17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 28 tkincikânun 1936 Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar Altu Nasid serefine Büyük ve zengin bir müsamere hazırlandı Gene kızlarımızın eserleri Hırsızlık artıyor Şimendifer vagonlarını bile soyanlar var! E\velki gece Park otelinin arka tarafına isabet eden bahçe duvarından meçhul bir hırsız otelin bahçesine atlamış ve binaya girmek için yer aramağa başlamıştır. Otel bekçisi hırsızı görünce hemen bahçeye çıkmış ve hırsızı kovalamağa başlamıştır. Hırsız da korkusundan koltuğundaki pabuçlardan bir tanesini bırakarak geldiği duvardan atlayıp kaçmıştır. Enver adında bir hırsız, evvelki gece Sirkeci istasyonunda djuran 209 sayılı vagonun kapısındaki mühürü kırmak suretile içeri girmiş ve bir hayli eşya çalıp kaçarken yakalanmıştır. Sabıkalı hırsızlardan Todori, Feriköyünde Kuyulubağ sokağında oturan Balıkhane memurlarından Fethinin e vine girdiği sırada yakalanmıştır. Tozkoparanda Cami sokağında 25 sayılı Neşetbey apartımanının ikinci katmda oturan binbaşı Hâmidin dairesine meçhul hırsızlar girmişler, tam öteberi aşıracakları sırada evdekilerin uyanmasile kaçmağa mecbur olmuşlardır. Polis hırsızları aramağa başlamıştır. BU DA BAŞKA TÜRLÜSÜ! Galatada Yenicami caddesinde oturan Kâzım, Necatibey caddesinde Hüseynin birahanesine gitmiş ve içmeğe başla mıştır. Tam bu sırada meşhur sabıkalılardan zenci Marmara Hasan, arka . daşlarile beraber birahaneden içeri girmiş ve Kâzımın yanma giderek palto sunun cebinde bulunan 10 lirasım alarak birahaneden çıkmıştır. Kâzım he men polise tnüracaat etmiş ve meşhur sabıkalı yakalanmıştır. ANA VE KIZ BOĞULUYORLAR DI İstinyede Fuadpaşa yalısında o turan Aliye adındaki kadmla kızı 6 yaşlarında Sahure dün deniz kenarında gezerlerken küçük Sahurenin birden bire ayağı kaymış ve denize düşmüştür. Kızının boğulmak üzere olduğunu gören zavallı anne de kendini denize atmış, o da denizde çırpmmağa başla mıştır. Ana kızın boğulmak üzere olduğunu gören İzzet adında bir erkek ana ile kızı kurtarmıştır. Aliye 9 aylık gebe olduğundan denize düşme sonunda sıhhî durumu fenalaşmış ve Haseki hastanesine kaldırılmıştır. Yakın maziden maceralar 55 Sapı pembe kordelâdan fiyangolu ğe kalkışmıştı. mızrabı avucunun ıçıne aldı. Dan, dın, Ah, ah bu tiyatoralar. Herşeyden dun, bir iki darbeden sonra kısa bır ge evvel onlan yasak etmeli; çoluğun çocuzmtı yaptı. ğun edebini, terbiyesini korumalı.. A taZağfer Hanım: ze, yavrucuğu, Hasanın, Şevkinin tiyat Allasen taksimi maksimi geç; şöy rolarına ne diye götürürsün? le oynak, curcunalı, şevk verici bir hava Bari us pahası olsun da bır daha oraçal! diyor, bize dönüp ilâve ediyordu: lara ayağını sokma. Kadın sen oynattın mı? Taksimi Afacan meram anlar, susar gibi değil.. sevmıyor musun? dersenız onun da ce Annesi öfkeli öfkeli kalktı. Udu eline alvabı var. Karşımızdaki kabzımalların e dı. Kızlara bir kumanda daha savurdu: vinden taksim, gazel dinliye dinliye gık Bu yumurcağı dinliyecek değiliz. dedım. Gece gündüz, kabakçı arabınki Haydi çabuk kalkm! gibi zımbırtı yahud bostan dolabı gibi Kızına sesıni yavaşlattı: gıy gıy; arkasından da içi karartan, yü Gene miskin miskin, uyuntu uyunreğe kasvet veren mededler, heyheyler... tu oynama. Zaten cinlerim başımda, hırArtık illâllah yahu!... İdris Mollanm küçük torunu gaygayh sımı senden alırım! Tıpkı bir lâterna temposu ve gümbürbir sesle tutturdu: tüsıle başladı kantoyu çalmağa: Atj'etme sakın, hançeri mujgânını naqâh Nazlı civan, gel etme sen naz İncitme yazıkt hastai hicranını eyvah Aşıkına rahmeyle biraz (Sakın) derken kısacık bir (sakın) İki hemşirezade lâhzada kalktılar. daha ilâve ederek (incitme) yi çifteleştiıerek, gözlerini bererte bererte ne çalış; Tıpkı tuluat kumpanyalarındaki kanto kolunu dımdık bükerek ne parmak oyna cular gibi, karşıkarşıya ne kanto söyletış: göğsünü öne vere vere ne ara nağ yış; ne gerdan kırış; ne omuz tıtretiş... Odanın ıçinde fırdolayı sekmeler, bir meye gıriş. Şarkıyı bitirirken, sarı saçlı teyzanım bacağı ötekinin üstünden atıp dönmeler; vaziyet aldı. Son mısra nihayetlenir ni başı arkaya verip geriye doğru iğilmeler; birden öne hamle edip sıçramalar. hayetlenmız, Veled cıyak cıyak bağınyordu: Dur! emrini verdi ve Zağfer Ha Armud mu kandınyorsunuz?.. Çonıma: Bizim kızımız bir taksim edip ga banı isterim, illâki çobanı oynıyacaksı zel söylesın de bakalım içın kararacak nız. Oynamazsanız... Asıl ablasının üstüne atılıp saçını yamı, yoksa ferahlanacak mı? dedi ve kukalıyacağı esnada Zağfer Hanım haymanda etti: Hicazdan giriş!.. Rastı, karcağan, brdı: süzinaki dolaştıktan sonra biraz hüzzam Müslüman, Allah lillâh nzası için da karar kıl; sonra (Durmaz işler) i o çoban mı, sığırtmaç mı, ne karnaksı isc ku! onu çal da şunun ağzı kapansın!.. Zağfer Hanım hemen yerınden fırlaSımdi de bizim fındık kurdunda iyıp dışan koştu. Eünde bir bardak su nad. Somurtkan bır çehre ile yerinde taş ile geldi. O gelirken, benimki ayağa kal kesilmiş. Annesi, teyzesi boyuna kulağıkip bardağı aldı. Oturup yana dünerek na bırşeyler söylüyorlar, cevab verme suyu içti. Evvelâ uzunca bir taksim ya yok... Nihayet teklifi tekellüfü unuttu; pıp ardından, demınkınden daha gay kendıni tutamadı: gaylı bir sesle tutturdu: Kuzum Allah aşkına, bu kıyafetDurmaz iş1er ta ciğerde hancerimn yâresi le çoban oynanır mı?... Böyle zâlim olmasın hiç ktinsenin mehZağfer Hanım yanına yetişti. Burun paresi buruna biraz konuştular. Meğerse iş içinMededleri öyle bir ayyuka çıkarma ki de is varmış.. tıpkı hanende Karakas. Tazecık gazeÇoban kantosunu oynıyacakların biri lin en muhrik yerinde ıken a\az çıkfğı erkek, bırı de kadın olurmuş. Erkeğin kadar bır ses: basına fes mes, sırtına da aba maba gibi bırşey lâzımmış. Elıne de uzunca bir so Küçük abla be, Cımdallıyı söyle pa istermiş. Bunlarsız çoban oynanır mı sene! Annesi ıstedığı kadar çımdiği bassın, ımiş ki? teyzesi beş parmağını göstersin, anne anZağfer Hanım onun da kolayını bulnesi silâh çatar gibi kasını catsın, aracın du. Pürtelâş dışarıyı boylayıp bir fes, veled susmuyor da susmuyor: bir battaniye, bir de çalı süpürğesinin sa Cımdallıyı çalmazsan gösteririm pile geldi. Benimki fes giyip, battaniyesana ben!... Enayi, naz mı ediyorsun^ ye de sarılıp sopayı eline aldı; çoban olGece gündüz çalan babam mı? du. Teyzezadesi de köylü kızı. Arsız oğlan bağırtıyı