Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 TEMMUZ 2008 CUMA ekonomi PARİS’TEN UĞUR HÜKÜM C 9 Kapatma notunuzu kırmaz ‘AKP kapatılsa da, kapatılmasa da Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi gündemimizde değil’ diyen Moody’s: Moody’s, kredi notunun yükseltilmesinin, hükümetin gelir yaratma kapasitesini arttırmasına bağlı olduğunun altını çizdi. Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, AKP kapatılsa da kapatılmasa da Türkiye’nin kredi notunu aşağı yönlü değiştirecek bir bozulma beklemediklerini açıkladı. Moody’s yayımladığı raporda, kredi notunun hükümetin gelir yaratma kapasitesini arttırması ve yapısal reformları uygulaması sonucunda yükseltilebileceğini belirterek “ekonomik ve politik karışıklığın” borç rasyolarını bozmasının kredi notu üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturabileceğini kaydetti. Küresel mali koşulların da etkisiyle Türkiye’de büyümenin bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 4 civarında gerçekleşeceğini vurgulayan Moody’s, enflasyonun yıl sonunda yüzde 11’e ulaşacağının altını çizdi. Moody’s Türkiye’nin kredi notunu Ba3, not görünümün ise durağanda tutuyor. İstanbul Borsası’nda haziran ayında yabancılar 5.5 milyar dolarlık alış, 5.4 milyar dolarlık da satış yaptılar. Yabancılar mayıs ayında 6.9 milyar dolarlık alış, 7 milyar dolarlık satış yapmıştı. VELIB’ Bir Yaşında (1) ki geçtiğimiz yıl kentin geleneksel ulaştırma dokusuna yepyeni ve dev bir ulaştırma aracı, yaklaşık 21 bin bisiklet aşılayarak aldı. Çevre kirliliği ve enerji tüketimini azaltmak, Parislilerin spor ve fizik faaliyet kapasitesini arttırmak, yeni bir sosyal ilişki ağı yaratmak gibi adı konan veya konmayan bazı amaçlarla bir taşta birkaç kuş vurulması dileniyor, amaçlanıyordu. 15 Temmuz’da birinci yaşını dolduran Vélib’de her şey mükemmel olmasa da bilanço son derece pozitifti. Bu olumlama geçtiğimiz mart ayında yapılan belediye seçimlerinde Bertrand Delanoë ve arkadaşlarını çok farklı bir sonuçla yeniden belediye yönetimine taşıyarak kendini kanıtladı. Aşı tutmuş, hem Velib’ Paris’in özgün görüntüleri arasında yerini almış, hem de bireyseltoplu taşımacılığa yeni bir soluk getirilmişti. ??? Bizim gibi on binlerce Parisli yıllardır bisiklete binme, biraz olsun hareket edebilme, spor yapabilme düşü görürken, yüz binlerce Parisli de metronun sıkıntısı veya havasızlığı, özel arabasının bin türlü derdinden nasıl kurtulacağının hesaplarını yapardı. Birden inanılması zor bir olanak doğuvermişti. Belediye 24 saat üzerinden 24 saat, zaman sınırlaması kaydıyla bedava bisiklet veriyordu. Hem de neredeyse her türlü sorumluluğu ona ait olmak kaydıyla... Bisikleti bırakacak, geldiğinde bulup da alacak yerdi, parkıydı, sigortası, tamiri, bakımı, hırsızlığıydı gibi bin türlü soruna kafa yormana gerek kalmadan hazırlanmış bir altyapı sunuluyordu. Yıllardır arzu edip de pratik dertlerinden ötürü girişmeye cesaret edemediğimiz bir aracı belediye kamu hizmeti olarak ayağımıza getiriyordu. Nasıl mı? Ayrıntıları, gelecek hafta... ugur.hukum?gmail.com Dominique StraussKahn AEGON TÜRKİYE’DE YENİ SATIN ALMALARLA BÜYÜYECEĞİNİ AÇIKLADI InBev RAKİBİNİ ALDI Ankara Emeklilik artık Hollandalı Bu satın alma Ekonomi Servisi Hollanda merkezli sigorta şirketi Aegon, Ankara Emeklilik’i satın alma işleminin tamamlandığını açıkladı. Aegon’un Orta ve Doğu Avrupa Üst Yöneticisi (CEO) Gabor Kepecs düzenlediği basın toplantısında, şu anda piyasada bulunan veya ortaya çıkabilecek her türlü satın almayla ilgilendiklerini belirterek, “Çünkü Türkiye’de satın almalarla da büyümek istiyoruz” dedi. Gerçek bir çok uluslu şirket olabilmek için Türkiye’nin de haritalarında yer alması gerektiğini ifade eden Kepecs, bu satın alma ile 2008 hedeflerini gerçekleştirdikleri için mutlu olduğunu, ancak bunun 2 yıllık bir hedefe ulaşılması olarak da sayılabileceğini, Türkiye’ye yönelik büyük umutları olduğunu kaydetti. Kepecs, tüm pazarlarda ilk beşe girmeyi hedeflediklerini, bunun için Türkiye’de 100 bin kadar yeni müşteriye ihtiyaçları olduğunu ve bunu gerçekleştirecek potansiyeli gördüklerini aktardı. Şirketin yeni adının “Aegon Hayat ve Emeklilik” olacağını belirten Kepecs, üst yöneticiliğe ise Uğur Tozşekerli’nin getirildiğini söyledi. Kepecs, şirketin bundan sonra güçlü bir sermaye yapısına sahip olacağını ifade ederek, “Gerekli sermayeyi getireceğiz. Hayat ve emeklilikte müşteri güveni açısından sermaye önem taşımaktadır” diye konuştu. sarhoş eder Gabor Kepecs Türkiye’de 100 bin yeni müşteriye ihtiyaç olduğunu açıkladı. BRÜKSEL / NEW YORK (AA) Belçikalı bira üreticisi InBev, ABD’li rakibi AnheuserBusch’u 52 milyar dolara satın aldı. İki şirket arasındaki anlaşmayla dünyada alkollü içeceklerde en büyük çaplı satın alma gerçekleşti ve InBev dünyanın en büyük bira üreticisi unvanına sahip oldu. İki şirket tarafından yapılan açıklamada, Stella Artois ve Beck’s biralarının üreticisi InBev, Budweiser birasının üreticisi AnheuserBusch’a hisse başına 70 dolar ödemeyi kabul etti. InBev’in üst yöneticisi Carlos Brito, bundan böyle AnheuserBusch InBev adını alacak yeni şirketin de üst yöneticiliğini yapacak ve AnheuserBusch, yeni şirketin yönetim kurulunda iki sandalyeye sahip olacak. Bu arada İspanya’nın bankacılık devi Banco Santander, krizden kötü etkilenen İngiltere’nin mortgage kredi kuruluşu Alliance & Leicester’ı alıyor. Banco Santander, Alliance & Leicester ile yaptığı anlaşma gereğince 2.5 milyar dolar ödeyecek. 2008 sonu için oldukça karamsar bir tablo çizen Deloitte Türkiye’nin raporunda ciddi uyarılar var aris sokaklarını ilk kez dolaşanların ilgisini çekebilecek görüntüler arasına klasik yapılar, yollar, anıtlar, köprüler ve benzerlerinin dışında bir yıldır başka bir görüntü daha eklendi: Vélib’. Fransızca “Vélo Libre” (Özgür Bisiklet ) sözcüklerinden hareketle tasarlanan kısaltmasıyla, Vélib’ ismi takılan bisikletler bir yılda yüz binlerce Parislinin hayatında gerçek bir altüstlük, adeta bir ulaştırma devrimi yarattı. Kayıtlı 200 bin aboneyi aşan sistem ilk 11 ayın geçici verilerine göre 25 milyon kez kullanılmış. İlk haftalardan itibaren “çiftteker” ailesine abone bir “Vélib’ist” olmak sıfatıyla, girişim birinci yaşını doldururken diyebiliriz ki, “İyi ki doğdun Vélib’, Yaşasın Vélib’!” ??? Fransa gibi, dünyanın en ünlü ve prestijli uluslararası bisiklet yarışması “ Fransa Turu”na sahip, hatta futboldan sonra en çok lisanslı sporcunun bisikletçi olduğu bir ülkede bisikletin ulaştırma aracı olarak yeterince kullanılmaması, uzun zamandır sorumluları düşündüren bir konuydu. Özellikle de Paris belediyesini. 2001 yılında beklenmedik bir başarıyla Paris Belediye Başkanı seçilen Bertrand Delanoë ve Yeşil müttefikleri, Paris’e yepyeni bir hava vermeğe kararlıydılar. Kentte ulaştırma ve hava kirlenmesi en acil çözüm bekleyen sorunlarının başında geliyordu. “Pembe” radikal Delanoë, liberal “Kızıl”lığından bugün geriye yalnızca gri küller kalan Londra Belediye Başkanı Ken Livingston’dan farklı olarak, ilk ağızda toplu taşımacılığı güçlendirmeyi ve korumalı yolları yaygınlaştırmayı hedeflemişti. Ken, Londra’ya arabalı girişleri, ayrıcalıklılara yeni ayrıcalıklar sağlayacak bir usulle “haraca” bağlarken, Bertrand özel taşımacılığa açık yolları daraltıp, Paris sakinlerine ucuz “parking” olanakları yaratarak daha uzun soluklu ve kalıcı önlemleri yeğlemişti. Ancak belediye yönetimi en büyük ris P Ekonomi tel tel dökülüyor Ekonomi Servisi Deloitte Türkiye tarafından “Petrol ve Siyasetin Gölgesinde” başlığıyla yayımlanan “Ekonomik Görünüm 2008Haziran” raporunda bu yıl sonunda Türkiye ekonomisinin en az 50 milyar dolar civarında bir cari açık vereceği öngörüldü. Dr. Murat Üçer’in hazırladığı raporda Türkiye ekonomisinin yakın geleceği için özetle şöyle bir tablo çiziliyor: Büyümesi yavaşlayan, enflasyon ve cari açığı yükselmeye devam eden Türkiye ekonomisi, petrol fiyatlarındaki sürekli artış ve siyasi ortamdaki belirsizliklerden de olumsuz etkilendi. Büyüme beklentisi düşüyor, enflas “Petrol ve Siyasetin Gölgesinde” başlıklı raporda yer alan tahminlere göre cari açık 50 milyar doları geçecek, YTL bu yılı reel değer kaybıyla bitirecek. yon ve cari açık beklentileri yükseliyor. 2008 sonu itibarıyla büyüme oranı tahminen yüzde 33.5 (mart raporundan yaklaşık 1 puan aşağıda), enflasyon oranı yüzde 10 seviyelerinde (mart raporundan 22.5 puan yukarıda) olacak. Hükümetin ve Merkez Bankası’nın maliye ve para politikalarında yaptığı revizyonlar, piyasa ve analistler tarafından genelde gevşeme sinyalleri olarak değerlendirildi ve olumlu algılanmadı. Cari açık genişlemeye devam ediyor. 2007’de 38 milyar dolar civarındaydı. Nisanda 12 aylık toplam olarak 42 milyar dolara yükseldi. 2008 sonunda ‘temelde petrol fiyatlarından kaynaklanan sebeplerle’ en az 50 milyar dolar civarında olacak. Geçen yıl cari açığın yarısından fazlasını finanse eden doğrudan yabancı sermaye, bu yıl ancak yüzde 20’sini finanse edebilecek. Yıl sonuna kadar ülkeye 1112 milyar dolar civarında doğrudan yabancı sermaye girişi bekleniyor. Likiditenin daralması ve faizlerin yeniden yükselmesiyle yeniden değerlenmeye başladı. Ancak finansman ihtiyacı ve siyasi riskler göz önünde bulundurulduğunda YTL’nin bu yılı reel olarak değer kaybıyla bitirmesi bekleniyor. Haziranda İMKB, yüzde 35 kayıpla en fazla değer kaybeden hisse senedi piyasası oldu. Türkiye’nin hayli dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor. Türkiye’ye para girişi yarıya indi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası net doğrudan yatırımlar, ocakmayıs döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.5 oranında düşüşle 6 milyar 53 milyon dolara geriledi. Hazine Müsteşarlığı uluslararası doğrudan yatırım verilerine göre, bu yılın mayıs ayında 649 milyon ABD Doları tutarında net uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Geçen yıl ocakmayıs döneminde, toplam net 11 milyar 107 milyon dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım girişi olmuştu. Aynı veri setine göre, 6 milyar 53 milyon dolarlık uluslararası net doğrudan yatırımların 5 milyar 8 milyon dolarını uluslararası net doğrudan sermaye girişi oluşturdu. Uluslararası net doğrudan sermaye girişi kalemi de, ocakmayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 47.9 oranında düştü. Hazine verilerine göre, 2008 yılı mayıs ayında 307 adet uluslararası sermayeli şirket ve şube kuruldu, 53 adet yerli sermayeli şirkete de uluslararası sermaye iştiraki gerçekleşti. Geçen yıl mayıs ayında ise 315 adet uluslararası sermayeli şirket ve şube kurulmuş, 70 adet yerli sermayeli şirkete de uluslararası sermaye iştiraki gerçekleşmişti. Buna göre kurulan ve sarmeye girişi olan uluslararası sermayeli şirketlerin sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6.5 düştü. ugünlerde Ergenekon davası ile yatıp kalkıyoruz ya.. Bu sabah Türkiye, hatta dünya kamuoyu yüreğimiz ağzımızda İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın iddianamesini açıklamasını bekliyorduk. Yaklaşık 2500 sayfalık iddianamenin içeriğini bir anda öğrenmemiz olanaksızdı elbet. Ancak en azından uzman hukukçuların hızlı bir tarama ile kendileri için önemli vurgulamalarla kamuoyuna açıklamalar yapabileceklerini sanıyorduk. Hep birlikte küçücük bir ayrıntıyı meğer atlamışız.. Savcılığın hazırladığı iddianamenin içeriği ancak ilgili mahkemenin davayı kabul etmesi aşamasında açıklanabilirmiş. Başsavcılığın açıkladığı bilgiler ilgili savcılığın iddianamesinin teknik boyutlarını içerebilirmiş. Özetle açıklamanın boyutu Zekeriya Öz başkanlığındaki savcılık soruşturmasının sonucunda hazırlanmış iddianamenin sanık sayısı, kapsamı.. türünden bilgilerle sınırlı kalacakmış. Mahkemenin söz konusu iddiaları ciddi bulmayarak davayı kabul etmemesi gibi bir olasılık bile varmış.. Sabah televizyon kanallarının haberlerinde tartışmalar işte bu kez bu olasılıklar üzerinde yapılıp duruyordu.. ??? Henüz kesinlik kazanmamış, resmen ortada olmayan bir iddianame üzerinden başlatılan tartışmaları bir düşünün. Hele de AKP kapatma davasının ardından, iki karşıt siyasi saldırı alanı gibi, Ergenekon üzerinden yürütülen tartışmalar, iddianameye kaynak yapılmış saldırı ve açıklamaların boyutlarını.. Neler yazılmadı, B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER neler söylenmedi.. Yabancı bir televizyon kanalı için çekim yapan gazeteci arkadaşlar, yaratılmış bilgi kirliliği içinde soru yöneltirlerken, kesinleşmiş kanıtlar elde avuçtaymış gibi; “Gazetenizin iki önemli yazarı Ergenekon sanığı, gazetenize atılan bombalar da Ergenekon örgütünden, bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsunuz?” demezler mi? Daha birkaç gün önce dünyanın en yüksek tirajlı gazetelerinde, “Orhan Pamuk’u öldürme emrini veren paşalar tutuklandı” haberleri çıkmamış mıydı? Neresini düzeltebiliriz, neresinden başlayabiliriz ki? Dilimin döndüğünce işte tam da bu tablo, yaratılmış bu hukuk dışı sorgulama, kamuoyuna yansıtma, tartışma süreci nedeniyle Ergenekon davasının gerçek bir terör örgütü operasyonu niteliğini taşıma olasılığının ortadan kalktığını anlatmaya çalışıyorum. Evet ortada yasal, hukuk içinde kalınmış bir sorgulama, hazırlanmış, hukuki geçerlilik kazanmış iddianame olmadan, makul süreler içinde gözaltına alınmış, tutuklanmış sanıklar için işlemeye başlamış bir yargı süreci söz konusu değilken, anı defterleri, yasadışı yolla sızdırılmış bilgiler eksen yapılarak yapılmış bunca san Yüzümüze Gözümüze.. sasyonel tartışma, suçlama, operasyon.. özetle Ergenekon davası ile yaratılan karabasan, eğer gerçekten kanıtları varsa darbeyi amaçlamış terör örgütü davası kimliğine hukuk darbesi indirilmesi anlamındadır. Ergenekon davası bugüne kadarki insan hakları, hukuk ihlalleri, sorgulama biçimleri, basına sızdırılmış tartışmaları, siyasetin ağzına dolanmış sunumları, başka ülkelerin siyasi, uzman kişilerinin çıkış ve dayatmaları da katılınca, kendisi ortada olmadan siyasi amaçlı darbe hukuku içeriğine bürünmüştür. Soruşturmacılarının kasti kusurları olmasa da.. ??? On üç ay öncesinde Ümraniye’de ele geçirilen el bombaları üzerinden başlatılmış soruşturmada aylar ve bir yıllık süreçte tutuklu kalmış, yargı karşısına çıkarılmamış sanıklar açısından insan hakları hukuku zaten ayaklar altında. Sadece bu nedenle bağlı olduğumuzu dilimizden düşürmediğimiz AB kriterleri İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılanma, mahkum olma olasılığımız çok yüksek. Üstüne AKP kapatma davasında iddianamenin okunduğu gün gündeme gelen çok sansasyonel operasyonda, en yüksek rütbelerden emekli komutanların emekli olmadan önce ya da emekli olduktan sonra işin içinde oldukları varsayılan darbeden söz edecek kanıtların ek iddianameye bırakıldığını ekleyin. Şimdilerde Hizbullah ilişkilerini de ortaya koyacağı varsayılan yeni operasyonlar haberlerini düşünün.. Ortaya AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana, AKP iktidar icraatlarından kaygı duyan askersivil her kesimden ünlü isimlerle, örgütlenmeleri bir araya getiren, tüm suç eylemlerini, AKP karşıtı çıkışları aynı davada toplayan, başı tarihte, sonu gelecekte bir dava çıkıyor. Yaşanmış suç ve terör olaylarının bütününde, zıt cephelerden sanıklar ve mağdurlar aynı örgütlenmenin içinde yer alıyorlar. Daha doğrusu diktatoryal eğilimli Kemalistlerin asker sivil oluşturdukları bir gizli terör örgütü var. Bu odak terör örgütü, türban için cinayet işleyenden, radikal İslamcı terör örgütlerine kadar uzanan bir halkada pek çok terör örgütünü de taşaron olarak kullanıyor.. Siz gerçekten ancak darbeler sürecinde her kesimden karşı duruşu sindirmek, susturmak mantığı ile yazılan senaryoların kötü bir kopyası, baştan ağır insan hakları ihlalleri ile donanmış, darbe hukuku çağrışımlı bu büyük medyatik şov tartışmasının gerçek bir hukuk yargılamasının içinde sonuçlandırılabileceğine inanıyor musunuz? Petkim’den 5 milyar dolarlık yatırım planı Ekonomi Servisi Petkim’in yeni sahipleri SocarTurcasInjaz Ortak Girişim Grubu, 5 milyar dolarlık yatırım için kolları sıvadı. Petkim bunun için fizibilite çalışmalarını başlattı. Petkim’den İMKB’ye yapılan açıklamada, Türkiye petro kimya ve kimya pazarında 2015’te yüzde 40 pazar payına erişme hedefi çerçevesinde, Petkim’in yeni sahipleri Socar/Turcas ortak girişim grubunun, petro kimya alanında yapacağı yatırımlarla, Petkim’in üretim kapasitesini artırarak bölgede bir petro kimya üssü yapmayı hedefledikleri vurgulandı. Açıklamada, ortak girişim grubunun bu amaçla orta ve uzun vadede, hammadde üretim ünitesinden başlamak üzere, dikey entegrasyonu gerçekleştirecek, rekabet gücünü artıracak, iç pazar payını yüzde 40’a çıkaracak ve bölgesinde global güç olmak amacına yönelik olarak 5 milyar dolar yatırım yapma niyetlerini kamuoyu ile paylaştığı hatırlatılarak, “Socar/Turcas ortak girişim grubunun çizmiş olduğu bu vizyon çerçevesinde, şirketimiz yatırımların fizibilite çalışmalarını başlatmış bulunmaktadır” denildi. soner?cumhuriyet.com.tr