Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
dualar etmişlerdir. Kürtler, Ermenilerin en güvenilir uşağı olmuştur, ancak uygun bir fırsat bulduğunda efendisinin evini terk etmiş, eşkıyalara katılarak efendisinin evini yağmalamış, onu öldürmüş, eşine, kızlarına tecavüz etmiş, mallarını çalmış, evini yerle bir etmiş, bağını, tarlasını yakmıştır. Türklere gelince; onlar; tembel, umarsız ve asalaktır. Türkler, Ermenilerin hesabından yaşamlarını sürmektedir. Türk kadınları işlevsizdir. Fakir ya da zengin Türk kadını erkeklerinin ihtiraslarını tatmin etmek ve haremlerini süslemek için doğmuşlardır. Müslümanlar arasında ne bir usta vardır ne de nitelikli işçi. Ermeniler çalışkan bir halkken, Müslümanlar tam tersidir. Görüldüğü üzere Ermeniler, bir taraftan sinsi eşkıya Kürtlerle, diğer taraftan akılsız, tembel, rüşvetçi Türklerle çevrilmiştir. Bu sebeple bütün Ermeniler, bölgeyi terk ettiği takdirde çalışacak, zanaatla uğraşacak, toprağı sürecek, vergi verecek kimse kalmayacaktır. Eğer Müslümanlar, Ermenilerden yoksun oldukları takdirde açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Ermeniler, bütün bu özellikleriyle Avrupa medeniyetinin Asya içlerindeki temsilcisidir. Çalışkanlıklarıyla ve zekâlarıyla Asyalı Almanlardır. Ancak Artsruni, Avrupa’nın bunun yetirince farkında olmamasından yakınmaktadır. Artsruni, kitabını silahlanmakta olan Türkiye Ermenilerini destekleyerek bitirmektedir.(5) C S TRATEJİ 21 sürükleyen kalın kafalı adamlar var" şeklinde verir.(9) Türkiye’ye karşı isyan bayrağı çekmelerini Türkiye Ermenilerine önerdiği dönemde Artsruni, Mşak gazetesindeki başka bir kapak yazısında "İslam ile Hıristiyanlığın ilkelerini" tanımlama konusunu işlerken, İslam’ın ilkesinin "kölelik" olduğunu vurgular. Hıristiyanlık ise, Ermeni milliyetçiliğinin teorisyenine göre "özgürlüğün" ve "birey girişimciliğinin" bayrağıdır.(10) ARTSRUNİ VE ÇARLIK REJİMİ Ermenileri özgürleştirme bayrağını elinden bırakmazken Çarlık diplomasisinin, Artsruni’nin ekibini desteklemesi dikkat çekicidir. Çarlık belgelerinden Çar yönetiminin Ermeni liberallerine olumlu yaklaştığı görülmektedir. Artsruni’nin milliyetçi görüşleri, Çarlığın Kafkas politikalarıyla iç içe geçmiştir. Bolşevik Ermenilerinden Karinyan, bu durumu şu şekilde açıklar: "Onların söylemi Çarlık için bir tehlike arz etmiyordu. Tam tersine Rus mutlakıyetine karşı kölelik ruhuyla yoğrulmuştu. (…) Artsruni, Türkiye’yi ve ‘Rusya eğiliminin’ bütün karşıtlarını hedef alan mücadelesini düzenli yürütmekteydi. Bu politika, ayaklanmanın gerekliliği ve Türkiye Ermenilerini yardım talebiyle Rusya’ya ve ‘büyük devletlere’ başvurmaya yönlendirme konusunda yeteri kadar açıktı. Bu programa karşı koymak isteyen toplum önderleri, acımasız eleştirilere ve dışlanmaya maruz kalıyorlardı. Artsruni’ye ve Ermeni liberalizminin diğer propagandacılarına bir şekilde karşı koymaya cesaret eden İstanbul’daki bütün Ermeni önderlerin kaderi böyle oldu."(12) KARİNYAN’IN DEĞERLENDİRMELERİ Artsruni, kitabında "Türkiye Ermenistanı"nın yeraltı ve yerüstü kaynakları ve Türkiye Ermenilerinin ekonomik koşulları üzerinde de durur. Sovyet Ermenistanı’nın önemli devlet ve bilim adamlarından A. B. Karinyan, Taşnakizmin "temel İncili" olarak nitelendirdiği bu kitabı değerlendirirken saldırgan Ermeni milliyetçiliğinin açığa çıktığını belirtir. Karinyan, kitabın başlıca görevinin, Kafkas Ermenilerinin dikkatini Türkiye Ermenilerinin yaşadığı bölgenin doğal zenginliklerine ve büyük ekonomik potansiyeline çekmek olduğunu tespit etmektedir. Böylece Artsruni, Ermeni burjuvazisinin sınıfsal hayallerini ustaca kışkırtmıştır. Karinyan’a göre kitapta Ermeni köylülerinin ve Türkiye halkının ekonomik durumuna yüzeysel ve bulanık yargılar içeren sadece birkaç sayfa ayrılmıştır. Araştırdığı konuya tamamen yabancı olan Artsruni, dönemin yabancı kaynaklarına, konsolos ve gümrük birimlerinin raporlarına, Ermeni sivil toplum kuruluşlarının arşivlerine, İstanbul basınına başvurmaya bile gerek görmemiştir. Karinyan, bunun sebebini söz konusu kaynakların tamamının Ermeni liberalizminin esasen yanlı olan tezini temelden sarsması olarak görmektedir. Karinyan’ın ifadesiyle Artsruni’nin makalelerinde ciddi araştırma yerine Osmanlı İmparatorluğu’na olumsuz nitelikler atfedilerek "ulusal bir heyecan" ve zalim Müslümanlara karşı öç duygularını uyandırmak amaçlanmıştır.(6) Artsruni, Ermeniler ve diğer halkların Müslüman yönetiminden bağımsızlaşmaları gerektiğini, bunu da Avrupalıların yardımıyla yapmaları gerektiğini savunuyor. Ermeni milliyetçiliğinin kuramcısının işbirlikçi yaklaşımının izleri günümüze dahi ulaşıyor. ayrılıkçı eğilimleri ateşlemiştir. Artsruni, bu durumdan yararlanarak Mşak’taki başyazısında, Ermeni halkını Osmanlı İmparatorluğu’na karşı özgürlük için ayaklanmaya çağırır. Ancak bu çağrı, Türkiye Ermenileri arasında yankı yaratmaz. Hatta Ermeniler, Artsruni’nin ifadesiyle, bırakalım ayaklanma eylemine geçmeyi, ayaklanmayı düşünmemiştir bile. Bu durum, Artsruni’yi Mşak’ın 1876 yılında yayımlanan 24. sayısında "Ermeniler, bir millet olmamanın ötesinde insan sıfatını taşımayı bile hak etmiyor" diyecek kadar öfkelendirmiştir. Artsruni’nin artık bütün umutları Batı ve Çarlık diplomasisindedir. Artsruni, yazısının devamında, Ermenilerin çökmüş ruhunu ayağa kaldıracak ve onları özgürlüğe kavuşturacak "bir dış etkiye, bir dış güce ihtiyaç bulunduğu" sonucuna ulaşır.(7) Artsruni’nin bu ifadelerine cevap, kısa süre sonra yine Rusya Ermenileri tarafından çıkartılan Megu Ayastani’den gelir: Ateşle oynanmaması gerekir, ateş tehlikelidir, yangından kaçınmak için onu söndürmek zorunludur. Ermenileri Türkiye’ye karşı kışkırtarak ve onları ayaklanmaya teşvik ederek Osmanlı’nın iç işlerine karışmanın hiç gereği yoktur. Unutmamak gerekir ki, böyle bir girişim en çok Ermenilere zarar verecektir. Eğer Türkiye İmparatorluğu’nda işler kötüye gidiyorsa, bu Türkiye’deki halkların, Ermeni, Türk, Kürt ve Süryanilerin, kendi meselesidir. Bu halklar, ortak güçleriyle millet ayrımı yapmaksızın kötü yönetimleriyle hesaplarını kendileri görmelidir. Ermenilerin kurtuluşu, Türkiye’de yaşayan bütün halkların kurtuluşuna bağlıdır. Herkesin özgürlüğünün güvencesi, ancak ortak mücadeledir. Büyük devletlerin müdahalesinin engellenmesi, Türkiye’deki bütün milletlerin birliğini sağlayacak ve her alandaki gelişmenin önünü açacaktır. Yazı, şu vurguyla son bulmaktadır: "Evimizde otururken onlara talimatlar vererek Türkiye Ermenilerinin kanını talep etmeye ve bugünlerini, geleceklerini tehlikeye atmaya ne hakkımız var?"(8) Artsruni, bu yazıya cevabı "Ermenileri hâlâ sabırlı olmaya teşvik eden, abuk subuk fikirlere 1915 SÜRECİNDE ARTSRUNİ’NİN ETKİSİ Çarlık rejimiyle hesaplaşmayan, Ermenilerin kurtuluşunu Çarlık ve Batı diplomasisinde gören, bunu da ırkçı fikirleriyle temellendiren Artsruni, Ermeni milliyetçiliğinin sıradan bir aydını değildir. Ve aynı zamanda bu fikirleri savunan tek teorisyeni de değildir. Artsruni’nin görüşleri, Ermeni milliyetçiliğinden bir sapma olmamakla birlikte onun temellerini atmıştır. Yazımızın amacı, bilim dışı, tarih bilgisinden ve devlet teorisinden yoksun, bu ırkçı fikirleri tartışmak değildir. Burada önemli olan nokta, bugün de Ermeni milliyetçiliğinin kuramcısı olarak kabul edilen Artsruni’nin yukarda işaret ettiğimiz görüşlerinin emperyalist müdahaleyle geniş Ermeni kitlelerine devamlı olarak empoze edilmiş olması ve 1915 olaylarına giden süreçte aşılanan bu bilincin oynadığı roldür. Dipnotlar: 1Bkz. M. Y. Alaverdyants, İdeologi Osvobojdeniya Turetskih Armyan, Petrograd, 1915, s. 19 vd.; A. B. Karinyan, Ermeni Milliyetçi Akımları, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, Temmuz 2007, s.25 vd., 43 vd.; Entsiklopediya "Armyanskiy Vapros", Yerevan, 1991, s.65; Büyük Sovyet Ansiklopedisi’nin (19701977 baskısı) G. Artsruni, Mşak, Artsrudi, Mihitaristı maddeleri. 2 Grigori Artsruni, Vostoçnıy Vopros, Tipografiya İ. A. Çantseva, Tiflis, 1876. 3 Age, s.4. 4 Grigori Artsruni, Ekonomiçeskoe Polojenie Turetskih Armyan, Tipografiya A. Gatsuka, Moskva, 1880. 5 Age, s.11, 16 vd., 23 vd., 26 vd., 32 vd., 36. 6 A. B. Karinyan, age, s.39 vd., s.51. 7 Y. Kegamyan, Ayeri Azatakrakan Şarjume, Baku, 1915, s.267 ve Mşak, No.24, 1876’dan aktaran: Mehmet Perinçek, B. A. Boryan’ın Gözüyle TürkErmeni Çatışması, 2. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, Aralık 2006, s.31 vd. 8 D. Ananun, Rus Asarakakan Zargatsume, c.2, Eçmiadzin, 1922, s.189 vd. ’dan aktaran: Mehmet Perinçek, age, s.32 vd. 9 Mşak, No.27, 1876’dan aktaran: Mehmet Perinçek, age, s.33. 10 Mşak, No.99, 1891’den aktaran: A. B. Karinyan, age, s.31. 11 Age, s.35. ‘ERMENİLERİN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ’ Grigori Artsruni, Ermeni milliyetçiliğinin şekillenmesinde Tiflis’te yayınladığı Mşak gazetesini de önemli bir araç olarak kullanmıştır. Yukarıdaki iki eserinde de altını çizdiği Ermenilerin dış güçlerin yardımıyla kurtarılabileceği fikri, Mşak’ta da yoğun olarak işlenir. 1876 yılındaki Bulgar isyanı sırasında büyük devletlerin elçileri, Balkanlar’daki durumu değerlendirmek üzere İstanbul’da toplanır. Bulgarların bağımsızlık yolundaki adımları, Batı ve Çarlık diplomasisinin de etkisiyle Ermeni aydınları arasında da