daha artırdı: Aytplaman beni dostlar yâre bend oldum Oyle ise (Çoban) ı cal: sonra da Yanık pervaneler gibi derde duş oldum udu anneme ver, ablamla beraber oyna. diye bir çoban düettosuna giriştiler ki Oynamazsam vallahi tepene binerim! sorma. Zağfer Hanım gene isi örtbas etme (Arkan car) Çok güzel bir sergi Beyoğlu Kız San'at mektebinde görülen işler her türlü takdire lâyıktır Beyoğlu kız sanat mektebinin muh teşem salonlarında tertib edfilen sergiyi ben de gezdim. Memleketimizde bu tarzda ilk defa olarak küşad edilen sergi, kadınhk âleminde çok alâka uyandırdı. Kız san'at mektebinin kızları tara fından yapıle^ı de ğerli esyayı came kânda tetkik ettım. Mektebli kızların nermin ve san'atkâr Sergiden bir köşe ellerile yapılan el işlerinin her biri birer şaheserdir, denile larına garnitür koymuş, kapalı yakalıklı bilir. bir bluz takdirler tooladı Organtin denilen sağlam bir bez üstü*** ne altın renkli tellerle, kılabdanlarla yaGergefte gri bez üzerine türlü türlü pılan Rumeli işlemeleri çok parlak görümavi çiçekler işlenerek yapılan süsler, nüyor. dekorasyonlarla sergiye giren bluz pek Büyük bir dikkat ve itina ile halis ipek cazıbeli görünüyordu. ten yapılmış türlü türlü çiçekler nekadar Birbirinden güzel olan yün örgülü tahoş? Bütün yapraklan kırmızı ipekten kımların üzerinde bulunan düğmeleri yapılmış lâleleri, gelincikleri görünce, tetkik ettim. Tarak şeklınde pembe bilkendimi fulya tarlalarında, Yeşilköyün lur düğmeler nekadar güzel!.. ekinlerinde ve ilkbaharda sandım! Açık yeşil galalit düğmeler çok zarif. Henüz açılmış pembe bir katmerli Sellüloidden, camdan, billurdan yapıl gülle, yemyeşil ve narin yapraklar ara mış bej, mavi, pembe, siyah, renkli çeşid sında gül koncalarını gördüğüm zaman, çeşid düğmeler muvaffakiyetli. Üzerleri Boğaziçinin güzel sesli bülbüllerini hatırelmas, pırlanta taklidi maddelerle süslenladım. miş kirdab şeklindeki düğmeler, biilur *** gerdanlarda nekadar güzel parlıyacak? Okuyucularıma müjde vereyim ki bu ilk defa olarak bu kız san'at okulunda parlak beyaz simden, gümüş sırmalardan düğmelerin yüzde doksanı yerli malıdır. yapılan güllerın, yasemınlerin, krizanlem*** lerin, jerenlerin, fulyalann, menekşelerin Hasıh kelâm, iki tığla, iki kroşe ,1e, istilize edılmiş mücellâ şekilleri nekadar iki şişle birer demet yünden çıkan bu kıycazıbeli? metli eşyayı yapan mubarek eller neka Ayıntabın eskı usullerine göre yapı dar meharetlidır. lan işlere, örtülere motıflere nekadar göz Beş, on senedenberi gerek fabrikalarınuru dökülmüş? mızın ve gerek kadınlarımızın değerli eîRenkli kadifelerden yapılmış türlü lerile işlenen ceketler, kazaklar, bluzlar, türlü şapkalar, çiçekler, güller çok zarif! yelekler, hırkalar, roplar, tayyörler ve Sanayii nefısenın, güzel san'atların tezyi floşla karıştırılarak yapılan yaprak örgünî şubesıne göre yerli Jcamıştan pek süslü lü, düz örgülü, çeşid çeşid süslü, cazibeli olarak yapılan (kutu kapağı) bir şahe elbiselerin bütün kadınlar ve erkekler taserdir. rafından rağbet görmesi, umumî sıhhati Çeşıd çeşid kumaş kırpıntılanndan oya ile yapılmış türlü türlü motifler, çiçekler ve ajurlarla süslenmiş bix çocuk başlığı, altın saçlı bir çocuğun başına biçilmiş bir kaftan gibidir. *** San'atkâr Naşidin fraklı bir resmi Onümüzdeki cuma günü akşamı, maruf halk san'atkârı Naşid serefine büyük bir müsamere hazırlanmıştır. Gönül; kendi kendini yetiştirmiş ve uzun yıllar halkı eğlendirmiş olan Naşidi çin, Şehir tiyatrosu san'atkârlanna olduğu gibi bir jübıle yapılmasını nekadar isterdi ve bu hareket nekadar yerinde olurdu? Çünkü Naşid tam 35 yıldır sahnededir ve bu seneler şahsiyetini kahkaha, alkış ve sempali halinde sarmış halk sergisi ve muvaffak;yeti içinde geçmiştir. Böyle bir fikrin düşünülmesi temenniye şayandır. Naşid müsameresi cuma akşamı Şehzadebaşındaki Millet tiyatrosunda ve rilecektir. Buna Şehir tiyatrosundan Hazımla Muammerin de iştiraki için Vali nin muvafakati alınmıştır. Temsilden evvel maruf müganniye Denizkızı Eftalya tarafmdan bir konser verilecek ve müte akıben Naşid, Hazım, Muammer ve Haüde ile beraber güzel bir komedisini temsil edecektir. Liman faaliyeti Ne kadar gemi çalışıyor ve ne varidat alınıyor? Deniz Ticaret Müdürlüğü (îstanbul Limanı) adında çok faydalı bir eser neşretmistır. îstanbul limanına, Boğaziçine ve Halice aid muhtelif resimleri de ihtiva eden bu kitabda limanın tarihinden, iktısadî ve coğrafî vaziyetinden, fener ve sis düdüklerinden, sığlık alâmetlerinden ve şamandıralardan, lımana aid muhtelif resimlerden, Galata, Sirkci ve Haydarpasa limanlarından, serbest demiryollarından bahsedilmektedir. Kitaba ayrı bir fasıl olarak lımanlar kanunu, îstanbul limanı nizamnamesi, ticaret gemilerinden alınmakta olan rüsumlar, kılavuzluk ve romor körcülük tarifesi eklenmiştir. Liman kıtabına göre, Denizyolları, Vapurculuk şirketi, Akay, Şirketi Hayriye, Haliç vapurlarile, şilepler ve diğer motörlü gemiler dahil olmak üzere İstanbul limanında 273 parça gemi keyidlidir. Bunların gres tonilâtolan 213,890 dır. Bunların içinde Denizyolları idaresine aid vapurların gayrisafî tonilâtosu 50,508, Vapurculuk şirketinin malı olup şimdi Denizyolları idaresine devredilecek va purlann gayrisafî tonilâtosu 29,877 dir. îstanbul limanında 932 senesinde 68,644 lira, 933 senesinde 89,167 lira, 934 senesinde 91,217 lira deniz rüsumu hasılatı elde edilmiştir. 1934 senesinde îstanbul limanına 6,509,947 rüsum tonilâtosunda 14183 aded gemi çirip çıkmıştır. 1932 senesinde 9626, 1933 senesinde 9992 aded gemi gelip gittiğine göre son senelerde liman faaliyetinde mahsus bir inkişaf vardır. 1934 senesinde îstanbul limanında ticarî muamelâtta bulunmuş olan vapurların miktan 14183 adeddir. Bunların rüsum tonilâtoları da 6,509,347 ye baliğ olmaktadır. Trakva*vn k (Baştarafı 1 inci sahifede) icin yapılan plân Fvvelki gece saat 23 te Göztepede otu ran Salimle Göztepede kahvecilik eden Osman yolda karşılaşmışlardır. Osman Salimden alacağı oaln kahve parasını isteyince aralarında kavga başlamış ve Osman bıçağile Salimi yaralamıştır. Yaralı Zeyneb Kâmil hastanesine kal dırılmış. Osman yakalanmıştır. Unkapanı caddesinde Ferhadbey hanında yatan seyyar köfteci Hasan arabacı Niyaziden alacağı olan parayı istemiş, Hasanm kendisinden para istemesine kızan Niyazi bıçağile köfteciyi ayaklarından yaralamıştır. Suçlu yakalanmıştır. re daha konuşması kuvvetle muhte meşguldur. Trakya kövlüsü teşkılât meldir. sızlığm çok zararını görmüştür. Nite Karaağacı Güzelleştirme kim bundan daha birkac av evvel köyCemiyeti kuruldu lü sırf satış kooperatiflerine malik ol maması dolayısile kendi hakkı olan ka Kraağac Edirnenin beş kilometro uzancınm önemli bir kısmını mutavas zakta şirin bir parçasıdır. Son harbler yüzünden harab olan bu şirin köşpyi sıtlara kaptırmıştır. canlandırmak ve güzelleştirmek maksaMalumdur ki bundan üc dört ay evdile Karaağac halkı aralarında (Kara vel buğday fiatleri birdenbire üç bu ağacı Güzelleştirme) adile bir cemiyet çuk, dört kuruştan sekiz kuruşa kadar teşkil etmişler ve derhal sokaklarına yükselmiş ve bu vaziyette müstahsil fidanlar dikmeğe baslamışlardır. Ge değil, zahire ticaretile uğraşan bes on çen hafta idare heyetini seçen bu ce kişi istifade ederek bir cırpıda büyük mivetin bugünlerde nizamnamesi de kazanclar elde etmislerdir. Halbuki tasdik edilecektir. köylü satış kooperatiflerine malik ol Karaağacın canlanabilmesi için bu saydı vaziyet tamamen bunun aksine olacak ve bu fark doçrudan doğruya rasile Edirne arasında bir otobüs servisine siddetle ihtiyac vardır. Bu ya köylünün cebine girecekti.. pılabildiği takdirde Karaağacın yavaş İşte Trakya Umumî Müfettişliği ta yavaş canlanacağında hiç şüphe yok rafmdan bütün bunlar etraflıca düşü tur. nülerek gereken tedbirlere başvurul Trakyada zeriyat çok iyi makta.dır. Amerikada soğuktan 164 kişi Yurdun her tarafmda olduğu gibi Mandıracılara kredi veriliyor öldü Ziraat Bankası ilk defa olmak üzere Trakyada da havalar baharı andırmakNevyork 27 (A.A.) Soğuk dalgası bu sene Trakyada koyunculara 150 bin tadır. Birçok yerlerde ağaclar tomur liralık bir kredi açmıstır. Bunun on bi cuklanmış ve çiçek açmıstır. Bu hava devamdadır. Son üç gün zarfında 164 ni Uzunköprüye. 15 bin lirası Kesana ların ekinler için zararlı olup olmadı kişi ölmüştür. gönderilmiş; geri kalanı da Edirne Zi ğını anlamak için bu işlerde salâhivetraat Bankası tarafmdan dağıtılmakta tar bir zatla görüştüm, bana aşağıdaki bastığı takdirde bütün ağaclar bu sene dır. Böylelikle Edirne ve çevresinin ö malumatı verdi: yemişsiz kalabilir.> « Bu sene sonbaharda havaların pek tedenberi tanınan peynirciliği birden Pehlivanköy 27 (Hususî) Trakya bire gelişecek ve pek kısa bir zaman yağışlı geçmesi köylünün ekim işlerine Umumî Müfettişi General Kâzım Dirik içinde Trakva pevnirleri iç ve dış pazar engel olmuştu. Eğer havalar böyle mü dün kaymakamla beraber köyümüze said gitmeyip her seneki gibi teşrinisa geldi. Kâzım Dirik gece3farısma kadar larda tekrar eski revacını bulacaktır. Bir müddet evvel İktısad Vekâleti ta ni sonlarında soğuklar bassaydı bu se köy odasmda kalarak köylüleri dinle rafmdan Edirneve gönderilen ve Umu neki kışlık ekim çok noksan olacaktı. di. Yapılacak işler üzerinde birçok komî Müfettis General Kâzım Dirikle bü Bunun tersine olarak havaların müsaid nuşmalar yapıldıktan sonra köyün mahtün mıntakavı ba^tanbasa dolaşarak gidişi kışlık zeriyata fırsat ve imkân sulünü, verimini, sağlık işlerini, yatı overmiş ve bu sene Trakyanın her tara kul işlerini, mekteb, ziraat, hayvancı