Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası gkirac@tusam.net Özbekistan, Rusya’nın etkin olduğu güvenlik kuruluşuna üye oldu Ö zbekistan dış politikasında Andican olayları sonrasında değişen ağırlık merkezi, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini artırmasına yardımcı oldu. Özbekistan’ın 16 Haziran 2004 tarihinde Rusya’yla imzaladığı "Stratejik Ortaklık Anlaşması"nın ardından 25 Ocak 2006’da Avrasya Ekonomik Birliği’ne de üye olması, uluslararası kamuoyunda Taşkent yönetiminin Moskova’ya doğru kayan siyasi kararlarının somut verileri olarak değerlendirildi. Yaşanan son gelişme ise Taşkent yönetiminin Moskova’yla olan ilişkilerinde artık kalıcı adımlar attığının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. 23 Haziran 2006’da Belarus’un başkenti Minsk’te gerçekleştirilen Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (KGAT) toplantısında Özbekistan örgüte tam üye oldu. Bu gelişmeyle Vladimir Putin’in uzunca bir süredir Taşkent yönetimini KGAT üyeliğine ikna etmek için harcadığı çabalar da başarıyla sonuçlanmış oldu. Taşkent, Moskova’ya iyice yaklaşıyor KGAT nedir? Örgütün ilk ortaya çıkışı 15 Mayıs 1992’de Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Ermenistan’ın, Kolektif Güvenlik Anlaşması (KGA) adındaki yapının kuruluşuna ilişkin imzaladıkları anlaşmadır. Yaşama geçen bu güvenlik örgütlenmesine 1993 yılında Azerbaycan, Gürcistan ve Belarus da katıldı. Anlaşma beş yıllık süreyle yapılmıştı. Sürenin dolmasının ardından 2 Nisan 1999’da yeni bir anlaşma imzalanarak bu yapılanmanın yürürlükte kalması sağlandı. Ancak Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan anlaşma süresini uzatmayarak çekildiler. Özbekistan’ın bu anlaşmadan çekilme nedenlerinden en önemlisinin Taşkent’te 16 Şubat 1999’da Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’a yönelik bombalı saldırıların gerçekleşmesi olduğu düşünülüyordu. Bu olayın sonucu olarak Taşkent yönetiminin 2 Nisan 1999’da KGA’nın uzatılmasını öngören anlaşmayı imzalamadığı dile getiriliyordu. Özbekistan’ın Moskova’yla yaşadığı bu fikir ayrılığının ardından 24 Nisan 1999’da ABD güdümünde 1997 yılında Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova tarafından kurulan örgüte (GUAM) üye olması, bu öngörüleri haklı çıkardı. Bu katılım Kerimov’un, Rusya yerine ABD bloğunda yer almayı tercih ettiğinin belgesi olarak algılandı. İki ülke arasındaki bu süreç daha sonra 2001 yılında Özbekistan’ın ABD’ye Hanabad’ta askeri üs izni vermesiyle gelişti. Bu gelişmelerle birlikte Moskova açısından, Orta Asya’daki güvenlik dengelerinde ciddi bir hasar meydana geldi. 11 Eylül sürecinde Kerimov ve Putin Kırgızistan’ın da ABD’ye üs açması, Rusya’nın bu konuda acilen bir adım atmasını zorunlu hale getirdi. Moskova tüm bu gelişmeleri analiz ettikten sonra Moldova’nın başkenti Kişinev’de gerçekleştirilen Bağımsız Devletler Topluluğu toplantısında, 7 Ekim 2002’de KGA’nın KGAT’ya dönüştürülmesini sağladı. Bu stratejiyle Orta Asya’da yeniden bir güvenlik yapılanmasına giden Moskova, Ekim 2003’te Özbekistan, bağımsızlığının ardından İslam Kerimov yönetiminde inişli çıkışlı dış politika izledi. Kerimov’a yönelik suikast girişiminin ardından ABD’ye yaklaşan Taşkent, Andican olaylarının ardından gelişen süreçte Rusya’nın etkin olduğu güvenlik örgütüne üye oluyor. yapılanmalarına dahil edebilmek için aktif bir politika izlemeye başladı. Bu çalışmaların meyvelerini yazının giriş bölümünde de belirtildiği gibi 2005 Haziran’ından itibaren toplamaya başlayan Rusya, Özbekistan’ın AEB ve KGAT’ye dahil olmasını sağlayarak, bölgede kurmaya çalıştığı güvenlik ve ekonomik zincirin eksik halkalarını da tamamlamış oldu. Şunu belirtmek gerekir ki, Taşkent yönetiminin aldığı kararlar, Orta Asya’daki güvenlik, ekonomik ve sosyal dengeleri doğrudan etkileme gücüne sahiptir. Özbekistan’ın tüm Türkistan devletlerine sınırının olması, ülkenin jeostratejik önemini artıran önemli bir etkendir. Diğer yandan istihbarat, askeri gücü ve nüfus yoğunluğu (hem Özbekistan Orta Asya’nın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi hem de tüm komşu ülkelerde Özbek kökenli vatandaşların oranı ciddi boyutlardadır) açısından da bölgede etkin bir konuma sahiptir. Dolayısıyla Orta Asya’da gerek ekonomik gerekse askeri entegrasyon/etkinlik arayışında olan güçler/çok uluslu örgütler açısından Özbekistan’ı müttefik olarak yanlarına çekmek stratejik bir hamledir. Özbekistan yönetimi Mayıs 2005’te yaşanan Andican olaylarının ertesinde çeşitli önlemler aldı. Andican’daki Kırgızistan’da, Ekim 2004’te de Tacikistan’da askeri olayları bir ayaklanma olarak tanımlayan Kerimov üsler edinerek bölgede ABD’yle güvenlik alanında yönetimi, bu ayaklanmaya yaşadığı mücadelede özellikle ülkedeki ABD dengeyi sağladı. Ancak, Özbek yönetimi tarafından kökenli sivil toplum Özbekistan’ın jeopolitik kuruluşlarının destek önemi ve gücü bakımından çalışmalarına son verilen sağladığını iddia etmişti. Bu ABD’nin yanında yer alıyor ülkedeki pek çok ABD kökenli sivil toplum kuruluşları: nedenle olması Rus yönetimini sivil toplum kuruluşunun rahatsız ediyordu. çalışmalarına Özbek adalet Bu doğrultuda ? Eurasian Foundation ABD mekanizmaları tarafından son Özbekistan’da Mayıs ? Freedom House ABD verildi. Bunun yanı sıra bazı 2005’te Andican kentinde ? American Bar Association's Central Protestan kiliseleri de din yaşanan olayların ardından European and Eurasian Law Initiative misyonerliği yapmak ve ABD’nin Kerimov (ABA/CEELI) ABD küçük yerleşim birimlerinde yönetimine insan hakları ? Counterpart International – ABD halkı din değiştirmeye teşvik ihlalleriyle ilgili baskı ? Open Society Institute (OSI) ABD etmek suçlamalarıyla Özbek yapması, bölgede yaşanan ? International Research and Exchanges makamlarınca kapatıldı. bu süreçte yeni bir dönüm Board (IREX) ABD Özbekistan’ın dış noktası oldu. Bu ? Central Asian Free Exchange (CAFE) politikasında ise ağırlıklı restleşmenin ardından ABD olarak Rusya eksenine Kerimov’un ülkesindeki ? American Council for Collaboration in kaydığı, Çin ile de ilişkilerini ABD üssünü kapatması, Education and Language Study (ACCELS) ileri boyutlara taşıdığı bölgedeki güvenlik ABD görüldü. Özellikle yapılan bu dengelerinde yeniden bir ? Global Involvement – ABD son hamleyle KGAT’ye deprem yaşanması entegre olunması, Orta sonucunu doğurdu. Asya’daki güç mücadelesinde Rusya’ya gözle görünür Bölgedeki bu yeni konjonktürü fırsat bilen Putin bir üstünlük sağlayacaktır. Bu gelişmenin aynı zamanda yönetimi, Özbekistan’ı kendi ekonomik ve güvenlik psikolojik boyutları da Orta Asya’daki Rus etkinliğinin algılanması ve yayılması açısından önemlidir. İslam Kerimov’un içte ve dışta yürütülen bu stratejileri geliştirirken, 2007 yılındaki devlet başkanlığı seçimlerini de hesaba kattığı düşünülüyor. Ülkesine dışarıdan müdahalenin önünü kesmek arzusunda olan Kerimov yönetimi, özellikle seçim sürecinde Batı’dan demokrasi konusunda gelebilecek olan eleştirileri dengeleyebilecek güçleri de yaptığı dış politik girişimlerle belirliyor. C S TRATEJİ 5