Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 22 İkincikânun 1936 Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar Alus Kaybolan kâşif Pilotla beraber sağ ve salim bulundu Yakın maziden maceralar 49 Hele bu Kalitaryadan uzaklaşalıın, tehlikeyi savup sabahı edelim de ötesine Allah kerim. Kadmlara: Yerinizden kıpırdamayın. Şimdi sizi kurtaracağım, buradan kaçacağız! dedim. Nikonun meyhanesi tarafmda şamala kesilmişti. Kaymakamın bağırtılan ile rideki oteller cihetinden geliyordu. Bir solukta bayır yukan çıktım. Meyhanenin arkasından ileriye bir göz attım. Nikonun kansı, saçıbaşı alaztaraz, çardağın bir kenarında inliyerek yabyor; kızı yanıbaşında ağlayıp duruyor... Az ötede Niko, caketi pantalonu paramparça, kamburunu çıkarmış, oğunuyor... Badi Cemıl meydanlarda yok. Herhal de alıp götürmüşler, bir deliğe bkmışlar olacak... gibi emret. Ne arzu edersen başımız üstüne!.. Üç çeyrek, bir saat kadar yürüdükten sonra Safra köyüne vardık. Karar laştırdığım veçhile, kahvelerden birinin kepengıni vurdum; kahveciyi uyandır dim. Arkadaşlarım Ahmed ve Mehmed Beylerle Vidos köyünden geliyoruz. Yann erkenden, ambarlıya gideceğiz, ava çıkacağız. Tedariksiziz, burada sa bahhyacağız. Kahve mahve istemez, sen uyumana bak! dedim ve eline mecidiyeyi toka ettim. Herif sevincinden deli oldu. Parayı koynuna sokar sokmaz gene yerine yat tı; horultuyu tutturdu... Kırık peykenin ve iskemlelerin üstünde sabahı ettik. Şimdi de kararım şu idi: Ne olur ne olmaz, izi kaybetmek için, gün ağarma dan kahveden çıkmak. Mühacir köyüne yahud Nifos köyüne gitmek. Oradan bir sınk arabası bulup Mevlânekapısına gelmek. Acuzelerden ve eski tanıdıklardan Topal Esmanın evine düşmek... Japon orduları Dış Mogolistan kapılannda Bir İngiliz muharriri «Japonyanın buralan sırf arazi ilhakı emelile almak istediğini düşünmek hatadır. Mogolistan müstakbel Rus Japon harbinde sevkulceyş bakımından fevkalâde ehemmiyetli olacaktır» diyor 1 Japonlann, Çin de takib etmekte olduklan siyaset, Mogolistan hakkın da besledikleri e meller dolayısile Sovyetlerle müna sebetlerinde vuku bulacak değişiklikler hakkında bazı tah minler yürütmek çok enteresan bir mevzu teşkil etmektedir. Ayni zamanda Moğolistamn bir mil yonluk halkı ile bir milyon murabba ki lometrodan daha büyük arazisinin akı beti hakkında bir inceleme yapmak ta faydalı olacaktır. Japonlann arzu lan gizli kapaklı değildir. Japon askerî liderlerinin bütün Asya kavimleri üzerinde kurmak iste dikleri hâkimiyet bakımından dış Mo ğolistamn Japon hâkimiyeti altına geç mesinin nekadar şayanı arzu olduğunu izaha hacet yok Fransa, Japonyayı haklı görüyor! Deniz Konferansında iki tarafın istedikleri Pariste çıkan Pötit Parisien gazetesî, Fransız Bahriye Bakanı M. Pietrinin deniz konferansı hakkmdaki beyanatını neşretmiştir. M. Pietri bu beyanatında Japonlann deniz konferansından çekil melerine şaşmadığını, bunu konferans içtima etmeden evvel esasen tahmin etmiş bulunduğunu, Fransanın, muhtelif dev letlere aid filolar arasında bir silsilei meratib vücude getirilmesine Japonya kadar aleyhtar olduğunu söyledikten sonra ezcümle demiştir ki: « Japonya ile Fransa arasındaki noktai nazar farkı şudur ki, Japonlar bütün devletlerin deniz inşaatını tahdid e " den sistem vaz'ını istedikleri halde Fransa daha serbestiye taraftar bulunmakta ve her memleketin kendi ihtiyaclannı tayin hususunda muhtar kalması ve senelik deniz programını, alü ay önceden bü tün devletlere bildirmesi esasını müdafaa etmektedir. Bu suretle açık açık hareket edılmiş olacak, emniyet içinde yaşanılacak ve lüzumundan fazla inşaata mahal kalmıyacaktır. Fransanın yaptığı bu teklifin diğer delegasyonlar tarafından çok iyi karşılan mış olması, bunun Japonyayı bile tatmin edeceği zannını uyandırdı. Çünkü Fransız teklifi lngilizlerin teklifile Japonlann tam ve kat'î bir müsavat tesisıne matur formülü arasında mutavassıt rolü oynu yordu. «Vuzuh içinde serbesti» tabirile ifade edebileceğim bu teklif beş devletin hiç birisi için mahzurlu değildi. Japonlar, bunu, kelimenin hakikî ma" nasile reddetmiş değillerdir. Japonya, «önce benim teklifim müzakere edilsin, çünkü ilk ortaya sürülen teklif odur, ondan sonra düşünürüz...» tarzında usule aid bir itiraz dermeyan etmek suretile müzakeratı bilerek akamete uğratmış lardır. Maamafih, Japonyanın bu vaziyeti konferansı yanda bırakmış değildir.» M. Pietri, bundan sonra gemilerin sayı itibarile değil, keyfiyet itibarile ehemmiyet arzettiklerini söyliyerek demiştir ki: « Silâhlanma yanşının en korkunç tarafı bir filonun veya bir gemi smıfınm tonajında değil her geminin tonajı me selesindedir. Bir zırhlının, bir kruvazö rün, bir tayyare nakliye gemisinin, mu ayyen bir tonajı asla geçmiyeceği esası kabul edilmekle sulhun daha pratik ve daha müessir bir surette korunması temin edildiği gibi böyle bir usul, devletler ara" sında da hiçbir fark tevlid etmemektedir. Denizaltı gemileri meselesine gelince, Fransa bu husustaki noktai nazarını hiç bir zaman değiştirmemiştir. Deniz konferansındaki delegelerunızin ilk gündenberi söyledikleri gibi, Fransa hükumeti, memleketin dünyanm beş kıt'asındaki menfaatlerinden doğan mecburiyetleri esaslı surette nazan dikkate almak zaruretindedir.» rinde nüfuz kazanmak lâzımdır. Bütün bu safahatm birbirine bağlı olarak inkişafı zarureti karşısında Japon emperyalistlerinin Vladivostoktan Moğo listanın karh zirvelerine kadar mütemadi surette merkezi sıkletini değiştirdikleri politika entrıkalarının bu bağlılığı tahak kuk ettirmek yolunda atılan adımlardan olduğuna şüphe yoktur. Bugünlerde bilhassa Moğolistan vaziyeti Japonya için fevkalâde bir ehemmiyet kesbetmiş bulunuyor. Şimalî Çin işi esasından halledilmiş ve şimdi teferruat tan ibaret mesaille uğraşmağa sıra gelmiş olduğundan, Moğolistandaki inkişaflara fevkalâde ehemmiyet vermek lâzım geliyor. Chaharin askerlikten tecridi, Pai lingniaoda Japon tayyare hangarlan ve Japon müşavirlikleri ve iç Moğolistanın sair yerlerinde de buna benzer teşkilât ihdası birinci plânda gelen meselelerdendir. Bundan sonra Japon askerî heyetleri ve nihayet bilfiil ve müessir surette mü dahale, Moğolistan işinin hallini intaca kâfi ad ve itibar edilmektedir. Bütün bunların cereyanı esnasında Nankin hâlâ belkemiksiz, yerde sürünen hayvanlar gibi hareket etmekte devam ediyor. Manchukunun tanmmasına, Çin komünistlerine ve Sovyet Rusyaya karşı Japonlarla muahede akdine, orta Çinde Japon nüfuz ve hakimiyetinin artmasile neticelenecek müsaadelere, Çini mecbur etmek içm Japonya tarafından Çinde ihdas olunacak yeni hâdiselere, isyanlar, buhranlar kâfi gelecektir. Bu gibi hâdiseIer için bilhassa beynelmilel vaziyetlerin bulanık zamanlan beklenecek ve belki de bununla birlikte Çin de baştanaşağı Ja pon hakimiyeti altına girmiş bulunacaktır. Bunlara bakarak denilebilir ki Japonyanın siyasî, iktısadî ve coğrafî hudud lannı tesbit edecek olan Japon Rus mücadelesinde yegâne hail olarak göze çarpan Moğolistan meselesidir. Buna rağ den bu işin cezrî surette halline Japonlar taraftar görünmüyorlar. Moğolistan kapılannın önüne kadar geldikleri halde burada duraklamışlar, bir tereddüd devre« geçiriyorlar. (Atia Edgar Snow) Ellstvorth ve Kenyon Çardağm içinde, dışmda başka in cin yok. Ortalık hallâç pamuğu gibi darmadağınık; her taraf viraneye dönmüş.. Masalar, sandalyalar devrilmiş. Rakı şişeleri, meze tabakları tuzbuz olmuş. Çardağm bütün tahtalan, çıtalan kırıl mış. Sarmaşıklı köşenin dalları, yeşillikHorozlar öterken, kahveciyi uyandır leri yerlerde. madan, gene ayni kılıkta, yani yağmur Bir hırsız gibi, meyhanenin arka kapı luklar sırtta, çantalar ve tüfekler omuz sından girdim. Bizim tüfekleri, çantala da, köpekler elde, Muhacir köyü yolun, yağmurluklan yüklendim. Dışarıda nu tuttuk. Uzak değil, yarım saatlik bir ki bağlı zağarları da çözdüm. Arkama yol. bakmadan aşağı kayıverdim. Tatar Etemin ve Arab Sadinin yağmurluklarını Şöhrete ve İfakate giydir dim; kukuletelerini de başlarına çektir dim. Yağmurluklann boyu yere kadar değdiği için fistanlan kapadı. Uçümüz de fişeklikleri bellere dola dık; çantaları ve tüfekleri omuzlad'k; zağarlann zincirini de ellere aldık. Besmeleyi çekip yan yola vurduk. Şüphe uyandırmamak için ağır ağır gidiyoruz amma bir de yüreğimizdeki güm'oürtüyü dinle. Etrafta gözcüler olup ta (kimdir o giden üç karartı?) dedimi işimiz tamam. On, on beş dakika kadar yürüdük. Manda koşulu iki kömür arabasına rasladık. Büyükhalkalıdan geliyorlarmış. Nifos köyünden ve Soğanhbahçe önünden geçip Kırkkavak köprüsünde şoseye çıkacaklarmış. Sonra kale kapılan dışından Eyübe ineceklermiş. Alânm alâsı. Aykınnin aykınsı git mek, izi kaybetmek olursa bu kadar olur. Allahtan olacak, Eyübde de b vuracak ve bizi pakliyacak tanıdık var: Kâhgüllü Nigâr. Nigârın evinde akşama kadar dinlenKızakla Ussülharekeye dik, yorgunluk aldık. Bu kadar didişme, Ellsvvorth bir arıza vukuunda kızakla uğraşma; eza, cefa... Ne bu? Biraz da üssülhareleri olan Boy of Whalese ve oBir yamaç arkasından dönüp köyü nefes alma, keyfetme ciheti lâzım değil radan da kendilerini bu ayın yirmi iki gözden kaybetmiş, Allaha şükür, yakay; mi? sinde bekliyecek olan Wyatt Earp vaO gece de orada kaldık. Yedik, içtik, puruna binmek niyetini beslediklerini da kurtarmıştık. Şöhrette, İfakatte bana eglendik. Ertesi gün de akşamı ettik. söylemiştir. Halbuki bu vapur henüz ne dua, ne minnet: Beyciğim Allah seni nazardan e Artık evli evine, köylü köyüne gitmek Boy of Whalesden 400 mil uzakta busirgesin. Eksik olnja, diinya durdukça gerekti. Kâhküllü, Şöhretle ifakate ik lunuyor. yaşa; bizi uçurumdan, ölümden kurtar çarşaf bulup giydirdi. Tayyarecilerin râkib olduklan Polar dın. Gene beklerim iki gözümün elifle Star uçağında küçük bir kızak vardı. Aslan delikanlım, sen olmasan ri. Evim sizin; sık sık gelmezseniz billa Zannedildiğine göre tayyareciler benzin mahvolduk gittiydi. Şu dakikada kalıb hi gücenirim! diyerek misafirlerini yola biterek karaya inmeğe mecbur olduktan gibi ölümüz yatacaktı. Ruzü mahşere saldı. Avcılık takım taklavatımı ve za sonra bu kızaktan istifade ederek üssülkadar senin bu erkekliğini ve insaniyetini ğarları Nigâra teslim ettim; (adam gön harekelerine doğru yollarına devam edederir aldırtırım!) dedim. Hava kararır bilmişlerdir. unutamayız!.. Disco\Ty II adh sefinenin kâşifler Dıinyada bu iyiliğin karşılığını ö kararmaz, ben de caddeyi tuttum. kurtarmak hususundaki muvaffakiyeti diyemeyiz. Cariyene, halayığına emreder (Arkan var) bütün dünyayı memnuniyete sevketmiş tir. Cenub kutbunu keşfe çıkan Amerikalı tayyareci Ellsworth ve pilotu İngiliz HallickKenyon hayatta olarak bulun muştur. İngiltere Dahiliye Nezareti Koloniler şubesinden verilen son bir haberde: «Dıscovery II kaptanından alınan son habere nazaran tayyare tayyareci Ells \vorth ve refiki berhayat olup sıhhat leri yerindedir» deniliyordu. Bu haberin üzerinden iki saat geçmeden gene ayni membadan şu mütemmim malumat verilmiştir: « Discovery II kaptanı, tayyareciler hakkında şu mütemmim malumatı gön dermiştir. Boy of Whalese vasıl olur olmaz buzlar üzerinde portakal renginde bir çadır görüldü. Sefineden atılan rogete karadan cevab verilmedı. Moth adlı keşif tayyaresi Little America üzerinde 7 kilometro kadar bir mesafe uçtu. Kenyon çadırden çıkarak paraşütle atılan yiyecek ve mektubları aldı. Kenyon vapura 16 kânunusani öğleden sonra alındı. Arkadaşı Ellsworthun sağ olup bir soğukalgmlığı geçirmekte olduğunu bildirdi. Bunun üzerine gidilip o da kurtarıldı. Tayyareciler Little Americaya 20 mil kala benzinlerinin tükenerek in meğe mecbur kaldıklarını söylemişler dir. Kenyon tamamile sıhhattedir. Radyolannın işlememesine transmitörde vu kua gelen bir arıza sebeb olmuştur.» i Deve üstünde seyahat eden bir Moğol Japonya iç Moğolistana doğru tevessü etmekle bu koridoru kısmen kapamıştır. Moğollarm kısmı azammı da kendi nüfuz ve hakimiyeti altında bulundurmak tadır. Fakat Japon liderlerinin kanaatince dış Moğolistan ve bilhassa halen Sovyet hakimiyeti altında bulunan Tannu Tuvan, Yakution, Buriot sosyalist cutnhuriyetlerinde vaziyet Japonlann lehine olmaktan uzaktır. Halbuki Japonlar bu vaziyete gayritabiî nazarile bakıyorlar. Onlara nazaran ırk, kültür, an'ane ve coğrafya bakımından Moğolistan daha ziyade Mançuri ile sıhriyet ifade etmek tedir. Bu itibarla bu arazi ve halk Rus vanm değil, Japonyanın malı mevrusu olabilir. Moğolistanın komünist bir rejim idame ettiren bir devletin nüfuz ve hakimiyeti altında bulunması ve Japon ideallerinin hududlarda daimî bir kızıl alevin sonsuz tehdidlerine maruz kalması, Japon em peryalistlerince ne derecelere kadar ce vaz verilecek bir harekettir? diye bir sual de variddir. Bundan başka Japonlara nazaran Asya akvamından olan Moğollara garbli bir fatihin tahakküm etmesi de caiz değildir. İşte bunlardan dolayı Japonyanın Moğolistanı «tahlis!» emel ve arzularını biraz da ehlisalib ordulannı sarka koşturan esbab ve avamile benzet mek pek mübalâğalı olmasa gerektir. «Sago» grupunun liderlerinden Jene ral Sadao Araki «Japonya kendi topraklanna Moğolistan kadar yakm yerlerde komünizm cereyanlarınm kökleşmesine müsaade edemez» sözlerini söylemiştir. Bu itibarla hiç bir akh başında Japon yalı, Mançuri ve Moğolistanın sadece iktısaden Japon nüfuz ve hakimiyeti altına alınmasile iktifa edecek kadar safderun değildir, diyebilirim. «Moğolistan, herşeyden evvel şark arazisindendir. Oraya sulh ve sükun lâ zımdır. Bunun icin orayı şimdiki buhranlı ve inlizamsız halinde bırakmah Uzakşarkla daimî bir kargaşalık merkezi idame eiiirmekle müsavidir. Ariık gayet açık ve kat'î olarak bu fikre muhalefei eden herhangi bir düşmana karşı son derece şiddetle davranacağımızı söylemek zamanı gelmiştir.» Bu sözleri söyliyen Japon askerî liderleri, Çin ve Sovyetlerle Japonya arasında Japonlar tarafından kontrol edilen tabiî hailler vücude getirmemek ve bundan sonra da denizlerdeki hakimiyeti idame yolile herhangi bir Amerika veya Avrupa müdafaasma karşı Pasifikteki vaziyetlerini sevkulceyş bakımından tahtı emniyete almak istemektedirler. ı Beyhude yorulmıyalım! (Baştarafı 1 inci sahifede) Berrak bir gökle Boğazın, Marmaranın mavi sulanna akseden tarihî Istan bulun güzel ve muazzam abidelerinin önüne Seddiçin gibi demir bir duvar çe kilmesi asla doğru olamaz. Yeşilköy istikametinden Istanbula giren bir seyyah vapurunun göreceği şu levhayı bir tetkik edelim. Ince ve narin minarelerile beyaz duvarlar üzerine mavi kubbesile ilk plânda yükselen Sultanahmed ve bunun biraz ötesinde Ayasofya, Bizans medeni yetinin yegâne mevcudiyeti olan Aya sofya ve nihayet herbiri Türk san'atının ayn ayrı birer safhasını ifade eden Sarayburnu ve duvarlan Marmaranm mavi sularile yıkanan tarihî surlar.. Biraz ötede Boğazın panoramik manzarasmın önünde duran Kızkulesi, ve nihayet karAmerika zabıtası ve efkân umumiyesi Kanaatimce bir kere bu köprünün fay şı sahilin kışla ve mekteb binalan.. Ve bunlara güzel bir fon teşkil eden Kara haftalardanberi Caleb Jones Milne is dalarım ve sonra da mahzurlarının gözöminde gene bir aktörün akıbetile meşgul nüne çetirip mukayese yapılsa, mesele caahmed servileri.. olmaktaydı. Olen bir milyonerin yegâne kendiliğinden halledilmiş olur. İşte, îstanbulun hususî ve istisnaî güvarisi olan aktör ortadan kaybolmuş ve zelliklerini yükselten, sevdiren, teshir ve Köprünün faydaları ne olabilir? cezbeden, saatlerce, günlerce temaşasma ailesine içinde yüzbinlerce dolarlık kuriki sahili, iki kıt'ayı biribirine bağla doyum olmıyan tabiî ve panoramik tab tulma parası istenen tehdid mektubları mak!... Avrupa yolcularını aktarmasız lo... Böyle bir köprünün mevcudiyetine gelmiye başlamıştı. Uzun uzun araştır Haydarpaşaya geçirmek!... İlkönce kail olalım.. Istanbula gelen bir yabancı malardan sonra aktör bir otomobil yolu treni Ayasofya önünde karşıya geçirmek ne görecektir? Bir asma köprü.. değil nun kenarında elleri ayaklan bağlı ve üzere iktıza eden 5060 metro irtifaı mi? Buna bir lâhza bile tahammül edile yüzü gözü yara içinde bulunmuş, sorguya vermek için tren yolunu ivicaclarla şehir çekilince kendisinin mahsus ortadan kaymez! içinden geçirmek ne dereceye kadar doğbolduğunu ve tehdid mektublannı da ru olabilir? Doğru olsa dahi bunlar azim Netice itibarile feribotlar ve saire gi bizzat yazdığını itiraf etmiştir. Maksadı masraflara dayanan şeylerdir. îstanbulun bi vesaitten istifade etmek varken mil konduğu mirası bir an evvel eline geçir binbir noksanı içinde lüksten başka birşey yonlar sarfile îstanbulun en mühim abi mekmiş. Resimde sahnede belki usla, olmıyan bu köprü mevzuu üzerinde bu datınm yanıbaşında demir köprü kur fakat hayatta epeyce acemi olan aktörü kadar durulmasına hayret etmemek kasivil polislerin refakatinde mahkemeye gimak Istanbul gibi dünyanm hiçbir ye tîil olmuyor. derken görüyorsunuz. rinde emsali olmıyan tarihî ve güzel bir Köprünün mahzurlarına gelince şehrin adeta hayatma kasdetmek olur ki, Istanbul limanı şüphe yoktur ki şim buna ne hükumet teşkilâtı, ne şehircilik diki vaziyetinde kalamaz. Hele Hay müsaade edemez. Bahusus bize şehrin tadarpaşa limanı tabiatile büyümek ve Abiî ve estetik güzelliklerile meşgul olmak nadolunun ehemmiyetile mütenasib inkişaftan nasibini almak zaruretindedir. mecburiyetini vazeden nizamnameler ve Fikrimce bu köprü bu inkişafa ebedî bir hükümler mevcuddur ki bunlar böyle bir engel teşkil edecektir. Binaenaleyh ya köprünün yapılmasma birer esbabı mânia pılmaması lâzımdır. teşki] ederler.» örülürken bunu Müzeden imkânsızdı. Bu mesele hakkında salâhiyetle söz söyliyebilecek vaziyette bulunan Müzeler Umum Müdürü Azizle görüştük ve fikrini sorduk. Umum Müdür diyor ki: « Birkaç vakjttir gazetelerde asma köprü başhğı altmda memleketin salâhiyettar zevatının fikirleri görülüyor. Bunları lâyıkile takib edemedim. Şehrin müstakbel plânı hakkında biraz fikir imale etmiş ve vazife itibarile atikiyat ve es tetik noktalardan İstanbulu etüd etmiş alâkadar müessesenin bir adamı sıfatile söyliyeyim ki ortaya atılan bu fikir çok acayibdir ve bir hayal olduğu da unutulmamalıdır. Şehrin birçok eksikliği ara sında asma köprüden bahsedilmesi hem biraz da abes olmaz mı? Köprüyü bir de Îstanbulun bediî nokdanışmamak tadan tetkik edelim: Sahnede usta, hayatta acemi aktör tur. Japon sevkulceyşleri Asyada man çuri ve Moğolistanı daima bir kül olarak mütalea ve kabul etmişler ve bunun için de Mançurinin Japon hakimiyeti altına geçmesini programlannın ancak birinci kısmı olarak ele almışlardır. Japon askerî liderleri namına söz söyliyen, yazı yazan gene Sato, Japonyanın Mogolistan ve Mançuri mesaili hakkında 1931 de yazdığı bir eserde der ki: «Eğer Japonlann arzusu Mançuri, Mogolistan ve Siberyayı kendi ellerile istismarsa, bu emele nail olabilmek için her şeyden evvel Çinin şark şimendiferini ele geçirmelidirler. Bu demiryollannı satm almak için ilk fırsatta Rus ve Çin hüku metlerile müzakereye girişmeliyiz.» Satonun bu tavsiyesi bugün tahakkuk etmiş bulunuyor. Fakat Sato, Rus J a pon münasebatının bu demiryolunun Ja ponlar tarafından ahnmasile de iyi bir mecraya girmiyeceğini eserinde iddia etmiş olsaydı bu iddiasında da haklı olduğunu gene son vakayi bize ispat etmiş bulunuyor. Mançuride 22 bin kızıl Rusun çıkması da dahil olduğu bütün Sovyet tesirlerinin zail olmuş bulunması Japonlann Sıberya Moğolistan hududu üzerinde harekete gelmelerine mâni olamamıştır. Mançuriyi birkaç ay evvelki ziyaretimde vaziyeti daha yakından tetkik etmek fırsatına nail oldum. Rus Japon münasebatı gittikçe gerginleşecek Rus Japon münasebatının gitgide daha gerginleşeceğine kaniim. Esasen bunun başka türlü olmasına da imkân yoktur. Çünkü meşhur Sato eserinin başka bir kısmında «Moğolistanı istismar için Mukdenden Urgaya bir demiryolu insası zaruridir. Daha ilerilerde İrkutskta bu hat Siberya şimendiferile birleşmeli dir. Ancak bu hattın inşası sayesind Altay yaylasmdaki zengin maden kay naklannı istismar kabil olur. Bu şimen diferin inşası neticesinde ayni zamanda bütün MoğoÜstan ve kısmen de Siberya Japon dairei nüfuzuna bilfiil girmiş o lur.» diyor. Moğolistan hududunda Solun mevkiine kadar inşası ikmal olunmus ve bir kolu da Urga kurbünde Ulan Batura doğru uzanmakta olan Japon şimendifer hatlan acaba bu gayelerin tahakkuku için yapılmıyor mu? Bu plânlann sırf arazi ilhakı emelin den mülhem olarak tatbikına geçilmiş olduğunu kabul etmek hatadır. Müstakbel Rus Japon harbinde bu yerlerin ve bu şimendifer yollannm sevkulceyş bakımından fevkalâde ehemmiyeti olacaktır. Moğolistanın Japonlar için ehemmiyeti Japonlar için Moğolistanı ele geçirmek başka mülâhazalarla da mühimdir. Şarkî Asyada ora tarihinin dönüm noktasını teşkil eden bütün büyük vakayide Moğollar kat'î ve nihaî rolü oynamış bir mil lettirler. Ayni zamanda Meiji devirle rinde bütün Moğollarm Japon hekemonyası altında toplanmasını anavatanm emniyet ve inkişafı için esaslı bir şart ad ve itibar eden hurafeler bu siyasetin kabu ünde azçok bir rol oynamıştır. Bu esaslar bilhassa Moğol isyanmdan sonra simal Moğollanna Çinin içerilerinde bir koridor temin ettikten sonra bir kere dal»a anlaîilmıs ve kuvvet bulmuştur. , Başarılması güç bir plân Etraflıca düşünülecek olursa böyle bir plân başarılması güç bir plândır. Bunun tahakkuku için evvelâ şimalî Çini siyasî, kültür ve ekonomik bakımlardan Japon istekleri dahilinde inkişaf ettirerek askerlikçe başkalan veya kendi lehine hareket edebilecek bir halden çıkarmak, sonra cenubî Moğolistanın Orta Asyaya geçid teşkil eden kara yollarını elde bulundurmak, iktısadî vaziyete hâkim olmak, ve nihayet Nankinde tesirler yaparak, şayed Japon menabii bu vâsi siyasî ve iktısadî programın başarılrnasma kifayet etmezse in iktısadî ve askerî kaynaklanndan bu uğurda istifade etmek üzere Çinlilcr üze Yurddan Yazılar Yarın başlıyor