27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

28 Haziran 2017 Çarşamba Akademi KHK fermanı Mülkiye Tüllabı Biz ki Mektebi Mülkiyei Şahanei Ali Osmani’nin tarihi cumhuriyet ve devrim anlayışıyla yoğrulmuş, proleter hareketin Türkiye ayağı, tüllabın şanlı ameleleriyiz. Kimilerinin Mülkiye ruhu dendiğinde elitist bulduğu ruh ve anlayış, Menderes duvarlarına kurşun yağdırdığında dahi geri durmayıp özgürlük ve hukukun yanında durmayı bilmektir. Bazıları geleceğini televizyon ekranlarında suya sabuna dokunmadan laf cambazlığı yapmakta, kirli siyasetlerin bir aktörü olma hevesiyle tutuşmakta bulurken, bizim için gelecek geleneğe bağlı kalarak adaletten, özgürlükten, hak ve hukuktan taviz vermeden, ileriye, sokakları gülen insanlarla dolu bir ülkeye ulaşmaktır. Yani gülmek, bir halk gülüyorsa gülmektir dememiş miydi Edip Cansever. Sizin sadece işten atmak olarak gördüğünüz şey, biz tüllab için haksız yere, savunma hakkı tanınmadan, sorgusuz sualsiz, ülkede bilimselliğe katkı yapan, ülkenin sosyal bilimler alanındaki müstesna ve parlak beyinlerini bir kurumun hafızasıyla birlikte yok etme çabasıdır. Ancak unutulmamalıdır ki Mülkiye, ne padişahım çok yaşa dedirtmeye çalışan okul müdürü Recai Bey’in, ne kurşun izlerini kaldırın diyen dönemin Ankara valisinin, ne de 1402’ci Kenan Evren’in önünde esas duruşa geçmiştir. Sarayın İbiş’leri önünde de geçmeyecektir. Bugün ihraç ettiğiniz bilim insanlarının bize öğrettiği değerler zihinlerimizden silinmeyecektir. O ekilen tohumlar yeşerecektir elbet bu topraklarda da bir gün. Zihinlerimizden silinmeyecek bir şey daha vardır ki o da Gürhan Fişek Hocamızın aramızdan ve bu dünyadan zamansız ayrılışıdır. Emeğin sömürülmesine karşı fişek gibi parlayan hem Tıbbiyeli hem Mülkiyeli, tıp alanına sosyal bir perspektifte yaklaşarak ufkumuzda çığır açan, çocuk işçilerinin koruyucusu Gürhan Hocamızı saygı ve özlemle anıyoruz. Unutmayın ki, bir memleket ya ilim ya zulümle yönetilir. Biz Mektebi Mülkiye olarak ilimden yanayız, onların nerede olduğunu cümle tüllab bilir zaten. Gelgelelim mektebin KHKi ahvaline: Bu zamanlar hava kurşun gibi ağır! Cehalet karşısında vermek zorunda kaldığımız mücadele her geçen gün kamçılasa da bizi, biraz hüzünlüyüz... Cumhuriyetin sacayakları olan bilimin ve rasyonalizmin ayaklar altına alınmasından, memleketin aydınlık yüzüne kara çalınmasından... Ama hüzün yetmez, öfkeliyiz bu kokuşmuş karanlığa; yıkımların, darbelerin, pespayeliklerin sadece kamuflaj ve postallarla gelmediğini gösteren anayasa taslağınıza; her oy kaybı endişenizde kardeşlikten dem vurup barışı savunanları suçlayan ikiyüzlülüğünüze; hocalarımızı, öğrenci arkadaşlarımızı ve basın emekçilerini kapı önlerinde yerlerde sürükleyip kampusu köpeklerle işgal etmenize; boş vaatlerinize ve antidemokratik icraatlarınıza itiraz eden insanları her fırsatta terörist ilan etmenize; bağımsızlığı ve tarafsızlığı anayasa ile garanti edilen hukukçulara, karşınızda cüppelerinin önünde düğme arattığınız açılış toplantılarınıza öfkeliyiz. Ama biliyorduk bunları, hakikati. İhraç ettiğiniz Murat Sevinç’in de bir yazısında dediği gibi: “Hukuk devletinde düğmeler hayati önemdedir.” Bugün burada sadece bizim sözümüz yok. Doktora tezinden dolayı Amerika’da bulunan Özge Kantaş Hocamızın da söyleyecekleri var tüm bu olanlara: Ben bu bölümden mezun değilim ama benim için bu bölüm ve hocaların ve asistan arkadaşlarımın yeri ayrı. Psikoloji mezunuyum ve psikoloji biliminin sosyal politika ile ilgisini hiç bilmeden, öğretilmeden mezun oldum. Toplumsal iyilik ve sosyal esenlik için psikolojiyi kullanmayı, Siyasal’da onlarla beraber keşfettim. Tezimin konusunu bile Onurcan Hoca’yla bir gün sınav gözetmenliği yaparken, onun geri bildirimleriyle kesinleştirdim. Soma’dan seminer öğrencilerimle alan uygulamasından döndüğümde, basın açıklamasıyla raporumuzu sunarken Gülay Hocanın ve Nail Hocanın gururlu bakışları ve alkışları ile destek buldum. Ki Onurcan Hoca o raporun da sendikacılıkla ilgili bölümlerini gözden geçirip kıymetli geribildirimler veren gizli kahramanıdır. Sennur Hoca’nın koşulsuz kabulü ve bilgece sağduyusu ile kendimi hep sarmalanmış hissettim. Yapamam zannettiğim, kendime güvenemediğim bazı noktalarda Utku Hoca’ydı öngörülü bir şekilde, benimle bundan 510 yıl sonra Siyasal’da yapmak istediklerim ve yapabileceklerimle ilgili vizyon ve motivasyon konuşması yapan. Serdar Hoca’dan gördüm akademisyenliğin sıkıcı bir fildişi kule olmadığını, ama zeytinyağlı yemek tariflerinin bile bir hoca inceliğiyle anlatılabileceğini. Beş yıl önce bu bölüme ilk geldiğimde, Genç Sosyal Politikacılar Kongresi’nde, soyadını yanlış anons ettiğimde, birçok 11 ?KİMDİR 7 Şubat 2017 tarihli 686 sayılı KHK’nin ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, namı diğer Mülkiye’nin altı bölümünün öğrencileri hocalarını ihraç eden KHK’lere karşı birer ferman okudular. Sayfalarımızda Mülkiye tüllabını temsilen Ameleyun olarak anılan Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğrencilerinin fermanına kısaltarak yer veriyoruz. Tüm fermanlara Mülkiye Haber’in internet sitesinden ulaşılabilir: http://mulkiyehaber. net/?s=+KHK+fermanı kişinin “nasıl tanımazsın koskoca Mesut Gülmez’i” diyen yargılayıcı bakışlarına rağmen, Mesut Hoca’nın hoşgörülü ve esprili olgunluğuyla tanıştım önce, akademinin onca ego savaşına rağmen. Ve Seyhan Hoca’dır akademik bilgiyle siyasi uygulamaların birleştirilebileceğine olan inancımın temeli! Orada olup bir şeyler söyleyemeyeceğim belki ama küçük bir asistan olarak duygularımı buradan sizinle paylaşayım istedim en azından. Yani onlar sadece sizin değil, bu bölümün hiç öğrencisi olmasam da benim de hocalarım! O yüzden #hocamızadokunmasınlar!!! 157 yıldır ülkeye aydın insanlar yetiştiren, gölgesinde birleştiğimiz koca çınarımızın altında vatan haini arayanlar, önce yıllardır bu yollarda beraber yürüdükleri, yağan yağmurda beraber ıslandıkları yoldaşlarıyla başlamalılar. Bir zamanlar vatan hainliğiyle suçladıkları Nâzım’ın dediği gibi: İşler atom reaktörleri işler Yapma aylar geçer güneş doğarken Ve güneş doğarken hiç umut yok mu Umut umut umut... Umut insanda Ve sizde. Biliyoruz geri döneceksiniz. (Bir kere söyledikten sonra salon üç kere geri döneceksiniz diye bağıracak.) n
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear