yaban cısı olduğum bir korku, bir ıstırab kalbimde gitgide büyüyor, genişliyordu. En canavar insanlann bile bu ıstırab ve bu korku ile on dakika geçirmesini temenni etmem. Geceyarısına doğru bir pusla getir diler. Hâlâ ezberimdedir: <Oğlunuz geldi mi? Ben aradım, bulamadım. Aşağıda bekliyorum. Bu saatte yukan çıkmak istemedim.> Ayni kâğıdın arkasına kurşun kale mile şunu yazdım: cJan gelmedi. Bulmalısınız.> Ve bütün geceyi, koltukta oturarak, beklemekle geçirdim. Deli gibiydim. Şimdi, iki erkeğin karşılaşmalan ihtimalinden korkmağa başladım. Birbirlerini görünce ne olacaktı acaba? Oğlum nasıl hareket edecekti? îçimde müthiş şüpheler, tahminler uyanmağa başlıyordu. Hizmetçi kadın, merak ve korku içinde etrafta dolaşıyor, bir şey anlıyamıyordu. Nihayet gitti, bir doktor getirdi. Doktor geldiği zaman, ben, bir si nir buhranı içinde gerilmiş, kalmıştım. tşte, o gündenberi, ne onu, ne de oğlumu gördüm mösyö. Tam yirmi senedir böylece yaşıyorum. Halimi tasavvur edebiliyorsunuz değil mi? Analık ve kadınlık hislerimin bu sürekli ve aheste acı ile nasıl yaralandığını, bu sonsuz intizarın ne de mek olduğunu anlıyorsunuz değil mi? Fakat sonsuz değil artık, onun da sonu geldi. Çünkü artık ölüyorum, ikisini de göremeden ölüyorum. tşte mösyö, oğlumu bulursanız, bun ları kendisine anlatmız, ve şu son söz lerimi de ilâve ediniz: Evlâdım, sevgili evlâdım, biçare insanlara karşı daha az haşin ol. Hayat zaten kâfi derece haşindir. Anam bırakıp gittiğin gündenberi onun nasıl bir hayat yaşamış olduğunu düşün yav rum! Onu affet ve onu sev, artık o ölmüştür ve çilelerin en büyüğünü çek miştir.» Kadın, sanki oğlu, karşısında duru yormuş gibi, halecan içinde konuşu yordu. Son söz olarak: Mösyö, kendisine şunu da söyleylniz... Öteki adamı bir daha asla görmedim, dedi. Kadmm yanından aynldığım zaman gözlerim yaşlarla dolu idi. Öyle ağlı yordum ki, beni evime götüren arabacı. ikide bir arkasına dönüp bana bakı yordu. Varisi bulamadım. Siz ne derseniz deyiniz, ben bu evlâda <cani» tabirin den başka sıfat bulamıyorum. HAMDİ VAROĞLU gotunu giyerek sokağa çıkacak ve artık şafak sökünciye kadar ayakta kalacak h. O, gün ağarmadan yatağa girmez, saat ikiden fazla da kat'iyyen uyumazdı. Muayyen bir işi yok gibi görünürdü. Gezmek niyetile sokağa çıkar, bu gezinti arasında hatırladıgı, tesadüf ettiği işleri de yapardı. Evden ayrılmadan evvel mutIak odaları kilidler, uşağını da odasma kapatırdı. Saat sekiz buçukta karnı tok olarak sokaktan gelir, Valters ona bir fincan sade kahve getirir, sonra yatmak üzere odasma çekilirdi. Hizmetçisi odasma girince kapıyı üzerinden kilidlemek Jes Trasmerin hiçbir zaman ihmal etmedıği âdetlerinden biriydi. Valters, bir gece bermutad odasma hapsolunurken dayanamamış, itiraz et mişti: Efendim, ya bir yangm olursa?.. Yangın olursa banyo salonunun penceresinden pekâlâ çıkabilirsiniz. Eğer oraya kadar sıçramağa kabiliyetiniz yoksa çayır çayır yanmağa hak kazanırsmız. Ha bakm şunu da söyliyeyim, olur ki bu hizmet hoşunuza gitmez. Bu takdirde vazifenize devam için hiçbir mecburiyetiniz yoktur. Bunu size hatırlatınm. Derhal SARAY sinemasında ALi BABA ve HARUN REŞİD Tamamen türkçe sözlü ve şarkılı şark opereti Görülmemiş bir muvaffakiyetle devam ediyor. Gülmek... Eğlenmek ve şarkıtı bütün zenginliğini ve muhteşem dekorlarını görmek istiyen güzel filim meraklılarile dolmaktadır. Hergün bütün matinelerle suvaresinde RADVO aksamki program J VIYANA: 17,25 konuşma 17,50 gramofon 18,35 halk şarkılarını öğrenelim 19,05 konuşma, havadis. haberler, hava raporu, spor ve saire 20.15 operet: Dolar prensesi 22.40 filimlere dair 23,05 haberler 23.15 şarkılar 23,55 konuşma 24.10 cazband takımı. BERLİN: 17,05 Kolonyadan 19,05 spor 19,20 musikili piyes 20,05 konser: Bethovenin eserleri 20.50 günün akisleri 21.05 haberler 21.15 büyük lokantadan naklen muhtelif orkestraların konserleri 23,05 haberler 23,35 şan ve musiki konseri. BUDAPEŞTE: 18,05 konferans 19,10 saksofon konseri 20 Çingene musikisi 21,05 piyes22,25 haberler 22,45 cazband takımı 23.50 gramofon. BÜKREŞ: 18,05 orkestra konseri 20,05 haberler 20,20 gramofon 21,05 cazband takımı 22,35 haberler 22,50 piyano ve flüt konseri 23,15 gece musikisi 23,50 fransızca ve almanca haberler. PRAG: 17,10 dans orkestrası 19 Alman ya yını 19.50 almanca haberler 20,20 halk şarkıları taklidleri 20,45 Brünodan nakil 21,10 eski zamanlar 21,55 Donogo Tonga piyesi 22.25 yeni de vir 23,05 haberler 23,20 gramofon 23.35 Bratislavadan nakil. ROMA: 17,50 Asmaradan nakil 18,20 musiki19,15 memleket yayını 19,30 yabana dillerde haberler 20,25 esperanto di linde konferans 20,25 ingilizce haberler 20,50 fransızca haberler . 20,55 Yu nanistan için yayın 21,10 haberler 21.35 Milândaki Skala operasından naklen cGizli izdivaç> operası. Yemekten sonra sigara salonunda konuşuyorlardı. Hiç beklenmedik zamanlarda, beklenmedik şekilde gelen mi raslardan bahsediliyordu. Hepsinin üstad diye andığı meşhur avukat Bru ment: Bir zamandanberi, pek garib tarzda ortadan kaybolan bir varisi aramakla meşgulüm, dedi. Her günkü haya tın sade; fakat korkunç facialarından biridir bu. Bundan aşağı yukarı altı ay evvel, beni, ölmek üzere bulunan hasta bir kadınm evine çağırdılar. Kadm dedi ki: Mösyö, size çok nazik, çok güç ve çok uzun bir vazife tevdi etmek istiyorum. Vasiyetnamemi lutfen okuyunuz. Size vereceğim işi başaramadığınız tak dirde, ücret olarak beş bin frank ala caksmız, bu işte muvaffak olursanız ücretiniz yüz bin franktır. Yapacağınız iş şu: Ben öldükten sonra oğlumu bu lacaksınız. Burasınm çok zengin bir ailenin evi olduğu belliydi. Lüks döşenmiş bir odada bulunuyordum. Kadm sözüne devam etti: < Korkunc maceramı ilk anlattığım insan sizsiniz. Sonuna kadar anlatmak için bütün kuvvetimi toplamağa çalı şacağım. Sizi vicdanlı ve kibar bir in san olarak tamyorum. Bana elinizden geldiği kadar yardam etmeniz ve bunu samimiyetle yapmanız için, her şeyi bilmeniz lâzım. < Ben, evlenmeden evvel, bir gencle sevişiyordum. Ailem evlenmemize razı olmadı, çünkü bu genc pek zengin değildi. Az bir zaman sonra, çok zengin birisile evlendim. Bu adama, cehalet, korku, itaat, lâ kaydilik gibi sebeblerle varmıştım; genc kızlar nasıl evlenirlerse öyle. Bu adamdan bir erkek çocuğum oldu ve kocam birkaç sene sonra öldü. O seneler zarfında, sevdiğim genc de evlenmişti. Benim dul kaldığımı gö rünce, kendi evliliği onun için müthiş bir ıstırab vesilesi oldu. Beni görmeğe geldi. Karşımda hıçkıra hıçkıra ağladı, kendisile dost olduk. Onu evime kabul etmemek belki daha doğru olacaktı. Fakat ne yapayım? Yalnızdım, öyle yalnız, öyle kederli, öyle meyustum ki! Üstelik kendisini hâlâ seviyordum. İnsan bazan ne ıstırablar çekıyor bilseniz! Dünyada ondan başka kimsem yoktu, anam, babam ölmüşlerdi. O, sık sık geliyor, ekseri akşamlarım benimle ge çiriyordu. Evli ofduğu için, onun beni bu kadar sık ziyaret etmesine mâni ol mak lâzımdı, lâkin kendimde bu kuv veti bulamıyordum. Ve... Nihayet onun metresi oldum. Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum. Tapınılacak derecede sevilen, en küçük arzularında bile mes'ud olması candan istenilen bir erkeğin diz çöküp yalvarmalarma, göz yaşlarına, insanı çile den çıkartan sözlerine her zaman ta hammül etmek kabil midir, zannedi yorsunuz? Neyse, dediğim gibi, onun metresi oldum ve mes'ud oldum, tam on iki yıl... Kansının da arkadaşı olmuştum. En büyük zâfım, en büyük alçakhğım bu oldu. Oğlumu beraber büyütüyor, onu ze ki, kendini bilir, yüksek ruhlu, hakikî bir insan yapmağa çalışıyorduk. Oğlum on yedi yaşına gelmişti. Âşıkımı, benim kadar o da seviyordu. Çünkü benim kadar ondan da muhabbet görmüştü. Ona karşı son derece hürmeti vardı. Bu adamı, annesinin sadık, vefalı, eski bir aile dostu olarak tanıyor, bir nevi baba, vasi, hâmi sayıyordu. Bir akşam, üçümüz birlikte, akşam yemeğini bizde yiyecektik. İkisi de so kakta idi. Acaba hangisi daha evvel gelecek diye merakla bekliyordum. Kapı açıldı, sevdiğim adam içeri girdi. Kol larımı açarak ona doğru ileriledim; beni kucakladı, uzun uzun öptü. Birdenbire ikimiz de ayni zamanda başımızı çevirip baktık. Hafif, belli bellrsiz, yanımızda yabana bir kimsenin mevcudiyetini anlatan esrarengiz bir pıtırtı olmuştu. Döndük... Oğlum, ora Manastır Valii esbakı Bay Behçet haremi Bayan Fatmanın vefat ettiği hak kmda dünkü nüshamızm 4 üncü sahifesinde neşredilen ilânda Bay Behçetin evveline sehven (merhum) kelimesi yazılmışsa da mumaileyhin hayatta olduğu tashih ve tavzih olunur. BİR TAVZiH H e r k e s diyor ki: İstanbula bundan daha muhteşem ve daha nefis bir eser gelmemiştir. Yüzlerce büyük artistin iştiraklerile B. De Miü'in yaptığı misilsiz eser KLEOPATRA Bütün istanbulun görmesi için iki büyük sinemada birden oymyor N I H A Y E T. ŞIK SİNEMA KAFESfE AŞK M İ L L î Ayrıca: Şehzadebaşı : ~"~"\ Oynıyan: CLAUDETTE A L E M D A R Aynca COLBERT AŞK KURBANI /* 1 s t a n b u l'da Bütün dünya rökorunu kıran KARYOKA filmini gösteriyor... Her yer 20 kuruş BAYANLAR... BAYLAR Gencliğinizin güzel günlerini hatırlamak ister misiniz? G E N C K I Z L A R , G E N C L E R; Geçirmek üzere olduğunuz güzel günleri yaşatmak ister misiniz? S Ü ME R SİNEMASINA M A K S İ M Bu akşam ve yarın matine ve suvaresi için hususi taamla ve kotiyon tevziatile ve mutedil fiatiarla büyük gala müsamereleri ilân eyler. gidinİz ve cazibelİ, endamlı, S1MONE SİMON'u, JEAN PİERRE AUMONT ve RAYMOND ROULEAU ile beraber temsil ettikleri M A K S İ M Muhterem dalkın memnuniyetini mucib olan büyük eglenceü programım bu münasebetle bütün artistlerin repertuvarını değiştireceğini vadeyler GÜZEL A Z A K GÜNLER SİNEMASINDA filminde görünüz. Genclik, neş'e ve güzel bir aşk hikâyesi filmi lstanbulun en kibar sineması M A K S İ M size sürprizler vadediyor, gelip yıldızlan alkışlıyarak kederlerinizi unutacağınızı taahhüd ediyor. GECE HENRY Ayrıca: DÜNYA BÜLBÜLÜ GARAT MONİQUE ROLLAND HABERLER1 ve KOMİK sinemasında Saat birden itibaren matinelerde iki büyük filim birden Bugün T A N EMiLLiA ViDALi TRiO CiMARRO Klâsik danslarında Yeni lspanyol şarkılarında İki saat hoş ve neş'e içinde geçireceksiniz. ŞAHANE VALS MARTA EGGERTH SZOKE SZAKAL B O Z A M B O DUO LANDHOFF kraliçesi ve kaşıklı danslar MİS İSPANYA I PEER G Y N T SİNEMASI Siyah muhorib... Siynh Afrt seyircileri teshir ediyor kanın Kralı ve dehşeti. . Ihtirasları hep bu filimde görii lecektir. Yeni FOX JURNAL • Hâveten: M1K1 MAVS • A L K A Z A R Türkiyede ilk defa olarak gösterilmekte olan Tarzan Yamyamlar Arasında NOAT BEERY Jr. Bu film şimdiye kadar gösterilen bu cins filimlerin en fevkalâdesidir. = = = = = Bugün İ P E K sinemasında 13NO.LU CASUS AŞK HEYECAN HARB SEVİŞEN CASUSLAR ZENGİN ve MUAZZAM SAHNELER. Amerikan ordusunun hududsuz yardımlarile ve milyonlar sarfile yapılan muazzam şaheser. Başrollerde: CARY COOPER MARYON DAVtS (Fransızca sözlü) tlâveten: Paramount Jurnal Her görene zevk veren bir tilim Beklediğiniz FİLİM BÜYÜK yıldızlar meraklı bir entrika muhteşem dekorlar yüksek lüks HEPSİ UÇURÜMA Bugün DOĞRU sinemasında Fransızca filminde Brigitte Helm Henry Roussel Françoise Rosay Bugün TURK sinemasında «Ufa füimdir» Hâveten (Ufa Jurnal) MARİETTA Fransızca sözlü ve hakikî fransızca şarkılı büyük O P E R A film JEANNETTE MACDONALD NELSON Hâveten: Paramount Jurnal ve ondan zemin katmın kale duvan kalınlığında beton duvarlan olduğunu haber almıştı. Fakat bu malumat pek fazla genişliyemiyordu. Zemin katının bir tek anahtan vardı ve ihtiyar Trasmere bunu geceleri boynunda, gündüzleri cebinde taşıyordu. *#* Trasmere başını tabaktan kaldırarak gözlerini uşağa dikti: Bu sabah gelen oldu mu? Hayır efendim. Mektub var mı? Birkaç tane var. Yazı masanızm üstünde. Trasmere bir müddet düşündü. Sonra yeni bir sual sordu: İki üç güne kadar Londradan ayrılacağıma dair gazetelere bir ilân verdiniz mi? Verdim. Çinden Londraya bir adam geldi. Yahud da gelmek üzere. Ona tesadüf etmek istemiyorum. Anlıyor musunuz? Anlıyorum, efendim. Trasmere uşağı ile bazan pek senîi benli konuşurdu. Fakat buna aldanmak kat'iyyen caiz değildi. Valters bunu iyi bilir ve ihtiyara sual sormak cüretinde kat'iyyen bulunmazdı. (Arkast var) ELEK EDDY 1TİBAREN A T Yeni zabıta romanımız i 4 Kanlı Bilmece Yazan: Edgar Wallace Tab ayağa kalkarak piposunun küllerini silkti. Sonra kendi kendine söylenir gibi: Kadm hakikaten güzel! dedi. Reks Lander bu sözleri hayretle karşıladı. Tab Hollandın bahsettiği herhalde amcasmın yeni ahçısı degildi. 3 Jes Trasmere örtüsüz, uzun bir masamn bir ucuna oturmuştu. Tabağmdaki et parçasını ağır ağır yiyordu. içinde bulundugu yemek salonu hiç te zengin bir adamm salonuna benzemiyordu. Duvarlar çıplaktı. Eşya da oldukça eskipüskü şeylerdi. Trasmere onlan mezaddan satın almıştı. Salonda kitabdan ve gazeteden de eser yoktu. Ihtiyar okuma merakhsı değildi. Vakit öğleyi hayli geçmiştî. Ihtiyann sırtındaki robdöşambnn etekleri arasın dan gri renkli pijaması görülüyordu. Filhakika Trasmere yataktan henüz kalkmis.li. Yemekten sonra soluk renkli redin çıkıp gidebilirsiniz. Benim evimin kanunlan böyledir. Ya bu kanunlara riayet etmeli, yahud arabayı çekmeli. Hulâsa bu tarzı hareket hiç değişmedi. Yalnız bir gece ihtiyar birdenbire hastalandı. Kalkıp Valtersi uyandıramadı. Bu yüzden programda ufak bir değişiklik yapıldı. Uşağın kapısının anahtan kapının dışına asıldı. Fevkalâde bir hal zuhurunda ihtiyar zile basacak, uşak ta camı kırarak anahtan alıp kapıyı açacaktı. Geceleri kilid altında uyuyan uşak, sabahları kapısmı açık bulurdu. İhtiyarm kapıyı ne vakit açtığını bilmezdi. Anla şılan yatarken açıyordu. Valtersin haftada bir gün yirmi dört saat izni vardı. Bu izin ertesi gece saat onda biterdi. Bu saatte mutlak eve avdet etmiş olması lâzımdı. îhtiyar: Eğer bir dakika gecikecek olursanız beyhude zahmet edip te gelmeyiniz! demişti. Maamafih bütün bunlara rağmen Valters efendisinin kendisinden gizlediği şeyleri kesfetmek için birçok fırsatlara ma likti. Ve bunlardan istifade etmiyor da değildi. Zemin katında neler olduğunu öğrenmesi lâzımdı. Bir gün evin inşaa tmda çalışmış bir adama tesadüf etmiş, KORKUNC Şehzadebaşmda G E N E İki büyük harika filmi birden BUGÜNDEN LJ I I sinemasında CANAVAR Büyük sergüzest, dehşet ve heyecan filmi Sinema âleminin en çok beğenilen yıldızı MARTHA EGGERTH tarafından büyük muvaffakiyetlerle başarılan ÇARDAŞ FÜRSTİN Almanca sözlü büyük operet filmi Arzuyu umumî üzerine ilâveten: "DENİZ KIZI EFTALYA,, nın en son okuduğu «ÇOBANAYŞE K I Z» DUHULİYE: 20, PARAD1: 15. Bugün TALEBEYE tenzilâtlı matine her yer 15 kuruştur. | DAMPiNG GECELERİNİ Bekleyiniz... SorunuzT| FRANSIZ TiYATROSUNDA ŞERiF MUHiDDiN TARGAN 6 Ikincikânun Pazartesi akşamı saat 21 de Yerlerinizi evelden aldırınız. Telefon : 41819 K O N S E R İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle