16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 tkincikânun 1936 SON Mecliste dünkü müzakereler Birçok kanun lâyihaları uzun münakaşalardan ve Maliye ve Ziraat Vekillerinin verdikleri izahattan sonra kabul edildi Ankara 20 (Tclefonla) Meclis bugün geç vakte kadar müzakerede bulunarak birçok kanunlar çıkardı. llk olarak îzmir ve Istanbul liman işleri umum müdürlükleri bütçelerinde 4500 lirahk münakale yapılması görüşüldü. Refik lnce. bu paranın 3000 lirasının îzmir ve 1500 ünün de Istanbuldaki memurlara elbise bedeli olarak verileceği cihetle buna dair izahat istedi ve münakalenin geçen yıl borclarından yapılmasına ilişti. Maliye Vekıli Fuad Ağralı: Bu fazla konan paralar tahakkuk etmiş bır borc karşılığı değildir. Şayed bir borc tahakkuk ederse fasıl önceden açılır. Elbiselere gelince Istanbuldakilere daha az para verilmesinin sebebi, bir kısmının elbiseleri var, bir kısmının yokmuş. 1500 lira ile bu noksanlar ikmal edilecektir.» dedi. Refik înce, «geçen yıl borçlan» faslı altına konulan bütün maddelerin «şayed» e istinad etmiyeceğini, bu fasılla Îzmir liman şirketinin hazineye 80 bin lira vermeği taahhüd ettiğini, elbise parasınm bu taahhüdden aynldığmı söyledi ve liman idarelerinin Ikhsad Vekâletine raptı arifesinde malî yılın bitmesine de dört ay kalmışken bövle bir kanun çıkarmağa lüzum olmadığından mümkünse tehirini istedi. böyle fasıllann açılması zaruri olduğunu söyledi ve münakale için de hükumetin böyle tensib ettiğini ilâve etti. Refik Incenin verdiği takrir kabul edilmediğinden maddelere geçildi, lâyıha kabul olundu. Sayım vergisi kanun lâyihasının ikinci müzakeresi yapıldı ve kanunun heyeti umumiyesi reye konularak kabul edildi. Yeni zabitana verilecek teçhizat bedeline aid lâyiha da kabul edildikten sonra müzayede, münakasa ve ihale kanu nunun 41 inci maddesine bir fıkra eklenmesine dair olan lâyihaya geçildi. Ayni kanuna bir madde eklenmesine dair diğer bir lâyiha da vardı. Refik Se\ket, artırma eksıltme kanununun; ilâve, tadıl ve saire suretile ıkide bir Meclise geldiğini, bu devrenin basındanberi bununla besinci olduğunu söyledıkten sonra ikinci lâ yihadaki esbabı mucibeyi ele aldı. Bu esbabı mucıbede damızlık hayvan mubayaası için mütehassıs heyetlerin satıcı nın ayağına kadar gitmesi mecburiyetin den bahsediliyordu. Refik Şevket, da mızlık at almak için meselâ Mısır, Arabistan, Bağdad. Basrayı ve yahud her hangi bir esek için bütün KıbriM dolaşacak bir hevetin masraf noktasından daha külfetli geleceği mütaleasında bulundu. Ziraat Vekili su izahatı verdi: TELEFON . E M A B E P ve TELSiZLE RAF CUMHURtYET • • ACI BİR ANKETÎ Karım veremden öldü, ben de veremim!» (Baştarafı 1 inci sahifede) Dört beş ay kadar var.. Daha o ölmeden bir ay evvel ben hastalandım.. Ağzımdan çok kan geldi, leğenlerle... O ölünce çocuklarla Istanbula geldik. Eskiden bu mahallede otururduk. Buraya döndük. Evvelce bizi hiçbir ev içeri almadı... Neden? «Bunlarda ince hastalık var, ge çer.» diye. O gece sokakta kaldık, bekçiler bizi banndırdılar. Sabah olunca gene ortaya bıraktılar. O zaman halim şimdikinden çok daha fena idi. Mahalleli halime acıdı. Nahiye müdürüne müracaat ettiler, «bu adam sokakta Ölecek» diye. Nahiye müdürü eksik olmasın, beni otomobile bindirdi, hastaneye yolladı. Hastaneleri beyhude yere dolaştık. Boş ya tak yokmuş. Beni hiçbirisi almadı. Otomobil beni geri getirdi. Pangaltıya bıraktı. Pangaltıdan kalktım. Ne yapacağımı bilmez bir halde yürümeğe basladım. Harbiye Mektebile Nişantaşı arasmdaki caddede üstüme fenalık geldi. Bir ağacm altına yıkıldım, kaldım. Beni oradan kaldırıp polis merkezine götürmüşler. Polis memurlan ne yapsın! Kendime geIince bıraktılar. Mahalleli acımış, çocuklarımı almıştı. Beni kimse almak istemiyordu. Fakat gene böyle perişan bir halde döndüğümü görünce ekserisi amele ve fakir insanlar olan bu mahalle halkı bana acıdılar. Aralannda para topladılar. Çocuklanmla bana üç liraya bir oda tuttular.. Sonra bir tanıdık önüme düştü. Cerrahpaşa hastanesine gittim. Beş gün yatırdılar. tükürüğümü muayene ettiler. «Sende hiç bir mikrob yok» diye beni hastaneden çıkardılar. Oraya gitmek için verdiğim otomobil parası da ziyan oldu. Şimdi bana ve çocuklanma bu mahalleli bakıyor. Ekmek getirirlerse yiyoruz. Getirmezlerse aç yatıyoruz. Ateşimizi biri yakıyor, yemeğimizi bir başkası veriyor. Şimdi ağ zımdan eskisi kadar kan gelmiyor ama eskiden çok daha dermansızım. Bu yokuşu çıkamıyorum. Hiç bir tedavi gör müyorum. Hastalığımın verem olduğunu biliyorum. Bile bile yavrulanma geçiri yorum. Çünkü onları verecek yerim yok. llâc alamıyorum, gıda alamıyorum. Yanına yaklaşan perişan kılıklı bir kız çocuğunun tarak yüzü görmemiş dağın'.k saçlannı okşıyarak hafif hafif öksürdü ve: İşte, dedi, bu da kızım! Çiy bir lâhanayı kemiren küçük kız boş gÖzlerle bana bakıyor. Küçük erkek kardeşile babasından daha çok dinc ve canlı görünüyor. *** Kimbilir içlerinde n« mahrumiyet ve ne sefalet facialan yaşanan küçük ve harab kulübelerin arasından geçerek geri dönerken arkamızdan gelen ihtiyar ve deli bir kadınm bağırdığınj duyuyoruz: Sübhanallah.. Sübhanallah.. Uç yumurta... Beş yumurta... Sübhanallah... Sübhanallah^... Ve bir kâbustan kurtulmak ister gibi hızlı hızlı yürümeve çalıstıkça, tıpkı bir kâbusta imişim gibi ayaklanmız yapış kan çamurlara saplanıyor, kan ter içinde adım atıyoruz. HFM NALINA MIH1NA Acımalı mı, kızmalı mı?| nümde, dün gelen fransızca haftalık resimli îllustration gazetesi duruyor. Sürü sürü resimleri içinde, bütün bir sahifenin üç fotografisi de Trablusgarbde yeni bir müstemleke fırkasınm teşekkülüne aiddir. Birinci fotoğrafide, Libya müstemlekesi Umumî Valisi Mareşal Balbo, yeni yerli fırkanın bayrağmı, fırkaya mensub bir Italyan zabitine veriyor. Ikincisnde, Trablusgarb yerlilerinden ve îtalyanlardan mürekkeb olan halk, merasim esnasında polislerin. koyduğu parmaklıklan deviriyor. Üçüncü resimde, ttalyan zabitlerile kadrolanmış olan yerli Trablus kıt'alan tüfeklerini kaldırmış, resmigeçid yapıyorlar; ön saftaki Trablusgarbli küçükzabitler, kollarını uzatmış, eski Roma, yeni faşist usulü selâm vererek tribünlerin önünden geçiyorlar. Resimlerin altmdaki yazı da aynen şudur: «LibyaJa, yeni bir İialyan fırkası fe$kil edilmişür. Bu fırkanın efradı yerli, zabitlcri Italyandn. Libya Umumî Valisi Mareşal Balbo, 5 ikincikânunda, fteyecanlı bir halk kalabahğı huzurunda muhieşem merasimle fırkaya bayrak ver» miştir. Halk, türen esnasmda, müteaddid defalar, polisin koyduğu manialan yar mıştır. Fırkaya verilen bayrağın da bir hutusiıjeti vardır. Bir tarafında Italyan baurağınm renkleri, diğer iarafında peygamberin yeşil rengi vardır. Bu yeşil renkli tarafta arabca olarak «AUahümme ahfaz lialıja» nani «Allah îtabjayt muhafaza e/sı'n» ibaresi yaz'bdjr. llaluanlar, yerli müslemleke kıCalanndan birinin baurağma ilk defa olarak islâm •enklerini koymuşlardır.» Resimleri hayret ve ibretle seyrettim, altmdaki yazıyı daha büyük hayret ve ibretle okudum. Şu Trablusgarb denilen memleket, 1911 de Türk bayrağı altındaydı. Italyanlar, üpkı bugün Habeşistana yaptıklan gibi, o zaman da gene medeniyet götüreceğiz, diye ansızm Trablusgarbe hücum etmişlerdi. Orada bir avuç Türkle yerli kabile ve aşiretler silâha sanldılar. Türklerle Arablar Trablusgarbi öyle kahramanca müdafaa ettiler ki zırhlılarının toplarmdan ötede Italyanların borusu ötmedi. Nihayet Balkan Harbi imdadlarına yetisti. Türkiye, Italyanların harbde alamadıkları Trab lusgarbi, sulhte onlara vermeğe mecbur oldu. Fakat ondan sonra da, Trablusgarbde ve bilhassa Bingazide yerli ahali mücadeleye devam ettiler. Büyük Harbde, Türklerle Almanlar da, onlara yardım ettiler. Nihayet, şimdi Habesistana karşı harbeden General Graziani 1921 de Trablusgarb ve Bingazideki îtalyan kuvvetlerinin basına geçti ve yıllarca uğraştıktan sonra halkın mukavemetini kanla boğdu. « Bu lâyiha, geçen sene Suriye ve Maliye Vekili, muhasebei umumiye kanununun 92 nci maddesini okuyarak Macaristana eönderdieimiz heyetlerin ıımımWIU!lll!limMI1Mnill1ll!linitımımr ((Dolfüs, sen boşuna ölmedin!)) Viyanada kabine erkânile Vatanperver cephe şeflerinin iştirak ettikleri bir mitingde Başba Hazırlanan lâyiha Meclis kan ve muavininin söyledikleri nutuklar ruznamesine alındı Viyana 20 (A.A.) Vatanper verler cephesi mıntaka şefleri önünde bir nutuk söylüyen Başbakan muavini Prens Starhemberg, ezcümle şöyle demiştir: « Biz hiçbir zaman büyük bir Almanyanın, büyük bir Prusyanm eyaleti olmak istemeyiz. Biz Alman olmak istediğimizden dolayıdır ki, Prusyah olmak istemiyoruz. Biz, aslında hiç te Almanlıkla alâkası olmıyan bir sisteme girmekten imtina ediyoruz.» Hatib, sözlerine şu suretle devam et miştir: «Eğer Avusfuryada saltanat iade edılecek olursa bu saltanat, Habsburgların ki olacaktır. Bu da aslâ bir hükumet darbesile yapılmıyacaktır. Belki ve mün hasıran Avusturya mılletinin iradesile yapılacaktır. «Avusturya ve Habsburg» kelimelerinin istikbalde de birbirine kanşması pekâlâ anlaşılır bir şeydir. Bununla beraber hükumetin şimdıki şeklini muhafazaya soğukkanlılıkla itina etmeliyiz ve istikbalde başka bir şekil ortaya çıkabileceğini düsünmemeliyiz.» Bu mitingde bütün kabine erkânı ha zır bulunmuştur. Mitinge müteveffa Dolffussun hatırasını yadeden Başbakan Schuschnigin şu sözlerile başlan mışrır: «Dolfuss. sen boşuna ölmedin: Bizler, an<chlussu, merkezileşmiş bir Almanyaya iltihakı reddediyoruz.» ...mf.mımimmınmnillKII!NI!IHIIHn!!l!ll|l||!llllinilltlir Yurda gelecek ırkdaslarımız ı Japonyanm hazırlıkları Goçmenler için yeni bir Tokyoda bir Amiraller kanun hazırlandı konferansı toplandı Tokyo" 20 (A.A.) Bu sabah Deniz Bakanı Osuminin başkanlığında bir amiraller konferansı toplanmıştır. Osumi bütün deniz şeflerini, Japonya Londra Deniz konferansından çekildikten sonra baş gösterebilecek olan buhrana karşı koymak için bütün kuvvetlerile çalışmağa davet etmiştir. Tokyo 20 (A.A.) Hükumet parlâmentoyu dağıtmış ve ulusu millî birliLâyihaya göre, sırf göçmenlerin kısa zamanda ifkânmı temin için kadastro ğe davet eden bir beyanname neşretmiş müddeti üçte bire indirilmiştir. Lâyiha tir. ya konulan bir hükme göre de iskân ediEski bir Bulgar saylavı len bir yere aid hak iddia eden bulunuröldürüldü sa bu hak bedele kalbolunacaktır. Sofya 20 (A.A.) Burgaz civannÜçüncü Müfettişlik müşaviri da Dülgeri köyünde, dün akşam ziraat Ankara 20 (Telefonla) Üçüncü kooperatifinin yaptığı toplantıda siyasî Umumî Müfettişlik müsavirliğine tayin bir nutuk söyliyen eski köylü partisi sayedilmiş olan ıktısad Vekâleti küçük san lavı Ganef toplantıdan çıkarken dışanda atlar müdürü Saffet bu akşam vazifesi gizlenmis, olan biri tarafından tabanca ile öldürülmüştür. Katil karanlıkta kaçmışbaşına hareket etti. tır. Ankara 20 (Telefonla) Bu yıl yurda 70 bin göçmenin iskân edileceği malumdur. İskân işlerinin intizamla başanlması yolunda her cepheden ted birler alınmaktadır. Bu cümleden olmak üzere göçmenlerin iskân edileceği arazinin ve sairenin kısa zamanda aynlması ve tesbiti için bir kanun lâyihası hazırlanmıştır. buklukla ve kolaylıkla koşarak yanımızdan geçtiğini görüyoruz. Nişantaşındaki Meşrutiyet mahallesi nin ikinci Ayazma sokağındayız. Yanm metro genişliğindeki bu dara cık geçidi ikinci Ayazma sokağı ismile vaftiz edenlerde buraya sokak diyebil mek için ne büyük bir hüsnüniyet bulunoralarda uğradığı müşkülât ve zararlar duğunu düşünüyorum. *** göze alınarak hazırlanmıştır. îstediğimiz Köşedeki bakkal dükkânına soruyo evsafta hayvanı ilânla temin etmek hiçbir zaman mümkün olmuyor. Geçen sene A rum: 46 numara nerededir?.. rabistana gönderdiğimiz heyet, satıcılann Ta aşağıda, derenin içinde. çadırlanna kadar gitmiş ve birçok ecnebi Teşekkür ederim. heyetlerle karşılaşmıştır. Damızlıkların Şaskın, şaşkın yürüyüşümüzden birsey evsafmı bütün müfredatile, bir ilânla teîbite esasen imkân yoktur. Zira bu hay aradığımızı anlıyan dört yaşında kadar vanlar evsafı müştereke sahibi değildirler. bir afacan soruyor: Yerlerinde görülmesi lâzımdır. Lâyiha, Teyze; kimi anyorsun? tatbikattaki müşkülâtı kaldıracağından Yusufu anyorum.. Hasta Yusu kabulünü rica ederim.» dedi. fu?.. O mu işte na!.. Şu karşıdaki tuğla Bu izahattan sonra maddelere geçıleevde... İşte... işte bak kendisi de geliyor, rek bu kanun da kabul olundu. yokuştan cıkıyor.. Bina vergisi kanununun bazı maddele Ben daha bir adım atmadan, o koşa rinin değistirilmesine dair olan lâyiha kosa yokuştan yukan çıkarak fakir kılıklı Maliye Vekilinin teklifile müstaceliyetle çiçekbozuğu bir erkeğe yaklaşıyor: görüşüldü. Belediye hududu içinde bulu Yusuf amca... Bu teyzem seninle nan binalan tahrir ve iradlarını tahmin konusmak istiyor. edecek olan üç kişilik heyetlere yedek aKirlı elbıselere sarılmış bir çocuğu sol za da ilâvesi kabul edildi. Bir reis, iki kolunda tutan adam olduğu yerde duruazadan terekküb edecek olan temyiz komisyonuna dair olan madde görüşülürken yor... Ona yaklaşıyorum: Yusuf siz misiniz?.. hayli münakaşalar oldu. Azadan bir kıs Evet, benim... Affedersiniz sizi mı reisliğin hâkim sınıfından bir zat ta karşıhyamadım... Yokuşu çıkamıyorum, rafından yapılmasını ileri sürdü. Bir kısmı da böyle bir tahsisin aleyhinde bu takatim yok.. Hastasınız değil mi?. Onun için lundu. Uzun münakaşalardan sonra geldim.. Mahalleli hep sizi tanıyorlar. hâkim sınıfından olması hakkındaki takrir kabul edildi ve kanunun heyeti umu Acaba anlattıkları doğru mu? Bilmiyorum, mahalleli ne anlattı?. miyesi kabul olundu. Meclis çarşambaya Mahalleli, hasta olduğunuzu, ağtoplanmak üzere dağıldı. zınızdan kan geldiğini, çalışamadığmızı, çocuklannızı koyacak yer bulamadığınızı ve bir hastanede yatamadığınızı anlatı yor, doğru mu? Evet, doğru.. Eskiden ne iş yapardınız? Rençperlik ederdim. Şimdi takatim yok, yapamıyorum. Kaç yaşındasınız?.. Otuz beş yaşındayım. Evli misiniz?.. Ankara 20 ((Telefonla) Çeltik Hayır, şimdi evli değilim, kanm ekimi hakkındaki kanun lâyihası dahiliye veremden öldü. İki çocuğum var. Bin encümeninden geçmiştir. Yakmda Mecaltı vedi yasında, işte biri de kucağımda.. liste görüşülecektir. Lâyihanm hükümleri Kucağındaki çocyğa bakıyorum. Balyalnız sulu arazide vücude getirilen çeltiklikler hakkındadır. Bu kanunun neş mumundan yapılmış bir bebek gibi saprinden sonra çeltik ekımı yapılan ve ya sarı yüzü, upuzun kirpikli gözlerile tam pılmak istenen vilâyet ve kazalarda birer bir verem tipi... Küçücük başını halsiz, çeltik komisyonu kurulacaktır. Komis halsiz babasının omzuna dayamış.. Kucağındaki çocuk hastaya benziyonlar yağıslı veya kurak yıllarda zira yor, diyorum. ate ayrılacak sahalan tesbit edecek, su Evet, o da hasta... Nöbeti var.. dağıtılmasını idare edecek ve icabında su Başını tutamıyor... nöbetlerini düzene koyacaktır. Karını tedavi ettirmedin mi?.. Çeltik komisyonu kendisine verılen Çok uğrastım... Hastane, hastane dilekçe üzerine gerek yeniden yapılacak gezdirdim. Ne Cerrahpaşa kaldı, ne Etve gerek ötedenberi bulunan çeltiklikler fal.. Röntgen lâzım, dediler, onu bile alhakkında mahallinde tetkikler yapacak, dıramadık.. Baktık, burada hastaneye vauygun gördüklerine izin verecektir. tıramıyacağız, aldık, Izmire götüdik. Komisyon, verdiği karan iki ay içinde Kendisi oralı idi. Orada bir buçuk ay alâkadara yazı ile bildirmek mecburiye hastanede yattı. Sonra çıkardılar, köyüne tindedir. Aksi takdirde zararları ko götürdük. Bakımsızlıktan öldü.. İşte bamisyon azası şahsan tazmin edecek na bunlan bıraktı. Şımdi onlan bir yere tir. İki kaza arazisi içinde bulu bırakamıyorum, ben bakıyorum. nan çeltik sahalarının genişliği ve bu sa Karın öleli çok oldu mu?. hayı sulayan arıkların uzunluğu her ka•VMIMM ı Çeltik ekimi hakkındaki kanun zada çeltik komisyonu tarafından birliklc araştınlacak ve karşılıklı faydalar gözetilmek suretile konulacak nöbetler ara smda çeltik çiftçilerine izin verilecektin Bu iki kaza arasmda uyuşulamazsa, anlaşamamazlık eğer kazalar ayni vilâye te bağlı ise o vilâyet çeltik komisyonun ca, ayn ayn vilâyetlere bağlı ise Ziraat Vekâletince halledilecektir. Lâyihanın 8 inci maddesine göre çeltik zer'iyatı yapılan yerlerdeki komisyonlann nezareti altında olmak üzere mutemed heyetleri kurulacaktır. Mutemed heyetleri hükumetin ayrıca bir müessesesi tarafından idare edilmiyen umuma aid sularda bend ve su arıklarının bakımmı çeltikliklerin büyüklüğüne göre suların taksim edilmesin ive sıraya konulması nı temin edecektir. Bu kanunun tatbikına başlanıldığı za Böylece, zorla ve kanla mutavaat ettirilen Trablusgarb halkından simdi, İtalyanın emperyalıst emellerine hizmet içia yeni bir fırka teşkil ediliyor. İtalya, Eritreden topladı^ı askerle Trablusgarbi istilâ etti. Trablusgarbden, Eritreden ve Somaliden topladığı askerle Habeşistanı işgale çalısıyor. Habeşistanı ele geçirirse oradaki 10 milyon cengâverden teşkil eedeceği ordularla Mısırı, Sudanı ve bütün Afrikayı zapta calısacaktır. Fakafj SUAD DERVİŞ mesele, orada değil, Trablusgarb ve Bin erazi Arablannın, daha dün boğuştuklanj Varşovada bir Yahudi Edirnede ışik söndürme Italyanlar icin ölmeğe razı olmalan tecrübesi mağazasında infilâk yesil bayraklannın üstüne arabca ve A Edirne 20 (Hususî) Bu akşam EVarşova 20 (A.A.) Bir Yahu rab harflerile «Allahümme ahfaz itaL dirnede ışıkları maskeleme tecrübesi mu di mağazasında bomba patlamış ve üç ya» temennisini yazmalandır. Bu duygusuzluğa acunalı mı, kızma vaffakiyetle başarılmıştır. Saat tam 19,30 kişi yaralanmıştır. J da 5 kilometro uzaktan duyulabilecek Diğer bir infilâk neticesinde de bir mı. kuvvetli bir düdüğün işareti üzerine so Yahudi eczanesi harab olmuştur. kaklarda ve evlerde bütün ışıklar sön Bu suikasdler Yahudi aleyhtan te dürülmüş ve şehir derin bir sessizlık ve şekkî'lün eseridir. karanlık içinde kaybolmuştur. Yanm saTahranda bir müsamere at süren bu durum ayni düdüğün işare Tahran 20 (A.A.) Dün akşam tile sona erdirilmiştir. kadın ocağında bir müsamere yapılmış ve man ekilmiş bulunan çeltik tarlalarında bu kanuna aykırı görülen Vaziyetler im kânla gözönünde bulundurulmak şartile muayyen bir zaman içinde ıslah edilecektir. fahrî başkanlar olan prenseslerle bakanlar, savlavlar, siyaset, edebiyat ve san'at adamları zevcelerile birlikte hazır bulunmuslardır. Söylenen nutuklarda kadınm terakkisinden bahsedilmistir. Suriyede umumî grev Halk millî kulüblerin araştırılmasmı protesto ediyor Kudüs 20 (A.A.) Fransız polis nin millî kulüblere karşı aldığı tedbirk ri protesto için bütün Suriyede umt grev ilân edilmiştir. Fransız polisi bu kulübleri dün sardı] tan sonra içeri girmiş ve bütün vesikala mühürlemiştir. Meclise gelen lâyihalar Yeni Lübnan Cumhur Reisi Ankara 20 (Telefonla) NebatlaBeyrut 20 (A.A.) Lübnan parlan hastalık ve zararlı böceklerden koruma mentosu Emile Eddeyi cumhur başkanı hakkındaki kanun lâyihasile pamuk ıslahı seçmiştır. hakkındaki lâyiha encümenlerden geçmiş, Meclis ruznamesine almmıştır. Paris 20 (Özel) Paris Borsasının Amerikada müthiş fırtınalar bugünkü kapanış fiatleri şunlardır: Londra 75, Nevyork 15.16, Berlin Nevyork 20 (A.A.) Florida, A 609, Brüksel 256,25, Madrid 207,25, labama ve Georgiede müthiş bir kasır Amsterdam 1030, Roma 121.30, Lizbon ga çıkmış, on yedi kişinin ölümüne ve o 18 10. Cenevre 494,25. bakır 38 1/2 39, tuz beş kişinin yaralanmasına sebebiyet kalay 209,15, altın 140,10 1/2, gümüş vermiştir. 19, 3/16. PARİS BORSASI Bir düzeltme Üstad Ahmed Ağaoğlunun dün bu tunlarda çıkan makalesinin başlığı (Makine medeniyet midir?) olacakken bir yanlışlık eseri olarak (Makine teknik midir?) şeklinde çıkmıştır. Düzel tir ve beyanı itizar ederiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle