19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Bugün gazetemîz sahifedir Dil ve kültür Temelinde ulusal Birlik ffasası iz bazı ulusların, içinde yaşadığımız şu koca yirminci uygurluk (medeniyet) devrinde yapmak istedikleri gibi insanlara din değiştirtmek, bir dini başkalarından aşağı veya üstün görmek çeşnisinde ça'ışmaları hiç mi hiç yerinde bulamayız. İnan işi olan din insanlann içyüzlerinde tüm (tam) kendilerinin bileceği bir iştir. Bu alanda zorluklar yapmak insanhğın ululuğuna yaraşamaz. O kadar ki Cumhuriyet hükumeti din adamlarınca din belgesi olarak kullanılan giyimleri bile tapıncaklara bırakarak bunlarla sokaklarda, budun arasında gezilmesini vasak etmeği gerekli bulmuştur. Türkün eski dilde ibadet te gizli, kabahat ta gızli olmahdır sozü Türkün ötedenberi bu ulusal anlayışta olduğunu gösterir. Gerçek olarak Türk oldumolasıya ve kendi doğru özü bakımından lâiktir. Simdi Cumhuriyet hükumeti bu lâikliği kendine ulusal kural (resmî kaide) yapmıştır. İşte bizde de görüldüğü üzere bir ulus ne yalnız bir tek ırktan (bu söz türkçedir), ne yalnız bir tek din uyarlarından kurulmuş olamaz. Halbuki bir arada toplulukları bir uluş varlığı yapan insanlann kendi yurdlan üstünde duygu, istek bakımından birlik yapmaları çok gerekli bir iştir. Din aynlığı bu gerekliğe aykırı düşer mi? Ne yapmalıdır ki bir ulusun bütün insanlan hangi dinden, hangi ırktan olurlarsa olsunlar kendi yurdlarını biribirlerile yarış edercesine sevmekte birleşebilsinler> Arkadaşımız Tekin Alp bu sayırecek olan bir sıra yazısile bu Sörak (mesele) üzerinde konuşuyor. Din kul ile Tanrı arasında göksel (semavî) bir yürek inanı işidir. Ona karışmıvoruz ve kanşmıyacağız. Ancak bir yurd üstünde oturan insanlann o yurdu sevmekte birleşmelerini isteriz. Bu sevşi yersel (arzî) olmaktan ziyade içsel (manevî) bir inanca dayanır. Yurd bütün yavrularını kucaklayıp besliyen bir anadır. Bütün çocuklannın bu anayı sevmekte birleşmeleri çok büyük bir güzelliktir. Burada insanca yaşayışın en yüksek biçimi görülebilir. Bu güzellik salt bizde olacak bir nesne değildir. Onu elde etmiş yüksek uygurluk içinde ileri kültürlü milletler gözlerimizin önündedir: İşte Fransa, işte İngiltere, işte yetmiş iki buçuk ırkın toplandığı Amerika. Bu gidiş yolu geniş kavramlı Türkün huyuna çok uygundur. Türkün bu yoldaki tutumu tslâm dininin yanhş anlaşılışı, yanlış yapılışı demek olan kara taassub yüzünden azçok bozulmuştu. Amma onun öz yaratıhşı olduğu gibi yerinde duruyor. Türk yaratığın (tabiatin) güzel bir yapısı olduğu kadar uygurluğun da oldumolasıya en güzel örneğidir. Bu yurdda yanhş düşünceler, fena inanclar, kara bilmemezhkler yüzyıllar ve yüzyıllarca herkese yanhş işler yaptırmıştır. Bu işler içinde çeşid ırklann yurd sevgisinde birleşememeleri başta gelir. Bundan çok kötülükler çıkmıştır. En sonu savaşlar sonunda komşularla milyonlarca insanı değiştirmekliğimizdir. Bir yandan gerçek olarak buna acımak gerektir, diğer yandan bir daha böyle işler olmamak için yapılacaklan yapmalıyız. Dinlerine hiç karışmadığımız yurd çocukları, kendilerine ülkeyi birdüzüye sevdirecek ulusal bir varlıkta birleşmelidirler. Bu nasıl olur> İşte araştırıhp taraştmlan iş bu. Bu memlekette azlık adile anılan başka dinli, belki başka ırklı insanlann hepsi ulusal varlıkta biribirlerinden hiç ayırd edilmez bir bütünlük yapmahlardır. Bu bütünlükte ulusal büyük güc vardır. Eğer bu işin bizi doğru yürütecek sağlam bir içyüzünü bulabilirsek o zaman şimdiki azlıkların bu yurdda çok görülmesi şöyîe dursun, şimdiki vara yenılerinin katılması bile istenebilir. İnsan çokluğu bir ulusun en büyük gücüdür, Onbirinci sene No. 3 8 1 5 umhuriye ! ve matbaa kısmile Matbaacıhk ve Neşrlyat Şirketl, 24299 24290. •a* Hav yapmiyan, ütü tutan, çok dayanan en iyi desenli ilk Türk Kumaşı Y Ü N İ Ş' dir. Sahş deposu: Yenipostane caddesi, Tayyare piyangosu karsisinda Zclrî Rıza mağazasL. Telefon: 20485. Telefon: Başmuüarrir ve evi: 22366, Tahrir tteyeti: 24298, Idare : tstanbui. NO. 246Perşembe 27 Birincikânun 1934 Kubilây abidesi dün büyük merasim ve tezahüratla açıldı Açış resminde 20hînden fazla yurttaş bulundu, heyecanlı nutuklar söylendi Receb Peker açış nutkunda «Bu çalışmalara yardım teşvikleri yapan Cumhuriyet gazetesine, bu teşebbüsü yapan Nadir Nadiye teşekkür ederim» dedi Menemen 26 (Sureti mahsusada gönderdiğimiz muharririmizden) M'nemen ovasinda Ayyüdız tepeye dikflen Kubilây abi desi bugün öğleden sonra sayisi yintıî bini aşan yurddaşin önünde Firka Genel Yazgani Rereb Peker tarafından açildı. Merasimde ts •' tanbul, Bursa, Ba lıkesir, Manisa, Aydin ve diğer birçok yerlerden gelen he yrtler, Izmir Valisi Firka kumandanf* General AH Rıza, Müstahkem mevki kumandani miralay Rasim, Manisa VaIisi de hazır bulunuyorlardı. Receb Peker sövledi. Yeni lnkılâp yolunda! Büyük bir ulusal musiki müsabakası açıyoruz ^ öz Türk musikisinin b'rjt eklerini bulmak için yaptı ğımız bu büyük müsabakaya dahil olan eserler, evvelâ bir jüri tarafından tasnif, ve sonra büyük bir konserde halk tarafından intihab edilecektir. J «Cumhuriyet» büyük bir musiki müsabakası açıyor. Bütün millete teçmil ettiğhniz bu teşebbüsün sebeb ve gayelerini anlatalım: Alaturka musikiyi bir tarafa bıraktıktan sonra elimizde kalan, halk türküleri ve oyunlarından i baret bir bölük musiki varhğıdır ki bütün karakter inceliklerile ulusaldn*. Fakat şimdiye kadar islenmemiş, bütün millî benliğe yayılmanuş olduğu için iptidaidir, duygulanmızı anlatamamaktadır. Bu duruşile de şüphesiz Ru», Italyan, Macar musikilerinden anlanılan manad'a millî sayılamaz. Simdi yapmağa, yaratmağa savastığrauz ulusal musiki, işte bu kök üzerinde garb tekniğile ye tiştirilecektir. Şu tarif içinde an • latmak istediğtmiz musiki varlığint tezelden ortaya çıkarıvermek te kolay değildir. Bu iddia ile meydana atılan eserler olursa özüne ermeden sözüne inanamayız. ö y l e bh* musiki ki vaafmı melodilerînde tasıyacak ve dünya musikileri arasında sesi duyulduğu zaman, he • men «içte Türk musikiu!» denilecek. Bu, gün ve yıl işi olmaktaa uzaktır. Ancak yarmdan ve yarınlardan {.ATkan altınct sahifede) r;ış söylevini Receb Pekerden sonra dörduncS boliikten mülâzim Ahmed güz'l bir söv lev söyledi. Genç zabit beş on zehirli yilânin birkaç yil rvvelki cinayetini anlattıktan sonra silsh arkadasi Kubilâvi saygı 3e andı. Mülâzim söylevmi şöyle feîtirdi: « Bize bu duyguyu T« bu dir'iği veren Atatürkümüze yürekten saygılanmizı sunar, büyük şehidin ulu öniinde sonsuz saygılanmizla iğilirim.» Mülâzim4en sonra Istanbul heyetmden Iffet Oruz, tstanbui çev resinin, îstanbul kadınlığının, jrencliğinin, halkınm duygulanni anlatan heyecanlı bir hitabede bulundu. lffet, «ey ölmıyen genc» diye söze başladı, dedi ki: «Dört yıl oldu, su çepçevre topraklar' bir gün senin başmi bir kara kargi üs • tüne geçmiş, fakat gene baş kaldırirken gördü, kara eller inancina uzan • mış bağrinda vu • ftttv yıiFCy ı aol tffet heyecanlı nutkuna böyL devam etti: « Ey Türk anası! Senin b a j n n ki fu yalçınlaşmış kaya gibi nelere göğüs gerdi, kaç Kubilây acın o bagrın tunclasmış tahtasını deldi, desti. Biitün bunlar seni yıldır madı ve onun içindir ki bası ucur.da gene bütün bir Türk kadınlığının Kubilâylar yetistirmeğe and içtiğini söylemeğe geldim.> ^ Iffet nutkunu föyle bitkdi: flk Sözlük komisyonu kat'î faaliyete geçmek üzere.. Hazırlık denemeleri yapan heyet dün gece, Atatürkün nezdinde toplanarak irşadistifade etmiştir Ankara 26 (Telefonla) Söz • lük komisyonu nun şimdilik mü • zakeratı vücude getirebilecrk lu • gatin karşilık ke limelerini fransiz cadan mı, osmanlıcadan mi, yoksa başka bir lisan • dan mı almak dog ru olacağı mev • durmağa savasi • yordu. Bunlar dü • şünmediler ki, duran o yürek mil • yonlarca Türkün bajmnda vuracak Knbıiuy Abldesl snin o gökîere u rini llham etmis. zanan başinı mil ohin arkadaşımız yonlarca Türkün Nadlr Natii gövdesi üstünde gene göklere erişecektir.» « Ey bağnmızm parçası, ey ülkümüzün can vereni bil ki, bütün bir ulus senin arkanda senin yolundadır. Senin gibi bas kaldıracak, can verecek, yolumuzdan bir adım bile dönmiyeceğiz.» (Arkast sekizlnci sahifede) "Bugün tarihten kopmuş siyah bir yapraktır!,, Dün İstanbulda da büyük merasim yapıldı ve aziz Kubilâyın hatırası saygı ve inançla anıldı Hariciye Bakanı Atinaya gidecek Yunanlılarla yeni ve mühim müzakereler mi yapacağız? Atina 26 (Geceyansı, Telefonla) Türkiye Dış Bakanı Tevfik Rüştü Arasın ikincikânunun ilk on günü zarfında buraya geleceği resmen ebliğ edilmektedir. Türkiye Dış Bakanı ile Yunan hükumeti erkânı arasında bu defa görüşülecek şeyler yalnız ekalli yet meselelerine aid teferruat kabilinden işler değildir; müzakere mevzuunu, iki memleketi alâkadar eden çok mühim meseleler teşkil edecektir. Bunlar arasında Türk Yunan dostluğunun ortaya konulmasını icab ettirdiği askerî esaslarm tesbit ve tayini ve müşterek hududların mahfuziyeti tedbirleri meseleler vardır. llllllllllllll'llllllllllllllllHtllllllllllllllllinillllllllinillllllrilllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIPIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlinmilllllllliM'illl "Heyette çc&tştadar: Ibrahint Neend Dümefi, zuu üzerindedir. Şimdflik ırfak bir Ahmed Cevad, Profesör Saim Ali tecrübe esaslan üstünde uğrafilalacagı esaslan tetkik eden Kültür Bamaktadır. Bu aksam (dün gece) kanhgı komisyonu, her azanm bir ra saat yedide Çankayada Atatürkün yapor yazmasmi kararlastirmis ve azalarnında toplanarak bu hususta Büyük dan birçoğu rapor yazmağa baslamis öndTİn irşadlarindan istifade etmiş • lardir. lerdir. Bunlar ikincikânuna kadar bitfcek, Mekteblerde okatulacak edehiyat ve ondan sonra bir toplantı yapılarak Ankara 26 (Telefonla) Mkteblerde okutulan edebiyatin yeni dü üe vaziyet tesbit olunacaktır. Bulgarlar da bizi taklid etmek istiyorlar Patrikhanenin nakli hikâyesi Gazetelerde ruhanî kıyafelin mabedlere hasrînı lüzumlu gören yazılar çıkmaya başladı ıııımııımımınınSmmıııımıSmîSiSıiıtnım . .. Dün istanbulda yapilan iki merasimden intıbalar; Halkevinde ve üniver' ritede toplanan gençlik; solda, hazin bir nutuk söyliyen Nakiye rin arasmda oturuyordu. tnkılâb sehidl Kubilâyın aziz haCemilin söylevi tırası için dün sehrimizde de büyük merasim yapılmıştır. Tam saat 13 te kib süye Rektör Cemil çıktr ve kısa bir başlangıç yaSaat 13 te bini aşan Universiteli parak dedi ki: gençler Üniversite kcnferans salo« Bugün Kubilây gümidür. Bununda toplasmış bulunuyoı lardu (Arkası sekizinci sahıjede) Üniversite Rektörü de talebele»•••• n t l l l l l l l l l l l l l l Dahilî istikraz Sıvas Erzurum tahvilleri yakında çıkıyor Ankara 26 (Telefonla) SıvasEczurum hattma aid dahilî istikraz tahvilleri kânunusaninin onunda çıkanlacak ve satıs beş gün devam edecektir. Çıkarılacak tahviller simdilik iki milyon liralık ve yüzde 7 faizlidir. en ileri zenginliğidıı de onun için. Amma şurasına iyi bakılmasını isteriz: İnsan kalabalığı demiyoruz, yurdu sevmekte biribirile yarış edecek insanlann çokluğunu söylüyoruz. Tekin Alp bu ulusal birliği bir yasa ile düzeltmok. ve yürütmek istiyor: Dil ve kültür temellerine dayayarak. Yurdu, ulusu, ulusal birliği benim gibi, senin gibi duyan ve seven herhangi yurddaşı kendimizden niçin ayırd etmeli? Düşüncelerin özü çok doğrudur. Eski zamanların kötü ahşkanlıklan bu ülkede şimdi bile birgok inşan lan ayn duygular, ayrı sevgiler, doğrusu duygusuzluklar ve sevgisizlikler içinde yaşatıyor. Her eskiye olduğu gibi bu uğursuz eskiliğe de tekmeyi vurup onun yerine kanadları altına onu sevenlerin hepsini alan bir yurd sevgisini ve yurd sevgisinde birliği koymalı. Bu amaca götüren yol olarak ta dil ^ e kültür birliğini en ücra köşeletine kadar bütün yurda, ve en son neferine kadar bütün ulus içine yaymağa bakmalı. Gerçekten gidilecek en ileri uygurluk yolu. bur dur. ' Bugün 3 filicfi s a h i l e d e Ozdil üzerinde konuşmalar : Yazan: N'aim Onat. 5 tod sahifede Avrnpanm bu^ünkü tanhınde Atıllâmn rolu ne olmuştu? 6 n a s a h i f c d e Antakya Türklerini muteessır eden yazılar. 7 n c i s a h i f e d e Çocuk sahıfesi YUNUS NADt Sofyada çıkan beüibaşlı gazeteler den Mir gazetesi Bulgar papazlarinm elbiseleri hakkinda yazdıgı makalede diyor ki: «Bulgar papazları için başka ve daha rahat bir elbise lâzimdır. ÇünkS papazlarin bugünkü elbiselerini temiz olarak nvdhafaza etmrk gayet güçtür. Papazlarin uzun saçlarim gizliyen serpuşlan için de vaziyet aynidir. Saç ve sakallarmm bir kısmini kesmekle ru haniler nüfuzlarından hiçbîrşey kay • betmezler. Kilise kanunları ne rahat «lbise giymemeçi, ne de hıfzıssihhaya navet etmemeŞri emreder. Şunu da u nutmamalıdtr ki Bulgar papazlanmnr ekserisi köylerde oturmaktadır. Hal buki köylerin vaziyeti, ruhani'erin giydikleri elbiselermin ve kıhklannin te miz tutulması irin lâzrnı gelen sartlari haiz bulunmamaktadir. Diçer taraftan Dapazlarin bugün giydik'eri rlbiseler gayet pahahya mal olmaktadir ve bun • (Arkast beşincı sahifede) ı Patrik FotyoM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle