23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Eşitlik Kadem’in fıtratına ters KADIN Akademisyen Pınar İlkkaracan “Vatikan’dan Kopya: Toplumsal cinsiyet adaleti” diye yazdı. Sümeyye Erdoğan bu yazıyı “hakaret” kabul edip şikayetçi oldu. Savcı soruşturma başlattı. Bu son gelişme, KADEM’in feministlere bakış açısını da bir kez daha gündeme getirdi. KADEM “kadının aile içi ve sosyal rollerinin dengelenmesi, kadınların aile içinde, ekonomik, sosyal ve kültürel hayata üretken bireyler olmalarını desteklemek” amacıyla 8 Mart 2013 tarihinde kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Feminist kadın örgütlerine göre ise “Hükümet Toplum Örgütü.” “Hükümet katkılı” KADEM aracılığıyla kadın hareketlerine, kadın söylemine “ayar” verilmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan KADEM toplantılarına katılıyor, eşi Emine Erdoğan gitiği her ilde temsilciliklerini ziyaret ediyor. Dernek yaklaşık bir yıl önce 4 milyon 440 bin liralık hibe haberleriyle gündeme gelmişti. Erdoğan’ın kadınerkek eşitliğine karşı söylemi malum. Konuşmalarında sık sık feministleri hedef alıyor. Son olarak “Kadının, Allah’ın Sümeyye Erdoğan Pınar İlkkaracan erkeklere bir emaneti olduğunu” söylediğinde gösterilen tepkiler üzerine “Bu feministler ilan var ya, bunlar da çıkıyor ‘Ne demek kadın emanetmiş’ diyor, ‘Bu bir hakaretir’ diyor. Erdoğan “eşitlik fıtrata ters” buyurunca, KADEM’e de buna ideolojik altyapı hazırlamak düştü. Feministlerin “eşitlik” söylemine karşı yürütükleri “söylem çalışmaları” internet sitelerinde uzun uzadıya anlatılılıyor. Bu söylemin temelini de “Toplumsal cinsiyet eşitliği yoktur, toplumsal cinsiyet adaleti vardır” cümlesi oluşturuyor. Nitekim bu amaçla “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” başlıklı bir kongre toplandı. Bu kongrede sunulacak bildirilerden “Mevcut akademik yazında ağırlıklı olarak yer alan cinsiyet eşitliği kavramını sorgulaması ve toplumsal cinsi yet meselesine, “eşitlik merkezli” bakan egemen söylemden farklı olarak adalet merkezli yaklaşımın sağladığı imkan ve kısıtları da tartışmaya açması” bekleniyordu. “Eşitlik” yerine “adalet” kavramını öne çıkarmaya çalışan bu yaklaşım feminist çevrelerde sert eleştirilere yol açtı. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ayrıca Kadının İnsan HaklarıYeni Çözümler Derneği Kurucu Başkanı Pınar İlkkaracan, kadın gazetesi Kazete’de 2 Ocak 2015 tarihinde “Vatikan’dan Kopya: Toplumsal cinsiyet adaleti” başlıklı bir yazı yazdı. Çeşitli internet sitelerinde ‘Sümeyye Erdoğan, Papa’dan intihal yaptı’, ‘Sümeyye Erdoğan kopyacı çıktı’ gibi başlıklarla verilen yazı birkaç gün sonra sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Bunun üzerine konuyu 10 Ocak tarihinde önce Esra Elönü köşesine taşıdı ve KADEM’in Pınar İlkkaracan’a dava açacağı bilgisini paylaştı. Elönü’den sekiz gün sonra İlkkaracan’ın yazısı bu kez Nihal Bengisu Karaca’nın köşesinde gündeme geldi. Ve tüm bunlardan sonra 12 Mart’ta Sümeyye Erdoğan’ın İlkkaracan’dan şikayetçi olduğu ve savcılık tarafından soruşturma başlatıldığı bilgisi ajanslara düştü. Son dönemde “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla açılan soruşturmalarda patlama yaşanırken, Sümeyye Erdoğan da babasının izinden gitmiş oldu. Öyle anlaşılıyor ki, Sümeyye Erdoğan “Vatikan’dan kopyacılık” eleştirisini “hakaret” kabul etmiş. Türey Köse DAVAYA KONU OLAN O YAZI Vatikan’dan kopya: Toplumsal cinsiyet adaleti AKP ve hükümetinin kör kör parmağım gözüne cumhurbaşkanı kızına, başbakan eşine kurdurduğu hükümetin hizmetinde çalışan çakma kadın örgütleri gündeme güya”yeni” bir kavram hediye ettiler: Dünyada en azından kırk yıldır uluslarası bir norm haline gelmiş olan “toplumsal cinsiyet eşitliği” yerine “toplumsal cinsiyet adaleti.” Hatta bu “yeni” kavramı “bilimsel” olarak oluşturmak için bir “kongre” düzenlemişler. Başbakanın kızı sayın Sümeyye Erdoğan’ın yönetim kurulunda olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 6 Mart 2015’te “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” konulu bir kongre düzenlemiş. Kongre bildiri çağrısında: “Kongrede sunulacak bildirilerle; Ülkemizde kadının toplumsal, akademik, siyasal, ekonomik ve sosyal yaşamdaki yeri ve statüsü konusuna ‘toplumsal cinsiyet adaleti’ 18 kavramı çerçevesinde farklı bakış açıları getirilmesi öngörülmektedir. Bu sebeple kongrede sunulmaya değer bulunacak bildirilerin; alışıla gelmiş söylemlerin ötesinde, mevcut akademik yazında ağırlıklı olarak yer alan cinsiyet eşitliği kavramını sorgulaması ve toplumsal cinsiyet meselesine eşitlik merkezli bakan egemen söylemden farklı olarak adalet merkezli bir yaklaşımın sağladığı imkan ve kısıtları da tartışmaya açması beklenmektedir.” KADEM ve hükümetin çakma sivil toplum örgütleri anlaşılan ne yapsak etsek de AKP’nin, hükümetin ve cumhurbaşkanının toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı tutumuna ve politikalarına kılıf uydursak diye çok uğraşmış gibi duruyorlar. Ama ne yazık, yapmaya çalıştıkları yirmi yıl öncesinin Vatikan’ından ve Papa II. John Paul’den kopya çekmenin ötesine geçemiyor. Pekin’de 1995 yılında gerçekleşen Birleşmiş Milletler IV. Dünya Kadın Konferansında Vatikan’ın liderliğinde dini sağcı politiklarına alet eden bazı Katolik ve Müslüman ülkelerden oluşan bir koalisyon niyet etmişti “toplumsal cinsiyet eşitliği (gender equality) yerine, “toplumsal cinsiyet adaleti” (gender equity) kavramını geçirmek için. Fikrin sahibi olan Papa II. John Paul çok uğraşmıştı bu iş için, hem sağ Katolik ve Müslüman ülkeleri toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı böyle din bazlı bir kurguda bir araya getirmek için, hem de Pekin’de bu ülkelerin bir karşıt koalisyon oluşturmaları için. Yanına alabileceğini düşündüğü Müslüman ülkelere Vatikan’dan delegasyon göndermekten tutun, Pekin konferansı öncesi Katolik ve Müslüman sağ dinci örgütlerin bir araya gelebileceği uluslararası toplantılar düzenlemeye kadar. Bütün bu çabalara rağmen muazzam bir yenilgiye uğramıştı bu koalisyon 1995’te Pekin’de. Pekin Dünya Konferenasından beri son yirmi yılda Birleşmiş Milletler’in kadın konusundaki neredeyse her uluslararası ya da komisyon toplantılarına katıldım. Bu toplantıların hiçbirinde, ama hiçbirinde ne Vatikan, ne de tek bir sağ Katolik ya da Müslüman bir ülke bir daha “toplumsal cinsiyet eşitliği” terimine ve kavramına hiçbir şekilde karşı çıkmadı ya da sorgulamadı. Derslerini almışlardı anlaşılan. Bizim “hükümet toplum örgütleri”ne kolay gelsin. 22 MART 2015
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear