Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 Prof. Dr. Necdet ADABAĞ ‘AB bitti’ tartışmaları gerçeği yansıtmıyor… C S TRATEJİ bulunmaktadır. Zamanında nasıl NATO kurulduysa Sovyet Rusya’ya karşı şimdi de ekonomik bir dayanışma söz konusu. AB dünden bugüne oluşmadı; aşama aşama geldi buraya. Bu kez yalnız Rusya’ya değil, tüm dünyaya karşı bir bağlaşık güç oluşturmak gereği duyulmuştur. Yalnız ekonomik değil, doğal olarak. Siyasal ve ekinsel. Siyasaldır çünkü İtalya, tek başına, örneğin, Ortadoğu konusunda karar vermek ve devinmek gibi bir lükse sahip değildir. Amerika’ya yaslanmak eskisi kadar güvenli bir seçenek gözükmüyor. Ne derseniz, diyelim Avrupalıyla Amerikalı arasında kafaca bir ayrılık vardır. Ve her zaman çıkarları örtüşmeyebilir. Ama Avrupalıların kendi aralarında dayanışması daha kolay ve daha anlaşılabilir. A B bitmedi. Kimilerinin savunduğu gibi AB bitmez. Bitmez çünkü AB ülkelerinin birbirlerine gereksinimleri var. İtalya’nın bundan önceki Cumhurbaşkanı, Ciampi, II. Dünya Savaşı’nda siperlerde nöbet tutarken bir akşam Tanrısına o savaşın ne zaman biteceğini ve kardeş kardeşin ne zaman birbirini vurmaktan vazgeçeceğini sorar. Barış ister Tanrıdan. Bir yılbaşı akşamı yaptığı konuşmasında dile getirdiği bu duyguları bugün AB ülkesi yurttaşlarının çoğunlukla paylaştıkları duygulardır. Amca çocuklarının vuruştukları bir savaşta kazanan ve yitiren belli değilken geleceklerini karartmanın anlamsızlığını bugün tüm Avrupa dünyası anlamış bulunmaktadır. Dahası, tarihten ders almasını bilenlerin oluşturdukları bir Birlik’tir AB. Dinleri aynı ekinleri aynı, dilleri aynı değil ama benzer. Ayrıca birbirlerinin dillerini öğrenme kolaylıkları var. Kendi aralarındaki iletişim kolaylığı birbirlerini daha iyi tanımak ve ardından kaynaşmak olanağı sağlamıştır. Ortak bir yaşama biçimi ve yaşamı algılayış şekli var aralarında. Ortak bir estetik yaklaşımları, sanat ve ekin anlayışları var. Fransızlar, İtalyanlar amca çocuklarıdır. Ama savaşta karşı karşıya geldiler. Bir daha kolay kolay karşı karşıya geleceklerini sanmıyorum. Ama İslam ülkeleri arasında böylesi bir bağlaşık gücü yakalamak olanaklı değil. Ne zaman görülmüştür ki iki Müslüman ülke bir dayanışma içinde olsun! Birbirlerine girmesinler de; barış içinde yaşamaları da yeter. Biraz Sicilyalılara benziyorlar. Sicilyalılar tek İktidar AB konusunda zorlanmalı Avrupa’nın kendine özgü bir yapısı AVRUPA’DA ENERJİ SIKINTISI Dahası, bugün herkes bir araya geliyor ve bulunuyor ve bu noktaya acılar, ekonomik ağırlıklı bölgesel ittifaklar oluşturuyorlar. Asya’daki ŞİÖ ( Şangay İşbirliği Örgütü) adlı birlik de iş üretmek ve deneyimler yaşayarak geldi. satmak üzerine kurulmuş; ayrıca enerji Kültürü, dünyaya bakışı açısından kaynaklarını hangi koşullarda daha verimli ve çıkarlarına daha uygun biçimde ABD’den de Rusya’dan da ayrılır kullanacakları yönünde çok stratejik bir fikir jimnastiği içinde olan bir örgüttür. Bilindiği gibi bu örgütün baş aktörleri Rusya ve Çin’dir. şüphesiz. ‘AB bitti’ Yanlarına Hindistan’ı almak gayreti içindeler değerlendirmeleri ve İran’ı gözlemci olarak toplantılara çağırıyorlar. Türkiye’yi çağıran yok. Türkiye, gerçeği yansıtmıyor. oysa, yıllarca Avrasya’ya kardeş muhabbetiyle gitti geldi. Gitmeyen kalmadı. Fakültelerde o Avrupalıların ülkelerin dilleri öğretilir oldu; Avrupa’yı unutup oralarda kültür ataşelikleri açtık ve birbirine ihtiyacı eşimizi, dostumuzu nasıl olsa dil sorunu yoktur (ki var bir Azeri bir Kırgızla Rusça olduğu sürece anlaşıyor; varın, bizi düşünün) deyip kültür ataşesi olarak yolladık. Yolladık yollamasına bu olanaklı ama el elde baş başta kaldık. Ayrıca adamlar petrol zengini; yarın varsıllaşınca kardeşi, akrabayı dinlerler mi? Bir yanı başlarında değil. oynamaktan hoşlanırlar. Leonardo Sciascia bir öyküsünde Sicilyalı çocukların bile oyunlarında tek başlarına oynayabilecekleri oyunları yeğlediklerini söyler. Bir başka arkadaşıyla oyunu paylaşmak istemez. Karakter özelliklerinden biridir. Güvensizlikten kaynaklandığı belli. Sicilyalılar kuşkucu tiplerdir. Müslümanlar da öyle galiba. Biraz da sıcağın etkisi mi? İklimlerin insan karakteri üzerinde çok etkili olduğu bilinir. Avrupa ülkelerinin bir arada bulunmasının nedeni bu ortak paydaların yanı sıra çıkarlarının gereğidir. Buna stratejik gereksinim de diyebiliriz. Bir Avrupa ülkesi tek başına dünyayla baş edemeyeceğini anlamış D’Alemma Rusya; öteki yanı başlarında Çin var. Çin’in enerjiye gereksinimi çok. Bir buçuk milyar insanı var. Avrupa ülkeleri bu devlerin yanında ufak kalıyorlar. Bugünlerde İtalya’nın büyük bir kaygısı var medyaya yansıyan. Geçen yılki doğalgaz krizi bu yılda yaşanırsa ne olur, diye. Nükleer enerji yeniden gündeme geldi. Öyle bir kargaşa yaşanıyor ki artık, bu kargaşanın adı belki de küreselleşmedir; para da her şeyi çözmüyor. Siyasal bir güç oluşturmak gerekiyor. İtalya böyle bir kaygıyı yaşarsa Hollanda, Belçika, Bulgaristan gibi küçük ülkeler ne yapar, bilmem… Avrupa ülkeleri bir de ekinsel yozlaşmanın önünü kesmek için bir arada olmak zorundadır. Avrupa’nın dünyanın hiçbir yerinde olmayan kendine özgü ekinsel ve sanatsal yetkinliği vardır. Oraya göçle gelenlerin kendi kültürleriyle öne çıkmak istemeleri ve oradaki kültür ve sanat değerlerini hiçe saymaları işten değil. Çünkü anlamaktan acizler. Bugün Avrupa’da diğerlerini saymazsak otuz milyon Müslüman var. Çok farklı kültürlerin insanları olarak orada bulunuyorlar. Ve beş yılda bulundukları ülkenin yurttaşlığını alabiliyorlar. Günün birinde o çok değerli kültür kalıtının kıymetini bilmez ve çarçur ederlerse ya da "müstehcen", "günah" deyip yakıp yıkarlarsa ve bu eğilim bir bulaşıcı hastalık gibi tüm Avrupa’ya yayılırsa ne olur? Tek başlarına karşı koyamayabilirler… Kimliklerini korumak, yaşam biçimlerinden ödün vermemek ve geleceklerini Avrupa değerleri üstüne kurmak için bir arada olmak zorundadırlar. Bugün Almanya’da 3500 cami var. Almanlar neredeyse kilise yerine camiye gidecekler. Böyle giderse gün gelecek Avrupa’da çağdaş kılık kıyafet yerini sarık, peçe ve türbana bırakacak. Tüm bu değer farklılıklarını göğüsleyebilmek ve Avrupalı kimliğini koruyabilmek için Avrupa bir arada olmak zorundadır. AB, Rusya’nın elinden Varşova Paktı