tetkikatta bulunan İktısad Vekâleti müfında geçen seneden çok fazla zeriyat lık, köy yolları üzerinde uzunboylu koşavirlerinden Hüseyin Şükrü, Umumî yapılmıştır. Havalar ilk yazada da münuşuldu. General geceyi köyde geçir Müfettişlikte vazife almış olması dola said gittiği takdirde bu senenin çok bedikten sonra sabahleyin köy mektebi yısile, bundanböyle daimî olarak bu iş reketli olmaması için ortada hiçbir se ni, yeni açılan örnek fidanlığını, köy lerle uğraşacak ve bir taraftan da ko beb yoktur. boğalarını, köy sandığını, tarlalarını tefzacılık işlerini ele alacaktır. Umumî Ağaclara gelince; bu vaziyet ağaclar tiş ettikten sonra Mandia ve başka köyMüfettis General Kâzım Dirikin buşün için maalesef zararlıdır. Ağaclar yur lere hareket etti. Köylü Cumhuriyet lerde tekrar Ankaraya giderek bu ıs dun birçok yerlerinde vaktinden evvel hükumetinin mümessilinin bu yakın ler üzerinde ilgili Bakanlıklarla bir ke uyanmış ve bahar açmıstır. Soğuklar, ilgisinden çok sevindi. mize yardım etmeğe başlamış ve bu zarif yün örgü işleri sayesinde kızlarımız, ka dınlarımız kışın ince elbiselerle gezerek hastalanmaktan kurtulmuşlardır. Çünkü, incecik pamuklulara, fildökos fanilâlara, ipeklilere karşı, yünlü bluz Bir cok kızlar, kadınlar kendilerine lar, kazaklar, en siddetli soğuklara karşı mahsus selim ze\klere, nezıh duygulara, mukavemet eden kürk gibi sağlam elbisetatlı hatıralara» nermin vücudlere, nazık dir. Analarımızdan, atalarımızdan bize mibünyelere, kibar tenlere, şairane hislere ras kalan o kaba, sapa yün işlerini, bediî göre çeşid ceşid yünlerden, rengârenk ipiklerden türlü türlü bluzlar, takımlar, ve yeni örgü halinde ihya etmek, ve büeldivenler, atkılar, eşarplar, şallar, bere tün kız mekteblerimiz, biçki ve dikiş yurdler, şapkalar, ve çocuk entarileri yapmış lanmız ve san'at okullarımızla bütün vilâyet ve köylerimize kadar neşir ve tamim lar. Masaların üstlerinde teşhir edilen yüz eylemek elzemdir. BARDA KAVGA Nurosmaniyede oturan sobacı İbrahimle kardeşi Ce lerce yünlülerin hemen hepsi Türk kızlaBu sayede milletimizin sağlığına, iktırının mubarek ellerile örülmüştür. mil pazar günü Beyoğlunda Turanba sadiyatına ve ekonomisine çok yardım *** ra gitmişler ve içmişlerdir. Fakat so etmiş oluruz. Kıbrıs gibi ufak bir yerde nunda, para meselesinden garsonlarla İşte güzel formada ınce yünden örül yerli keten bezler üstüne, yerli keten ipkavga etmeğe baslamışlardır. Kavga müş minimini bir kız şapkası!.. Duvara liklerle Türk ve Rum kız mekteblerinde büyüyünce Mahmud îsmet adlı şoför asılmış, rengârenk motiflerle süslenmiş bir ve köylerinde yapılan gayet sağlam ve de işe karışmış ve İbrahimi başmdan kız eşarpı! Sergi salonunun duvarlarım süslü motifler sayesinde her sene îngilteyaralamıştır. İbrahim de şoförü bıçakla süsliyen levhalara baktım. Kız san'at re, Fransa ve Amerikadan Kıbrısa bir ellerinden yaralamıştır. mektebinin küçük bayanlan tarafmdan milyon Türk lirası kadar para girdiğini Polism vaktinde bir müdahalesile bü yapıldığını anlaymca takdirkârlığım art hatırlatmak isterim. yük bir çinayetin önü alınmıştır. Suç tı. *** lular yakalanmıştır. Teşhir edilen bütün yünlüler, kızlan Sözümü Kız San'at mektebinî takdir İKİ SARHOŞ BİRBİRİNİ YARA mızın ince duygularını heyecana getirte ve tebrik ederek bitirirken milletimizin LADI Evvelki gece, Kasımpaşada cek derecede birbirinden güzeldirler. Façok muhtac olduğu idareli ev kızları yeHacıhusrev mahallesinde oturan amele kat yünlülerin içinde bazıları o kadar tiştirdığini ve mes'ud aile yuvalan kurmaMustafa ile ayni mahallede oturan Şesan'atkârane örülmüştür ki, ziyaretçiler, ğa çalıştığını da kaydedeceğim. Zaten fik eğlenmek istemişler ve Şefiğin e bunları birer şiir gibi telâkki etmislerdir. milletimize her işi bilen, evini, kocasını, vinde rakı içmeğe baslamışlardır. Lâciverd, kırmızı, san, bej renkli ip coluk cocuğunu iyi idare eden ev kızı İki arkadaş sarhoş olunca birbirlerile iklerle ve arabesk dessenlerle örülmüş ve lâzımdır. kavgaya tutuşmuşlardır. Kavga sonun bluz, eldiven, eşarp ve bereden ibaret oDr. HAF1Z CEMAL da Mustafa yüzünden Şefik te başm lan kübik dört parçalık takımın önüne dan tehlıkeli surette yaralarumşlardır. her gelen güzel kız dakikalarca duruyor, Yaş meyva istiyen Alman Vak'ayı haber alan polisler her iki kav süzüyor ve düşünüyordu; gacıyı da baygm bir halde Beyoğlu hasfirması •»* H* •?• tanesine kaldırrruşlardır. Almanyanın çok büyük ithalât firmaGayet înce beyaz yünle seyrek ve kıIarından birinin M. Albert adındaki müvırcık beyzî şekilde ajur dessen örgü ile DENİZ İŞLERİ örülmüş ve yakasına konulan Ankaranın tehassısı memleketimizden bütün mevsim devamınca külliyetli miktarda elma ve tiftiğinden Deniz Müsteşarının tetkikleri yumuşak tatlı bakışınıyapılmış bir kazak yaş meyva almak için müzakerelerde her kızın celbediyordu. bulunmak üzere şehrimize gelmiştir. TürDeniz İşleri Müsteşan Sadullah GüKestane, turuncu ve bej renkli narin ney dün Deniz Ticaret Müdürlüğünde yünipliğinden iğne ile işlenmiş ırlandez kofis Alman mütehassıs ve mümessilini ihracat tüccarlarımızla temasa getirmekmeşgul olmuştur. dessenden yapılmış güller nekadar güzel tedir. Müsteşar, Denizyolları İdaresinin ye tanzir ve temsil edilmiş? Pek açık filizi Çok büyük mikyasta ihracat yapıla ni teşkilât ve mesaisile ve deniz müessese renk zemin üzerine ve buklet yün üstüne cağı için ihracat tacirlerimizin ve müskoyu yeşil tiftikten örülmüş yakalık, el lerinin bilânçolan üzerinde yapılmakta tahsilin makul fiat teklif edecekleri umuldivenlik, omuzluk gibi narin parça olan tetkikat üzerinde alâkadarlardan imaktadır. larla süslenmiş bir kız kazağına herkes zahat almıstır. vurulmuştu. Kongreye davet Deniz Müsteşarı şehrimizde bulundu *** Kızılay Cemiyeti Aksaray Kamun Kola ğu müddet zarfında Fabrika ve HavuzOmuzdan geçen parçalar diyogonal Başkanlığmdan: lar Idaresile Akay ve Denizyolları İda denilen balıksırtı gibi örülmüş, göğüs ve Kamunumuzun senelık genel toplantısı 31 1/1936 cuma günu akşamı saat 20,30 da resine giderek bu İdarelerin yeni bütçe arka kısmını japonez bir tarzda kabart Aksaraydakl binasında yapılacağından bülerini ve teşkilâtlarını tetkik edecektir. mış, Ankara tiftiğinden yakasına ve kol tun üyelerimizin gelmelerinl dilerl». ALACAK YÜZÜNDEN İKİ CERH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle