Katalog

.'b Mart Cumharîvet '• O ^^HB^«^™ SON TELGRAFLAQ Bana kalırsa Tek kitap usulü 1 Ezancıiarın muhakemesi Çorum Ağırceza mahkemesinde dün Iskilip'li Ali on gün hapse mahkum oldu Çorum 25 (Hususî) Sum ceza mahkemesi, bugün trmir'de Sahlepçi camisi imamı Konya'k Ilyas'ı muhakeme etti. tlyas asdsız havadis vermekten ve evkaf bafkâtibine ezanı arapçaya çevirmesi içm tehdit mektubu yazmaktan suclu idi. Müddeiumumi Tahsin Bey hâdiseyi vazife noktai nazarmdan mütalea ederek muhakemenin ağncezaya naklini istedi. Ve hâkim de bu yolda kararmı verdi. Çorum 25 (Husmî) Çorum Ağnroeza mahkemesi bugün A»x Beyin ri yaseti altanda ve aza Hasan ve Hakkı Beylerm istirakile toplandı. Maznun • lardan Rasih hocamn geçen muhake mede Bursa'dan telgrafla yapılan istinabesi ve mjfus tezkeresi bu postadan cıkacağı anlasıldığmdan mohakeme ya • rma talik olundu. ti olduğunu da rannetmiyorum. Müddeiumumî Tahsin Bey söz alarak de<K ki: Türkçe ezan lskilip'te tamim edildiği halde Ali'nin arapça okuduğu tahkikattan anlaşılmıstır. Son hâdiselerle istirak alâkası olduğıma kanunî deliller olmamakla beraber hükumetin emirlerine muhalif hareket etmekten suçlu • dur. 562 inci madde hükmünce tayini cezasım ve dinî hissiyatı alet ittüıaz ederek halkı irtîcaa tesvik ettiğine dair e mare bulunmadığmdan bu cihetten de beraetine karar verilmesini isterim. Heyeti hâhime müzakereye çekildi ve biraz sonra kararmı tefhim etti. Bu karara göre Ali 10 gün hapis, 10 lira para cezasına ve kendisinden 320 Kra mahkeme masrafı (Jınmasma mahkum olmus ve mevkufiyet gününü doldurduğu içm tahliyesine karar verilmi^ti. NALINA MIH1NA Şehitlere hürmet borcumuz... 16 Martın kahraman şehitleri hak* krada bir kaç gün evvel ba sütün^a yazdığım bir yanda, Avrupa'da, hatta Istanbul'daki bazı ecnebi müessesele • rinde gördüğüm kitabelerden bahsetmiathn. Üzerlerine o müessese mensuplanndan Büyük Harpte ölenlerin isimleri albn harflerie yazılmış olan ba mermer kitabeler, harpte vatan tçin can veren fedakârlara karsı, onlann fedakârlığı sayesinde yaşıyanlann hürmetini, kadirsinaslığını gösteren birer küçük abhdeden başka bir sey değüdî. O yarnnın, 16 Mart şehitlerine bSyle bir kitabe yaptırması lâzrm gelenlerin vicdanmda değilse de başka mânevver insanlann rohunda akisler uyandırdı • ğını görmekle menunum. FQvaki Dr. Fahrettm Kerim Bey, Tıp Dünyası mecmuasmda Maarif VekiB Reşit Galip Beye hitaben neşrettiği bîr yazıda hulâsatan şoyle diyor: «Büyük dünya savasma giren ve neticede galio veya mağlup çıkan mOletlerin darülfünunlan ve mSesseselerl gezildiği zaman kapıdan girince o raüessesenin harpte ölen mensaplarmm isimleri albn harflerie yazılmış mermer levhalar görülür. Memleket sevgisi, feragat ve fedakârlık remzi olan ba levhanın karşısında her ziyaretçi saygı ile iğilir. Darülfünunlular her gün o levhanm yüksek manası karşısmda kendi vazifelerini düsünürler.» Muhterem doktor, ba mütaleadan sonra şu teklifte bulunuyor: «tşte biz de Darülfünunumuzda, yüfe sek mektep ve müesseselermnzde Büyük Harpte ve Kurtuluş Mucadelesinde ölen kahramanlar namma Danilfununda, yüksek mekteplerde ve diğer mBesseselerimizde böyle birer abide yapılmasmı teklif edtyoruz.» Bu tekfîfe bütün varlığımia ben de iştirak ederim. Zaten, memleketknizde böyle şehîtlerinin !shnlerile duvarlanm süsüyen yüce bir yurt vardır: O kahraman şehitleri bağrmda yetiştiren Har» biye mektebi... Fakat, ba kadtrsmasnk neden yamn Harbiye mektebine münhasır kalsın? Basta Darülrunun olmak üzere, bütün TSrk mBesseseleri, Harbiye mektebinden kadir ve kıvmet bîfirlik dersmi öğrenmeli, şeKitierine karsı şakran ve mh> net borcunu ödemegi bilmeBdir. Bütün dünya Yahudileri Alman'Iar aleyhinde! Amerika'da nümayişler yapıldı, Ingiltere ve Lebistan'da mukabele bilmisîl tedbirleri hazırlandı Plastras Burgaz'da îmiş! M. Çaldaris ve krallığîn Avam kamarasında bir avdeti meselesi sual ve bir cevap Atina 25 (Hususî) Başvekü «akıt kralın yaTeri Levidîs'in A tina'ya gelmesi münasebetile beya natta bulunarak demiştir ki: « Gerek benim ve gerelue ka bineme dahîl her hangi bir nazırın ve hatta fırkam erkânının sakıt kralm yaverlerile doğrudan doğruya veya bilvasrta müzakeratta bulunda • ğmnuzun ath yoktur.» Maarif Vekâletine geldikten sonra, Reşit Galip Beyin örümcekağı bağlı yan, fakat birinci sırada bulunan mes'elelerin dosyalannı kudretli ve dinç bir | elle nasıl kavradığını bu sütunda bir kaç kere yazmış, alkışlamıştım. Hususî muhasebelere bağlı muallhnlerin ayhklanndan tutunuz da şu son tek kitap lâyihasına kadar başanlan ve başanlması düşünülen işlerin hepsi, Türkiye maarifmin temel direkleri sayılabfle • Toronte 25 (AA.) önömuzdeki Nevyork 25 (A.A.) Î W Alman cek mes'elelerdir. pazartesi gonfi Alman yahndilerinin teteyrisefaîn kumpanyası önunde noma • Fakat Reşit Galip Beyin anlayışına şebbnsa azerine Kanada yahudilerinia yişler olmus ve yahudOer Afanan va • ne kadar oçsoz bucaksız bir inamşım oroç hrtacaklan ve Alman yahudileri purlarma binmek veya eşya yuklemek olduğunu bir kere daha tekrar ettücten bJ doa edecekieri toylenmektedir. jB içîn ahras olduklan bfletleri geri vennissonra hemen söylemek »terim ki bu Varşova (A.A.) Yabodi Lelı tek kitap usulüne taraftar ohnamakta lerdir. meb'nslan Amer3ca yahudi kongresinin bir çok muallimlerle beraber düşünü • Avrupa'ya gitmek üzere yolda buluHirier'cilerm yahodüer aleybindeki U«yorum. Çünkü tek kitap lâyihasımn danan profesor Emstem, Musevi telgraf ayikiermm protesto g&nS olan 27 mart yandığı «tedrisatta vahdet» esası, yeni jansma bir telgraf göndererek yahudiler tarîhînde vapılacıtk nSmavislere istîrak terbiye cereyanlanna baştan, başa ter•levhindeki zulumlere kar«ı onlarm muetmek hosasandaki davetini kabul et • sine bir gidiştir! dafaas içm hemen teşebbusatta bulu . mtslerdir. Ba eereyanlann istScametine bakannu'man ve yahudflerm rnelcei olan Fî Londra 25 (A.A.) «Yahudi d3flar pek iyi bilirler ld, bogün, Avrupalistm'e fazla mîktarda yahudi gonde manliihna karsı mücadelede balunan da ve Amerika'da «yeknesak program», riimesi lüzumuna ehemmiyetle kavdet lar bhligî» yahudilerm her töria Alman «tedris vahdeti» usulleri terkedilmek ümwtir. Amerika lemmîan kıdemlilerile eşyasma bovkot yapmakla kahnamala zeredir. Hele tek kitap sistemi, klâsik tnıriliz harp kıdemMerinden mötesekkfl n, Alman fnîmlerî gosterilen smeroa terbiyecfleri büe güldürebOir. M. Baha 3000 kiîiden murekkeo bir alay, Snle larfa Alman lokantalarma da gitmemeBey tarafmdan tercüme edilen ve Marinde mızıka ve bavrakiar olduğu halde leri gerek olduSunn bildrrmi^tir. arif Basmüfettişi Ahmet Hilmi Bey taAlmanya'da vahudilere karsı yaoılmakNazFler ne Utiyorlar rafmdan tekdir edilen «Ad. Ferriere» in t» olan tazvüri protesto elmek flzere bütün yeni mektep tarzlarnu bildiren Mmih 25 (A.A.) Nazi «amvİ Ne^vork sok»klarmda dolasnuşür. «faal mektepte çocuğun hürriyeti» isknUrfigi hükâmetten, makta ve acnz fiatNevyork 25 (A.A.) A'manya' • B kitaptan şu sabrian alıyorum: lı pazarlar vncode getirmek suretfle fadaki yahudilerm uğradıklan fena moakir sımflarm bimavesini istemutir. <Ders saatlerinin svm'i bir surette meleleri, tazvikleri portesto etmek için Bırlîk, btmrian baska bötfln yahndi parçalanması, tedrisatın eyknasak yapılacak ton'anhlara 10.000 yahndmh* lasttrdmast, bir takım programlarm m^^izalarmTn kapahlmasrm dîlemiştir. i«£rak cdece&i tahmin edflmektedir. aynen ve harfiyen tatbiki, imtihan Alsat . Loren me**elen tekrar Cocuklartn da bu toolan^arda bulunabeliyesi. Ban1ar an'atıevi mektebin mevdana çtktyor bilmejeri içîn BrovmviIU mektepleri en mes*am fenaltklandtr. Birlikte MııThome 2R (A.A.) Havm biidlsaat 18 d« kapatıiacaktır. tedrisattn manastz ve hiç te yerinde rfyor: Yukan Rhin ivan a n » M. Joo « Sabjk musevi muharraleT cetrfyetJ olmtyan nâfazttna karşı Dalton pleh den, Ahnan teUz telefomman Venay reisi M, Geor«e Friedman, bir heyetm nt çtkartldı. Ba plân, eski programnMMhedecile kayhedilen arazi halki fle ha*ınd% ©Mu$u halde nazartesi runfl lan ve hatta eski mektep kitaplartM Rotvelt'teti bir mBI&kat İstrreeektir. hasbîhal mevzon hakkmda ymohftı prom muhafaza hatanm irtikâp etmekpaganda Pıeıiııe bir protesto kajeme alVafiafffvn 25 (A.A.) Haridy* le beraber ferdî çalısmağa en genis mtftnr. Altat matboatında intiaar «den NeıareJü, Hît'er'cilerin yahodiler aley • yertni vermektedir. Yeknasak ve bir ba protectoda A'M^ ve Loren'h) kmlben bindskâ hareketlerme kam bemen te çok noktalarda çocuk mhiyat ka ve rabnn daima Franstz olduga sSyletı • tehbuste bt»1n*»m»ti Wrn W çok yahodi r ntmlanna muhalif programlara kary* katol tMekkülerinden bir çok telgraf. şt Winetka sistemi var dir.> nameler aVnışhr. Hitler maaş tdrmvaeak Artık yeni terbiye ve tedris usulleri, MaamafTh, Nevyork'un siyast eem}Berlm 25 (A.A.) Mfflî dava u$ • bütün çocuklar için cbir ve ayni» sisteyet ve tesekkufleri, yahndiW aleyhmde nmda 8'mög olan Nazi Dolislerin dul mi tatbik ettirmek değil, belki ve mümgrotestolarda btdunm*kTa beraber, mo>eveelerile çoenklarma, Hrtler'm ahnak< kün olduga kadar her çocuk içm ayn haceret kanununun AJmanya'dan btc • tan vaz arecmis oldo$u büdiriien nma • bir yol takip ettirmek istiyor. Her çoret «d^a y.hudfler lehmde tadfl edilme• u tevzî etmek Bzere bir komite vöcun cuğun ferdî mizacını, seviyesini, iştiyaksini kabolden hnthta etmektedirlfir. de cetmbırittir. lannı, ruhunun şahsî yapıhşmı göz önünde tutuyor. Doğrudur ki, «Türkiye'nin bütün ilk üçüncü smıf çocuklan mutlaka 37 numaralı iskarpin giyecekler • dir» prensipi ne kadar yanhşsa ve her çocağun ayn bir uzvî teşekkülö olduğunu bOmemek demekse, bütün Türk çoeuklarmm bir tek kıraat khabı okumalarmı istemek te her çocuğun ayn bir nıhî yapısı olduğunu inkâr etmekth*. Bundan sonra 32 yaşında lskBip'li Oğleden sonraki celsede şeyhlik ve Mustafa Ali çağrtldı. Şahitlertn ifade • tekkecilik etmek ve Hüseyin Efendi i$lerine gore tsldlip'te arapça ezan okurminde birini tarikate sokmaktan suçlu ken haDc tarafmdan sosturulmuştur. Zfle'li Muharrem'in muhakemesine başHâkim bir şey soylemek istiyip istelandı. mediğini sordu. Maznun bahçecilik ettiğini ve Hü Maznun hulasaten sunlan söyledi: seyn'in sahip olduğu bir tarlada ken Ezan okumak, meyzmlik etmek disine ortakçılık ett'ğini, böyle bir şey benim mesleğim değüdir. Camiin imamı yapmadığuu ve hiç bir tarikate mensup benden ezan okumamı rica etti. Ben de mmareye çıktrm. AHahü Ekber diye bas obnadığını söyledi. ladun. Sus yanlıs okudun dediler. EzaNeticede istinabe sahitlerinin ifadenuı türkçesmi de bilmiyordum. Derhal lerinin alınması için telgrafla müracaat edîlmesine ve muhakemenin 3 nisana minareden indim. Benim bu işte hiç bir bırakılmasına karar verildi. gaye ve kastim yoktu. Bunun uzerine sahit olarak dmlenen Çorum 25 (Hususî) Camhuriyet cami imamı Mehmet Efendi de demjsMüddeiumumisi Tahsin Bey gece saat 2 de hapisaneyi tefris etti. Bu teftiste br ki: maznunlarm uzerlermde esrar bulunda. Ben limbalan vakıyordum. MusBunun hapisaneye ne «uretle ithal edil • tafa AU Efendinin arapça ezan oku • digi hakkmda tahkikata Kaşlandı. duğunu işittim. Ben kendisine oku veya Emre okuraa demedim. Maamaüh bu işte kas Hitler Almanyasının Iktısat politikası IBasmakaleden mabalti Bu vergi ne kadar yüksek olursa, tröstler o kadar kolay kendiliğinden eriyecektir. Bu suretle Hitler, ağir ve coskun propaganda yıllannda vermiş olduğu sözü tutmuş bulunuvor. Bu karar geriye kalan istihsal trostlerini de kucakhyacak mı? Bel* ki.. Çünkü: Alman'hk, her türlü tröstten çok bikmıştır ve onun için HHIer'e Reichstagta 288 yer ka zandırmıstır. Tröstler yanında Almaniığı sinlrlendiren ikmci bir şey daha vardırt Borsa teşkilâh.. Hitler kabinesinin iktısatçuı Hugenberg bu işe de başlamıs bulunuyor. Bundan böyle borsa idare heyeti seçilirken ticaret ve sanayi odalannın tasdikı lâzımdır. Borsa idare heyetine seçilecek olanlar, devlet kontrolü altma girmiş oluyorlar, demektir. Çünkü: Ticaret ve sanayi odalan d'evlet teşkilâtı arasmdadır. Borsa idare heyeti aza~ larmın sayısi da 72 den 43 e mdi rilecektir. Bundan başka para biriktirenlerin de mümessilleri borsada bulunacaktır. Çiftçiler de borsaya grrebileceklerdir. Bu değişiklikler, Almanya'nm iç iktısat politikasm dap baska bir şey değüdir. Dış iktısat oolitikasına gelince, bize objektif f ikirler verebilecek şeyler henüz yaoıltnamıştır. Bunu za man darhjh ile anlatmak mümkün ~ dür. Bize öyle jreliyor ki aktif bhdış alışveriş bilânçosu olan Al manya için burada temel deği«tirecek yenilikler beklenemez. Markı tutmak dileği ile, belki daha neti celi bir takas yoluna gidilmesi ihtimaH vardır. Türk'ler ve Alman'Iar arasmda karşılıklı çok büyük ve e~ hemmiyetli iktısat bağlan olduğu için Almanya'da olan brtenle her zamankinden daha çok uğraşmamız lâzımdır. En büyük alıcılanmızdan biri olan Almanya'nm bütün îktısadî sıkınhlarını yenmesini yürekten di leriz. M. NERMİ tım, kendkni topladım. Nen var. bir şey mi söyliyecektin, diye sordu. Hayır, dedim. Iste böyle. Ben bu kızı alaca ğım. Bir kere kafama kodum. Taş çatlasa alınm. önüme geçen her engeîJ devirİD geçerim. öksürdüm. Boğazıma garip bir pıcık takilmntı. Smirden midir, ne dir, kendimi hrtamıyor, boğula cak gibi öksürüoor^um. V» oMtm, dedi, su getireyim. Hiç, hic, geçer. Devam etti: Senin Hicranjneselesinde bana ysrdım»"''an cok ıstifade edebilirim. Ktvfsr HaiMmın senin ahlâkına, sözi'me çok ;tînıadı var. Üstünde tesirli olvnsun. O Züppenin aleyninde bu lunmak ve beni müdafaa etmek kâ fidir. Artık burjlan nasıl yapacj>?ını sen bilîrsin. Oralarım senin zekân^ b:rakınm. Beni gene öksürük tuttu. Muvakkat bir sükunet zamanında avukat Kazanç vergisinde Yapılan tadilât Kazanç vergisi lâyihasında yapılan son tadilât Baroda memnuniyet'e kar • şilanmıstır. Lâyiha, meclis encümenlerine întikal edince Baro mzıbat meclisi namına bir heyet Ankara'ya giderek bu hususta noktai nazarnu izah edecektir. Baro, maktu vergi ve beyanname u • sullerinden birini tercih hususunda avukatlarm serbest bırakılmasmı muvafık görmekte, »ncak tercih edilen usulde devam müddetinin yeni avuka^ar içîn birer, diğerieri için iki sene 'Sİmasmı temenni etmektedîr. Hukuk Talebe cemiyeti, Baro rîvasetine müracaat ederek bazı tesebbüsat • ta bulunmu«tur. Cemiyet, bühassa meslek mektebi mezunlannm avukatlık yapmalan. hukuk mezunlannm haklarma tecavüz mahivetinde olduğunu mevzuu bahsederek bunun önüne geçilmesini temenni etmektedir. Baro riyaseti, bu mes'elenin yanlış anlaşıldıği, meslek mektebinden çıkanlarm avukdtl'k ettikieri doğru olmadı ğmı, ancak bu mekteoten çüap ta bes sene b^kimlik smıfmda çalısanlann Adliyi VAkâletinden rubsatname aldıktan sonra Barova kayded'ldikleri ve bunun da kanunî bir muamele olduğunu be yan etmistir. Baro, bu hususta persembe günü toplanarsk heyeti umumiv«»de a'macpk karara göre hnreket ed»rek Adlive Vekâ leti nerdrnde te«e^b5satta bulunacsktır. Meslek m«Vtebi mezımlanndan hâ kîm'îk smıfında bulunanlann Baroya girmsmeleri için avukatlık kanımunun tadHi ve bu memnuiyetin, hiç bir mektepten mezun oîmayıo ta evvelce hâ Idmlik ettikîeri içm Baroya girebilen lere de tesmili istenecektir. tngiltere'nin Bîzimle ticareti Avusturya san'atkârları Plastras Bargaz*da imiş! Sofya 25 Söylendiğine göre, Yunanistan'da iki ıriinlük diktator iükten sonra tagayyüp eden jene ral Plastras Burgaz limaaına gej miştir. Hükumettn programt Atina 25 (Hususî) Hükumet ni<anm 3 üncü pazartesi günü mec liste programmı okuyacakhr. Bu programda siyaseti hariciyenin e» ki hükumet zamanındaki nyasetin «yni olduğu, Törkiye Yunan do»tluğunun daima müterakkj bir halde bulunmasma çalıçilacagi, bu iki millet arasmdaki ticarî ve iktısadi münasebatiB iiha zivade inkîsafına gayret edilecegi bildirilmektedir. Londra 25 (A.A.) Reuter ajan• tebliğ ediyor: Avam kamarasında ı meb'uslardan biri, ecnebi memleketlerin tngiltere'ye nazaran Türkiye ile olan ticaretlerînm fazlalıgi hak * kırda dikkat naı&nm celbetmis, In giJiz ihracatçi tüccarın alâkaaını u~ yandırmak içm ve Türkiye tarafm <{r;. gösterilen <tnkânlar karşısında bîr takım careler ileri sürmüstür. M. C^'v'lle su cevabi vermiştir: « Türkiye'ye yapılan flıracat arasında Ingiltere'nm hissesi Almanya ve Italya müstesna olmak iizere diğer bütün rakip memleketlerinkin * den fazladrr. Ve 1932 senesinde ayni nisbet dairesinde artmıstır. îngiltere'nin Türkiye büyük el çilığindeki ticaret ateşesi muutazam raporlarla malumat vererek tngiliz tüccarlannın Türkiye'de bulabilecek* leri mabrerler hakkmda kendilerîni tenvir etmektedlr.> Vakıâ her çocuk için ayn bir kitap yazılmasma imkân yoktur; fakat, hiç olmazsa, elde bulunan on on beş türlü kıraat içinden vilâyet, kaza, köy mektepleri; ekalliyet ve ecnebi mektepleri, kendi hususî ve mahallî ihtiyaçlarma en uygun kitabı seçebüirler. Bunun > çm mektep kHaolannm çeşit olarak çok' luğu fena değil, iyidir ve daha fazla çoğalmasmı istemek lâzımdır. Çocuklar arasındaki ferdî farklan haydi btrakalım; fakat bir köy ilk mektebi ile bir sehh ilk mektebi ve bir ecnebi mektebi ile beylik bir mektep arasındaki derece, kabilivet, ihtiyaç farkını bütün muallimler bilirler. Biz, «tek kitap» usulüne doğru deinl, kabil olduğu kadar mahallî ihtiyaçlara göre yapdmış «çok kitao» sistemine doğru gitmeüyiz. Her işte en yeni inkılâp merhalelerrni asan Gazi Türkiye'sinin Reşit Galip gibi mkılâpcı Maarif Vekili, tamanoile skolâstik bir sistemi memleketi mize nasıl sokar? Unutmıvaîım ki eski devirlerde, Osmanlı maarifi bir çok derslerde tek kitap usulü kullanırdı. Bir mioal isterseniz yazayım: Karabaş tecvit! PEYAMl SAFA Darfllfflnun ha<kında hazırlanacak lâyihalar Ktrmızıya boyanan heykeller Atina 25 (Husuaî) Komünistler dün gece Darüifümm bahçesin dekl heykellerî kirmızi renge boya rmşlardır. Ankara 25 (Telefonla) Maa rif Vekâleti Darülfünunun ıslahı münasebetile hanrlanacak lâyiha lar ve mesai tarzı hakkmda tetki kat icrasına baslamıstır. Bu lâyihakedilecektir. lar çabuk hazırlanarak Meclîse s e v Tetkikatın on gün zarfında bi teceği anlaeıiıyor. ilk tedrsat programı Ankara 25 (Telefonla) Maarif Vekâleti ilk tedrisat programmı ha~ zırladı. Bu program münasebetile flk tedrisat kanun ve talimatname lerinde yaoılacak tadilât tesbit e ~ dilmektodir. sın. Velhasıl bu yazıhaneyî döndü receksin. Şimdilik maaşın 150 dir. Fakat orta yerlerde istasyon yapmadan bu miktar 200 liraya kolayiıkla çıkacak. Yani işleri biraz şöyle kavra. Hafif bir staj devri gecir. Bu zammı sana vaoar"n. Hem muvak" kat bir is değildir. Ben çok kazanan b'<* avukatım. Hemen Türkiye'nin en çok kazanan avukatı... Sana başka hususlarda da yard'm ederim. Meselâ büvük bir dava kazanırsak, maaşmdan avn, sana da bîr fkramiye çıkarırım. Sonra ben senin âmirin değil, daima dostun olacağım. Bak, hiç kimseve acmadığım sırlanmı sana söyledim. Bütün bunlara karşı senden isted'çim şey beni sevmekth". «Ne gibi 7 » dive sorma. Dur sana an" latavmı. Ben Ficran'a hakikaten fazla bağlıyım. Onsuz olamıvacapımı anlıyorum. Bu kizda srüzellikten baş" ka övîe bir bal var ki... Nasıl an latavım Ben ken^'rni valmz onun içii dünv^"» pe'mis sanıyorum. «Ben de öyle!» diye bağıracak Rus sefaretinde bir ziya f et Ankara 25 (Telefonla) Bugün saat on yedide Rus sefaretinde bir çay ziyafeti v%.UdL Bu ziyafette Meclis Reisi Kâzım, Başvekil tsmet Pasalarla vekillerden bazilan, tneb'uslann çoğu ve hariciye erkânı fle sefirler hazır bulundular. devam ediyordu: Meselâ Hammefendinin benim elhnde iki davası var. Bundan sonra da basında dava eksik olacağa benzemivor. R;r avukat damat, hem de benim gibi bir adam ona ne kadar favdab olabilir!.. Değil mi öyle? öksürükler arasında: F.vet. dedim. Ne oluvorsun Allah aşkma?.. Bu musibet öksürük te tam zama nını b'i'du. Siz devam edin. Aksi gibi ha^erneyi de savdık. Bir su get"tfr'*'k. tstersen su merdi"en basmdan kahvecîye seslen. TeseVVür ederim, devam! Bu «ırada kaoı vuruldu. FİTîconı altnağa relen kahveci olma«n' Dur acalım. Benim de canım V:ar»ve istiyor. Diverek avnk^t kaoiT'a çîttl, anahta»i cevirf'i, kaoıyı aoti. Sasirarak bir adım «»eri celc'lm^ti. R«n de kapı nın eşieinde bizim Hala Hanımı görünce afalladım! Yalanım meydana CTeçenlerde 28 martta şehrnnîıd« konser vereceklerina yazdiğimiz Avusturya'h san'atkârlar Matmazel Edith Wachtel ve M. Neuman, Ro ma'da verdikleri konserin fevkalâde beğenilmesi üzerme tekrar bir ikmci konser vermek mecburiyetinde kalmışlar ve binaenaleyb şenrimize gelmekte geçikmişlerdîr. Turnede uğradıklan bütün Avrupa şehirle rinde bu kabil muvaffakiyetler kazanan kıymetli duo tstanbul'daki konserini 3 nisan 1933 pazartesi akşaım Fransız tiyatrosunda verecek t». Bu vesile Be Matmazel Wacntel ile M. Nauman'ın beraber almmış resimlerrni tekrar dercediyoruz. çıkmıştı. Avukat kendmi çabuk topladı: Buyurun Ihanımefendi! dedi, hemen bir koltuk ikram etmeğe kostu. Ben ayağa kalkmıştım. Halam ba" na kısa bir bakrstan sonra, fevka lâde resmî bir eda ile: Siz de buradamıydımz? dedi. Avukat, hayret ettiğhn bir acar • lıkla, beni güç vaziyetten kvrtarma1 ğa muvaffak o'du. dedi ki: Evet hanımef endi, şirketlerinia lir davası var. Galiba bana verecekler. Bu hususta kendisîle görüşmem lâzımdı. Telefonda mes'eleyi hallettim ama sonra ynid* kendisine rastladım. sirketten aynldıîhnı duydum, fevkalâde mütee«<ir oldum, umumî müdür tanıdiğimdir, belki meseleyi haU»fl»i>İTn diye, malumat almak için Muhlis Beyi yaz'bineme davet et* tim. Hertlesiyorduk. Hala Hanım koltuğa can sıkm tısil. otnrarakt Milli tefrikamız .* Yttzan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! Dehşet! O kadm ki benim vaktile sahiden delirdiğimi, kaynanamı boğmaya kalktağınu zannediyor! Kızın da anasıdır! Dediğirai yapmazsa kendisini öldüreceğimden korkmaz mı? Anladım, oes, dehset! tşte böyle iki gözüm!.. Ben insanlann zayıf taraflanm bilirim. Korkudan daha müthis his yoktur. Avukat oldu • ğum içm, kanunlarm da insanlan korkutarak adalet ve asayis tesis ettiklerini görmü«ümdür. Mırvaffakiyetin birinci sarti göz yıldırmakür. Hâlâ korku icinde, tekrar ettnr* Göz yüdrrmak! Evet, tki gözüm, budur. Gel, şimdi karşıma otur, şu me*'eleyi halledelim, dedi avukat. Ben adamakıllı şaşkına dönmüştüm. Ne olacak? Bu işin sonu nedir? Avukat yazı masasının koltuğuna rahatça yerleştikten sonra, ansızm, pek makul bir adam hali aldı; mü vazeneli bir sesle dedi ki: Muhlis Bey, kardeşim. Tabiî bu işin alay ve mubalâğa taraflannı bir kenara atalım da vaziyeti iyice bir duşünelim. Evvelâ senin mes'elen! Brrada, beniml*» Keraber çalısmak ister misiniz? Zannetme ki benim yanımda alelâde bir avukat kâtibî ol?caksın ve oraya buraya koşup a~ yak tellâUıSı yapacaksın. Hayır. Sen bu yazihanenin müdürüsün. Esasen benim iki asistanım, bir de daktilom var. Senin va^'^pn benim yerime geçmek o'acak. Bütün dosvalan tertip, tanz'm, muhabereleri idare edecek•in. Bazı yerde namıma imza atacak Mabadi mm