Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ainur NOGAYEVA TUSAM Avrasya Araştırmaları Masası anogayeva@tusam.net Küresel gelişmeler doğrultusunda politika belirliyor… C S TRATEJİ 11 vermesi nedeniyle İslam dünyasında imajı zedelenen Japonya’nın bunu düzeltmesi gerekiyor. Bu yüzden Japonya’nın Batı modellerinden farklılığını iyi kullanması gerekiyor. Bunun için makaleye göre Japonya’nın başta din ve ekonomik büyümenin uyumu konusunda bir örnek teşkil edecek şekilde hareket etmek; terörle mücadele konusunda dini liderlerle sıkı işbirliği yapmak; karşılıklı anlayışın arttırılması ve insan kaynaklarının gelişimi için ülkede İslam’ın araştırılması konusuna destek vermek gibi amaçları hedeflemesi gerekiyor. Büyüyen ekonomisi için de enerji sağlamaya çalışan Japonya diğer alanlarda da büyük oynamak istiyor. Komşularını tedirgin ederek askeri anlamda da yükselişe geçen Japonya, eğitim/kültür gibi alanlara öncelik vermeye çalışmaktadır. Müslüman nüfusunda görülen artışı dikkate alarak bu gelişmelerden geri kalmak istemeyen Japonya İslam’ı dış politika eksenine oturtarak İslam dünyasıyla daha sıkı ilişkiler kurmadığı sürece bölgesel güç olarak sınırlı kalacağından endişe duyuyor. S Müslümanlıkla Osmanlı denizcilerin ziyareti ile tanışan Japonya, zaman içinde, ihtiyaç doğdukça ilişkilerini İSLAM’LA TANIŞMA geliştirme yoluna gitti. Günümüzde Japonların İslam’la ilk kez tanışması 1890’lı yıllara rastlar. 19. yüzyılın son yıllarında Japonya küresel gelişmelerin taraflarından birisi ile Osmanlı arasındaki ilişkiler kapsamında bir iadei ziyaret gerçekleştirmek üzere Japonya’ya olması nedeniyle İslam dünyasına gönderilen heyetin bulunduğu Ertuğrul gemisi yakalandığı fırtına sebebiyle Japon Denizi’nde yeniden ilgi duyan Japonya, bu alanda Dipnotlar: batar Osmanlı gemisindeki 656 yolcudan sadece 1 http://www.islam.ru/pressclub/tema/ja69’u hayatta kalır. Hayatını kaybedenler yeni bir politika belirlemeye çalışıyor. panmusulman Japonya’da gömülür. 1892 yılında ise iki Japon 2 Ahmet Altun, Japonya'da İslam ve gazeteci Toradjiro Yamada ve Ostora Noda ölen Müslümanlar, <http://www.yenisaTürk yolcuların aileleri için toplanan bağışları J APONYA’NIN İSLAM’A İLGİSİ fak.com.tr/arsiv/2004/KASIM/11/dusunce.html> İstanbul’a getirir.(1) Sultan II Abdülhamit’in teklifini kabul eden gazeteciler Türk ordusuna Japonca öğretmek üzere iki yıl İstanbul’da kalır ve bu süre içinde İslamla tanışır. Sonrasında ise Toradjiro Yamada ve Ostora Noda İslam’ı kabul eden ilk Japonlar olmuşlardır. Üçüncü Japon Müslüman ise, 1909'da Kuran’ı ilk defa Japoncaya tercüme eden Ahmet Erca olmuştur. 1904–1905 Rus–Japon Savaşı sırasında Japon hükümetinin hoşgörülü davranarak esir alınan Rus ordusunun Müslüman askerlerine namaz kılmaları için izin verdiği bilinmektedir. Japonya’ya İslam inancını götürmeye çalışanlar arasında Mısırlı Ahmed Fadli de vardı. İngilizce ve Japonca konuşmalar yapan Fadli’nin düzenlediği üç konferans ülkede faaliyetlerini yürüten ve İslam fikirlerini çarpıtmaya çalışan Hıristiyan misyonerlere cevap niteliği taşımaktaydı. Fadli’nin işini devam ettiren de bir Tatar aydını olan ünlü Abdulur Raşid İbrahim olmuştu. Yoğun çalışmalar sonucunda İbrahim, "Asya Gikay" Japon Asamblesini kurdu ve daha sonra bu yapının başına Müslüman Japon Abu Bakr Ohara geçti. Bu çalışmaların sonucu cami inşaatı için bir arsa temin edildi. 1909 yılında "İslam cemaati" adlı ilk dergi yayımlandı. Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmesine neden olan devrimden sonra Japonya’ya yüzlerce Tatar geldi, 1923 yılında Müslüman göçmenlerin sayısı 3 binlere ulaşmıştı. Birkaç yıl sonra da ilk İslam Okulu açıldı. İkinci Dünya Savaşı esnasında Çin, Endonezya, Malezya ve Filipinler'e giden Japonların bir kısmı, savaş sonrasında Japonya’ya döndüklerinde Müslüman olmuşlardı ve 1953'de ilk İslami cemiyetlerini kurdular. Günümüzde bu dini oluşum Japon Müslüman Birliği adıyla faaliyetlerine devam etmektedir. Japonya'da inşa edilen ilk cami Kobi Camisi olmuştur. 70’li yıllarda ise Kuran ilk defa bir Müslüman tarafından Japoncaya tercüme edildi, 1975 yılında da Tokyo'da Japonya İslam Merkezi inşa edildi. Bu merkez İslam dinini Japonlara anlatmaya ve tanıtmaya başladı, bunun sayesinde binlerce Japon İslam’ı kabul etti. Japon hükümeti tarafından resmen tanınan ve bağımsız dini bir müessese olan İslam Merkezi, Japonca İslami kitapların dağıtımı, Japonlar için İslam ve Arapça dersleri vermek, konferans ve sempozyum düzenlemek, Japoncaya dini kitaplar tercüme etmek, Müslümanlara evlilik ve İslam kimliği belgeleri vermek gibi işler yapmaktadır.(2) İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar İslam’a yoğun ilgi göstermeye başladılar. Bu dönemde bunun için araştırma merkezleri açıldı ve İslam konusunu ele alan yüzden fazla kitap ve dergi yayınlandı. Bunun amacı, Çin ve Güneydoğu Asya topraklarında bulunan Japon ordusuna Müslüman cemiyetlerini yönetmek için uygun yöntemler geliştirecek bilgi desteği sağlamaktı. Ayrıca bu dönemde Japonya, Müslüman âleminde müttefik edinmeye çalışmaktaydı. Günümüzde ise Japonya’nın yeniden İslam’a ilgi duyduğunu görmekteyiz. 23 Mart 2007 tarihinde Japon "Asahi Sinbun" gazetesinde yayımlanan bir makalede Japonya’nın yeni bir dış politika ekseni doğrultusunda çalışmalar yapması gerektiği vurgulanmakta ve Japon yönetiminin İslam’a bakışı anlatılmaktadır. Makalede Japonya’nın İslam’ı yeni dış politika ekseni olarak görmeye başlamasının nedenleri/ gerekçeleri ise şöyle sıralanmaktadır(3) ß Müslüman nüfusun artışı; Günümüzde 1,3 milyar Müslüman olan dünyamızda bu sayı 2025’te 2 milyara kadar yükselmesi beklenmektedir. Bu yüzden Japonya İslam araştırması konusuna dikkat etmelidir. Zira Japonya, sadece petrol zengini Müslüman Ortadoğu ile değil, Pakistan, Malezya, Endonezya gibi diğer Asya ülkeleriyle de işbirliği yapmaktadır, bu yüzden İslam faktörünü ihmal etmemelidir. ß Ekonomik alanda İslam dünyasının rolünün artması; Burada özellikle İslami değerleri benimseyen banka sistemleri, helal yiyecekler sektörü kastedilmektedir. Japonya bunları dikkate alarak atacak adımlarını belirlemelidir. ß Amerikan ve Batı karşıtı eylemlerin yükselmesi; ABD’nin Afganistan ve Irak gibi Müslüman nüfuslu ülkelere yaptığı askeri harekâtlara gerekçe gösterdiği iddiaların asılsız çıkmasının yanı sıra gün geçtikçe artan sivil ölümler ABD ve Batı karşıtlığını körüklemektedir. ABD’ye destek 3 <http://www.easttime.ru/analitic/3/9/231.html> SCB’nin dağılmasıyla yeniden şekillenmeye başlayan dünyada ABD’nin müttefiki olan Japonya bölgesel güç olmaktan çıkıp küresel güç olmak üzere kollarını sıvadı. ABD’nin karşılaştığı zorlukları kendisi için kâra dönüştürmeye çalışan Japonya bu yolda tüm ince noktaları/yöntemleri dikkate alıyor. Günümüzde yeniden tartışmaya açılan "dinler arası çatışma" konusunda Japonya bu çatışmanın önlenmesinde rol almak istiyor. Bu yüzden ki İslam konusu da Japonya’da ilgi ile karşılanıyor ve derinlemesine incelenen konuların başında geliyor. Japonya’nın İslam ilgisi Şinzo Abe