23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

karışık olduğunu da Esad ve gösteriyor aynı Ahmedinecad... zamanda. Tabii her ne kadar dillendirilmese de ABD’nin İran’dan çekindiği de bir gerçek. Ama sakın yanlış anlaşılmasın, ABD ne olursa olsun son kertede sonu(cu)nu düşünmeden İran’a saldırmaktan hatta hazır başlamışken Suriye’yi de "aradan çıkarmaktan" imtina etmeyecek gibi görünüyor… İsrail’e gelince… İsrail’in endişeleri ve çıkarları birkaç noktada ABD ile kesişse de, asıl derdi daha başka. İsrail, etrafında kendisine düşman olmayan, olsa bile kendisi ile baş edemeyecek kadar güçsüz olan aktörler görmek istiyor. Geçmişte bir kez bile olsun resmen savaşmadığı ama her daim gölgesi ile karşı karşıya geldiği İran’dan büyük oranda tehdit algılayan İsrail, 2006 yazında yaşadığı Hizbullah hezimetinin yaralarını henüz kapatabilmiş değilken Haaretz, Jerusalem Post, Yediot Ahoronot gibi ülkenin önde gelen gazetelerinde gün aşırı boy gösteren manşetler İsrail’in endişelerinin yersiz olmadığını gözler önüne seriyor. Söz konusu manşetlerde Hizbullah’ın giderek güçlendiği, Suriye’nin 40 yıllık kalp ağrısı Golan’ı geri almak için ordusunu kendisinden beklenmeyecek boyutlarda modernize ettiği, bu C S TRATEJİ 23 haberlerin yarısı bile doğru olsa tehlike çanları çalıyor demektir… İTTİFAKLAR, NİFAKLAR Yukarıda anlatılanları, özellikle de önemle vurgulanan noktaları Ortadoğu’nun bugünkü kompozisyonuna bakıp bir kez daha düşünmek gerekiyor. Şii Ekseni, Sünni Bloğu, ABD müttefikleri, İsrail işbirlikçileri, iç savaşlar, bölgesel çatışmalar, iktidar mücadeleleri, ulusal birlik hezeyanları, ulusdevlet heyelanları, toplumsal medcezirler ve tüm bunların kaçınılmaz sonucu kan ve gözyaşı… Başka bir deyişle Ortadoğu’da savaş zehirli bir sarmaşık misali tüm bölgeye hızla yayılırken, ittifaklar ve nifaklar giderek saydamlaşırken, kılıçlar kınlarından çıkarılmış hızla bilenirken bizlere düşen Ortadoğu’yu anlatmak. Ama anlatmak için şüphesiz ki önce anlamak gerekiyor. Ama hani diyor ya şarkıda "Öyle haller içinde ki halim, Türkçeye çevirmeye yok mecalim" işte aynen öyle… Zavallı Ortadoğu öyle haller içinde ki, Türkçe’de, Arapça’da, Farsça’da hiçbir dilde karşılığı yok yaşanılanların ve dahası yaşanılacakların… Esad’ın Tahran ziyareti, bir anlamda ‘diplomatik aşk ilanı’ oldu. İki ülkenin ortak tavır takınması yönünde liderlerin açıklamaları birbirini izledi. İki ülke ABDİsrail ekseninin karşısına çıkmaya hevesli görünüyor. bağlamda yine Suriye’nin İran ve Rus yapımı olduğu iddia edilen yeni "savaş oyuncaklarını" Golan sınırına yığdığı ve İsrail’in Hizbullah ile karşılaştırıldığında "küçük" kalan ama yine de "can sıkan" bir diğer "derdi" Hamas’ın da arkasına İran rüzgarını aldığı yer alıyor. Güvenliğin "her şey" demek olduğu İsrail için hele ki Hizbullah hezimeti sonrasında daha fazla direnemeyen Genelkurmay Başkanı istifa etmiş, ordusu ve istihbarat teşkilatı üzerindeki ölü toprağından halen kurtulamamış, savaşın hesabı henüz verilememiş bir İsrail için bu S T R A T E J İ İ. Özgür BEKTAŞ K İ T A P L I Ğ I Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve Tek Parti dönemi konuları arasında yer alıyor. Ve kitabın adından da anlaşılacağı üzere "Osmanlı Miras'ının" böylesine bir dönemde devlet ve toplum üzerindeki etkileri, kitabın genelinde bir nakış gibi işlenmiş… Bugüne değin yukarıda adı geçen döneme ilişkin yüzlerce kitap yazıldı. Hem dönemler hem de bu dönemlere damgasını vuran isimler hakkında çok şeyler yazıldı, çizildi, büyük tartışmalar yapıldı. Elimizdeki kitap da söz konusu dönemi aynı çizgide ele alıyor ancak, Miras’ı meydana getiren sözcükleri kaleme alan yazar alışılanın aksine bir Türk değil. Miras, bir yabancının, bir ABD’linin gözünden yazılmış Osmanlı ve Türkiye portresi. Anavatan Üçlemesi –I Miras, Türkiye’nin, Türk tarihinin, Türk toplumunun çok uzaklardan, okyanus ötesinden nasıl göründüğünü merak edenlere bir solukta, keyifle okuyacakları bir kitap… Anavatan Üçlemesi Amerikalı hava subayı Hugo N. Gerstl, 1968 yılında tayini Türkiye’ye, Ankara’ya çıkınca oldukça üzülür. Arkadaşları ve çevresindeki hemen herkes Türkiye’nin zorluklarından, toplumun ne kadar "doğulu" olduğundan o kadar çok bahsederler ki, Gerstl, Türkiye’ye gelmeden önce bir Avrupa turu yapar yani bir anlamda "medeniyete" hoşça kal ziyaretleri yapar ve önce İstanbul’a ardından da ödemeye çalışırken buluyor. görev yeri Ankara’ya gelir. Gerstl’e, kısa süre Büyük merakla okuduğu Osmanlı ve Türkiye içerisinde söylenilenlerin "doğruluğunu" tecrübe Cumhuriyeti tarihleri ile Türkiye’de yaşadığı eder. Çok sıkılır, havaya, suya, insanlara, davranış dönemde bizzat yaşadığı kalıplarına, kendisine son deneyimleri derece kaba gelen harmanlayarak yarı Yazar: Hugo N. Grestl Türkçe’ye alışamaz kurgu bir roman ortaya APRIL Yayıncılık, 528 sayfa önceleri. Soğuk Savaş’ın koyan yazar "Anavatan giderek kızıştığı, Üçlemesi" adını verdiği Türkiye’nin darbeler arasında nefes almaya çalıştığı, 3 kitaplık serisinin 17971936 yıllarını çalkantılı bir siyasal süreç yaşadığı, sosyolojik kapsayan ilk kitabı "Miras" ile okuyucunun görüntünün alabildiğine karmaşık olduğu ve yazarın karşısına çıkıyor. Yazar üçlemensin bu ilk deyimiyle "yoksul" bir ülke olarak ayakta kalma yapıtında Osmanlı ve Türkiye tarihlerinin en savaşı verdiği bir dönemde Türkiye’ye, hem de bir hassas, en kritik dönemlerini ele alıyor. II. Amerikan subayı olarak gelen Gerstl’in fikirleri ne Abdülhamit dönemi, Hamidiye Alayları, İttihat ve olduysa yıllar içerisinde öyle bir değişiyor ki, görevi Terakki, Babı Ali Baskını, Ermeni Meselesi, bitip de ülkesine döndüğünde kendisini vefa borcu Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları, Türkiye MİRAS (18971936) STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear