Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
üyelik hevesleri yerine, "uygarlıkların gelişim seyri ve sergilediği başarılı modeli" yönünden ele almak daha mantıklı olacaktır. İşte, bu bakış açısından hareketle, Haziran 2007 Zirvesinde "alınan kararlar" bağlamında, AB’nin geldiği son noktayı şu şekilde değerlendirebiliriz: ? AB, Haziran 2007 Bahar Zirvesi Sonuç Bildirgesi’nde, tek kutuplu küresel dünya sisteminde ayakta durabilmek ve stratejik amaçlarına ulaşabilmek için, üye ülkelerin birlikte hareket etmeleri ve bunun için de "Avrupa vatandaşlarının yararını öncelemek kaydıyla" iç reform sürecine odaklanmaları gerektiği fikrini daha net bir şekilde ifade etmiştir (Md. 126). Buradan anlıyoruz ki; ABD’nin AB üzerindeki tahakkümü ile ÇinHindistanRusya mihverinin dizayn etmeye çalıştığı Şanghay Beşlisi’nin ciddi çıkışları karşısında Avrupa Ülkeleri, geleceğin küresel rekabet ortamında etkin bir "küresel aktör" olabilmek için mutlaka birlikte ve bütünleşmiş olarak hareket etmeleri gerektiğine inanmaktadırlar. Zaten, bunun gereği olarak da, "iki ileri, bir geri" taktiğiyle, sürekli olarak daha ileri gitmeyi kararlılıkla sürdürüyorlar. REFERANDUMSUZ KABUL ? Temmuz AB Zirvesi 2007’nin sonunda toplanacak olan AB Hükümetler Arası Konferansı (HAK), Aralık 2007’nin sonuna kadar "mini anayasa" odaklı Reform Antlaşması çalışmalarını tamamlayarak, 2009’daki Avrupa Birliği Parlamentosu seçimleri öncesinde bütün üye ülkelerce onaylanmasının sağlanması için yeterli genişlikte bir zaman ayırmış olacak. Üye ülkelerin Zirvedeki arzu, karar ve beklentilerine göre, "İrlanda’nın iç mevzuatında var olan referandum kuralı" değiştirilebilirse, hazırlanacak olan "mini anayasa" hiçbir üye ülkede referanduma götürülmeyecek; prosedür ve kalıcılık olması gereğiyle usulen, üye ülkelerin parlamentolarında onaylanarak yürürlüğe girdirilecek (Md.1013). Açıkçası, mini anayasa çalışmalarının onaylanması konusu neredeyse önceden garantiye alınmaya çalışıldı denebilir. ? Avrupa Birliği üyelerinin bütününden müteşekkil "birliğin ortak sınırları" vurgusu bu defa daha da geliştirilerek; AB’nin, birliğin ortak dış sınırlarının yönetimiyle doğrudan ilgilenmesi ve bu amaçla ortak mekanizmaların devreye sokulmasına olanak tanınması aşamasına geçilmiştir. Ayrıca, üye ülkelerin vize işlemlerinin aşamalı olarak AB nezdinde oluşturulacak ortak mekanizmalara devredilmesi net bir şekilde kararlaştırılmıştır. Benzer biçimde, Avrupa Göç Politikası konusunda alınan mesafeler de, AB’nin ortak mekanizmalar oluşturma konusunda önemli bir mesafe aldığı anlamına gelmektedir. Açıkçası, "özgürlük, güvenlik ve adalet" vurgusu üzerinde daha da derinleştirilmeye çalışılan AB; ortak dış sınırlar, vize işlemleri, göç politikası ve Şengen Bilgi Sistemi Projesi çerçevesinde AB içerisindeki tüm engellemelerin tamamen ortadan kaldırılması amacıyla 2008 yılı sonuna kadar tüm altyapının oluşturulacağı yönünde yapılan taahhütlerin hepsi birlikte düşünüldüğünde, "birleşik devlet" olmasa da, o işlevi yansıtma anlamında önemli adımlar atmıştır (Md.1519, 23). ? Avrupa Birliği Anayasası rafa kaldırılmış olmakla birlikte, "ana hukuksal metin" ihtiyacını giderecek bir "mini anayasa" hazırlanacağı için, mevzuat birlikteliğinin ana dayanağı yine belirginleştirilmiş olacaktır. Dolayısıyla, anayasa çalışmasından geriye dönülmesinin yaptığı şok etki ve negatif propagandanın etkisiyle, örtülü bir şekilde "Avrupa Hukuk Birliği" yönünde hızlı adımlarla ilerlemenin kapısı aralanmıştır. Mesela, üye ülke mahkemelerinde alınan kararların doğrudan bütün AB sınırları içerisinde geçerli olması yönünde oluşan ortak yaklaşım ve bunun belli ölçüde bu zirve kararlarına yansıması bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Terör bahanesi arkasına saklanarak, üye ülke polis ve yargı teşkilatlarının birlik mekanizmaları içerisine dâhil edilme sürecine daha belirgin bir zemin hazırlanması da C S TRATEJİ 15 konuma getiriliyor. Öte yandan ırkçılık ve yabancı düşmanlığının belirli biçimleriyle mücadele konusunda üzerinde anlaşmaya varılan Çerçeve Karar (md.27) temelinde AB’yi oluşturan onlarca farklı etnik ve dinsel aidiyetteki kişilerin kaynaşmasına zemin hazırlanmaktadır. Benzer biçimde Avrupa vatandaşlarının çıkarları açısından, ahdi yükümlülükler (Roma I) ile evlilik (Roma III) ve nafaka yükümlülüklerine ilişkin düzenlemeler öngören tüzükler üzerinde hızlı bir şekilde anlaşmaya varılmasının gerekliliğine vurgu yapılması (md.28); tüketici sözleşmeleri de dahil olmak üzere topluluk hukukunda, sözleşme hukukuna ilişkin hükümlerin tutarlılığı ve uyumu ile ilgili çalışmaların sürdürülmesinin teşviki (md.29); ulusal sabıka kayıtlarına ilişkin bilgilerin Avrupa çapında paylaşılmasına yönelik ilerlemeleri kabul etmekle beraber, ulusal kayıtların Avrupa ağı kapsamında karşılıklı bağlantılı hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapılması (md.30); Komisyonun sanal suç ile mücadeleye ilişkin yayımladığı Tebliğle ilgili olarak "çerçeve tutum" geliştirilmesi yönünde ortaya koyulan ortak irade(md.31) Avrupalılık üst kimliğinin yerleştirilmesi ve iç işleyişin entegrasyonu alanında atılmakta olan önemli adımlara işaret etmektedir. ? Avrupa Birliği Anayasası’nın raftan kaldırılması ve mini anayasaya ise "Reform Antlaşması" gibi bir isim verilmesi sebebiyle, daha sonra "yasa" olarak değiştirilmek üzere, alt basamak mevzuat düzenlemelerinin en üst kademesine "tüzük" denerek, mevzuat birlikteliği noktasındaki farklı derecelerde çalışmalara hız kazandırmak üzere düğmeye basılmıştır. Bu bağlamda, tek pazara geçilmesine rağmen, iç pazarın dört serbestîsinin güçlendirilmesi ve isleyişinin geliştirilmesi sayesinde "büyüme, rekabet ve işgücü" açısından büyük gelişmeler sağlanacağı da dikkate alınarak, ulusal teknik kuralların uyumlaştırılmasına halel getirmeden, yeni yaklaşım ve karşılıklı tanıma tüzüklerinin hızla kabul edilmesi bunların en önemlilerinden birisidir. Aynı şekilde, Posta hizmetlerinde iç pazarın tamamlanması (md.33), Avrupa Konseyi, Ortak Teknoloji Girişimleri (ARTEMIS bilgisayar sistemleri, IMI Yenilikçi Ecza Girişimi, Temiz Gökyüzü, havacılık ve hava taşımacılığı ve nanoelektronik teknolojilerine ilişkin ENIAC) için ilk dört teklif üzerinde hızla anlaşmaya varılması için mevzuat çalışmalarına hız verilecektir (md.34). Ayrıca Avrupa Teknoloji Enstitüsü Tüzüğü’ne ilişkin genel bir yaklaşım belirlenecektir (md.35). Türkiye’nin üyeliği konusunda olumlu gelişmeler olduğunu söylemek olanaklı değil. AB’nin sürekli gündemde tuttuğu yaklaşım, ‘hazmedilebilecek bir büyüklük’ konusu… Bu kapsamda ‘küçültülmüş Türkiye’ tercihinin izlerini görmek olanaklı. dikkate alındığında; İçişleri ve Adalet alanlarında önemli bir üst noktaya kapı açıldığı söylenebilir (Md.24, 27). AVRUPALILIK ÜST KİMLİĞİ ? AB vatandaşlarıyla ilgili öylesine sahiplenici, destekleyici, kaynaştırıcı, güçlendirici ve bütünleştirici kararların önü açılmaktadır ki; AB üyesi ülkelerin vatandaşları, "alt kimlikleri" korunuyor görünmekle birlikte, "Avrupalılık" üst kimliği temelinde kaynaşma çizgisine getirilmektedir. 2007 yılı sonuna kadar, kişisel verilerin korunması konusunda bir Çerçeve Karar üzerinde anlaşmaya varılması ortak fikriyle (md.26) vatandaşların güvenlik ve özgürlüğü daha da garantili YENİDEN ‘BİRLEŞİK AVRUPA’ ? Avrupa Birliği, "ortak dış politika" anlayışıyla, ABD’ye bağımlılıktan kurtulmak ve geleceğin