Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KÜLTÜR 11 lı sanatçıların yapıtlarını değil dünyanın uzak köşelerinden de topladıkları parçaları getirmeye başlamış. Kişisel bir koleksiyon gibi başlayan toplam işlemi önce Prusya Kraliyet Sanat Kabinesi’ne dönüşmüş, 1829 yılında “Etnografik Koleksiyon” oluşturulmuş. İlk müdürü Adolf Bastian yönetiminde dünyanın her yanından sistematik bir şekilde eserler toplanmış. Müzenin bu dönemdeki orijinal binası II. Dünya Savaşı’nda yıkılmış. Kurtarılan eserler 1970 yılında şimdiki yerinde sergilenmeye başlamış. Müzede şu anda Afrika, Amerika, Avrupa, İslam dünyası, Doğu ve Kuzey Asya, Okyanusya bölümleri var. Her bir kıta tanımlandığı renklerle dekore edilmiş. Örneğin Afrika deyince akla kara Afrika gelir. Afrika salonlarının duvarları ve vitrinleri ona göre siyaha boyanmış ve loş bir ortam yaratılmış. Ancak eserler özel bir ışıklandırma ile öylesine kuvvetlendirilmiş ki bakmadan geçemiyorsunuz. Okyanusya kültürleri ise yeşil ve mercan kırmızısı renkleriyle rengarenk vitrinlerden oluşarak coğrafyanın neşesini anlatıyor. Bir de müzeyi türünün en ilginç örneklerinden biri haline getiren “görme engelliler bölümü” var. Burada ünlü eserlere bazen de kopyalarına özellikle dokunulması isteniyor. İnsanlığın ortak mirasının her türlü bireyin hakkı olduğu düşünülüp görme engellilerin de bu duyguyu hissetmesi ve tatması amaçlanmış. Dahlem Müzesi bunu fikri yeni değil yaklaşık otuz yıl önce uygulayarak dünyada bir ilki de başarmış. [email protected]